Anadolu 500 yıl öncesine kadar bir orman deniziydi... Evliya Çelebi de Karadeniz’den ağaca çıkan bir sincabın daldan dala Akdeniz’e kadar hiç yere inmeden gittiğini yazar... O günlerden bu zamana, resmi kayıtlara göre ülkemizde sadece % 25 ormanlık alan mevcut...
Gene Evliya çelebi seyahatnamesinde,Timur' un fil ordusunu sakladığı ve kendisinin , bir seyahatte güneşe çıkmadan yol aldığı,Ankara ve Konya ormanlarından bahsetmektedir...
Yavuz Sultan Selim 'in "Baltacılar Birliği"
Anadolu ormanlarının zenginliğini anlatan rivayetlerden biri de Sultan Selim' in Mısır seferine ilişkindir;
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine giderken ormanların yoğunluğundan dolayı Anadolu’da çok yavaşlıyor. Olabilecek en makul çözümü buluyor ve orduya yol açılmasını sağlamak üzere ‘Baltacılar Birliği’ni kuruyor. Anadolu’da “Baltacılar Birliği” çok kolay olmasa da ordunun daha hızlı ilerlemesini sağlıyor...
Tabi Yavuz Sultan Selim'in bir başka amacının da doğudaki bütün İslam devletlerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmek olduğu söyleniyor. 1517'de ,Kahire 'yi alınıyor ve Mısır Memlükleri'ne bağlı Abbasi halifeliğine son veriyor.
Ve böylelikle meşruluğu bazı kesimlerce tartışmalı dahi olsa Hilafet Abbasi soyundan Osmanlı Soyuna geçiyor ve 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırılıyor.
Geçmiş zaman olurki ,hayali cihan değer.Şu küçük hikayeden bile, kimbilir,cihan değer ne hayaller çıkar.?
çevrecilik diyerek ülkenin hiç bir taşına toprağına dokunmamak, taaa dedemden kalan bayır ve çayırlarla muassır medeniyet seviyesine ulaşmak...bunlar imkansız şeyler...oraya dokunma çevreciler, bunu yapma şuçular....avrupa ülkelerini gezerken gökdelenler harika yollar, bunlar yapılırken anıtlar kurulu veya formalite çevreci gruplar yoktur sanırım......bu işin siyaseti olmaz, başka ülklelerde 50 sene önce uygulanan teknoloji ve gelişimler henüz yeni başlarken bile bu engel koymalar niye.....siyaset dışı bir iş olmalı bu...
Ragıp Üstad;
Türbanla ilgili tartışmalarda ben genellikle "başötüsü" kavramını kullandığımda, türbana karşı olan bir çok arkadaş; türban ile geleneksel başörütüsünün, yazmanın, çevrenin vs.nin farklı şeyler olduğunu ve kendilerinin karşı olduğu şeyin "türban" olduğunu, anadoludaki geleneksel başörtülerine (yazmaya, çevreye) karşı olmadıklarını söylüyorlar ve arkasından da benim anneannem de, falanca yakınım da başörtülü ama sıkma başlı (türbanlı) değil diye de örenk veriyorlar.
Ama sizin "çevre" kavramı üzerinden yaptığınız kelime oyunundan aslında geleneksel başörtüsü olan "çevre"ye de karşı olduğunuz gibi bir izlenim edindim. Yanlış anladıysam özür dilerim, izah ederseniz sevinirim.
Konu çevre ve yeşilken bugün okuduğum M.Ali Birand köşe yazısından esinlenerek, yeşil zaten gitti, maviye de el attılar demek istiyorum.
Birand yazısında Ege'nin mavi koylarındaki BALIK ÇİFTLİKLERİNE değinmiş.
Bilinçsizce ve para kazanma hırsı ile açılan Ege KIYILARINDAKİ balık çiftlikleri, çevreyi, doğayı ve orada yaşayan diğer canlıları tam anlamıyla katlediyor.
Yabancı ülkelerde de balık çiftlikleri varmış. Ancak modern ülkeler bu çiftliklerin KIYI'da kurulmasına izin vermezmiş. Bu ülkelerde balık üretme çiftliklerine açık denizde izin verilirmiş.
Peki bizde neden kıyıda yapılırmış? Yemlemesi, kontrolü ve taşıması daha kolay olduğu ve dolayısıyla maliyeti düşük olduğu için...
Şimdi o güzelim Ege koylarını en iyi sektörümüz olan turizme kazandırmak yerine, villa mı kondursak yoksa balık çiftlikleri kurup, o güzelim maviyi YEŞİL dolarlara mı çevirsek?
Ragıp Üstad;
Türbanla ilgili tartışmalarda ben genellikle "başötüsü" kavramını kullandığımda, türbana karşı olan bir çok arkadaş; türban ile geleneksel başörütüsünün, yazmanın, çevrenin vs.nin farklı şeyler olduğunu ve kendilerinin karşı olduğu şeyin "türban" olduğunu, anadoludaki geleneksel başörtülerine (yazmaya, çevreye) karşı olmadıklarını söylüyorlar ve arkasından da benim anneannem de, falanca yakınım da başörtülü ama sıkma başlı (türbanlı) değil diye de örenk veriyorlar.
Ama sizin "çevre" kavramı üzerinden yaptığınız kelime oyunundan aslında geleneksel başörtüsü olan "çevre"ye de karşı olduğunuz gibi bir izlenim edindim. Yanlış anladıysam özür dilerim, izah ederseniz sevinirim.
Selamlar, saygılar.
Sn Bilgili,
Ragip Bey'in cevre benzetmesinden ben türbani anladim, sanirim herkes de boyle anlamistir. Sanmiyorum ki bu forumda bir kisi dahi cikip Anadolu'daki basortusunu reddetsin, istemesin.
Ama tesbihte hata olmamali derseniz o konuda yorum yapamam.
"Anadolu'daki başörtü" üniversiteye, devlet kuruluşlarına, "kamusal alan"a girebilir mi?
Mesela üniversiteli kızlar, üniforma mecburiyeti olmayan bölümlerde folklor kıyafetleriyle okula devam edebilir mi?
Bence girmeliler ne var yani bunda? Folklor kıyafeti de ilginç olurdu, düşünsenize müsteşar Artvin kıyafetinde, yardımcısı Kırklareli, Erzurum ve Kafkas kıyafeti biraz tehlikeli çünkü bışak,kama, kılıç gibi kesici delici aletler var onlarda, Silifke ise kulak ütüler kaşık sesinden ama hoş olurdu yani. Rengarenk bir devlet dairesi.Folklor kıyafetlerinde kızların başında da mutlaka yöreye özgü bir örtü olur. Böylece türban tarışması da kökünden çözümlenmiş olur. Siz SAĞ biz selamet.:o:o:o
Farklı üniversitelerin farklı etkinliklerinde bulundum. Türban yasağını savunan, öğrenci dışındaki ziyeretçilerinde uymasını takip eden üniversiteler de dahil olmak üzere hiçbirinde folklor kıyafeti giymiş öğrencilerin kıyafetine müdahale görmedim. Hatta etkinlik sonrası kıyafetleriyle kantinlerde oturduklarına da tanık oldum. İyi fikir. Madem herkes geleneksel örtünün sakıncası olmadığında aynı düşüncede foklor kıyafeti giyilsin. MHP'nin çenealtı formülünü, babaanne işi diye beğenmeyen türbanlı kızlarımız köylü işi diye giyerler mi bilmem.
Bu arada şunu da hatırlatmak lazım. Bilmem fark ettiniz mi ama halk oyunları kadın kostümlerinde çoğu yörede örtünün altından saç görünür. Gösterilerde kızlarımızın saçları genelde kısa olduğu için takma saç örgüleri ile bu eksiklik tamamlanır. Bazı yörelerde bu saçlar (belikler) gelenekseldir. Yani özünde de takma saç gerçek saçla birlikte kullanılır. Ailenin kadınları nesiller boyu bu saçları biriktirmiştir.
Acaba uzun ve gür saçları olduğu hissi vermek için türbanın altına acayip araçlar koyan kızlarımız, foklor kıyafeti giyerlerse, sırtlarına örtünün altından, bu örgüleri de salarlar mı?
Konu gecem1970 tarafından (28-08-2008 Saat 19:29:10 ) de değiştirilmiştir.
İstanbul’dan saat 18.00’de 234 yolcusu 11 mürettebat ile hareket eden 11006 sefer sayılı ‘Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ treninin 5 vagonu, saat 19.45’te...
Yazan: ipekderya Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
Merhaba 21 Yaşında bir gencim olayı basitçe anlatacağım 2024 Ocak gibi yani 2024'ün başında O Zamanlar yasak olmayan Discord uygulamasında tanıdığım...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Tck 245/1 Ceza siniri hakkinda
05-09-2025, 22:57:41 in Ceza Hukuku