Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü Prof.Dr. Muammer Kaya, kadın ve erkeklerin kanseri önlemek için yapması gereken 8 uyarıyı dikkate almaları gerektiğini söyledi.
TEKAM Müdürü Prof.Dr. Muammer Kaya yaptığı yazı açıklamada kadınlar ile erkeklerin kanser hastalığına yakalanmamaları için uyması gereken kurallar olduğunu belirtti. Prof.Dr. Kaya kadınlar ve erkeklerin uymaları gerekenleri şöyle sıraladı:
KADINLARIN UYACAKLARI 8 MADDE:
1) Sigara içme ve/veya duman altı olma. (Akciğer, lösemi ve diğer kanserlerin en önemli nedenlerinden biri sigaradır ve bu yüzyıl 1 milyar kişiden fazlası tütünden ölmüştür.)
2) Emin seks yap ve ilişkide bulunduğun kişi sayısını sınırla (AiDS ve rahim kanserleri riski bu şekilde azalabilir.)
3) Düzenli pap smear (rahim kanser) testi yaptır. (Rahim kanser riski azalır.)
4) Alkol kullanma (Alkol kullanan kadınlarda kanser daha fazla gelişmektedir, Günde 2-5 kadeh içki alan kadınlar 1.5 kat hiç içmeyen kadınlara oranla kanser riskine sahiptir.)
5) Hareket et (Günde en az 30 dakika ve haftada en az 5 gün egzersiz yap).
6) Hassas bir diet yap (Düşük hayvansal yağlı, meyve ve sebzesi çok diet yapma riski azaltır. Meyve ve sebzeler antioksidantlar nedeniyle bir çok kanser riskini azaltır. Yağlar obezite yapar bu da kansere davetiye çıkarabilir. Sağlıklı kilonuzu muhafaza ediniz.)
7) Güneş ışınlarından korun (Dış ortamda çalışan kadınlar mutlaka güneş gözlüğü kullanmalıdır. Çok sıcak saatlerde dışarıda dolaşmayınız. Aşırı güneşlenme ve bronzlaşmadan kaçınınız. Her yıl bir milyon kişi cilt kanserine yakalanmaktadır.)
8) Ailenin kanser tarihçesini bil (Risk faktörünü belirle, bazı kanser türleri kalıtsal olabilmektedir. Doktorunu uyar buna göre testler yaptır. Özellikle meme, kolon, yumurtalık kanserlerini ailenizde kontrol ediniz.)
ERKEKLERİN UYACAKLARI 8 MADDE:
1) Sigara-alkol içme ve duman altı olma. (Akciğer, lösemi ve diğer kanserlerin en önemli nedenlerinden biri sigaradır ve bu yüzyıl 1 milyar kişiden fazlası tütünden ölmüştür.)
2) Emin seks yap (AIDS, penis ve anal kanserler korunmasız seksten kaynaklanır.)
3) Prostat sağlığına dikkat et (Prostat kanserinden korunmak için 1 dakikalık inceleme yeterli.)
4) Spor salonlarına git (Düzenli eksersiz birçok kanseri önleyebilir.)
5) Hassas bir diet yap (Düşük hayvansal yağlı, meyve ve sebzesi çok diet yapma riski azaltır. Meyve ve sebzeler antioksidantlar nedeniyle birçok kanser riskini azaltır.)
6) Güneş ışınlarından korun (Dış ortamda çalışan erkekler mutlaka güneş gözlüğü kullanmalıdır. Her yıl bir milyon kişi cilt kanserine yakalanmaktadır.)
7) Testislerini her ay kendin kontrol et (Kendi kendine inceleme yaparak riski azalt.)
8) Ailenin kanser tarihçesini bil (Risk faktörünü belirle, bazı kanser türleri (göğüs, kolon vs) kalıtsal olabilmektedir. Doktorunu uyar buna göre testler yaptır.)
Kırmızı meyve ve sebzelerin kabuklarında çok iyi antiosidan vardır.
Oksitler, hücrelerin görev bilincini (kanserle savaşmayı da) engelleyebilir.
Antioksidan içeren ürünler kanserle savaşabilir.
Her yıl 3 bin çocuğa kanser tanısı konmasına karşın, cerrahi-kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları sonrasında çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 60-70'i tamamen iyileşiyor.
Uzmanlar, istatistiklere göre gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden birinin çocukluk çağı kanseri sağ kalım oranına sahip olduğunu belirtmesine karşın, çocukluk çağı kanserlerinde erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığından, çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve bunların görülmesi halinde vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rejin Kebudi AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başlarında yer aldığını söyledi.
Erişkinlerde, sigara, sağlıksız diyet ve enfeksiyonların her yıl yaklaşık 4 milyon kanser vakasından sorumlu faktörler olduğunu belirten Kebudi, bunların çoğunun basit önlemlerle engellenebildiğini ifade etti.
Kebudi, sigara kullanımından ve maruziyetinden kaçınılması ile başta akciğer olmak üzere gırtlak ve birçok kanser türünün önlenebildiğini dile getirdi. Ultraviole ışınlarından korunmanın cilt kanserlerinden korunmada etkili olduğunu vurgulayan Kebudi, bol lifli gıdalar, meyve ve sebze ile sağlıklı beslenmenin başta bağırsak olmak üzere birçok kanserin oluşmasında engelleyici rol oynadığına dikkati çekti. Kebudi, egzersiz ve aşırı kilo almamanın da bazı kanserlerin gelişimini önlemede rol oynadığının saptandığını ifade ederek, “Erişkinlerde tarama testleri (kolon kanserine karşı tarama, kadınlarda meme taraması, vaginal smear, erkeklerde PSA), erken tanı ve yüksek tedavi şansını sağlamaktadır” dedi.
Çocukluk çağı kanserlerinde ise erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığını vurgulayan Kebudi, çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve erken tanının çok önemli olduğunu söyledi.
“ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNİN YÜZDE 60-70'İ İYİLEŞEBİLİYOR”
Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-4'ünü oluşturduğunu, yıllık görülme sıklığının milyonda 120 olduğunu belirtti.
“Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin 500-3 bin çocuğa kanser tanısı konduğunu” anlatan Kebudi, çocuklarda görülen kanserler tipleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun süreli sağkalım açısından erişkin kanserlerinden farklılıklar gösterdiğini anlattı. Çocukluk çağı kanserlerinin, doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebildiğini, ancak genellikle ilk 5 yaşta görüldüğünü ve hızlı geliştiğini belirtti.
Kebudi, kemik tümörleri gibi bazı kanserlerin 10-15 yaşlarında daha sık görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi: “Kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sonucunda, günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 60-70'i tamamen iyileşebiliyor.
Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvuruyor. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranı daha yüksek. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi önem taşıyor.”
“ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERİNİN YÜZDE 30'UNDAN LÖSEMİ SORUMLU”
Kebudi'nin verdiği bilgiye göre, çocukluk çağı kanserlerin yüzde 30'unu lösemiler (kan kanserleri), kalan yüzde 70'ini solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturuyor.
Çocukluk çağında görülen kanserlerin sıklık sırasına göre dağılımı şöyle: “Lösemiler yüzde 30, Santral sinir sistemi tümörleri (Beyin tümörleri) yüzde 19, lenfomalar (Lenf bezesinden kaynaklanan kanserler) yüzde 13, nöroblastom (İlkel sinir hücrelerinden köken alan kanserler) yüzde 8, yumuşak doku sarkomları yüzde 7, Wilms's tümörü (Çocukluk çağında en sık rastlanan böbrek tümörü) yüzde 6, kemik tümörleri yüzde 5, göz-germ hücreli-karaciğer ve diğer tümörler yüzde 12. Süt çocuklarında (1 yaş altı) ise nöroblastom en sık görülen habis tümörü.”
“DOWN SENDROMLU BEBEKLERDE LÖSEMİ RİSKİ ARTIYOR”
Çocukluk çağı kanserlerinin oluşumunda çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörleri etkili oluyor.
Bunlar arasında bazı kromozom bozukluklar, doğumsal bozukluklar ve hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona maruz kalma, bazı kimyasal maddelere maruz kalma (benzen, ağır metal, tarım ilaçları, petrol ürünleri..), hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol ve ailede kanser olgularının fazla olması (özellikle genç yaşta ve belli tip kanserlerin görülmesi) ilk sıralarda yer alıyor.
Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artış gösteriyor. Örneğin Down sendromlu bebeklerde (Mongolizm) lösemi riski artıyor. Ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatosiste beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski yükseliyor.
Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artıyor. Halk arasında “öpücük hastalığı” olarak bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks kanserinin gelişmesinde rol oynayabiliyor. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabiliyor. Bu nedenle, tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları önem taşıyor. Radyasyona maruziyet tiroid kanserlerinde artışa yol açıyor.
BELİRTİLERE DİKKAT
Çocukluk çağında kanserin erken tanısı için, erişkinlerde kullanılan tarama testleri bulunmuyor. O nedenle çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek ve bunların varlığında vakit kaybetmeden doktora başvurmak hayati önem taşıyor.
En sık rastlanan bulgu ve belirtiler şöyle: “Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluklar, çürükler, burun-dişeti kanamaları, baş ağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme ya da görme bozukluğu, kemik yada eklem ağrıları, enfeksiyon tedavisine rağmen devam eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık ve gözde kayma.” SAĞ KALIM ORANI ARTIYOR
Çocukluk çağı kanserlerinin çoğu tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde ve belirli klinik çalışmalar dahilinde tedavi edilebiliyor.
Cerrahi ve radyoterapiye, kemoterapinin eklenmesiyle çoğu çocukluk çağı kanserlerinde sağ kalım önemli ölçüde artıyor. Günümüzde “kansere yakalanan çocukların yüzde 70'i tamamen iyileşebiliyor.” İstatistiklere göre günümüzde “gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanser sağ kalanı” olarak gösteriliyor. http://www.hurriyet.com.tr/yasasinha...99.asp?gid=245
ABD'de yapılan bir araştırmada, şeker hastası olanların olmayanlara göre bazı kanser türlerine yakalanma riskinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya öncülük eden Atlanta Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi epidemiyolojisti Chaoyang Li, kanser ile şeker hastalığı arasındaki önemli ilişkinin kendileri için sürpriz olmadığını belirterek, özellikle şeker hastası erkeklerde kolon ve pankreas kanseri ile şeker hastası kadınlarda meme kanseri riskinin daha yüksek olduğunu söyledi. Li ve ekibi, araştırmalarında yaklaşık 400 bin yetişkinle telefonda konuştu. Çalışmanın sonucunda şeker hastası her 100 erkekten 16'sının, her 100 kadından 17'sinin kanser olduğu belirlendi. Bilim adamları, şeker hastası olmayan kişilerde bu oranın erkeklerde yüzde 7, kadınlarda ise yüzde 10 olduğuna dikkati çekti.
Li, Reuterse yaptığı açıklamada, başka araştırmaların da şeker hastalığıyla kanser arasında bağlantı olduğunu ortaya çıkardığını ifade ederek, şeker hastası olmayanlarla karşılaştırıldığında şeker hastası olan erkeklerin kolon, pankreas, rektum, mesane, böbrek ve prostat kanseri, şeker hastası olan kadınların ise meme, kan kanseri ve rahim kanserinin bir türüne yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu vurguladı. Araştırmada, şeker hastası erkekler için en büyük riskin pankreas kanseri olduğu, 10 bin şeker hastasından 16'sının bu kanser türüne yakalandığı, bu oranın şeker hastası olmayanlarda ise sadece 10 binde 2 olduğu kaydedildi. Kadınlar için en büyük riskin ise kan kanseri olduğu, şeker hastası olmayan 1000 kadından biri lösemi olurken, bu oranın şeker hastası kadınlarda 1000 kişide 3'e çıktığı belirtildi. http://www.yeniasir.com.tr/DisHaberl...ri-daha-yuksek
Türk kahvesine göre daha yumuşak bir tada sahip olan menengiç kahvesinin, antioksidan ve fenolik bileşenleri sayesinde vücudu kansere ve yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye sahip olduğu bildirildi.
HRÜ-Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin batı, güney ve güneydoğu kesimlerinde daha çok dağlık ve kırsal alanlarda doğal olarak yetişen menengiç (Çitlenbik) meyvesinin, yabani fıstık olarak da adlandırıldığını söyledi.
Hasadın ardından yıkanıp, güneşte kurumaya bırakılan meyvelerin, koyu kahverengiye dönene kadar kavrulup, macun kıvamına gelince ezilmesiyle elde edilen menengiç kahvesinin sütlü olarak da hazırlanabildiğini anlatan Hayoğlu, şunları kaydetti:
“Menengiç meyvesinin bileşiminde E ve B grubu vitaminler ile sodyum, potasyum, fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum, çinko, bakır, mangan, selenyum, kadminyum gibi önemli mineral ve elementler bulunuyor. Aynı zamanda protein, yağ, besinsel lif, doymamış yağ asitleri ve mineral maddeler açısından da son derece faydalı bir bitkidir.”
Çerez ve şekerleme endüstrisinde de kullanılan menengiçin halk arasında egzema, astım, ishal, sarılık, mide ağrısı gibi sağlık sorunlarının tedavisinde de kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Hayoğlu, “Ayrıca bu bitki sabun sanayinde özellikle de bıttım sabunu yapımında kullanılmaktadır. Günümüzde en yaygın şekliyle kahve olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğal ve çok sağlıklı bir ürün olan menengiç kahvesi; vücudu yaşlanmaya karşı koruyan antioksidan ve fenolik bileşenleri sayesinde kansere ve yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye sahiptir” diye konuştu. http://www.hurriyet.com.tr/yasasinha...74.asp?gid=245
Kiloyu koruyor, psikolojiyi düzenliyor, kalp ve akciğer sağlığını olumlu etkiliyor, prostat kanseri riskini azaltarak erkek sağlığına büyük katkı sağlıyor. Uzmanlar, ´haftada en az 3 saat hızlı tempoyla yürüyün´ diyor.
Prostat kanseri günümüzde erkeklerde en sık görülen kanser türü. ABD´de yapılan bilimsel araştırmalara göre; 2010 yılında prostat kanserli hasta sayısı 2.2 milyon ve her yıl yaklaşık olarak 217.000 yeni hasta bu gruba ekleniyor.
Yoğun tarama programları sayesinde hastalarda erken teşhis ile 5 yıllık yaşama şansının yüzde 100´e yakın olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Acar, prostat kanseri ile yürüyüş arasındaki bağlantı hakkında şu bilgileri veriyor:
"Yine de ABD´de erkeklerde kanserden ölümler arasında prostat kanseri, akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor. Kaliforniya Üniversitesi´nden bir grup bilim adamı 2705 hasta üzerinde yaptıkları ve bu yılın Şubat ayı içerisinde yayınladıkları ilk çalışmalarında, prostat kanserine yakalanan erkeklerin yüksek tempolu aktivitelerde bulunması halinde kanserden ölüm risklerinin yüzde 61 oranında azaldığını tespit etti. Bu oranı yakalamak için hastaların haftada en az 3 saat tempolu fiziksel aktivite yapması gerektiği belirtildi. Bu grupta herhangi bir nedenden dolayı ölüm riski de yüzde 49 oranında azalıyor. Ölüm riski en düşük olan hastaların ise prostat kanseri tanısı konmasının öncesinde ve sonrasında tempolu fiziksel aktivitelerde bulunanlar olduğunu belirledi.
Aynı bilim adamlarının 1455 prostat kanserli hasta üzerinde yaptıkları ve Haziran ayında yayınladıkları bir diğer çalışmada ise; fiziksel aktivitenin prostat kanserinin ilerlemesini de azalttığı belirlendi. Bu çalışmaya göre haftada 3 saatten fazla hızlı tempolu yürüyüş yapan hastalarda kanserin ilerleme olasılığı yüzde 57 oranında azalıyor. Buradaki problemin, genelde tanı konan hastaların depresyon, yaşlılık veya ağrı nedeniyle fiziksel aktiviteyi kesmeleri olduğu belirtiliyor. Oysa çalışmanın sonucuna göre yavaş tempolu yürüyüş bile hızlı tempolu yürüyüş kadar etkili değil. Bu yüzden uzmanlar tanı sonrasında hastaların mutlaka düzenli olarak bu aktiviteyi yapması gerektiğini savunuyorlar.
YÜRÜYÜŞ KANSER HÜCRELERİNİ ÖLDÜRÜR
Tempolu fiziksel aktivite; insülin, büyüme faktörü ve bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevlerini kontrol eden bir kimyasal olan sitokinin vücuttaki miktarını azaltır. Bu maddeler prostat kanseri hücrelerinin çoğalmaları için gereklidir. Bu maddelerin vücuttaki miktarı azaldıkça prostat kanseri hücrelerindeki artışın önüne geçilir, kanser hücresi ölümleri artar. Aynı maddelerin artışı şeker hastalığı ve kalp hastalığı gibi durumlarda da risk faktörü olduğu için, bunlara bağlı ölümlerde de azalmalar görülür.
TANI KONSA BİLE YÜRÜMEYE DEVAM EDİN
Sonuç olarak 50 yaş üzerinde olan ve düzenli prostat kontrolleri yapılan erkeklerin haftada 3 saatten fazla hızlı tempolu yürüyüş yapmaları, hayatlarının bir döneminde kendilerine prostat kanseri tanısı konsa bile hem kanserin ilerlemesini hem de kanserden ölme olasılığını azaltmaktadır. Bunun için tanı konduktan sonra da yürüyüşlere devam etmek şarttır." http://www.yenihaber.be/go.php?go=31...last_news&pg=1
Sabahları kahvaltıda meyve suyu içmek güne başlamak için sağlıklı bir yöntem gibi görülebilir. Ancak meyve suyu sanıldığı kadar da masum değil.
Bilim adamları meyve sularının çok fazla şeker içerdiği için bazı kanser türlerine yakalanma riskini artırdığını açıkladı. Avustralyalı araştırmacılar 2200 yetişkinin beslenme alışkanlıklarını inceledi. Ekip daha sonra iki yıl boyunca gönüllülerin hangi hastalıklara yakalandığını gözlemledi.
Araştırma sonucunda elma, Brüksel lahanası, karnıbahar, brokoli yiyenlerde belli tümörlerin gelişimi önlenirken meyve suyu içenlerin daha yüksek bir risk taşıdığı ortaya çıktı.
BAĞIRSAK VE REKTUM KANSERİ RİSKİ
Amerikan Dietetik Derneği´nin dergisinde yayınlanan araştırmaya göre günde üç bardaktan daha fazla meyve suyu içenlerin bağırsak ve rektum kanserine yakalanma olasılığının içmeyenlere göre daha fazla olduğu belirlendi.
Sonuç olarak meyve suyu yüksek oranda şeker içerdiği için bazı tümörlerin oluşumunu tetiklediğine inanılıyor.
Araştırmayı yapan ekipten bilim adamları ayrıca meyvelerde bulunan ve bağırsak kanserini önlemeye yardımcı olan C vitamini, lif gibi antioksidan maddelerin meyve suyunda bulunmadığını belirtti.
GAZLI İÇECEKLERDEN DAHA İYİ
Bu araştırmanın sonuçlarına rağmen bilim adamları insanların meyve suyundan kaçınmamaları gerektiğini söyledi. Yemeklerde ya da gün içerisinde gazlı içecekler tüketmektense meyve suyu tüketmenin daha faydalı olduğu belirtildi.
İngiliz araştırmacılar da kuru meyvelerin ve kuru eriğin de oldukça faydalı olduğunu ve meyve suyunda bulunandan çok daha az miktarda şeker içerdiğini söyledi.
İngiltere´de kanser araştırmaları yapan Nell Barrie, bu araştırma sonuçlarının önemli olduğunu ancak daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyduklarını belirterek farklı meyveler için, farklı kanser türlerinde daha değişik sonuçlar elde edilebileceğini söyledi. Barrie ayrıca; "Bildiğimiz kesin bir şey varsa kırmızı ve işlenmiş et bağırsak kanseri riskini yükseltirken yüksek miktarda lif içeren besinler bu riski önlüyor" dedi. http://www.yenihaber.be/go.php?go=31...last_news&pg=1
kanser nedir kanseri önlemek için neler yapmalıyız kısaca
,
kanseri önlemek için ne yapılmalı
,
kanseri onlemek icin ne yapabiliriz
,
kanserionlemek icin neler yapilir madde madde
,
akciğer kanserini engellemek icin ne yapmalı
,
kanser olmamak için neler yapılabilır
,
kanseri onleyebilmek icin ne yapilmali,
rektum kanserini onlemek icin ne yapilmali,
kanser nedir onlemek icin neler yapilir,
kalın bağırsak kanseri onlemek icin neler yapilmalidir,
rektum kanseri onlemek icin ne yapmaliyim,
losemiyi onlemek icin neler yapi,
meme kanserinin önlenmesi için yapılması gerekenler,
kanser hastaligini onlemek,
ilik kanserine yakalanmamak icin na yapmali,
rahim kanseri engellemek icin ne yapilabilir,
kanseri engellemek icin ne yapmaliyiz
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
óñêîğåíèå èíäåêñàöèè
31-10-2024, 23:11:20 in Aile Hukuku