+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 17 ileti bulundu.

Konu: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat -  Savcı Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Yaklaşık 18 gündür şaşkınlık öfke ve sabırla bekliyordum. Acaba ne olacak ki nasıl olacak ki diye... Buradan da bir devlet terörünü mevcut hükümetin belediyeler eliyle şeriata geçişini savcıların uyumasını ve aslında bu hükümet sayesinde bağımsızlığımızın da tehlikede olduğunu anlatacağım. Tabiiki aksi görüşleride dinleyeceğiz okuyacağız ama önemli olan ülkemizin gerçeği... Hiç bir zaman Türkiye bu kadar acz içine düşmemişti daha acısı savcıları içimden sorgulamaya başlamamıştım şimdi sorguladım ve bitirdim. Benim vergimden maaşlarına giden her kuruşa yazıklar olsun aşamasına geldim... Artık bu ülkede savcı olmasa da olur noktasına vardım. Umarım düşüncem değişir ...

    Amma Turgut Altınok isimli şahıs her türlü tespit kamera görüntüsüne rağmen kalkıpta '' “Yaşananları doğru bulmuyorum, tasvip etmiyorum. Aynı gün de soruşturma açtırdım. Suçu kim işlediyse cezasını çekecek. Zabıtalar sopayı onların elinden aldıklarını ve onların saldırdığını söylüyor. Bu, soruşturma sonucunda ortaya çıkacak;Belediyemizde görev yapan zabıtaların içki sattığı gerekçesiyle bakkal Metin Şahin’i darp ettikleri ve sırf bu gerekçe ile bakkalını kapattıkları iddiası asılsız olup Keçiören Belediyesi’ne, şahsıma ve benim üzerimden de AKP’ye dönük iftiradır.Maalesef, seçime yakın CHP toplumumuzun bazı değerlerini istismar ederek oy avcılığına çıkmıştır. Bu bir CHP komplosudur. Metin Şahin’in babası da CHP üyesidir. CHP’nin bir yöneticisi de bu olayı alevlendirmektedir.'' diyince artık yazmak farz oldu....

    Şimdi adamın tv lere de yansıyan bir ryhsatı var Ruhsat 0500-0100 saatleri arası yazıyor... Belediye başkanı ise konuşmasında 2300 a ladar diyor. Daha başlarken yalan söylüyor. Zaten zabıtanın tam 2301 de orada ne işi var ? Ah sizi cehennemde yanasıca din tacirleri ah... Hadi bu dünyada zulm ile iktidardasınız da öbür dünyada ne yapacaksınız çok merak ediyorum diyeyim konuya başlayayım....



    Hukuki NET Güncel Haber

    Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat -  Savcı konulu yargıtay kararı ara
    Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat -  Savcı konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Sabah gazetelere baktığımda Alla Allah dedim. Ne oluyoruz ? Aslında olan belliydi ama buda pes dedirtecek kadar aymazdı artık. Haber acıydı.

    ''“Gece saat 01.00’e kadar açık tutma ruhsatı olan tekel bayisine, saat 22.45 sularında gelen sivil ekipte görevli iki zabıta, çivili sopalarla küfrederek saldırdı. İlk darbeyi kafama allınca tezgahın arkasına düştüm. Orada infazımı yaptılar, küfrettiler. ’Seni öldüreceğiz, bu saatte büfe niye açık’ diye bağırdılar. ’Allah rızası için yapmayın, izin verin dükkanı kapatayım’ dedim, dinlemediler. ’Allah’ı da seni de tanımıyoruz’ dediler. Sonra, yara bere içinde dükkanı kapattım. Bu sefer dükkan kapısı önünde, yine vurdular. Günlerdir ağrı, bulantı çekiyorum, kusuyorum, en ağır darbeyi alnıma aldım.”

    Yer Ankara , Ankara başkent, Laik Cumhuriyetin Başkenti... Büfe 60. hükümetin başının evinden 500 metre ilerdeymiş. Ve acısı da detay da var...

    ''Yalnızca birkaç içkili restoranın kaldığı semtte...'''

    Dedim kıyamet kopacak. Normal olarak aslında biz haberi okuyana kadar kopması gerektiğiydi. En azından zabıtalar görevden alınmalı belediye başkanı hakkında soruşturma açılmalı v.s v.s.... Ama tıss yok. Bir savcı buna da bakmayacaksa neye bakacak ki ? Gerçi neye bakıyorlar ki o da ayrı... baksalar ve en önemlisi önlerinde CUMHURİYET yazdığını anımsasalar böyle olur mu? Neyse... Var bir terslik derken çok daha garip bir haber çıktı sonra ki günlerde.

    '' İlçede son yaşanan dayak olayı ile gözler bir kez daha Keçiören Belediyesinin uygulamalarına çevirirken, konu ABD Hükümeti’nce de yakın takibe alındı. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Büyükelçilik Başkatibi Jeff Colins’i söz konusu dayak olayını araştırmakla görevlendirirken, Colins de çalışmalarına başladı.

    Başkatip Colins, bu çerçevede ilk olarak dayak olayının mağduru Metin Şahin’i evinde ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’ten bilgi aldı. Büyükelçilik Başkatibi Colins, geçtiğimiz hafta CHP Genel Merkezi’nde ziyaret ettiği Ateş’e, “Konuyu yakından takip ediyoruz, gelişmeleri hem ABD hem de AB yetkililerine rapor edeceğiz. Kaygı verici bir olay” dedi. ''

    Hoppala hasan dayı... Tamam biz kepazelik yaptık alışığız da buna amma abd ye ne oluyor yahu ? Biz bağımsız değil miydik ? Değilmişiz çünkü bundan sonra olanlar daha garipti...

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    ABD nin olaya '' el koymasından iki gün sonra aslınca üzücü olay oldu savcılık soruşturma başlattı !!!! O ana kadar uyuyan Ankara savcılığı ABD HOPPPP diyince uyandı !!!

    '' Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Keçiören'de bakkal dükkanı işleten Metin Şahin'i dövdükleri iddia edilen Keçiören Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde görevli 2 kişi hakkında, “kasten yaralama” ve “mala zarar verme” suçlarından soruşturma başlattı.

    Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu Savcısı Mehmet Cihan Kısa'nın yürüteceği soruşturma kapsamında, şikayetçi Metin Şahin ile Keçiören Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde görevli şüpheliler B.Ş. ve E.G'nin ifadelerine başvurulacak.

    Soruşturma çerçevesinde, olay anına ilişkin kamera görüntüleri de değerlendirilecek.

    Zabıta görevlileri hakkındaki soruşturma, “kasten yaralama” ve “mala zarar verme.''

    Gülermisin ağlar mısın ? Hüngür hüngür ağlarım... Ben Anlara nın bu olayla ilgili Tüm savcılarından vatandaş olarak şikayetçiyim. Savcıların görevlerini yapmadıklarını söylüyor ve suç duyrusunda bulunuyorum. Tabiiki hiç bir işe yaramayacak amma tarihe not düşmek için yazıyorum. Yani özetle Türkiye acz içine düşürülüyor.... Ayıptır yazıktır...

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    ABD nin bu ilgisine iki farklı yorum geldi işin ilginci birisini Yılmaz özdil yazdı diğeri genel olarak yorumlandı. Bakış açıları farklıydı ama ikiside acı gerçeği vurguluyordu.... Okumayanlar için Yılmaz özdil in yazısı

    Du yu andırsitend?

    AKP'li belediyenin zabıtaları Keçiören'de içki satan gariban büfeciyi sopayla dövdüler ya... Amerikan Büyükelçiliği anında soruşturma başlattı.

    *

    Bazı salak arkadaşlar da sevindi...

    "Büfeciye Amerikalılar sahip çıktı!"

    *

    Kardeşim!

    Tekel bayii orası...

    Tekel, British American!

    Yeni Rakı satılıyor orada...

    Yeni Rakı, Amerikalı!

    Marlboro.

    Camel.

    Parliament zaten malum da...

    Samsun, British American.

    Maltepe, British American.

    Viski satılıyor...

    Johnnie Walker, İskoç.

    Jameson, İrlanda.

    Jack Daniel's, Amerikan.

    Absolut da satılıyor...

    İsveç votkası.

    Güzel güzel biralar var...

    Miller, Amerikan.

    Beck's, Alman.

    Corona, Meksika.

    Carlsberg, Danimarka.

    Heineken, Hollanda.

    Budweiser, Belçika.

    Foster's, Avustralya.

    Efes Pilsen, Coca Cola ortaklı.

    Coca Cola, Amerikan...

    *

    O büfede, Türk olan sadece büfeci!

    *

    Coni malını koruyor, malını...

    Onun için soruşturma açıyor.

    Yoksa, eli sopalı dinciler, gariban

    büfecinin burnunu kırmış, ona ne?

    *

    Üstelik...

    Sen ne malına sahip çıkıyorsun, ne insanına... Dinciler büfeciyi yamultmuş, Amerikalılar soruşturma açmış, sana ne?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Diğer yazarlarımız da genel rahatsızlığı dile getirdi. Tabiiki paçavra ve malum bazı gazeteler bu olayı yok saydı. Örneğin çok çağdaş Zaman da tek satır yoktu. Geçiştirmeye çalışanlarda ''kaçak satışa zabıta dur dedi'' dediler .... kaçak satış neydi ? Zabıta nasıl ? Kime ? Neden ? nerede ? nasıl ? niçin ? kimle ? Ne zaman ? sorularını ortada bıraktı.

    Bu olay aslında bir çok şeyinde habercisiydi. AKP nin asla ve kata din tacirliğindenvaz geçmeyeceğinin, ramazan yaklaşırken dinden prim yapmak isteyen sahtekarların artacağının, Türkiye nin kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek isteyenlerin gücünün ve en acısı uyuyan yargının... Daha ağırını dememek için uyuyan yargı dediğimide burada belirteyim. Konu ilerledikçe içiçe girdikçe yargı uyuyor mu uyuytuyor mu ? ya birlikte karar veririz. Ancak ne olursa olsun çok ciddi bir yargı iç denetiminin gerekliliği ortaya çıkmıştır çok geç kalmadan...

    Yoksa aşağıda ki fıkraya gidiyoruz haberiniz ola...

    Bir fırının önünden geçerken kadı efendinin burnuna güzel kokular gelmiş. Bakmış, vitrinde, güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek yatıyor. Kadı, fırıncıya
    ‘Ben bunu aldım’ demiş.
    Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
    Az sonra ördeğin sahibi gelmiş:
    ‘Hani bizim ördek?’
    Fırıncı boynunu büküp ‘Uçtu’ deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış, sonra korkup kaçmaya başlamış...
    Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üzerine düşmüş.
    Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.
    Koşarken çarptıkları Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...
    Sonunda zaptiyeler hepsini yakalayarak kadı efendinin karşısına çıkarmışlar.
    Kadı sırayla sormuş... Ördeğin sahibi,
    ‘Bu adam ördeğimi hiç etti’diye şikâyet etmiş.
    Kadı, fırıncıya sormuş:
    ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’
    Fırıncı ‘Uçtu’ demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış:
    Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar ‘Uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil’ diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.
    Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşın şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkarırsa o müslimin tek gözü çıkarıla..’
    Davacı ‘Ne olacak?’ diye sorunca kadı, ‘Şimdi’ demiş,
    ‘Fırıncı senin gözünü çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.’
    Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da kadı, ‘Tamam’ demiş, ‘Karını bir geceliğine teslim edeceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.’
    Böyle olunca fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi’ye:
    ‘Senin şikâyetin ne?’
    Yahudi ellerini açmış, ‘Ne diyeyim kadı efendi’ demiş, ‘Adaletinle bin yaşa sen e mi?’
    Kıssadan hisse: Ananı öpen kadı ise kime şikâyet edeceksin?

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Buradan da bir devlet terörünü mevcut hükümetin belediyeler eliyle şeriata geçişini savcıların uyumasını ve aslında bu hükümet sayesinde bağımsızlığımızın da tehlikede olduğunu anlatacağım.
    (...)
    Hiç bir zaman Türkiye bu kadar acz içine düşmemişti daha acısı savcıları içimden sorgulamaya başlamamıştım şimdi sorguladım ve bitirdim. Benim vergimden maaşlarına giden her kuruşa yazıklar olsun aşamasına geldim... Artık bu ülkede savcı olmasa da olur noktasına vardım.
    Öncelikle şunu ifade edeyim:
    Devletin düzenini sağlamakla görevli polis, jandarma, zabıta veya askerin her ne şekilde olursa olsun, muhatabı suçlu da olsa, vatandaşa kanun dışı şekillerde müdahale etmesi, onu dövmesi, tartaklaması, fiziksel şiddet uygulaması kabul edilebilir bir şey değildir.

    Olaya karışan zabıta memurları ve onun bağlı olduğu belediyeye karşı peşin hükümlü ifadelerinize şaşırmadım. Fakat kendinizi tutamayıp bu olayı soruşturacak savcılar hakkında -hem de daha nasıl tavır alacakları belli olmamışken- söyledikleriniz kabul edilebilir şeyler değil.

    Ergenekon davasında "daha yargı aşaması sonuçlanmadan kişileri suçlu ilan etmek doğru değil" fikrini savunurken, yargı aşaması sonuçlanmamış bir olayda şüpheli memurları, onun bağlı olduğu belediyeyi, onun da ötesinde bu konuda görev yapacak savcıları toptan suçlamak nasıl bir mantıktır?

    Sizin istediğiniz gibi davranmayan savcı "uyumaktadır, müstemleke savcısıdır", öyle mi? Bütün savcılara birden hakaret içeren böyle bir ifade kabul edilebilir mi?

    Zabıta memurları ve belediye hakkında söylediklerinizi geri almanızı beklemiyorum. Ama en azından savcılara karşı peşin hükümlü ifadelerinizi geri almaya davet ediyorum.

    (Bu zabıta memurlarının hareketini savunmak için yazılmış bir yazı değildir. Zabıta memurlarının fiziksel şiddetini de, büfecinin olayı başka yerlere çekmesini de tasvip etmiyorum.)

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    30.08.2008/HÜRRİYET


    Ertuğrul ÖZKÖK


    Yaptıkları ahlaki ve hukiki değil


    BUGÜN söz sırası, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’ta.

    Önce onun sözlerini aynen aktaracağım.

    Sonra da düşüncemi yazacağım.

    Dün öğle saatlerinde aradı ve "Ertuğrul Bey, önce bu olayla ilgili görüşümü söyleyeceğim. Sonra başka bazı bilgiler vereceğim" diye söze girdi.

    Şöyle devam etti:

    "Bu olayı kesinlikle tasvip etmiyorum. Olaya karışan iki elemanımızı açığa aldım. Kendilerine şunu açıkça söyledim: Yaptığınız iş ahlaki değildir. Etik değildir. Hukuki değildir. Şu an haklarında gerekli işlem yapılıyor."

    Kendisine, "Başkan, bugüne kadar Keçiören’de yaptığın işler hakkında hep övücü şeyler işitiyordum. O nedenle seyrettiğim görüntüler hem bende hem çevremde şok yarattı" dedim.

    Altınok, bu olayın başında, belediyenin iki adamının sopayı büfecinin elinden aldığını söylemişti.

    Dün konuşurken, belediye elemanlarının yaptığı işi tasvip etmediğini söyleyerek, dayak olayını doğrular biçimde konuştu.

    "Keşke daha ilk günden bu tavrı benimseseydiniz. Ne olay bu kadar büyürdü, ne de bu kadar eleştiri alırdınız" dedim.

    * * *

    Konuşmanın devamında ise başka bazı ilginç şeyler söyledi.

    Dayak yiyen büfeciyi kastederek, "Bu arkadaş da o kadar masum değil" dedi ve devam etti.

    "Bir kere burası içki satan büfe değil, bir bakkal. Bugüne kadar belediyeye 27 dava açmış, 25’ini kaybetmiş. Mahkeme masraflarından dolayı belediyeye 7.5 milyar borcu var ve ödemiyor."

    "Bütün bunlar, adamı mafyavari yöntemlerle dövmelerini haklı çıkarır mı?" dedim.

    "Kesinlikle haklı çıkarmaz. Yaptıkları yanlış. Gidip polise bildirmeleri gerekirdi. Ancak orada da şöyle bir durum var. Bundan önce 5 kere gelmişler, bu arkadaş hepsinde olay çıkarmış. Polis 5 kere müdahale etmiş. Ama dediğim gibi, bütün bunlar şiddetin mazereti olamaz."

    Bu arada büfecinin kişiliğiyle ilgili başka bir örnek veriyor.

    "Bu kişinin sadece bizimle sorunu yok. Daha önce Türkiye’nin iki büyük bira üreticisini de dava etmiş. Şişelerinin içinden izmarit çıktı deyip uydurmuş. Bira şirketinin temsilcileri bana geldiler, hayret içindeydiler."

    Anlattığına göre dayak yiyen Metin Şahin, bakkal dükkánının arkasına kaçak inşaat yaptırmış.

    Onun yıkılması dolayısıyla da epey hadise çıkmış.

    "Başkan, bu kadar iyi işler yapıyorsunuz. Neden bu içki meselesiyle bu kadar uğraşıyorsunuz? Benden önce burada içkili lokanta vardı, benim zamanımda yok diye övünüyormuşsunuz" dedim.

    "Ben kesinlikle böyle bir şey söylemedim" dedi.

    Peki parklarda yan yana oturan erkek ve kızlara müdahale eden "A Takımı" meselesi?

    "Öyle bir şey yok."

    Önceki gün gazetelerde vardı.

    Parkta oturan bir aileye sakallı bazı kişiler müdahale etmiş.

    "Keçiören Belediyesi’nde çalışan sakallı tek bir kişi yok. İçkili restoran meselesine gelince. Hep söylüyorum. Gelip bana ruhsat için başvurup da alamayan tek kişi varsa gelsin."

    Bu arada Keçiören’de açılacak yeni bir alışveriş merkezinin genel müdürü gelip, "Başkan biz içerideki restoranlarda içki servisi yapmak istiyoruz. Bir sıkıntı olur mu" diye sormuş.

    Başkan da, "Ne sıkıntısı olabilir" diye cevap vermiş.

    * * *

    Tabii her olayın iki yanı oluyor.

    Ben yine dünkü görüşümde ısrar edeceğim.

    Büfecinin hataları da olsa, bütün Türkiye’nin seyrettiği o görüntüleri açıklamak mümkün değil.

    Eli sopalı o iki görevli, Avrupa Birliği’ne tam üye olmaya hazırlanan Türkiye’ye yakışmıyor.

    Böyle durumlarda yöneticilere düşen, bu vandallığı yapan görevlileri daha ilk andan itibaren cezalandırmak, hatta uzaklaştırmaktır.

    Böyle insanların kamusal görevlerde asla yeri olmamalı.

    Bu arada, büfeyi işleten Şahin ailesine de bir çift sözüm var.

    Bu olayı, Sünni-Alevi meselesi haline getirmeyin, çünkü inandırıcı olmuyor ve kendi savunmanıza zarar veriyorsunuz.

  9. #8
    mkocagul Misafir

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Sayın SDT 23
    Artık yazdığınız hiçbir şeye şaşırmıyor ve malesef bundan sonra ciddiye dahi almıyorum. Yukarıda sayın Comodore1 in yazıları bir daha okudum ve sizin bu yazılardan çıkardığınız sonucu çıkarabilmek için çok zorlandım. Ama malesef başaramadım. Size önerim yukarıda yer alan satırları baştan itibaren atlamadan okumanız gerekirse okutmanız ve sonra yazmanızdır. Yazdıklarınız ile yukarıdaki yazıların hiçbir alaksı yok. Yazının neresinde zabıtalar peşinen yargılanıyor? 18 gün boyunca tek açıklama tek soruşturma yapılmayınca verilen bir tepki var. Bir ABD elçisinin duruma el koyup konuyu ele almasından sonra bir savcının görevini hatırlayıp soruşturma açmasını bir TÜRKİYE Cumhuriyeti vatandaşı olarak içinize sindiriyormusunuz? Müstemleke tanımlamasını hazmedebilirmisiniz? Hangi ülkede bir ABD elçisi adli ve idari bir olaya dahil olabilir ve araştırabilir? Mesela Irak Büyükelçimiz dahi bu güne kadar ırak taki bir olayı sorgulayabildimi?
    Mesela aynı ABD elçisi Fransa da bunu yapabilirmi?
    Biz bu ülkelerden daha az mı devletiz?
    BU olayın soruşturulması sizce gerekli değilmi?
    Siz görevli savcı olsanız Resen ve derhal bu konuya el koymaz mıydınız?
    Bir konu ancak bu kadar çarpılabilir ve bu yanıtım için de kusura bakmayın.
    Bu forumdaki herkese, herkesin fikrine sonsuz saygım var. Ama çarpıtan okuduğunu dahi anlamayanlara benim diyecek sözüm yok.
    Ne alakası var bu konunun Ergenekon ile? Orada takılıp kalmışsınız, daha ileriye gidemiyorsunuz. Yollarınız hep aynı yerde son buluyor. O konuda dahi kendinize ait olan özgün bir fikriniz yok. Bu olay öncelikle iddia boyutunun çok ötesinde. Okuma özürlü insanlar dahi kamera görüntülerine bakarak bir fikir sahibi olabilir. Kamera görüntüleri fotomontaj mı sizce? Bu görüntüler her şeyi anlatmıyormu? Belki izlememiş olabilirsiniz ama net te var bir bakın sonra yazmak kolay.
    Bu görüntülere diyecek laf olmadığı için susuyorlar.
    Esen kalın.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Sep 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    769
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    sdt23' ün yanıtlaması dileğiyle, (malum iddianameyi adeta mahkeme ilamı olarak kabul etmektedir)

    İddianamede bakan dedikodusu

    Musa Kesler Ergenekon iddianamesinin ek delil dosyasından Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat ile eski milletvekili Emin Şirin'in, Başbakan Erdoğan hakkındaki telefon görüşmesinin kaydı çıktı Konuşmada, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın 1998'deki şiir davasında avukatlığını yaptığı Erdoğan'ın mahkûm olmasını önlemek için, iki hakim ile bir savcıyı satın aldığı iddia ediliyor












    Ergenekon davasında telefon dinleme kayıtlarının herhangi bir ayıklamadan geçirilmeden iddianameye ek delil dosyasına konması, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı hedef alan dedikodu niteliğindeki çok garip bir iddianın da dava dosyası üzerinden kamuoyuna yansımasına yol açtı.
    Bu kez ortalığı karıştıran, bugünkü Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın 1998 yılındaki ünlü şiir okuma davasında o sırada avukatlığını yaptığı Erdoğan'ın mahkum olmasını önlemek için iki hakim ve bir savcıyı satın aldığı iddiası. Yazıcı, bu iddiayı "alçakça bir iftira" olarak nitelerken, bu iddiayı bir telefon konuşmasında Ergenekon sanıklarından Emin Şirin'e dillendiren Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat ise "bu konuşmayı hatırlamadığını" söyledi.

    Niye eklediği belirsiz
    Emin Şirin, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'deki bir gecekonduda bulunan bombalarla ilgili olarak 18 Ağustos 2007 tarihinde gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Şirin, poliste bir gece geçirmişti. Savcı Zekeriya Öz, hazırladığı iddianamenin sanıklar listesine Şirin'i dahil etmemişti.
    Savcı Öz'ün, Şirin Ergenekon davasında sanık olmadığı halde kendisinin yaptığı telefon konuşmalarını iddianamenin ekine dahil etmesi usul açısından tartışmalı bir durum yaratmış bulunuyor. Savcı Öz, iddianameye eklediği ve Başbakan Erdoğan'la ilgili iddialara da yer verilen bu telefon deşifresine yaklaşık 2.450 sayfa tutan iddianame metni içinde herhangi bir şekilde atıf yapmıyor. O zaman sanık olmayan bir şahsın telefon konuşmasının neden iddianameye eklendiği sorusu gündeme geliyor.

    Erdoğan'a maaş iddiasıİddianameye ek 429'uncu klasörde bulunan söz konusu konuşma, Emin Şirin ile Kalafat arasında 12 Eylül 2007 tarihinde yapılan uzun bir telefon görüşmesi sırasında geçiyor. Bu konuşma esnasında Kalafat, Yazıcı'nın 1998 yılında Erdoğan'ın avukatlığını yaptığı sırada "bir Savcı ve iki hakimi satın aldığını", bunun için harcanan paranın da Kalyon İnşaat adlı müteahhitlik firması tarafından tahsis edildiğini ileri sürüyor.
    Kalafat, aynı konuşmada Erdoğan'ın Refah Partisi İl Başkanı olduğu dönemde (1994 öncesi) kendisine Milli Gazete'den 300 bin lira maaş götürdüğünü de iddia ediyor. Aynı konuşmada eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun da bir müteahhitlik şirketinin ortağı olduğu iddiası da yer alıyor.

    Yazıcı: Alçakça bir iftira
    Devlet Bakanı Yazıcı, Milliyet'in konuya ilişkin sorusu üzerine " Bu alçakça bir iddia. Hiçbir mesnedi yok... Absürd... Böyle bir şey olamaz. Ben o tür işlerin içinde olamam; ben avukat olarak adaletin tecelli etmesi için çalışan kişiyim. Bunlar iftiradır, uydurmadır. Kaldı ki, o davada ikiye bir Sayın Erdoğan için mahkumiyet kararı çıktı" dedi.
    Yazıcı, Savcı Zekeriya Öz'ün bu iddianın geçtiği bir konuşmanın deşifresine soruşturma dosyasının ekinde yer vermiş olması konusunda da şöyle konuştu:
    "Keşke ayıklamış olsaydı. Ancak Savcı iddianamenin özgünlüğünü korumak için ulaştığı bütün verileri ayıklama yapmadan eklere dahil etme yoluna gitmiş olabilir. Ayıklamaya gitmiş olsaydı, bu kez hangi kıstaslara göre ayıkladığı konusunda bir tartışma çıkabilirdi. Bu nedenle hepsini koymuş olabilir dava dosyasına."

    İşte o konuşma:
    Şaban Kalafat: Adam (Erdoğan) o kadar akıllı ki, bak Abdülkadir Aksu'yu tasfiye ediyor, tasfiye ederken Aksu'nun otuz yıllık arkadaşı olan Cemil Çiçek'i birinci başbakan yardımcılığı vererek sus payı veriyor ve Abdülkadir Aksu'yu satmasına vesile oluyor.
    Emin Şirin: Cemil Çiçek'e sattırdılar Aksu'yu...
    Şaban Kalafat: Satıldı ama Kalyon İnşaat dik durdu. Halbuki o Hasan Kalyoncu, ki parasını kendi cebinden verdi, Recep Tayyip Erdoğan minareler süngü şiirinden yargılanırken...
    E.Ş: Biliyorum, biliyorum...
    Ş.K: O zaman Hayati Yazıcı avukatıydı, üç hakimden iki hâkimi ve savcıyı satın aldı Kalyon'un verdiği parayla ama Abdülkadir Aksu'yu bakan yapmadı diye Kalyon inşaat bütün işlerden çekildi, mesela Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı işlerden metrobüs işini bıraktı falan...
    E.Ş: Helal olsun...
    Ş.K: Ya adam böyle de tavır koydu, niye çünkü Kalyon'un büyük ortağı Abdülkadir'di...
    E.Ş: Abdülkadir ne yapacak şimdi?
    Ş.K: Abdülkadir Abi şu anda hiçbir şey yapmayacak, bekle gör... Çalışırlarsa Melih'le (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek) beraber çalışabilir, çünkü Melih'in bir daha aday olma şansı yok
    E.Ş: Onlar Melih'le ekip yapacaklar...
    Ş.K: Evet Melih'le birlikte, çünkü Melih dikkatinizi çekiyorsa etrafını hep boşaltıyor, bürokratlarının hepsini tasfiye ediyor, kendisine yeni bir ekip oluşturmaya çalışıyor, çünkü başına geleceği biliyor.
    E.Ş: Evet
    Ş.K: Bütün eski ekibi Tayyip'e yakın, Abdullah'a yakın ne kadar ekip varsa onları boşaltıyor, şirket genel müdürlerini yok işte orda bilmem ne su işleri genel müdürü kimse onu ASKİ'yi, EGO'yu megoyu hepsini boşaltıyor...
    E.Ş: Ama kongrede birşey yapamaz, Tayyip çok kuvvetli...

    ‘Erdoğan'a Milli Gazete maaşı’
    Ş.K: (...) Ben bu Tayyip denilen adamı da çok iyi tanırım yani. Mesela Erhan Göksel, Mesut Yılmaz'ın danışmanıydı ama 94 öncesi parayı bastırıyordu VERSO'ya, Erhan Göksel'e... Seçimlerde hep Refah Partisi'ni birinci gösteriyordu, veyahut ikinci üçüncü gösteriyordu ki potaya girsin diye...
    E.Ş: Parayı veren de Ahmet Ergün...
    Ş.K: Ahmet Ergün bond çantayla veriyordu, bende resimleri var.
    E.Ş: Biliyorum canım, hepsini biliyorum
    Ş.K: Tayyip Erdoğan da beni kovduydu, Albayrak'ın makamında vermişti. O zaman alt katta Refah Partisi vardı üst katta da Ahmet Albayrak... Topkapı'daki bina... Sen ne arıyon lan orada
    E.Ş: Evet
    Ş.K: O zaman Albayrakların şirket merkezi oraydı, Tayyip beni bi gördü, "Sen ne arıyon lan burada" dedi. "İn aşağı" dedi bana, çünkü ben Tayyip'le 86'dan beri çalışıyordum. Yani bağırsağının nasıl yattığını bilirim...
    E.Ş: Evet...
    Ş.K: Milli Gazete'den nasıl 300 bin lira maaşı ben kendim elden götürdüğümü bilirim, beyaz zarfın içinde
    E.Ş: İyi güzel de şimdi maşallah çok zengin bi adam oldu...
    Kalafat: Kişisel hayatıma tecavüz
    Telefondaki iddialarıyla ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat, "Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin'le birçok görüşmesi olduğu için Hayati Yazıcı'yla ilgili görüşmesini hatırlayamadığını" söyledi.
    Kalafat, "Bu konuyla ilgili elinizde bir belge var mı?" sorusuna, "Ben konuşmak, görüş belirtmek istemiyorum" diye cevap verdi. Kalafat, Erdoğan'a zarf içinde maaş götürdüğü iddiasıyla ilgili olarak da, "Öyle bir şey olmadı, sohbet anında hızlı hızlı konuşurken, öyle çıkmış olabilir ama öyle bir şey yok, ben zarf götürmedim" dedi.
    Kalafat, maaş olayıyla ilgili şöyle konuştu:

    'Büyüklerimizden duyduk'
    "Bunlar bizim büyüklerimizden duyduğumuz şeyler. Ben o zamanlar 16-17 yaşlarındayım. Tayyip Bey, il başkanı olduğu dönemde muhasebe şefliği yapıyordu. Teşkilat o zaman il başkanından daha fazla verim alabilmek için Tayyip Bey'e zamanının tamamını partiye ayırmasını istiyor. Tayyip Bey de geçimini nasıl temin edeceğini soruyor. Teşkilat da böyle bir yol buluyor. Yine büyüklerimizden duyduğumuza göre Tayyip Bey'e, geçimini sağlasın diye böyle bir nevi maaş veriliyor..."
    Kalafat konuşmalarının dava dosyasında yer almasıyla ilgili olarak da, "Tamamıyla kişisel hayata bir tecavüzdür bu. Bu konuyla ilgili gereken tüm haklarımı, gazetemle görüşeceğim, gazetemin avukatlarıyla da görüşeceğim, ne yapabiliriz bu konuda diye. Çünkü ben hayatımda hiç içinde bulunmadığım konuyla ilgili olarak insanlar şaka yollu da olsa bana espriler yapıp, toplum için de az bir kredim varsa kredim zedeleniyor, şahsiyetim zarar görüyor. Bu konuyla ilgili gazetenin avukatlarıyla görüşeceğim" dedi.
    Şirin: Dava açacağım
    Emin Şirin ise Tayyip Erdoğan ve Hayati Yazıcı hakkındaki iddialarla ilgili olarak şöyle konuştu:
    "Ankara'da bu dedikodu çok yaygın olarak konuşuldu. Bu konuyu Şaban'a sormak lazım... Bu dedikoduları aktardı herhalde. Şaban Milli Gazete muhabiridir, beni sık sık arar. Kandillerde, bayramlarda arar. Ankara'da bu dedikodular bol bol konuşuluyor."
    Ergenekon dosyasında telefon konuşmalarının yer aldığından haberi olmadığını söyleyen Emin Şirin, "Bunun özel hayata saldırı olduğu konusunda en ufak bir tereddüt yok. Savcı beyin bu konudaki duyarsızlığını da hayretle karşılıyorum. Bütün bunlar Savcı Zekeriya Öz ve ekibinin tarafsızlığına büyük bir gölge düşürüyor, ben dava açacağım" dedi.



  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Bağımsızlık - Müstemleke Şeriat - Savcı

    Alıntı mkocagul rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    18 gün boyunca tek açıklama tek soruşturma yapılmayınca verilen bir tepki var. Bir ABD elçisinin duruma el koyup konuyu ele almasından sonra bir savcının görevini hatırlayıp soruşturma açmasını bir TÜRKİYE Cumhuriyeti vatandaşı olarak içinize sindiriyormusunuz? Müstemleke tanımlamasını hazmedebilirmisiniz? Hangi ülkede bir ABD elçisi adli ve idari bir olaya dahil olabilir ve araştırabilir? Mesela Irak Büyükelçimiz dahi bu güne kadar ırak taki bir olayı sorgulayabildimi?
    Mesela aynı ABD elçisi Fransa da bunu yapabilirmi?
    Biz bu ülkelerden daha az mı devletiz?
    BU olayın soruşturulması sizce gerekli değilmi?
    Siz görevli savcı olsanız Resen ve derhal bu konuya el koymaz mıydınız?
    İşte benim de itirazım bu tepkinin eleştiri sınırlarını aşıp hakarete varmasına.
    Bir kişinin savcılara toptan "müstemleke savcısı" demesi normal mi, kabul edilebilir mi, hakaret değil mi?
    Ben bu ülkenin savcısına, hakimine müstemleke savcısı/hakimi denmesini hazmedemiyorum.
    "Şu yönde dava açmazsan, şu yönde hüküm vermezsen sen şöylesin" denmesini de.

    Ben düşüncelerimi bir cümlede ifade etmeyi başaramayınca, siz de ana fikri unutup diğer cümlelerden değişik anlamlar çıkarıyorsunuz.

    Bir savcının herhangi bir adli soruşturma başlatması için geçen ortalama süre ne kadar? Şikayet ne zaman yapılmış? Gerçekten soruşturma açılmayacakmış da ABD elçisinin olaya karışmasıyla mı soruşturma açılmış?

    Bu konuda elinizde somut bilgiler var mı? Yoksa yandaş medyadan okuduklarınızla mı karar veriyorsunuz?

    Zabıta memurlarına veya belediye başkanına sert çıkışlarınız daha müsamaha ile karşılanabilir, ama bu ülkenin savcısına hakaret edilmesini kabul edemem.

    Alıntı mkocagul rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bir konu ancak bu kadar çarpılabilir ve bu yanıtım için de kusura bakmayın.
    Bu forumdaki herkese, herkesin fikrine sonsuz saygım var. Ama çarpıtan okuduğunu dahi anlamayanlara benim diyecek sözüm yok.
    Ne alakası var bu konunun Ergenekon ile? Orada takılıp kalmışsınız, daha ileriye gidemiyorsunuz. Yollarınız hep aynı yerde son buluyor. O konuda dahi kendinize ait olan özgün bir fikriniz yok. Bu olay öncelikle iddia boyutunun çok ötesinde. Okuma özürlü insanlar dahi kamera görüntülerine bakarak bir fikir sahibi olabilir. Kamera görüntüleri fotomontaj mı sizce? Bu görüntüler her şeyi anlatmıyormu? Belki izlememiş olabilirsiniz ama net te var bir bakın sonra yazmak kolay.
    Bu görüntülere diyecek laf olmadığı için susuyorlar.
    Esen kalın.
    Ergenekonun kendisiyle alakası yok. Ama zabıta memurlarının her ne kadar tasvip edilmeyen kanun dışı davranışlar içinde oldukları yönünde kuvvetli deliller varsa da soruşturma tamamlanmadığı için şüphelidirler. Belediye başkanının bu kişileri azmettirdiğine dair herhangi bir somut delil yoktur.
    Sizin kanaatinize göre zabıta memurlarının suçu kesindir, benim kanaatime göre bazı Ergenekon sanıklarının suçu sabit. Ama gerçeği dava sonuçlanınca öğreneceğiz.

    Zabıta memurlarının suçunu, bu suçta hafifletici nedenlerin olup olmadığını mahkeme takdir edecek.

    Zabıta memurundan, belediye başkanına oradan da savcılara atlayan zincirleme bir suçlama söz konusu. Benim itirazım bu noktada.

    "Paçavra" denilen gazetelerde yazan haberlerden, en son Hurriyet gazetesinde E.Özkök'ün yazısından darp hadisesinde kullanılan çivili sopanın zabıta memurlarınca getirilmediği büfecinin olduğunu öğreniyoruz.

    Olaya ne ben ne de siz baştan sona tanık olmadınız. Olayın belli bir kısmına ait fotoğraflar var. Büfeci ucu çivili sopayla memurlara saldırıp saldırmadığını, zabıta memurlarının bu sopayı alıp büfeciyi dövüp dövmediğini bilmiyoruz.

    Yine boşuna konuşuyorum belki. Ama bir kez daha deneyeyim dedim.
    Konu sdt23 tarafından (30-08-2008 Saat 16:58:33 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. İran’a Şeriat, Demokrasi Ve Özgürlük Vaatleriyle Geldi
    Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım. Şah’ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım. Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve...
    Yazan: yas2010 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 4
    Son İleti: 07-01-2011, 16:24:02
  2. AKP den şeriat üniversitelerine diploma denkliği
    AKP’den şeriat üniversitelerine diploma denkliği! 10.11.2010 - 08:58 Yüksek Öğretim Denklik Yönetmeliği’nde sessiz sedasız yapılan değişiklikle,...
    Yazan: Gökhan Kartal Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 10-11-2010, 14:49:08
  3. Bağımsızlık 29 Ekim 1923 anısına
    BAĞIMSIZLIK 29 Ekim 1923 Anısına Yeryüzünde insanoğlunun var olduğu zamandan beri var olan, Anadolu’da en aşağı 7 bin yıldır yaşayan,...
    Yazan: metingökçe Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 28-10-2006, 22:52:31
  4. Türkiye müstemleke midir?
    Topraklarında güneş batmayan imparatorluğun Başbakanı "dear Sir" Tony Blair TC. Başbakanına bir mektup yazarak ufak bir ricada bulunmuşlar. ...
    Yazan: milo Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 28-10-2006, 17:54:43
  5. Savcı
    Savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti. Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı başhekime nedenini sordu. "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi...
    Yazan: admin Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 0
    Son İleti: 16-11-2004, 23:24:10

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.