Aşağıdaki mesajı alıntıladığım haberin hangisi olduğunu bulamıyorum.
Commodore1tr'ın paçavra diye nitelediği taraf-zaman-star üçlüsünden olabilir, Radikal'den olabilir veya bunlardan alıntı yapan haber sitelerinden olabilir.
Daha önce de ifade ettiğim gibi burada bir cımbızlama yapmadım.
Bu alıntıladığım kaynak bu kadarını vermiş. Aynı sizin alıntıladığınız ilk kaynağın bazı şeyleri vermediği gibi.
Savcı Muzaffer Tekin'in telefonuyla Alpaslan Aslan'ın telefonu arasında yapılmış 31 görüşme kayıtlarını mahkemeye sunuyor.
Bu açık telefon kayıtlara rağmen Muzaffer Tekin, sizin dediğiniz gibi "hayır ben 31 kez telefonla görüşmedim, 16 kasım 2005 tarihinde de Alpaslan Aslan ile görüşmedim." demiş olsun.
Bu size inandırıcı geldi mi? Bu kişilerin telefonlarıyla kimler görüşme yaptı?
4 milli bayram, 2 dini bayram, 4 kandil desek, senede 10 görüşme olabilir diyelim. 16 kasım 2005 tarihindeki bu görüşme hiçbirine denk gelmiyor. (3-5 kasım 2005 ramazan bayramıydı.)
Bir sanık "olaydan 1,5 yıl öncesinden beri malum şahısla konuşmadım." dese, ardından 6 ay öncesine dair bir telefon görüşmesi kaydı ortaya konsa, bu durumda insan iki şeyi düşünebilir:
1. sanığın hafızası çok zayıf, zaman mefhumu gelişmemiş,
2. bir şeyler saklıyor.
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Muzaffer Tekin hakkında hafızamızı tazelemeye devam edelim:
Tekin, cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel`in sorusu üzerine Danıştay saldırganı Alparslan Arslan`la 3-4 defa görüştüğünü söyledi. Savcının, Arslan`la 31 kez görüşme yapıldığının kayıtlarda yer aldığını hatırlatması üzerine Tekin, `Doğrudur, görüşmüşümdür.` dedi.
Cumhuriyet Savcısı`nın `Hiçbir sivil yapılanma içinde yer almadığınızı söylediniz. Ancak hâkim, savcılara verilecek seminerle ilgili Hukukçular Birliği tarafından hazırlanan belgede yetkili olarak imzanız bulunuyor.` demesi üzerine Tekin, `Topluma faydalı olduğuna inandığım şeylere münferit olarak destek verdim.` dedi. Danıştay saldırısından sonra intihar anında kullandığı bıçağın kime ait olduğu sorulunca Tekin, bıçağın nerede olduğunu bilmediğini söyledi.
Tekin`in savunmasını Cumhuriyet`in avukatları çürüttü
Cumhuriyet Gazetesi müdahil avukatlardan Bülent Utku, `Alparslan Arslan`ın bombaları nereden aldığı netleşmedi. Biz Cumhuriyet Gazetesi`ne atılan bombalarla Muzaffer Tekin`de ele geçen el bombalarının benzerlik göstermesi nedeniyle dilekçe verdik. Daha sonradan Ümraniye ve Eskişehir`de bulunan el bombalarının da benzerlik gösterdiği açıklandı. Sizin işyerinizde bulunan el bombalarını bize tanımlayabilir misiniz?` şeklindeki sorusu üzerine Tekin, orduda el bombalarının öğrenilmesi ve öğretilmesi en zor malzemeler olduğunu anlattı. Kendisinde bulunan el bombalarının eğitim yardımcı malzeme sınıfında olduğunu iddia eden ve hakikisine çok yakın parçalarla el bombası eğitimi verdiklerini belirten Tekin, `Bu işi gerçek bombalarla yapmayız.` diye konuştu.
Taarruz ve eğitim amaçlı el bombaları arasındaki farkı anlatmasından sonra müdahil avukatları Muzaffer Tekin`in işyerinde bulunan el bombalarının tapa numaralarını araştırdıklarını açıkladı. Buna göre Tekin`in iddia ettiği eğitim amaçlı el bombalarının tapa numarası ile kendi işyerinde bulunan el bombalarına ait tapa numaralarının farklı olduğunu belirten avukatlar bu konuyla ilgili yaptıkları internet çalışmasını mahkemeye delil olarak sundu. Cumhuriyet Gazetesi müdahil avukatlarından Bülent Utku, Danıştay saldırısından önce 29 Nisan 2006 ile 12 Mayıs 2006 tarihleri arasında Veli Küçük, Zekeriya Öztürk, Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ve Danıştay sanığı Oktay Yıldırım`ın telefon bilgilerinin incelenmesini istedi. Utku, baz istasyonu incelemesiyle bu şahısların bir araya gelip gelmediğinin tespit edilebileceğini söyledi.
İLk ERgenekon soruşturması ve tutuklamalarından 15 ay sonra delilleri gizleme, yok etme veya değiştirme şüphesi nasıl olur biri banada anlatsın. Eğer böyle bir olasılık var ise 15 ay boyunca yapmayan düşünmeyen adam bir halt becerebilir mi? Yine 15 ay sonra tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı şüphesi nasıl oluyor? Bunu yazabilen adama nasıl ciddi ciddi cevap yazılır. (adam dedimse yani )
Ergenekon terör örgütü davasının tutuklu sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in mahkemedeki savunması, Cumhuriyet Gazetesi'nin müdahil avukatları tarafından çürütüldü.
Avukatlar, Tekin'in ofisinde yapılan aramalarda ele geçirilen el bombalarının 'eğitim ve süs amaçlı' olmadığını ispatladı. Eğitim ile taarruzlarda kullanılan el bombalarının 'tapa numaraları'nın farklı olması gerektiğine dikkat çeken avukatlar, Tekin'in ofisinde bulunanların taarruz amaçlı el bombası olduğunu açıkladı. Dün yapılan duruşmada çapraz sorguya alınan Muzaffer Tekin, Ergenekon iddianamesine yönelik eleştirilerini sürdürdü. Tekin, cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'la 3-4 defa görüştüğünü söyledi. Savcının, Arslan'la 31 kez görüşme yapıldığının kayıtlarda yer aldığını hatırlatması üzerine Tekin, "Doğrudur, görüşmüşümdür." dedi. Burada daha fazlası yazmıyor.
Ergenekon davasının 15'inci duruşması Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'nde yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen dünkü duruşmaya rahatsızlığı olan Orhan Tunç, Abdullah Arapoğulları ve Murat Çağlar dışındaki tutuklu 43 sanık ile başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile ayrı suçtan hükümlü Sedat Peker getirildi. Sanık ve avukatların tespitiyle başlayan duruşmada, ilk olarak Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil söz aldı. Kadıgil, soruşturma kapsamında ele geçirilen Kalaşnikof ve Kanas suikast silahları ile toplam 39 el bombasını görmezden gelerek sanıklar için "21 tabanca ve tüfekle AK Parti hükümetini yıkacaklar!" dedi. İddianameyi hazırlayan savcılar hakkında, internet ortamında yayımlanan dosyadaki gizli belgelerden dolayı mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını isteyen Kadıgil, müvekkilinin masum olduğunu belirtti.
Savunmasının tamamlanmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Tekin'e sorular yöneltti. Cumhuriyet Savcısı'nın "Hiçbir sivil yapılanma içinde yer almadığınızı söylediniz. Ancak hâkim, savcılara verilecek seminerle ilgili Hukukçular Birliği tarafından hazırlanan belgede yetkili olarak imzanız bulunuyor." demesi üzerine Tekin, "Topluma faydalı olduğuna inandığım şeylere münferit olarak destek verdim." dedi. Danıştay saldırısından sonra intihar anında kullandığı bıçağın kime ait olduğu sorulunca Tekin, bıçağın nerede olduğunu bilmediğini söyledi.
Muzaffer Tekin, daha sonra davanın müdahili Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının sorularını cevapladı. Müdahil avukatlardan Bülent Utku, "Alparslan Arslan'ın bombaları nereden aldığı netleşmedi. Biz Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla Muzaffer Tekin'de ele geçen el bombalarının benzerlik göstermesi nedeniyle dilekçe verdik. Daha sonradan Ümraniye ve Eskişehir'de bulunan el bombalarının da benzerlik gösterdiği açıklandı. Sizin işyerinizde bulunan el bombalarını bize tanımlayabilir misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Tekin, orduda el bombalarının öğrenilmesi ve öğretilmesi en zor malzemeler olduğunu anlattı. Kendisinde bulunan el bombalarının eğitim yardımcı malzeme sınıfında olduğunu iddia eden ve hakikisine çok yakın parçalarla el bombası eğitimi verdiklerini belirten Tekin, "Bu işi gerçek bombalarla yapmayız." diye konuştu.
Bombalar süs değilmiş
Taarruz ve eğitim amaçlı el bombaları arasındaki farkı anlatmasından sonra müdahil avukatları Muzaffer Tekin'in işyerinde bulunan el bombalarının tapa numaralarını araştırdıklarını açıkladı. Buna göre Tekin'in iddia ettiği eğitim amaçlı el bombalarının tapa numarası ile kendi işyerinde bulunan el bombalarına ait tapa numaralarının farklı olduğunu belirten avukatlar bu konuyla ilgili yaptıkları internet çalışmasını mahkemeye delil olarak sundu. Cumhuriyet Gazetesi müdahil avukatlarından Bülent Utku, Danıştay saldırısından önce 29 Nisan 2006 ile 12 Mayıs 2006 tarihleri arasında Veli Küçük, Zekeriya Öztürk, Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ve Danıştay sanığı Oktay Yıldırım'ın telefon bilgilerinin incelenmesini istedi. Utku, baz istasyonu incelemesiyle bu şahısların bir araya gelip gelmediğinin tespit edilebileceğini söyledi.
Sedat Peker ilk kez konuştu: Ben bu insanları tanımıyorum
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Sedat Peker, ikinci kez katıldığı duruşmada ilk kez konuştu. Söz alan Peker, "Yazar Orhan Pamuk'a suikast planına ilişkin 2 kişi arasında yapılan telefon görüşmesinde adım geçtiği için hakkımda dava açıldı." dedi. Peker, "Bu telefon kaydında, sözde suikast yapacak kişilerin, il emniyet müdürü ve il başsavcısı ile de görüşeceklerini, kendilerini benim koğuşuma aldıracaklarını söyledikleri yer alıyor. İl emniyet müdürü ve il başsavcısının da huzura çağrılmasını arz ediyorum. 'Böyle saçma sapan bir konuşma yüzünden il emniyet müdürü ile il başsavcısı çağrılmaz' denilebilir, ama bu konuşma ciddiye alınıp benim hakkımda dava açıldı. Sözde benim koğuşuma geleceklermiş. F tipinde koğuş yok, oda var. Ben bu insanları tanımıyorum." şeklinde konuştu.
Avukatı, Şemdinli'yi hatırlattı
Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil, savunmasında Danıştay, Hrant Dink ve Hablemitoğlu cinayetlerine geniş yer verdi. İddianame başlangıcının, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki olaya dayandığını savunarak, burada güçlerini test edip başarılı olanların Şemdinli'de bunu devam ettirdiğini öne sürdü:"Danıştay olayında da emekli olan subaylar üzerinden TSK'nın vurulmasına karar verildi." Kadıgil, ayrıca, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi insanların arkasında kimlerin olduğunun da araştırılmadığını savundu. 'Necip Hablemitoğlu'nun da yazdığı kitaplar nedeniyle katledildiğini' ileri sürerek, "Yaşasaydı şimdi huzurda sanık olurdu, çünkü ulusalcıydı.'' dedi. Danıştay hükümlülerinden Osman Yıldırım, Hablemitoğlu'nu öldürme talimatının Veli Küçük tarafından verildiğini anlatmıştı. Doç. Dr. Ümit Sayın'ın, Hablemitoğlu'nun öldürüleceğini suikasttan 8 ay önce bildiği ortaya çıkmıştı.
Ali Yiğit'e tehdit: Yem olursun
Muzaffer Tekin, Ümraniye'de ele geçirilen bombaların Oktay Yıldırım'a ait olduğunu açıklayan tutuksuz sanık Ali Yiğit'i örtülü olarak tehdit etti. Tekin, "(Alparslan) Arslan'ın sırtından geçinen aslana yem olur. Engin Bağbars'ı, Osman Yıldırım'ı hatırlasın." dedi. Osman Yıldırım, iddianamede tanık olarak verdiği ifadede Cumhuriyet'e atılan bombaların Tekin'den alındığını söylemişti. Bağbars da Tekin'i ihbar eden kişi olarak biliniyor.
Ergenekon davasında mahkeme heyeti, yargılama sürecindeki ilk tahliye kararını verdi. 'Terör örgütüne üye olmakla' suçlanan emekli Astsubay Mahmut Öztürk, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savunmasını yapan Öztürk, davada kendisi hakkında herhangi bir iddiada bulunulmadığını belirterek, Mehmet Demirtaş'a ait istasyondan gaz aldığını, Ali Yiğit'e ait manavdan alışveriş yaptığını anlattı. Oktay Yıldırım ile 1994 yılında aynı kışlada lojman komşusu olduğunu ifade etti. Öztürk, "1998'de İstanbul'a geldi. Onunla gezerken karşılaştığımız Muzaffer Tekin beni ismen çağırdı. Tekin, 1982 yılında ben kıta eri olarak görev yaptığım yerde astsubay olmamı sağlamıştır." dedi. Tekin, Danıştay saldırısı sonrasında intihar girişiminde bulunmuştu. Öztürk o günü şöyle anlattı: "Eve gittiğimde Tekin'i kanlar içinde buldum. Bana 'Başıma çuval geçirmeye çalışıyorlar' dedi ve masada bulunan notları gösterdi." Öztürk'ün avukatı Nuri Cengiz Albayrak müvekkilinin tahliyesini istedi. Savunmanın ardından Öztürk, çapraz sorguya alındı. Savcının, 'kaçak durumda olan Muzaffer Tekin'i neden evine aldığını' sorması üzerine Öztürk, "Arandığını bilsem yine alırdım." cevabını verdi. 19 Haziran 2007'de cezaevine gönderilen Öztürk, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Mahmut Öztürk, Silivri Cezaevi'nin önünde yaptığı basın açıklamasında, "Gerçek hukukçular varmış ki tahliye oldum." dedi. Bu arada, duruşmayı 20 Kasım'a erteleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıklara öncelik verilmesini kararlaştırdı.
Konumuz Muzaffer Tekin in masum olup olmadığı yada yalan söyleyip söylemediği bile değil. Sap ile samanı karıştırmaktasınız. Siz hükmünüzü vermişsiniz zaten neyi konuşuyoruz? Adamın İfadesi bu. Bu ifadeyi alıp çarpıtmak, kesmek eklemek ne kadar dürüstlüktür? Kaynağınızın orjinalini bir zahmet yazarsanız demiştim. Bakalım orjinal kaynak ne diyor . Ben yazdığınız olası kaynaklarda bu ibarenizi haklı kılacak bir bölüm bulamadım. Konu sadece bu değil zaten. Cumhuriyet avukatının el bombalarını kanıtladığını dahi yazan sizsiniz. Oysa mahkeme TSK dan bu konuda ayrıntılı bilgi talep etti. Neden? Kanıtlanmış bir konu için neden ara karar ile bu talepte bulundu dersiniz.?
Öncelikle verdiğim linkte haberin şu şekilde yer aldığı, bunu benim cımbızlamadığım konusunda anlaşalım: http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=193694 Tekin, cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'la 3-4 defa görüştüğünü söyledi. Savcının, Arslan'la 31 kez görüşme yapıldığının kayıtlarda yer aldığını hatırlatması üzerine Tekin, "Doğrudur, görüşmüşümdür." dedi. Burada daha fazlası yazmıyor.
Sizin alıntıladığınız haberde ise bu kısım şöyle yer almış: Tekin, savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in, “Danıştay saldırısı davası sanıklarından Alparslan Arslan ile ilişkilerini” sorması üzerine Arslan ile 3-4 kez görüştüğünü, ancak olay tarihinden 1,5 yıl öncesine kadar hiç görüşmesi olmadığını söyledi. Pekgüzel’in, “Yanlış anlamadıysam 3-4 kere yüz yüze görüştünüz, ayrıca telefon görüşmeleriniz var” sözlerine Tekin, “Doğrudur, görüşmüşümdür. Kandil ve bayramlarda mesaj atmışızdır” yanıtını verdi.
Savcı Pekgüzel’in, kayıtlara göre 31 adet telefon görüşmeleri bulunduğunu, son görüşmeyi 16 Kasım 2005’te, olaylardan 6 ay kadar önce yaptıklarını belirtmesi üzerine de Tekin, “Kesinlikle irtibatım yok, niye gizleyeyim” dedi.
Bu haberler Muzaffer Tekin'in ifadesinin bir kısmına ait. Zaten Fox'daki haber
"Duruşmanın öğleden sonraki oturumu, Muzaffer Tekin’in ifadesinin alınmasıyla devam ediyor." diye bitiyor.
Son verdiğiniz FOX ve CNN haberlerinde sizin alıntıladığınız bu kısmı göremedim. Asıl tartışılması gereken bu kısım.
Bir kişi pazartesi akşamı 20:00-20:30 arasında bir cinayet işlese, mahkemede "pazar günü sabah 10'da kalktım, duşa girdim, kahvaltı yaptım, gazetelerimi okudum, sonra yürüyüşe çıktım ..." diye giden ifade verse, bu gibi alakasız ifadeleri uzun uzun tartışmaya gerek var mı?
Tartışılacak konular savcının ve müdahil avukatların çapraz sorguda sordukları.
Bunlar da Fox'un haberine göre "öğleden sonraki oturum"un konusu.
Savcı 31 telefon görüşmesi kaydını sunuyor. Muzaffer Tekin "kesinlikle irtibatım yok" diyor. Bu 31 telefon görüşmesi kaydını siz Muzaffer Tekin'in reddettiğini söylüyorsunuz. Tamam reddetti diyelim, ama reddetmesi onun doğru söylediğini mi gösterir?
Bu 31 telefon görüşmesi kaydının mantıklı bir açıklaması var mı?
31 telefon görüşmesi kaydı ispatlandığında Muzaffer Tekin'in yalan söylediği ve Alpaslan Arslan ile ilişkisi hakkında bazı şeyleri gizlediği ortaya çıkmayacak mı?
Sadece bu son iki soruya net cevap verin. Ondan sonra devam edelim.
Dini olarak Kurban bayramı bitti amma hükümet sayesinde tatil bitmedi. Maşallah havalarda güzel gidiyor. Çok soğuk değil. Hele izmir dün yağmur yağmış ama olsun İzmir'in yağmuruda güzeldir. Hoş koku sarar ortaya yumuşak havada insana yaşama zevki verir...
İnin kordona oturun güzel bir yere elinizle gel işareti yaptınız mı tepsisini kapp gelen midyecilerden birisini çağır, limon sıksın versin afiyetle ye yanında da bir bira iç... İkinciyi içme bira düzgün bir ''şey''değildir.
Sonra bir sinemeya git izlemedinizse osmalı Cumhuriyetine gidin. Gülümserken ağlayın ama hoş vakit geçirmiş olursunuz.
Evinize giderken bir şişe whisky alın, bitter çukulata badem çam fıstığı fındık tavsiye etmem çünkü whisky nin tadını bozuyor ikiside tatsızlaşıyor.. Havuç dilimleyin limon suyu olan bir bardağa koyun güzel bir masa oldu zevkli... Tercihinize göre slow bir müzik dinleyerek ,kitap okuyarak, dvd seyrederek ağır ağır için.... Belirli bir süre sonra ilk ekşi limon suyunda dilimli havucun ekşi sözlükten iyi olduğunu anlayacaksınız sonra gerisi gelir buna whisky nin kudreti de diyebiliriz.
Yaklaşık 5. dubleniz bitince hukuki.net e girin yazdıklarınızı okumaya çalışın. Ekran kayması harflerin gidiyormuş gibi olmasına aldırmayın sorun bilgisayarınızda yada gözlerinizde değildir çakır keyifliğin kaçınılmaz hallerinden birisidir. Her insan hayatında bir kere çakırkeyif hatta sarhoş olmalı. Tabiiki kimseye zarar vermeden.... Neyse harfleri toparlayıp okuyabilirseniz en sona ileti ekleyin... Muhtemelen şöyle bir ileti olacaktır ( O kafayla yapılan her türlü yazım hatalarından arındırılmış olarak.)
Başlarım lan size de ergenekonunuzada Tekin'inize de alparslanınıza da .....
Sonra yeni bir konu açın
İzmir İzmir olalı böyle sarhoş kız görmedi.... Yaşadığınız keyifi anlatın muhtemelen o ara Türkiye yi kurtaracak bine yakın fikir de sizde olacak ve şaşıracaksınız ''Alla allah bunu neden bir ben buldum da kimsenin aklına gelmedi ?'' Evliyalığın dibinde durduğunuz o an genelde öyle olur... Alkol zihni açar ya o bağlamda...
Ama sakın sabaha ertelemeyinn yazmayı çünkü başınız ağrıyacak '' ne yaptım ki ben?'' diyeceksiniz... Boşverin hiç bir şey yapmadınız felekten bir günde sizçalmış oldunuz hakkınızdır. Hem sizin başınızın ağrıması bizim başımızın ağrımamasına vesile olacak unutmayalım... Böyle de bir yararı var...
Neyse ayıldıktan sonra ille bir şey yazmak isterseniz bana şu konuda fikrinizi fışkırtabilirsiniz yeni yazdığım konuda değerli fikirlerinizden feyz almak isterim... Muhtemelen benim düşüncelerimi sizin fikirlerinizle harmanlayınca ortaya dünyanın en abuk yazılarından biri çıkacak okuyanın aklı şaşacaktır... Konu şu...
Sizin ki ;mevcut hükümetin başı veya başbakan yani RTE nin Kurban Bayramını pek ciddiye almadığını düşünüyorum. Gerçi neyi ciddiye aldığını bilmiyorum cukka hariç amma olsun. Bu konu çok öne çıkıyor. Sanki Şeker bayramını daha ciddiye alıyor gibi.... Ne dersiniz bu konuda bana engin fikirlerinizi şey ettirir misiniz? Yazı ortada kalmasın diye....
Ha sakın aç karna ağrı kesici içme... Bol su iç... Çok hafif bir şeyler ye asitli şey içme ağrı geçerken yeniden dünyaya gelmiş gibi olacaksınız... Bu yazıyada boş boş bakıp durma...dediğimi yap.
ALPARSLAN ARSLAN İLE İLİŞKİSİ
Tekin, savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in, “Danıştay saldırısı davası sanıklarından Alparslan Arslan ile ilişkilerini” sorması üzerine Arslan ile 3-4 kez görüştüğünü, ancak olay tarihinden 1,5 yıl öncesine kadar hiç görüşmesi olmadığını söyledi. Pekgüzel’in, “Yanlış anlamadıysam 3-4 kere yüz yüze görüştünüz, ayrıca telefon görüşmeleriniz var” sözlerine Tekin, “Doğrudur, görüşmüşümdür. Kandil ve bayramlarda mesaj atmışızdır” yanıtını verdi.
Savcı Pekgüzel’in, kayıtlara göre 31 adet telefon görüşmeleri bulunduğunu, son görüşmeyi 16 Kasım 2005’te, olaylardan 6 ay kadar önce yaptıklarını belirtmesi üzerine de Tekin, “Kesinlikle irtibatım yok, niye gizleyeyim” dedi.http://www.ntvmsnbc.com/news/466248.asp
Buyrun sizi kırmayalım. Ancak siz minicik araştırma yapsanız zaten bu alıntıya ulaşacaksınız. Çünkü A.A. Anadolu ajansının haberidir.
Ben Muzaffer Tekin in doğru yada yalan söylediğini iddia etmiyorum ki. Ben objektif olarak davayı izlemekteyim. Siz ise hükmü en başından daha iddianame bile yok iken verdiniz. Sanıklar savunma yapmıyor sadece saldırıyor abuk saptamanızdan sonra ben size yanıt vermekteyim. Görmezden geldiğiniz çok açık ve sabit bir gerçek daha var. Bu konuyu ısrarla göz ardı ediyorsunuz. Danıştay saldırısı ile ilgili dava görüldü ve hüküm verildi. Şu an malum olduğu üzere Yargıtay incelemesinde. Doğal olarak beğensenizde beğenmesenizde ortada bir mahkeme hükmü var. Bu mahkemede bu ilişkiler değerlendirildi. Karar alınırken tüm bu yazdığınız ilişkilerde dosyada vardı. O zaman yazdığınız çarpıttığınız alıntılar ne kadar anlamsız kalıyor farkında değilsiniz. Yargıtay bu kararı onar ise ne olacak?
Adam Alparslan Arslan ile görüştüğünü inkar etmiyor aksine kabul ediyor. 31 adet olduğu iddiasının detayını ve bu görüşmelerin tam olarak tarihleri nedir siz yazabilirmisiniz. Ben bu bilgiye ulaşamadım. Siz bu bahsettiğiniz 31 adet görüşmenin detayı konusunda hangi bilgiye sahipsiniz. Varsayalım ki görüştü. BU görüşmelerin içeriğinde danıştay saldırısına dair bir emare yada suç kanıtı olsa Ankara da Mahkemede bu görüşmeler göz ardı mı edildi diyorsunuz?
İlk alıntılamayı yaparken acele ettim. Heryerde aynı şekli ile yeraldığı için AA yı görünce alıntıyı yazdım özür dilerim. Ama o alıntılarda dahi sizin hiç değinmediğiniz çok açık gerçekler var.
Soruşturma sürecinde iyiniyetle savcı Zekeriya Öz'e yardımcı olmaya çalıştığını ve çeşitli mektuplar yazdığını anlatan Tekin, "Savcının şahsına gönderdiğim mektupların, üstelik soruşturma gizliliği olmasına rağmen bizzat savcının eli ile yandaş medyaya servis edildiğini ve tahrif edilerek yayımlandığını gördükten sonra yazmaktan vazgeçtim. Daha önce gönderdiğim mektuplar için de büyük bir pişmanlık yaşadım" diye konuştu.
Tekin, Danıştay saldırısı ile ilgili yargılamayı yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "Ergenekon'a ilişkin soruşturmayla, saldırıyla ilgili dava arasında irtibat bulunmadığı yönünde görüşünün olduğunu belirterek, bunun dikkate alınmayışını" eleştirdi.
"Bir yandan rahip Santora, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerini iddianameye alıp; Ergenekon sanıkları ile birtakım bağlantılar kurmaya çalışıp, ayrıntılı açıklamalar yapacaksınız ve bu suçlamaların arasına psikolojik etki yaratmak amacıyla gazetenin bombalanması ve Danıştay saldırısını koyacaksınız, arkasından da bu suçlar için yeterli delil bulamadım, o yüzden dava açamıyorum diyeceksiniz. Bu tavır CMK'nın 160. ve 170'inci maddelerine aykırıdır. İddianamede iddia çok ama suç yoktur. Ancak suçlamalar kabına sığmayacak derecede ölçüsüz ve hesapsızdır" İddianamede yasama organının ortadan kaldırılmasından bahsedildiğini, ancak TCK'nın 311. maddesinden cezalandırma istenmediğini" ifade eten Tekin, şöyle devam etti:
"Ya savcıların dalgınlığına gelmiş unutmuşlar ya da iddianameyi yazanlar ne yazdıklarının farkında değiller. Esas çeteler mahkemenin huzurunda bulunanlardan oluşmamaktadır. Ergenekon soruşturması ve davası, toplumun gözlerine indirilmiş bir perdedir.
Bu davanın tanıkları arasında yer alan, Danıştay saldırısı davasının sanıklarından Osman Yıldırım'ın ifadelerinde, "1993 ve 2000 tarihlerinin fazlasıyla geçtiğini" belirten Tekin, "23 yılı cezaevlerinde geçen bu kişinin askerlik süresi de dikkate alınarak verdiği tarihlerin teyit edilmesi gerektiğini" söyledi.Tekin, iddianameyi düzenleyen savcıların Arslan'ın ayrıntılı ifadelerine ve anlatımlarına yer vermekten kaçındığını savunarak, "Çünkü Arslan'ın ifadeleri savcıların anlatımlarını tamamen yalanlamakta ve bir senaryo yazıldığını açıkça ifade etmektedir. Savcılar ilgisiz beyanlardan cımbızla çektikleri sözcükleri bir araya getirerek kağıttan bir şato yoluna gitmişlerdir" dedi.Tekin, "tanık Osman Yıldırım'ın bütün amacının Danıştay cinayetinin bütün sorumluluğunu üzerinden atıp, Etkin Pişmanlık ve Tanık Koruma Yasası'ndan yararlanarak cezaevinden kurtulmak olduğunu" öne sürdü.
Yıldırım'ın tanık olarak verdiği ifadelerin çelişkilerle dolu olduğunu ve inandırıcılığı bulunmadığını ileri süren Tekin, hakkında bu kişinin beyanlarından başka da ciddi bir delilin yer almadığını savundu.
"Ümraniye'de bulunan MKE 169-5-85 kafile numaralı bomba ile Cumhuriyet gazetesine atılan ve patlamayan 173-9-85 numaralı el bombasının, benzer olduğunun tespit edildiğini" anlatan Tekin, "iki kafile numarası arasında hiçbir bağlantı olmadığını" söyledi. Muzaffer Tekin, bu bombaların üretim tarihlerinin de farklı olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Kaldı ki, kafile numaraları aynı olsa bile aynı kafileden bombaların kullanıldığı olayların aynı fail veya faillerce işlendiği anlamına gelmez. Çünkü aynı kafileden binlerce bomba üretilmekte ve çeşitli kurumlara MKE tarafından dağıtılmaktadır.
Aynı kafileden olan bombalar, ülkenin birçok yerine ve kuruma dağıtılmış olmasından dolayı, farklı kişi ya da kişilerce temin edilebilmektedir. Özetle burada şu tespiti net olarak yapabiliriz ki, Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet el bombası ile Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar arasında hiçbir maddi bağlantı bulunmamaktadır. "
Tutuklu sanıklardan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in savunma yapmasının ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Şengün, mahkemeye gönderilen bazı evrakı açıkladı.Başkan Şengün, bir soru üzerine, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) gönderdiği cevabi yazıda da "aloihbar.org" adlı bir internet sitesinde, 12 Temmuz 2006'dan itibaren "Ergenekon Lobi" belgesinin de yayımlandığının bildirildiğini ifade etti.Tutuklu Sanık Kemal Kerinçsiz, soruşturma sırasında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, bilirkişilerin "adli komisyon listesi" dışından seçildiğini ve bir kısımının da yeminlerinin yaptırılmadığını savundu.
Emniyet ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün bu davada taraf olduğunu ileri süren Kerinçsiz, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemelerinin yüzde 90'ına yakının bu şube elemanlarınca yapıldığını savunarak, bu durumun da yasaya aykırı olduğunu kaydetti. Yukarıdaki bölümler size verdiğim linkten alınma ama siz bu konular ile ilgilenmiyorsunuz. Sizin saptamanıza kanıt olacak şeyler sizi ilgilendiriyor. Ben peşin hüküm verdim galiba demek bile size uygun gelmiyor. Oysa bir şüphe bir açık kapı bırakmak daima iyidir.
3 kasım 1996. Susurluk’ta bir Mercedes’in kamyona çarpması Türkiye için bir milattı. Tüm kamuoyu bu olayla ortaya çıkan karanlık ilişkilerin tamamen...
Yazan: sdt23 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
Yapabileceğiniz / yapılması gereken, dediğim gibi kız kardeşinizin gelen ödeme emrine bu adreste ilgili kişi yaşamamaktadır , adres hatalıdır, borçla...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Savcılıpa Başvurdum Ama Dosyam...
09-09-2025, 21:16:16 in Bilişim Hukuku