Cevap: tamiri 30 günü geçtiğinde yeni araç istenebilir mi
Yaptığınız talep ile ilgili size bir cevap gelmeyebilir. Genelde cevap vermiyorlar.
Bir ürün arızalandığı zaman seçimlik haklarda tamirde var. tamir seçeneğini kullanmışsanız. diğer hakları kullanamıyorsunuz.
Fakat Tamir süresinin aşılmasında ise bire bir değiştirme, bedel iadesi, yada bedel indirimi talep edilebiliniyor.
Diyelimki siz 3o günü geçtikten sonra ürünün değiştirilmesini talep ettiniz. red edildi dava açtınız ve dava 2 yıl sürdü. Bu 2 yıl zaman zarfında aracı kullanacaksınız ve tabi olarak arızaları olacak ve servise mecburen götüreceksiniz. Kullanmasanız bile sizdeki 2. arıza yine şanzıman arızasından. Yani bir nevi ilk arızanın tekrarı gibi birşey.
Bence aracın 2. yada 3. defa servise götürülmesi sizin talebinizi engellememesi gerekir. Tabi 38 gün süren servis çok eski tarihli değil ise.
Bu olay için dava zaman aşımı sürelerine göre hareket edilmeli diye düşünüyorum. Yani dava açma süresi geçmedi ise hala talepte bulunulabilir.
Bir ürün 4 defa aynı arızayı yaptı fakat biz ürünün değiştirme talebini 5 .de yapmamızda engel yok. bunda niye olsun.
Bu tamirlerin tarihleri yenimidir.
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2009/3234 K. 2009/4887 T. 2.4.2009
ÖZÜ : Davacı televizyondaki arızayı yetkili servise 04.08.2007 günü ihbar etmiştir. Bu durum düzenlenen servis fişinden anlaşılmaktadır. Bu tarihten itibaren 30 iş günü geçtikten sonra, 30.09.2007 gününde, arızanın giderilerek malın iadeye hazır edilmiş olması davacının 4077 Sayılı Yasa'nın 13. maddesinin yollaması ile 4. maddedeki bedelin iadesi yönündeki hakkını kullanmasına engel değildir.
DAVA VE KARAR : Dava satın alınan televizyonun ayıplı çıkması ve yasal süresi içerisinde onarılmaması nedeniyle bedelinin ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın 13/3 maddesi gereğince "Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez." Yasa metnindeki "tamir için gereken azami süre" ise Garanti Belgesi uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6/4 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre "Malın tamir süresi en fazla 30 gündür. Bu süre mala ilişkin arızanın servis istasyonun olmaması durumunda, malın satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçısı-üreticisinden birine bildirim tarihinden itibaren başlar."
Davacı televizyondaki arızayı yetkili servise 04.08.2007 günü ihbar etmiştir. Bu durum düzenlenen servis fişinden anlaşılmaktadır. Bu tarihten itibaren 30 iş günü geçtikten sonra, 30.09.2007 gününde, arızanın giderilerek malın iadeye hazır edilmiş olması davacının 4077 Sayılı Yasa'nın 13. maddesinin yollaması ile 4. maddedeki bedelin iadesi yönündeki hakkını kullanmasına engel değildir.
Yerel mahkemece, istemin kabul edilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmeliğe uygun olmayan gerekçe ile davanın reddedilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
E.2004/4-84 K.2004/99
Taraflar arasındaki ``tüketiciyi koruma `` davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Birinci Tüketici Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 17.12.2002 gün ve 2002/452-2002/1852 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 10.07.2003 gün ve 2003/7048-9167 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, ayıplı otomobilin yenisiyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 4077 sayılı kanunun 4/4. maddesi uyarınca fatura tarihinden itibaren iki yıl geçtiğinden ve davacının araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddiası olmadığı gibi bu yönde belge de ibraz edilmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından 5.7.2000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 1.2 tipi araç arıza göstermesi üzerine 2.7.2001, 18.7.2001, 23.3.2002, 13.6.2002 ve 13.8.2002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine götürülmüştür. Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir. Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir. Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır. Servisler konularında uzmandırlar. Olayda, davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur. Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez. Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Davacı 04.11.2002 tarihli dava dilekçesinde özetle; 04.07.2000 tarihinde almış olduğu Siena 1.2 S tipi aracı adına tescil ettirdiğini, 9000 km.ye geldiğinde fren tertibatında titremeler oluşmaya başladığını, 14835 km.ye geldiğinde bunun iyice rahatsız edecek boyuta ulaştığını, 02.07.2001 tarihinde fabrika yetkili servisinde garanti kapsamında fren disklerinin torna edilerek, balatalarının da değiştirildiğini, ancak arıza devam ettiğinden 18.07.2001 tarihinde yine aynı serviste garanti kapsamında fren ön diskleri ile balataların değiştirildiğini, ancak sorunun devam ettiğini, yine aynı servise 13.06.2002 tarihinde 30365 km iken aracın garanti kapsamında fren ön diskleri ve balatalarının değiştirildiğini, 13.08.2002 tarihinde aynı arıza tekrarlayınca bu kez fabrikaya dilekçe fakslayarak otomobilinin yenisi ile değiştirilmesini istediğini, iki buçuk aydır cevap verilmediğinden ve aracını da verimli bir şekilde kullanılmadığından, 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi gereği ayıptan dolayı aracın yenisi ile değiştirilmesini, yaptığı ve yapacağı tüm masrafların davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı şirket vekili 17.12.2002 günlü ilk celsede vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalı gösterilen Tofaş Oto AŞ.nin Tofaş Türk Otomobil fabrikası tarafından devir alınarak isminin bu şekilde değiştiğini belirterek aracın 30.06.2000 tarihli fatura ile müvekkili şirketin bayii Birmot A.Ş.`nin eski yetkili satıcısı Ceyhan Mot.Ar.Tic.San.A.Ş. den satın ve teslim aldığını, garanti süresinin Fiyat-Siena 1.2 S yönünden bir yıl olduğunu ,4077 sy 4/4 fıkrası gereği malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinde dolmuş olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, garanti süresini arıza yapmadan dolduran araçta sonradan ortaya çıkan şikayetlere dayanılarak değişim talep edilemeyeceğini, 4077 s.y. m.13 ve TRKGM-2001/6 s.Tebliğ m.14 deki şartların oluşmadığını, davanın esastan da reddini, savunmuştur. Yerel Mahkeme; ``Dava 4077 sy 4 ve 13.maddenin kapsamındadır.Dava konusu araç Ankara Trafik Tescil Müdürlüğünde 05.07.2001 tarihinde davacı adına tescil edildiği ruhsatnameden anlaşılmıştır.Yine dosyaya ibraz edilen servis fişlerinde normal bakımının yapıldığı gibi şikayet üzerine fren disk ve balatalarının muhtelif tarihlerde değiştirildiği ve bunların garanti kapsamında yapıldığı görülmektedir.4077 sy nın 4/4 madde ve fıkrasında belirtilen 2 yıllık zaman aşımı fatura tarihi ve tescil tarihi 05.07.2000 tarihi olması nedeni ile 06.07.2002 tarihinde sona erdiği ve davacının davasını 04.11.2002 tarihinde açmakla zaman aşımı itirazının yerinde olduğu ve davacı tarafından da araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddia olmadığı gibi bu yönde herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği ve yine araçtaki arızalar itibariyle hilenin şartlarının da oluşmadığı bu itibarla yasanın öngördüğü 2 yıllık zaman aşımı itirazının kabul edilmesi gerektiği`` gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; ``Dosya kapsamına göre davacı tarafından 5.7.2000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 1.2 tipi araç arıza göstermesi üzerine 2.7.2001, 18.7.2001, 23.3.2002, 13.6.2002 ve 13.8.2002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine götürülmüştür. Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir. Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir. Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır. Servisler konularında uzmandırlar. Olayda, davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur. Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez. Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.``gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın aynıyla değiştirilmesi istemine ilişkindir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; araçta bulunan ayıbın hile ile gizlenmiş ``gizli ayıp`` niteliğinde ve buna göre davalı yanın ``zamanaşımı definin`` yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır. İlkin, uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır; ``Tüketici yasası ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; ``Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.``denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanununun 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanuna göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkılarak ;satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir. Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun`un 4. maddesinin gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan gerekse 4822 sayılı kanunla değişerek 14.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde satıcının ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir garanti süresi vermemesi daha uzun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak, satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, hükmü yer almaktadır. Hemen burada somut olaya baktığımızda; davacının satın aldığı ve davalı tarafından üretilerek satışa sunulan aracın satın alma tarihi olan 05.07.2000`den sonra fren sisteminde arızanın varlığının davalının yetkili servisince tespit edilip, parça değişikliklerinden sonra da aynı arızanın ortaya çıktığı, davacı tarafın aracı götürdüğü yetkili servisçe parça değişiklikleri ve yağlama gibi geçici tedbirlerle sorunun giderilmeye çalışıldığı ancak davacının araçtan beklediği verimi almasını önleyecek ölçüde aynı arızaların toplam beş kere tekrarladığı, davacının fabrikaya başvurusundan da sonuç alamadığı, anlaşılmaktadır. Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez. Şu durumda mahkemece işin esası incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Direnme kararı açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Cevap: tamiri 30 günü geçtiğinde yeni araç istenebilir mi
ceceli341 rumuzlu üyeden alıntı
Yaptığınız talep ile ilgili size bir cevap gelmeyebilir. Genelde cevap vermiyorlar.
Bir ürün arızalandığı zaman seçimlik haklarda tamirde var. tamir seçeneğini kullanmışsanız. diğer hakları kullanamıyorsunuz.
Fakat Tamir süresinin aşılmasında ise .......
..... verildi.
sn #ceceli341, yanıtınız ve örnek kararlar için çok teşekkür ederim.
Bizim için çok yararlı oldu.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evet buldum ama emin olamadım, soru cevap kısmında yazılı bu bilgi acaba güncel mi, yani bu bilgiyi kurumdan yazılı olarak alabilir miyiz diye...
Seyahat Muvafakatnamesi