"Ergenekon” davasının bugünkü duruşmasında tutuksuz sanıklardan gazeteci Hayrullah Mehmet Özgür'ün savunması ve çapraz sorgusu tamamlandı. Özgür, mahkemede Erdoğan'la ilgili ilginç bir CD'nin varlığından da bahsetti!
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada kısa bir savunma yapan Özgür, meslek hanesinde “gazeteci” yazan sıradan bir vatandaş olduğunu belirterek, “AK Parti muhalifi olduğu için işsiz kaldığını” öne sürdü.
Hasan Cemal ve Ahmet Altan'a cevap
Çarşamba, 29 Nisan 2009 Emekli bir Eğitimci’nin mektubu
“Yukarıda isimlerini gördüğünüz kişileri tanımam. Sadece isimlerini bilirim, birkaç da kitaplarını okudum, o kadar. Bu yüzden doğrudan benim muhatabım değiller. Muhatabım olmayan kişilere neden mi cevap verme ihtiyacı duydum? Anlatayım… Hasan Cemal'in 18 Nisan 2009 tarihli Milliyet'teki, köşesinden yazdığı yazı neden oldu buna. O gün köşesinin yarısını da kankası Ahmet Altan'a ayırmış. Yazıyı okuyunca, sanki, ikisi birlik olmuş da bana,çekişiyorlar gibi geldi!.. Susamadım, cevap verme ihtiyacı duydum.
Emekli generallerin ilk kez ciddi olarak yargı önüne çıkarılmasından ötürü önemsiyormuş Ergnikon'u Hasan Cemal.. Fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Davanın inandırıcılığı törpülenmemeli diyor. Ve ekliyor; Prof. Dr. Türkan Saylan ve Tijen Mergen'e karşı yapılanları talihsiz ve çirkin olarak niteliyor. Ayni Hasan Cemal, ayni gün ayni saatlerde alınan diğer aydınlarla ilgili hiçbir yorum yapmıyor.. İşte Hasan Cemal ve benzerlerinin hukuk anlayışı!..
Suçları varsa, cezalarını çekmelerini istemediğimizden değil, hukukun üstünlüğü ve herkese eşit uygulanması gerektiği ilkesinin zedelenmiş, hatta hiçe sayılmış olmasınadır tepkimiz… Her biri bu ülkenin zenginliği olan bunca aydın kolay yetişmiyor ki? Bu aydınların fikirlerinden, düşüncelerinden yararlanma hakkımız elimizden alınmış ve haksızlığa uğramış addediyoruz kendimizi!…
12 Mart'çılardan bir tekini bile kahraman görecek kadar alçalmış gerçek bir solcu olamaz!.. Dünün solcularından olupta, kişiliğini ve idrakını bugünlere taşıyamıyanlar elbet bu genellemenin dışındadır.
"Benim derdimi de çok iyi anlatmış" diyerek köşenin büyük bir bölümünü de Ahmet Altan'a bırakmışsın. Kanka olmak ne güzel!…
"Darbeden yana mısın?, değil misin?" Diye başlamış Ahmet Altan sözlerine. Sanki, kendisi gibi düşünmeyenlerin tamamını potansiyel darbeci olarak almış karşısına, açmış ağzını yummuş gözünü, ar, edep, hak, hukuk dümdüz!.. Ne alçaklıkları , ne Küçük Evren'likleri, ne kaypaklıkları, ne rezillikleri kalmış potarsiyel(?) darbecilerin… Ve devam ediyor:
Darbeye karşıyım diyorsan, o zaman ergenekonu niye savunduğunu dilini kulağından çıkarıp açıkça anlat" diyor.
Peki!…yıllar, yıllar önce, babasını idol bilip çok sevdiğim, Ahmet Altan!…
Sen de elini bi apışarandan kurtarda, açkulağını iyi dinle iyi dinle!!!…
Bu ülkenin darbelerden neler çektiğini, benim neslim çok iyi bilir. Özellikle 12 Mart ve 12 Eylül'ün bu ülkeye neler yaptığını, kimlerin ne tür bedeller ödediğini, bu ülkenin gerçek aydınlarının nasıl hapislerde çürüdüğünü, nasıl işkenceler gördüğünü!
Sen de bilirdin, beynini ve vicdanını iki bacak arasında hapsederek, topluma kaçamak ve aldatma dersleri vermek için zaman harcamasaydın!…
Hukukun üstünlüğünü savunmak, dalga'ların , hukuksal sistem içinde yapılmasını savunmak, velev ki darbeci bile olsalar; insan haklarının ihlal edilmemesini istemek Ergenekon'cu olmayı mı gerektirir? "
Bu ülkenin hukukçuları ayaktaysa, baroları, Yargıtay onursal Başkanları, Anayasa Mahkemesi başkanları, hukuk profösörleri … bunca yurtseverler "hukuk çiğneniyor" çığlıkları atıyorlarsa , hukuksuzluğun yarattığı çığ, bunca aydını yutmuşsa ve yutmaya devam edecekse, ve yine hukuk buna dur diyemiyecekse… sonuç ne olur? Sonucu, hiçbir yurtsever aydın düşünmek istemez!.. Sen ve senin gibiler bile!…
"AKP'ye yakın olmakla eleştirilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yüce Mahkemenin 47'inci yıldönümünde iktidara önemli uyarılar yaptı…"
Yukarıdaki satırlar bir gazete başlığı (25 Nisan 2009-Vatan) Ve devam ediyor haber: "Ergenekon'da suç işleniyor. Yargı kararı olmadan, insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur, yasaları uygulama aşamasındaki özensizlikler, onarılması güç yaralar açmaktadır. Açıkça suç olmasına rağmen yargıyı etkileme ve yönlendirme çabaları halen devam etmektedir. Savcılarımızın işlenen bu suça karşı hareketsizliği ise düşündürücüdür"
Bu sesler, en Yüce Mahkemeden yükselmektedir. İşte Ahmet Altan, Senin Ergenekon'cu dediğin, darbecilikle suçladığın aydınların da söylediği tam bu!.., Hadi, gücün yetiyorsa Anayasa Mahkemesi Başkanı'nıda Ergenekoncu- darbeci ilan et!..
Ne Şeriat Ne Darbe, Tam Bağımsız Türkiye"diyenler bile onca dalgalardan paylarına düşeni almadılar mı? Niçin? Darbe istediklerinden mi? yoksa şeriat istemediklerinden mi?, Yoksa ta 70'li yıllarda olduğu gibi *Tam Bağımsızlık * istediklerinden mi?
Yazında, darbeci diye saydığın bunca saygın kişilerin, sözlerini, konuşmalarını, yazılarını henüz mahkeme bile suç olarak kabul etmemişken, senin bunları kafana göre yorumlayıp peşin hükümle sonuca gide bilmen, suçluluklarından bu kadar emin olabilmen, geriye zayıfta olsa sadece şu ihtimallerı ortaya koyuyor: ya sen de onlarla birlikteydin, ya da oturup senaryoyu sen yazdın!…
Bak şu cümlene de feci takıldım. Diyorsun ki:" Darbecilerin gelip dindarları, Kürtleri, demokratları asması çok mu mutlu edecek seni? Çok mu sevineceksin?"
Bu sözlerinle ne yapmak istediğin ve niyetinin ne olduğunu sezmek, birazcık düşünebilen bir kafa için hiç de zor değil!.. kışkırtıcılık!!!..
Olmamış; olup olmama ihtimali bile tartışma konusu yapılmakta olan bir darbenin, bu kadar kestirme ve kesin yoldan, sonuçlarının ortaya konulması dengeli bir ruh yapısının eseri olabilir mi? Bu bozuk ruh yapısının rezilce yorumu bu ülkede taraftar bulabiliyorsa vay benim o ülkemin insanlarının haline. Yuh olsun bu ülkenin insanlarını bu idraktan yoksun bırakanlara!.. yuh olsun!…
Ve devam ediyor yazısına Ahmet Altan!… *Dindarları, Kürtleri, demokratları
Assınlar' bunu mu istiyorsun?*, sen buna solculuk mu diyorsun?
Solculuğu adam asmak olarak algılayanlara binlerce, milyonlarca kere gene yuh olsun!.. Solculuğu böyle gösterenlere de!.. Bari babanızdan biraz solculuk öğrenseydiniz!…Bir zamanlar en iyi o bilirdi solculuğu.. Babanız kaç dindar, kaç kürt kaç demokrat kesti(!)!.. Solculuk konusunda bize çok şey kattı ama sizlere hiçbirşey verememiş. Yazık!.. Solculuğun özü insanları sevmektir, asmak değil!
Bu noktadan sonra, Ahmet Altan'a cevaplarım, aynen kendi cümleleriyle olacaktır!.. Noktasına virgülüne kadar!. Sadece okun yönünü değiştirerek…
"Kendine sanatçı diyen, aydın diyen, gazeteci diyen daha da önemlisi, kendine insan diyen biri için 'darbeyi desteklemekten' daha büyük günah, daha büyük alçaklık, daha büyük suç yoktur" diyerek sürdürüyorsun sözlerini.
Haklısın Ahmet Altan!… Kendine insan diyen biri "binlerce sayfalık iddianamelerle suçları kanıtlanmıştır" yorumuna dayalı bir ithamla insanları peşinen suçlamaktan daha büyük günah, daha büyük alçaklık, daha büyük suç yoktur!…
"Ben AKP"ye kızıyorum, onun için darbeyi destekliyorum demek insanı alçaklıktan kurtarmaz" buyurmuşsun. Ne kadar haklısın. Sözlerine aynen, kelimesi kelimesine katılıyorum. Aksi gerçekten alçaklık olurdu!.. Ve bende diyorum ki; "Ben AKP'yi seviyorum, bunun için huhuka uygunmuş yada değilmiş, alınanlar yurtsever aydınlarmış, sap saman karışmış, suçlu bulunsun da delil arkadan gelir, gibi safsatalarla, kesinkes saptanmış delillere dayalı mahkeme kararları olmasa da, insan hakları ve evrensel hukuk çignensede, ben Ergenekon'u destekliyorum" demek de insanı alçaklıktan kurtarmaz.
Yazındaki İşbirlikçilik sözüne de takıldım. Sanki doğrudan bana söylenmiş duygusuna kapıldım… Vallahi çok alındım. Kenan Evren darbe yapmış, ben ve benim gibi düşünenler Evren'e işbirlikçi olmuş… İşbirlikçilik, yardımcı olma, yardakçı olma, taraf olma, hizmetinde bulunma, biad'a çanak tutma, çıkarlardan nemalanma… gibi anlamlara gelmez miydi?
Yeminle… benim bunların hiçbiriyle uzaktan yakından ilgim yok. Senin
var mı yoksa?
Gel senin yazındaki son paragrafı, kelimesi kelimesine, harfi harfine, noktalamalarına varana kadar ortaklaşa kullanalım. Sen bana söylemiş ol, ben de sana. Sonuçta en çok kime yakışıyorsa onda kalsın!..
Mahkeme 'Davalar birleştirilsin' dedi 13.Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon ve Danıştay saldırısı davalarının birleştirilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme birleştirme gerekçesini "fiili ve hukuki irtibat bulunması" olarak açıkladı. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11612761.asp?gid=229
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Org. Yaşar Büyükanıt, 27 Nisan bildirisini bizzat kendisinin kaleme aldığını belirterek “O muhtıra değil, TSK'nın laiklik karşısındaki hassasiyetini vurgulayan bir bildiridir" dedi.
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, İstanbul Cumhuriyet Savcılığının 12 Nisan 2009 tarihli "arama-el koyma- inceme" talimatının sayı numarasının üç noktayla gösterildiğine dikkat çekerek, "Ergenekon soruşturması matbu evraklar çoğaltılarak mı yapılıyor?" sorusunu yöneltti.
Güner, TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde yeni Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e "Ergenekon davası" ile ilgili sorular yöneltti. Güner soru önergesiyle birlikte İstanbul Cumhuriyet Savcılarının imzasıyla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderilen talimatın bir örneğini de basına dağıttı. Belgenin girişinde, "... şüphelilerin suç delilleriyle birlikte yakanabilmesi amacıyla alınan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkememizin 12. 04.2009 tarih ve 2009/... sayılı ARAMA-EL KOYMA-İNCELEME kararı ekte gönderilmiş olup..." yazıyor.
Radikal'e bilgi veren Rahmi Güner, "Soruşturmayı yürüten savcılar emniyete yazdıkları arama ve tutuklama kararının sayı numarası belirtilirken 2009 dedikten sonra nokta nokta nokta ile boş geçmişler. Emniyet bu yazıyı matbu olarak çoğaltıp üzerine rakam ilave edip yeni yeni arama ve tutuklamalar yapıyor. Yani, savcılığın kendilerine tanıdığı bu olanakla yeni yeni insanların evini arıyor ve gözaltılarda bulunabiliyorlar. Bu tür şeyler ancak sıkıyönetim dönemlerinde olur. Bu bir ucu açık fason tutuklama uygulamasıdır. Ceza usulünde böyle bir usul yoktur." dedi.
Ergenekon İddianamesi’nin eklerinde hiçbir şey beni Avukat Orhan Pekmezci’ye yapılan kadar ilgilendirmedi diyeyim siz gerisini anlayın. Jandarma içinde Cumhuriyet Çalışma Grubu diye bir şey var, ilk kez Taraf ortaya çıkarmıştı bunu. Hâlâ inanmayanlar varsa eklerin 238. klasöründeki CÇG devre raporlarına şöyle bir bakıp kendilerine gelsinler. “Türkan Saylan’ın ne ilgisi var Ergenekon ile” diye kafası karışanların özellikle Ulusal Birlik Platformu hakkındaki Jandarma’nın resmî raporlarına bir bakmalarını öneririm.
Konumuz şimdi küçük Ergenekon ama. Avukat Orhan Pekmezci’den bahsediyorduk. Kayserili avukat AİHM’de Türkiye’ye haksızlık yapıldığı gerekçesiyle Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bir dava açmış. Derhal askerin ilgi sahasını girmiş böylece. Kendisi karargâha çağrılmış. Destek sözü verilmiş. Sonra da hakkında bir rapor hazırlanmış. O raporun bir yerinde aynen şöyle deniyor: “Görüşme sırasında şahsın bir ara dışarı çıkmasından istifade ile özel defterinin fotokopisi alınmıştır.”
2- ‘Kalleş’ Burjuvazi (244. klasör - 36. sayfa)
Arı Hareketi Genel Koordinatörü Kemal Köprülü, Ankara’da Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Murat Saraylı’yı ziyaret ediyor. Bu sıradan görüşmenin tüm dökümü ise gizli ibareli resmî bir belge olarak Jandarma’da. Nasıl mı? Dinleme kaydının üstünü okuyalım: “Yapılan görüşmenin tarihi ve yeri ile ilgili olarak TÜGİAD başkanı Murat Saraylı bizzat tarafımıza önceden ihbarda bulunmuş olup, söz konusu şahıs ve mensup oldukları çevrenin faaliyetleri ile bir ilgisi olmadığını belirterek, bu gruba mensup şahısların Türkiye’deki faaliyetlerinin açığa çıkarılması için gönüllü olarak yardımda bulunabileceğini beyan ederek teknik kayıt yapılabilmesi için yardımcı olmuştur.”
3- Vefa Ergenekon’da bir klasör adı (244. klasör - 144.sayfa)
Bu tam bir Brütüs hikâyesi. Yine Eruygur’dan çıkan gizli ibareli bilgi notu Tayip Erdoğan hapse düşünce yerine bıraktığı vekili dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ile yapılan 4 Aralık 2003 tarihli görüşme hakkında. Okuyunca şöyle diyorsunuz: Bu ülkede hayat sahiden acımasız. AB’den azınlıklara, kamu reformundan, orduyu yıpratmaya çalışanlara kadar açmış ağzını yummuş gözünü Gürtuna bu görüşmede. Paşalara AKP’nin dağılabileceği müjdesini vermiş, “Neredeyse Türklüğümüzü korumak için cemiyetler kurmak zorunda kalacağımızdan” dem vurarak vatanseverliğini ispatlamış. Parti kurmak isteyen bir siyasetçi askere nasıl biat eder hakkında ibretlik bir belge yani.
Şemdinli için Meclis’e verdiği ifadede “Hırsız evin içindeyse ne yapabilirsiniz” diyen Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un evin içindeki hırsızlarla karşılaştığı âna bakalım şimdi de. Emniyet ve Jandarma arasında bir toplantı yapılıyor. Ama bir kurmay albay tarafından hazırlanan resmî rapor, toplantının ardından geçilen yemekte Sabri Uzun’un samimi bir ortamda anlattıkları hakkında. Değerlendirme kısmında şöyle denmiş “Şahsın siyasi iradenin kurumsal bazda yeterince temsil edilmediği iddiasıyla Jandarma ve askere bakışının olumsuz olduğu, koşullar müsait olursa mevcut sistemi her fırsatta yermeye çalışacağı değerlendirilmektedir.” Bitmiyor. Bu görüşme notları alınıp dönemin Emniyet Genel Müdürü karargâha çağrılıyor. Ve Genel Müdür “ Komutanımıza henüz bunları söylemedik” denilerek Uzun’u susturması için tehdit ediliyor. Yeni başlayanlar için Ankara...
Bu klasör Jandarma İstihbarat’ın gizli fotoğraflarıyla dolu. Kimler yok ki; Kahramanmaraş’ta bir imam hatip lisesinin bahçesinde dolaşan başörtülü kızlar. Maraş’ın bir başka ilçesindeki lisede öğretmenler odasında Yeni Şafak okuyan öğretmen. Menzil şeyhinin iftar yemeğine katılan AKP’li vekiller. Nurcuların bir toplantısındaki vekiller. Hepsi gece görüş kamerasıyla çekilmiş, hepsi, gizli ve resmî fotoğraflar. Ama benim favorim Tarım Bakanlığı’nın altındaki bir camideki Cuma namazı hakkında Jandarma raporu ve bunla ilgili fotoğraflar. Dünyanın hangi ülkesinde Jandarma şunu izler: “Cuma namazı vaktinin yaklaşması ile katlarda bulunan tuvaletlerin önlerinde ve içlerinde gözle görünür bir hareketlilik yaşandı.”
"Yargıtay üyeleri Yahudiler’e çalışıyor, bunlar vatan haini, bunların temizlenmesi lazım, şeklinde telkinlerle üyelere yönelik eylem yaptırılmaya çalışılıyordu. Bu şekilde Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin üyelerinden Zeki Aslan, Serpil Çetinol diye bir bayan ve Kubilay abi dedikleri Kubilay Özkan isimli üyeler ve bazı savcılara suikast türü eylemlerin yapılması konuşuluyordu. Yargıtay üyeleriyle ilgili çok özel bilgiler ve istihbaratlar arkadaşıma verilmiş. Arkadaşım bu bilgilerden bana bahsetti. Ancak arkadaşım bu eylemi gerçekleştirmemiş. Bu teklifi Savaş Yarbay yapmıştı."
BU Sabri Uzun eski, yani görevden alınan hatta görevini kötüye kullandığı için uzaklaştırılan Emniyet İstihbarat daire başkanı değil miydi?
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Kimin sözü ile kimi karalıyoruz biz.?
Ne iğrenç bir karalama kampanyasıdır bu. Karalamaya çalıştıklarımız kimler?
Karalayanlar kimler?
Klavuzu karga olanın burnu kakadan kurtulmazmış. Neyin telaşındalar bunu anlamak mümkün değil.
Ötede bir deniz feneri davası var. O gizli zinhar yazmak yasak. Beride İOETÖ var salla gitsin . Kerameti kendinden menkul vatan hainleri eski PKK lı ne ararsanız, şimdinin itirafçısı herkes içinde hergün anlamsız bilgi kirliliği neden korkuyorsunuz. Bu dava açılmadı mı? İnsanlar peşinen içerde değilmi? Darbe dönemi yargılamaları yüz karasıdır diyenler Ergenekon davası yargılaması için susuyorlar. Yahu ya hukuk savunursunuz yada guguk. Neyin telaşındasınız? Sonunu sizde kestirebiliyorsunuz ama ne olur ne olmaz çamur at izi kalır .
Ne yapalım yargılamayalım mı? Peşinen yatıralım hatta asalım mı? Her halta yargıya müdahale diye ortaya çıkanlar yazılan herşeyin bu kapsamda olduğunu bilmeyecek kadar salak mı oluyorlar? O zaman niye yazmak için dayanılmaz bir arzu içindeler?
Oradan buradan kopyala yapıştır ile ne amaca hizmet edildiği sanılıyor? Kendi fikrinden daha değer verdiğin başka hangi fikir olabilir ki?
Önce bilgin olacak sonra fikrin.
Konu Phantom of law tarafından (10-05-2009 Saat 20:51:32 ) de değiştirilmiştir.
Bu ülkenin darbelerden neler çektiğini, benim neslim çok iyi bilir. Özellikle 12 Mart ve 12 Eylül'ün bu ülkeye neler yaptığını, kimlerin ne tür bedeller ödediğini, bu ülkenin gerçek aydınlarının nasıl hapislerde çürüdüğünü, nasıl işkenceler gördüğünü!
Bu emekli eğitimcinin 27 Mayıs'tan haberi yok galiba.. "Benim neslim bu ülkenin darbelerden ne çektiğini çok iyi bilir" diyor ama sadece kendine yontarak görüyor. Bu da bir eğitimciye gerçekten çok yakışıyor(!). Sen iyi bir eğitimci isen önce çifte standardı bırak da objektif ol. Sadece görmek istediklerini değil, tüm darbeleri gör..
Atalarımız imamın dediğini yap yaptığını yapma derler. Herkes işine ne geliyorsa lafı orasaından anlamaya Çalışıyor. Aslında anlamıyor da öylesi amacına daha uygun geliyor.
Alıntı yapılan satırların devamı şöyle::
Hukukun üstünlüğünü savunmak, dalga'ların , hukuksal sistem içinde yapılmasını savunmak, velev ki darbeci bile olsalar; insan haklarının ihlal edilmemesini istemek Ergenekon'cu olmayı mı gerektirir? "
Bu ülkenin hukukçuları ayaktaysa, baroları, Yargıtay onursal Başkanları, Anayasa Mahkemesi başkanları, hukuk profösörleri … bunca yurtseverler "hukuk çiğneniyor" çığlıkları atıyorlarsa , hukuksuzluğun yarattığı çığ, bunca aydını yutmuşsa ve yutmaya devam edecekse, ve yine hukuk buna dur diyemiyecekse… sonuç ne olur? Sonucu, hiçbir yurtsever aydın düşünmek istemez!.. Sen ve senin gibiler bile!…
"AKP'ye yakın olmakla eleştirilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yüce Mahkemenin 47'inci yıldönümünde iktidara önemli uyarılar yaptı…"
Yukarıdaki satırlar bir gazete başlığı (25 Nisan 2009-Vatan) Ve devam ediyor haber: "Ergenekon'da suç işleniyor. Yargı kararı olmadan, insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur, yasaları uygulama aşamasındaki özensizlikler, onarılması güç yaralar açmaktadır. Açıkça suç olmasına rağmen yargıyı etkileme ve yönlendirme çabaları halen devam etmektedir. Savcılarımızın işlenen bu suça karşı hareketsizliği ise düşündürücüdür"
Bu sesler, en Yüce Mahkemeden yükselmektedir. İşte Ahmet Altan, Senin Ergenekon'cu dediğin, darbecilikle suçladığın aydınların da söylediği tam bu!.., Hadi, gücün yetiyorsa Anayasa Mahkemesi Başkanı'nıda Ergenekoncu- darbeci ilan et!..
Ne Şeriat Ne Darbe, Tam Bağımsız Türkiye"diyenler bile onca dalgalardan paylarına düşeni almadılar mı? Niçin? Darbe istediklerinden mi? yoksa şeriat istemediklerinden mi?, Yoksa ta 70'li yıllarda olduğu gibi *Tam Bağımsızlık * istediklerinden mi?
Yaşanan darbe başka şeydir. Başkalarından dinlenen darbe başka şeydir. Aşağı yukarı yaşınızı biliyoruz Sayın Abbas Bey. Siz 1960 darbesinde kaç yaşında idiniz. BU satırlardan siz diğer darbelerin görmezden gelindiğini nasıl çıkardınız?
Aynı bir başka yazınız gibi darbe yargılamaları yüz karasıdır ama Ergenekon yargılamaları Sayın Abbas Bey'e göre tam uymuştur yorumu ile bu eleştiriniz birebir örtüşmüştür. Fikriniz ne ise zikriniz ondan öteye gidemez. Gerçek bu.
Bu yargılama usulü, yapılanlar mesleğiniz olan Hukuka uygun diyorsanız benim size lafım yok . Sizi emin olun bundan sonra ciddiye dahi almam. Ama Hukukçu iseniz önce Hukuk diyorsanız o hukuk sizede lazım.
Kim ne zaman darbeci oldu Sayın Abbas Bilgili? Yargılama bittimi şimdi. Daha iddianamesi bile olmayan pekçok insan var ortada. Ne yapalım Abbas bey hükmü verdi; bunlardarbeci. Yargılamayalım mı bunları? Evrensel hukuk kurallarına uyulmasına gerek yokmu artık? Sizin telefonlarınızı ilgili ilgisiz isteyen dinliyor mu? Abbas beyin ülke için muhalif fikri yok mu? BU olası fikirleri de suç sayılmalı mı?
Bir hukukçudan bu sözleri duymak insanı daha çok üzüyor. Fikri ne olursa olsun hukuk kuralları herkes için aynıdır.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Merkezi Sistemden Bireysel...
10-07-2025, 01:12:56 in Kira Hukuku