Son haftalarda İran ve Suriye?ye uyguladığı baskıyı iyice arttıran ABD Türkiye?ye karşı da diplomatik ve psikolojik saldırıya geçmiş durumda. Görünüşte saldırının ekseni ?Amerikan aleyhtarlığı? meselesi. ABD yönetimi Türk kamuoyunda ve medyasında ciddî bir Amerikan aleyhtarlığı olduğu tespitini yapıyor ve AKP hükümetini de bu konuda pasif kalmakla, müttefik ülke ABD?yi savunmak için çaba harcamamakla, hatta biraz da bu gidişata çanak tutmakla itham ediyor. Son dönemde bu tespiti Türk yetkililere veya kamuoyuna (hemen hemen aynı sözlerle) dile getiren önemli isimlerden bazıları şunlar: Condoleezza Rice (Dışişleri Bakanı), Mark Grossman (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, Eski Ankara Büyükelçisi), Douglas Feith (Savunma Bakan Yardımcısı), Richard Holbrooke (Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı), Mark Parris (Eski Ankara Büyükelçisi). Bu kampanyadaki son darbe de ABD yönetimine yakın ekonomi gazetesi Wall Street Journal?da çıkan, Türkiye?yi ağır ifadelerle suçlayan ve Başbakan Erdoğan?a ?mükemmel bir ikiyüzlü? (a prize hypocrite) diyen yazıyla geldi.
Bütün bu isimlerin aynı zamanda, aynı sözlerle AKP yetkililerini ve dünya kamuoyunu bombardıman etmeleri tesadüf olamaz. New York Times, Washington Post ve Wall Street Journal?da ABD?nin önem verdiği ülkelerle ilgili önemli makaleler, hele hele bir müttefik ülkeyi suçlayan, o ülkenin başbakanına hakret eden bir makale kesinlikle ABD yönetiminin onayı olmadan yayınlanamaz. Bush yönetiminin bir kampanyasıyla karşı karşıya olduğumuz açık. Kampanyanın esbab-ı mucibesi ve amacı ne? Bunları iyi anlamalıyız; çünkü Suriye?ye sataşmak için Lübnan?da Batı?nın kilit adamlarından Hariri?yi öldürtmeyi göze alan, Türkiye?nin gelmiş geçmiş en ABDsever hükümeti olan, Türkiye?nin Irak ve Kıbrıs gibi hassas konularındaki kırk yılllık ulusal politikalarını ABD sevgisi uğruna yırtıp atabilen bir AKP hükümetini gözden çıkartan bir ABD?den ciddî hamleler beklenebilir.
Kampanyanın sebebi Irak?ı denetleme konusunda istediği başarıyı elde edemeyen, ekonomik dengeleri de son derece kırılgan hale gelmiş olan ABD?nin çok sıkışmış olması. ABD yapısal ekonomik sorunları sebebiyle dünya hegemonyasını kaybedeceğini gördüğü için, önleyici bir vuruş yaparak dünyanın bütün petrol ve doğal gaz kaynaklarını tekeline alıp başta Çin olmak üzere kendisine rakip olabilecek bütün güçleri denetleyebilmek amacıyla Büyük Ortadoğu Projesini tasarlamıştı. Afganistan?ın ve Irak?ın işgali projenin ilk iki adımı olarak gündeme geldi. Irak?ın kısa sürede denetim altına alınıp Irak petrollerinin işletilmesiyle hem savaş masraflarının karşılanacağı, hem de ABD?nin bütçe açığı ve cari açığına pansuman yapılacağı hesaplanmıştı. Ne var ki bu hesap tutmadı; Irak?ta direniş beklenenin üzerinde oldu ve petrol kuyuları ancak kısmen işletilebildi. Bu durumda savaşın bütçeye getirdiği yük de beklenenin çok üstüne çıktı, bütçe açığı ve cari açığın artışı hız kazandı. Bunun sonucunda uluslararası finans piyasalarında euro-dolar paritesi 1.35?e kadar tırmandı. Bizzat Amerikalı ekonomistlere göre 1.35 kritik bir seviye. Doların değer kaybı burada durdurulamadığı takdirde yabancı merkez bankalarının ve özel yatırımcıların ellerindeki dolar cinsi varlıkları boşaltmaya, en azından yenisini almamaya başlayacakları düşünülüyor. Bu takdirde ABD cari açığını finanse edemez, dolar daha da büyük değer kaybına uğrar, Amerika derin bir resesyonla ve kitlesel işsizlikle karşılaşabilir. Bu da neo-con iktidarın ve güçlendirilmiş dünya hegemonyası projelerinin sonu olur.
Paritenin 1.35?e yükselmesi Amerikan yönetimine ciddî bir uyarı oldu. Kısa bir bekleme döneminden sonra ABD?li yetkililer geniş kapsamlı bir sözel müdahaleyle, yani konuşarak ve vaatlerde bulunarak pariteyi aşağı indirmeyi başardılar. Başkan Bush gelecek yıldan itibaren bütçe açıklarının azaltılacağı sözünü vermek zorunda kaldı. Ama bu sözler gerçek icraatla ve ABD?nin ekonomik veya siyasî/askerî başarılarıyla desteklenmediği takdirde bir süre sonra gücünü yitirecekti. Başarılı olursa ABD ekonomisini kurtaracak olan BOP şu anda bu ekonominin mevcut sorunlarını daha da ağırlaştırmaya, ertelemesi beklenen ekonomik çöküşü ateşlemeye başlamıştı. Bu yüzden ABD BOP?un uygulanmasında vites büyütmeye karar verdi.
Vites büyütmenin ilk adımı stratejik konumu, petrol kaynakları ve ABD muhibi peşmerge ağaları sebebiyle ABD?nin bölgedeki temel dayanak noktası olan Irak?ın kuzeyinde bir kukla Kürt devletini ilân etmek. Bu yüzden buna karşı olduğu bilinen ve zaten ABD ile arası iyi olmayan Suriye ve İran?a karşı şiddetli bir kampanya başlatıldı. İlk hedef bu ülkeleri can korkusuna düşürüp ilân edilecek devlete karşı çıkamaz hale getirmek. Tabiî kukla devlete karşı olan bölge güçleri bu iki ülkeden ibaret değil; bir de Türkiye var. Bir zamanlar böyle bir devletin ilânını ?savaş sebebi? sayacağını ilân etmiş olan Türkiye... Tabiî bir NATO ülkesi olan ve İncirlik gibi Amerika için çok önemli üslere sahip Türkiye?ye daha yumuşak yöntemler uygulanıyor, fakat amaç aynı. Bir süre önce ABD Türkiye?nin Irak Türklerini peşmergelerin insafına terk etmesini ve Türkiye?nin askerî havaalanlarından kısıtlı şekilde de olsa yararlanmayı yeterli buluyordu. 2003?te üzerinde çok durduğu Türkiye?nin Irak?ın kuzeyindeki güvenlik güçlerini geri çekmesi talebi kabul edilmeyince dahi fazla ısrarcı olmamıştı. Ama belli ki şimdi durum farklı. ABD yönetimi doların anî değer kaybından sonra artık büyük vitesle gitmesi gerektiğine karar vermiş durumda. O yüzden artık Türkiye?nin Irak politikasında AKP hükümetinin attığı geri adımları yeterli bulmuyor. Bundan sonra Türkiye?den beklenen kukla Kürt devletini tanıması, üstüne üstlük bu derme çatma devlete kol kanat germesi, destek olması. Yoksa ABD yönetiminin ?Yeni Şafak gazetesinde çıkan Irak haberlerini niye tekzip etmedin?? diye Tayyip Erdoğan?a bu kadar yüklenmesi beklenemez. Yürütülen kampanya ?Kukla Kürt devletini tanı!? kampanyası. AKP bu amaca yönelik olarak ABD?nin emirleri önünde en ufak bir manevra alanına sahip olmaksızın tamamen boyun eğmeye ve kukla devlete karşı duracak devlet ve toplum kesimlerine bütün gücüyle saldırmaya zorlanıyor: Ya kırk katır, ya kırk satır! Anlaşılan yoktan var edilerek ABD operasyonuyla devrilen hükümete ilân etttirilen erken seçimle iktidara getirilen, IMF?nin borç ertelemesiyle ve Londra ve New York?tan pompalanan sıcak parayla ayakta tutulan AKP hükümetinin faturayı ödeme günü geldi.
Operasyonun başka bir bacağı da artık klasikleşen milletvekili istifaları. Erkan Mumcu?nun istifa eder etmez HaberTurk televizyonunda söylediği şu sözler istifanın asıl sebebini ortaya koyuyor: ?Irak?ta bağımsız Kürdistan istemiyoruz demek politika değildir.? AKP ABD?nin kendisinden beklediği kamikaze harekâtına girişmekten kaçındıkça meclis grubundan kopmaların süreceğini tahmin edebiliriz.
Tabiî Amerikan kampanyasının başka işlevleri de var. Wall Street Journal?daki yazıda Türkiye?deki ABD yönetiminin işgalci, saldırgan tavrına yönelik olarak gelişen haklı tepki tamamen ırkçı bir Amerikan ve Yahudi karşıtlığı olarak tasvir ediliyor. Amerikan aleyhtarı havanın ?uzaydan dünyaya düşecek 8. gezegen? gibi (şahsen benim daha önce duymadığım) garip komplo teorilerine dayandırıldığı öne sürülüyor. Tabiî ne Kandil Dağındaki PKKlılardan, ne Kerkük?teki peşmerge zorbalıklarından, ne Telafer?den, ne de Süleymaniye?deki çuval rezalatinden bahis var. Amaç açık: Dünya kamuoyuna, özellikle de ABD kamuoyuna Türklerin haksız ve mesnetsiz bir şekilde Amerikan ve Yahudi düşmanlığı yaptıkları mesajını vermek. Zaten yazar bu Amerikan aleyhtarlığının ?eski solcu ve İslâmcı? fikirlerden kaynaklandığını da yazmış. Yani ?Türkler komünist ve El Kaideci oldukları için Amerikalı ve Yahudilerden nefret ediyorlar? deniyor. Böylece Amerikan kamuoyu kötü Türklere karşı girişilebilecek ABD eylemlerine hazırlanıyor. Bu senaryo içinde Wall Street yazarının değindiği birtakım saçma teorilerin veya gerçekten ırkçılığa varan ABD karşıtı söylemlerin bir kısmının bizzat ABD tarafından üretilip ortalığa salındığını bile düşünebiliriz. Bunun hiç hayra alâmet olmadığı ortada.
Kampanyada ilginç bir husus da ABD Dışişleri Bakanı Rice?ın Dışişleri Bakanı Gül?e ?ABD?nin Türkiye?yi yalnız AB konusunda değil, IMF ile ilişkiler konusunda da desteklediğini unutmayın? demesiydi. Belki bazıları 2002?den beri ?IMF programı ekonomideki kırılganlığı sürekli kılıyor; aşırı değerli TL politikasının büyüttüğü cari açık bir ulusal güvenlik tehdidine dönüşebilir? diye bağırıp durmamızın ne anlama geldiğini Rice?ın bu tehdidiyle anlayabilmişlerdir.
Durum ortada. Türkiye?nin Irak politikasındaki ilk Irak savaşından beri adım adım süregelen ve AKP yönetimiyle doruğa çıkan hatalı adımlarının sonunda yol ayrımına geldik: Türkiye ABD-İngiliz-İsrail denetiminde kurulacak ve ilk fırsatta Türkiye?nin güneydoğusuna da el uzatmaya kalkacak bir kukla Kürt devletiyle yaşamaya razı mı, değil mi? Yalnız buna ?Evet? denirse, önce Türkiye'nin ABD hesabına Suriye ve İran'a kabadayılık yapması, belki de bu ülkelerle savaşması, daha sonraki aşamada Türkiye?nin önce federasyona, ardından da yumuşatılmış, modern bir Sevr?e razı olması istenecektir. Bunlara da razıysak mesele yok. Geriye millî mücadelenin kahramanlarını boşu boşuna Türkiye?yi seksen yıl uygar dünyanın dışında tuttukları için lânetleyen ders kitaplarının yazılması ve Atatürk?ün Nutkunun muzır neşriyat sayılarak 18 yaşından küçüklere satışının yasaklanması kalır.
Buda biraz komplo teorisi gibi ama düsünmeyede deger iki konu birlesince.. ve bazi degerler ortaya çikinca böyle oluyor demekki..
MUSTAFA SARIGUL KOSTEBEK MI? SIVIL ORUMCEKLERIN AGINDA YINE NE OYUNLAR OYNANIYOR?
Soru : Kemal Derviş, DSP lideri Ecevit tarafından Türkiye'ye ilk davet
edildiğinde kimin evinde kalmıştı ? En yakın ilişki içinde olduğu kişi kimdi ?
Yanıt : Asaf Savaş Akat !..
Soru : Başka ?
Yanıt : Hurşit Güneş...
Soru: Asaf Savaş Akat, hangi üniversitenin eski rektörlerindendir ?
halen hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir? Ve şu anda da orada öğretim üyesidir ?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI...
Soru : Asaf Savaş Akat hangi gazetede yazmaktadır?
Yanıt : VATAN gazetesi..
Soru : Vatan gazetesi sahibi kimdir ?
Yanıt : Serdar Mutlu...
Soru : Serdar Mutlu hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir ?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI...
Soru : Mustafa Sarıgül hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir ?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI...
Soru : Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Oğuz Özerdem, başka
hangi "sivil" toplum örgütünün (!) yönetiminde görevlidir ?
Yanıt : AÇIK TOPLUM ENSTITÜSÜ...
Soru : Açık Toplum Enstitüsü'nün arkasında kim vardır ?
Yanıt : George SOROS
Soru : Soros Türkiye'ye geldiğinde hangi üniversitede konferans
vermişti ?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI
Soru : Sorosun desteklediği ve bağlantılı olduğu Ünivesite hangi
Üniversitedir?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI
Soru : George Soros ve Açık toplum Üniversitesi Türkiye'de nereye
maddi desteksağlar?
Yanıt : Bilgi Universitesi, Sabancı Üniversitesi, TESEV.
Soru : George Soros ve Açık Toplum Universitesi başka nereye yardım
sağlar?
Yanıt : Kadın Derneklerine (Uçan Süpürge, Kadın Girişimciler Derneği,
KadınYurttaş ağı gibi), Sözde Demokrasi derneklerine.
Soru : TESEV (Türkiye ve Ekonomik ve Sosyal Etudler Vakfı) yurtdışında
başka hangi kurumlarla ilişki içindedir?
Yanıt : CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg ve Trilateral
Komisyon.
Soru : Nerden biliyorsunuz CFR ilişkisini?
Yanıt : Çünkü CFR Uyeleri 2003 Temmuz ayında TESEV'e gelip, MGK'nin
TSK etkisinden arındırılması ve MGK ile TSK'nın zayıflatılması için
TESEV'detoplantı yapmışlardır.
Soru : Kimle?
Yanıt : TESEV başkanı Can Peker, Cengiz Çandar ve diğer Amerikancı
başka vakıf üyeleriyle.
Soru : Sonra ne olmuştur?
Yanıt : MGK Etkisizleştirilmiş ve TSK'ya karşı bir psikolojik savaş zinciri
başlamıştır.
Soru : Siz paranoyak mısınız?
Yanıt : Hayır, gazeteleri ve çıkan kitapları takip ediyorum.
Soru : Bilderberg ve CFR nereye bağlıdır?
Yanıt : Amerikan National Security Council'a, ya da ABD Derin Devletine. Tüm CIAve istihbarat örgütleri yoneticileri CFR üyesidir.
Soru : Yok canım, abarttınız!
Yanıt : Sadece soruları yanıtlıyorum.
Soru : Peki Sorosla bağlantılı başka vakıflar var mıdır?
Yanıt : Neden olmasın. Democracy Project isimli Sivil Demokrasi
Projesinin finansörü NATIONAL ENDOWMENT FOR DEMOCRACY (NED), ki demokrasilerin içindeki bir truva atıdır, builişkileri ve projeleri finansal olarak desteklemektedir.
Soru : Aklım karıştı, şu TESEV'in INSAN HAKLARI raporunu ve Liberal
Düsünce Topluluğunun yaptığı TSK aleyhindeki anketi de NED finanse etmemiş miydi?
Yanıt : Evet. Tam üstüne bastınız. TSK aleyhindeki her hareketin
finansörü NED'dir, kendi demokrasilerine göre TSK işlerini bozuyor ya!
Liberal Düşünce Topluluğu ve TESEV tamamen Amerikan Vakıfları gibi
çalışmaktadır ve SOROS VAKFI VE AÇIK TOPLUM ENSTITÜSÜ VAKFI ile ilişkilidir.
Soru : Sorosun AÇIK TOPLUM ENSTITUSÜ, TÜSIAD, TÜSEV, AÇEV, Uluslarası Basın Derneği vb. Sivil Örümcek Kuruluşlarını da desteklemiyor mu?
Yanıt : Evet. Bu kadar da değil. Tablo çok daha büyük. Türkiye içinde
NED'in ve SOROS'un artık devlet içinde devlet olduğunu söyleyebiliriz.
Soru : Yani Mustafa Sarigül Amerikan Vakıfları ve istihbarat yapılanmaları tarafından mı destekleniyor?
Yanıt : Bravo, BILGI Üniversitesi de bu eylemler için merkez
Üniversite.
Soru : Mustafa Sarıgül, Şişli Belediye Başkanı seçildikten sonra eski
Şişli Belediye Başkanı (ve tabii yine Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti
üyesi !)kanun kaçağı Gülay (Atığ) Aslıtürk zamanında yapılan Bilgi
Üniversitesi ileilgili usulsüzlüklerin üzerine gitmiş midir ?
Yanıt : ??? Gitmiştir canım, niye gitmesin !..
Soru : Hurşit Güneş'in öncülerinden olduğu Yeniden CHP Hareketi Kemal
Derviş'i ve Mustafa Sarıgül'ü destekliyor mu ?
Yanıt : Buna şüphe var mı?
Soru : Yeniden CHP Hareketi'nin çıkardığı derginin adı nedir ?
Yanıt : AÇILIM...
Soru : Taner Berksoy, Serhat Güvenç, Erol Katırcıoğlu, Ayhan Kaya,
Şule Kut,Pınar Uyan, Boğaç Erozan gibi AÇILIM dergisi yazı kurulu üyeleri hangi üniversitede öğretim üyesidirler?
Yanıt : BILGI ÜNIVERSITESI...
Soru : BILGI ÜNIVERSITESI aslinda bir Amerikan Üniversitesi mi acaba?
Yanıt : GÜNAYDIN
Ne ilginç 'komplo Teorisi' diye bir film vardi.. Hep adami suçladilar hayal kuruyor komplo dendi ama sonunda tüm komplo teorileri doru çikti.. Daha garibi bu filmdeki mizansen kisminin sadece 'yargicin öldürülmesi' kisminin olmasi 'the dirty face of :USA after vietnem' kitabindan bire bir uyarlanmis gerçek bir filmdi kim hangi gözle izledi bilemem tipki 'pelikan dosyasinin' nasil izlendigini bilmedigim gibi...Kimi julia roberts in muhtesem performansini sevmistir kimi gülümsemesini kimi aksiyon kismini sevmistir kimi hep iyi bir komutan olarak bildigimiz komutan pickart in nasil kötü oldugunu düsünmüsüzdür kimimizde mell gibson un nasil bu kadar güzel oynadigini ama kesin olan film gerçekti...
Bir gün gelirde gerçekten KOMPLO TEORILERI diye düsünürsem tavsiyenizi seve seve yerine getiririm.. Ama gönül isterdiki komplo teorisi deme disinda dogru yada yanlis bir iki de fikir olsun...
Geçtiğimiz haftalar içinde bu köşede paylaştığımız bir yazının başlığını hatırlayarak başlayalım: '... 2005 psikolojik savaşın tepe noktası...' Evet, 2005 psikolojik savaşın tepe hem de en tepe noktası. Nereden mi biliyorum? Son günlerde yaşanan ve hızı gitgide artanlardan... Bu yazıyı yazarken önüme bir e -posta düştü, içeriği aynen şöyle: "...Amerikan medyasında, hemen hemen her gün, AKP ile ilgili olumsuz haberler yer almaya başladı. Türk-Amerikan ilişkilerinde gerginliğe yol açan Wall Street Journal'daki makaleden sonra Middle East Quarterly dergisi de AKP hükümetini İslamcı çevrelerle yakın ekonomik ilişkiler kurmakla suçladı. Ortadoğu uzmanı Michael Rubin tarafından kaleme alınan yazıda, AKP'nin mali yapısının 'karanlık ve kaygı verici' olduğu vurgulanırken, Rubin, Türkiye aleyhinde çıkan bu yazıların yayımlanmasının bir rastlantı olmadığı görüşünde: 'Hayır bir rastlantı değil, ama burada herhangi bir planlı hareket de söz konusu değil. Türkiye'deki gelişmeleri birçok insan izliyor ve bu konular uzun zamandır diplomatik çevrelerde sessizce tartışılıyor. Türkiye'nin kaygılanması gereken şu: (Türkiye'de) bir şeyler değişti. Söz konusu değişim, basından da kaynaklanıyor. Türkiye'deki komplo teorilerinin artışı, endişe verici düzeyde. Komplo teorileri hem gerçekçi değil, hem de uzun vadede zarar verici. Türk basını veya AKP'deki liderlerin belki de fark etmediği bir şey var: Amerikalılar, yalanlara veya Amerika karşıtlığına her zaman tepki göstermeyebilir. Ancak bu, bunları görmediğimiz veya kızmadığımız anlamına gelmiyor..."
Sevgili dostlar, yukarıdaki yazı ve içindeki tezler, üzerimizde şekillenen psikolojik oyunun sadece küçük bir parçası. Saldırı noktası da çok net: her şey komplo, aman uzak durun! Hayır, komplo değil. Komplo olarak Türk kamuoyuna tanıtılmak istenmesi, siyasi otoriteye saldırılıyormuş gibi davranılarak, Türk halkına 'Aman siz ayrı durun' denilmesi, işte esas komplo bu...
Peki bu oyun neden? Son birkaç yıl içinde Türk halkında sırtındaki yüklere karşı inanılmaz bir uyanış ve karşı konulamaz bir sorgulama var: '...ABD neden bu bölgede? Trabzon'a neden yerleşmek istiyor? TSK mensuplarının başına neden çuval geçirildi? Kuzey Irak'ta göz göre göre neden bir devlet kuruluyor? Türkiye haftada ne kadar faiz ödüyor? Bu faizi kimlere ödüyor? Kemal Derviş Türkiye'ye geldiğinden beri ne kadar borçlandık? Türkiye sıcak para girişine dayanan sahte cennet modeli ile kalkınabilir mi? İçimizdeki, bizden gibi davranan ama bizden olmayanlar kimler?..' Bu sorular daha çok uzatılabilir. Bu noktada önemli tespit, şimdi bunların hepsi 'komplo' diyerek karşı saldırı ile önüne geçilmeye çalışılan dinamiğin artık engellenemez olduğu ve 'ABD, AB, İsrail ve üzerimizde emel sahibi olanları' rahatsız ettiğidir...
Sonuç: İşin ekonomik yanına çok çarpıcı bir örnek; IMF, Türk bankalarının yabancılar tarafından denetlenmesi ve Türkiye'de zora düşen bankaların yeniden TMSF'ye alınarak tasfiye edilmesi için bastırıyor. Basınımızın bazı güzide yorumcularına göre 'buna karşı çıkmak' ve 'Sonuçları kötü olur' demek bir komplo... Hayır, komplo falan değil. Bal gibi Türk mali sistemi 'sahiplik', 'denetim' ve 'karar' açısından yabancıların eline geçiyor... Bu gidiş 'hayırlı' değil ve bu gidişe 'Dur' demek her vatan evladının boynunun borcu...
Not: Bu arada yabancı hayranı dostlarımızın gerçek vatanları neresi olduğunu bilmediğimiz için 'Vatanlarına hizmet etmiyorlar' diyemeyiz...
İşte Iraklı direnişçilerin, Amerikan Ordusu'na en son sürprizi...
Iraklı direnişçiler ,Amerikan ordusunun kullandığı insansız hava araçlarını kullanmanın bir yolunu buldu. Hem de hiç çaba sarf etmeden.
Amerikan ordusu direnişçilerden böyle bir hamle beklemiyordu. Bu yüzden uçaklarla aralarındaki bağlantıyı şifreleme ihtiyacı hissetmediler. Iraklı direnişçiler ise bu sayede piyasada satılan yazılımları yükleyerek uçakların çektiği görüntüleri kolayca ele geçirmeye başladı.
SkyGrabber adındaki yazılım uyduların yayınladığı verileri alıyor ve bunları dosyalara dönüştürüyor. Bu program sayesinde direnişçiler insansız uçakların çektiği videoları ve fotoğrafları görebiliyor, saldırı yapılacak yerleri önceden tahmin edebiliyor.
Amerikan Savunma Bakanlığı bir operasyon sonrası ele geçirdiği laptopta gördüğü videolar üzerine bu durumun farkına vardı. Pentagon ise yaptığı açıklamada Iraklıların uçakları ele geçirmesinin ya da kitlemesinin söz konusu olmadığını sadece video görüntülerini alabildiklerini belirtti.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku