+ Konuyu Yanıtla
4 / 12 Sayfa İlkİlk 123456789101112 SonSon
31 den 40´e kadar toplam 112 ileti bulundu.

Konu: "Kağıt parçası"

"Kağıt parçası" Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #31
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Alıntı sdt23 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Geçmişte Yılmaz Özdil'in yazısındaki konuyla ilgili yorum yazdığımda, konuyla ilgisi olmasına rağmen tepki göstermiştiniz.



    Şimdi başlıkla hiç ilgisi olmayan bir konudan bahsedip neden konuyu değiştiriyorsunuz?

    En azından benim yazdıklarım son Yılmaz Özdil yazısı hakkındaydı.
    Sizinkilerin "kağıt parçası" ile ilişkisini kuramadım sayın Sezen...

    Sayın sdt23 Kağıt parçaşını konuşmaktan bunlar gözden kaçıyor Bayraktan
    Niye ratsız olunur ki anlamıyorum Memleketde bilmediğimiz Düşmanlarmı var Her yerde bayrağı görünce rahatsız oluyorlar DÜŞMAN DEYİLLERSE NEDEN
    Şimdiye kadar bayraktan gözü kör olan varmı.



    Hukuki NET Güncel Haber

    "Kağıt parçası" konulu yargıtay kararı ara
    "Kağıt parçası" konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #32
    mkocagul Misafir

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bugün anlaşıldı ki; Albay Dursun Çiçek'e "ihtarlı davet" yapılmamış. Zaman, Star, Taraf gibi gazetelerin "Savcılık, Dursun Çiçek'e ihtarlı davet gönderdi, ifade vermeye gelmezse zorla getirilecek." mastürbasyonu ve dezenformasyonuna ne diyorsunuz?

    Bir de belgenin kurusundan Çiçek'i tutuklayan Savcılığın, belgenin yaşı ellerindeyken aynı yola neden başvurmadığını, yukarıda isimleri anılan bir kısım medyanın, "delilleri 35 kez sildiler, evrakları yaktılar" iddiaları ve isimsiz ihbar sahibinin delilleri karartanları isim isim açıkladığı iddiası sonrasında, bugün ifade vermeye giden askerler neden sanık değil tanık sıfatı ile ifade verip, sonra Adliyeyi terk ettiler dersiniz?

    Pes yani sayın yorumcular...
    Zaten zurnanın zırt dediği yer bu değindiğiniz konular değil mi?
    İsteniyor ki kimse sorgulamasın. Tartışmasın şüphelenmesin.
    Güvenmenin ne anlama geldiğini bilmeyen birilerine güvenmeyi anlatmakta çok zor. Öyle dostlarım vardır ki gözümle görmeden kendinden duymadan inanmam.
    Çünkü herşey her zaman göründüğü gibi değildir.
    Ben hayatım boyunca ne yapacaksam adım ile yaptım.
    Dansöz gibi isimsiz kaypak yollar bana uymadı.
    Her ne halt ise bir sürü adam çıkıyor ama adını veremeyecek kadar sanallar.
    İsimsiz ihbarlar, dayanaksız iddialar.
    Oysa unutulan büyük bir gerçek var.
    Hukukta şüphe daima sanık yararınadır.
    İstenen de zaten bu. Sadece şüphe yaratmak. Güven bunalımlarına yol açmak.
    Bu ülkenin en büyük güvencesi gururu Türk Ordusuna yapılanların başka ne anlamı var.
    Her emelin karşısındaki en büyük engel bu ordu.
    Bu ordu zayıflatılır. Bu kale yıkılır ise her emele ulaşmak daha kolay olacak benim inandığım amaç sadece bu.
    Gerisi sadece hikaye. İki yıldır Ergenekon masalları dinliyoruz. Ortada sadece kocaman bir soru işareti dışında hiçbir şey yok.

  4. #33
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Sayın Gür, Sezen, Kocagül,

    1. Böyle bir belgenin TSK bünyesinde hazırlanamayacağını,
    2. böyle bir belge hazırlamanın bir suç olduğunu

    mu söylüyorsunuz?

    TSK kendi bünyesindeki irticai unsurlarla mücadele edebilir, onları ordudan atar, ama hiç bir TSK mensubu onlara bir de "ahlaksız" yaftası yapıştıracak komplolar kurmaz, kurmayı düşünmez.

    TSK diğer "irticai gruplar" ile birlikte "Fethullahçılar"ı da takip eder, ama hiçbir TSK mensubu onlara ait yerlere silah, Yahudilere, Moon tarikatına vs. ait dokümanlar koyacak komplolar kurmaz, kurmayı düşünmez.

    3. Yoksa "düşman" ile savaşırken herşey mubah mı?
    Bunu açıklığa kavuşturmak önemli.

    Tüm TSK mensuplarının "kağıt parçası"ndaki komplolara karşı olduğunu bilmek inanın pek çok kişinin kendini çok daha güvende hissetmesine neden olacak.

    "Kağıt parçası"nın gerçek olup olmaması değil, "kağıt parçası"nın fikri temelde destek bulup bulmaması asıl önemli olan.

    İki ihtimal düşünelim:
    1. "Kağıt parçası" gerçek değil, ama bu "kağıt parçası"ndaki zihniyette TSK mensupları TSK içinde korunuyor, destek buluyor.
    2. "Kağıt parçası" gerçek, ama bu "kağıt parçası"ndaki zihniyete sahip TSK mensupları TSK'nın büyük tepkisini alıyor.

    Birincisi TSK'ya olan güveni sarsacak, ikincisi TSK'ya olan güveni pekiştirecektir.

    Mesele sadece "kağıt parçası" ve Albay Dursun Çiçek meselesi değildir.
    Mesele bu düşüncelerin ne kadar taban bulup bulmadığıdır.

    Ben mümkün olduğu kadar net konuşmaya çalışıyorum, ama sizlerin söylediklerinde bir netlik göremiyorum.
    Yukarıdaki 3 soruma evet/hayır cevaplarını verdikten sonra birbirimizi daha iyi anlayabiliriz.

  5. #34
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Alıntı sdt23 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın Gür, Sezen, Kocagül,

    1. Böyle bir belgenin TSK bünyesinde hazırlanamayacağını,
    2. böyle bir belge hazırlamanın bir suç olduğunu

    mu söylüyorsunuz?

    TSK kendi bünyesindeki irticai unsurlarla mücadele edebilir, onları ordudan atar, ama hiç bir TSK mensubu onlara bir de "ahlaksız" yaftası yapıştıracak komplolar kurmaz, kurmayı düşünmez.

    TSK diğer "irticai gruplar" ile birlikte "Fethullahçılar"ı da takip eder, ama hiçbir TSK mensubu onlara ait yerlere silah, Yahudilere, Moon tarikatına vs. ait dokümanlar koyacak komplolar kurmaz, kurmayı düşünmez.

    3. Yoksa "düşman" ile savaşırken herşey mubah mı?
    Bunu açıklığa kavuşturmak önemli.

    Tüm TSK mensuplarının "kağıt parçası"ndaki komplolara karşı olduğunu bilmek inanın pek çok kişinin kendini çok daha güvende hissetmesine neden olacak.

    "Kağıt parçası"nın gerçek olup olmaması değil, "kağıt parçası"nın fikri temelde destek bulup bulmaması asıl önemli olan.

    İki ihtimal düşünelim:
    1. "Kağıt parçası" gerçek değil, ama bu "kağıt parçası"ndaki zihniyette TSK mensupları TSK içinde korunuyor, destek buluyor.
    2. "Kağıt parçası" gerçek, ama bu "kağıt parçası"ndaki zihniyete sahip TSK mensupları TSK'nın büyük tepkisini alıyor.

    Birincisi TSK'ya olan güveni sarsacak, ikincisi TSK'ya olan güveni pekiştirecektir.

    Mesele sadece "kağıt parçası" ve Albay Dursun Çiçek meselesi değildir.
    Mesele bu düşüncelerin ne kadar taban bulup bulmadığıdır.

    Ben mümkün olduğu kadar net konuşmaya çalışıyorum, ama sizlerin söylediklerinde bir netlik göremiyorum.
    Yukarıdaki 3 soruma evet/hayır cevaplarını verdikten sonra birbirimizi daha iyi anlayabiliriz.
    Sn. sdt23,

    O sorulara vereceğim yanıtları gayet iyi biliyorsunuz. İstediniz tekrarlayayım.

    Bir Türk vatandaşı olarak, Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerinin ışığında, gerçek demokrasinin yaşandığı, hukuksuzluklara izin verilmeyen bir ülkede, huzur içerisinde yaşamak istiyorum. Hukuksuz davranışlar nereden, hangi Kurumdan gelirse gelsin karşısındayım. Bu hukuksuzluk kaynağı Ordu da olabilir, Hükümet de olabilir, Polis de olabilir, kendisine STK diyen başka yapılarda olabilir. Darbelere, bu darbeleri yaşamış bir vatandaş olarak karşıyım ancak irticaya, şeriata da karşıyım. Bu girizgahtan sonra işin hukuki tarafına bakalım:

    TSK'ya İç Hizmet Kanunu ve İç Hizmet Yönetmeliği ile verilmiş, Cumhuriyeti iç ve dış tehditlere karşı koruma yetkisi var mıdır? VARDIR.

    Gerçekliği yargı kararıyla netleşmemiş, içeriği muallakta olan, varlığı iddia edilen belge; AKP'yi ve Gülen Cemaati'ni hedef almakta mıdır?ALMAKTADIR.

    AKP'nin "laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu" Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edilmiş midir? EDİLMİŞTİR.

    Gülen Cemaati ile ilgili Emniyet kaynaklı istihbarat raporları var mıdır? VARDIR. İç ve dış kaynaklarda ve hatta bizzat kendi kaynaklarında kamuda etkinlik sağlama amaçlı faaliyetler içerisinde olduğu bunda bir ölçüde başarılı olduğu TSK içerisine sızma faaliyetleri konusunda bilgiler var mıdır? VARDIR.

    TSK'nın gerek AKP, gerekse Gülen Cemaati'ni izlemesinden, gerektiğinde raporlar yazmasından daha doğal bir şey olabilir mi? OLAMAZ.

    Doğal olmayan; varolduğu ve TSK tarafından imal edildiği belirtilen belgelerde suç isnat etme amacı ile komplo kurulduğu iddialarıdır. Bu kabul edilebilir mi? Hukukun üstünlüğüne azıcık inanç varsa KABUL EDİLEMEZ.

    Şimdi bu iddialar araştırılacak, deliller toplanacak ve yargı bir karara varacak. Yargı TSK mensuplarını komplo kurmakla mahkum ederse, bu kişiler hakkında gereken cezalar neyse verilecek. Yargı suçsuzluklarına kanaat getirirse bu sefer TSK'ya komplo kuranların gereken en ağır cezaları alması için gerekenler yapılacaktır. Doğal akış bu olmalıdır. Ama bakıyoruz, başta malum cemaatin yayın organları olmak üzere bir kısım medya kararını vermiş, bu medyaya hukuksuz ulaştırılan bilgiler var. Bu yayın organları işi öyle çığırından çıkarmışlar, eleştirinin dozunu öyle kaçırmışlar ki "orduyu yıkıp yeni bir ordu kuralım." diyen bile çıkabiliyor. Bugünkü köşe yazımda, ironi yaparak bu cemaat gazetesi yazarının yazısında geçen ordu-asker kelimelerinin yerine polis kelimesini koydum. Ortaya çıkan yazıdan kendi kendimin bile utandığını itiraf etmeliyim. Kurumlar ülkemizin kurumları, Ordu da, Emniyet de bizim kurumlarımız, onları böyle mesnetsiz, fütursuz ve en önemlisi hukuksuz şekilde eleştirmeye hiç kimsenin hakkı yok.

    Siz de yapmayın...

  6. #35
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Bu konu daha önce de gündeme gelmişti ve gene yazmamaya özen göstermiştim. Nedense bazı gazete ve tvlerde kopan fırtınaya karşın ortada olan pek bir şey yok.

    Bu 'ıslak imza'' çıkmadan evvel bir forumda demişim ki '' Bu RTE nin AKP nin başı ne zaman sıkışsa ya bir dalga geliyor yada bir mektup!! Bakalım bu açılım dağılım rezaletinden sonra 34 kişinin yaşattığı travme sonucu gündem değiştirmek için ne gelecek...'' Adamlar beni bekliyormuş üç gün sonra bu patladı....34 teröristin vatan kahramanı gibi karşılanmaları köy kasaba şehir dolaştırılmaları hukuk cinayeti unutturuldu... Toplumda doğan infial ''ıslak imza'' kurbanı oldu...

    Şimdi tartışma iki olaya dayanıyor. Bir belge iki şimdi ortaya çıkan ıslak imza.

    Fotokopi ortaya çıktığında tutuklanan Albayın bu sefer çağrılmaması bile çok ilginç oda ayrı tabiiki.. Daha ilginci ''gizli bir davanın'' yapılan inceleme sonucunun başbakana bildirilmesi!!! Böyle bir hukuk var mı ? Adli tıp her raporun bir nüshasını RTE ye mi veriyor!! Bu pek hukuki değil yürütme süreci olduğunuda güçlendiriyor ...Kaldı ki zart zurt açıklama yapan adli tıp kurumundan resmi bir açıklama nedense yok daha beteri adli tıp tüm temaüllerin dışında bu incelemeyi yapmış olduğu ve heyetteki üç kişiden ikisinin on gün önce göreve geldikleri ortaya çıkmıştır.

    Şimdi farz edelim ki böyle bir plan yazıldı. Bizzat Dz.Piyade KurmayKıdemli Albay yazdı...Azıcık askeri gözle bakınca bu ne biçim plan deniyor o da ayrı... Bu kadar hatalı bu kadar askeri literatürden uzak bir yazıya plan denemez gerçi ama diyelim ki yazdı... Sayın sdt23 ün bir feto sitesinden verdiği linkte ''plan'' mevcut.... Ne numara var ne bir şey... tek özellik ''gizli'' olması... Kaldıki hiç bir plan ''gizli'' olmaz... özelliğine göre '''çok gizli'' ''kozmik çok gizli'' olur ve her şekilde kontrol numaralı olur... Bunların hiçbirisi yok... Ama bu demek değildir elbette bu yazılmadı...çizilmedi ... ama büyük şüphe yaratır...

    Bu plan kime yazıldı? Bu konuda bir fikri olan var mı? En dandik hizmete özel evrakta bile ''gereği'' ''bilgi'' kısımları olur... Bu evrakta hiçbiri yok... Sanırsın ki adam mektup yazmış zarfın üstüne öyle gidecek... Basına ''fotokopisi'' düşecek kadar bir yazı varsa ortada bunun bir yerlere dağıtılması gerekir. Kaldı ki bu kontrollü evraktır. Yani genel evrak teslimi yetmez. Kişiye özel imza da gerekir... Sanırsınız ki, bu planı taraf gazetesine yazıp gönderdiler...

    Bu uyduruk plan okunduğunda kim nerede nasıl kiminle ne zaman sorularının hiç birisine yanıt vermiyor. Daha çok gazete haberlerinden derleme ve zaman zaman ortaya çıkan suçlamaların toparlanması gibi... Örneğin 2004 yılında pompalı tüfek satışına AKP hükümeti müthiş kolaylık sağlamış ve bunun özellikle dinci kesim tarafından alındığı manşetlere çıkmıştı... SANKİ BU PLAN BİZ BUNLARIN HEPSİNİ YAPTIK AMA ORTAYA ÇIKARSA BİR BOK ATIP KURTULALIM... yazısı gibi...

  7. #36
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Matild Manukyanı anımsar mısınız? Hani şu genel ev patroniçesi..vergi rekortmeni... Anıları yazıldı toplatıldı... Oda bir daha uğraşmadı... Anılarında şu cümleler çok dikkat çekici...

    ''Her baskında ceza alıyor ama durmuyordum..heryerden kız getirtiyor özel şartta hizmet veriyordum.. Sonunda kurtulmak için bana şunu şunu diyorlar rüşvet vermediğim için diyerek yaptıklarımı bir bir anlattım ama yapıyor gibi değil yapmadığım halde suçlanıyor gibi...Ne mi oldu bu günlere geldim... bir kişi bile işlem yapamadı polis denetiminde kadın pazarladım....''


    Planı bir de bu gözle okumakta yarar var... Biz bunları yapıyoruz amma yakalanırsak bir terslik olursa işte bunu TSK yaptı biz temiziz zaten anımsarsınız planları vardı.... diyebilmek için... Sözde planı ilk okuduğumda aklıma gelen buydu... Ve işin garip tarafı hala da değişmedi...

    1984 ten beri bu konuları dikkatlice okurum , neler yapılıp durduğuna bakarım...Zaten sdt23 ün ''referans verdiği site '' de ilk manşet ne ?

    '' NURCULAR VE FETHULLAH GÜLEN
    Nihai hedefe ulaşana kadar, her yöntem ve yol mübahtır. Bunun içine yalan söylemek ve insanları aldatmak da girer. Yeter ki, 'hizmet' kesintiye uğramasın. Hizmet denilen çalışmanın en büyük özelliği, sessiz ve derinden olmasıdır. Bu gizlilikte güçlü oluncaya kadar devam edecektir....''

    Altında da bu plan!! EE manşetini oku sonra planı oku birlikte yorumla !!!


    Şimdi kopan yaygarada anlaşılmayan bir husus var. Hukuki süreç sürdüğünden aslında pek konuşmamak lazım ama birileri hiç susmayınca konuşmak zorunlu oluyor...

    Belgenin aslı niye şimdi ortaya çıktığı manidardır amma bu belgenin içeriğini değiştirmez .... diyorlar ve yaygara buradan kopuyor... Çıktığı zamanı boş ver bunla uğraş deniyor özetle... ''manidar''kısmı da ayıp olmasın diye 'kandırma'' amaçlı... yersen ki ye deniyor... Peki önce manidar kısmını çözsek te sonra soruna baksak !! Yani canımızın ne istediğini bilip ona uygun lokantaya gitsek... Bunların dediği sen gir hele buraya ne yiyeceğine bakarız... Ya canımız kebap çekiyorda bizi balıkçıya soktularsa ??? Amma manidar değil mi!!!

    Bu iş manidar diyen kısımın asıl dediği şu aslında ''böyle bir belge yok'' ... Zaten ilk fotokopi çıktığında da gündem saptırılmıştı şimdi de gündem temelinden saptırılıp halkın AKP ye duyduğu öfke unutturulmaya çalışılıyor... Denen bu ...

    Ama bunu da anlamak işlerine gelmiyor ve çok ilginçtir hukuki sürece her yönden müdahale ediliyor... Hemde arsızca onursuzca... Bunların bazılarının yazılarını burada okumakta aslında beni üzüyor... Şaşkınlık ve hayret içerisinde izliyorum... TSK düşmanlığı inanılmaz boyutlara ulaşmış... Tabiiki bunda TSK ve CHP nin de payı büyük... TSK yı bilmem de CHP CİDDİ hiç bir şey yapmıyor... MHP desen bağırıp duruyor... Onlar büyük vebale imza atmanın şaşkınlığındalar ...

  8. #37
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Aslında ortada çok ciddi bir kargaşa var... Bu demokrasi ve cumhuriyetinin ne demek olduğunu bilmeyenlerin demokrasi ve cumhuriyeti cumhuriyet ve demokrasi düşmanlarıyla birlikte savunması durumudur!!

    29 Ekim protokolunun neredeyse tamamı irticai faileyet odağı olan tiplerden oluşmuş bir ortamda... İrticaya karşı olmak ne mümkün!! Tek seçicili tek listeyle adını seçim diye kandırmalı atamalı sistemi demokrasi sananların topluluğudur AKP Farklı sesi yok eden tutuklayan ezen ceza kesen faşizmin adıdır AKP. Ananıda al git demenin erdem olduğu bir dönemdir bu dönem...

    Tony Blair in kızı okulda sigara içerken yakalanınca okul müdürü okula velilerini çağırtır!! Veli dünya da bile etkili bir yere sahip olan ''10'' numaralı dairede ikamet eden birisidir... Yani İngiltere'nin başbakanıdır... Eşiyle birlikte okula gider ... Müdürden ''ana babalık''dersini alır kızları ellerine tutuşturulur evlerine giderler... Tony ne yapar ...Tüm İngiltere'den özür diler...

    Kız heyecan olsun diye otobüse bilet atmadan biner... yakalanır yaşı 18 den küçüktür... İlgili polis karakolunda ki görevli ailesini çağırtır... Baba kös kös gider... Gidişinde yollar kesilir güvenlik önlemi alınır çünkü O baba Bush tur... ABD nin başkanıdır... Polis memurundan fırçayı yer önüne bakar kızını alır kös kös evine döner... Ne yapar Bush? Amerikan halkından özür diler...

    Kariyeri belli olmayan bir takım çocuklar Altın şirketlerine ortak olur, ilgisiz yaşlarda sigortalı olur, gemicikleri olur, bir medyanın tepesine oturur, inşaat şirketleriyle ortaklıkları olur, hastahaneler hanımının ortaklığıyla yapıır, sütleri mısırları çıkar hemde yolsuzlukla, tasarruflu ampul alınır , güvenlik sağlanır... Kızı için 25-30 bin dolarcık ister .. hiç hesap vermez tersine konuşmak bile yasaktır... Ahanda buda TC şimdiki yönetenlerdir...

    Şimdi bu sonuncuyu demokrasi sanan tiplerin bol olduğu ülkede aslında konuşmak yazmak abesle iştigaldir. Örnekteki ilk iki devletinde en önemli özelliği demokrasisi ve çok güçlü ordularının olmasıdır.... Bizde ise adı demokrasi olan bir sistemde çok güçlü bir ordu vardır... En büyük kurum olan ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün en büyük teminatı olan ordu yıpratıldığı an ortada ciddi bir devlet kalmayacağı aşikardır... Ancak bu ordunun yıpranmamak için herşeyi yapma hakkının olduğunuda göstermez... Ama TBMM si çatısında yer alan partilerden daha demokratik bir ordu da aslında fazladır... Bunun konumuzla ilgisi yoktur... Anlayan anlamıştır...

    Lise yıllarında top oynamak için futbol ayakkabısı alacak parası olmayan bi gencin siyaset sahnesi dışında hiç bir iş yapmamış olmasına rağmen sayılı zenginlerden olmasını direk sorgulayan bunu yargılayan sistemler demokrasi ile yönetilen sistemlerdir. Bağımsız yargıları vardır... Geceliği aylık maaşını geçen otellerde kalan başbakanı ''nereden buldun'' diye sorgulamayan sistem olamaz... İsviçre dışişleri bakanı olan hanımefendi devletin harcama için verdiği kredi kartının kazandırdığı para puanı yanlışlıkla kendi kartı sanarak kullandı diye istifa etmiştir... İşte demokrasi budur... Bir iş adamından kızı için 25- 30 bin dolar isteyen kişi demokrasilerde bir gün bile orada duramaz... Oda ayrıdır... Bizde bu konuşulamaz bile tabudur o da ayrıdır... Yüce divan ne yapar o da apayrıdır...

    İşte bu dinci faşizmi ülkeye getirmek isteyen bir siyasi parti ülke kuruluşunun temeline dinamit koymakta ve aslındda darbe yapmaktadır... Ben silahlı veya silahsız rejime el konulmasına karşıyım... Tekine sivil iktidar diyip susmanın ötekine laf etmenin iki yüzlülükten başka bir şey olmadığı kanısındayım..Bir ülkede yasadışı bir hareket oluyorsa ki buna darbede dahildir bunun sorumlusunun o anki siyasi iktidar olduğunu kabul eden bbirisiyim... Niçin darbe yatırdınız? Niçin bu ortamı yarattınız sorusunun yanıtı demokrasinin oluşması demektir... Yani bir örneklersek 12 Eylülden sonra ''darbeci'' dediğimiz generallerin hesap vermesi kadar buna neden olanlarında açıkça hukuka hesap vermesi gerekir... demokrasi budur... Yoksa seçilmişim diye ortada dolaşan başbakan ülkeyi yangın yerine çevirecek ülke birbirine girecek tarihte görülmemiş bir bölünme yaşanacak bunun sorumlusu olan hükümet hesap vermeyecek olaylar iyice büyüyüp kontrolden çıkınca kardeş kavgasına dönünce ''son güç'' olan ordu top yekün el koyunca suç olacak ...Yok ya... onlarda burada yaşıyor bunuda anlasak ya... Hiç bir aklıbaşında ordu ki buna TSK da dahildir darbe yapma heveslisi değildir. Önce bunu anlayacağız... sonra bu kadar darbeye karşı olan bir ordu neden darbe yapıyor u tartışacağız... 11 Eylül yargılanmadan 12 Eylül yargılanamaz bunu anlayacağız... 12 Eylül kötüydü çok kötüydü... amma 11 Eylülde çok kötüydü... 11 Eylül ün kötülüğünden 12 Eylül kötülüğü ortaya çıktı bunu idrak edeceğiz...

    Hönk hönk konuşup ordunun eri kışlasıdır sivil idareye karışmasın lafınıı ederken sivil idarenin adam gibi demokratik kurallar içinde olmasını sağlayacağız... İngiltere ABD başkan/başbakanı gibi kişilerle demokrasinin olacağını bileceğiz... Sözde demokrasi ye karşı çıkacağız... Asker kışlasından neden çkıyor onu bulacağız... 80 küsür yıllık Cumhuriyetimizde rejim tartışması yapılıyor ve rejim aleyhterarı çok fazla iktidarda duruyorsa bazı şeylere dikkat edeceğiz....

    Ha bunun bu konuyla ne ilgisi var diyorsak ki diyoruzdur bu bir girişti... Devamı yemekten sonra....

  9. #38
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    İşte gelinen nokta malum gazetelerin birinde yazan Profesör Mümtaz Türköne'nin kaleminden
    "Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye'nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu 'kurumsal yapı'ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lazım!

    Nizam-ı Cedid Ordusu

    Mustafa Mutlu yazdı...Tahrikçi senarist yine iş başında!

    http://haber.gazetevatan.com


    Onu, “Apo’ya paşa unvanı verilsin, maaş bağlansın” dediğinde, ciddiye almadık... “Aklınca şaka yapıyor olmalı” deyip geçtik... Ama çok ciddiymiş... Çalıştığı dinci gazetedeki son yazısında “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın emir komuta zinciri içinde hazırlandığını iddia ederek, “Bize Nizam-ı Cedid Ordusu lazım” demiş... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal yapısına son vermeyi önererek, onu “fesat ocağına dönüşen” Yeniçeri Ordusu’na benzetmiş... Yani; tahrik çıtasını epeyce yukarılara çıkarmış: Read more »

  10. #39
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Okay Gönensin
    Sorularla baştan alalım

    “İrtica ile mücadele planı”nın belgesiyle ilgili tartışmalar alıştığımız üzere bir kez daha toza dumana karıştı. Olayın tümüne bakabilmek için baştan alalım ve sorular sorarak ilerleyelim.
    ***

    * Belge ilk kez nasıl ortaya çıktı?
    Ergenekon sanıklarından emekli asker olan bir kişinin iş yerinde yapılan aramada belgenin fotokopisi bulundu.

    * Kim, ne tepki gösterdi?
    Ergenekon davası sanıkları “sahte, polis koydu” dediler ama basın ciddiye aldı. Baykal “eğer doğruysa Genelkurmay Başkanı istifa etmeli” dedi. AKP sert tepki gösterdi. Belgede açıkça sözü edilen Fethullah Gülen cemaati medyası da büyük tepki gösterdi.

    * Soruşturma nasıl ilerledi?
    Hem sivil savcılık hem Genelkurmay Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Belgede imzası bulunan albay belgenin sahte olduğunu söyledi, sivil mahkeme albayı tutukladı, ama aradan bir gün geçmeden üst mahkeme itirazı kabul etti, albay salındı. Askeri Savcılık da ilgili birimde yapılan araştırmalarda bir suç unsuru bulunmadığını açıkladı.

    * Genelkurmay Başkanı ne dedi?
    Yapılan araştırmanın ve soruşturmanın sonucunu açıkladı, elde fotokopisi olan belge için “kâğıt parçası” dedi ve bunun üzerinden Silahlı Kuvvetler’e karşı “asimetrik savaş yürütüldüğünü” söyledi.

    * Belgenin orijinali nasıl ortaya çıktı?
    İki hafta önce, ilk yayından dört buçuk ay sonra İstanbul’a, savcılığa gönderilen bir mektup eşliğinde ortaya çıktı. Mektubu yazan ve ismi bilinmeyen kişi, asker olduğunu söylüyor, Genelkurmay’daki belge temizliği çalışmalarını ayrıntılı şekilde anlatıyor, ayrıca aynı mealde bir başka belge daha gönderiyordu.

    * İhbar eden neden beklemiş?
    Bu sorunun cevabını vermek mümkün değil. Genelkurmay’daki temizlik sırasında orijinal belgeleri ele geçirdiyse, kendisini iyice güvenceye almak için beklediği varsayılabilir.

    * Genelkurmay’ın tepkisi ne oldu?
    Haftalık basını bilgilendirme toplantısı iptal edildi, Orgeneral Başbuğ’un “kâğıt parçası” dediği konuşma Genelkurmay web sitesinden çıkarıldı.

    * Belgenin içeriğinde suç var mı?
    Açıkça suç var. Kamu görevlilerinin siyaset yapması suç olduğu gibi, siyasete yasa dışı yöntemlerle müdahale etmek de herkes için suç.

    * Belge, emir komuta zinciri içinde hazırlanmamış ve onaylanmamış olabilir mi?
    Olabilir. Ama burada açıklanması gereken, belgenin fotokopisinin Ergenekon sanığı emekli subayda bulunmasıdır, çünkü bu durum, Ergenekon sanıklarıyla şu anda muvazzaf üst düzey subayların arasında belli bağlantılar olduğu ihtimalini gösteriyor.

    * Belge yine de düzmece olabilir mi?
    Tabii ki olabilir, ama belgenin gerçek ya da düzmece olduğunu konusunda karar verecek tek yetkili ve uzman kurum Adli Tıp’tır, o da belgenin ve altındaki imzanın gerçek olduğunu savcılığa resmen bildirmiştir.

    ***

    Belge olayının özeti budur, bunun ötesinde kesin bir bilgi de yok. Ama bu aşamada belgeyi küçümsemek mümkün olmadığı gibi bir savaş aracı gibi kullanmak da yanlıştır.

  11. #40
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Ölürken edilen şaadet imanı kurtarmaz... Anlayın artık sayın sdt23.... İkinci grubu ''bey'' olan zavallıdan üst durumdasınız aşağı gitmeyin....

    Okay gönensin sizi kurtarmaz...kurtaramaz... onu yazarak ben bunuda dedim demeyin sakın.... Sizin...

    Neden bu ihbarcı askeri savcılığa belgenin orijinalini teslim edip suç duyurusunda bulunmadı?
    cümleniz her nekadar size ait değilsede gözümün önünde... sakın tarafsızım demeyin çok kötü tarafsınız hemde yanlış taraf... bari dik durun...

    Hadi her ne kadar tanışmasakta en az iki senenin hatrına buradan başlayayım... Neden bu ihbarcı askeri savcılığa gitmedi... Cidden neden ????

    Bu sorunun saklı öğesi ihbarcı askeri savcılığa gitmedi sivil savcıya gitti de gizlidir.... EEE giden var mı? !!! yok demek ki ihbarcı dümbük hiç bir yere gitmemiş.... sadece kendine has dümbelek bir mektup yazmış...

    Şimdi subay olduğu sanılan bu dümbük ihbarcı son satırlarında demiş ki...

    ''Değerli Cumhuriyet Savcılarına güvenim tam olduğu için bu mektubu size yazdım... ihtiyaç duyulduğunda ifade verebilirim.... ''

    Azıcık insanlık onuru taşıtan birisi böyle bir ihbar mektubuna adını soyadını yazar imza atardı... Mektup faili meçhul tıpkı plan gibi...

    Tüm ailesinin erkeklerinin TSK da görev yaptığını belirten bu dingabak subay asla askeri onura yakışmayan bir davranış sergilemiştir... Neden bunu hiç yazmıyorsunuz... Kendini gizleyen adam adam olamaz subay ise hiç olamaz...

    Şimdi bu dingabak böyle dümbük bir mektup yazacağına... İstanbul Beşiktaş a gelse adam gibi sözde planın aslını verip ifadesinide verse ne olurdu ? Olay aydınlanır çözüm ortaya çıkardı.... Amma gene meçhul.... Bu subay korkusundan mı böyle yaptı ? Kimden korktu? Neden Korktu ?...

    Mektuptan anlaşılan ( olmadığına inanıyorum ama...) bu dümbük sözde subay ülkeyi kaosa sürüklemiştir.... İfadesi alınan altı resmi bir sivil sanık değil tanıktır... nedense ifadeleri basına sızdırılmamıştır... Bundan anladığımız (emin değilim ama görülen hep o ) bu kişiler istenilen ifade yerine hadiii lannnn demişlerdir... yoksa bu imza ve olayın doğruluğu konusunda ifade verselerdi inanın ki okurduk... Malum paçavralardan....

    Şimdi onurlu bir subay atlar İstanbul a gelir Beşiktaş a gider savcıyla bizzat görüşerek hem belgeyi hem ifadesini verirdi... Azıcık şeref sahibi bunu yapardı.... eee şeref yoksunluğu ya da böyle birisinin olmaması bu durumu yarattı... Mektuptaki ifadelerden bu kişinin ailesinin erkeklerinini de subay olduğu ve kendisinin de üst rütbeli bir zevat olduğu yönünde... Ama damla onur var mı derseniz yok... İfade vermeye hazır kişinin adı yok !!! iyi mi? Tüm subaylara yazmak lazım bu dingabak sen misin ? Diye... İsimsiz imzasız mektup sadece kafa karıştırır ötesi olmaz... Bu kargaşa çözülmesi için değil... açılım dağıtım saçılım rezaletini örtmek içindir başka bir şey değil...

    Niçin askeri savcılara değilde sivil savcılara gitti ( sivil savcılara da gitmedi sadece ergenekon savcılarına gitti...) Çünkü askeri savcılık bu ergenekon savcılarından çok daha ciddi... Olayın üstüne giden tipler... Ne bulursa dosyaya sokanlardan değil... İşine gelmedi mektubu atanın... Zaten mektup AKP ve ergenekon savcılarını anormal öven .... TSK yı ve askeri savcılığı yeren bir mektup.... Beş sayfa AKP yi ve ergenekon savcılarını öven TSK yı yeren amma imza atmayan bir salak aşağılık yaratık dingabak...

    Şimdi bu mektup ve ekindeki ihbar.... doğruysa bu kişi de hesap vermeli neden bekledi diye... Tartışmanın alevlendiği gün Genel Kurmay Başkanının açıklamasından önce haber neden vermedi !!! Suç delilinin saklanması da suç değil mi? Suç delili denen belgenin doğru yanlış olduğunun başbakana haber verilmesi suç değil mi? Yargıyla yürütmenin ilgisi ne !!!

    Deniz feneri yolsuzluğunda mahkeme kararı varken belgeli kabul olmuşken sır perdesi dururken... Bu davada herşeyin mahkemem öncesi açıklanması ne demek ? İlgili savcılarda rahatsızmış... Bok rahatsız.... her şeyin onların başının altından çıktığı çok açıkken ayıp ayıp... onurlu bir duruşta bulunsunlar ... Tehlikenin farkında mısınız? tek ortada olan dava bu dava!!! EE savcılar hakim olamıyorsa bu duruma alınsınlar görevden .... daha görevlerinin A sını yerine getiremiyorlar... Kaldıki hakşarında yüzlerce şikayet var....

    Kuvvet komutanını bile mahkum etmiş askeri yargıya güvenmeyip haklarında yüzlerce şikayet olan savcılara mektup yazmak güvenilir mi? Açık ihbar varken RTÜK başkanı ve onun başkanına dokunmamak ne biçim yargıdır ? Deniz feneri nedir ? Kızına para isteyen Başbakana ne yapılmıştır ? Yumurta gemicik mısır pırlanta ne olmuştur Laiklik karşıtı odak nereye gitmiştir... Remzi Gür neden hala serbesttir ... Hele birde bunları soralım...
    Konu commodore1tr tarafından (31-10-2009 Saat 23:49:27 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla
4 / 12 Sayfa İlkİlk 123456789101112 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Taha palulu

Forum

Benzer Konular :

  1. "Abart Egzoz" ya da "Performans Egzozu" kullanan ruh hastalarının gürültüsü bıktırdı.
    Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
    Yazan: Hakkarili Arzuhalci Forum: Çevre Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 13-04-2017, 19:12:25
  2. Daire tapusundaki Niteliğin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir?
    Daire tapusundaki Ana Gayrimenkulün Niteliğinin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir? Bağımsız Bölümde ise dairenin niteliği mesken,...
    Yazan: Songull Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-11-2016, 21:31:42
  3. Dilekçede "makam" a "arz" yerine "rica" etmek
    Bir makama gerçek kişi tarafından verilen dilekçenin sonu "arz ederim" yerine makama saygı ve güven duyulmadığından dolayı kasıtlı olarak "rica...
    Yazan: k_karakas34 Forum: Mevzuata İlişkin Soru ve Talepler
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-01-2014, 00:46:21
  4. Taşınmz satış ilanının satıştan en az "bir ay" önce verilmesinde "bir ay"ın anlamı nedir?
    18 Haziranda taşınmaz satışımız var; ancak satış ilanını ancak 18 Mayısta ilan ettirebildim. Basın İlan Kurumunda bir aylık süreye ilişkin kafamı...
    Yazan: Av.Umut Elçiçek Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 25-06-2012, 17:58:06
  5. "YD savunma ara kararı" ile "YD savunmadan sonra" ibareleri arasındaki fark nedir
    Danıştay'da yürütmenin durdurulması istemiyle mülakakat iptali davası açtım..Dava dosyasını sorguladığımda YD istem sonucu için "YD Savunma Ara...
    Yazan: siduri Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 11-12-2010, 00:43:53

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.