Yılmaz Özdil, Anayasa Mahkemesi'nin son kararını ele alırken, bu mahkemedeki hakimlerin mezun olduğu okullar üzerinden yorum yapmış, ama kanımca kararı en ele alınmaması yönünden kendince açıklamış.
Konuya yüzeysel bakanlar açısından çok hoş ve isabetli bir yorum gibi görünüyor, ama oldukça yanlış ve yanıltıcı bir yorum. Bu yorumdan, her hukuk fakültesi mezunu ya da her hukukçu 9 tane yargıç gibi düşünüyor sonucunu çıkarmak gerekiyor. Oysa 9 adet yargıçtan çok farklı düşünen bir hayli hukuk mezunu var.
Yılmaz Özdil, Ergun Özbudun'u ziraat fakültesi mezunu mu zannediyor acaba?
Ya da Yargıtay Onyrsal Başkanı Sami Selçuk'u su ürünleri mezunu mu zannediyor?
Yılmaz Özdil, başka ülkelerde de anayasa mahkemelerinin yapısı ve yargıçları hakkında bilgi sahibi olsaydı böyle sallamazdı..
''Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına'' namusu ve şerefi üzerine and içen siyasi ikdidar.
Daha düne kadar Türkiye'nin bir 'hukuk devleti' olduğunu söyleyen,'hukukun üstünlüğü'nü dillerinden düşürmeyen iktidar sahipleri ve onların yandaşları bugün ağız birliğiyle yargıya veryansın etmekdedirler.
Açılmış bu kamu davası hakkında; "Hiçbir organ, makam, merci ve kişinin, yargı organına emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde (yönlendirmede) bulunamayacağı Anayasanın 138/2 maddesinin buyruğudur. Tüm kişi ve kurumları anayasanın bu kuralına uygun davranmaya ve böylece yargısal sürecin sağlıklı sonuca ulaşmasına engel olmamaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla.
ANTALYA BAROSU BAŞKANLIĞI
Atatürk'ün bir konuşmasından alıntı.
'' uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa,bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir.meclislerin öyle kararları olabilir ki ,bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir''
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
(Kaynak : Eskişehir- İzmit konuşmaları Kaynak yayınları.sf. 67)
__________________
"Soz Konusu Vatan ise Gerisi Teferruattır"
Yılmaz Özdil, Anayasa Mahkemesi'nin son kararını ele alırken, bu mahkemedeki hakimlerin mezun olduğu okullar üzerinden yorum yapmış, ama kanımca kararı en ele alınmaması yönünden kendince açıklamış.
Konuya yüzeysel bakanlar açısından çok hoş ve isabetli bir yorum gibi görünüyor, ama oldukça yanlış ve yanıltıcı bir yorum. Bu yorumdan, her hukuk fakültesi mezunu ya da her hukukçu 9 tane yargıç gibi düşünüyor sonucunu çıkarmak gerekiyor. Oysa 9 adet yargıçtan çok farklı düşünen bir hayli hukuk mezunu var.
Yılmaz Özdil, Ergun Özbudun'u ziraat fakültesi mezunu mu zannediyor acaba?
Ya da Yargıtay Onyrsal Başkanı Sami Selçuk'u su ürünleri mezunu mu zannediyor?
Yılmaz Özdil, başka ülkelerde de anayasa mahkemelerinin yapısı ve yargıçları hakkında bilgi sahibi olsaydı böyle sallamazdı..
Bence de yüzeysel bir bakış açısı. Aynı üniversiteden mezun tün insanların aynı görüşte olabileceği gibi çürük bir varsayıma dayanan bir bakış açısı doğru sonuca götürmez. Her hukuk fakültesi mezunu ya da her yargıcın bu şekilde düşünebileceği varsayımı çıkarmak da , o üniversiteden mezun herkesin olaylara aynı pencereden baktığı anlayışı da doğru olamaz. Bu üniversitedeki çeşitliliğe de aykırıdır.
Bakış açısı üyelerin kimin tarafından atandığı penceresinden hareket etse belki bir ihtimal fikir verebilirdi. Ona da belki diyorum.. Neyse çok karıştırmaya gerek yok sanırım..Önemli olan kararın niteliğidir. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız ki inanmak zorundayız verilen karara saygı duyulması gereklidir. Ardında ötesinde berisinde birşeyler aramak niyete bağlıdır..
Hukuku, Anayasa'da kurucu ilkeler ile ana hatları belirlenmiş Türkiye Cumhuriyeti'nin kırmızı çizgilerini, lafzı ve ruhu ile anlamak ve özümsemek veya aksi karşı devrime meyletmek ile ilgisi vardır. Şu Nakşi hallerden bir kurtulalım...Bu böyle bilinmelidir, yoksa hukuk oyuncak olur. Hukukun saygınlığının sona erdiği yerde de hukuk biter, kaos olur.
Hukuk işimize geldiği zaman sığınacağımız (örneğin bugünkü Başbakan'ın, Hasan Celal Güzel'in, Akın Birdal'ın, Prof. Dr. Fikret Başkaya'nın, Prof.Dr. Haluk Gerger'in siyasi yasaklarının kaldırıldığı ve dinci medyanın Anayasa Mahkemesi'ne övgüler düzdükleri ve o aynı Anayasa Mahkemesi'nin son kararı sonrası Mahkeme üyelerine küfrettikleri) bir liman değildir, herkese, hepimize lazımdır.
Şeriatın kestiği parmak acımaz diyenlere de başta AKP'li yiyici elit?!!! olmak bir çift sözüm var, bu ülkeye yarın şeriat gelirse ve de eğer Peygamber (SAV) sünneti halen geçerli olursa, sizleri namazsız gömerler...
Sayın Gür, öncelikle benim düşünce yapım Anayasa Mahkemesinin verdiği bu kararı destekler niteliktedir bunu belirtmek isterim. Gelelim Kararın hukuki niteliğine. Anayasa mahkemesi 1962 ydi yanılmıyorsam kuruluşundan itibaren cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumayı kendisine misyon olarak kabul etmiş bir kurumdur. bu vesile ile verdiği bu kararın yine anayasanın 148. mddesine aykırı olmasına rağmen yine de bu şekilde verilmesinin altında yatan nedenin sorgulanması sizin belirttiğiniz noktaya götürüyor bizi. Yani Anayasa Mahkemesinin her biri alanında birikim sahibi üyeleri bu maddeden haberdar değiller mi? Hiç sanmıyorum..Asıl konu belirttiğiniz gibidir..
"Türkiye Cumhuriyeti'nin kırmızı çizgilerini, lafzı ve ruhu ile anlamak ve özümsemek veya aksi karşı devrime meyletmek ile ilgisi vardır."
İşte Anayasa Mahkemesi 148. maddeye rağmen verdiği bu karar ile bize dediğiniz kırmızı çizgileri hatırlatıyor..bu açıdan bizlerin endişelerinin giderilmediğini vurgulamış oluyor.. bence yerindedir.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin kimin tarafından atandığı noktasında , şu an görevde olanların büyük bir kısmının Sayın eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer tarafından atanmış olmasının etkisi olduğunu yadsımak ise yanlış olur. Aynı misyonun savunucusu olan Sayın Sezer'in atamalarda bu kriteri de dikkate almış olmaması imkansızdır. Hatta dinci basın, Anayasa Mahkemesi üyelerinin şecerelerini! bile yayınlayarak, bu kadar çok üyenin görev süresinin dolmasının ve yeni üye atanmasının Sezer zamanına denkgelmiş olmasını da onlara göre! büyük bir şansızlık olarak değerkendirmiştir. Sizce ilgisi yok mudur hala kimin tarafından atandıklarının..???
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu ülkeye şeriatın getirilmesi gibi uç noktalara kadar gitmeye gerek yok. Buna Cumhuriyetimizin kurumlarının asla izin vereceğini düşünmüyorum. Yani her koşulda namazımız kılınır merak etmeyin..
Sizin ile aşağı yukarı aynı düşüncede olduğumuzu önceki yazılarınızla öne sürdüğünüz fikirlerden biliyorum. Ancak Anayasa Mahkemesi üyeleri temelde kimin onları atadığı ile ilgilenmezler, ilgilenemezler. Öyle olsaydı Sn. Sezer'in atadığı üyeler Cumhurbaşkanı Gül ile ilgili düşüncelerinde homojen oy kullanırlardı. Burada "hukuk siyasileşti" denilirken atlanılan konu sadece ve sadece şudur: Aslında siyasi olduğu söylenilen ve hukuken korunan Cumhuriyetin temel ilkeleridir. Bir kısım meczub hukukun siyasileştiğini söyleyebilirler, ancak anlatmak istedikleri, Cumhuriyetin kurucu ilkelerine karşı olduklarıdır.
Cenaze namazının kılınmaması hususu size veya Abbas Bey'e yönelik değildir, onu, Dincilikte etrafları ile yarışacaklarına, kamu malını iç edenlere Peygamberimizin ne yaptığını eğer İslam tarihinden biraz haberdarlarsa veya bu yazıdan sonra biraz araştırma yaparlarsa, düşünenler bilirler...
Burada "hukuk siyasileşti" denilirken atlanılan konu sadece ve sadece şudur: Aslında siyasi olduğu söylenilen ve hukuken korunan Cumhuriyetin temel ilkeleridir. Bir kısım meczub hukukun siyasileştiğini söyleyebilirler, ancak anlatmak istedikleri, Cumhuriyetin kurucu ilkelerine karşı olduklarıdır.
Cenaze namazının kılınmaması hususu size veya Abbas Bey'e yönelik değildir, onu, Dincilikte etrafları ile yarışacaklarına, kamu malını iç edenlere Peygamberimizin ne yaptığını eğer İslam tarihinden biraz haberdarlarsa veya bu yazıdan sonra biraz araştırma yaparlarsa, düşünenler bilirler...
Sayın Gür,
Yazdıklarınıza çoğunlukla katılıyorum evet. Hukukun siyasileşmesi noktasında da şunu söyleyebilirim. Ben Cumhuriyetin kurucu ilkelerine karşı olmayan bir meczubum..Sanırım açık
Kamu malını iç eden din simsarlarına neler yapıldığını ,cemaatlerini toplayıp yaptıkları sohbet toplantılarında da müfedatlarına almaları belki de iyi olacak..
4'üncü Ana Jet Üssü'nün pistinde bir F16 frenlerini bırakmış, kulakları adeta sağır eden bir gümbürtüyle hızlanıyordu.
Nefesler tutulmuştu.
Çünkü 86-0068 kuyruk numaralı o F16, tarihimizde yeni bir sayfa açıyordu. Türkiye'de üretilen ilk savaş uçağıydı.
*
İlk kez test ediliyordu.
Haliyle, düşme ihtimali yüksekti.
Pilot, 36 yaşında bir binbaşıydı.
Şener Koltuk.
"Kelle Koltuk" diyorlardı ona.
Haklıydılar... Çünkü bu işi yapabilmek için hakikaten kelleyi koltuğa almak gerekiyordu. Havalanacak, bütün manevraları deneyecek, kelimenin tam manasıyla "canını çıkaracaktı" hiç uçmamış uçağın... Kalktı, daldı, çıktı, yattı, döndü ve sağ salim indi.
"Tamam" dedi, "Bu uçar..."
*
Gözü karaydı, mangal yürekli...
Tam çılgın Türk!
*
Kıbrıs'ta savaştı.
F100'le... Bu F100 dedikleri, hesapta avcı bombardıman uçağı ama, aslında soba borusu gibi bi şey... ABD'nin bize kakaladığı uçaklardan... 1953 model!
Onunla dağıttı Yunan'ı.
F104 macerası var bir de...
Bandırma'ya inecek, basıyor düğmeye, sol iniş takımı açılmıyor... Komutan, Cumhur Asparuk Paşa... "Atla" diyor, "Uçağın canı cehenneme, pilotumdan kıymetli değil..." Atlasa, rutin kontrol için hastaneye gidecek, 28 gün uçuştan men edilecek, kural bu... Uçak arızalı ama, pilot daha arızalı! "Çorbayı akşam evde içeceğim komutanım" diyor, atlamıyor! Gövde üstü indiriyor uçağı! Hem de öyle indiriyor ki, tereyağından kıl çeker gibi, tekerlekle inse bu kadar olur... Aynı uçağı, 27 gün sonra "kendisi" test ediyor ve yeniden Hava Kuvvetleri'ne dahil ediyor!
*
521 uçağın test uçuşunu yaptı. 521 kez "maksimum" riske attı hayatını... Bu bir dünya rekoru... Çünkü, binlerce parça ve milyonlarca hesaptan oluşan "sıfır kilometre" 521 uçağı, düşürmeden indiren başka bir pilot yok dünyada!
*
Emekli oldu sonra...
ABD'den iş teklifi aldı.
Acayip paralar teklif edildi. Gitmedi.
"Ben bu işi para için yapmadım, bu vatanın ne toprağını terk edebilirim, ne gökyüzünü" dedi.
Restoran açtı.
"Ticaret yapmak F16 uçurmaktan zor" diyordu arkadaşlarına: "Buzda kayıyorsun, suya yazı yazıyorlar, dürüstlük yok! Böyle ortamda uçmak mı kolay, ticaret yapmak mı?"
*
Ve tarih, 13 Haziran 2008...
Yer, Ankara Kocatepe Camii...
Musalla taşında ay-yıldızlı tabut.
Şener Koltuk...
Henüz 57 yaşında kalp krizinden vefat etti. Türbana mürbana kafa yorduğunuz için haberinizin olduğunu sanmıyorum, yazayım dedim... Türkiye, hakkı ödenmez bir kahramanını sessiz sedasız toprağa verdi. Allah rahmet eylesin. 15/Haziran/2008
Allah rahmet eylesin yaşamıyla örnek olan komutana.M.E.Sezen
Recep Tayyip Erdoğan'ın damadının çalıştığı şirket tarafından satın alınan Sabah gazetesi, yazıyo...
7 Temmuz kaos planı.
Buhran ortamı yaratılacaktı.
Kalkışma başlatılacaktı.
İzinsiz mitingler yapılacaktı.
Polisle çatışmaya girişilecekti.
Halka ateş açılacaktı.
30 tetikçi suikastlar yapacaktı.
Tetikçi, albayla bağlantılı...
Bombacı, generalin ekibinde...
Sinan Aygün aktif rol aldı.
Yüksek Askeri Şûra ertelenecekti.
Darbe için düğmeye basılacaktı.
*
Recep Tayyip Erdoğan'ın damadının çalıştığı şirket tarafından satın alınan Sabah Gazetesi'nin bunları yazdığı gün, kadere bakın ki, Sabah logosunun üzerinde dokuz sütuna şu reklam var:
"Eşzamanlı baskınlar yapıldı."
Ergenekon operasyonunu böyle duyurmuştu devletin haber ajansı...
"150’şer kişilik, 40 ekip."
Evinde pijama-terlik oturan emekli generalleri yakalamak için "6 bin polis"i seferber edersen, bırak vatandaşları, polisi korumak için bile polis kalmıyor maalesef.
Hangi gazetecinin telefonda kiminle konuştuğunu, kiminle hatıra fotoğrafı çektirdiğini biliyorsun, dinliyorsun, izliyorsun... Adam elinde pompalı tüfekle burnunun dibine gelmiş, haberin yok.
Eminim, polislerimizi şehit edenleri, "Mustafa Balbay’ın tetikçileri" ilan edecektir yalaka gazeteler...
Biz gene de hatırlatalım:
Neve Şalom, Beth Israel.
Sadece 5 gün sonra...
HSBC, İngiliz Konsolosluğu.
Ya, Cumhuriyet Gazetesi?
6 günde 3 defa bombalandı.
Atıp, kaçtılar.
Atıp, kaçtılar.
Atıp, kaçtılar.
Kaçanlardan biri, gitti...
Danıştay’ı bastı.
Sonra, Hrant.
Şimdi, bu.
Vali, hep aynı vali.
Polis şefi, hep aynı polis şefi.
Türkiye’yi ve dünyayı ayağa kaldıran korkunç olaylar yaşanıyor bu şehirde... Belli ki, ağır istihbarat zafiyeti var, konsantrasyon bozukluğu var. Ama bakıyorsun... Havaalanında esas duruşta bakan karşılamaktan, gazetecileri dinlemekten, emekli generalleri o cezaevinden bu cezaevine taşımaktan, Sinan Aygün’ün eurolarını saymaktan, milletin gözüne biber gazı sıkıp, hastaneye gaz bombası atmaktan, tribüne kurulup maç seyretmekten, teröristleri takip etmeye vakitleri yok arkadaşların.
Yılmaz Özdil
AA - Medeniyet yürüyüşlerinde adalet ve kalkınmayı birbirinden ayrı görmediklerini ifade eden Erdoğan , `Devletin temel nitelikleri olan demokratik,...
Yazan: KASIMAN Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
İstinaf kararı hakkında
10-05-2025, 01:23:51 in Miras Hukuku