Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, IRKıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
MAE
/////////
İyi de ırkı ne imişşşş bu şairin?
Bir ulusal marş güftesi olan şiirin koskoca 10 kıt'asında
nasıl olmuş da yer bulamamış ırkını yazmaya bu şair?
Birazcık tarih bilgisi olsa idi insanoğlunun
bu ittihatçıların panislamist parçalarının ve osmanlı "aydınlanma" döneminin bir çok "aydın"ının
IRK ve MİLLETten ne anladığını anlamış olurlardı...
Yezide hazret diyen süni zihniyeti anlamış değilim....
demişsiniz.
Kerbela ile ilgili duyarlılığınızı aynen paylaşıyorum. Alevi değilim ama bu olayla ilgili bir alevi kadar duyarlıyım. Aslında bu konu hakkında duyarlı olmak için alevi ya da sünni olmaktan çok insan olmak gerekir.
Alevilerin tarih boyunca mağdur edildiklerini düşünüyorum.
Alevilik hakkında okuduğum çok sayıda kitaptan ve yakın çevremdeki alevi dostlarımdan dolayı aleviliği biraz tanıdığımı zannediyorum.
Çok özür dileyerek, yukarıda alıntıladığım "Yezide hazret diyen sünni zihniyeti anlamış değilim" cümlenize itiraz etmek istiyorum. Yezit'e "hazret" diyen sünni olup olmadığını bilmiyorum, ama benim sünni çevremde bırakın "hazret" demeyi, "Yezit" kavramı oldukça olumsuz ve kötü anlamda kullanılır. Hatta rahmetli dedem sevmediği, kötülük yapan kişiler için "bre hay yezit" diye küfür ve kötüleme anlamında kullanırdı.
Bu eleştirimden dolayı umarım beni anlayışla karşılarsınız.
Sizin çok ciddi dediğiniz din adamlarının tercümelerine bir bakınız. Namaz/dua diye geçer. Amaç ne ola ki. Hani en güvendiğiniz Elmalılı’dan o yüzden alıntı yaparak özellikle yazdım. Amacım da kimseye 5 vakit olduğunu ispatlamak değil, sadece sizin gerektiğinde kimi güvenilir bulduğunuzu açığa çıkartmaktı.
Size tek cevap yazacağım. Bu ülkenin büyük çoğunluğunun kabül ettiği ve sizin tabirinizle İslam dünyasında yüzde 79 kabül gören 5 vakit namazın 3 vakit olarak kılınmasına saygılısınız da neden aynı saygıyı başörtüsü konusunda göstermiyorsunuz. Onlar da Müslüman ve inançlarına göre başörtüsü takıyorlar ama isteyen takmayabilir.. diyemiyorsunuz. Neden başörtüsü söz konusu olunca çifte standart, sabit fikirle önyargılı yaklaşım.???
Sırf siz bu cümleleri kurabilesiniz diye 5 vakitle alakalı yazıp 3 vakit iddialarına yer vermedim. Ben hiç şüphesiz sizin de dediğiniz gibi İslamın büyük çoğunluğu gibi; namazın beş vakit olduğuna inanıyorum, ama tutupta 3 vakit kılana da neden üç vakit kılıyorsun diye birşey demedim, dememde. İşte insanların inançlarına saygı bu. Ama siz ne yapıyorsunuz 3 vakit kılanın inancına saygı, ateizme saygı ama başörtüsüne yok, öyle mi ? Başörtüsü söz konusu olunca dinde böyle bir şey yok diyorsunuz. Madem din konusunda bu kadar hassasınız; diğer konularda ve namazın 5 vakitmi 3 vakitmi olduğu konusunda da fikrinizi yazıp insanları eleştirin. Dinde yok deyin. Maske düşüyor commodore bey. (Ateist olan kişinin de inancına saygılı olmalı müdahale etmemelisiniz, Müslümanın da)
Sayın commodore1tr;
yazdıklarınızın hepsinin cevabı önceki iletimde zaten mevcüt. Biraz okuma zahmetine katlanırsanız ben de aynı şeyleri tekrar tekrar yazmam, emin olunuz. alıntı yaptığım kısımları okumamışsınız anlaşılan. Pardon, işinize mi gelmiyor du?..
............
Kabahat islam ümmetinde ise; burda biraz radikal ve anarşist olmak da müslümana düşer. O halde mesleki ve maddi kaygıları bir kenera bırakacak, hatta dünyevi zevklerini ya vaktinde ya da geceleri saatlerce natamamlarını tamam edecek, her güne 5 vakti çentikleyecek.., herşeye ragmen. En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek,,, namaz 5 vakit farz diye bas bas bağırırken kulağı seste, kendisi abdestte olacak...
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Birisine saygısızlık yapıyorsun ukalalık yapıyorsun terbiyesizlik yapıyorsun demek hakaret değildir biraz sert te olsa uyarıdır. Erdem53 bunları yapmaz... Direk hakaret eder ''inançlara saygılı olalım'' terennümü eşliğinde... Ceza ehliyeti yokmuş bir üyemizin... Akli melekeleri yerinde değil.. Psikolog erdem53 karar verdi... Hakim erdem53 hükümü koydu... Aynı RTE o da ne olduğuna karar veremedi buda !!! Gerçi RTE önce savcı sonra doktor sonra psikolog oldu amma bu arkadaş hülüm sevdiğinden hakimliğe karar verdi...
Sayın erdem53 ;
Bari dediğinizi bir kaç yazı uygulayın.. Sakın gülücük attım o şaka demeyin çünkü sizin sayın cognis e şaka yapabilecek ilişkide olmadığınız çok açık..
.........
Sayın commodore1tr;
yazma hızınıza kimsenin yetişemeyeceği aşikar. Ee kolay değil neredeyse 8.500 ileti yazmak. Belli ki sadece yazmakla meşgülsünüz. Çünkü hiç okumadığınız aşikar, bir de iletilerin tamamını neyin neye cevap yazıldığını ıdark edebilecek kadar okusaydınız.
Ben cognis rumuzlu üyeye şaka yaptım, gülücük attım demedim. İletisinden alıntı yaptığım yukardaki kısmının beni ilgilendirdiğini düşündüm. İletisini bütünüyle okuyup değerlendirdiğinizde ise; kendi içerisinde tamamen tezat oluşturduğunu görürsünüz. Kendisi namaz kılmak için vakit bulammaktan şikayet etmiş ve sonra da ''En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek'' diye bağlamış. Kendisine cevap yazmış aslında. Sayın sdt23 de bu çelişkiyi görmüş olacak ki ''başka sorum yok diye'' ileti yazmış. Benim iletimde ise sizin deyiminizle gülücük veya şaka kısmı sayın sdt23 e yönelik olup kastedilen diğer üyenin iletisindeki tezattır.
O zaman sayın commodore1tr; ben sizi, bana yapmış olduğunuz uyarıların şiddetlisi ile uyarıyorum. Sizin yazdıklarınıza tamamen cevap vermeme rağmen siz hiç bir soruma cevap vermeden dolambaçlı bir şekilde çevirip, aynı şeyleri tekrar etmeme sebebiyet veriyorsunuz. İletilerimi okumanızı rica ediyorum. İllede iletilerimi okumak zorunda değilsiniz ancak cevap yazacaksanız lütfen okuyunuz.
''Yezide hazret diyen sünni zihniyet'' ten bahsetmektesiniz. Av. Abbas Bilgili size gayet güzel cevap yazmış aslında. Eğer yine de bu konuda bir şüpheniz varsa bir sünniye yezid diye hitab etmeyi deneyiniz. Bakalım tepkisi nasıl olacak; hazret mi algılayacak hakaret mi görürsünüz. (tavsiye etmem)
Haklı olduğunuz nokta ise; konunun dağılması. Benim konuya dahil olma nedenim; ''Neticede din özellikle İSLAM dini direk bireyle ALLAH arasında ki bir inanç bütünüdür. Buna BİREYSEL OLARAK KARIŞMAK ASLINDA ALLAHA KARŞI ÇIKMAKTIR.'' diyen birisinin ne kadar samimi olduğunu kanıtlamaktı.
Alevilik konusunda ise; yeterli bilgim olmadığını düşünerek, saygı duyduğumu belirtmek istiyorum. İnançları konusunda kendilerinin düşünceleri daha önemli olduğu gibi; dindir değildir tartışmasına girmeden kendilerini nasıl görüyorlarsa saygı duymak gerekir diye düşünüyorum.
İstemeyerek konuyu farklı yönlere taşımış olduysam özür dilerim.
Abbas bey; teşekkür ederim ki bir yanlışımı bana fark ettirdiniz ben oraya suni zihniyet yazacakken,süni yazmışım.Ama gerçekten çok enteresandır ki siz muaviye'ye hazret diyenlerle nasıl karşılaşmadınız hayret ettim doğrusu.Bu kişiyi ehli beytten sayanlar var:deli:
Saygı benden.
6 yaşındaydım;
Büyük gündü; annem aşure pişirecekti sık sık tekrarladığım söz anne Sedalarada vereceğiz değilmi?
Büyük bir heyecanla annemi izliyordum geceden beri aşure günü yarın, annem aşura yapacak ve ben Sedalarada götüreceğim diye içim içimi yiyip bitiriyordu...ve nihayet aşura kazanda pişiyordu..Bolluktu aşura bereketti,paylaşılmalıydı bereketi artmalıydı..
Ben dikkatlice izlerken bir yandanda;
-üzerine narda dök,potakalda rendele,tarçında dök......Ben Sedaya söyledim annem çok güzel yapar...
Heyecanlıydım..
Seda komşumuzun kızı ve benim en samimi arkadaşımdı.Bize verilen harçlıklarla bakkaldan bir şey alsak ortak yerdik..Aşurada öyle olacaktı..
Annem dikkatlice hazırladığı kaseyi elime verdi "al bakalım küçük hanım götür,annesinede selamımı söyle"dedi..
Ben büyük bir itina ile taşıdığım kaseyi elim titremesin yana bir tarafa dökülmesin diye heyecanla Sedaların kapısını çaldım...
Seda ve annesi kapıyı açtı;
-Teyze annem gönderdi selamda söyledi..deyip
kaseyi büyük bir hazine teslim edercesine Sedanın annesinin eline bıraktım.O aradada Sedaya aşura deyip gülücük fırlattım..
İçeri giden Seda ve annesinin sadece sesleri geliyordu
-Seda aaa anne neden döktün?Diye bir çığlık attı.
-Annesi kızım onların yaptıkları yenmez ben sana sonra pişiririm..
Yıkılmış ben çocuk aklımla anlamaya çalışıyordum ki,Sedada aynı yıkılmışlıkla neden amaaa diye sorguluyordu..
Birazdan bizim kase yıkanmış bir kağıt havlu ile kurulanmakta olarak geldi..Kapıda bekleyen bana;
-Çok teşekkür ederim annene selam söyle...
Ben bunu anneme söyleyemedim.. Çünki içimdeki sızı kalbimdeki kırılmışlık o çok özen gösterip,emek veren anneme geçerse....Sonunu getiremiyorum umarım anlarsınız..
onların pişirdiği yenmez????
Sünni inanca mensup dört büyük ameli / fıkhi mezhep vardır; Hanefilik, Şafiilik, Malikilik ve Hanbelilik.
Bu dört mezhep ibadetler konusunda derin ihtilaflara gömülmüş durumdadır. Oysa dört mezhep de Hazreti Muhammed’in sünnetine uyduklarını yani Sünni olduklarını iddia ediyorlar. Ancak ne hikmetse peygamberin sünnetinin ne olduğu konusunda kendi aralarında bir türlü görüş birliğine varamıyorlar. Birinin sünnet dediğine diğeri mekruh
( dinen çirkin ) diyebiliyor.
Sözgelimi, namaz kılarken fatiha suresini okumadan önce “ besmele “ çekmenin hükmü konusunda Hanefiler sünnet, Malikiler mekruh, Şafiiler farz demektedirler.
Bir başka örnek;
Sünni inanca göre Namaz için abdest almak şarttır. Peki tüysüz bir delikanlıya değen bir erkeğin abdesti bozulur mu ? Sünni bilginler bu konuda da kafa yormuşlar ve sözüm ona sünnete uygun bir yanıt aramışlar. Şaşırtıcı ama bu konuda Sünni mezheplerden Malikilik, tüysüz bir delikanlıya değen bir erkeğin abdestinin bozulacağı hükmüne varmış. Diğer üç Sünni mezhep ise bu durumda abdestin bozulmayacağı yönünde bir hükme sahip.
Bir başka örnek daha;
Her ikisi de Sünni ekol olan Hanefilik ve Şafiilik arasında namazlar konusunda aslında pek görülmese de çok derin başkaca ayrılıklar da vardır. Sözgelimi farz namazları cemaat halinde kılarken “fatiha suresi”ni namazı kıldıran imamın okuması yeterli midir, yoksa imamla birlikte cemaattekiler de içlerinden bu sureyi okumak zorunda mıdırlar, şeklinde bir tartışma mevcuttur. Bu basit bir tartışma değildir. Çünkü Şafiiler, Hazreti Muhammed’den rivayet edildiğine inanılan bir söze / hadise dayanarak “fatihasız namaz, namaz değildir.” anlayışıyla cemaatteki herkesin içinden bu sureyi okuması gerektiği, sadece namazı kıldıran imamın okumasının yeterli olamayacağı düşüncesindedirler. Oysa Hanefiler sadece imamın okumasını yeterli görmektedirler. Hatta cemaattekilerin okumasının mekruh / dinen çirkin olduğunu savunmaktadırlar. Buna göre Şafiiler, Hanefilerin cemaat halinde kıldıkları namazları, cemaattekilerin söz konusu sureyi okumamalarından ötürü geçersiz görmektedirler. Yine bir diğer fark da bayram namazları konusundadır. Bayram namazları Hanefilerde “ vacip “ iken Şafiilerde ve Malikilerde “ sünnet “ tir.
İbadetlerle ilgili çarpıcı ve yürek yakıcı bir örnek daha;
Sünni mezheplerin en yaygını olan Hanefi mezhebine göre kişi namaz kılmıyorsa zorla kıldırılır ve zorla oruç tutturulur. Namaz kılmayan kişi dövülür ve kılmaya başlayana kadar hapsedilir. Ama Hanefi mezhebi yine de insaflı çünkü diğer üç Sünni mezhebe göre bu ibadetleri yapmayanlar öldürülür.
Sünni mezheplerin namazın dili konusundaki çelişkileri de son derece ilgi çekicidir.
Sünni mezheplerden taraftar sayısı en fazla olan Hanefiliğin kurucusu Numan Bin Sabit yada künyesiyle söyleyecek olursak Ebu Hanife, Arapça dışındaki dillerle de namaz kılınabileceği yönünde bir fetva vermiş ve bu fetvasını da bir takım akli ve nakli delillere dayandırmış, dahası bu yönde Hazreti Muhammed’in sükut ederek verdiği bir onayı da temel almıştır.
Hanefi mezhebinin imamlarından es- Serahsi, “ el- Mebsut “ adlı yapıtında Ebu Hanife’nin söze konu fetvasına genişçe yer vermiştir.
Fatiha suresinin Farsça çevirisiyle namaz kılmak isteyenlere peygamberce onay verildiğini nakleden Ebu Hanife, Kur’an’da asıl olanın anlam olduğunu, lafzın yani sözün önemli olmadığını, dolayısıyla anlamca karşılandığı sürece Kur’an ayetlerinin başka dillerdeki çevirileriyle namaz kılınabileceğini belirtmiştir.
Ebu Hanife’ye göre kişi, ister Arapça bilsin, isterse bilmesin kendi anadiliyle namaz kılabilir. Ancak Ebu Hanife’den sonra gelen ve onun öğrencileri olan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, bu fetvayı ters yüz ederek; kişi Arapça okumayı yahut Arapça telaffuzu öğreninceye kadar ana diliyle namaz kılabilir fakat en kısa sürede Arapça telaffuzu / okumayı öğrenmelidir, şekline sokmuştur.
Öbür Sünni mezhepler ( Şafiiler, Malikiler, Hanbeliler ) Arapça dışında bir dil ile asla namaz kılınamayacağını, Arapça telaffuzu bilmeyenlerin sadece Allah diyerek namaz kılmalarını fakat asla Arapça dışında bir dil ile ayet okumamalarını, aksi takdirde bu namazın caiz / geçerli olmayacağını ileri sürmüşlerdir.
Adı geçen dört mezhebin dördü de Sünni olmakla birlikte Ebu Hanife’ye göre caiz olan namaz, diğerlerine göre caiz değildir. Bu derin çelişki Sünniliğin en sıkıntılı noktalarından birini oluşturmaktadır.
Sünni inanca göre kadın ve erkek bir arada ibadet edemez. Hatta bir kadınla bir erkek normal zamanda da bir arada bulunamazlar. Sünni bilginler bunu şer’an caiz görmemişlerdir. Özellikle ibadet sırasında kadın ve erkeğin birlikte bulunmaları kesinlikle caiz görülmemektedir. Kadınlar namaz sırasında erkeklerin arkasında ve farklı bir safta bulunabilirler. Yan yana ve aynı safta bulunamazlar. Zira Sünni bilginler düşünür ki ibadet sırasında kadın ve erkeğin bir arada bulunması fitneye ve namazın fesada uğramasına neden olur. Bu tutum gösteriyor ki, ibadet için bir araya gelen kadın ve erkeğe karşı bir güvensizlik söz konusudur. Sünnilikte İbadet etmek, kişilerin gönüllü tercihine bırakılmış değildir. İslam’ı kabul edip etmemek hususunda özgür olan insanlar, dini kabul ettikte sonra Sünni inanca göre ibadet etmeye mecburdurlar.
Tekraren belirtelim ki, Hanefi mezhebine göre namaz kılmayan kişiye zorla namaz kıldırtılmalıdır. Namaz kılmayan kişi dövülür ve kılmaya başlayana kadar hapsedilir. Ama Hanefi mezhebi yine de insaflı çünkü diğer üç Sünni mezhebe göre bu ibadetleri yapmayanlar öldürülür.
Zorla ibadete gelen kişilerin yada zorla ibadet ettirilenlerin ibadet sırasında fitne ve fesada neden olacak tutum ve davranışlar sergilemeleri yahut içlerinden bu anlama gelecek duygulara kapılmaları beklenebilir. Bu nedenle Sünni inancın kadın erkek bir arada ibadeti caiz görmemesi tutarlı gibi görünmektedir. Ancak Sünni bilginler bu konuda da ilginç bir çelişki içerisindedirler. Camilerde kadın erkek bir arada ibadete cevaz vermeyen Sünnilik, Kabe’de özellikle hac sırasında kadınların ve erkeklerin bir arada hatta iç içe, aynı safta, önlü arkalı ibadet etmelerine itiraz etmemekte ve bu şekilde kılınan namazın sıhhati konusunda şüphe etmemektedir.
Sünni inanca göre İslam’ın en kutsal ibadet yeri olan Kabe’de / Mescid – i Haram’da kadın erkek bir arada bulunulmasının mahsuru yokken değer bakımından daha alt düzeyde olan diğer ibadethanelerde ise bu durum son derece mahsurlu görülmektedir.
Tanrı katında kadın erkek ayrımı olmadan bütün insanların eşitliği dinsel bir ilke iken Sünnilikte bu eşitlik yadsınarak kadınların ibadet yöneticisi olmaları da caiz görülmemektedir. Kaldı ki Sünnilikte kadın toplum yöneticisi, devlet başkanı bile olamaz. Bu da önemli bir çelişki olarak durmaktadır. Alevi inancında ise kadın ve erkek hayatın her alanında eşittir. İbadet ederken de, idarecilikte de kadın ve erkeğin eşitliği Alevilikte temel bir ilkedir. Bu konuda Hazreti Hünkar Hacı Bektaş – ı Veli şöyle buyurmaktadır:
“Erkek, dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok,
Eksiklik, noksanlık senin görüşlerinde…”
Sünni inancın ibadetle ilgili bir diğer çelişkili tutumu da ibadet sırasında örtülmesi gerekli yerlerin neler olduğu konusundadır. Çelişki, erkeklerin nasıl örtünecekleri konusundadır. Kadınların ibadet sırasında nasıl örtünecekleri konusunda ise görüş ayrılığı yoktur. Buna göre kadınlar; el, yüz ve ayak hariç tüm bedenlerini bol / geniş giysilerle örtmelidirler. Buna karşın Ebu Hanife’ye göre kadınların saçlarının bir kısmının namazda görünmesi namazı bozmamaktadır. Öbür Sünni mezhepler ise bir tel saçının bile görünmemesi gerektiği fikrindedirler.
Namazda örtülmesi gereken yerlere avret yeri denilmektedir. Erkeklerin avret yerinin neresi olduğu konusunda Sünni mezhepler farklı görüşlere sahiptir. Hanefi, Şafii, Hanbeli mezhepleri erkeğin göbek ile diz kapağı arasının avret yeri olduğunu belirtirken Maliki mezhebi sadece cinsel uzuvlarının ve kaba etinin avret yeri olduğunu ileri sürmektedir. Yani Malikilere göre kişi ön ve arka organlarını örten bir çamaşırla namaz kılabilmektedir. Diğer Sünni ekoller ise diz kapağı ile göbek arasını örtmeyi şart görmektedir.
Günlük namazların kaç vakit olduğu konusunda da Sünnilikte ilginç bir görüş mevcuttur. Bu görüş Miraç olayı ile ilintilendirilmektedir.
Buna göre peygamber Hazreti Muhammed, Miraç'ta Tanrı'dan inananlar için günde elli vakit namaz buyruğu almış fakat dönüşte yolda Hazreti Musa'ya rastlamış, Hazreti Musa, Hazreti Muhammed'e günde elli vakit namazın inananlara ağır geleceğini söyleyerek Tanrı'dan bunu indirmesini istemiştir. Hazreti Muhammed, Hazreti Musa'nın öğüdüyle yeniden Tanrı katına gidip günlük namaz vakti sayısının indirilmesini talep etmiştir. Her gidişinde beş vakit indirilmiştir. Her seferinde Hazreti Musa, Hazreti Muhammed'e daha da indirmesi için Tanrı katına tekrar gitmesini istemiştir. En son beş vakte indiğinde bile Hazreti Musa aynı isteği yinelemiştir. Fakat Hazreti Muhammed, bundan daha az sayıda vakit için Tanrı'dan ricada bulunamayacağını belirtmiştir. Böylece Sünni teolojiye göre günlük beş vakit namaz kesinleşmiştir. Bu anlatı Sünni teolojinin en güvenilir kaynakları arasında kabul edilen Buhari'nin hadis derlemesinde ve diğer kimi derlemelerde de mevcuttur.
Bu noktada Sünni bilginlere şu soruları yöneltmek gerekmektedir;
1. Tanrı peygamber bile olsa birilerinin isteğiyle sürekli görüş değiştiren ve karar veremeyen bir varlık mıdır ki elli vakti kademe kademe beşe kadar indirmiştir ?
2. Hazreti Muhammed, günlük elli vakit namazın kendi inananları için katlanılamayacak / yerine getirilemeyecek derecede zor olduğunu akıl edemeyen biri midir ki Hazreti Musa'nın akıl vermesiyle hareket etmektedir ?
3. Tanrı ve Hazreti Muhammed namaz vakitleri konusunda pazarlık mı yapmışlardır ?
4. Hazreti Musa, Tanrı ile Hazreti Muhammed arasındaki pazarlıkta aracılık mı yapmıştır ?
5. Hazreti Musa, namaz vakitleri konusunda hem Hazreti Muhammed'e hem de Tanrı'ya etkide bulunan gerçek bir belirleyici midir ?
6. Yoksa Sünni İslam'daki günlük beş vakit namaz uygulamasının kaynağı Hazreti Musa mıdır ?
7. Sünniler günde elli vakit namaz yerine beş vakit namaz kıldıkları için Hazreti Musa'ya şükran ve minnet borcu içerisinde midirler ?
8. Tanrı, günlük elli vakit namazın insanlar için güç olduğunu Hazreti Musa olmasa anlamayacak mıydı ?
4 hak mezhep içinde alevilik asla mezhep olamamıştır..Hak mezhep onayı kime ait????
Yezide hazret diyen süni zihniyeti anlamış değilim....
Biraz klasik bir cevap olacak ama; pek çok sünni ailenin çocuklarına Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini verdikleri ve kimsenin Yezid ismini vermediği düşünülürse Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Yezid'e sünni müslümanların nasıl baktığı anlaşılabilir.
http://www.milliyet.com.tr/1997/08/3.../livaneli.html (...)Oğlunuza Yezit adını koyar mıydınız?
Ya da şöyle bir soru: Bir kişi diğerine seni yezit seni dese, bu söz hakaret kapsamına girer mi girmez mi?
* * *
EVET; Muaviye'nin oğlu Yezit, altıncı İslam halifesidir.
Ne var ki bu kişinin adı halife olarak değil, hakaret anlamında kullanılır.
Sünniler de böyle kullanır, Aleviler de!
Çünkü Yezit, Kerbela'da Peygamberin torunu Hazreti Hüseyin'i ve soyundan gelenleri büyük bir zulümle öldürmüştür.
Bu yüzden de bir İslam halifesi olmasına rağmen, katil olarak anılır.
Alın size Alevilerle Sünniler arasında bir ortak payda daha!
(...)
Ben cognis rumuzlu üyeye şaka yaptım, gülücük attım demedim. İletisinden alıntı yaptığım yukardaki kısmının beni ilgilendirdiğini düşündüm. İletisini bütünüyle okuyup değerlendirdiğinizde ise; kendi içerisinde tamamen tezat oluşturduğunu görürsünüz. Kendisi namaz kılmak için vakit bulammaktan şikayet etmiş ve sonra da ''En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek'' diye bağlamış. Kendisine cevap yazmış aslında. Sayın sdt23 de bu çelişkiyi görmüş olacak ki ''başka sorum yok diye'' ileti yazmış. Benim iletimde ise sizin deyiminizle gülücük veya şaka kısmı sayın sdt23 e yönelik olup kastedilen diğer üyenin iletisindeki tezattır.
O zaman sayın commodore1tr; ben sizi, bana yapmış olduğunuz uyarıların şiddetlisi ile uyarıyorum. Sizin yazdıklarınıza tamamen cevap vermeme rağmen siz hiç bir soruma cevap vermeden dolambaçlı bir şekilde çevirip, aynı şeyleri tekrar etmeme sebebiyet veriyorsunuz. İletilerimi okumanızı rica ediyorum. İllede iletilerimi okumak zorunda değilsiniz ancak cevap yazacaksanız lütfen okuyunuz.
HTML Kodu:
Çok haklısınız sayın sdt23... Karar: Cezayi ehliyeti olmadığına...
Erdem53 iletiniz de gülücük atmış mısınız?? atmışsınız. Atınız mesele yok, zaten müdahil de olmuş değilim, Sanırım sdt23 ile gülüşmüşsünüz,,, espri anlayışınız hakkında ne diyeyim YORUM YOK!!!
İletim iye ilgili açıklama yapmam da şart oldu, paradoks nedir önce onu araştırınız, iletimde zarif ve keskin bir algı içeren ironi mevcuttur. Anlayamadığınızdan izah edeyim...
*Hayatın bugünkü hatta bu yüzyıl ki doğal akışı içinde 5 vakit namaz kılmak/kıldığını iddia etmek hiç inandırıcı değil. Kaldı ki mümkün değil. Nasıl mümkün olabilir?? Bakınız; ilgili iletim...
*İlla nicelik, illa nicelik derseniz ne olur?? Nitelikten feragat edersiniz... Bu da mutluluk getirmez. Günlük namaz randımanını tutturmayı ilke edinen, küçük çocukları da olan, çalışan müslüman bir anneden örnekle daha anlayabileceğiniz biçinme bu soruya cevap arayalım.., evet ne olur??? Bu kere kendini, kendi kadınlığını, ailesini ve anneliğini ihmal eder. Etmek zorundadır. Zira gün kadın için de, erkek için de, çalışan için de, çalışmayan için de 24 saattir...
*O halde hangisini toplum olarak istiyoruz? Kendini kendi ahiret dünyasına hazırlamayı öncelikli ilke edinmiş bireyi mi? Yoksa insana ve kendine değer veren bireyi mi? Kendini ve çevresini mutlu etmeyi öncelik edinmiş, zamanını buna kanalize etmiş bireyi mi? Hatta İSLAM HANGİSİ İSTİYOR??
*Günün 24 saat, günlük çalışma saatlerinin asgari 8 saat, trafik vs ekstra zaman kayıpları, e bu zatın uykusu, aile saadeti, kişisel günlük bakımı, ihtiyaçları ha bir de namaz saatleri biraraya geldiğinde 5 vakit namaz kılınmasını şiddetle buyuran bilumum müslümanlar buna nasıl vakit bulurlar?? Bu iddia fizike, matematiğe, meterolojiye, vs. ilimlere külliyen aykırı.
*E kendi yapamadığını eyleme diğer insanları neden zorlarlar?? Bunu da psikoloji açıklasın.
*Aslında İSLAMİ doktrin özellikle 20 yüzyılda hayatın içinde varolma sıkıntısı yaşıyor; Müslümanlar da islami öğeleri hayatın içinde barındıramama sıkıntısı. O halde burda AKSAYAN BİR ŞEY VAR?? Bu aksaklığı Allah'ın gözardı etmesi, sonsuza kadar güncelliğini ve icra edilebilir varlığını koruyacağını iddia ederken bugünkü yaşam biçimini öngörmemesi, buna yönelik tedbir/alternatifler üretmemesi mi islamın yumuşak karnı mı?
Sn commodore1tr ile birbirinizi şiddetle uyarmanız üzerine kurulu ilişkiniz de egsantrik!!!
Sn commodore1tr günlük yaşamı içinde zaman ayıracak, okuyup, düşünecek, bilgi ve belge ile kendini donatacak,,, bu ve benzeri bilumum forum konularını açacak, fikirlerini hızına akıl sır erdiremeyeceğiniz bir ivedilikte; gerekçeli, izahatlı ortaya koyacak forum konuları oluşturacak..., kazı çevirip çevirip yakmama maharetiyle defaten tartışılmış konuları defaten yazacaksınız???? Hiç adil değil...
arkadaşlar geçen yıl nisan ayında mütahitten inşaattan ev aldık .35 milyar peşin ödedik. yılbaşına kadar teslim alacaktık. yetişmedi dedi. sözleşmeye...
Ey bu vatanın yüce evlatları.Hiç anlamıyorum amerika sahte bir idda yüzünden iki Ülkeyi işgal edip üçüncüsünede zemin hazırlıyor biz yıllardır 30.000...
Yazan: adal3t Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Not long ago played in casino13.org - everything is clear, without deception. Everything quick and easy. Has anyone tried it? Any...
Kişisel Verilerin Korunması...