Sadece şahit beyanı ile boşanmaya karar verilebilir mi?

[erhan.1973]

Sayın unbelievable, benim için hakimin vicdani kanaatinin bir önemi olamaz. Ben eşimi dövmedim, dövdüğüme dair ne bir delili ne de bir şahidi var. Zaten şahitler de görmediklerini söylüyorlar ama beni eşimi dövmekle itham edip iftira atıyorlar. Bir insanın bir olayda şahitlik yapabilmesi için o olayı bizzat görmüş olması gerekmez mi? Eğer görmediği ve hiçbir zaman olmamış bir dayak olayının faili olarak beni gösteriyorsa iftira atılmış olmuyor mu? Bence hakimin vicdani kanaati falan yok, bu olay tam olarak hukuk, adalet ve mahkemeler için utanç verici bir durumdur. Ben hiçbir yerde böyle bir tezgaha rastlamadım ne yazık ki

[HUKUKCULAR KRALI]

Sayın unbelievable, benim için hakimin vicdani kanaatinin bir önemi olamaz. Ben eşimi dövmedim, dövdüğüme dair ne bir delili ne de bir şahidi var. Zaten şahitler de görmediklerini söylüyorlar ama beni eşimi dövmekle itham edip iftira atıyorlar. Bir insanın bir olayda şahitlik yapabilmesi için o olayı bizzat görmüş olması gerekmez mi? Eğer görmediği ve hiçbir zaman olmamış bir dayak olayının faili olarak beni gösteriyorsa iftira atılmış olmuyor mu? Bence hakimin vicdani kanaati falan yok, bu olay tam olarak hukuk, adalet ve mahkemeler için utanç verici bir durumdur. Ben hiçbir yerde böyle bir tezgaha rastlamadım ne yazık ki

"cana kast pek fena muamele" den açılmış ve ceza davası kararlarıyla destekli boşanma davam da ; hakime hanımefendi , ortak yapım çocuklarınızı dinleyeceğim demişti.....bir sonraki celsede çocukları hazır ettim ve rahat ve dürüstce ifade ve tanıklık etsinler diye , ben celseye katılmamıştım.....daha sonra ; dosyadan , ara kararı okumaya gittiğimde , şaşkına dönmüştüm......ev sahibem ve tanıdığımız başka bir hanım çocukların ağzından imam nikahlı yaşadığım eşler yapılmıştı....nafaka artırılmış ;celsede olmayışım , davamı takip etmediğim yönünde değerlendirilip , davam tam bir tiyatro eseri olarak, RED edilmişti....çocuklar da ; bahsettiğimde , suçlanıp tuhaf olmuşlardı.....ne yazıktır ki adalete güvenleri , daha küçük yaşta sarsılmıştı.....hakime hanım ; daha bu şekilde , kaç ailenin /insanın canını yaktı ; gerisini varın siz düşünün.?....

[unbelievable]

Sayın unbelievable, benim için hakimin vicdani kanaatinin bir önemi olamaz. Ben eşimi dövmedim, dövdüğüme dair ne bir delili ne de bir şahidi var. Zaten şahitler de görmediklerini söylüyorlar ama beni eşimi dövmekle itham edip iftira atıyorlar. Bir insanın bir olayda şahitlik yapabilmesi için o olayı bizzat görmüş olması gerekmez mi? Eğer görmediği ve hiçbir zaman olmamış bir dayak olayının faili olarak beni gösteriyorsa iftira atılmış olmuyor mu? Bence hakimin vicdani kanaati falan yok, bu olay tam olarak hukuk, adalet ve mahkemeler için utanç verici bir durumdur. Ben hiçbir yerde böyle bir tezgaha rastlamadım ne yazık ki

Döverken görmeleri gerekmez.Çoğu insan da eşini milletin içinde dövmez zaten.Dövdükten sonra tanıklara gitmiştir ya da onlar size gelmiştir.Eşinizdeki morlukları ya da eşinizin perişan halini görmüşlerdir.Eşinizin iddiaları,aranızda geçen olaylar ve şahitlerin ifadelerini hakim birlikte değerlendirdiğinde eşinizi dövdüğünüze kanaat getirmiş olabilir.Madem dövmedim diyosuznuz eşiniz sizden niye boşanıyor öyleyse,sadece hakim bu olaya mı dayanıyor sanıyosunuz,kim bilir neler var daha dava dosyasında.Anlaşmazlıklar,kavgalar...

[erhan.1973]

Hayır sayın üye, benim dava dosyasındaki iddiaların tamamı soyut iddia. Eşimle aramızda hiç bir şekilde şiddet veya kavga olmadığı için iddialarını ispat edemediler. Üstelik eşimin şahitleri eşimi dayak iddiasından 3 ay sonra görmüşler ki eğer gerçekten dövmüş olsaydım ve yüzünde morluklar olmuş olsaydı dahi bu kişilerin görmüş olmaları mümkün değil. Bence bu olay hukukun, hakimler tarafından dolandırılması olayından başka bişey değil. Bir olayı görmeyen birisinin şahitlik yapabilmesi,bunu da devletin hakiminin yiyormuş gibi yapması ancak dolandırıcılık şebekesi ile mümkün olabilir. Hakimin neden bizi boşadığını anlayamadım. Aleyhimde zerre kadar bir delil yok ama hakim, sanki ben eşimi dövmüşüm, hastane raporları varmış, darptan dolayı mahkum olmuşum gibi , şahitlerin gözünün önünde dövmüşüm gibi gerekçeli kararını da kitaba uydurmaya çalışmış. Yargıtaydan karar bozulduktan sonra tek amacım o hakimi meslekten attırıp hapse sokmak için dava açmak olacak. Ben böyle insanların kanun adamı olarak görev yaptığı bir ülkede yaşamayı reddederim. Rezalet ötesi bir durum gerçekten.

[erhan.1973]

Buradaki asıl mesele hakimin hile yapması. Kartal adliyesinde bu türlü hilelere başvuran 4-5 hakim ve savcıyı tespit ettim. Elimde yaptığı işler ve aldıkları kararlar mevcut. Acaba bu savcı ve hakimleri hangi makama şikayet edebiliriz? HSYK'ya mı yoksa en yakın Cumhuriyet Savcılığına mı şikayet edilebilir? Saygılarımla

[akcurali]

Hayır sayın üye, benim dava dosyasındaki iddiaların tamamı soyut iddia. Eşimle aramızda hiç bir şekilde şiddet veya kavga olmadığı için iddialarını ispat edemediler. Üstelik eşimin şahitleri eşimi dayak iddiasından 3 ay sonra görmüşler ki eğer gerçekten dövmüş olsaydım ve yüzünde morluklar olmuş olsaydı dahi bu kişilerin görmüş olmaları mümkün değil. Bence bu olay hukukun, hakimler tarafından dolandırılması olayından başka bişey değil. Bir olayı görmeyen birisinin şahitlik yapabilmesi,bunu da devletin hakiminin yiyormuş gibi yapması ancak dolandırıcılık şebekesi ile mümkün olabilir. Hakimin neden bizi boşadığını anlayamadım. Aleyhimde zerre kadar bir delil yok ama hakim, sanki ben eşimi dövmüşüm, hastane raporları varmış, darptan dolayı mahkum olmuşum gibi , şahitlerin gözünün önünde dövmüşüm gibi gerekçeli kararını da kitaba uydurmaya çalışmış. Yargıtaydan karar bozulduktan sonra tek amacım o hakimi meslekten attırıp hapse sokmak için dava açmak olacak. Ben böyle insanların kanun adamı olarak görev yaptığı bir ülkede yaşamayı reddederim. Rezalet ötesi bir durum gerçekten.

Daha önce de yazdığım gibi; ben şunu hala anlamadım, hakimin size ne kastı var ya da ne çıkarı olduğunu düşünüyorsunuz, onu açıkça yazarsanız herhalde daha mantıklı bir süreçte akıl verenler çıkabilir.

Ancak şöyle bir durum var belirttiğim gibi; kendi boşanma davamda da başkalarında da iddia edilen bir çok şeyin somut kanıtı olmadan boşanma gerçekleşiyor, ancak kadın ya da erkeğin bu olaylarla ilgili tazminat talebi varsa red ediliyor, boşanma oluşuyor.

Eğer sizin yazdığınız tamamen işlevsel ve genel geçer bir kural olsa, neredeyse kimse boşanamazdı. Yani Yargıtay'ın haklı boşanma nedeni olarak saydığı şeylerin çok büyük bir kısmı somut delili olmayan şeyler dikkat ederseniz.
Burada aile birliği söz konusu bence; taraflardan biri aile birliğini sürdürmemeye kesin kararlıysa ve eğer sadece bunun için bile yalan söylüyorsa boşanmaya yeter görülüyor hakim tarafından (herhalde, konuşulan bu)
Yoksa daha önce tekrar ettiğim ama üzerinde anlaşamadığımız üzere, boşanma imkansıza yakın bir durum olur; devlet evlilik kurumunu korumak zorunda evet ama kişiyi de korumak zorunda, bir kişi evli kalmak istemiyorsa ( forumda bir çok örneğini görüyoruz, yıllarca boşanamıyorlar birbirlerinden nefret ettikleri için) bunu dayatmak mantıksız.
Boşanma hemen gerçekleşmeli ancak bundan kaynaklanan sorunlar, nafaka, velayet, tazminat vs gibi konular sonraki davada görülmelidir bence.

[erhan.1973]

Sayın Akcurali dediğiniz gibi olsaydı boşanma işlemleri noterde yapılırdı. Kim boşanmak isterse gidip noterde beyanını verir ve boşanırdı. Bunun için de nikah yapmaya da gerek kalmazdı. Mahkemeler noter gibi başvuranın isteğini kabul edecek makamlar değildir. Mahkemede muhakeme yapılır. Kim suçlu, kim kusurlu tespit edilir. kusurlu tarafın davası reddedilmelidir diye içtihatlar da var. Medeni kanun böyle söylüyor. Buna rağmen boşanmak isteyen eş gider evi terkeder, diğer taraf da eve dönmesi için ihtar yaparsa o zaman zaten boşanma gerçekleşir. Mahkeme, medeni hukukun tüm yasalarının uygulanması gereken yerdir. Hakimlere gelince, yargıtaydan dosyamın işlemi bittikten sonra hepsini elimdeki tüm delillerle HSYK ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat şikayet edeceğim. Bu insanların bu meslekten atılmaları için hayatımın sonuna kadar mücadele edeceğim. Aynı şekilde akpli savcı ve hakimlerle de mücadele edeceğim. Ergenekon davasındaki bütün akpli tayyibin (sözde) savcılarını ve o mahkemenin sahtekar hakimlerini Yargıtayda mutlaka bağımsız ve tarafsız hakimlerin önüne çıkması için mücadele vereceğim. Ben açtığım her davayı kazandım. O hakimlerin eşimin avukatıyla bir çıkar ilişkisi olmasa bu kadar sahtecilik, bu kadar haksızlık, kanunsuzluk niye yapsınlar. Sahte faturayı alenen mahkemede kabul eden hakimden ne beklenir ki........İsteyen herkese tüm delilleri gönderirim küçük dilinizi yutacaksınız görünce.

[akcurali]

Sayın Akcurali dediğiniz gibi olsaydı boşanma işlemleri noterde yapılırdı. Kim boşanmak isterse gidip noterde beyanını verir ve boşanırdı. Bunun için de nikah yapmaya da gerek kalmazdı. Mahkemeler noter gibi başvuranın isteğini kabul edecek makamlar değildir. Mahkemede muhakeme yapılır. Kim suçlu, kim kusurlu tespit edilir. kusurlu tarafın davası reddedilmelidir diye içtihatlar da var. Medeni kanun böyle söylüyor. Buna rağmen boşanmak isteyen eş gider evi terkeder, diğer taraf da eve dönmesi için ihtar yaparsa o zaman zaten boşanma gerçekleşir. Mahkeme, medeni hukukun tüm yasalarının uygulanması gereken yerdir. Hakimlere gelince, yargıtaydan dosyamın işlemi bittikten sonra hepsini elimdeki tüm delillerle HSYK ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat şikayet edeceğim. Bu insanların bu meslekten atılmaları için hayatımın sonuna kadar mücadele edeceğim. Aynı şekilde akpli savcı ve hakimlerle de mücadele edeceğim. Ergenekon davasındaki bütün akpli tayyibin (sözde) savcılarını ve o mahkemenin sahtekar hakimlerini Yargıtayda mutlaka bağımsız ve tarafsız hakimlerin önüne çıkması için mücadele vereceğim. Ben açtığım her davayı kazandım. O hakimlerin eşimin avukatıyla bir çıkar ilişkisi olmasa bu kadar sahtecilik, bu kadar haksızlık, kanunsuzluk niye yapsınlar. Sahte faturayı alenen mahkemede kabul eden hakimden ne beklenir ki........İsteyen herkese tüm delilleri gönderirim küçük dilinizi yutacaksınız görünce.

Beyefendi bakın siz ana noktayı kaçırıyorsunuz; kendi probleminize haklı olarak sinirle yaklaşıyorsunuz, büyük resmi göremiyorsunuz. Bahsettiğim gibi olmasa neredeyse hiç kimse boşanmazdı. Siz kendinizi haklı görüyorsunuz, karşınızdakinin somut delili olmadığını söylüyorsunuz, tamam; bunda bir sorun yok, ancak karşınızdaki insan, eşiniz mahkemede boşanmak istediğini beyan ediyor, neden olarak da sizin ona kötü davrandığınızı söylüyor,şahit çıkartıyor ve bunları söylüyorlar, siz bunların doğru olmadığını söylüyorsunuz; tamam; ancak hakim bu evliliğin yürümeyeceğine karar veriyor ve bitiriyor. Zaten bu kadar boşanma davalarındaki durum, ben sizin ne zannettiğinizi anlayamıyorum?

Bir çok kişi zaten böyle boşanıyor; bir taraf boşanmak istemiyor, diğeri istiyor, çıkıyor, şahit çıkartıyor, boşanıyor, boşanmayanlar da var, ama boşananlar da çok var.
Hakim mahkemedeki her söylenen sözün doğru olup olmadığını kontrol etmiyor ki; bir kanaat getiriyor.
Etmesi de çok mümkün değil; ancak kanıtlanabilecek şeylerin kontrolünü talep edebilir.

Elbette böyle bir kanıtınız varsa hakimin bilerek isteyerek size zarar vermek için hukuku kullandığına dair bir kanıtınız, hakkınızı ararsınız.

[HUKUKCULAR KRALI]

Beyefendi bakın siz ana noktayı kaçırıyorsunuz; kendi probleminize haklı olarak sinirle yaklaşıyorsunuz, büyük resmi göremiyorsunuz. Bahsettiğim gibi olmasa neredeyse hiç kimse boşanmazdı. Siz kendinizi haklı görüyorsunuz, karşınızdakinin somut delili olmadığını söylüyorsunuz, tamam; bunda bir sorun yok, ancak karşınızdaki insan, eşiniz mahkemede boşanmak istediğini beyan ediyor, neden olarak da sizin ona kötü davrandığınızı söylüyor,şahit çıkartıyor ve bunları söylüyorlar, siz bunların doğru olmadığını söylüyorsunuz; tamam; ancak hakim bu evliliğin yürümeyeceğine karar veriyor ve bitiriyor. Zaten bu kadar boşanma davalarındaki durum, ben sizin ne zannettiğinizi anlayamıyorum?

Bir çok kişi zaten böyle boşanıyor; bir taraf boşanmak istemiyor, diğeri istiyor, çıkıyor, şahit çıkartıyor, boşanıyor, boşanmayanlar da var, ama boşananlar da çok var.
Hakim mahkemedeki her söylenen sözün doğru olup olmadığını kontrol etmiyor ki; bir kanaat getiriyor.
Etmesi de çok mümkün değil; ancak kanıtlanabilecek şeylerin kontrolünü talep edebilir.

Elbette böyle bir kanıtınız varsa hakimin bilerek isteyerek size zarar vermek için hukuku kullandığına dair bir kanıtınız, hakkınızı ararsınız.

Evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor desek ....

[akcurali]

Evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor desek ....

Bazen de biz haklı olduğumuzu düşünürüz, gerçekten de biz "daha" haklıyızdır, ama hangi konuda mesela; eğer karşı tarafın iddiası söz konusu; e bu kanıtlanamayacak bir iddiaysa o zaman ne olacak?
Boşanma olmayacak mı? Saçma değil mi zaten başlı başına?