+ Konuyu Yanıtla
4 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon
31 den 40´e kadar toplam 43 ileti bulundu.

Konu: Kadınlar nereye koşuyor?

Kadınlar nereye koşuyor? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #31
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Gecem1970 her olaya sosyal bir boyut la yaklaştığına göre sosyal olgular sonucu ortaya çıkan bazı gerçeklere itiraz edemez diye düşünüyorum. Bunlardan biriside atasözleridir. Atasözleri sosyal yapının o anki durumuyla ortaya çıkan kabul gören sözlerdir. Bu bağlamda desturumuz şu olmalıdır.

    Kadının karnından sıpayı;

    "Sırtından sopayı eksik etmeyeceksin."

    Buna Feminist olarak yaklaşırsek sürekli dövme yerine yemek sonraları öğünü die yumuşatabiliriz. Böylece feminist duygularda tatmin olmuş olur.

    Sayın gecem 1970 ; ilk iletisinde kadınlar nereye koşuyor diye sorup yanıtını vermiş iktidara koşuyorlarmış. Birden aklıma geldi bu kadınlardan birisi Ekonomi profesörü Tansu Çiller di, o çok koştu iktidarı kaptı ekonomi profesörlüğünü gösterip ekonomiyi hak ile yeksan etti. Yetti mi yetmedi Ben sizin bacınızım dedi birinci lig takımını birinci lige çıkardı, kabüklüler birden karagümrüklü oldu takunya baştacı oldu ve Tansu nun Ekonomik değeri olmadığından NUTUK diye bir kitaptan haberi olmadığı anlaşıldı. Türkiye yetmedi dünya ya koştu Rusya ya karşı kurulan Nato nun en büyük üyesinin Rusya olduğunu sandığının anlaşılması üzerine 'neden nato da değil ki dedi' Avusturalya yı bir anda avrupaya taşıdı tüm dünyanın taktirini kazandı serves anlaşmasını serves porseleni alım anlaşması şapka kanununu moda sandı özetle iktidara hazır olduğunu dosta düşmana kanıtladı.

    Aman bu tip kadınlar iktidardan uzak dursun dedirtti. Bunun üzerine feminist oldu ama en büyük feministi agatha christine sanınca buda kof çıktı...

    Sayın Dilek Kuzulu Yüksel de Peşinden koşulan kadınları yazmış. Tarifini beğenmedim desem valla yalan olur pinokyadan beter olur burnum uzar ha uzar.. Tanımını düşündüm bir avuç parmağım fazla geldi. Meşhur mankenlerimizi popçu kadınlarımızı dansöz mü ne olduğu anlaşılamayan bazı tipleri orasını burasını açarak 'peşinden koşulan' olanları çıkarınca kala kala elde Behice Boran kaldı onunda peşinden kimler koştu bilemem. Çağla , demet, güzide gibi değerlerin peşinden koşan ise çok oldu. Bir de Gamze olayı varki toplumun tepkisi bir garip oldu ne hikmetse herkes o otelde o odayı istedi aklımız şaştı bu olay fantazi boyutumuzu aştı. Ali Kırca ise bu olayda sınıfta kaldı erkekliği yüz üstü bıraktı görünen oyduki bir kafa kol yapamadı.

    Peşinden tekrar sıyın gecem1970 yazmış demişki 'kadınları bu duruma getiren erkekler aydan gelmedi ki' böylece anladık ki sayın gecem 1970 ayakta uyuyor taaa 1998 yılında John Gray namlı yiğit erkeklerin Ay' dan değil Mars'tan geldiğini oturdu yazdı hemde yaklaşık üçyüz sayfa bunun ışığı altında sayın geceme ne desek bilmiyorum Ay mış bir kere Ayda hava da yok ( Bu sadece duygu hanımın işine gelir ) Haa bir de şu deyim çıktı artık ne demek bilemem '' saddam hüseyin Mars'tan satan venüsten '' ( bu radaki satan İngilizcedir ben bilmem anlamını...

    Abbas bey 'ben de sizin gibi erkekleri anlamakta zorlanıyorum'' demiş, susuyor saygıyla eğiliyor bir yorum yapmıyorum. Kız kıza konuşuyoruz şurada ne olacak. Sayın gecem1970 te erkeklerin erkekleri anlayamamasına rahatlamış Abbas abi latife yapmış erkek erkeği her daim anlar evet derse evettir bu kadar basit kız kısmının ne dediği ise karışık olmuştur tarih boyu hatta o kadar ki kendileri bile evet derken ne anlamda dediklerini unutmuşlardır zaman zaman hep inkar hep inkar.

    Sayın izmirli konunun özünü tam yakalamış oyüzden fazla lafa gerek yok.

    Bilahare sayın gecem1970 günümüzü aşıp antropologlara kadar işi götürmüş gerçi sonunu bağlayamamış ama antropologlar birşeyler yapmış bu konuda sanırım, herşeyi doğal denge sayıyormuş ilk insanlar günümüzdekiler ne sayıyor meçhul kalmış ve sonunda ilk totomler kadın figürüdür diyip ucuna kör düğüm atmış. Ama bilimsel bir çıkarımdır ki o figürü bir erkek yapmıştır muhtemelen de o zamanın porno kültürü öyle bir gelişim içindedir. Nereden bulacaklar playboy du başka bu tip yayınları yapmış işte garibim ne var.

    Daha sonra sayın Gecem1970 X geni diye bir olguya kafayı takmış ve ''X geni ezilen erkek diye bir korku taşımamaktadır'' çıkarımına varmış Yani X geni korkusuz bir gen X man gibi birşey zaten dikkat edin X woman yok. Sayın Yüksel de ataerkil ana erkil ben anlama demiş yani günümüz değimi ile ' hamam tası gümüşten ben anlamam bu işten' diyerek sayın Gecem e 'yazdıklarından bir halt anlamadım ama iyi yazmışsın' mesajını göndermiş.

    Duygu hanım zaman zaman araya girerek ölümle yaşam arasında ki ince çizgiye değinip durmuş ama nedense kimsede ne dediğini anlamamış pek ' ölü de olsa erkek erkektir. Her koşulda saygı duyarım ' mealinde bir söyleyişte bulunmuş özetle...

    Bilahare Gecem 1970 deniz tanrısı poseydondan icazetle akdeniz kıyılarını taaf eden Sayın HMRG ile 'feminizm 've 'cinsiyet şovenizmi' üzerine fikir teatisinde bulunmuşlar sonuç koca bir sıfır olan tartışma doğal olarak sıfır konumunda kamış. Rahmetli Duygu Asena nın evlatları feminizm i savunurken bile feminist misin diye sorulunca ışıkta yakalanmış tavşan modundan çıkamadıklarından daha da doğrusu feminizm den ne anlaşılacağını kimse anlamadığından sıfırın sıfırla olan her işlemi gibi sonuç sıfır olmuş Dilek hanım bir araya Hümanizm i sıkıştırmaya kalkmış ama oda durumu kurtaramamış. BU arada Duygu hanım hala koşma eylemi peşinde bu sefer Mel gibsondan galat bir filme sarmış ve koşma ile kadın birleşince bir anlam kazandığını keşfetmiş. Çok güzel bir anlam kazanır tüm erkekler bu anlamı bilir diyeyim yeterli olur kanaatindeyim.

    Sonra bir feminizm daaha tartışılıyor burjuva akımı mı değil mi üzerinde konuşulurken burjuva nın ne menem bir şey olduğu ve Türkiye de burjuva varmıdır konusu güme gidiyor bundan dolayıda gecem hanım bunu ' feminizmi bu kadar kibarca eleştiren bir yazı ' olarak yorumluyor. Dilek hanım katıldığım bir çok nokta var diyerek sosyal katılımın önemini vurguluyor ve feminizmin dişicilik olduğunu dünya kamu oyuna sunuyor. Dişicilik sanki hukuki bir dert cümlesi gibi görünsede kulağa hoş geliyor tecavüzcülerin çoğunun dişici olduğu aklımıza gelince ' demekki feminizm tecavüz akımı' gibi bir çıkarım yapmaktan geri kalamıyoruz.

    Bilahare sayın Gecem1970 sosyoloji antropoloji fizik kimya biyoloji astroloji vede gastrolojik açıklamalardan medet bulamayınca Matematik bilimine el atıyor Feminizm özetle X=Y imiş. Sayın Dilek Matemetikle arası iyi olmadığından bunu anlayamamış. Merak buyurmayınız Sayın Dilek Bu denklemi dünyada kimse anlayamaz Çünkü X=Y Y nin X olmasıdır ki o zaman Y ye ihtiyaç kalmaz. Oysa dünya da kadına da erkeğe de ihtiyacı var genel kanısı hakimdir. X=Y nin çözümü infinity dir yani sonsuza gider yani yoktur. E =MC2 daha kolaydır . Sayın Dilek de işin işinden çıkamamış o da bir bu konuya bulaşmayan HUKUKA dayanarak kadın erkek ilişkisini ve de feminiz mi anlatmış. Birileri mağdur ama kim belli değil. Neticede erkek köteği hak ediyor ama toplumada kazandırmak lazım gibisinden bir çıkarımla hukuku halletmiş.

    Duygu hanımada hayat bir şey öğretmiş ama ne öğretmiş tam çıkaramadım Birisi bir yere dönmüş ötekibaşa dönmüş birisi biriyle evlenmiş ama kim ne yapmış bilmiyorum. Gecem 1970 anlamış duygu hanımı ama katılmamış . Kadınlar daha kadınlaştılar ve bunun farkına vardılar demiş. Zaten Duygu Hanım'da 'en sağlam yolun bir evlilik yaşamak olduğunu, bir ekonomik dayanağın ve en önemlisi güven ve sığınma duygusunun en iyi temsilinin erkekle olduğunu fark etti.' diyerek kadınların aslında kadın olduklarını anladıklarını söylemiş yani ikisi de aynı şeyi söyleyip birbirlerini anlamayarak kadın olduklarını cümle aleme ispat etme girişiminde bulundular Yani birisi sol yanımda kulak ver diyor öteki sana katılmıyorum sağ yanımda kulak ver diyor Yahu kızlar kulak her iki yanda da var aldırmayın.

    Bu yazı herhangi bir art niyet düşünmeden öylesine yazılmıştır. Ciddiye alınması yanıt verilmesi delil olarak kullanılması eleştirilmesi yasaktır.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Kadınlar nereye koşuyor? konulu yargıtay kararı ara
    Kadınlar nereye koşuyor? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #32
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    89
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    "Kadınlar iktidara, erkeğin boşaltmak zorunda olduğu iktidara koşuyor."

    Affınıza sığınıyorum, hoşgörün beni dayanamadım, nedir bu ... yarışı, barış ve huzur içinde insanca yaşamak varken.. (Bu her iki cinsiyet için de geçerli, kimse üzerine alınmasın emi.)

  4. #33
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    55
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı


    Konuyla ilgili yapılan yorumları okudum kesinlikle irdelenmesi gereken bir konu ve bence sorun hep dönüp dolaşıp iktidar savaşına gelecektir.Tarih boyu iktidarın simgesi kaynağı hep değişken olmuştur,(kas gücü,ilkel silahlar,akıl,bilim,para,güzellik)Ekonomik gücün,( tabi bunu da elde etme vasıtaları sürekli değişmektedir )sahibi olan insan yaradılışı gereği bu gücü kendi çıkarları için kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir.
    Kadın erkek ilişkisi olarak baktığımızda da durum farklı değildir aslında temelde güçlü olanın çıkarları ön plandadır.Güç parayı elinde tutandadır ve malesef istisnalarla birlikte bu erkektir ve böyle olmaya da devam edecek,çünkü yaradılışı gereği kadının asli görevi para kazanmak değildir, bunun aksini savunmak bana göre yanlıştır.Kadının asli görevi anneliktir ki buda azınmayacak kadar önemli bir yükümlülüktür.Kariyer hırsları ile annelik görevini ihmal eden kadın bana göre doğa yasalarına karşı gelmektedir.Ve de umduğu mutluluğu da yakalayamaz çünkü vicdanı onu hiç rahat bırakmaz.Bir erkek gece geç saatlere kadar çalışırken çocuklarını ihmal ettiği fikrine çok sık kapılmaz aksine onlar için çalıştığını düşünür ve takdir edilme ihtiyacı duyar,ama aynı durumda bir kadının vicdanı rahat değildir.Çünkü çocuklar söz konusu olduğunda onun yerini alabilecek kimse yoktur ona göre.Çocukların büyümesinde ,anne ilgi ve şevkati hiçbir şeye değişilmez .Baba da önemli ancak baba daha çok otoriteyi simgeler.Yani özetlersek kadının bu önemli görevi yanında erkek kadar para kazanmasını beklemek en başta kadına haksızlıktır.Bu durumda ideal olan herkesin görevini ve sorumluluğunu bilip diğerininkini küçümsememek ve saygı göstermektir.Ancak iktidar sahibi erkek malesef bunu herzaman başaramamaktadır.Bu konuda da iş yine kadınlara düşmektedir.Eğer kendilerini( yazılardan birinde vardı doğru bir tespit bence ) güçlü erkeğin ödülü olmaktan çıkarıp onurlu yaşamayı başarabilirlerse dengeler daha iyi oturur...

  5. #34
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    İletiler
    56
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Kadınlar nereye koşuyor?

    Bu sorunun cevabı aslında çok basit: yaşamın her alanında kadın iktidara koşuyor.

    Sanayi devrimi, ikinci dünya savaşı, doğum kontrol yöntemleri falan derken kadın kendini evin dışında buldu. Kentleşme, tepkisel düşünce akımları hippi kültürü, cinsel devrim vb. derken kadını evine hapseden erkek egemen yapı bu değişime uygun bir kadın modeli ortaya koydu.

    Bu kadın erkeği desteklemek, ona sınırsız hizmet etmek gibi yükümlülüklerin yanı sıra ekonomik olarak ta elini taşın altına koymak durumundaydı. Eskiden tek vardiya evinde çalışan kadının yerini çift vardiya çalışma durumunda kalan bir kadın modeli aldı. Bu kadın modeli ev kadını ile çalışan kadının birleşimi, ağır işçiydi. Bu durum hem erkeğin sınırsız hizmet beklentisine hizmet ediyor hem de kadının her koşulda evinin kadını olması gerektiğini düşünen erkeklere de bir açılım sağlıyordu. Tüketim çılgınlığını tek başına karşılamayan erkekler "Hayat müşterektir. Ben eşitim kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın istiyorum." vb laflarla kadınların gönlünü alırken diğerleri " Sen evimizin sultanısın. Ben sana kıyamam. Ezilme yorulma" gibi laflarla istediklerini elde ediyordu.

    Bu arada kas gücünün eski önemini kaybetmesi ile erkek iktidarını paraya bağlıyordu. Bu nedenle ideal çift modeli aslında kadın erkek eşitsizliği üzerine oturtuldu. Kadın kazanmalıydı ama erkek kadar değil. Bu nedenle aynı işte olsalar bile kariyerinin farklı basamaklarında olabilmeleri amacıyla aralarında ortalama 5 yaş fark olan (ki bu durum erkeğin fiziksel istemlerine de uyuyordu) eğitimli ama erkek kadar değil, her anlamda erkekten bir parmak kısa kadınla erkeğin bileşiminden oluşan bir ideal çift yaratıldı.

    Tabi paranın tek değer olduğu bu sistem erkek içinde hedefleri ortaya koymuştu. Paranın ödülü güzel ve genç kadındı. Her türlü araçla beyni yıkanan erkekte alınabileceğin en iyisine ulaşmak için deli gibi çalışırken kadına da "ödül"olmanın en iyi yol öğretildi. Erkeğin çirkini olmaz vb. palavralarla ödül olma, en iyi hizmeti sunma yarışı kızıştırıldı. Bu arada kadınlar arasında bir de ödül olma yarışı kıyasıya sürüyordu. Estetik sektörü de başa koşuyordu.

    Farkındaysanız di' li geçmiş zamanla yazıyorum. Çünkü ödül durumundaki kadına zengin eşten intikal eden ile kadının ister istemez elde ettiği sosyal ve ekonomik haklar pekte hesaba katılmayan bir durum ortaya çıkardı. Paranın ve gücün sahibi olan kadın. Yıllarca erkeklerle omuz omuza ama onlarla mücadele ederek zirveye çıkan kadında ödül istiyordu. Ve bu ödülün ne olması gerektiğini yine erkeklerden öğrenmişti. İşte o aralar jigolo diye bir kavramı sıkça duyar olduk. Zamanla para ve güç kadınlar arasında daha dengeli dağılır oldu. Ve ilişkilerde ideal çift modelleride altüst oldu.

    Örnek mi? Etrafınıza bakın. Eşinden daha iyi bir işi olan daha eğitimli, daha uzun daha yaşlı kadının yer aldığı bir sürü çift göreceksiniz. "Yaşlı ama tecrübeli, "çirkin ama zengin" ifadeleri kendine güvenen hayattan zevk alma çabasında olan kadın için bir şey ifade etmiyor. Kadın genç ve dinamik yakışıklı erkek diyor artık. Kendi parası olduğu için erkeğin parasını kafasına takmıyor. Kadının iktidar koşusunda, geride kalan pek çok erkek ise ödül olma savaşımında. Kozmetik satan yerlere göz atın. Kadınlardan çok erkek ürünü var. Eski sistemin devamı için savaşanlar "Erkek dediğin kıllı olur" diye bağıra dursun ya da metroseksüel gibi kavramlar icat etsin erkekler için üretilen tüğ dökücüler yok satıyor. Kadın dergilerine göz atın. Artık "erkeği yatakta mutlu etmenin 5 yolu" gibi başlıkların yerinde "erkeğiniz sizi mutlu etmiyorsa" başlıkları yer alıyor.

    Kadınlar iktidara, erkeğin boşaltmak zorunda kaldığı iktidara koşuyor.
    Erkek kozmatikleri sandığınız gibi yok satmıyor, bunu öncelikle bilin. Metroseksüellik ise çılgınca bir güzellik tutkusu ile malül olmuş kadınları belki asırlardır bundan faydalanarak sömüren kozmetik şirketlerinin aynı oyunu erkekler üzerinde de oynama girişiminin sonucu olan ve aslında pek de tutmayan bir uyduruk kelime. Metroseksüellik uydurmacası pek çok erkeğin hiç ilgisini çekmiyor. Bir kaç yıl önce de botizm diye böyle bir akım uydurmuslardı ama sadece kadınlar için tutmuştu. Bunlar kadınlarla erkekler arasındaki en belirgin farklardan biri.

    Ama bu farklara ben kafayı takmıyorum. Kafaya taktığım kadın erkek gerilimi yaratmak ve gerilimden beslenek popüler olmaya çalısan bayanların mevcudiyeti. Sizin gibi düşünmeyen pek çok bayan olduğunu biliyorum. Bir de şu dikkat çekici ki, kadın haklarını gündeme getiren ve bunun için örgütlenen kadınaları nedense hep çirkin olduğu. Erkeklerden yeteri kadar ilgi görmemenin intikamı bu yollarla almasınlar, tüm kadın ve erkeklerin huzuru için.

  6. #35
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    İletiler
    56
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Koşan kadınlar var bir de koşulan kadınlar var.
    Koşan kadınları sayın commodore1tr izah etmiş ben de koşulan kadınları anlatmaya çalışayım.

    Koşulan kadınlar da kendi aralarında ikiye ayrılırlar;

    1. Peşinden koşulan kadınlar : Bu tip kadınlar kendine güvenen, güzel, bakımlı, alımlı, genelde çalışan ve işlerinde başarılı , eğitim ve kazanç durumları da standardın üzerinde olan kadınlardır. Koşan kadınlar da kanımca bu gruptandır, yani koşan kadınlar peşinden koşulan kadınlardır. Bu guruptan kimileri eğitimsiz ya da eğitilmiş ama yontulmamış olabilmekle birlikte istisnalar kaideyi bozmamaktadır, zengin ve güzel ya da dayı sahibi veyahut sosyetik gen sahabi olmaları zaten bu kusurlarını örtmektedir, keza çirkinliklerini de...(Kastettiğim iç çirkinliğidir, zira fiziksel anlamda çirkin kadın yoktur ) Yani her halukarda bu kadınların peşinden koşulmaktadır. Canım o kadar kusur kadı kızında da olur zaten, takmayın bu kadar, siz peşinde koşmaya devam edin...

    2. İşe koşulan, dayağa şiddete, kuluçkaya koşulan kadınlar : Bu tip kadınlar ise doğdukları andan itibaren ezilmeye mahkumdurlar. Çocukluklarını yaşayamadan evde abiye ya da babaya hizmet ederler, 15 bilemedin en geç 18 inde kocaya köle olmaya başlarlar. Bu gruptakiler her türlü işe koşulurlar, istemediğin kadar çocuk doğururlar, temizlikçilik, çiftçilik gibi bilumum yorucu işleri yaparlar gene de ses çıkarmazlar, çıkaramazlar. Eğitim mi, çoğu çok istemiş olmalarına rağmen okuyamamışlardır. Bu nedenle de haklarını bilmezler hoş zaten haklarını aramalarına izin verilmemekte, kendilerini ilgilendiren kararlar hep başkaları tarafından verilmektedir. Genelde evde işsiz ve çok afedersiniz öküz bir kocaları vardır, eve para götürmezlerse dayağa, şiddete koşulur kadınlar. Koca, stresini koşulan kadının sırtına, karnına vücudunun her hangi bir yerine rast gele savurduğu tekme ve tokatlarla atar, koşulan kadın gene gık diyemez. İki arada bi derede kalır koşulan kadın, boşansa boşanamaz, baba kabul etmez (Bir boğaz eksildi diye sevinen adam kucak açmaz çünkü yavrusuna) , ekonomik durumu el vermez... Koşulan kadın devam eder hayata böyle, anasından emdiği süt burnundan gelir ama elinden hiçbir şey gelmez...


    Koşan kadınlara ne mutlu, herbirini başarısından dolayı tebrik ederim, desteklerim...

    Ama diyorum ki, koşan kadınlar, dolayısıyla peşinden koşulan kadınlar; erkeklerden üstün olduklarını kanıtlama, iktidara geçme çabası yerine (ki kanımca kimse kimseden üstün değildir, fiziksel bir eşitsizlik inkar edilemese de insanlar eşittir, eşit olmalıdır, iktidara geçme ya da başarı cinsiyet kriteri yerine daha objektif kriterlerle değerlendirilmelidir. ) dayağa, kuluçkaya, işe, koşulan kadınlar için birşeyler yapsalar...

    (Bireysel ya da örgütsel anlamda mücadele veren, peşinden koşulan koşan kadınlarımızı tenzih ederim.)
    Kadınların kendilerine bir ömür para getirecek bir köle aramalarının sebebi nedir sizce?Bir de bu konuda aydınlatıverin bir zahmet.Bir de kadınların neden hep zengin erkek tercih ettiklerini yazıverin.Çalışma hayatının stresine ve zorluklarına dayanamayıp istedikleri refah ve konfora neden bir erkek üzerinden ulaşmaya çalışırlar?

  7. #36
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    584
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Hiç bir yere koştuğumuz yok. Hala yerimizde sayıyoruz. Okuma-yazma oranlarımız düşük. Yüksek öğrenim almış ve çalışma hayatına gerçekten istenen pozisyonlarda yer alan kadın sayısı yetersiz. Kadın yönetici sayısı da hala çok yetersiz. Evlilik hala sigorta gibi görülüyor. Güzelliği ve gençliği hala kadının sermayesi olarak ele alnıyor. Bir avuç feministin haykırışlarına bakılıp da kadının iktidara koştuğuna inanmak zor. Giderek iş hayatında daha fazla yer alması gereken kadın oranı yükseleceğine düşüyor. Ülkemizde hala kız çocuklarının okullaştırılması için kampanyalar düzenleniyor. Okula erkek akranlarıyla gitme hakları bile olmayan kız çocuklarımızın yaşadığı yöreler de bu ülkemizin sınırları içerisinde yer alıyor! Türkiyemiz İstanbul'dan Ankara'dan, İzmir'den ibaret değil. Tansu Çiller örneği verilmiş. Kendileri kadınların siyasi hayatta ve yönetim alanında yer alabilmesi için bir model olmak yerine yüz karası oldu yazık ki. Çok şükür ki bütün kadın siyasiler böyle değil. :o Fakat kadın milletvekillerine bakıldığında onların da kadın hakları ve temsili açısından fazla bir şeyler yaptığını söylemek de zor. Kadın oralara gelebilmek için kendi kadınlığından feragat edip sanki erkekleşiyor ya da cinsiyetsizleşiyor gibi. Bana göre öyle. Kadın bakış açısını yansıtabildiklerini ya da kadın duyarlılığını çalıştıkları alana taşıdıkları söylenemez. Karamsar bir tablo çizmiş olabilirim ancak bakınız bu koşullarda kadınlar nereye koşuyor olabilir ki??? Ancak dantel ipi ve tığı almak için tuhafiyeye koşmalarına izin veriliyor gibi. Bir avuç azınlık ve üst sosyo ekonomik aileden gelerek okuyup sıyrılmış kadını görerek böyle bir genellemeye ulaşmak bence çok gerçekçi değil.

    Hiç bir yere koşamıyoruz. Görünmez bağlarımız, sorumluluklarımız, toplumun bize yakıştırdığı rollerimiz, doğanın bize bahşettiği annelik içgüdülerimiz var. Biz bu bağlarımızla koşmak değil ama kaplumbağa hızıyla sadece yürüyebiliyoruz.. O kadar..

    Buna da şükür mü desem...

  8. #37
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    İletiler
    56
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı Av.Nilgün Sevil Kaplan rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Konuyla ilgili yapılan yorumları okudum kesinlikle irdelenmesi gereken bir konu ve bence sorun hep dönüp dolaşıp iktidar savaşına gelecektir.Tarih boyu iktidarın simgesi kaynağı hep değişken olmuştur,(kas gücü,ilkel silahlar,akıl,bilim,para,güzellik)Ekonomik gücün,( tabi bunu da elde etme vasıtaları sürekli değişmektedir )sahibi olan insan yaradılışı gereği bu gücü kendi çıkarları için kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir.
    Kadın erkek ilişkisi olarak baktığımızda da durum farklı değildir aslında temelde güçlü olanın çıkarları ön plandadır.Güç parayı elinde tutandadır ve malesef istisnalarla birlikte bu erkektir ve böyle olmaya da devam edecek,çünkü yaradılışı gereği kadının asli görevi para kazanmak değildir, bunun aksini savunmak bana göre yanlıştır.Kadının asli görevi anneliktir ki buda azınmayacak kadar önemli bir yükümlülüktür.Kariyer hırsları ile annelik görevini ihmal eden kadın bana göre doğa yasalarına karşı gelmektedir.Ve de umduğu mutluluğu da yakalayamaz çünkü vicdanı onu hiç rahat bırakmaz.Bir erkek gece geç saatlere kadar çalışırken çocuklarını ihmal ettiği fikrine çok sık kapılmaz aksine onlar için çalıştığını düşünür ve takdir edilme ihtiyacı duyar,ama aynı durumda bir kadının vicdanı rahat değildir.Çünkü çocuklar söz konusu olduğunda onun yerini alabilecek kimse yoktur ona göre.Çocukların büyümesinde ,anne ilgi ve şevkati hiçbir şeye değişilmez .Baba da önemli ancak baba daha çok otoriteyi simgeler.Yani özetlersek kadının bu önemli görevi yanında erkek kadar para kazanmasını beklemek en başta kadına haksızlıktır.Bu durumda ideal olan herkesin görevini ve sorumluluğunu bilip diğerininkini küçümsememek ve saygı göstermektir.Ancak iktidar sahibi erkek malesef bunu herzaman başaramamaktadır.Bu konuda da iş yine kadınlara düşmektedir.Eğer kendilerini( yazılardan birinde vardı doğru bir tespit bence ) güçlü erkeğin ödülü olmaktan çıkarıp onurlu yaşamayı başarabilirlerse dengeler daha iyi oturur...
    Sizi tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Size inanın çok saygı duyuyorum. Ayrıca eklemek istediğim bir sey var. Kadın ve erkek farklı yaratılışta olduklarından birbiriyle rekabet etmek yerine hayata karşı birlikte mücadele etmeli ve dayanısma içinde bulunmalıdır.
    19-09-2008 23:26:31

  9. #38
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    584
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı Av.Nilgün Sevil Kaplan rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Konuyla ilgili yapılan yorumları okudum kesinlikle irdelenmesi gereken bir konu ve bence sorun hep dönüp dolaşıp iktidar savaşına gelecektir.Tarih boyu iktidarın simgesi kaynağı hep değişken olmuştur,(kas gücü,ilkel silahlar,akıl,bilim,para,güzellik)Ekonomik gücün,( tabi bunu da elde etme vasıtaları sürekli değişmektedir )sahibi olan insan yaradılışı gereği bu gücü kendi çıkarları için kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir.
    Kadın erkek ilişkisi olarak baktığımızda da durum farklı değildir aslında temelde güçlü olanın çıkarları ön plandadır.Güç parayı elinde tutandadır ve malesef istisnalarla birlikte bu erkektir ve böyle olmaya da devam edecek,çünkü yaradılışı gereği kadının asli görevi para kazanmak değildir, bunun aksini savunmak bana göre yanlıştır.Kadının asli görevi anneliktir ki buda azınmayacak kadar önemli bir yükümlülüktür.Kariyer hırsları ile annelik görevini ihmal eden kadın bana göre doğa yasalarına karşı gelmektedir.Ve de umduğu mutluluğu da yakalayamaz çünkü vicdanı onu hiç rahat bırakmaz.Bir erkek gece geç saatlere kadar çalışırken çocuklarını ihmal ettiği fikrine çok sık kapılmaz aksine onlar için çalıştığını düşünür ve takdir edilme ihtiyacı duyar,ama aynı durumda bir kadının vicdanı rahat değildir.Çünkü çocuklar söz konusu olduğunda onun yerini alabilecek kimse yoktur ona göre.Çocukların büyümesinde ,anne ilgi ve şevkati hiçbir şeye değişilmez .Baba da önemli ancak baba daha çok otoriteyi simgeler.Yani özetlersek kadının bu önemli görevi yanında erkek kadar para kazanmasını beklemek en başta kadına haksızlıktır.Bu durumda ideal olan herkesin görevini ve sorumluluğunu bilip diğerininkini küçümsememek ve saygı göstermektir.Ancak iktidar sahibi erkek malesef bunu herzaman başaramamaktadır.Bu konuda da iş yine kadınlara düşmektedir.Eğer kendilerini( yazılardan birinde vardı doğru bir tespit bence ) güçlü erkeğin ödülü olmaktan çıkarıp onurlu yaşamayı başarabilirlerse dengeler daha iyi oturur...
    Çocuk yetiştirme sorumluluğunu tamamen kadına yüklemek doğanın kuralına aykırıdır. Bir çocuğun doğabilmesi için tek başına kadın yeterli değildir. Baba olmadan çocuk olmuyor biyolojik olarak. Sizin tezinize göre erkeğin işi çocuğun doğumu sonrası ekonomik kaynak yaratmaya yani ev dışına yönelerek devam ediyor. Bunun dışında çocuğunun sorumluluğunu üstlenmesi anne kadar çocuğunu düşünmesi gerekmiyor o zaman! Bu bakış açısı değişmediği sürece ve üstelik kadınlarca bile böyle düşünüldüğü sürece ki pek çok erkeğin işine gelen bir yaklaşımdır.. kadınlar hiç bir yere koşamazlar.

    Kadının vicdanı rahat değil evet. Kariyer hırsları yerine çocuğunu büyütmesi gerektiği bu kadar çok dikte edilirse rahat olması da beklenemez zaten.

    Size katılmıyorum kusura bakmayın. Kadından para kazanmasını beklemek kadına haksızlık değildir. Kadın ekonomik açıdan bağımsız olmak zorundadır. Kadın toplumda kendine bir yer de edinmek zorundadır. Kadın eğitim almak zorundadır çünkü eğitimli anneler çocuklarını pedagojik ilkelere göre yetiştirme konusunda daha hassas davranma olasılığı yüksek annelerdir. Kadın çocuğunun tüm sorumluluğunu tek başına yüklenmek zorunda olmamalı ve eşi ile aynı ölçüde kendini geliştirmek için gerekli olanaklara sahip olabilmelidir. ilk 3 yıl bebek anneye bağımlıdır ancak sonrasında bebeğin ihtiyaçları duyarlı ve özenli bir baba tarafından da kolaylıkla karşılanabilmektedir.

    Bir aile olmak için baba ve anne çocuğun sorumluluğunu ortak bir şekilde ve eşit oranda yüklenmez ve bu sorumluluk hep kadının doğurganlığı nedeniyle kadına yüklenirse elbette kadın ne koşabilir ne de yürüyebilir!!

    Kadının ayağındaki bağları çözmenin artık zamanı gelmiştir. Bu bağlar çocuk sorumluluğu değil, toplumun kadına biçtiği rollerden kaynaklanıyor..

  10. #39
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    584
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı Bilge Yiğit rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Kadınların kendilerine bir ömür para getirecek bir köle aramalarının sebebi nedir sizce?Bir de bu konuda aydınlatıverin bir zahmet.Bir de kadınların neden hep zengin erkek tercih ettiklerini yazıverin.Çalışma hayatının stresine ve zorluklarına dayanamayıp istedikleri refah ve konfora neden bir erkek üzerinden ulaşmaya çalışırlar?
    Bu bir genellemedir. Kadının yeri evidir, çocuk doğursun derseniz o da evliliği sigorta olarak görecek ve kendine yaşamını daha iyi garanti edecek bir erkek arayacaktır. Neden şaşırıyorsunuz ki? Bakış açısının olağan sonucu budur. Tam tersine kadını bir insan, bir değer ve kendi ayakları üzerinde durması gereken bir birey olarak kabul edip onu görünmez bağlarından biraz daha özgürleştirirseniz kendisine zengin erkek değil, yaşamını paylaşabileceği adam gibi bir adam arama olasılığı yükselecektir.. Bu arz-talep meselesi. Kadına mal gözüyle bakan zihniyet, zenginliğin satın alabileceği en iyisini almaya çalışıyor olay bundan ibarettir..

    Tabii bu söylediklerim sizin yukarıda belirttiğiniz genellemeye bağlı olarak söylenmiştir. Ben buna katılmıyorum. Kadın hayatın stresine ve zorluklarına katlanarak aşabilecek kadar güçlüdür. Ancak dayanamadığı onun annelik görevlerini ihmal ettiğini hissettirerek duygusal anlamda istismar edilmesi, kendisini suçlu hissettirilmesidir.

    Bir kadını başka türlü yıkamazsınız zaten..

  11. #40
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    İletiler
    56
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kadınlar nereye koşuyor?

    Alıntı gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın Yüksel,
    Bırakında ezilen erkeğide erkek düşünsün:D

    Şaka bir yana kadını iktidar olduğu yada pariter bir sitemin kurulduğu bir toplumda "ezilen erkek" gibi bir kavramın olabileceğine inanıyor musunuz? Ne güzel değinmişsiniz annelik özelliğine kadının. kadın oğlunu ezer mi acaba?

    Hernekadar kendimizi üstün ilan etmiş olsak ta doğanın bir parçasıyız. Ve incelerseniz görürsünüz ki doğa yasalarını tersine çeviren tek tür de biziz. Doğa yapı olarak ana erkil bir sistemde yürür. Eşeyli üreyen türleri inceleyin. Eşini erkeğin seçtiği, dişinin kendini erkeğe beğendirmek durumunda olduğu bir tek tür daha var mı? En güzel öten kuşlar erkektir. Diğerine göre canlı renklere sahip olan yine erkektir. İnsan doğanın yasalarını türünde tersine çevirmiştir. Ve sonuçlarıda ortadadır. Eğlence yada tüketebileceğinden fazlası için öldüren tek tü
    Acaba neden insan doğaya ters bir denge kurdu? İşte bu noktanın sorumlusu yine erkektir. Erkeğin kadın korkusu... Bu öyle derin bir korkudur ki geçmişi insanın var oluşuna dayanan Y genin içine işlemiş, sebebini artık erkeklerinde unuttuğu bir garip miras...

    Antropologlar bu korkuyu şöyle açıklıyor. İlkel insan doğanın bir parçasıydı. ve beyni herşeyi doğal denge çerçevesinde açıklıyordu. Korku kaynağı olan nesne korunmak amacıyla saldırganlık dürtüsünü uyandırıyordu.

    Henüz örtünmenin giyinmenin icat edilmediği dönemde tüm biyolojik oluşumlar herkesin gözü önünde cereyan ediyordu. İşte bu nedenle kanayan ama ölmeyen kadın erkeğin ödünü patlatıyordu.

    Üstelik henüz üremedeki fonksiyonun farkına varamamış olan erkekte; durup duruken yeni bir insan yavrusu meydana getirebilen, bu esnada can çekişiyormuş gibi gözüken ama sonra yeniden dirilen kadın bir yandan derin bir korkuya neden olup saldırganlık hislerine neden olurken bir yandan da biyolojik gereksinimler onu yok etmeyi imkansız kılıyordu.

    İşte bu çelişkiler içindeki erkek bu soruna bir takım çözümler üretmeye çalıştı. Bir dönem korkusunu tanrı ilan etti. (ilk totemler kadın figürüdür)

    Daha sonra daha pratik ve işlevsel bir çözüm buldu. Bu çözümde tek Tanrılı dinlerin katkısı yadsınamaz. Kadını örtmek, kapatmak dışlamak, silaha, güce ve kutsal öğelere görevlere uzak tumak. Kendine bağımlı hale getirmek. İlkel yaşamda ödünü patlatan fizyolojik özelliklerini bir eksiklik olarak ortaya atıp onu küçümsemek aşağılamak.

    Özetle Sayın Yüksel,
    Şüphesiz bu günün erkeği için korkusunun temelindeki öğeler korku kaynağı değildir. Çünkü bilim güneşten yada aydan korkmaması gerektiğini öğrettiği gibi kadındanda korkmaması gerektiğini ona öğretmiştir. Ancak erkek cinsinin bilinç altına işlemiş genin bir parçası haline gelmiş bu korkunun yok edilmesi gibi bir olasılıkta gözükmemektedir.

    O nedenle "ezilen erkek" gibi bir kavram şimdi olmadığı gibi gelecektede olmayacaktır. X geni böyle bir korku taşımamaktadır. Kadının iktidarı kadını yapısı gereği eşitlikçi ve insancıl olacaktır. Bunun en büyük ispatı 1900 lerin başından beri açıkça tanımlanmış olmasına, örgütlü eylemler yapmasına rağmen silahlı, yıkıcı hiç bir feminist eylem görülmemesidir. Kadınlar, haklarını elde etme çabasında herzaman demokratik yolları kullanmıştır.

    Not: Sayın izmirli hala sigaraya dokunmak bile aklımdan geçmedi.
    Bravo size.Neden fantastik romanlar yazmıyorsunuz?Ya da daha iyisi bilim kurgu.

+ Konuyu Yanıtla
4 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

kadınlar ne ister nike reklamı

Forum

Benzer Konular :

  1. Kadınlar ve kariyer
    1. Denge kadını: Hedef çok belirgindir: Zevk alacakları bir meslek sahibi olmak ama bu arada mutlu aile yaşantısından da vazgeçmemek isterler. Bu...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: İnsan Kaynakları
    Yanıt: 6
    Son İleti: 14-09-2008, 22:36:29
  2. Kuşum Aydın nereye koşuyor?
    "Gelinim Olur Musun programının Dedi-Kodu Bölümünü sunarak hemen her gün boy gösteren (Kuşum) Aydın sergilediği yenilikçi ve bir o kadar da ileri...
    Yazan: apel Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 23
    Son İleti: 28-07-2008, 17:47:41
  3. Kadınlar
    KADINLAR Bu gün cumartesi .Tembellik yapmak istiyorum .Elimde televizyonun kumandası oradan oraya zaplıyorum .Eşimin vurdulu kırdılı...
    Yazan: rita Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 02-02-2008, 19:11:58
  4. Bazı Kadınlar
    Bazı kadınlar yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de... O kadınlara yalnızca yakın...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 10
    Son İleti: 30-08-2006, 15:55:49
  5. Tanrı ve Kadınlar
    Tanri dağlari yaratmis, şöyle bir bakip : ´Mukemmel oldu´ demis. Agaci yaratmis, bakmis ve : ´Cok guzel oldu´ demis. Hayvanlari yaratmis : ´Of, super...
    Yazan: abdullah 36 Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 12
    Son İleti: 11-02-2006, 04:28:22

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.