(istisnaların varlığından haberdar olmakla birlikte kendilerine saygıyla...)
evliliğini yürütemeyen bayanlar,ister boşanma davalarını kendileri açmış olsun ister eşi açmış olsun boşanmayı hazmedemektedirler.burada akla gelen ilk soru şudur? hazmedemeyecekse neden dava açsınki? yanıtı basit;ister kendi kusuru ister eşinin kusuru olsun hiçbir kadın eşinden ayrılmayı istemez.dava açmış ise bu ya çilesinin fazlalığından ya ihtirasları sonucu fevri davranıp düşüncesizce karar vermekten ya da toplumuzda eskiden süregelen yuvayı kadın kurtarır inanışından uzaklaşan anne babaların kızlarına ayrılma konusunda verdikleri aşırı desteklerden kaynaklanmaktadır. hangi şartta olursa olsun kadınlar asla ayrılığı hazmedemezler ve bunun sonucunda intikam için en büyük kozu kullanırlar. çocuğun baba ile görüşmesini engellemek onlar için bulunmaz bir fırsattır,çünkü aksini düşünenler olsa da her baba çocuğuna düşkündür. ve bu düşkünlüğü çocuğunu göremediği zamanlarda iyice günyüzüne çıkar. ayrılığı hazmedemeyen anneler çocuğu kullanarak kendilerince kusurlu eşlerinden intikam alırlar. bunu da bir çok nedenle desteklemeye çalışırlar. babası çocuğuma kötü davranıyor,iyi bakamıyor,bilinçsizdir,alkoliktir...vs. ve asla hazmedemediklerini kabullenmezler.oysa ki boşandıktan sonra bile babanın ne yaptığını merak edip,çocuğu sorgulamak, babanın şifrelerini bildiğinden msn adreslerine girmek,telefon kullanım detaylarını incelemek,kredi kartı ekstrelerini incelemek...vs. gibi alışkanlıkları vardır. tüm bunlar boşanmayı hazmedemeyişin göstergeleridir.öyle ki boşanma süreçlerinde akıl almaz iftiralar ileri sürerek tazminat almaya,nafakanın yüksek tutulmasına,malların paylaşımında avantaj sağlamaya ve velayet konusunu (mahkemelerin klasik önyargıları sebebiyle zaten avantajlı oldukları halde) garantiye almaya çalışırlar. maalesef ki bayanların tamamına yakını doğaları sebebiyle bu içgüdüyle hareket ettikleri halde bunu itiraf kabullenmeyi başaramazlar. mantıken düşündüğümüzde benim çocuktan başka hiçbir bağım kalmayan bir insanın ne yaptığını neden merak edeyim ki, neden onun başarısızlıklarıyla sevinip,başına gelen sıkıntılarla avunayım ki? Saygıdeğer bayanlarımız bu gerçekleri kabullenmeyi başardıklarında eminim ki eşleri ne kadar kötü olursa olsun çok şeyin çözüldüğünü görebileceklerdir. lütfen şahsi hırslarınıza,ihtiraslarınıza,intikam duygularınıza masum yavrularınızı alet etmeyin,bunun hesabını mehkemeler sormuyor,çoğunlukla babalar soramıyor ancak günün birinde çocuklarımız mutlaka soracaklardır. sevgiyle kalınız...
(istisnaların varlığından haberdar olmakla birlikte kendilerine saygıyla...)
evliliğini yürütemeyen bayanlar,ister boşanma davalarını kendileri açmış olsun ister eşi açmış olsun boşanmayı hazmedemektedirler.burada akla gelen ilk soru şudur? hazmedemeyecekse neden dava açsınki? yanıtı basit;ister kendi kusuru ister eşinin kusuru olsun hiçbir kadın eşinden ayrılmayı istemez.dava açmış ise bu ya çilesinin fazlalığından ya ihtirasları sonucu fevri davranıp düşüncesizce karar vermekten ya da toplumuzda eskiden süregelen yuvayı kadın kurtarır inanışından uzaklaşan anne babaların kızlarına ayrılma konusunda verdikleri aşırı desteklerden kaynaklanmaktadır. hangi şartta olursa olsun kadınlar asla ayrılığı hazmedemezler ve bunun sonucunda intikam için en büyük kozu kullanırlar. çocuğun baba ile görüşmesini engellemek onlar için bulunmaz bir fırsattır,çünkü aksini düşünenler olsa da her baba çocuğuna düşkündür. ve bu düşkünlüğü çocuğunu göremediği zamanlarda iyice günyüzüne çıkar. ayrılığı hazmedemeyen anneler çocuğu kullanarak kendilerince kusurlu eşlerinden intikam alırlar. bunu da bir çok nedenle desteklemeye çalışırlar. babası çocuğuma kötü davranıyor,iyi bakamıyor,bilinçsizdir,alkoliktir...vs. ve asla hazmedemediklerini kabullenmezler.oysa ki boşandıktan sonra bile babanın ne yaptığını merak edip,çocuğu sorgulamak, babanın şifrelerini bildiğinden msn adreslerine girmek,telefon kullanım detaylarını incelemek,kredi kartı ekstrelerini incelemek...vs. gibi alışkanlıkları vardır. tüm bunlar boşanmayı hazmedemeyişin göstergeleridir.öyle ki boşanma süreçlerinde akıl almaz iftiralar ileri sürerek tazminat almaya,nafakanın yüksek tutulmasına,malların paylaşımında avantaj sağlamaya ve velayet konusunu (mahkemelerin klasik önyargıları sebebiyle zaten avantajlı oldukları halde) garantiye almaya çalışırlar. maalesef ki bayanların tamamına yakını doğaları sebebiyle bu içgüdüyle hareket ettikleri halde bunu kabullenmeyi başaramazlar. mantıken düşündüğümüzde benim çocuktan başka hiçbir bağım kalmayan bir insanın ne yaptığını neden merak edeyim ki, neden onun başarısızlıklarıyla sevinip,başına gelen sıkıntılarla avunayım ki? Saygıdeğer bayanlarımız bu gerçekleri kabullenmeyi başardıklarında eminim ki eşleri ne kadar kötü olursa olsun çok şeyin çözüldüğünü görebileceklerdir. lütfen şahsi hırslarınıza,ihtiraslarınıza,intikam duygularınıza masum yavrularınızı alet etmeyin,bunun hesabını mehkemeler sormuyor,çoğunlukla babalar soramıyor ancak günün birinde çocuklarımız mutlaka soracaklardır. sevgiyle kalınız...
(istisnaların varlığından haberdar olmakla birlikte kendilerine saygıyla...)
evliliğini yürütemeyen bayanlar,ister boşanma davalarını kendileri açmış olsun ister eşi açmış olsun boşanmayı hazmedemektedirler.burada akla gelen ilk soru şudur? hazmedemeyecekse neden dava açsınki? yanıtı basit;ister kendi kusuru ister eşinin kusuru olsun hiçbir kadın eşinden ayrılmayı istemez.dava açmış ise bu ya çilesinin fazlalığından ya ihtirasları sonucu fevri davranıp düşüncesizce karar vermekten ya da toplumuzda eskiden süregelen yuvayı kadın kurtarır inanışından uzaklaşan anne babaların kızlarına ayrılma konusunda verdikleri aşırı desteklerden kaynaklanmaktadır. hangi şartta olursa olsun kadınlar asla ayrılığı hazmedemezler ve bunun sonucunda intikam için en büyük kozu kullanırlar. çocuğun baba ile görüşmesini engellemek onlar için bulunmaz bir fırsattır,çünkü aksini düşünenler olsa da her baba çocuğuna düşkündür. ve bu düşkünlüğü çocuğunu göremediği zamanlarda iyice günyüzüne çıkar. ayrılığı hazmedemeyen anneler çocuğu kullanarak kendilerince kusurlu eşlerinden intikam alırlar. bunu da bir çok nedenle desteklemeye çalışırlar. babası çocuğuma kötü davranıyor,iyi bakamıyor,bilinçsizdir,alkoliktir...vs. ve asla hazmedemediklerini kabullenmezler.oysa ki boşandıktan sonra bile babanın ne yaptığını merak edip,çocuğu sorgulamak, babanın şifrelerini bildiğinden msn adreslerine girmek,telefon kullanım detaylarını incelemek,kredi kartı ekstrelerini incelemek...vs. gibi alışkanlıkları vardır. tüm bunlar boşanmayı hazmedemeyişin göstergeleridir.öyle ki boşanma süreçlerinde akıl almaz iftiralar ileri sürerek tazminat almaya,nafakanın yüksek tutulmasına,malların paylaşımında avantaj sağlamaya ve velayet konusunu (mahkemelerin klasik önyargıları sebebiyle zaten avantajlı oldukları halde) garantiye almaya çalışırlar. maalesef ki bayanların tamamına yakını doğaları sebebiyle bu içgüdüyle hareket ettikleri halde bunu kabullenmeyi başaramazlar. mantıken düşündüğümüzde benim çocuktan başka hiçbir bağım kalmayan bir insanın ne yaptığını neden merak edeyim ki, neden onun başarısızlıklarıyla sevinip,başına gelen sıkıntılarla avunayım ki? Saygıdeğer bayanlarımız bu gerçekleri kabullenmeyi başardıklarında eminim ki eşleri ne kadar kötü olursa olsun çok şeyin çözüldüğünü görebileceklerdir. lütfen şahsi hırslarınıza,ihtiraslarınıza,intikam duygularınıza masum yavrularınızı alet etmeyin,bunun hesabını mehkemeler sormuyor,çoğunlukla babalar soramıyor ancak günün birinde çocuklarımız mutlaka soracaklardır. sevgiyle kalınız...
(istisnaların varlığından haberdar olmakla birlikte kendilerine saygıyla...)
evliliğini yürütemeyen bayanlar,ister boşanma davalarını kendileri açmış olsun ister eşi açmış olsun boşanmayı hazmedemektedirler.burada akla gelen ilk soru şudur? hazmedemeyecekse neden dava açsınki? yanıtı basit;ister kendi kusuru ister eşinin kusuru olsun hiçbir kadın eşinden ayrılmayı istemez.dava açmış ise bu ya çilesinin fazlalığından ya ihtirasları sonucu fevri davranıp düşüncesizce karar vermekten ya da toplumuzda eskiden süregelen yuvayı kadın kurtarır inanışından uzaklaşan anne babaların kızlarına ayrılma konusunda verdikleri aşırı desteklerden kaynaklanmaktadır. hangi şartta olursa olsun kadınlar asla ayrılığı hazmedemezler ve bunun sonucunda intikam için en büyük kozu kullanırlar. çocuğun baba ile görüşmesini engellemek onlar için bulunmaz bir fırsattır,çünkü aksini düşünenler olsa da her baba çocuğuna düşkündür. ve bu düşkünlüğü çocuğunu göremediği zamanlarda iyice günyüzüne çıkar. ayrılığı hazmedemeyen anneler çocuğu kullanarak kendilerince kusurlu eşlerinden intikam alırlar. bunu da bir çok nedenle desteklemeye çalışırlar. babası çocuğuma kötü davranıyor,iyi bakamıyor,bilinçsizdir,alkoliktir...vs. ve asla hazmedemediklerini kabullenmezler.oysa ki boşandıktan sonra bile babanın ne yaptığını merak edip,çocuğu sorgulamak, babanın şifrelerini bildiğinden msn adreslerine girmek,telefon kullanım detaylarını incelemek,kredi kartı ekstrelerini incelemek...vs. gibi alışkanlıkları vardır. tüm bunlar boşanmayı hazmedemeyişin göstergeleridir.öyle ki boşanma süreçlerinde akıl almaz iftiralar ileri sürerek tazminat almaya,nafakanın yüksek tutulmasına,malların paylaşımında avantaj sağlamaya ve velayet konusunu (mahkemelerin klasik önyargıları sebebiyle zaten avantajlı oldukları halde) garantiye almaya çalışırlar. maalesef ki bayanların tamamına yakını doğaları sebebiyle bu içgüdüyle hareket ettikleri halde bunu itiraf kabullenmeyi başaramazlar. mantıken düşündüğümüzde benim çocuktan başka hiçbir bağım kalmayan bir insanın ne yaptığını neden merak edeyim ki, neden onun başarısızlıklarıyla sevinip,başına gelen sıkıntılarla avunayım ki? Saygıdeğer bayanlarımız bu gerçekleri kabullenmeyi başardıklarında eminim ki eşleri ne kadar kötü olursa olsun çok şeyin çözüldüğünü görebileceklerdir. lütfen şahsi hırslarınıza,ihtiraslarınıza,intikam duygularınıza masum yavrularınızı alet etmeyin,bunun hesabını mehkemeler sormuyor,çoğunlukla babalar soramıyor ancak günün birinde çocuklarımız mutlaka soracaklardır. sevgiyle kalınız...
İstisnalar var dedikten sonra gene genelleme gene genelleme ) Şöyle bir özet cevap vermek istedim;
1- Evliliğini yürütemeyen bayanlar demişsiniz ya; bu tek taraflı birşey midir? Evlilik yürütülemiyorsa burada genellikle iki tarafın da hataları vardır; burada sorumluluğu kadına yükleyerek; evliliğini yürütemeyen bayanlar demeyelim; mutsuz evlilik yaşayanlar, evliliklerinde sorun yaşayanlar diyelim öncelikle. Eğer herhangi bir konuya böyle başlarsak; herhangi bir noktaya varamayız.
2- Hiçbir kadın boşanmayı istemez derken? Kendini aldatan; döven söven ya da bunların hiçbiri yok ama genel bir uyumsuzluk, sonucunda mutsuzluk var; kadının boşanmayı istemesi niye size göre imkansız? Bu kadar ataerkil bakış açısıyla bakmayın; günümüzde bir çok kadın evliliklerindeki kendilerinden ya da karşısındakinden kaynaklanan nedenlerle boşanmayı seçip, hayatına mutlu mesut devam edebiliyor.
3- Çocuğu intikam için kullanmak.. Bunu yapan her iki cinsten de insan yok mudur? Annesini çocuğuna kötüleyen baba ya da babasını kötülüyen anne? Demek ki buradaki sorun toplumsal bir cinsiyet meselesi değil; genel bir sorun. İnsanların hala tam anlamıyla medeni hayatta kendilerine yer bulamamaları; başka birşey değil.
4- Elbette her çocuk ortada bir neden yokken babasını sever. Bu en normalidir. Ama babasını seven bir çocuk annesini sevmiyor mudur ? Seviyordur elbette; bunda da şaşıracak bir şey yok. O yüzden bu meseleye bu noktadan yaklaşmayın lütfen. Çocuğa anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı gibi bir tavır oluyor çünkü.
5-Daha önce de yazdım; son olarak yazıyorum, her iki cinsiyetten de boşandıktan sonra karşı tarafı rahatsız eden, bir noktada takip eden vs olabilir. Bu sorunlu bir harekettir, ancak bunu kadınlar yapar efendim, zaten hazmedemiyorlar, hazmedemezler demek saçmalık; her iki cinsten de bunları yapan vardır; olacaktır da.
Ancak iş icraate gelince Türkiye'de kimin ezilip, kimin eski eşleri tarafından öldürüldüğü en azından oran olarak ortadadır. Bunun ardından kadınlar böyle böyle yapıyor demek pek de gerçekçi değil.
sayın akcuralı, polemiğe girmek istemiyorum ancak yazdıklarımı dikkatli okumamışsınız sanırım. elbette ki bahsettiklerimi yapan babalar da var. boşanmayı hazmedemeyip eşini öldüren erkekler de var. bu forumda annelerden bahsetmiş olmam açılan konuyla ilişiklidir.
sayın akcuralı, polemiğe girmek istemiyorum ancak yazdıklarımı dikkatli okumamışsınız sanırım. elbette ki bahsettiklerimi yapan babalar da var. boşanmayı hazmedemeyip eşini öldüren erkekler de var. bu forumda annelerden bahsetmiş olmam açılan konuyla ilişiklidir.
Şimdi ;saygıdeğer hanımefendiler , biz muhterem erkeklerin yüzünü görmemek için mi , yoksa ellerinde koz olduğu için mi çocuğu göstermezler.?...her iki durumda var gibi...yaşamadım ama hele icra marifetiyle çocuğu görmek tam bir trajedi olsa gerek.....ben şahsen velayetten sonra yaklaşık 2 ay çocukları hiç aramadım....ta ki onlar beni arayana kadar....çünkü yabancıda değil kendisini doğuran anadaydılar....sonrada velayeti iade etti zaten....
Bence fazla genelleme yapmayın, sıkça yanılırsınız. Boşanmayı genelde kadınlar istediğine göre içine sindirmeme sorununun daha çok erkeklerde göründüğünü söyleyebiliriz. Ama bir de şu var; boşandığı kocasını öldüren kaç kadın var; boşandığı karısını, onun ailesini öldüren, yaralayan kaç tane erkek var?
Boşanma davası eğer taraflar sorunluysa elbette çirkinleşiyor, güzel olan, normal olan bu değil ama böyle. Şimdi siz zaten anlaşamadığınız için boşandığınız biriyle oturup şartlarda anlaşabiliyor musunuz?
Sorun orada; eğer iki taraf anlaşma yanlısı olsa zaten iş çirkinleşmeden biter, herkes çocuğunu sağlıklı bir şekilde görür. Ama işler böyle yürüyor; bence erkekler olarak çok da fazla kendinizi önemsemeyin; siz çocuklarımız için önemlisiniz boşandıktan sonra; bizler ( boşanmış-eski eşler ) için hiç de değil. İstisna her yerde görülüyor, iyi ve kötü anlamda da.
Eşit adalet dediğinizi tanımlar mısınız; mesela onu merak ediyorum; size göre erkeklere de adalet sağlaması nasıl olacak medeni kanunun?
Akcurali genellemeye fazla takmışsın ama genelleme yapamadan da duramamışsın.Yazılarında erkeklerle bir sorunun olduğu belli,konulara kendi tarafından bakma.O söylediğin erkeklerin yaptıklarını tasvip etmiyorum ama onların o aşamaya nasıl geldiğini bir araştır.Mahkemeler de yalanlar,iftiralar,hakeretler,yalancı şahitler istedikleri olmayınca son koz çocuk (babasının evinden getiriyo ya). Anlaşamaya biliriz ama çocuk bizim, benim, senin, onun demiyorum, bizim,çocuğu kullanan erkekte olsa yanlış.Sen icra ile çocuk aldınmı, inşallah almamışındır.İcrasız eli boş dönüp icraya verince kendi çocuğunu gör, bunları mahkemede ispatladığın halde sonuç sıfır.Kadın mahkemede hep bir adım önde, kadın hakları diye diye.Bende soruyorum benim babalık hakkım nerde,eşitlik nerde,yazımda erkeklere özel adalet isteyen yok.
Akcurali genellemeye fazla takmışsın ama genelleme yapamadan da duramamışsın.Yazılarında erkeklerle bir sorunun olduğu belli,konulara kendi tarafından bakma.O söylediğin erkeklerin yaptıklarını tasvip etmiyorum ama onların o aşamaya nasıl geldiğini bir araştır.Mahkemeler de yalanlar,iftiralar,hakeretler,yalancı şahitler istedikleri olmayınca son koz çocuk (babasının evinden getiriyo ya). Anlaşamaya biliriz ama çocuk bizim, benim, senin, onun demiyorum, bizim,çocuğu kullanan erkekte olsa yanlış.Sen icra ile çocuk aldınmı, inşallah almamışındır.İcrasız eli boş dönüp icraya verince kendi çocuğunu gör, bunları mahkemede ispatladığın halde sonuç sıfır.Kadın mahkemede hep bir adım önde, kadın hakları diye diye.Bende soruyorum benim babalık hakkım nerde,eşitlik nerde,yazımda erkeklere özel adalet isteyen yok
Akcurali genellemeye fazla takmışsın ama genelleme yapamadan da duramamışsın.Yazılarında erkeklerle bir sorunun olduğu belli,konulara kendi tarafından bakma.O söylediğin erkeklerin yaptıklarını tasvip etmiyorum ama onların o aşamaya nasıl geldiğini bir araştır.Mahkemeler de yalanlar,iftiralar,hakeretler,yalancı şahitler istedikleri olmayınca son koz çocuk (babasının evinden getiriyo ya). Anlaşamaya biliriz ama çocuk bizim, benim, senin, onun demiyorum, bizim,çocuğu kullanan erkekte olsa yanlış.Sen icra ile çocuk aldınmı, inşallah almamışındır.İcrasız eli boş dönüp icraya verince kendi çocuğunu gör, bunları mahkemede ispatladığın halde sonuç sıfır.Kadın mahkemede hep bir adım önde, kadın hakları diye diye.Bende soruyorum benim babalık hakkım nerde,eşitlik nerde,yazımda erkeklere özel adalet isteyen yok
Akcurali genellemeye fazla takmışsın ama genelleme yapamadan da duramamışsın.Yazılarında erkeklerle bir sorunun olduğu belli,konulara kendi tarafından bakma.O söylediğin erkeklerin yaptıklarını tasvip etmiyorum ama onların o aşamaya nasıl geldiğini bir araştır.Mahkemeler de yalanlar,iftiralar,hakeretler,yalancı şahitler istedikleri olmayınca son koz çocuk (babasının evinden getiriyo ya). Anlaşamaya biliriz ama çocuk bizim, benim, senin, onun demiyorum, bizim,çocuğu kullanan erkekte olsa yanlış.Sen icra ile çocuk aldınmı, inşallah almamışındır.İcrasız eli boş dönüp icraya verince kendi çocuğunu gör, bunları mahkemede ispatladığın halde sonuç sıfır.Kadın mahkemede hep bir adım önde, kadın hakları diye diye.Bende soruyorum benim babalık hakkım nerde,eşitlik nerde,yazımda erkeklere özel adalet isteyen yok
Öncelikle; bana sen diye hitap etmenizi gerektirecek herhangi bir yakınlığımızın, tanışıklığımızın olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden hitabınızda dikkatli olun.
Ben genelleme yapmadım; belli bir istatistikten yola çıkarak bir durumu ortaya koydum; her baba ya da her ayrılan "koca" bunu yapar yapabilir demedim; biraz dikkat edin.
İcra ile çocuk aldım evet; çünkü babası defalarca çocuğumu aldığı halde getirmedi. Buna benzer karşılıklı bir çok kötü öykü var.
Ancak boşandığı eşini öldüren bir çok baba örneği varken; bir çok anne-baba da çocuğunu boşandıktan sonra karşı tarafa sıkıntı vermek için kullanıyor olabilirler. Burada cinsiyetle ilgili bir durum yok. Babalık hakkınızla ilgili adil olmayan bir durum ortada varsa, var diyorsanız elbette bu tartışılabilir; ancak buradaki temel nokta; boşanma kararı sırasında anne babanın çocukla bir daha aynı düzeni sürdüremeyeceklerinin farkında olmaları. Bazı üyeler; Avrupa'daki ortak velayeti örnek göstermişler; elbette böyle bir durum da söz konusu, ancak her durumda da böyle bir karar verilmiyor. Çocuğun stabil bir hayatı, annesini babasını eşit şekilde görebileceği bir düzen ne yazık ki orda da yok.
İyi akşamlar konya Ereğli'de yaşıyorum 3 çocuğum var ve 4 yıl önce eşimden ayrıldım cocuklarimin velayetleri bende ve hiçbir şekilde nafaka almiyorum...
Abinizin aile hekimliği yaptığı hastasına hakaret ettiği iddiasıyla açılan dava, soyut iddia gerekçesiyle kapanmış ancak kadının daha sonra mesajları...
Teknoloji hata yapabilir, ancak platformların yeterli şekilde yanıt vermeye ve hataları düzeltmeye hazır olması önemlidir. Umarım sorununuz başarıyla...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Payımın eksik verilmek istenmesi
18-06-2024, 21:54:13 in Miras Hukuku