"Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim, her şeyimi uğruna boş yere mi verdim, yalan sözlerle aldatıp seninim derdin, her şeyimi uğruna boş yere mi verdim..."
(Kürdili hicazkar!)
*
Sanırım, son 25 yıllık iktidarlara oy verip de, keşke elim kırılsaydı demeyen tek seçmen kitlesi DTP’ye oy verenlerdir... Çünkü bi tek DTP milletvekilleri aldığı oyun hakkını verdi.
01-08-2009, 15:27:04 sdt23 vbmenu_register("postmenu_296392", true);
Hukuk Sever
Kayıt Tarihi: Nov 2007
İletiler: 2.522
Cevap: Yılmaz Özdil Sayfası
lütfen biraz saygı geregi kadar forumlarda yazılarınızı okuyoruz ne yazıyor konu başlığında Yılmaz özdil sayfası yazıyor üyelerde yazar yorumlarına müdahale edebilir diyormu Hukuki NET 'de kısıtlamayok konu acın orada döktürün yazılarınızı bari buralar rahat kalsın
Yazarlara ait köşe yazılarının kopyalandığı konularda arada zaman zaman yorum yapıldığı ve bu yorumları yapanlardan birinin de ben olduğum bir gerçektir.
Özellikle Emin Çölaşan, Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil'in iki renkten ibaret dünyalarına ilişkin üyzeysel ve kelime oyunlarına dayalı yazılarını ben de eleştirdim ve bazı yazılarını da ben kopyalayarak ekledim.
Bu konuda Sayın sdt23'ü yorum yaptı diye eleştirmenizin doğru olduğunu düşünmüyorum. İlgili yazarın görüşüne katılmayan kişinin yorumunu eklemesi kadar doğal ve demokratik davranış ne olabilir? Biz sevdiğimiz yazarlar için özel köşe mi açtık? Bırakın insanlar tartışsın. Tartışmaktan değil, tartışmamaktan sorun çıkar.
Yazarlara ait köşe yazılarının kopyalandığı konularda arada zaman zaman yorum yapıldığı ve bu yorumları yapanlardan birinin de ben olduğum bir gerçektir.
Özellikle Emin Çölaşan, Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil'in iki renkten ibaret dünyalarına ilişkin üyzeysel ve kelime oyunlarına dayalı yazılarını ben de eleştirdim ve bazı yazılarını da ben kopyalayarak ekledim.
Bu konuda Sayın sdt23'ü yorum yaptı diye eleştirmenizin doğru olduğunu düşünmüyorum. İlgili yazarın görüşüne katılmayan kişinin yorumunu eklemesi kadar doğal ve demokratik davranış ne olabilir? Biz sevdiğimiz yazarlar için özel köşe mi açtık? Bırakın insanlar tartışsın. Tartışmaktan değil, tartışmamaktan sorun çıkar.
Selamlar.
Sayın Av.Abbas Bilgili, Güzel Söylemişsiniz Tartışmaktan Değil , Tartışmamaktan Sorun Çıkar. Ama Siz Herhangi Bir Yorum veya Düşüncevi Tartışmaya Gerek Bulmaksızın Türkiyenin Çok Önemli Yazarlarına Bir Kalemde Yüzeysel Yazmak ve Kelime Oyuncusu Olmak İthamlarını Yakıştırmışsınız. Madem Böyle bir imkan var , buyrun sizde sevdiğiniz yazarların Özel köşesini açın , herkes hep birlikte onları tartışsın , Objektif bi biçimde Gerçek kelime oyunlarını ve yüzeysel bakış açılarını Tüm yazarlar için ortaya çıkaralım.
Ben sözkonusu yazralarla ilgili zaten gerekli yerlerde eleştiri hakkımı kullandım ve kullanmaya da devam edeceğim. Yani sizin zannettiğiniz gibi tartışmadan, yorum yapmadan bir kalemde karalama yapmadım. Bazı arkadaşlar gibi; "o Allah bir dese de inanmam" mantığı ile bakmadım. Forumlara bakarsanız ilgili yazarları nasıl ve neden eleştidiğimi görürsünüz.
Kaldı ki, ben gerektiğinde eleştirdiğim bu yazarlaradan da alıntı yaptığım olmuştur. Yani katı ve kör inançlı değilim. Herhangi bir yazar için özel köşe açmayı da düşünmüyorum. Zaten yeri ve zamanı geldiğinde uygun düşen yazarlardan yazı kopyalıyorum.
Ben sözkonusu yazralarla ilgili zaten gerekli yerlerde eleştiri hakkımı kullandım ve kullanmaya da devam edeceğim. Yani sizin zannettiğiniz gibi tartışmadan, yorum yapmadan bir kalemde karalama yapmadım. Bazı arkadaşlar gibi; "o Allah bir dese de inanmam" mantığı ile bakmadım. Forumlara bakarsanız ilgili yazarları nasıl ve neden eleştidiğimi görürsünüz.
Kaldı ki, ben gerektiğinde eleştirdiğim bu yazarlaradan da alıntı yaptığım olmuştur. Yani katı ve kör inançlı değilim. Herhangi bir yazar için özel köşe açmayı da düşünmüyorum. Zaten yeri ve zamanı geldiğinde uygun düşen yazarlardan yazı kopyalıyorum.
Sözlerimi bir önceki mesajınıza ithafen söylemiştim , tüm yazılarınızı incelemedim =) Böyle olduguna sevindim , Zira Düşünmeden , Eleştirmeden Önyargı ve İthamlar kullanmak bir Hukukçuya yakışmaz..
Apo'nun idamı müebbete döndü. Kürdistan Ulusal Parlamentosu açıldı. Madam Mitterrand onur konuğu olarak katıldı. Mesut Yılmaz “AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer” dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, AKP'ye kapatma davası açtı. Milli maç yaptık.
*
2003 Ekim'inde...
İsviçre, soykırımı tanıdı. Apo'nun avukatı ilk Kürtçe şiir kitabını çıkardı. AB uyumu ayaklarıyla Kürtçe kursları
açıldı. Mardin'de emniyet müdürlüğü tarandı; 5 polis yaralı... Milli maç yaptık.
*
2004 Ekim'inde...
10 şehit verdik. Avrupa Parlamentosu, Leyla Zana'ya Sakharov Ödülü verdi, Ermeni Kongresi'ne de ev sahipliği yaptı. Milli maç yaptık.
*
2005 Ekim'inde...
11 şehit verdik. Bu sefer Arjantin, soykırımı tanıdı. Orhan Pamuk, Almanya'dan Barış Ödülü aldı. İngiltere
Prensi Charles, Türkiye'ye geldi. Milli maç yaptık.
*
2006 Ekim'inde...
5 şehit verdik. Fransa, soykırım yok diyeni içeri tıkan yasa çıkardı. Orhan Pamuk, Nobel aldı. İngiltere Kraliçesi'nin Türkiye'ye geleceği açıklandı. Milli maç yaptık.
*
2007 Ekim'inde...
18 şehit verdik. DTP Kongresi'nde “Türk denmesin, Türkiyeli densin” dendi. ABD Ohio soykırımı tanıyan 36'ncı eyalet oldu, Türkiye oha falan oldu. Orhan Pamuk, Nobel'den aldığı parayla ABD'de ev aldı. Maliye bakanımızın, İngiliz vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Kevın Kostnır, Çankaya Köşkü'nde 29 Ekim balosuna katıldı. Milli maç yaptık.
*
2008 Ekim'inde...
5'i polis 12 şehit verdik, sonra Aktütün'ü bastılar, 17'de orada, 29 şehit verdik. Ahmet Türk “Kürtler soykırıma uğradı” dedi. Türkiye'nin onur konuğu olduğu Frankfurt Kitap Fuarı'na Türkiye'nin yarısını Kürdistan diye gösteren harita asıldı. Atatürk'ü sarhoş, dinsiz gösteren Mustafa filmi vizyona girdi. Milli maç yaptık.
*
2009 Ekim'inde...
Kürt açılımı, Ermeni açılımı, Kevın malum, Ermenistan'la milli maçımız var. Şimdilik.
27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.
*
Tatilden döndüm...
"Kürtçe" başlıklı
bir yazı yazdım.
Bugün çıkacaktı.
*
Şöyle başlıyordu:
"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, 'mozaik' derler, değiliz aslında, 'ebru'yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."
*
Şöyle devam ediyordu:
"Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, 'açılım' adı altında, 'resmi dil' haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? 'Bizi bize yabancı' hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"
*
Ve, şöyle bitiyordu:
"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."
*
Yazı buydu.
Peki "sansür" nerede?
Şurada...
*
Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!
*
Hayır...
Amacım, Türkiye'nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.
Amacım işte buydu.
*
Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...
Kanıtı da, bu yazı olacaktı.
*
E hani sansür?
Buyrun...
*
Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği'ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, İstanbul'daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.
*
İki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği'nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...
*
Allah Allah!
Niye birader?
"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"
*
(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,
PKK’lıların memlekete gelişi, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve KKTC’de törenlerle kutlandı.
Terörist olmadıkları, olsa olsa terörişko oldukları açıklanan PKK’lılar, sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından, çiçeklerle karşılandı.
Yetkililerin, gözyaşlarıyla birbirlerine sarılarak, çak yaptıkları görüldü. Giriş işlemlerini önceden hazırlamayarak, 4 saniye beklemelerine sebep olan memur, görevden alındı, mağdur PKK’lılardan özür dilendi, araya Ahmet Türk girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, Ahmet Türk’e teşekkür plaketi verildi. Bando eşliğinde üstü açık arabaya bindirilen PKK’lılar, resmi geçit kortejine katılarak, halkı selamlaya selamlaya Silopi’ye girdi. Temsili karakol baskınının gerçekleştirildiği törenlerde, temsili bir askerin, tahta tüfekle sağa sola ateş ediyormuş gibi yapması, coşkuya gölge düşürdü. Divan-ı harbe verilen askerin, akli dengesinin bozuk olduğu ortaya çıktı. 25 atletin İmralı’dan getirilen toprağı PKK’lılara sunmasının ardından, güzergâh üzerindeki devlet dairelerine molotof atıla atıla, Vilayet Konağı’na geçildi. Makam aracını PKK’lılara tahsis ettiği için yürüye yürüye gelen Vali’nin kapıda karşılamaya gecikmesi, PKK’lıları tek başına karşılamak zorunda kalan ABD Elçisi tarafından skandal olarak nitelendirildi. Sinirlenen elçi, “Bu memleketin sahibi yok mu kardeşim, her şeyi biz mi yapacağız” diye bağırdı, araya Emine Ayna girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, ona da teşekkür plaketi verildi.
* * *
Karayoluyla Diyarbakır’a giden PKK heyeti, oradan, havayoluyla Ankara’ya geçti. Ancak, bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi, krize sebep oldu. PKK’lıların “Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik” diye yakınması üzerine, derhal 40 koltuklu Ana uçağı tahsis edildi. Bu bekleme sırasında VIP’te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve “Türk” kahvesi ikram edildi... Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK’lılar, “Kalkın, dönüyoruz Kandil’e” dedi. Allah’tan Sırrı Sakık devreye girdi, “Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum” diyerek, tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı.
Sırrı Sakık’a da teşekkür plaketinin yanı sıra Beluga havyarı takdim edildi.
* * *
Başkent’e inen PKK’lılar, gündüzdü ama havayi fişeklerle karşılandı, deve kesildi, nazar değmesin diye alınlarına sürüldü, TOKİ’nin hediyesi dubleks dairelerin anahtarları hediye edildi. Limuzinlerle TBMM’ye geçen PKK’lılar, önce, Meclis Lokantası’nda AB büyükelçileriyle basına kapalı yemek yedi, sonra, DTP grup toplantısına katıldı; Şeş TV’nin yanı sıra, Roj TV’den de naklen yayınlandı. Ayak altında dolaşmasınlar diye, CHP ve MHP grup toplantıları iptal edildi, “Çok istiyorsanız gidin orada yapın” denilerek, ilk meclis tahsis edildi.
* * *
PKK’lıların yarın İstanbul’a geçmesi, Savarona’yla Boğaz turu atması, akşam da Çırağan Sarayı’nda gazetecilerle yemek yeyip, topluca Reina’ya gitmeleri bekleniyor.
“Savaş” grubu.
*
“Demokrasi, özgürlük, barış, empati, uzlaşı, kültür, hoşgörü, etik, insan hakları” gibi saygın kavramları, seni susturmak için, sana karşı kullanıyorlar.
*
“Kara propaganda”dır bu.
*
Terörün silahsız olanı.
*
Cephanesi, hile, iftira, entrika, fitne, nifak, dedikodu ve rivayettir... Maske takar. Yalanı, gerçek gibi anlatır. Ajanı, aydın diye ambalajlar. Yorum üfler, manşet pompalar. Biat edeni yüceltir, itaat edeni alkışlar. Varolmayanı, varmış gibi gösterir. Saptırır... “Bu açılımın içinde ne var?” diye sor mesela... “Analar ağlasın mı istiyorsun?” diye kontra sorar. Dağa çıkan sendin çünkü! Hayatında kırmızı ışıkta bile geçmediğin halde, anaları ağlatan sanki senmişsin gibi suçlanırsın, utanırsın, susarsın.
*
At izi, it izine karışır böylece.
*
Ve, muhtemelen...
Endişelisin bu yüzden.
Moralin bozuk.
Mutsuzsun.
Böbreğinde taş varmış gibi, kıvranıyor beynindeki düşünceler... Aklın karışık, zihnin bulanık, vicdanın sancılı... Devlete inancın sarsıldı. Güvenini kaybettin.
Geçenlerde, o arkadaş ortamında, öyle düşünmediğin halde, öyle düşünüyormuş gibi yaptın, hâlâ için içini yiyor. Irkçı filan diye yaftalanmaktan korktuğun için, fikirlerini özgürce ifade edemiyorsun. Kendini yalnız hissediyorsun, “Bi tek ben aksini düşünüyorum herhalde” diyorsun. Son zamanlarda sık sık “Acaba ben mi yanlış düşünüyorum” duygusuna kapılıyorsun. Ramak kaldı... Sürüye katılmak üzeresin.
*
Çünkü... Bir türlü açamadıkları açılımın önünde tek engel var.
*
Sana PKK’lıların teslim olduğunu söylüyorlar ama, aslında senin tıpış tıpış teslim olmanı bekliyorlar.
AA - Medeniyet yürüyüşlerinde adalet ve kalkınmayı birbirinden ayrı görmediklerini ifade eden Erdoğan , `Devletin temel nitelikleri olan demokratik,...
Yazan: KASIMAN Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
İstinaf kararı hakkında
10-05-2025, 01:23:51 in Miras Hukuku