Bu sabah evden işe giderken bir pişkinin daha binanın etrafındaki ortak alanı işgal ederek dükkanının mobilya sergi alanı yaptığını gördüm. O kadar cesur ve pişkin ki, bir de üstüne branda çekilecek biçimde tesisat ta kurdurmuş.

Başka bir dükkan da geçiş yoluna, apartmanın 1. katındaki çıkmanın altına tuvalet inşa etmiş. Başka biri önündeki otoparkın önüne duba koyarak kendine özgülemiş.
Bu gidişle bütün apartmanların dört yanı el değiştirecek bir süre sonra.
İşgal edilen yerler binaların kısmen ortak alanı ve aynı zamanda bu ilçede yaşayan herkesçe kullanılan geçiş alanlarıdır.

Bir çok dükkan, kebapçı, mobilyacı, çorbacı geçişleri tamamen kapatmıştır.

Ve ilginçtir, aynı belediyenin zabıtalarının birinin 101 çalışanı ile konuşmasına kulak misafiri oldum bugün.
Kaldırıma bırakılan 1 palet deterjanı işaret ederek:
-Bunu buradan kaldırın, 500 lira ceza yazarım.
Bu konuşmasından ilgili Kanunu bildiğini açıkça anlıyoruz.

İçimden epey güldüm... Oysa ben bu ilçede korkunç şeyler gördüğümü yüzüne çarpmak isterdim.
Nerede ise bütün bina altlarındaki dükkanlar ortak alanları işgal etmiş dükkanlara katmıştır.
Bununla kalmayıp daha inşaat aşmasında sığınaklar dükkana katılmıştır. (1 tane de ben yıktırdım mahkeme ile)
2013, 1 Haziran tarihinden önce yapılan Kapıcı Dairelerinin nerede ise tamamı belediyedeki bir ekip tarafından ilgili belgelerden silinerek dairelere katılmış, inşaatçı oldukça karlı bir iş yapmış, ilgili personel de bir şekilde beslenmiştir. Bu tarihten sonra iktidar kanunla vatandaşın kapıcı dairesini alıp, inşaatçıya hediye etmiştir.

Yeni ruhsatlı binalar sokaklara tecavüzlü inşa edilmiş, dükkanların klimaları sokaklara monte edilmiştir. Bazı inşaatçılara ilginç bir şekilde özel imar verilmiştir.

Bu konular bilmeyeni rahatsız etmiyor elbette. Bu işgaller nerede ise kanuna uygun halde sanılmaktadır. Alışkanlıktan!
Oysa bu işlemlerin tamamı kanunlara aykırıdır. Vatandaş böyle bir itme yapmadığı için belediyeye de dilediği kimseleri millet malından kayırma,
işgalcilere de bundan kar sağlama ortamı oluşmuştur.

Bu durum gerçekten de kokuşmuş ve iğrenç bir durumdur. Utanmaksızın sokağı çalmak, çalınmasına göz yummak büyük bir ayıptır. Şehri kirletmek, estetiğini bozmaktır. İmar kanunlarına da aykırıdır. Devletin kanunlarını uygulayamaması ise çok daha korkunç bir ayıptır.

Belediyeler, mülki amirler görevlerini yapmamaktadır. Ve bu nedenle her gün onlarca vatandaş bu çirkin işgal kahramanları ile kavga etmektedir. Birbirlerini ölümle tehdit etmektedirler. Park edilen araçlara zarar dahi vermektedirler.
Hatta ara ara büyük belalar da çıkmaktadır.

Burada yerel yönetimin, kanunları tatbik etmeyenlerin, daha baştan bu alanlara sahip çıkmayanların büyük kabahati vardır.

Şehirde yaşamak uyanıklığı değil başkalarının haklarına saygı göstermeyi, haddini bilmeyi de gerektirir.

Ne yazık ki hakkından fazlasını hile ve uyanıklık ile elde edenler haklarına sahip çıkmayanlardan daha cesur hale gelmiştir.
Hak sahipleri, haklarına sahip çıkmayarak bu alanda bir bataklık ve ondan beslenen bir güruh üretmiştir.

İşgalciliğe alışmış varlıkları eylemlerinden vazgeçirmek oldukça zor olacaktır.

Bu nedenle çok önemli bir bilgi aktarmalıyım.

Altında dükkan olan, ne dükkanı olursa olsun hiç fark etmez, hiç bir daireye talip olmaya heveslenmeyiniz. Aldığınız evin yanında her an başınıza bir de bela alabilirsiniz. Altı dükkan olan ev değerli değildir. Baş belasıdır.

Tabi çoğunluğu akraba olan bir aparmana da ne kiracı ne de ev sahibi olarak girmenizi tavsiye etmem. )

Uyanıkların nadirleştiği, haklara saygının çok olduğu, kanunların herkese eşit uygulandığı bir ülkede yaşamamız dileği ile.