TEKRAR BİR OKU İSTERSEN CEMİL
Evliliğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu bir kez daha hatırlatıyor yoksulluk nafakası.Hukuktaki mantık şu; Sen bir insanla evlendin ve ömür boyu maddi ve manevi her şeyi paylaşacağını, iyi günde kötü günde beraber olacağını ifade ettin.Sonuçta birlikte yaşarken her türlü imkanını paylaşıp aynı standartta yaşayacaktın, ayrılınca bir tarafın mağdur olmaması için o kişi evlenene yada maddi durumunu düzeltene kadar yoksulluk nafakası ödüyorsun.Yani bencilce tek taraflı düşünülürse her durumda olduğu gibi bu durumda da kişiler kendilerini haklı ve mağdur görebilir.Ancak olaya karşı tarafın pencereseinden bakıldığı zaman gayet insan hakları çercevesinde bir durum.Bu konuda yapılması gereken ise fikrimce şudur, gaza gelip olmayacak evlilikler yapılmamalı ve yok yapılan evlilikler gerçekten büyük bir aşk ve birlikteliğin sonucuysa, birliktelikler bittiği zaman birbirine karşı hala sorumlu olmaktan gocunulmamalıdır
Dediklerinize katılmakla birlikte,
yoksulluğa düşmeye boşanma sebep olamaz. Olsa olsa bir süre ekonomik zorluklar yaşanmasında etkisi olacaktır boşanmanın. Bu durumda da , boşanmış ve artık yanlız yaşamaya başlayan bir bireyin tüm hayatı boyunca yoksul kalmasına sebep boşanmış olması olamaz öyle değil mi sn. sevcanakay?
Boşanma sonrası yoksulluk nafakası evet, mağduriyet yaşayacak tarafın ilk etapta o dönemin zorluklarını atlatmasında katkıda bulunmak için gerekli, ama o kişinin 15 yıl boyunca yoksul kalmasının sorumluluğu sürekli olarak erkeğe yükleyip , yıllarca yoksulluk nafakası ödetmek pek hak görünmüyor nedense.
İşin bu tarafından bakıldığında yoksulluk nafakası daha çok, tembelliğe alıştırma, oh olsun boşanırmısın, gör gününü nafakasına dönüşmekte. Yanlış olan asıl konu bu.
Boşanmaya kategorik olarak karşı olabilirisiniz. Tabii ki bu da bir bakış açısı. Eminim dünyada sizin gibi düşünen milyonlarca hatta belki yüz milyonlarca kişi vardır. Fakat boşanmayı medeni bir hak olarak kanununlarınız içine koymuşsanız, boşanma sonrası eşlerin birbirlerine karşı yükümlülükleri karşısında da belli bir adalet ve hakkaniyet çerçevesi içinde yaklaşmanız gerekir. Kaldı ki bizım mevcut medeni kanunumuz boşanmayla birlikte bazı hususlarda eşleri keskin bir şekilde birbirinden ayırmada fazla bir beis görmüyor. Mesela velayet konusunda velayeti alamayan taraf pratik olarak çocuğun hayatından dışlanıyor.
Öncelikle samimi iletin için ben teşekkür ederim sevcanakay
Ben öncelikle bayanların bu durumu bazen kötüye kullandığını gören ve bilen bir bey olarak bunları yazıyorum.
Hukuk insanların ihtiyaçlarından doğan bir gereksinim.Ve hukuk var olduğundan beri sosyolojiyle ve insanların icinde bulundurğu durumlarla şekillenerek bu duruma gelmiş bulunmakta.Özellikle bizim toplumumuzda bayan için evlenip boşanmak çok sıkıntılıdır, hepiniz tahmin edersiniz.Hatta bir bayanın şunu dediğini hiç unutmuyorum ''Türkiyede bir bayan için boşanmak rüyalarında bile mahhalle baskısı göremektir'' demişti.Erkek için ise bizim toplumumuzda ki algı ve yaradılıştan gelen bazı malüm durumların gereği çoğunlukla daha sıkıntısız atlatılmakta.Tahmin ediyorum kanun koyucularda bunun farkında ki bayanın lehine yasalarla bu durumu dengelemeye çalıştı.Erkek ödediği yoksulluk nafakasıyla sadece kadının evlilikten kaynaklı maddi kaybını gidermiş olmuyor ki.O ayrı bir tazminatın konusu da olabilir.Nikah memuru ve şahitler önünde(yani kanunlar önünde) iyi günde kötü günde herşeyini paylaşacağını ve bundan sonra edindiklari tüm malların kimin kazancıyla alınmış olursa olsun ortak olacağının ve büyük bir ortak yaşamın sözünü veriyor.Yani çiftler birbirine çok ciddi taahüdlerde bulunmuş oluyor.Ayrıldığı zaman işte bunun bedelini ödemektedir Ülkemizde erkekler.Eğer böyle olmasaydı emin olun ülkemizde erkeklerde şu düşünce yaygınlaşacaktı '' dur bi evleniyim, nasıl olsa kafama göre boşanabiliyorum olmadı 2 sene boşanır başkasıyla evlerim''.Yani evlilik kurumunun tüm ciddiyeti kaybolacaktı ve kadınlar için güven veren bir birliktelik olmaktan çıkacaktı.Yani hakukta ki bu yaklaşımın ben haksız olmadığını düşünmekle beraber bazı durumları da kesinlikle tasvip etmediğimi(kadının çok kazanmasına rağmen nafaka bağlanması, erkeğin durumunun dinlenmeden karar verilmesi vs.) belirtmek isterim.Ancak kadını korurken erkeği fazla ezersekte 10 sene sonra o imzayı atacak erkeği zor bulacak kadınlar.Bu da bizim toplumumuz için başka bir sorun kaynağı olacaktır.
Sayın sevcanakay;
O dediğinize elbette katılırım ancak;
Kişiler art niyetli ise ve yaşamını idame ettirmenin dışında sırf sözde intikam almak için nafaka peşine düşenlere ne demeli ?
Diğer bir deyişle nafakayla hayatını idame ettirmeyi meslek haline getirmiş art niyetli insanlar olamazmı?
Günümüz şartlarında bu benzerlikte çok olaylara şahit oluyoruz.
Sırf anlaşamadığı için yollarını ayırmış bir insanı ömür boyu nafakaya hükmetmek sosyal devlet ilkesi içerisinde ne kadar doğrudur?
Peki; Ülkemizde kadının durumu malum da 20-30 yaşında gayet sağlıklı ve çalışabilecek durumdaki insanların her yıl nafaka artırım talebiyle müracaat etmesi normal midir? Nafaka yükümlüsü tekrar evlenmişse ve hatta çocukları olmuşsa nafaka yükümlüsü boşandığınamı baksın yoksa birlikte yaşadığınamı ? Oysa yargıda cinsiyet eşitliği ilkesi mevcutken?
Lütfen eleştiri yaparken aynı duruma düşebileceğiniz varsayımını göz ardı etmeyin.Geleceğin ne getrebileceğini kestiremezsiniz.
Sayın Bill187 ;
Siz Hiç Tekrar boşanacağım diye evlenen birine şahit oldunuzmu?Sizin dediklerinize harfiyyen katılırım ancak boşadığınız kişi çalışamayacak yaşta olabilir hasta olabilir amenna o zaman yerden göğe kadar haklısınız.Zaten çarpıklık burada asıl ihtiyacı olan alamıyor Nafaka yükümlüsü bordro harici çalışan ise üzerinde de herhangi bir mal varlığı yoksa neyini alacaksınız? Yılda 10 gün hapis yatım çıkıyor.Çabamız budur hiç kimse mağdur olmasın bordro karşılığı çalışan veriyorsa diğeride versin.
Eğer yürülükteki normlara dikkatlice bakacak olursanız uygulamadaki yanlışlıklar azımsanmayacak boyutta olduğunu göreceksiniz.
Sayın Erdoğan Kırcalı ;
Yazdıklarınız günümüz şartlarında olması gereken en makul en mantıklı olanıdır.Hukuki nitelikleri açısından birbirinden farklı olan resepsiyon ve kodifikasyon kurumları arasındaki anlamsal farklılığın göz ardı edildiğini maalesef ortaya koyuyor.
Olması gereken hukuk, yasa yapım sürecinde resepsiyon değil, kodifikasyon olgusunun hakim olmasını gerektiriyor. Yasaların büyük ölçüde ülkenin gelenek ve göreneklerinin hukuk çerçevesi altında yaptırıma bağlanan kurallar bütünü olarak tanımlanması mümkündür. Her ne kadar gelenek ve görenek ile yasal süreç arasındaki ilişki, mutlak olmasa da yasa koyucunun toplumsal normları süreçten dışlayarak yasa yapması sosyal gerçekliğe aykırı bir ifade olur.Diye Düşünüyorum...
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Dediklerinize katılmakla birlikte,
yoksulluğa düşmeye boşanma sebep olamaz. Olsa olsa bir süre ekonomik zorluklar yaşanmasında etkisi olacaktır boşanmanın. Bu durumda da , boşanmış ve artık yanlız yaşamaya başlayan bir bireyin tüm hayatı boyunca yoksul kalmasına sebep boşanmış olması olamaz öyle değil mi sn. sevcanakay?
Boşanma sonrası yoksulluk nafakası evet, mağduriyet yaşayacak tarafın ilk etapta o dönemin zorluklarını atlatmasında katkıda bulunmak için gerekli, ama o kişinin 15 yıl boyunca yoksul kalmasının sorumluluğu sürekli olarak erkeğe yükleyip , yıllarca yoksulluk nafakası ödetmek pek hak görünmüyor nedense.
İşin bu tarafından bakıldığında yoksulluk nafakası daha çok, tembelliğe alıştırma, oh olsun boşanırmısın, gör gününü nafakasına dönüşmekte. Yanlış olan asıl konu bu.
Bir akrabam tahminim 15 senedir nafaka ödüyor.2 tane çocuğu vardı.Tekrar evlendi 3 tanede bundan çocuğu oldu.Nafaka bağlanıyorsa bayan mağdur olmasın diye bunu erkeğin tekrar hayat kurmasına pranga vuracak şekilde olmaması gerekir her halde.Ben öyle düşünüyorum.
Akrabam ilk eşi ile Samsunda yaşıyordu.Boşandıktan sonra eski eş İstanbula gitti.Nafaka öderken eş İstanbul da sigortasız çalıştığını tesbit edip nafaka düştü ama kız çocuğa devam etti.
Yani erkek araştırma yapmasa kendini uyanık sanan eş sigortasız çalışıp ne koparsam kar saydı.Araştırılmasa hayat boyu devam yani.İnsanda onur ve vicdan olmadıktan sonra her şey beklenir.Benim fikrim boşanan eşlerin yani bayanların bu şekilde hareket edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar değildir.
Daha öncede nafaka konusunda yazmıştım yanılmıyorsam.Bizim akrabanın maaşının yarısı nafakaya gidiyor.Bir yandan geçiniyor bir yandan evinin üstüne 3 daire daha yaptı.Duyumlarımıza göre muska yazıyormuş,şimdi yazar mı bilmem.AHHH bayanlar ahh şu nafaka için hocaya muskacılık yaptırır işte.
Lütfen yazdıklarımı dikkatli okuyup ona göre cevap yazınız.Benim orada yazdığım eğer evlilik kurumu bu denli insanı bağlayan ciddi bir kurum olmasa ve insanlar hiç bir yükümlülükleri olmadan 5 dkda kafalarına göre boşanabilseler bazı erkeklerin ihtimal düşünebilecekleriydi.Şu anki durum zaten erkekler için ağır bedeller ödettiği için kanunları bilen ve çok az aklı olan biri bile heralde böyle düşünmez.Zaten yazımda şu an olan bir durum mevzu bahis değildir.Sanırım orayı dikkatli okuyamadınız.Bunun haricinde de yazan bir çok arkadaşın olaya subjektif baktığını düşünmekteyim.Hiç kimse memnun değil.Hukuk insanları adına gerçekten üzülmekteyim çünkü kimseyi memnun edemiyorlar.Allahtan işleri insanları memnun etmek üzerine değil.Sadece ADELETİ sağlamak üzerine.İyi forumlar.
Sayın Bill187 ;
Yazış Tarihi ve saatine göre sizin 2. yorumunuzu okuma fırsatım olmadı 2.Sıradaki yazımda da belirttiğim gibi olması gereken olgu bu fakat bu denli ağır yükümlülüğün erkeğe yükletilmesi inanın kaldırılacak bir yük değil ki siz bunu zaten takdir ediyorsunuz..
Sayın Erdoğan KIRCALI'nın dediği gibi Boşanmak kişiyi yoksulluğa düşürmez bu mümkün değil ancak; Bu husustaki yanlış algı toplumsal anlamda meşruiyet kazanmış görünmektedir. Yürürlükteki normları göz önüne aldığımızda, toplumsal ve kültürel normlardan ve uygulanabilir olmaktan uzak yasal hükümler azımsanacak boyutta olmadığını görmek gerektiği düşüncesindeyim.
Diğer taraftan takdir edersiniz ki hukuk normları adaleti tesis etmek açısından işlevsel uygulanmayınca bu soyut adalet fikri somutlaşmayınca hiçbir anlam ifade etmiyor. Ayrıca sistemin aktif süjelerinden biri olarak şunu göz ardı etmemek gerekir ki nihai adaleti tesis etmekle görevli hâkimlerimizin hukuk yargılamalarında normları kadın lehine yorumlama şeklinde tezahür eden yaklaşımı bir gerçektir. Hatta Kanada hâkimleri de mütemadi olarak bu tavrı gösterince yargılamalarda bu durumu pariental alienation adında bir psikolojik bunalımla yani literatüre geçmeye değer bir olgu olarak görülmüş ve hâkimlere yargılama cinsiyet eşitliğini bozmamaları telakki edilmişti. Bürokratik mekanizmaların ruhuna da işleyen bu durumun salt ülkemiz adalet mekanizmasına tahsis edilmemesini, karşılaştırmalı hukukta da oldukça geçerlilik ifade eden olumsuz bir durum olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum...
Kişi boşandıktan sonra şayet boşadığı eşi çalışamayacak durumda yaşlı ve ya çalışmasını engelleyici byük bir rahatsızlığı var ise ölene kadar nafakayı ödesin buna hiç kimsenin itirazaı olmaz.
Ancak 1-2 yıl sürmüş evliliğin arkasından 25-30 yaşındaki insanların nafaka talebi ile mahkemeye baş vurması ne derece gerçekçilik ile bağdaşır?Bu durum nafaka alacaklısını tembelliğe itmektedir.Yapılan sgk araştırmasında nafaka alacaklısı asla iş bulmak için müraacaat etmemiş olması iş bulmak adına herhangi bir girişimde bulunmaması yerel mahkeme tarafında anlam ifade etmiyor.
Saygılarımla...
sağlık sıkıntısı olmayıp daha 20 li yaşlarında hatta üniversite tahsiline kadar tamamlamış olup evlenmediği yada kayıtlı bir işe girmediği için yıllar boyu nafaka ödenmesinin mantığı nedir ya???
herşeyi eşitliycem derken kadınlara " çalışma ödesin , evlenme ödesin" dercesine bir sistem bence. ödenmesin demiyorum ama bunun mantıklı bir sebebi olsun. çocuk durumunu bu konudan çok ayrı tutuyorum. ama çocukta yokken yıllarca birine bakmak....
bellirli bir süre ödenebilir. bu süre zarfında bu insana iş bulma hakkı tanınmış olunur. 2 yıl evli kalan birinin 10 sene nafaka ödemesini hangi mantığa sığdırabiliyorlar şaşırıyorum. bu hem kadını vasıfsızlaştırmak değilmidir.
ben bu konunun büyük ölçüde kötüye kullanıldığını düşünenlerdenim. işsiz ve hiç bir geliri olmayan biri için bile 150 tl den başlayan bir çizelge var... ödemezsede hapis...
,
nafaka hapsi aihm,
erkeklere idam,
son islenen nafaka cinayeti,
nafaka çocuk sayisina gore,
almanyada yasayan cocuga nafaka ,
anfaka ne demekdir,
nafaka odemeyi teddetmek,
hakim emine arzu kısa özdemir,
omur boyu nafaka vermek,
türkiyede yasayan baba cocuk icin almanyaya nafaka ödermi,
son nafaka cinayeti
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
you could check here
04-07-2025, 21:47:25 in Bireysel İş Hukuku