+ Konuyu Yanıtla
2 / 2 Sayfa İlkİlk 12
11 den 16´e kadar toplam 16 ileti bulundu.

Konu: Aile Konutu şerhi

Aile Konutu şerhi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    9
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu Hacedilebilirmi?

    Alıntı FURKAN33 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Abim senetli borcu vardı vadesinde ödeyemedi. Alacaklısı) maliki olduğu evin tapusuna haciz koydurdu ve haczi başlattı bu ev aile konutudur. Aile konutu haczedilebilirmi edilirse handi oranda edilir teşekkürler..
    aile konutu şerhinin cebri icra yani haciz işlemine karşı bir tesiri yoktur. ancak bu ev konusunda meskeniyet iddiası söz konusu olabilir.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Aile Konutu şerhi konulu yargıtay kararı ara
    Aile Konutu şerhi konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    9
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu şerhi

    Alıntı mistrall rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sn.Babaahmet İlk sorunuz kısaydı biz de kısa cevap verdik.Yeni sorunuza gelince şartları varsa ve bu g.menkulü yeni yasa yürürlüğe girmeden edindiğinizi ,şahsi malınız olduğunuzu ispat ederseniz -ki bu kayıtlarda mümkün-Mahkemeye müracaat edip kaldırtabilirsiniz.Dava açmanız gerekir.
    evlenmeden önce edinilmiş mal olması kaldırma için sebep teşkil etmez, aile konutu şerhi ancak üstün bir hakkın varlığı halinde mahkeme kararı ile kaldırılabilir.

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    307
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu şerhi

    Alıntı sddknr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    evlenmeden önce edinilmiş mal olması kaldırma için sebep teşkil etmez, aile konutu şerhi ancak üstün bir hakkın varlığı halinde mahkeme kararı ile kaldırılabilir.

    T.C.
    YARGITAY
    HUKUK GENEL KURULU
    E. 2005/12-652
    K. 2005/583
    T. 19.10.2005
    • AİLE KONUTU OLARAK ÖZGÜLENEN TAŞINMAZ ( Takibe ve Tahliyeye Konu Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Belirlenmesi Halinde Yasal Gereklerin Yerine Getirilip Getirilmediğinin Araştırılması Gereği )
    • ŞİKAYET DAVASI ( Takip ve Tahliyeye Konu Taşınmazın Kaydı Üzerinde Şikayetçi Eşin Talebi Üzerine "Aile Konutu" Olduğuna İlişkin Şerh Verilip Verilmediği Araştırılması Gereği )
    • AİLE MAHKEMESİ ( Şikayet Davası - Şikayetçiye Tahliyesi İstenen Taşınmazın Aile Konutu Olduğunu İspata Yönelik Olarak Aile Mahkemesine Dava Açma Yetkisi ve Olanağı Verilmeli ve Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gereği )
    • GÖREV ( Şikayet Davası - Şikayetçiye Tahliyesi İstenen Taşınmazın Aile Konutu Olduğunu İspata Yönelik Olarak Aile Mahkemesine Dava Açma Yetkisi ve Olanağı Verilmeli ve Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gereği )
    2004/m.276/son
    4721/m.194/1
    ÖZET : "Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir." Denilmektedir. Bu hüküm göstermektedir ki, aile konutu özel bir konuma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır. Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi halinde bu yasal gereklerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması gerekecektir.

    Öyleyse, mahkemece öncelikle bu iddia üzerinde durulmalı ve takip ve tahliyeye konu taşınmazın kaydı üzerinde şikayetçi eşin talebi üzerine "aile konutu" olduğuna ilişkin şerh verilip verilmediği, şikayetçinin bu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının ve aile mahkemesince yapılmış bir belirlemenin bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca göre bir karar verilmelidir.

    DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 06.01.2004 gün ve 2003/1151-2004/2 sayılı kararın incelenmesi Karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.12.2004 gün ve 21730-26253 sayılı ilamı ile ;

    ( ...1- Mahkeme kararının ve bunun taalluk ettiği işin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılması HUMK.nun hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi.

    2- Dairemizin süre gelen içtihatlarında benimsendiği üzere boşanma gerçekleşse dahi eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen mecurda oturduğundan İİK.nun 276/son madde hükmi gereğince 3. kişi sayılamazlar. Somut olayda ilgili konutu şikayetçinin eşi 3. kişi takip alacaklısına satarak tahliye taahhüdünde bulunmuştur. Alacaklı bu tahliye taahhüdüne dayanarak koca aleyhine icra takibinde bulunmuş ve onun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği görülmektedir. Bu nedenlerle şikayet konusu olayda İIK.nun 276/son maddesinin uygulama olanağı bulunmaktadır. Ne var ki Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi aynen "eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir. Mahkemece anılan madde koşullarında herhangi bir inceleme yapılmaksızın özellikle, mecurun aile konutu niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılmaksızın eksik incelemeyle sonuca gidilmesi isabetsizdir... )

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    KARAR : A- Şikayetçi İsteminin Özeti:

    Şikayetçi vekili 15.07.2003 tarihli dilekçesinde;

    "Müvekkilinin icra takibi borçlusu Sinan E. ile evli iken, Sinan E.'nin müvekkilinin haberi olmadan müşterek haneyi terk ederek Ankara'da boşanma davası açtığını, dava devam ederken eşi şikayetçiye zarar vermek gayesiyle müşterek oturdukları daireyi satmaya kalktığını, bunun için de bu davanın davalısı Erkan G. ile anlaştığını ve davalının evi görmeden hiçbir sözleşme yapmadan, para ödemeden icra takibine konu daireyi satın aldığını, müvekkilinin dairenin satıldığını 08.01.2003 tarihli ihtarnameden öğrendiğini ve yine malike noterden ihtarname keşide ederek satıcı muhatabın bu evde oturmadığını boşanma davasını sürdüğünü, bu binada kendisinin çocuklarıyla birlikte yalnız kaldığını, aile ikametgah olduğunu bildirdiğini, davalının müvekkilinin kocası ile anlaşmalı olarak sırf daireyi boşalmak niyeti ile satım akdi yapmış olduklarından satıcı koca ile görüşüp kendisinden tahliye taahhüdü aldığını, ayrıca ikinci bir tahliye taahhüdü aldığını bu ikinci taahhüdün tarihi ise 21.04.2003 tarihli olduğunu, davalının tahliye taahhütlerinin ikisini birden 3.İcra Müdürlüğünün 2003/4236 esas sayılı dosyası ile icra koyduğunu, satıcı kocanın bu yerde oturmayıp şikayetçi eşi ve çocuklarının ikamet etmiş olmasına rağmen bu yola gidildiğini, davalı tarafın tahliyeye gelip evi boşaltacağına dair muhtıra bırakması sonucu müvekkilinin takipten haberi olduğunu, ifadeyle, dava sonuna kadar tahliyenin ertelenmesine ve takibin iptaline karar verilmesini" istemiştir.

    B- Karşı Tarafın Cevabının Özeti:

    Karşı taraf alacaklı vekili 01.08.2003 tarihli cevap dilekçesinde ve aşamalardaki diğer dilekçelerinde;

    "Davacının icrada taraf olmadığını, evinde oturan üçüncü şahıs olduğunu ve icraya müdahalesi diye bir kavramın olmadığını, müvekkili ile ilgisi olmayan bir kişinin dilekçe vermesi ile mülkiyet hakkını kısıtlamaya mahkemenin yetkili olmadığını, daireyi satan kişi ile içinde oturanın iç ilişkilerinin yani karıkoca arasındaki olayların kendilerini ilgilendirmediğini, tapuda evi satın aldıklarını, tapu sahibi satıcının tahliye taahhüdü verdiğini ve buna ilişkin icra takibinin kesinleştiğini, şikayetçinin taleplerinin kendilerini ilgilendirmediğini, başka bir dava açması gerektiğini, mahkemenin görevinin icranın kanununa uygun olup olmadığını incelemek olduğunu, aile meseleleri için aile mahkemeleri kurulduğundan bu hususların inceleme yerini icra mahkemesi olmadığını, tedbiri kararının kaldırılmasını, evin mülkiyeti kendisine ait olduğundan tahliyeye karar verilmesini ve şikayetin reddini " savunmuştur.

    C- Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

    Yerel Mahkeme; "Tahliye isteyen vekilinin 1.8.2003 havale tarihli cevap dilekçesinde açıkladığı gibi, Müşteki Hatice E. takipte taraf olmadığı gibi takipten haberdar da değildir. Hadise, icra dairesinin, anne ile çocuklarını, taraf olmadıkları ayrıca haberdar edilmedikleri bir takip sebebiyle ve emrivaki şeklinde oturdukları evden sokak ortasına çıkarılıp-çıkarılamayacağı konusudur. Kiralanan gayrimenkulun kira süreci bittiği ahvalde tahliyesi hakkındaki 56 örnek sayılı tahliye emri ile 15.5.2003 tarihinde başlatılmış olan takipte uygulanacak olan, İİK.nun 272-276. maddeleri hükümleri, Kira akdinin mevcudiyeti ve kiracının tahliye taahhütleri ile ilgilidir. Değişik hukuki münasebetler hakkında doğrudan doğruya veya kıyas yoluyla uygulanabilmeleri mümkün değildir. Gayrimenkul alım satımı yapan şahıslar hakkında uygulanabilecek hükümler ise malikin ve zilyedin hakları ile ilgili genel hükümlerdir. Kiracının iyi niyetli olmayan fiillerinin önlenmesini amaçlayan İİK.nun 276. maddesi hükmünün takipte uygulanabilme imkanı yoktur.

    Yürütülen takipler sebebiyle masum 3. şahısların rencide edilmelerinin önlenmesi, icra dairelerinin ve Hakimliklerinin başlıca görevleridir."

    Gerekçesiyle "müşteki ve çocuklarının taşınmazdan tahliyeleriyle ilgili olarak yapılan takip işlemlerinin iptaline" karar vermiştir.

    D- Temyiz Evresi, Bozma Ve Direnme:

    Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Dairece karar yukarıda başlık bölümünde ayrıntısı açıklandığı üzere;

    "Boşanma gerçekleşse dahi eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen mecurda oturduğundan İİK.nun 276/son madde hükmü gereğince 3. kişi sayılmayacakları; ilgili konutu şikayetçinin eşinin 3. kişi takip alacaklısına satarak tahliye taahhüdünde bulunduğu, alacaklının buna dayanarak koca aleyhine icra takibine girişerek, onun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, ancak mahkemece Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi koşullarının varlığı konusunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın özellikle, mecurun aile konutu niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılmaksızın eksik incelemeyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

    Şikayetçi vekilinin karar düzeltme istemi Özel Dairece reddedilmiş; karşı taraf/alacaklı vekili de bozmaya uyulmasını, şikayetçi vekili ise direnme kararı verilmesini istemişlerdir.

    Mahkemece; "önceki kararda direnilmiş; hükmü karşı taraf/alacaklı vekili temyiz etmiştir.

    E- Gerekçe:

    İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibinden önce aralarında boşanma davası bulunan eşlerden erkeğin satarak iki adet tahliye taahhüdüne konu ettiği taşınmazda çocukları ile birlikte oturmakta olan şikayetçi eş kadının, taahhüdü alan tarafından kocası aleyhine girişilen takipteki hukuki konumunun ne olacağı ve mahkemece taşınmazın Türk Medeni Kanunu'nun 194/1 maddesi anlamında aile konutu niteliğinin araştırılmasının gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.

    Öncelikle; somut olaya ilişkin özelliklerin açıklanmasında yarar vardır:

    Şikayetçi eş, tahliyesi istenen konutta çocukları ile birlikte oturmakta iken konutun sahibi dava dışı koca tarafından şikayetçi aleyhine 31.07.2002 tarihinde boşanma davası açılmış ve ardından da tapuda kendisi adına kayıtlı bu taşınmaz 27.12.2002 tarihinde Erkan G.'ye satılmıştır.

    Taşınmazı satan koca, satın alan Erkan G.'ye halen şikayetçi ve çocuklarının içinde oturması nedeniyle Beşiktaş 10. Noterliğinden gönderilen 22.01.2003 tarihli ihtarla "05.02.2003 tarihinde tahliyeyi gerçekleştireceği", ardından Beşiktaş 10.Noterliğinde düzenlenen 21.04.2003 tarihli ihtarla da "tahliye taahhüdünü yerine getiremediği, 27.04.2003 tarihinde taşınmazı boşaltacağı" taahhütlerinde bulunmuştur.

    Şikayetçi kadının kocasından taşınmazı ve tahliyeye ilişkin taahhütleri alan Erkan G., Üsküdar 3.İcra Müdürlüğünün 2003/4236 esas sayılı dosyasında 15.05.2003 tarihinde dava dışı borçlu Sinan E. aleyhine "27.04.2003 tarihinde tahliye edileceği yönündeki taahhüdüne dayanarak" haciz ve tahliye istemli takibe girişmiş; icra müdürlüğünce borçluya Örn.56 tahliye emri gönderilmiştir.

    Tahliye emri kendisine 21.05.2003 tarihinde tebliğ edilen borçlu tarafından itiraz edilmemekle takip kesinleşmiş ve takip alacaklısı 26.06.2003 tarihinde tahliyeye karar verilmesini istemiştir.

    Tahliye istemine konu taşınmazda oturan ve takipten haberdar olan şikayetçi eş eldeki şikayet isteminde bulunmuş; icranın ertelenmesi ve takibin iptalini istemiştir.

    Şikayetçi, takip borçlusu eşinin kendisini mağdur etmek için bu yola başvurduğunu, takip alacaklısı ile takip borçlusu eşi arasında gerçek bir satışın bulunmadığını, ileri sürmektedir.

    Tahliye istemine konu taşınmaz açıklandığı üzere takip alacaklısı tarafından takip borçlusundan satın alınmış ve tarafların sözlü anlaşmaları ile içinde oturulmakta iken iki ayrı tahliye taahhüdüne konu edilmiştir. Bu tahliye taahhütlerine dayanılarak alacaklı tarafından girişilen takibe borçlu tarafından itiraz edilmemekle takip kesinleşmiştir.

    Takip kesinleşmekle takibin tarafları arasındaki ilişkinin hukuksal niteliği ve kesinleşen takibin sonuçları uyuşmazlık konusu olmakta çıkmıştır.

    Dolayısıyla şikayet konusu olayda takip kesinleşmekle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 276/son maddesinin uygulanma olanağı bulunmaktadır.

    Burada alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki üzerinde değil; şikayetçinin onlar karşısındaki konumu üzerinde durmak gereği ortaya çıkmaktadır.

    Kural olarak; eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturduğundan -boşanma gerçekleşse bile- İİK.nun 276/son madde hükmü gereğince 3.kişi konumunda değildir.

    Ancak, kural bu olmasına karşın tahliyeye konu konutun "aile konutu" olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen bu yerde çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiği ileri sürüldüğüne göre şikayetçinin bu iddiası üzerinde durulmak gerekir.

    Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu" başlıklı 194/1 maddesinde;

    "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz"

    hükmü yer almakta;

    Aynı Kanunun 194/3 maddesinde ise;

    "Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir." Denilmektedir.

    Bu hükümler göstermektedir ki, aile konutu özel bir konuma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır. Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi halinde bu yasal gereklerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması gerekecektir.

    Öyleyse, mahkemece öncelikle bu iddia üzerinde durulmalı ve takip ve tahliyeye konu taşınmazın kaydı üzerinde şikayetçi eşin talebi üzerine "aile konutu" olduğuna ilişkin şerh verilip verilmediği, şikayetçinin bu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının ve aile mahkemesince yapılmış bir belirlemenin bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca göre bir karar verilmelidir.

    Bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

    SONUÇ : Karşı taraf alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 19.10.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.
    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ
    E. 2006/5717
    K. 2006/13786
    T. 12.10.2006
    • AİLE KONUTU ( Tapu Sicilinde Konutun Maliki Olarak Görülen Eşin Hukuki İşlem Özgürlüğü Diğer Eşin Katılmasına ve Onamına Bağlandığı )
    • TAPU İPTALİ ( Evlilik Birliği Devam Ettiğine Göre Taşınmazı Satın Alan Davalının Konutun Aile Konutu Olduğunu ve Satışa Eşlerden Birinin Rızasının Olmadığını Bildiğine Göre M.K'nun 1023. Maddesi Koşulları Oluşmadığı )
    • EVLİLİK BİRLİĞİNİN DEVAM ETMESİ ( Taşınmazı Satın Alan Davalının Konutun Aile Konutu Olduğunu ve Satışa Eşlerden Birinin Rızasının Olmadığını Bildiğine Göre M.K'nun 1023. Maddesi Koşulları Oluşmadığı - Tapu İptali )
    4721/m.194, 1023
    ÖZET : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun getirdiği yeni bir kavram olan aile konutu ile; tapu sicilinde konutun maliki olarak görülen eşin, hukuki işlem özgürlüğü, diğer eşin katılmasına ve onamına bağlanmıştır. Amaç, aile konutunun ve konutla ilgili kanuni hakların korunmasıdır. Bu koruma, evlilik birliği devam ettiğine göre 01.01.2003'ten önce edinilmiş aile konutları için de geçerlidir. Taşınmazı satın alan davalının, konutun aile konutu olduğunu ve satışa eşlerden birinin rızasının olmadığını bildiğine göre Medeni Kanun'un 1023. maddesi koşulları oluşmamıştır.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, yeni Kanunun 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerinde `Aile Konutu` adı altında yeni bir hukuki kavram getirilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi `eşlerden biri diğer eşin açıkça rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz` hükmünü içermektedir. Bu düzenleme ile tapu sicilinde konutun maliki olarak görülen eşin, hukuki işlem özgürlüğü, diğer eşin katılmasına ve onamına bağlanmıştır. Amaç, aile konutunun ve bu konutla ilgili kanuni hakların koruma altına alınmasıdır. Bu koruma, evlilik birliği devam ettiğine göre 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe giriş tarihi olan 01.01.2002'den önceki edinilmiş aile konutları için de geçerlidir. Toplanan delillerden dava konusu taşınmazın eşler tarafından kendilerine aile konutu olarak özgüledikleri taşınmaz olduğu sabittir. Davalılardan Bülent'in taşınmazın aile konutu olduğunu ve davacının da satışa rızasının bulunmadığını bildiği sabittir. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi koşulları da gerçekleşmemiştir. Bu açıklamalar karşısında davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi uygun görülmemiştir.

    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ( , temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    31
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu şerhi

    aile konutu şerhini menfaatı bulunan her eş açabilir.
    yeter ki oturulan mekan aile konutu olsun

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    31
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu Hacedilebilirmi?

    yeni medeni kanun ile birlikte eşlerin işlem özgürlüğüne sınırlama getirilmemiştir
    işler sadece aile konutu üzerinde sınırlandırılmışlardır.
    diğer eşin rızası olmadan aile konutu üzerinde herhangi bir işlem yapamaz.bu istisnası
    kamu yararı ve icra dır ve malesef çoğu eş hileleri olarak bu yolla aile konutusatabilmektedir

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    31
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aile Konutu Hacedilebilirmi?

    yeni medeni kanun ile birlikte eşlerin işlem özgürlüğüne sınırlama getirilmemiştir
    işler sadece aile konutu üzerinde sınırlandırılmışlardır. diğer eşin rızası olmadan aile konutu üzerinde herhangi bir işlem yapamaz.bu istisnası kamu yararı ve icra dır ve malesef çoğu eş hileleri olarak bu yolla aile konutusatabilmektedir

+ Konuyu Yanıtla
2 / 2 Sayfa İlkİlk 12

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Aile konutu şerhi
    merhabalar... Farkındayımki konuyla ilgili birçok yorum ve başlık var inceledim ancak dahil olduğum duruma yönelik bi sonuca varamadım.Özetle konuyu...
    Yazan: rsn Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 29-02-2012, 08:47:10
  2. Aile Konutu Şerhi
    Bankadan evimi ipotek karşılığı kredi çektim fakat daha sonra kredi borcunu ödeyemedim.Eşim ipotekli daireme aile konutu şerhi koydurdu. Benim...
    Yazan: hüseyinçelik Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 19-05-2010, 22:23:40
  3. Aile konutu şerhi
    Merhaba, 2007 yılında eşimin üzerine olan eve aile konutu şerhi koydurmuştum.2 ay önce boşanma davası açtım,eşimle barıştığımız için avukatıma davaya...
    Yazan: anaç Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 04-06-2009, 15:43:13
  4. Aile konutu şerhi
    merhabalar,aile konutu şerhi için tapuya başvurduğumda evin arsa olarak gözüktüğünü ve şerh konamıyacağını öğrendim.Ben hala eşimin adına olan evde...
    Yazan: zehrabetül Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 16-09-2008, 12:58:51
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Aile konutunun tapuda arsa olarak görünmesi aile konutu şerhi konulmasına engel değildir
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Aile konutunun tapuda arsa olarak...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 01-02-2007, 15:39:49

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.