Alevilik Din Deðil... Gerisi Ne?

Bu konuyu hukkuki.net gündemine getirmesi için saðcý yada dinci partileri tutupta ha bire sola yazanlardan tepki bekledim saðýra yattýlar normal olarak...Ve bu iþ gene baþa düþtü...

Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakaný Said Yazýcýoðlu saçmaladý da saçmaladý.... Kimseden nedense ses çýkmadý. Ben yuh olsun dedim. Çünkü Alevilik mantýk bazýnda umrumda deðil týpký diðerleri gibi... Ama hak savunulacaksa her daim oradayým....

Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakaný Said Yazýcýoðlu ''Alevilik bir din deðildir.'' dedi açýk saçýk.. yetmedi saçmalamasý devam etti.. ''Alevi sayýsý 20-25 milyon olmadýðýný belirterek,7 milyon Alevi vatandaþýmýz var''dedi... Ufff ki ufff... AKP beslemeliler yuttu ya da duymazdan geldi.... Çünkü lafta kývraktý aynen AKP gibi dansöz kývraklýðýndaydý Yanlýþ anlaþýldým cümlesine müsait... Ama denecek olanýn denmesi....

20 milyon la 25 milyon ifadesi basit bir sözcük deðil... Ýstatistik yüzde iki hata kabul eder... RTE nin istatistiði ise yoktur çünkü kendileri matematik bilmez ( Yanlýþ anlaþýlma olmasýn matematik bilmezde baþkabir þey bilir anlamý çýkmasýn tek bildiði üç çocuk yapýn... Onun bile kimden olduðu önemli deðil....) 20 nin 25 e çýkmasý demek yüzde 25 artýþ demektir ki oranlarý alt üst eder ... Dikkat buyurun kendisinin verdiði yedi milyon rakamý sallamada kullandýðý rakama eþit neredeyse fark daha az... Ciddiyeti anlayýn... Ýþin gerçeði ise þudur ki oran ne 20 25 sayýsýdýr neden 7.. tarih boyunca olan oran korunarak artmýþtýr . Türkiye'de yaklaþýk 12.5 milyon alevi vardýr...

Asýl sorun Alevilik bir din deðildir !!! cümlesi ... Yüzde yüz doðru katýþýksýzz .... her harfi helal..... Alevilik bir din deðil gerçekten deðil !!! Yeterki devamýný getir
adam gibi baðla... Baðla ki sana oy verenler seni ve partini adam yerine koymaya devam etsin...

Alevilik din deðil... Týpký sunniliðin din olmadýðý gibi hatta Maliki,Hanefi, Þafii, Hanbeli ,Zeydilik ,Caferilik ,Zahiriliðin din olmadýðý gibi... Hiç biri din deðil mezhep... Bakan bunu bilmez mi ? Bilir bilirde bölücülüðüne söylemez sýkýþýrsa yanlýþ anlaþýldým...

Ýþte bu yanlýþ anlaþýlma perdesi altýnda Aleviliðin diyanette temsil edilemeyeceðini söylüyor... Neden kandýrmaca hazýr alevilik din deðil!!! Sanýrsýn ki Hristiyanlýk temsil ediliyor.... ??!!

Ben bu sözleride duyduktan sonra ... ciddi bir vergi veren vatandaþ olarak vergimden giden her kuruþ haram olsun diyorum. Hele diyanete bin kere haram olsun.... Hadi kul hakký dünya da halledilir diyanet iþleri çöz bu sorunu her birinize bir kuruþta olsa vergim düþer ve helal deðil kul hakký.... Ne yapacaksýn !! Bence de sunnilik din deðil .... gel de çöz...

Gerçektende hiç biri din deðil din ÝSLAM inanalnlar islama MÜSLÜMAN ve mezheplere ayrýlmýþ

Peki ben þimdi hiç bir mezhebi önemsemeyen biri olarak bakana ve onun gibilere desem

Sana mý kaldý mezheppleri ayýrmak sen ALLAH mýsýn ? Kul hakký yeme iþine bak !!!

Valla siz gene yalakalýk yapacaksýnýz....

Seküler bir yapýya sahip olduðumuz rivayet ediliyor, peki seküler yapýya sahip devletlerde Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý gibi bir kurumun iþi ne? Böyle bir kurum olunca baþýndaki zat da atýp tutuyor iþte! Bu arada fetva filan da veriyor bunlar deðil mi?

Bunu eleþtiri olarak deðil tespit olarak söylüyorum.

Bugün Alevilerin dini taleplerinin çoðunun karþýlanamamasýnýn sebebi Türkiye'ye özgü laiklik anlayýþý. Cemevleri tekke ve zaviyelerle birlikte kapandý. Þu anda nasýl bazý tarikatlarýn tekkeleri gayriresmi olarak faaliyetlerini sürdürüyorsa, cemevleri de ayný þekilde gayriresmi olarak faaliyetlerine devam ediyorlar. Bu da Alevi cemaatinin katkýlarýyla oluyor.

Rum Ortodoks, Ermeni Ortodoks ve Musevi cemaatlerinin durumu Lozan'la garanti altýna alýnsa da onlarýn dini faaliyetleri de yine cemaatlerin katkýlarýyla yürütülüyor.

Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn kurulmasýyla bütün Sünni Ýslam faaliyetleri devlet kontrolü altýna alýnmaya çalýþýldý. Alevilerin bir kýsmý cemevlerine ve dedelere devletin kaynak tahsis etmesinden Diyanette temsilden yana iken, bir kýsmý bu þekilde "devlet Aleviliði"ne karþý çýkýyor. Çünkü biliyorlar ki, "parayý veren düdüðü çalar."

Alevi kuruluþlarýnýn taleplerinde de farklýlýklar var. Tek tip Alevilik yok. Ben her kuruluþun talebine her grubun inancýna ayrý ayrý saygý duyuyorum.

Ancak buradaki çýkmaz, ayný Heybeliada'daki ruhban okulunda olduðu gibi, bu haklar tanýnýrsa acaba bu baþkalarý için de emsal olur mu korkusu.

Anladýðým kadarýyla sayýn commodore1tr bu forumda Alevi vatandaþlarýmýzýn sorunlarýný yada laiklik anlayýþýnda ki yerlerini tartýþmaya açmamýþ.

Devletin tepesindeki iki yüzlülüðü aymazlýðý ortaya koymuþ. Sanýyorum kilit cümle ''Alevilik din deðil'' üzerine kurulu. Yani alevilik din deðil de sunnilik din mi ? sorusunu sorup bunun yanýtýný almak istemektedir. Bakanýn burada büyük bir ikiyüzlülük yaptýðý sözcük oyunu ile kitleleri kandýrmaya çalýþþtýðý açýktýr.

Din açýsýndan Alevilik her ne ise Sunnilik te diðer mezheplerde odur. Aralarýnda ki fark inançtan doðan baðlanma yöntemleri olabilir ki buda kul ile Allah dýþýnda kimseyi ilgilendirmez.

Ben bu bakanýn ve ayný tipteki kiþilerin daha öncede bu tip patavatsýz sözcüklerini yaklaþýmlarýný okudum, duydum. Hatta ayný türden birisi de Aleviliði Ateistlikle eþ tutan konuþma yapma cüretini gösterdi. Yani alevi vatandaþlarýmýza tahammül bile yok.

Sýrf bu bile bize LAÝKliðin ne kadar önemli olduðunu anlatmaya yeter. Çað öncesinden çaðý gören ATATÜRK ün deðerini anlamak lazým artýk.

Sayýn Tangör EVREN,

Bu durum týpký o sözde islam inananlarýnýn alay ettikleri Konstantin'in kararýna benziyor...

Malum 1325 yýlýnda Ýznik'te toplanan konsil bir türlü tartýþmalardan sonuç çýkaramaz ve kararý Ýmparatora býrakýr...

Ýmparator ne anlasýn dinden, verir kararýný...

Karar elbette siyasidir...

Zavallý ARÝUS, ne kadar çabalasa ve 'O bir insandýr' dese de ÝSA artýk bir Tanrýdýr...

"Alevilik bir din deðildir!"

Fransa eski Devlet Baþkaný Chirac'ýn yakýn zamanda AB aþký ile sarhoþ olanlarýmýz için söylediði o meþhur sözlerin haklýlýðýný ortaya çýkarmýþ olmuyor mu?

"HEPÝMÝZ BÝZANSIN ÇOCUKLARIYIZ..."

=

"HEPÝMÝZ KONSTANTÝNÝN TORUNLARIYIZ..." :)

:)

Bu konuyu tartýþýrken sanýrým þu hususlarýn da tartýþýlmasýnda yarar var;

1) Laik bir devlette Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý gibi bir kurum olur mu?

2) Olur diyorsak bu durum laiklikle baðdaþýr mý?

2) Olmaz diyorsak din iþleri nasýl yürütülecek?

3) Olur diyorsak, bu kurum içinde diðer dinlere ve ve mezheplere yer verilmesi gerekmez mi?

4) Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý kurulduðunda alevilere yer verilmiþ miydi?

5) Alevilere yer verildiyse þimdi niye yoklar? Bir zaman sonra dýþlandýlar mý?

6) Alevilere baþlangýçta da yer verilmediyse; o zaman memlekette alevi yok muydu?

7) Cem evleri ilk ne zaman kuruldu?

Bu sorulara tutarlý cevaplar verildiði zaman Alevilerin de, ruhban okulunun da bütün sorunlarý çözülür.

Ýyi de alevilikle ruhban okulunu neden bir tutuyorsunuz onu anlayamadým.Ruhban okuluna azýnlýk demek mümkündür.Aleviler müslümandýr öncelikle..Desturlarý Ya Allah Ya Muhammet Ya Ali'den gelmektedir.

Her ne kadar Osmanlý ve onun devamý olan bugünkü hükümet bunu kabul etmek istemese de.(Tayyip Erdoðan'ýn Karacaahmet Cemevi'ni yýkmaya çalýþmasý da halen hatýrlardadýr )

Bence esas tartýþýlmasý gereken konu din nedir e gelmektedir.Ayrýca bir dinin din olup olmadýðýnýn kararýný vereceði yapýlan ibadetlerin kabul edileceði makam kiþiler midir Allah mýdýr ? Eðer ki Allah ise bu zatlara vahiy mi gelmiþtir.

Þu dindir,ancak bu din deðildir...Þuna eziyet edilir buna edilmez gibi kavramlar mý geliþtirilmiþtir yüzyýllardýr....

Halbuki ne güzeldir "Yaradýlaný severim Yaradan'dan ötürü"

Bizi sevmediklerine göre Yaradan'ý da mý sevmiyorlar yoksa ....?

Alevilik bir din deðildir mezhep olayýna gelince bilinen 4 mezhep var islam da.Dinler hukukunu ve içtihat olayýný bilmeden yorum yapmak yararlý olmayacaktýr kanaatin deyim.Ruhban okulu meselesine gelince orasý ap ayrý siyasi oyun arenasý açýlýmý çok geniþ ve kesin neticeler meydana getirici sonuçlar doðuracaktýr.

Ruhban okulu okul olarak açýlmasýndan ziyade okulun olduðu mýntýkanýn týpký vatikan benzeri bir devlet ilaný ve þekli olarak vatikan a benzer ancak ortodoks larýn ana merkezi olma amacý gütmekte patriðin de devlet baþkaný statüsünde olmasý baz alýnmaya çalýþýlmaktadýr.

Ýran daki ve arabistandaki ve afganistan daki islami sistem islamýn ana temellerine aykýrý eylemlerinden dolayý zira islam 1 kiþinin öldürülmesini dahi tüm insanlýðýn öldürülmesi gibi bakmakta ve yasaklamaktadýr.Laiklik olmaz ise olmaz dýr ve mutlak korunmaldýr buna en ufak bir þüphem en ufak bir itirazým yoktur.Ancak insanýn doðasý gereði tapýnmasý bilinen bir gerçektir kiþi kendi dinini en güzel þekilde imkanlar dahilin de öðrenebilmeli.

Nasýl ki ateisti anlamaya çalýþýyor isek alevi vatandaþlarýda anlamaya onlarý öðrenmeye çalýþmalýyýz.Ancak bizlere laiklik öyle bir sunuluyor ki laiklik=din karþýtlýðý þeklin de anlama ve algýlamaya baþlayacaðýz.Laik lik deyip saman altýndan su yürütmek makam ve mevkii peþinde koþmakta ve bu mevkilerin nimetlerinden yararlanmakta olmaz olmamalý.Ne zaman ki ben yerine biz demeye baþlayacaðýz ve tatbikatýmýzýda öyle yapmaya baþlayacaðýz çok þeyler daha iyiye gidecektir ben en azýndan böyle ümit etmekteyim.

Dokunulacaksa her yere dokunulsun temizlenecekse her yer temizlensin doðruyu iyi ve güzeli bulalým ve ona ulaþalým.Laikliðin içki ile giyim kuþam ile iliþkilendirilmesini doðru bulmuyorum.Her yerde her zaman her konu da aþýrý uclar vardýr olacaktýr ancak doðrumudur hayýr deðildir dini kendi çýkarý için kullanan kiþi yada kiþiler ne kadar hatalý ise laikliði her alanda her þekilde olur olmaz biçimde dile getirmekte o kadar yalnýþtýr.

Milletimize hakiki laikliðin ne olduðunu anlatamýyoruz anlatmalýyýz öðretmeliyiz bilgilendirmeliyiz.hakiki halis dindar insanlarada gereken saygýyý göstermeliyiz.Biz þunu hala öðrenemedik devlet makamý yada devlet iþi gören kiþi devlet büyüðüdür rte tarzýnda bir kýsaltma þýk deðildir sevelim sevmeyelim ancak ülkemizin Baþbakanýna bu tarz kýsaltmalar ile seslenmek olmamalý derim.

Halk istemediðini zaten seçimlerde al aþaðý edior týp ký geçmiþte olduðu gibi.Gene en doðru kararý halk verecektir.Alevilerde dahil olmak üzere toplumun tüm katmanlarýnýn siteme yönetime idareye tam katkýsý birikimi tecrübesinin aktarýmý saðlanmalý her kesim her topluluk kucaklanmalý anlýþmaya çalýþýlmalý birbirimizi sevmek olmasa dahi saygý duymayý becerebilmeliyiz. Saygýlarýmla.

1928 DÝNÝ ISLAH PROJESÝ VE BEYANNAMESÝ

1. Demokrasi alanýnda görülen büyük Türk Devrimi dili, ahlaký, hukuku ve bütün toplumsal kurumlarýyla baþlýca iki görünüm gösteriyor.

BÝRÝNCÝSÝ: Bütün toplumsal kurumlarýn bilimselleþmesi...

ÝKÝNCÝSÝ : Bütün toplumsal kurumlarýn millileþmesi...

Dolayýsýyla toplumumuzun yaþamýnda bilim ve akýlla kavranabilen bütün konularýn aklýn ve bilimin yetkisi ile yönetildiði gibi milli yaþama iliþkin bütün çalýþmalar da sapkýnlýktan kurtulmakta ve milli dayanýþmaya katýlmaktadýr.
Türk Devrimi dilde, ahlakta, hukukta, iktisatta, sanatta yaptýðý bütün dönüþümlerin kaynaðýný bilimin aklýn uygunluðundan ve milli yaþamýn verimli geliþiminden almaktadýr.

2. Din de toplumsal bir kurumdur. Diðer toplumsal kurumlar gibi yaþamýn gereklerine katlanmak, geliþimin yolunu kovalamak zorundadýr.
Bu geliþim, gerçi dinimizin doðasýndaki esaslar dýþýnda olmayacaktýr. Ancak bununla, dinimizin bilimsel, iktisadi ve estetik buyruklarý her ne olursa olsun bütün eski biçimlere ve eski geleneklere baðlý ve geliþim gücünden yoksun kalacaðýný düþünmek yanlýþtýr. Dolayýsýyla, Türk demokrasisinde din de gereksindiði geliþimi ve canlýlýðý göstermelidir.

3. Böyle bir reform olanaðý bulunmakla birlikte, bunu gizemcilerin akýldýþý ve öfkeli etkilenmelerinden beklemek, bugünkü toplum koþullarýna göre olanaksýzdýr. Dinsel yaþamda, ahlaki ve iktisadi yaþam gibi ancak bilimsel düþünceler ve bilimsel yöntemlerle düzeltilmelidir ki, diðer sorunlarla uyumlu bir biçimde özel ve kiþisel verimini ve geliþimini gösterebilsin. Bu düzenleme için kurumumuzun düþündüðü önlemler þunlardýr.

TAPINMA BÝÇÝMÝNDE:

Tapýnaklarýmýz temiz, düzgün, gezilmeye ve görülmeye açýk ve oturulacak bir biçimde geliþtirilmelidir. Tapýnaklarda sýralar, elbiselikler yapýlmalý ve temiz ayakkabýlarla tapýnaklara girilmesi desteklenmelidir. Bu dinsel reformun tapýnmaya iliþkin saðlýk koþuludur.

TAPINMA DÝLÝNDE:

Tapýnmanýn dili Türkçe olmalýdýr. Ayetlerin, dualarýn, hutbelerin Türkçe biçimleri kabul edilmeli ve kullanýlmalýdýr. Bunlar yalnýzca belleðin sermayesi olarak deðil, yazýlý ve basýlý olarak da kullanýlabilmeli ve tapýnaklarda bu temele göre örgütler kurulmalýdýr.

TAPINMANIN GÖRÜNÜÞÜNDE:

Tapýnmalarýn son derece güzel, coþturucu bir biçimde yapýlmasý saðlanmalýdýr. Bunun için usulüne uygun olarak söylemeye yetenekli müezzinler imamlar yetiþtirmek gerekmektedir. Ayrýca tapýnaklara müzik aletlerinin girmesi de gerekmektedir. Tapýnaklarda dinsel müzik niteliðinde çaðdaþ ve enstrümantal müziðe kesinlikle gereksinim vardýr.

TAPINMANIN ÝDEOLOJÝSÝNDE:

Hutbelerin basýlý biçimleri yeterli deðildir. Söylev vermek, okumaktan ayrý bir þeydir. Hutbelerde önemli olan doðrudan doðruya bilimsel, yahut iktisadi düþünceler deðil, doðrudan doðruya dinsel olan deðerler ve felsefi içeriktir. Bunu verebilecek olan insanlar, güzel konuþmada yetkin din bilginleridir. Bu düzeyde konuþmacýlarýmýz Ýlahiyet Fakültesi kanalýyla yeterince yetiþinceye kadar, dýþarda bulunan din düþünürlerinden ve din bilginlerinden yararlanmak gerekir.

Bunlarýn dýþýnda yapýlacak iþ, din edebiyatýnýn ve din felsefesinin kurulmasýdýr. Bu amacý, eski biçimiyle ve doðrudan doðruya ilmi kelam ve doðrudan doðruya tasavvuf saðlayamaz. Asýl önemli olan þey, ne Kur’an-ý Kerim’in Türkçesi ne de bu Türkçenin sýnýflanmýþ ve düzenlenmiþ biçimidir. Önemli olan þey, Kur’an’ýn ve Ýslam dininin insani ve mutlak içyüzünü gösterir felsefi bir araþtýrmadýr. Þimdiye kadar bu yapýlmamýþtýr. Kur’an-ý Kerim bu gözle görülüp, kuvvetli bir zeka ile anlaþýlmadýkça, saf akýlla ve soyut mantýkla anlaþýlamaz.

Bütün deðiþimin gerçekleþmesi için bilimsel bir merkez tarafýndan oluþturulacak olan uygulama projesinin hazýrlanmasý gerekir. Bu bilim merkezi Ýlahiyat Fakülteleridir.

Türk devrimi bu fakülteyi oluþturmakla bu gereksinimi belirlemiþ bulunuyor. Fakültemiz üç senelik bilimsel öðretimde, deneyleri sonucunda Türk toplumu için iyi ve onurlu olacaðýna inandýðý bu deðiþim anlayýþýna ulaþmýþtýr.

Özet olarak, ayinlerin saðlýklý bir biçime kavuþturulmasý, Türkçeleþtirilmei, güzelleþtirilmesi, felsefeleþtirilmesi konularýndaki önerilerin uygulama yönünü ve iþleyiþini ayrýntýlarý ile açýklayacaðýz. Böylece yeni Türkiye din alanýnda yalnýz bir vicdan anlayýþýnýn deðil, bütün esir ve geri olan Ýslam kavimlerinin hürriyet ve geliþiminin de yol göstericisi olacaktýr.

Ýmzalarý olan kurul üyeleri:

KÖPRÜLÜZADE FUAD
ÝSMAYIL HAKKI (BALTACIOÐLU)
ÝZMÝRLÝ ÝSMAÝL HAKKI
HALÝL HALÝT
HALÝL NÝMETULLAH (ÖZTÜRK)
MEHMET ALÝ AYNÝ
ÞERAFETTÝN (YALTKAYA)
ARAPKÝRLÝ HÜSEYÝN AVNÝ
HÝLMÝ ÖMER
YUSUK ZÝYA (YÖRÜKHAN)

Kuruldan çekilerek imza vermeyenler:

BABANZADE (AHMET) NAÝM BEY
FERÝT KANÝ (KAM) BEY

/////

Bay BÝLGÝLÝ,

Yukarýda Mustafa Kemal tarafýndan kurulan Ýslam Araþtýrmalarý Kurulu’nun 1928 Yýlýnda hazýrlamýþ olduðu ancak yayýnlanmayan bir beyanname var...

Evet...

Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý tek parti CHP ve Onun deðiþmez lideri Mustafa Kemal tarafýndan kurulmuþtur...

Bu baþkanlýk býrakýn Mustafa Kemal'e karþý TANRI'ya karþý bile yürekli ve maçasý yiyen yiðit KULlardan oluþmuþtur...

Bu yiðitliði ve cesareti gösteremeyen artýklarý ve o artýklar peþinden giden zavallý saf insanlarýmýzý da iyi biliriz...

Siz tek parti özellikle ilk dönem hakkýnda konuþabilmeniz için önce giydiðiniz veya size giydirilmiþ TAKKEyi önünüze koyacak sonra bizimle muhattab olacaksýnýz!

Yukardaki beyannameyi de tok karnýna günde üç kez fatiha niyetine okuyacaksýnýz...

Burada gevezeliðin ve zevzekliðin alemi yok!

VESSELAM!..