Valla sayın gecem1970 ben bu deyimi ilk Salih Bozok un anılarında sonra Afet İnan ın anılarında ve en sonda Sayın İlknur Güntürkün Kalıpçı nın bir kitabında okudum. Malumunuz ben kaynakçayı en son yazıyorum amma bilinçli bir hemen hemen aynı cümleyi kurma yok daha ziyade aklın yolu birdir demek istiyorum. burada....
Sayın commodore1tr,
İletiyi eklediğim gün yani 10 kasımda İlknur Güntürkün Kalıpçı'nın ifadesinin aynen kullanıldığı bir etkinlik izledim. Bir lise etkinliğiydi. Enfesti. Okul müdürü yazmıştı. Metinlerden biri benim alıntıladığım bölümü içeriyordu. Ve gençler inanılmaz güzel canlandırdılar. Hele eş zamanlı canlı yaptıkları müzikler... Ata'nın gençliği dedim kendi kendime.
İşte o hoşnutlukla bir parçasını paylaşmak istedim sitemizle. Bu başlık en uygun yer gibi göründü gözüme. Ancak anlatımınızı bölüp parazit yapmaktan da sıkıntı duyduğum için altına bir "pardon" ekledim.
Özetle yukarıdaki ifadenizle bir bağ kurmamıştım. Amacım kaynakça vurgusu yapmak değildi. Zaten alıntı yapmanızı gerektirecek bir benzerlik yok yazınızda Kalıpçı'yla.
Milliyet'ten Devrim Sevimay'ın tarihçi İlhan TEKELİ ile yaptığı ilginç bir röpotaj yayınlandı. İlhan Tekeli, Can Dündar'a haksızlık yapıldığını ve Kemalizmin Atatürk'e yapılan en büyük haksızlık olduğunu iddi ediyor. Bence oldukça ilginç olan yazıya aşağıdaki linkten ulaşmak mümkün.
16.11.2008 tarihli Radikal İki'de eğitimci İsmail Özcan'ın "İnsan Atatürk" başlıklı bir makalesi yayınlandı.
İnsan Atatürk
Dünyada Atatürk kadar milleti tarafından sevilen bir lider yoktur veya çok azdır. Buna karşılık Atatürk kadar arkasına saklanılan, onun kadar sömürülen ve makam hırsına alet edilen, rant devşirme aracı yapılan bir lider de yoktur
1960’lı yılların ikinci yarısında Amerikalı ünlü aktör Yul Brynner, dönemin yetkilileri tarafından, çevrilmesi düşünülen bir Atatürk filminde rol alması ve görüş bildirmesi için Türkiye’ye davet edilmişti. Yul Brynner, bu daveti kabul edip Türkiye’ye gelince ilgililerle görüştü, Atatürk’le ilgili bazı inceleme ve araştırmalar yaptı. Atatürk’ün asker ve devlet adamı olarak bulunduğu bazı mekânları gezdi, buraların sorumlularından bilgiler aldı. Bu ön etütten sonra Türkiye’den ayrılırken şu mealde bir açıklamada bulundu: “Bir Atatürk filmi çevrilemez! Türkiye’de hangi taşı kaldırsan altından Atatürk çıkıyor. Biz çevrilecek böyle bir filmde Atatürk’ün büyüklüğünü, başarılarını anlatırken gerçekçi olmak açısından yanlışlarına, insani zaaflarına da yer vermek isteriz. Oysa Türkler buna hazır değil. Türkler Atatürk’e insan olarak değil, kusurlardan arınmış insanüstü bir varlık olarak bakıyorlar”.
Yul Brynner’ın bu ifadelerinin üzerinden 40, Atatürk’ün fani hayattan ebediyete intikalinden bu yana tam 70 yıl geçmiş olmasına rağmen, biz Atatürk’ü olduğu gibi kabul edecek bir olgunluğa henüz erişebilmiş değiliz. Halbuki 70 yıl bir kahramanı, bir lideri duygusallıktan arınmış, akılcı ve gerçekçi bir değerlendirmenin konusu yapmak için yeterli bir zaman dilimidir. Biz bugün bunu yapamıyoruz. Türkiye’de bugün de en zor şeylerden biri, Atatürk’ü bir insan, bir fâni, bir beşer olarak kabul etmek ve buna göre bir değer yargısında bulunmaktır. Atatürk söz konusu olunca, “beşer şaşar”, “hatasız kul olmaz” yaklaşımı anlamını yitiriyor. Masum sayılacak insani kusurları bile ona yakıştıramıyoruz. Cumhuriyetin 85. yılı dolayısıyla çok yakında vizyona giren Can Dündar yapımı Mustafa filmi bile, Atatürk’ü gökten yere indirip insan yanıyla tanıtmayı denediği için radikal Atatürkçülerin öfkeli, tahammülsüz, linç kıvamında eleştirilerine hedef oluyor. Atatürk’e böyle bakınca, tartışma-üstü sayısız meziyetleri yanında hasbelbeşer hata ve kusurları da olabileceğini söylemek cesaret işi oluyor. Bir bilge, “Hiç yanlışlık yapmayan kimse hiçbir şey yapmamış demektir” diyor. Atatürk gibi çok şey yapmış, büyük mücadelelerin içinden gelmiş bir insanın hatalar da yapmış olması gayet doğaldır. Yanlışlar, kusurlar insanları küçültmez bilakis olgunlaştırır. Atatürk bazı hatalarını kendisi ortaya koymuştur. Sözgelişi “öztürkçe”de ısrarın dili çıkmaza sokması nedeniyle Falih Rıfkı Atay’a, “Çocuk, biz bu konuda yanlış yaptık!” demesi bunun bir örneğidir.
Doz ayarlaması
Atatürk’ü yüceltmenin, ululamanın, her türlü hata ve kusurdan masun göstermenin ise sınırı yoktur. Bir lider, bir kurtarıcı, bir devlet kurucu olarak sahneye çıkmasından bu yana dünyada hiçbir insana Atatürk’e olduğu kadar ululuk, ölmezlik, yanılmazlık, ebedilik vb. tanrısal sıfatlar izafe edilmedi. Hiçbir insanın şahsı etrafında Atatürk’ün şahsı etrafında olduğu gibi bir kült oluşturulmadı. Biz sevginin de, nefretin de dozunu iyi ayarlayamayan bir milletiz. İkisinde de abartma eğilimimiz ağır basıyor. Bunun iyi bir örneğini de Atatürk sevgisinde veriyoruz.
Birkaç yıl önce Cumhuriyet gazetesinde, pîr fâni denecek yaşta emekli bir öğretmen Atatürk’e hitaben şöyle diyordu: “...eşi, emsali bulunmayan; büyüklüğünün boyutları ölçülemeyen, kurtarıcımız...”
Konuyu bilmeseniz, bir insandan değil de pekâlâ doğaüstü bir varlıktan, bir tanrıdan söz edildiğini sanabilirsiniz.
Doğan Cüceloğlu, Savaşçı adlı kitabında, ilkokul öğrencisi kızının bir gün okuldan döndüğünde kendisine, “Baba, Atatürk mü büyük, Allah mı büyük?” diye bir soru soduğunu, bu sorudan, öğretmenlerin Atatürk’ü adeta bir tanrıdan bahseder gibi anlattıkları kanaatine vardığını anlatıyor.
Tarihi bir lidere böyle bakılınca, böyle algılanınca her görüş, sağ uçtan sol uca politik yelpazenin her rengi, onu referans olarak kabul ediyor veya öyle gösteriyor. Onu yanına almaya veya arkasına sığınmaya çalışıyor. Düşünün ki Erbakan bile “Atatürk yaşasaydı Milli Görüşçü olurdu!” diyebiliyor. Böyle bir ortamda gerçek Atatürk’e ulaşmak zorlaşıyor. Bu durum da, Attila İlhan’a Hangi Atatürk?, Taha Akyol’a Ama Hangi Atatürk?, başkalarına da gerçek Atatürk’ü bulma çabası güden yazılar ve kitaplar yazdırıyor.
Ölümünden bu yana 70 yıl geçmesine rağmen artısıyla eksisiyle insan Atatürk’e ulaşmanın, insan Atatürk’ü keşfetmenin hâlâ engellerle karşılaşması çok acı, çok düşündürücü!
Dünyada Atatürk kadar milleti tarafından sevilen; milleti tarafından adı kahramanlıkla, vatan kurtarıcılığıyla, devlet kuruculuğuyla, yenilikçilikle özdeşleştirilen bir lider yoktur veya çok azdır. Buna karşılık Atatürk kadar arkasına saklanılan, onun kadar sömürülen, politik ikbale, mevki ve makam hırsına alet edilen, rant devşirme aracı yapılan bir lider de yoktur.
Batılı ülkelerde ruhban sınıfını iğnelemek için bazı kitaplarda yer verilen şöyle bir hikâye var: Hz. İsa, Ortaçağ’da Avrupa’da bir şehre inmiş ve hemen Peygamber İsa olduğunu ilan etmiş. Olayı hemen şehrin başrahibine haber vermişler. Başrahip, “Yalandır, İsa olamaz, derhal tutuklayın ve hapse atın!” diye emir vermiş. Sonra, gecenin geç saatinde, hapisteki Hz. İsa’yı ziyaret etmiş. Hürmetkâr bir ifadeyle, “Ben de inanıyorum ki sen İsa Efendimizsin. Ama niye geldin? İşlerimizi bozmak için mi? Biz senin adına her şeyi ne güzel idare ediyoruz. Şimdi şuradan geldiğin gibi uç git. Yoksa seni yeniden çarmıha gerdiririm!”
Türkiye’deki birçok Atatürkçünün hali, kıssadaki başrahibe benziyor. Atatürk dirilse de bıraktığı yerden işe koyulsa, onun adına bugün politik güç ve rant devşiren kişi ve çevrelerin bundan hiç memnun olmayacakları açıktır.
asıl atatürk'ü çanakkale savaşında yok saymak için insan üstü hurafeleri uyduranların tezgahıdır bu......
minnetimizi ifade ederken abartmiş olmamız onu bir doğa üstü olduğuna inandığımız anlamınamı gelir. ?
pöh!
çok özel şartlardan çok özel dönüşümler ve değişimler yapabilen herkese duyulabilecek hayranlıktır bizimkisi.
benim itirazım can dündarın penceresinden gösterilmeye çalışılan atatürk imajınadır..
yaptığına belgesel diyeceksen içinde yorumun olmayacak.
yorum yapacaksan adına belgesel demeyeceksin.
tarhin önemli çok önemli duraklarından bir sahneyi cımbızlayıp önü ve arkası çok farklı bir gerçeği farklı algılatma hakkınız olabilirmi?.
atatürk ulusumuzun bileşkesidir.
dedemin komutanıdır.
öl dediğinde ölmeye giden dedemi bilgisayarınızın başına yanlayıp anlamanız mümkün değil. bunu anlıyorum
anlamadığım atatürk!ü ilah statüsünde algıladığımızı düşünmenizdir
son olarak ben bu filmden çıkardığımı söyleyeyim
ya dedem çok aptal mış
yada .can dündar kötü niyetli.................................!
Sevgili Comodor,
Bu gece harikalar diyarının alice'inin kuyudan düşmesi gibi kendimi hukuki.net 'de , hem de sınavı geçip üye olmuş buldum.....
Ben kimim ? neredeyim ? ,sen kimsin ? siz kimsiniz ? , mustafa kim ? , can dündar kim ?? , film ile ilgili yazıları yazanlar kim , benim mustafam - senin mustafan , benim babam senin babanı döver tartışmalarını "gerçek" insanlar mı yazıyor ??????
Aklım almıyor !!!! , bir allahın kulu çıkıp da "bre adam bu filmde söylenenleri hangi YAZILI kaynaktan aldın " , senin mustafan ölü olduğuna göre kucağına alıp anlattıramadın ya , söyle evladım Dündarcan , hangi kitaptan kopya çektin , söz veriyorum dövmeyeceğim.....hatta çukulata alacağım.
Bu kadar mı bilimsellikten uzaklaştık , her söyleneni doğru kabul edip , üzerine günlerle yazıp - tartışıp vakit harcıyoruz ????
Neden kimse herşeyden önce sormuyor Can Dündar'a:
Bu yazılanların kaynağı ne ? hangi söz Atatürk'ün kendi yazısı ile kendi tarafından kayda geçirilmiş , hangisi başka kaynaklarca yazıya geçirilmiş, ya da ses kaydı mı - sesli film kaydı mı , bilimsel yazılarda alıntı yapıldığında tırnak içine alınır - minicik bir numara verilir ve referans verilir , - nereden alındığı - tarih kaynakça - yazarı vs. vs. .
Araştırmacı böyle çalışır , sadece gazeteciler yazdıklarının kaynağını açıklamayabilirler , ama ikisinin karışımı olan "ARAŞTIRMACI GAZETECİ" yani CAN DÜNDAR olunca da böyle Mustafa filmi gibi bir garabet ortaya çıkar.
Sn. Dündar ve Saygın Sponsoru NTV Mustafa'nın kitabını çıkartıyorlarmış, umarım tüm belgeleri ile hangi sahne hangi belgeden alınmıştır açıklarlar , (ya da korktuğum gibi : arka kapak içine bir Bregoviç cd'si , bol resim , şahane renk ayırımı ve baskılı süper prodüksiyon = 0-5 yaş için Mustafa boyama kitabı).
gelecekte bir günde ,internetten okuduğumuz herşeye inanmayacak bir jenerasyona kavuşmak ümidiyle !!!!
Filmin sonunda kocaman bir liste : araştırmaların yapıldığı arşivler , özel koleksiyonlar , kütüphaneler , kitaplar , yazılar ..... up uzun bir liste ....
AMA biz hangisine inanalım ? sen referans vermezsen ,
en uyduruk tv filmlerinin çoğunda bile , sonunda yazarlar : xxx. tarafından filancanın falan kitabından "uyarlanmıştır " , ya da bu filimdeki karakterler tamamiyle hayalidir , ya da filimdeki diyaloglar xx....x....y.....z.... belgeleri veya kayıtlarından alınmıştır .
Dündarcan'cık , böyle bir açıklamayı bize layık görmeyecek kadar bizi küçümsemiştir . Hepimizin aşağılanmış , hafife alınmış olduğunu düşünüyorum .
Bizzat "Mustafasının" - "Mustafamızın" bize bastıra bastıra miras bıraktığı bilimsellikten hiç mi bir şey anlamamıştır? ,
Ya da 80 nesillen nesile aktarılan kahramanların , efsanelerin sazlı sözlü aktarıldığı orta asya günleri nostaljisi mi yaşamıştır?
Yanarım - yanarım ,şuna yanarım : bunca insanı , konken masasında alt komşusu arkadaşı hakkında üst komşusuna berberde ne anlatmıştır dedikodusu yaparcasına , dedikodu derecesinde - varsayımlar üzerine saçma sapan konuştururmuş, milyonlarca insanın GERÇEK SORUNLARINI görmemesini sağlayacak kadar gözünü bağlamış ve vaktini almıştır .
bir deli bir kuyuya taş attı , artık vakit harcamıyalım ,
ve Atatürk kimdi sorusunu , Dündarcan'cığın yaşı kadar yılını arşivlere , belgelere adamış akademisyenlere soralım , bırakalım da Dündarcan'cık da konudan konuya hoplaya zıplaya yaşlı teyzeleri gözyaşlarına boğan "belgeseller" yapsın , düdüğü çalmaya hevesli kanallardan "kitlelere" seslensin , ama bizi rahat bıraksın.
Bu filmde kaynak alınan en önemli şahıslardan bir tanesi de Baskın Oran' dır. Eserlerinden faydalanmanızı öneririm.
Baskın Oran adını duyunca,vehbinin kerrakesi şimdi anlaşıldı işte... Anasına bak kızını al, kaynağına bak filme öyle git demek ki. Ben hala gitmedim, gitmeyeceğim, korsanından bile izlemeyeceğim.
Ön yargı, (adı üstünde) yoktan edinilen bir sonuç değil, zihinde şekillenen ve belli deneyimlerin bileştiği doğruluğu tartışıLABİLİR bir vargıdır. Önceden sabıkası olanın sonraki suçunda tecil ve paraya çevirilmesi hakkında nasıl titiz davranaılacaksa, Baskın Hoca'nın da önceki sabıkaları nedeniyle BENDE böyle bir izlenim uyanmıştır. Bu benim kişisel görüşümdür, ne demokrasiyle ne de hukukun üstünlüğü kavramıyla ilintilendirmenin olanağı yoktur.
merhabalar , arkadaşım mustafanın şöyle bir sorunu var: uzun bir flört döneminden sonra eşiyle evlendi, evlilikleri şöyle oldu.bu bayanın bazı yanlış...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Savcılıpa Başvurdum Ama Dosyam...
09-09-2025, 21:16:16 in Bilişim Hukuku