Alışveriş ve 155 polis imdat

[Hakkarili Arzuhalci]

Alış veriş taraflar arası yapılan bir sözleşmedir ve bu sözleşmede taraflar sözle veya yazıyla vaad ettiklerini karşılamak zorundadır . Sizin sözleşmeniz antlaşmanız bozulmuştur ve bu tür durumlarda TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ ilgili ilçe kaymakamlığında bulunur genelde. bu durum 680 liraya kadar tüketici hakem heetlerine bundan fazla miktarlarda tüketici mahkemelerine
Esnaf size daha sonra parayı verebileceğini veya malı tedarik edeceğini söylemiş
-Parayı anında geri verebilir çünkü ben 30 dk sonra karttan çektirdiğim parayı geri almıştım.
-Malı vermediği halde verdim demesi zor çünkü o ortamda bulunan herkesi şahit gösterebilirsiniz veya kamera kayıtlarını ve kart silpini tabiki

155 e yapılan tüm telefonlar kayıt altına alınır ve istendiğinde geriye dönük kayıtlar alınabilinir
polisin ticari sözleşmelere müdahele etmesi söz konusu değildir olay adli bir konu değil çünkü

Ancak buradaki durum çok farklı. Sayın esmerman'ın dediği gibi 4077 sayılı Tüketicinin Koruması Hakkındaki Yasa'nın maddeleri burada işletilemez diye düşünüyorum.

Çünkü bu bir kapıdan ya da mesafeli satış değil. Alıcı ve satıcı arasında paranın peşin ödenip malın sonradan teslim edileceğine dair yazılı ya da sözlü olarak da bir sözleşme yok.

Taraflar arasındaki sözlü zımni sözleşmeye göre para ödenecek ve mal anında teslim edilecek. Satıcının parayı alıp (karttan çekip) sonra da bu mal benim depomda yokmuş deyip parayı da iade etmemesi tüketci yasasındaki maddelerden önce bence adli bir vakadır.

[Şenol Eker]

tüketci yasasındaki maddelerden önce bence adli bir vakadır.

İlginiz için teşekkürler.
Şimdi benim burada hakkımı arayabilmem için savcılığa gidip dava açmak dışında şansım kaldı mı? (50 lira için ne davası açılacaksa...)

Benim açımdan bakıldığında ve telefon konuşmalarından anladığım kadarı ile bir taraf "büyük bir mağaza" diğer taraf sıradan bir müşteri olduğu için ben haksız; mağaza da haklı önyargısı ile olaya yaklaşan 155'deki memurun bildirilmiş adli vakaya müdahale etmemesi (ki adli vaka 155 dışında nereye bildirilebilir?) sonucunda mağdur oldum.

Konuyu Bilgi Edinme kanalı ile sordum:
Açıklama:

01/06/2009 günü akşam 18:00-20:00 arasında İzmit'te bir işyerine alışveriş yapmak üzere girdim.
Burada istediğim malı beğendim; parasını ödemem istendi.
Kredi kartım ile ödemesini yaptım ve malı almak için tezgaha gittiğimde mal stoklarında mevcut olmadığı için verilemeyeceğini söylediler.
Malı veremeyeceklerine göre aldıkları ödemeyi iade etmelerini istedim; bunu da yapamayacaklarını söylediler.
Bütün ısrarlarıma rağmen ne satın aldığım malı, ne de ödediğim parayı vermediler.
Konuşma ile çözüm sağlayamayacağımı anladım ve yardım istemek üzere 155 Polis İmdat telefonunu arayarak mal vermek bahanesi ile paramın alındığını ancak ne malımın ne de paramın verilmediğini bildirdim.
Ancak telefona çıkan görevli anlayamadığım bir şekilde tüketici haklarına (Tüketici hakları ile hakem komisyonunu kastettiğini zannediyorum) gitmem gerektiğini söyledi.
Böyle bir durumda elimde tahsilata dair belge olsa da, malın verilmediğine dair bir kanıtım olmadığından Tüketici hakları il hakem komisyonuna gitmemin mümkün olmadığını, olayın basit bir dolandırıcılık olayı olduğunu ve paramın alınıp malın verilmediği hususunun kayıt altına alınabilmesi için polisin tutanak tutması gerektiğini düşündüğümü söyledim.
Görevli de peki o zaman bir görevli gönderiyorum dedi.
Uzun süre beklememe rağmen gelen giden olmadı. Sonra da dükkan sahibi elime eksik içerikli (aksesuarları eksik), Kutusu ve iç ambalajı parçalanmış, uzun süre teşhirde durduğu için yıpranmış ve eskimiş bir ürün vererek dükkanlarını kapattılar ve gittiler.


Sorularım:
1-155 Polis İmdat'taki görevlinin ilgilenmemesi sebebi ile elimde bir kanıt olmadığından meydana gelen kaybımın telafisi için dükkan sahibini suçlamam mümkün
olmadığına göre muhatabım kim olmalıdır?
2-En azından 155 ile yapılan görüşme kayıtlarımın kanıt olarak kullanılabileceğini düşünüyorum; 155'e yapılan aramaların ayaran numara kayıtları ve ses
kayıtları tutulmakta mıdır?

Saygılarımla;
Şenol EKER


Ama aldığım cevap ise bana göre tüyler ürpertici idi:

sayın Şenol EKER
Başkanlığımıza intikal eden ve Başkanlığımız görev alanına giren suçlarla ilgili ihbarlar değerlendirilerek gerekli çalışmalar yapılmakta olup.
Şahısların birebir mağduriyetinde Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat müreacaat etmesi genekmektedir.
Bilgilerinize.
KOM DAİRE BAŞKANLIĞI

İyi de ben hangi delile dayanarak Cumhuriyet Savcılığına gideceğim şimdi?
Elimde sadece bir adet kart slibi ile fatura var.
"Biz malı da verdilk" der iseler vermediklerini ıspat şansım kalmadı ki.

Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat müreacaat(!) etmemin istendiği bu cevabı okuyanlar "yorgunu yokuşa sürmek", "mağduru yıldırarak davasından vazgeçirmek" amacını güttüğünü söyleseler de, "güçlü isen haklısın, güçsüz isen haksızsın" lafına inanmadığım için bunu söyleyenlere inanmadım.

İnanmayayım değil mi?

[Erdoğan Kırcalı]

Sonra da dükkan sahibi elime eksik içerikli (aksesuarları eksik), Kutusu ve iç ambalajı parçalanmış, uzun süre teşhirde durduğu için yıpranmış ve eskimiş bir ürün vererek dükkanlarını kapattılar ve gittiler.

Bu ürünü aldınız, elinizde mi?

[Şenol Eker]

Evet, "KISMEN" Aldım ve elimde.
Ancak polis bu işle ilgilenmediği için MECBUREN almak zorunda kaldım.
Çünkü bunu da almasam zararım daha da çok olacaktı.
Şu anda sadece o malın yenisi ile eskisi arasındaki fark kadar bir zararım söz konusu.
Teşhir ürünleri ambalajında ürünlerden daha değersizdirler. Zaten bunun bilincinde olduklarından teşhirdeki ürünü vermeyi baştan teklif etmediler. Ben "cazgırlık" yapınca son çare olarak bunu yaptılar. Her şeye rağmen teslim edilen ürünün eksik aksesuarları var. Yani tam olarak aldım da sayılmaz.

[Erdoğan Kırcalı]

en başından beri bahsettiğiniz gibi ürün ALMAMIŞ değilsiniz.
Teşhir ürünü de olsa, size verilen bir ürün var,eksik bilgi veriyorsunuz.
Yapabileceğiniz, bahsedildiği gibi hakem heyetine başvurarak hakkınızı aramanızdır.

[Şenol Eker]

Erdoğan Bey;
"ŞU ANDA" haklısınız.
Benim derdim de bu zaten.
"ŞU ANDA" yapabileceğim neredeyse hiçbir şey yok.
Ancak ben 155'i malı aldıktan sonra aramış değilim.
Malı Almadan Önce aradım.
Bütün bu olaylar Malı Almadan Önce vuku buldu.
Polis ilgilenmeyince de en az zarara uğrayacağım yolu seçerek sorunlu malı alma yolunu tercih ettim.
Sorunum şu ki, haklı iken malı almak zorunda kalarak zarara uğradım ve bunun sorumlusunun adli bir vakaya müdahale etmeyen polis imdat olduğunu düşünüyorum.

[Erdoğan Kırcalı]

Peki şu anda, hakem heyetine başvurmuş durumdamısınız?
155 ile yaptığınız görüşmede sizinle ilgilenilmemesi ayrı bir şikayet konusu olabilir.Tarih ve saat bilgileri ile şikayette bulunabilirsiniz.
Ancak malı almadan, ödemeyi yapmış olmanız, hiç olmazsa bunu alayım yaklaşımıyla eksik aksesuarlı malı almış olmanız,ben bu duruma polisin ilgisizliği nedeniyle düştüm zarara uğradım, kusurlu 155 te muhatap olduğum kişidir tezinizi haklı çıkarmaz düşüncesindeyim.

[Şenol Eker]

Peki şu anda, hakem heyetine başvurmuş durumdamısınız?
Hayır. Zira elde edeceğim şey malın değiştirilmesi olabilir en fazla. Sırf bunun için uğraşmak istemediğim gibi derdim de şu aşamadan sonra malın değiştirilmesi değil zaten.

155 ile yaptığınız görüşmede sizinle ilgilenilmemesi ayrı bir şikayet konusu olabilir.Tarih ve saat bilgileri ile şikayette bulunabilirsiniz.
Her ne kadar iyi ifade edememiş olsam da, asıl derdim bu. "Polis ile hasım olmak" istemediğimden dolayı bunu da yapmayacağım sanırım.

Ancak malı almadan, ödemeyi yapmış olmanız,
Mağaza adı vermek istemiyorum. Ancak sizin de duyduğunuza emin olduğum bir mağaza burası ve iş akışları ödeme yapmadan malı almanıza imkan tanımıyor. Oradan alışveriş yapan herkes önce ödemesini yapıyor, malını sonra alıyor.

hiç olmazsa bunu alayım yaklaşımıyla eksik aksesuarlı malı almış olmanız
Hiç almasaydım "malı verdik biz" diyeceklerdi kanaatimce. Hiç değilse bunu "kurtardım" diye düşünüyorum. Malı almadığımı nasıl kanıtlayabilirdim ki? Ancak EĞER O SIRADA POLİS GELİP TUTANAK TUTSA İDİ bunu kanıtlayabilirdim diye düşündüm. Belki başka yollar da vardır ama aklıma gelmiyor. Eğer başka bir yol aklına gelen varsa zaman ayırıp paylaşması beni mutlu eder.

ben bu duruma polisin ilgisizliği nedeniyle düştüm zarara uğradım, kusurlu 155 te muhatap olduğum kişidir tezinizi haklı çıkarmaz düşüncesindeyim.
Evet, Tezim bu. Haklı olup olmadığım konusunda görüşleri duymak istedim. Zaman ayırarak bunu paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

[Şenol Eker]

Bu sabah yolda aklıma geldi
Benim burada ifade etmeye çalıştığım durum "evlenme vaadiyle tecavüz" e benziyor :o

"Tüketici hakem heyetine gideceksin" diyenler de, bu şekilde tecavüze uğrayan bir kadına "Aile mahkemesine gideceksin, Çünkü kurduğun cümlede ilk kelime olarak evlenme kelimesini kullandın" der gibiler :p

Sorunum sanırım ifade yeteneğimdeki sorunla ilgili. Ben 30 yıllık bilgisayarcıyım. Bir şeyi anlatmakta ve başkalarının anladıklarını anlamakta sorunlarım bu yüzden oluyor sanırım.

Ben evlenme vaadiyle kandırıldım, tecavüze uğradım diyorum; "ama bak; eve erzak getirmiş, o zaman iyi bir koca"; "Hem bak başka kadınla birlikte değilmiş. Üstelik sadık" gibi yorumlar geliyor. Sonra da evlendirme memuru ile anlaşıp başıma silah dayayıp "ya imzala ya vururuz" ile imzalattıkları evlenme evrakına binaen "ama siz evlisiniz, Boşanma davası açın" demek doğru mu? Derdim boşanmak değil, Kafama silah dayanması.

Bu olayda ben bir mal almadım ki tüketici hakem heyeti muhatabım olsun. Mal verilmek vaadiyle param alındı.

Not: "Olay" dan kastım polisin tamam; ekip gönderiyoruz deyip göndermemesi ile bitiyor zaten. Sonra dükkan sahibi de "ya bunu al ya da bir bardak soğuk su iç, ne para ne mal" deyince hiç değilse birazını kurtarmak için hasarlı malı almamla bitiyor.

Yani ortak kanı şu ki: bozuk malı tehditle kakalayan dükkan sahibi ile bunlara seyirci kalan; üstelik ekip gönderiyorum deyip göndermeyerek zaman kaybetmeme ve hasarlı malı almak zorunda kalmama sebep olan polis haklı.
Anlıyorum, Evet.

[Erdoğan Kırcalı]

Yanlış anlıyorsunuz.