Askeri yargıda tartışma
13 Mart 2007 09:00
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin, hukukçu olmayan subayların askeri mahkemelerden çıkarılması başvurusu tartışma yarattı. Mevcut durumu savunanlar, 'Subaylar, kışla yaşantısını bildiği için kalmalı' diyor
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile Askeri Hâkimler Kanunu'ndaki üç kritik maddenin iptal edilmesini istemesi, askeri yargıyla ilgili bağımsızlık tartışması yarattı.
Bunlardan ilkinde, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan "Askeri mahkemeler iki askeri hâkim ve bir subay üyeden kurulur" hükmündeki "subay" ifadesinin iptal edilmesi talep edildi. Bu kabul edilirse, askeri mahkemelerde sadece hukukçu subaylar görev yapacak.
Askeri Hâkimler Kanunu'nun bazı hükümlerinin de iptalini talep eden mahkeme, askeri hâkim subayların rütbe terfii, rütbe kıdemliliği, kademe ilerlemesi yapmalarını temin edecek yeterliliklerinin saptandığı siciller arasından "subay sicil belgesi"nin çıkarılmasını, hukukçu subayların sadece bu yönleriyle değerlendirilmesini talep etti.
'Bağımsızlığa aykırı'
Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini istediği üçüncü düzenleme "askeri hâkimlerin nakil ve tayinlerinin diğer TSK mensupları hakkındaki hükümlere göre yapılmasını" düzenleyen madde olan Askeri Mahkeme, bu düzenlemenin yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu savundu.
Eski Hava Harp Okulu Öğretim üyesi, Askeri Ceza Yasası Uzmanı Avukat İsmet Polatcan, Yüksek Mahkeme'ye yapılan başvuruları şöyle değerlendirdi:
"Subay üyeler mahkeme heyetlerinde, askeri işleyişe hâkim oldukları için bulundurulur. Bulunma amaçları kışladaki yaşam biçimini bilmeleridir. Bu açıdan orada bulunmaları faydalı.
Ancak AB'ye uyum yasaları göz önüne alındığında heyetten çıkarılması gerekli. Subay üyelerin heyette bulunmasının özellikle komutanların taraf olduğu davalarda küçük de olsa riski bulunabilir. İdeali tamamının hukukçu olması ancak subayların önemli işlevleri de var."
Bilirkişi gibi
Eski Askeri Yargıtay Genel Sekreteri, Avukat Ali Fahir Kayacan, subayın mahkeme heyetinden çıkarılmasına kesin olarak doğru ya da yanlış denilemeyeceğini belirterek şöyle devam etti:
"Subaylar 1963'ten bu yana yargılamalara katılıyor. AİHM, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi heyetinden hukukçu olmayan üyelerin çıkarılması talebini reddetti. Anayasa Mahkemesi'nde, Danıştay'da hukukçu olmayan üyeler var. Zaten subayların yargılamadaki fonksiyonu çok azdır.
Hâkim, kıtadaki yaşantıyı bilmiyor. Subay üyeler, bilirkişiler gibi. Ancak atama usulüyle gelmedikleri için dosyaya hâkim olmayabiliyorlar. Sıkıyönetim mahkemeleri söz konusu olduğunda çıkarılmalarına taraftarım, ama olağan askeri yargılamada faydaları olabiliyor."
MİLLİYET
Bir çok yerde dediğim gibi aslında hata askeri mahkemede asker üye olması değil askeri mahkemenin olmasıdır. Nedense Askeri Yargıtay bu durumu görmezden geliyor. Askeri adını tutacaksınız asıl konunuz salt askeri suçlar olacak askerliğin tüm olanaklarından yararlanacaksınız ama askeriye ye bağlı olmayacaksınız ne yaman çelişki bu böyle 'hep bana rabbena ' ...
Askeri Mahkeme ve askeri yargıtayın belirli bir süreçte tasviyesi hakim ve savcılarında 'sivil olması ' gerektiği yönündeki inancımı sürdürüyorum. Sadece salt askeri suçlar için yetkileri arttırılmış disiplin mahkmeleri kurulmalıdır. Bağımsızlığa aykırı ise askeri üyeden değil başındaki 'askeri ' sözünden dolayı bağımsız değildir zaten yada bağımsız yargılamayı yapabiliyorlardır asıl seçmeleri gereken husus budur.
Dikkat buyurursanız hiç bir askeri mahkeme personelinin ben eşdeğer hakim ve/veya savcıdan çok para kazanıyorum dediğini, lojmanım var dediğini emrimde bir sürü er var dediğini duymazsınız. Askeri dinlenme tesislerinden neden faydalanıyorum orduevlerinde ne işim var dediğinide duymazsınız. Bunlar yargı bağımsızlığına aykırı değil mi? Asker kişiliğini burada neden taşıyorsun?
Buyurun sivil olun ve bu çift başlılık bitsin bağımsızlığı bozan bizzat askeri yargının kendisidir.
Ülkenin ödediği tazminatların başında zaten adil yargılanmanın ihlali (AİHS 6. md.) yokmudur.DGM de bir zamanlar görev yapan askeri hakimler yüzünden ülke şu an ciddi tazminatlara maruz kalmıyormı? Kural şudur; askeri mahkeme heyetinde de hakim sınıfından olmayan üye her zaman idare lehine oy kullanır.Aksini söyleyen varsa buyursun tartışalım.
Merak ettiğim konu askeri yargı sistemi Türkiye dışında başka hangi ülkelerde var acaba
Daha önceleri Osmanlı döneminde varmıydı böyle bir kurum, şayet yoksa neden yoktu osmanlıda asker yokmuydu ki askeri yargıya ihtiyaç duymuyorlarmıydı, varsa yoktu senaryosunu geçebiliriz.
Askeri oluşuma bakış açınıza göre değişir... Soruyu net sorarsanız... Açık olarak 1299 dan bu güne gelmek zor da o açıdan... hatta gerçeği Osmanlı önceside var..
İNGİLTERE’DE SİLAHLI KUVVETLERİN ANAYASAL KONUMU VE ASKERİ HUKUK
Dr. İbrahim KAYA*
ABSTRACT:
This article examines the constitutional position and administrative structure of the British armed forces. It also deals with the law to which they are subject.
The primacy of the civil power is a sociological as well as a legal fact in Britain. Those rules which differentiate soldiers from other sections of the community are a consequence of their special responsibilities. Members of the armed forces are subject to military law, but they are not exempt from the general law of the country.
I.GİRİŞ
Ünlü İngiliz anayasa ve idare hukukçusu Dicey’in üniforma giymiş birer sivil olarak tanımladığı silahlı kuvvetler mensupları birtakım özel hukuki düzenlemelere konudurlar. Bu onların görevlerinin gereğidir. İngiliz toplumu gibi geleneksel olarak sivil otoritenin üstünlüğü ilkesinin genel kamu vicdanı tarafından kabul edildiği ve sivil hakların kök salmış olduğu bir toplumda silahlı kuvvetlerin anayasal konumunu ve asker kişileri ilgilendiren hukuksal düzenlemeleri incelemek ilginçtir.
Bu çalışmada silahlı kuvvetlerin anayasal ve yönetsel konumunun bir çerçevesi çizildikten sonra silahlı kuvvetler mensuplarının tabi oldukları hukuksal düzenlemeler ve yargılanmaları ele alınacaktır. Ayrıca silahlı kuvvetler hukukunu ilgilendiren üst emirler ve sivil kişilerin askeri yargının kapsamına girmesi noktalarına da değinilecektir.
II. SİLAHLI KUVVETLERİN YAPISI VE KONUMU
İngiliz idare ve anayasa hukuku literatüründe silahlı kuvvetlere ilişkin konular “yürütme” başlığı altında ele alınır. Silahlı kuvvetler devletlerin çıkarları doğrultusunda fiziksel güç kullanmak amacına yönelik olarak eğitilmiş ve donatılmış merkezi idareye bağlı organlardır[1]. Birçok yeni oluşmuş devlette ülkenin askeri görevlileri devletin yöneticileri haline gelmişlerdir. İngiltere’de politik yapı çöküntüye uğradığında yönetime silahlı kuvvetlerin gelmesini engelleyici hiçbir anayasal ve hukuksal araç bulunmamaktadır. Sivil ve askeri güçlerin devletin içindeki konumuna ve rollerine ilişkin kurallar tamamen İngiliz halkının tutum ve kanaatleri üzerine kurulmuştur. Sivil otoritenin üstün olması hukuksal olduğu kadar aynı zamanda toplumsal bir gerekliliktir. 1688 den beri hiçbir İngiliz hükümeti silahlı kuvvetlerce ele alınmamıştır ve hiçbir yüksek rütbeli asker başbakan olmamıştır.
Tarihsel olarak İngiliz silahlı kuvvetlerinin kuruluşunun hukuksal oluşumu çok ilginç özellikler gösterir. 1689 tarihli Haklar Listesi (Bill of Rights) uyarınca Parlamentonun oluru alınmadan barış dönemlerinde ordu oluşturulması yasaklanmıştır. Burada ordudan kast edilen kara kuvvetleridir. İngiliz ordusu hukuksal olarak sürekli bir ordu değildir. Bu tarihten itibaren Parlamentonun oluru alınarak ve ancak birer yıl süreli ordu oluşturulabilmiştir. 1917 tarihinde yine aynı esasa bağlı kalınarak bir Kraliyet Hava Kuvvetleri (Royal Air Forces-RAF) oluşturulmuştur. 1955 yılında yapılan düzenlemeler uyarınca ise Parlamento her beş yılda bir çıkaracağı yasayla ordunun varlığını yenileyebilmiştir. Günümüzde ordunun kurulmasını ve devamını öngören yasa 1996 yılında çıkarılmış olup 2001 yılında yürürlükten kalkacaktır. Bu tarihten sonra da böyle bir yasanın Parlamento tarafından çıkarılacağına mutlak suretle bakılabilir. Deniz kuvvetleri ise tarihsel olarak kraliyet fermanına tabi olup kuruluşu açısından Parlamento yasalarına bağımlı değildir[2]. Ordu giderleri ise tamamen Parlamentonun onayına ve denetimine tabidir.
Savunmanın merkezi hükümetteki örgütlenmesi kısmen prerogativ’e fakat ağırlıklı olarak yasal düzenlemelere dayanır. Silahlı kuvvetlerin yönetimi bir Savunma Bakanı (Secretary of State) ve iki de devlet bakanı (Minister of State)’nın görev alanına girer[3]. Ayrıca bir de genelkurmay başkanlığı komitesi vardır. Bunun içerisinde savunma personeli başkanı (genel kurmay başkanı) ve üç kuvvet komutanı yer alır. Bunlar doğrudan başbakana ulaşma hakkına sahiptirler. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları gerektiğinde bilgi sunmak üzere kabine toplantılarına katılırlar. Savunma hizmetlerinin ayrıntılı düzenlenmesi Savunma Konseyi (Defence Council)’ne bırakılmıştır. Bu ve aşağıda bahsedilecek olan başkanlığını başbakanın yaptığı komite birlikte ele alındığında bir çeşit Milli Güvenlik Kurulu işlevi yerine getirir. Savunma Konseyi’nde Milli Savunma bakanı ve ilgili iki devlet bakanı, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları, savunma ilgili bakanlığı bakan yardımcısı ve the Chief executive for Procurement yer alır. Her bir kuvvet komutanlığında ayrı bir savunma kurulu (defence board) vardır. Hükümet düzeyinde başkanlığını başbakanın yaptığı ve dışişleri, maliye ve içişleri bakanlarının üyesi oldukları bir Savunma ve Denizaşırı Siyasa Komitesi (Defence and Overseas Policy Committee) vardır. Kuvvet komutanları gerektiğinde bu Komite’nin toplantılarına davet edilirler. Güvenlik Örgütü (MI5) ve Gizli Haberalma Örgütü (MI6)’nün başbakanlık, savunma bakanlığı, iç ve dışişleri bakanlıkları ile özel ilişkileri vardır. MI5 iç güvenlikten, MI6 ise ülke dışı bilgi toplanmasından sorumludur[4].
III. ASKERİ VE SİVİL HUKUK
Dicey’e göre asker üniforma giymiş bir sivildir[5]. Silahlı kuvvetler mensupları birtakım özel hukuksal düzenlemelere konu olmakla birlikte genel olarak ülkenin hukukuna da tabidirler[6].
Silahlı kuvvetler mensuplarını toplumun diğer katmanlarından farklı kılan hukuksal düzenlemeler onların özel sorumlulukları dolayısıyladır. Silahlı kuvvetler mensupları, diğer kamu görevlileri gibi, Avam Kamarasına aday olmaktan kısıtlanmışlardır[7]. Silahlı kuvvetler mensuplarının siyasal faaliyetlerini düzenleyen hukuk kuralları, diğer kamu görevlilerinin siyasal faaliyetlerini düzenleyen hukuk kuralarından daha katı ve kısıtlayıcıdır[8]. Bir asker kişinin parlamento üyesi (milletvekili) adaylığı üzerindeki kısıtlılık mutlaktır[9]. Silahlı kuvvetler mensupları posta veya vekalet yoluyla seçimlerde oy kullanabilirler. Mahkemelerdeki jüri hizmetinden muaftırlar.
Ülkenin genel hukuk kurallarının yanı sıra silahlı kuvvetler mensuplarının tabi oldukları askeri hukuk resmi olarak hazırlanmış Askeri Hukuk El Kitabı (Manual of Military Law) olarak adlandırılan kitapçıkta toparlanmıştır. Bunlar genel olarak yasalar ve diğer mevzuattaki ceza hukuku düzenlemelerini içerir. Ayrıca sivil otoritenin tamamen yitirilme ve halkın yönetiminin askeri bir görevliye devredilme durumu olan sıkıyönetim halindeki kuralları içeren düzenlemeler de vardır.
İngiltere’de niteliği itibarıyla ciddi ve ağır ceza hukuku suçları silahlı kuvvetler mensupları tarafından işlenmiş olsa bile sivil mahkemeler tarafından görülür. Daha az ağır suçlar ise askeri mahkemeler tarafından görülür. Askeri mahkemeler jürisiz olarak davaya bakan askeri görevlilerden oluşur. Bir hakim ve bir avukat hukuk bilgileri konularında askeri mahkemelere yardımcı olur. Çok küçük disiplin suçları ilgili komutan tarafından yerinde karara bağlanır. Bazı askeri suçların, örneğin askeri disipline kaşı gelme ve verilen emri yerine getirmeme gibi, sivil ceza hukukunda karşılığı yoktur. Dolayısıyla bunlara askeri makamlarca bakılması yadırganacak bir durum değildir.
1951 yılına kadar askeri mahkemelerin ceza hukukunu ve askeri disiplini uygulaması tamamen içe kapalı bir sistemdi. Askeri hukuka tabi olan bir kimsenin aldığı cezayı ancak üst rütbeli subaylar ve son aşama olarak da Ordu Konseyi (Army Council) gözden geçirip temyiz edebilirdi. Sivil Yüksek Mahkeme (High Court) eğer kişi askeri hukuka tabi olmayan bir kişi ise ve askeri bir makamca ceza verilmiş ise duruma müdahale edebilirdi. Yüksek mahkemenin genel olarak askeri otoriteler üzerinde bir denetleme yetkisi olmakla birlikte uygulamada sadece “açık insan hakları ihlalleri”nde bu yetki kullanılmıştır[10].
Günümüzde ise askeri disiplinin ve hukukun uygulanması artık içe kapalı bir sistem olmaktan çıkarılmıştır. 1951’de Askeri Mahkemeler Temyiz Mahkemesi (Courts-Martial Appeal Court) kurulmuştur. Bunun üyeleri sivil Yüksek Mahkeme yargıçlarıdır ve bu mahkeme askeri hukuk usulleri tüketildikten sonra kendisine yapılan temyiz istemlerini karara bağlar. Böylece sivil otoritenin üstünlüğü ilkesi askeri yargı alanına getirilmiştir[11]. Ayrıca tamamen sivil yargıçlardan oluşan ve uluslararası düzeyde insan haklarının savunulmasından sorumlu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yolu da her zaman açıktır[12]. İstisnai olarak Lordlar Kamarası’na da başvuru hakkı vardır. Bunlara ek olarak her zaman olduğu gibi kraliyet bağışlama hakkı da saklıdır.
1966 öncesi bir silahlı kuvvetler mensubu aynı suçtan dolayı hem sivil hem de askeri bir mahkemede yargılanabilirdi. Her ne kadar sivil mahkeme askeri mahkemenin verdiği cezayı göz önüne almakla yükümlü idiyse de bu durum tek bir suçtan dolayı iki ayrı merci tarafından yargılama yapılması ve iki defa ceza verilmesi sakıncasını da beraberinde getirmiştir. 1966 tarihli Silahlı Kuvvetler Yasası (Armed Forces Act 1966) ile bu durum büyük ölçüde giderilmiştir. Buna yasaya göre, askeri bir mahkeme tarafından suçlu bulunmuş olmak aynı suçtan dolayı sivil bir mahkeme tarafından yargılama yapılmasını engeller[13].
IV. ÜST EMİRLER
Üst rütbeli bir makamca verilen emri (superior order) uygulayan bir silahlı kuvvetler mensubu bu emrin uygulanmasına yönelik olarak bir ceza hukuku suçu işlerse veya sivil sorumluluğu doğuracak bir sonuç ortaya çıkarsa kişi sivil mahkemelerde yargılanır. Bunun bir örneği, kendisine küçük bir toplumsal başkaldırı ve gösteriyi bastırma ve dağıtma görevi verilen askerin, durumun gerektirdiği ölçüden fazla güç kullanarak bir göstericiyi yaralamasıdır[14].
Bir silahlı kuvvetler mensubu hukuka aykırı olduğuna inandığından dolayı üst makamca verilen bir emri uygulamaktan kaçınırsa askeri mahkemede yargılanabilir. Görüldüğü gibi emrin uygulanması sivil mahkemede yargılanma, uygulanmaması ise askeri mahkemede yargılanma sonucunu doğurabilmektedir. Eğer emir hukuka aykırı ise bunu uygulamamak suç oluşturmaz. Ancak burada emrin hukuka uygun olup olmadığının saptanması emrin verildiği ve yerine getirilmesinin istendiği şartlar göz önüne alındığında zorlaşır. Emir-komuta zincirinin egemen olduğu ve emre itaatin gerekliliğine inancın tam olduğu bir yapı içerisinde üstlerin emirlerine karşı çıkılmasını beklemek güçtür. Diğer yandan emre uyulduğu gerekçesini bir savunma olarak ileri sürüp suçtan kurtulmak ise hukuken kabul edilemez. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Nuremberg Savaş Suçları Mahkemesi soykırım ve işkence uygulayan, sivil hedeflere zarar veren ordu mensuplarının üstün emirlerine uyulduğu şeklindeki savunmalarını reddetmiştir. Emri veren kadar uygulayan da sorumludur. Emrin hukuka aykırı olduğuna içten inanmış olmanın bir savunma olabileceği ileri sürülmekte ise de, genel kural olarak hukuku bilmemenin geçerli bir mazeret sayılabileceği kabul edilmemektedir[15].
V. SİVİL KİŞİLER VE ASKERİ MAHKEMELER
Sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanması sadece İngiltere toprakları dışında olanaklıdır. İngiltere dışında bulunan İngiliz askeri mahkemelerinin siviller üzerinde yargılama yetkileri vardır. Bu kategoriyi oluşturan siviller İngiliz silahlı kuvvetler mensuplarının bakmakla yükümlü oldukları kişiler ve silahlı kuvvetlerin sivil çalışanlarıdır[16]. Askeri mahkemelerin bunlar üzerindeki yargılama yetkisi sadece İngiliz hukukundan doğan ceza davaları ile sınırlı olmayıp disiplin suçlarını da içermektedir.
Sınırlı da olsa sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanması eleştirilere konu olmaktadır. Eleştirililerin bir kısmı davaların oyçokluğu yöntemiyle karara bağlanmasına ve çoğunlukla derin hukuk bilgisi olmayan subayların davalara bakıyor olmasına yöneliktir[17]. Diğer önemli eleştiri ise savunma hakkının eksiksiz kullanımının kısıtlı olmasına yöneliktir. Nitekim sanığın yurtdışında kendisini savunacak ve İngiliz hukukunu iyi bilen yetenekli bir avukata ulaşması son derece zordur. Askeri Mahkemeler Temyiz Mahkemesine başvurma hakkının var olması bu sakıncaları büyük ölçüde hafifletse de tamamen ortadan kaldırdığını söylemek zordur.[18]
Gerekli hukuksal eğitimi almış ve mesleki yeterliğe ulaşmış kişilerin davalara bakması bile İngiltere gibi kamu hukuku ve özel hukuk ayrımının bulunmadığı ve hukukun birliği ilkesinin uygulanarak tüm yönetsel organların sivil (özel hukuk) mahkemelerde yargılandığı ve bunun da yargı bağımsızlığı ve adil yargılamanın temeli olarak genel kamu vicdanında yer ettiği bir ülkede, askeri mercilerin siviller üzerinde geniş yargılama hakkının olmasının genel kabul görmesi güçtür.
Bu başlık altında değinilmesi gereken önemli bir başka konu da İngiltere’de bulunan yabancı silahlı kuvvetler mensuplarına ilişkin yargısal düzenlemelerdir. 1952 tarihli Ziyaretçi Güçler Yasası (Visiting Forces Act)’na göre İngiltere’de ortak bir savunma anlaşması gereği konuşlandırılmış bulunan silahlı güçlerin asker ve sivil mensuplarının görevlerinin yerine getirilmesi sırasında işledikleri suçlar açısından yerel mahkemelerin yargılama yetkisi kısıtlanmıştır[19].
VI. SONUÇ
Bu çalışmada İngiliz silahlı kuvvetlerinin anayasal ve yönetsel konumu ile silahlı kuvvetler mensuplarına ilişkin hukuksal düzenlemeler ele alınmıştır.
Her ülkede olduğu gibi İngiltere’de de görevlerinin gereği olarak silahlı kuvvetler mensuplarına ilişkin özel hukuksal ve örgütsel düzenlemeler yapılmıştır. Bu tür düzenlemeler İngiliz tarihi ve toplumsal yapısı sonucu geleneksel olarak oluşmuş bulunan toplumsal yaklaşım tarzına uygun biçimde sivil otoritenin üstünlüğü ilkesini yansıtacak şekilde yapılmıştır.
Hukukun birliği ilkesinin uygulandığı ve yargı bağımsızlığına özel önem verildiği İngiliz hukuk sisteminde toplumsal değerleri yansıtacak şekilde askeri mahkemelerin kararları üzerinde sivil yargının denetimi vardır ve sivil kişilerin askeri yargıda yargılanması son derece kısıtlıdır.
İşte bir sempozyum.Tamamını vermeyeceğim ama konuşmacıların kimlikleri herhalde bir cevap yerine geçer.
ASKERÎ YARGITAYIN 90’INCI
KURULUŞ YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE
DÜZENLENEN
“ASKERÎ YARGIDA GÖREV YAPAN
HÂKİMLERİN STATÜSÜ”
KONULU SEMPOZYUM
PROGRAMI
(6-7 NİSAN 2004)
Askerî Yargıtay Konferans Salonu
Yücetepe - A N K A R A
1. GÜN (6 NİSAN 2004)
AÇILIŞ TÖRENİ
10.00 - 10.05 Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı
10.05 - 10.25 Askerî Yargıtay Başkanı Hâkim Tuğamiral
Dr. Ferhat FERHANOĞLU’nun açılış konuşması
BİRİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Köksal BAYRAKTAR
10.45 - 11.00 Konuşmacı : Alb. Philip MC EVOY
İngiltere KKK. Başhukuk Müş.Yrd.
11.00 - 11.15 Konuşmacı : Stefan RYDING-BERG
İsveç Silâhlı Kuv. Başhukuk Müş.
11.15 - 11.45 Tartışma
11.45 - 14.00 Ara
İKİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Fazıl SAĞLAM
14.00 - 14.15 Konuşmacı : Korg.Dr. Tamás KOVÁCS
Macaristan Askerî Başsavcısı
14.15 - 14.30 Konuşmacı : Yb. Marek PETRUSZYNSKI
Polonya As.Yrg.Hâkimi
14.30 - 14.45 Konuşmacı : Alice GREYER WIENINGER
Almanya Fed.Sav.Bak.lığı Huk.İşl.Bşk.
14.45 - 15.15 Tartışma
15.15 - 15.30 Ara
İşte bir sempozyum.Tamamını vermeyeceğim ama konuşmacıların kimlikleri herhalde bir cevap yerine geçer.
ASKERÎ YARGITAYIN 90’INCI
KURULUŞ YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE
DÜZENLENEN
“ASKERÎ YARGIDA GÖREV YAPAN
HÂKİMLERİN STATÜSÜ”
KONULU SEMPOZYUM
PROGRAMI
(6-7 NİSAN 2004)
Askerî Yargıtay Konferans Salonu
Yücetepe - A N K A R A
1. GÜN (6 NİSAN 2004)
AÇILIŞ TÖRENİ
10.00 - 10.05 Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı
10.05 - 10.25 Askerî Yargıtay Başkanı Hâkim Tuğamiral
Dr. Ferhat FERHANOĞLU’nun açılış konuşması
BİRİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Köksal BAYRAKTAR
10.45 - 11.00 Konuşmacı : Alb. Philip MC EVOY
İngiltere KKK. Başhukuk Müş.Yrd.
11.00 - 11.15 Konuşmacı : Stefan RYDING-BERG
İsveç Silâhlı Kuv. Başhukuk Müş.
11.15 - 11.45 Tartışma
11.45 - 14.00 Ara
İKİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Fazıl SAĞLAM
14.00 - 14.15 Konuşmacı : Korg.Dr. Tamás KOVÁCS
Macaristan Askerî Başsavcısı
14.15 - 14.30 Konuşmacı : Yb. Marek PETRUSZYNSKI
Polonya As.Yrg.Hâkimi
14.30 - 14.45 Konuşmacı : Alice GREYER WIENINGER
Almanya Fed.Sav.Bak.lığı Huk.İşl.Bşk.
14.45 - 15.15 Tartışma
15.15 - 15.30 Ara
16.00 - 16.15 Konuşmacı : Alb. İlham MEMMEDOV
Azerbaycan Askerî Savcısı
16.15 - 16.45 Tartışma
2. GÜN (7 NİSAN 2004)
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Durmuş TEZCAN
10.30 - 10.45 Konuşmacı : Tuğa. M.Van SEVENTER
Hollanda Yrg.As. Daire Üyesi
10.45 - 11.00 Konuşmacı : Svetlana ARASLANOVA
Letonya Sav.Bak.lığı Huk.D.Bşk.
11.00 - 11.15 Konuşmacı : Tuğg.Dr. Carlos EYMAR
İspanya Mrk.As.Mah. Üyesi
11.15 - 11.45 Tartışma
11.45 - 14.00 Ara
BEŞİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr. Doğan SOYASLAN
14.00 - 14.15 Konuşmacı : Alb. Kostas GOGOS
Yunanistan Hv.K.As.Mah.Başsav.
14.15 - 14.30 Konuşmacı : Prof.Dr. Nur CENTEL
Türkiye M.Ü.Hukuk Fak.Öğretim Üyesi
14.30 - 15.00 Tartışma
15.00 - 15.15 Ara
SEMPOZYUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ
15.15 - 16.00 Prof.Dr. Feridun YENİSEY
KAPANIŞ
ÇOK TEŞEKKÜR LER;
YULARIDAKİ İNGİLTERE ASKERİ MAHKEMEİS İLE İLİGLİ AÇIKLAMA GÜZELDU
SEMPOZYUMA KATILAN KATILIMCILARIN ÜLKE VE GÖREVLERİNE BAKTIĞIIMIZ ZAMAN : İSVEÇ,MACARİSTAN, POLONYA, ROMANYA BULGARİSTAN AZERBAYCAN, HOLLANDA LETONYA İSPANYA VE YUNANİSTAN GİBİ ÜLKELREDE ASKERİ HUKUK VE MAHKEMELERİNİN OLDUĞU GÖRÜLÜYOR SANIRIM BUNLARLA SINIRLI DEĞİL.
BU ARADA BİLGİNİZ VARSA SİZE BİR SORUM OLACAK OSMANLIDA VEYA DAHA ÖNCEKİ TÜRK DEVLETLERİNDE BUNA BENZER HUKUKİ DÜZENLEMELER VARMIYDI ACABA,
GENEL BİR KANI DÜNYADA DÜZENLİ ORDUNUN DİĞER MİLLETLERE TÜRKLERDEN GEÇTİĞİ KONUSUNDA BİR İNANIŞ VARIDIR DOĞRUMUDUR ACABA,
KONU BİRAZ HUKUK DIŞI AMA BİLGİSİ OLANLAR 1-2 SATIR YAZABİLİR .. SANIRIM
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
kraken ğàáî÷àÿ ññûëêà onion
17-07-2025, 01:11:48 in Askerlik Hukuku