+ Konuyu Yanıtla
4 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon
31 den 40´e kadar toplam 46 ileti bulundu.

Konu: Ak Parti Davası Sona Erdi

Ak Parti Davası Sona Erdi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #31
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Alıntı padelt rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bak genç kardeşim, kesin kanaat oluştu demek parti kapatılmasın diyen 5 üye hukuksal değil siyasi karar verdiler demektir buda yüksek mahkemeye hiçte yerinde olmayan bir hakarettir.Hukukçumusunuz bilmiyorum ama hukuksal konularda siyasi yorumlar yapmakta israr ediyorsunuz ve biz hukukçularada bir nevi saygısızlık yapıyorsunuz, dolayısıyla cevap yazmadan önce lütfen mesajlarımı okuyunuz ayrıca sizi bilmem ama bizler için hukuk söz konusu olunca gerisi teferruattır.
    Bakın şimdi yaşlı amcacım sizin yazınızı alıntı yaparak yanıt verdiğimden dolayı kırmızı kırmızı mesajımı okuyunuz yazısı anlamsız oluyor. Okumuşum ki yanıt vermişim.

    Belki sizin kadar yaşlı ve bilgili değillerdir amma bakın ne demişler....

    ''Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin bundan sonra AKP'nin laik cumhuriyet aleyhine olacak hiçbir eylemini "odak olma" yönünden incelemeyeceğini belirterek, "Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nin 10 üyesi AKP'nin laik cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğunu kabul etmiştir. Bu, artık araştırılamaz bir gerçek olmuştur"

    '' Gerçekten on bir yargıçtan biri, eylemlerin odak olmadığı onu, eylemlerin odak olduğu altısı, temelli kapatma dördü devlet yardımının yarısının kesilmesi yönünde oy kullanmışlardır. Birinci kümedekiler hukuksal tanı ikinci kümedekiler ise yaptırımla ilgilidirler. Aynı görüşmede oylanamazlar. Özleri/nitelikleri/mahiyetleri başka başkadırlar. İlk oylama, sanık sandalyesine oturtulan partinin eylemlerinin odak olup olmadığı konusunda/sorununda olmak gerekirdi.

    Böyle yapılmadığı için, mahkeme başkanı, daha sonraki konularda/sorunlarda görüşmeye yasaya uygun olarak katılmamıştır. Bu yüzden mahkeme yasaya göre oluşmamış, toplanmamıştır.

    Kuşkusuz, oylama yasal görüşme ve oylama kurallarına uyularak yapılsaydı, büyük olasılıkla, bir yargıç dışında on yargıç odak olma konusunda/sorununda ‘evet’ diyeceklerdi.

    Daha sonra uygulanacak yaptırım, yani kapatma ya da devlet yardımını kesme yaptırımlarından hangisinin uygulanacağı konusu/sorunu görüşülmeli ve oylanmalı, bütün yargıçlar, başkan dahil bu konuda görüşlerini bildirmeli ve oylarını kullanmalıydılar. Bu konuda/sorunda başkan hiç oy kullanmamış büyük olasılıkla görüşünü bildirmemiştir. Bir başka deyişle bu konuda/sorunda da mahkeme, yine yasaya göre oluşmamış on üye ile karar vermiştir.

    Başkan bu konuda da görüşünü açıklamak zorundadır. Açıklasaydı belki de oylamanın yazgısı değişecekti.

    Kapatma yaptırımı gereken çoğunluğu sağlamadığı takdirde, yardımı kesme yaptırımının dozu görüşülmeli ve oylanmalıydı.

    Yine başkan dahil bütün yargıçlar bu konuda da/sorunda da görüşlerini açıklamalı ve oylarını kullanmalıydılar.

    Mahkeme, başkan yaptırım aşamasında oy kullan(a)madığı için, yasaya uygun biçimde toplanamamıştır.

    Bu nedenlerle başkanın ‘odak değildir’ oyu, özü/niteliği/mahiyeti başka oylara eklenemez. Çünkü, oyların toplanabilmesi için özlerinin/niteliklerinin/mahiyetlerinin özdeş olması kuralı çiğnenmiştir. Bir başka deyişle, yaptırım konusunda on yargıç oy kullandığı için, yargılanan parti yararına toplama kuralı da uygulanamaz.

    Bu kurala başvurulamayacağı için de on oyla ‘devlet yardımının yarısı kesilmiştir’ denilemez.

    Özetle oylamaya göre, devlet yardımının kesilmesi yaptırımı ancak dört oyla çıkmıştır.

    Bu durum karşısında hem mahkemenin yasal biçimde oluşması, hem de toplama kuralı çiğnendiği için oylama butlan (hiçlik) ile sakatlanmış karar çıkmamıştır.

    C. Başsavcılığı, karara karşı olağanüstü yollara başvurmalı, bu önemli kararın hukuka uygun biçimde çıkmasını sağlamalıdır.''

    Bunu da Sami Selçuk diyor....

    yani Odak olma da sorun yok ta ceza da sorun var...

    Ha siz bunlardanda iyi biliyorsanız bilemem...

    Evet bazı şeyler benim içinde teferruat....



    Hukuki NET Güncel Haber

    Ak Parti Davası Sona Erdi konulu yargıtay kararı ara
    Ak Parti Davası Sona Erdi konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #32
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    İletiler
    88
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    En azından mesajımı okumuşsunuz, çok büyük bir gelişme var sizde (Mesajları okuyarak cevaplamak açısından )...
    Konu padelt tarafından (02-08-2008 Saat 16:23:27 ) de değiştirilmiştir.

  4. #33
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın mahkemeye sunduğu 400'ü aşkın delilden sadece 50 kadarının AYM tarafından delil olarak kabul edilmesi de bence önemli.
    Sayın savcı nelerin kanunen delil olacağını bilmiyor mu?

    Kabul edilen delillerin çoğu da üniversitede kıyafeti serbest bırakan düzenleme hakkında partililerce yapılan beyanlar. Türkiye Anayasası'na laiklik 1937 yılında girdikten sonra başörtüsü/türban yasağının üniversitelerde uygulanmadığı bir dönem varsa, demek ki ya daha önce laikliğe aykırı bir uygulama senelerce devam etmiş ya da daha önce uygulanan bu serbestlik laikliğe aykırı değildir.

    Ayrıca oylamalar sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılmaması yönünde karar çıktıktan sonra üyelerden Fulya Kantarcıoğlu'nun "Şimdi de kimlere siyasi yasak getirileceğini oylayalım." şeklindeki talebi de bir bilgisizliğin sonucu mu yoksa kasıtlı bir davranış mı?

    Sayın Anayasa Mahkemesi üyesi Anayasa'nın 69. maddesindeki açık hükmü okumamış mı?

    Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.

    Yoksa 367 garabetinden kalma bir alışkanlıkla kendisini anayasa ve yasa koyucu olarak mı görüyor?

  5. #34
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Ben dün akşam Cevizkabuğunu da seyrettim. Daha önce okuduğum tüm anayasa uzmanlarıda aynen sayın commodore1tr ın dediği yorumu yaptılar hukuki olarak.

    Ancak siyasiler ki sadece AKP tarafından bakanlar sayın padelt gibi düşünüyor genelde.

    Bu bağlamda sayın commodore1tr ın mı sayın padelt in mi daha hukuki yaklaştığı tartışma dahi götürmeyecek şekilde açıktır.

    Umuyorum ki siyasi kimliğiniz asla ve kata hukuki yaşamızında öne geçmez. Yoksa çok yazık hukuka

  6. #35
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Sayın commodore1tr'ın kısa bir bölümünü alıntıladığı Sayın Sami Selçuk'un yazısını bir bütün olarak okumakta fayda var:

    Birden çok yargıcın katıldığı toplu yargılamalarda görüşmelerin ve oylamaların nasıl yapılacakları hemen hemen bütün yargılama yasalarında ayrıntılarıyla belirlenir.

    Ancak ülkemizde bu kurallara uyulduğunu söylemek olanaksızdır.

    Türk öğretisi de, bu konuya yeterince eğilmemiştir. Yüzeysel değiniler sonucu, bu konuda verilen örnekler de çoğu kez yanlıştır.

    Anayasa Mahkemesinin (AYM) 30 Temmuz 2008’de AK Partinin kapatılması isteği üzerine verdiği kararda da ağır yanılgılara düşülmüş; karar sakatlanmıştır.
    Bilindiği üzere, 1983/2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa, siyasal partilerin kapatılmalarına ilişkin davaların, Ceza Yargılama Yasası (CYY) hükümlerine göre inceleneceğini ve ‘karara bağlanacağını’ öngörmüştür (m. 33).

    Dolayısıyla parti kapatma davalarının görüşülmesinde ve oylamasında da CYY’nin 227-229. maddeleri uygulanacaktır.

    Birden çok, yani on bir yargıcın katıldığı, toplu yargılamanın söz konusu olduğu AYM’de, geçerli/sağlıklı bir kararın çıkması için birbirini bütünleyen ve öğreti tarafından çokluk aşağıdaki biçimde adlandırılan kurallara, bu kuralların somutlaştığı maddelere uyulması zorunludur:

    Yapısal kurallar:

    a-Mahkeme yasaya uygun olarak oluşmalıdır.

    b-Görüşme ve oylamada, hükme katılacak bütün yargıçlar bulunmalıdırlar (m. 227; Eski CYY, m. 382).

    Bu kurallara uymamak, kesin temyiz ve bozma nedenidir (m. 289). Çünkü, böyle bir karar mutlak butlanla (hiçlik) sakattır.

    Görüşme ve oylamadayöntem kuralları:

    a-Görüşme ve oylama, dış etkileri engellemek için, gizli yapılır.

    b-Oylama en kıdemsiz üyeden başlanarak yapılır. Başkan ya da kıdemli üyeden başlamaz. Amaç, kıdemsiz üyeyi kıdemli üyenin manevi etkisinden ve baskısından kurtarmak suretiyle yargıcın bir başka yargıcın görüşüne karşı bağımsızlığını sağlamaktır (2949 sayılı Y, m. 42, CYY, m. 229).

    Konuları/sorunları birlikte oylama yasağı:

    Görüşme ve oylamayı yöneten başkan, görüşülecek ve oylanacak sorunların sıralanmasını da belirler. Buna göre de görüşülen her konu/sorun bu sıraya uyularak ayrı ayrı görüşülür ve oylanır. Asla birlikte görüşülemez ve oylanamazlar.

    CYY’nin 228. maddesinin gerekçesinde bu kurala değinilmişse de, derinliğine bir inceleme yapılmadığından verilen örnekler gelişigüzel, karışık ve tutarsızdırlar.

    Bir ceza yargılamasında konular/sorunlar üç ana başlıkta toplanırlar:

    a-Eylemin kanıtlanmasına ilişkin olanlar: Eylem olmuş mu olmamış mı? Olmuş ise sanık tarafından mı meydana getirilmiş, getirilmemiş mi?

    b-Eylem var ve sanık tarafından meydana getirilmiş ise, eylemin hukuktaki tanısı, yani adı nedir? Sözgelimi, insan öldürmeye kalkışmamı, yaralama mı, hırsızlık mı, dolandırıcılık mı?

    c-Yaptırım: Sözgelimi yaptırım, hapis mi adli para cezası mı, bunlarsa miktarları ne olmalı?

    Bu üç ana başlık altında birçok konu/sorun alt başlıklar olarak gündeme gelecektir.

    Nitekim, ağır ceza mahkemelerinde, özellikle Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz gibi bizimle aynı yargılama hukukunu benimsemiş ülkelerde, görüşülecek ve oylanacak konu/sorun sayısı, 90 ila 120 arasında değişmektedir.

    Birbirinden ayrı olan bu konuların/sorunların birlikte görüşülmesi ve oylanması olanaksızdır. Mantığın gerektirdiği sıraya uyulmaması kararı geçersiz kılar.

    Çoğunluk kuralı:

    Her konu/sorun, oybirliği ya da en azından yalın, salt ve nitelikli çoğunlukla karara bağlanır (CYY, m. 229, Anayasa, m. 69, 149, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, 12).

    İşlevsel kural:

    Bütün konular/sorunlar ayrı ayrı görüşülür ve oylanır. Sorunlar, kural olarak (iki) seçenekli ve birbirine karşıt durumları sergileyen diyalektiğe göre görüşülür ve oylanırlar. Burada özen gösterilecek nokta şudur: Özü/niteliği/mahiyeti aynı olan sorunlar karşıt durumlarıyla oylanabilirler. Sözgelimi, eylem var/yok gibi. Ancak eylemin varlığı/yokluğu konusu/sorunu, hukuksal tanı ya da yaptırımla birlikte oylanamaz. Böyle bir durum, armutlarla elmaların toplanmasını yasaklayan matematiğin/mantığın yasaları ile çelişir.

    Görüşmeye ve oylamaya katılmaktan kaçınamama kuralı:

    Mahkemede hazır bulunan her üye, her konuda/sorunda görüşlerini açık ya da örtülü olarak bildirmek, oylamaya katılmak zorundadır. Söz almasa bile esasen oylamaya katılarak görüşünü de açıklamış olacaktır. Hiçbir yargıç, daha önceki konuda/sorunda azınlıkta kaldığı bahanesiyle herhangi bir konuda/sorunda görüşmeye ve oylamaya katılmaktan kaçınamaz (CYY, m. 229/3).

    Kaçınırsa yargılama görevini yapmamış ve suç (déni de justice) işlemiş olur.

    Oylamada bu kurala uyulmadığı takdirde, ilkin mahkeme yasaya göre oluşmamış ve toplanmamış olur. Sözgelimi, on bir yargıcın katılımıyla oluşan bir mahkemede, yargıçlardan beşi eylemin kanıtlanmadığı yolunda oy kullanır, beşi kanıtlandığını ve biri eylemin hırsızlık olduğunu oyu ile açıklar, bir başkası da dolandırıcılık olarak sergilerse, beş yargıç eylemin hukuksal tanısına katılmamış, hukuksal tanıda mahkeme altı yargıcın katılımıyla karar vermiş; dolayısıyla mahkeme bu tanı aşamasında yasaya uygun olarak oluşmamış ve toplanmamış olur.

    Bu kural, ne yazık ki, ülkemizde sık sık göz ardı edilmektedir.

    Katıldığım bir Ceza Genel Kurul görüşmesinde, eylemin oluşmadığına inanarak oy kullanan bir yargıcı, hükümlülük kararında oy kullanmaya zorlamanın yanlış olduğu ileri sürülmüştü.

    Bu kaba ve yüzeysel bir yanılgıydı.

    Her yargılama yasasında var olan görüşme ve oylamadan kaçınamama kuralını öngören CYY’nin 229/2. madde ve fıkrası bu tür görüşleri engellemek için getirilmiştir

    Bu madde olmasaydı bile, mahkemenin yasaya göre oluşması ilkesi ve matematiğe yaslanan hukukun mantığı bizi aynı sonuca ulaştıracak idi.

    Batı öğretisinde bu konuda hiçbir tartışma yoktur. Eylem olmamıştır oyunu kullanan bir yargıç, mutlaka hukuksal tanıya katılmak zorundadır. Öğretideki biricik tartışma şudur: Sözgelimi, eylemin olmadığı yolunda oy kullanan bir yargıç, daha sonraki konularda/sorunlarda oylama yapılırken ilk oyunun etkisinde kalarak sürekli sanıktan yana oy kullanırsa ne olacaktır?

    Buna şu yanıt verilmiştir: Yargıç, önceki oylarının etkisinde kalarak önyargıyla oy kullanmamalıdır. Sanki, eylemin kanıtlandığı yolunda oy kullanmış gibi davranmalıdır. Eğer yargıç, daha önceki oyunun etkisiyle oy kullanırsa, yargıçlık yeterliliğini yitirir.

    Bu konuda doğru oy kullanmanın en çarpıcı örneğine 2409 yıl önce yapılan Sokrates’in yargılamasında rastlıyoruz: ‘Sokrates suç işlemiş midir, işlememiş midir?’ konusunda/sorununda 502 yargıçtan 281’i işlemiştir; 221’i işlememiştir yönünde oy kullanmış; suçun işlendiği konusunda/sorununda çoğunluk sağlanınca ikinci oylamaya geçilmiş; bu kez birinci oylamada ‘suç işlenmemiştir’ diyenlerden 30 yargıç, ilk oylamadaki görüşlerinden arınarak, ‘suç işlemiş olduğu saptanan Sokrates’in cezası ölüm müdür?’ sorusuna ‘evet’ demişler, Sokrates 311 oyla ölüm cezasına çarptırılmıştır.

    Bu, hukuk tarihinin oylamada en çarpıcı örneklerinden biridir ve doğrudur.

    Oyların sanık yararına (favor rei) toplanması kuralı:

    Görüşme ve oylamalarda çoğu kimi zaman ikiden çok seçenek ortaya çıkar. O zaman en aleyhteki oydan sanık yararına en lehteki oya doğru gidilir, en aleyhteki oy kendisine en yakın oya eklenerek çoğunluk sağlanır (Eski CYY, m. 385, Askeri CYY, m. 170).

    Ancak yineleyeyim ki, bu kuralın uygulanabilmesi için beşinci kurala uymak gerekir. Bir başka deyişle özünde/niteliğinde/mahiyetinde özdeş olan konuda/sorunda ikiden çok durum ortaya çıkması gerekir.

    Yukarıda söylediğim gibi, kanıtlama ile hukuksal tanının, hukuksal tanı ile yaptırımın öz/nitelik/mahiyeti özdeş değildirler. Armutlarla elmalar gibidirler. Bu noktada toplama kuralı işlemez.

    Ancak şu durumlarda bu olgu gerçekleşir. Sözgelimi, varsayalım ki, on bir yargıçtan üçü eylemin ‘kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından yararlanarak hırsızlık’ (TCY, m. 142/2-a, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis), dördü ‘kendini tanınmayacak duruma sokarak yağma’ (TCY, m. 149/1-b, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis), dördü de ‘kişinin içinde bulunduğu zor koşullardan yararlanarak dolandırıcılık’ (TCY, m. 158/1-b, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 5000 güne dek adli para cezası) suçlarını işlediği yolunda oy kullandılar. En ağır yaptırımı içeren yağma tanısının oyları en yakın hırsızlık tanısı oylarına eklenir, sanık hırsızlıktan hüküm giyer. Kuşkusuz, yaptırımda da ikiden çok süre ortaya çıkarsa aynı işleme başvurulur.

    Önceki bir oylama, daha sonrakileri gereksiz kılarsa, görüşme ve oylama son bulur

    (Hukuk YY, m. 385).

    Bu mantığın gereğidir. Sanık suç işlememiştir oyu çoğunluğa ulaşmışsa, daha sonraki konulara/sorunlara elbette geçmeye gerek yoktur. Gelelim AYM’de yapılan oylamaya.

    Hemen şunu belirteyim ki, açıklamaya göre, gör üşme ve oylamada, yukarıdaki kurallardan sadece, 2. maddede belirtilen yöntem kurallarına, yani gizlik ve kıdemsiz yargıçtan oylamaya başlama kurallarına uyulmuştur.

    Öbür kurallar çiğnenmiştir.


    İlkin konuların/sorunların birlikte görüşülmesi/oylanması yasağı kuralı çiğnenmiştir.

    Gerçekten on bir yargıçtan biri, eylemlerin odak olmadığı; onu, eylemlerin odak olduğu; altısı, temelli kapatma; dördü devlet yardımının yarısının kesilmesi yönünde oy kullanmışlardır. Birinci kümedekiler hukuksal tanı; ikinci kümedekiler ise yaptırımla ilgilidirler. Aynı görüşmede oylanamazlar. Özleri/nitelikleri/mahiyetleri başka başkadırlar. İlk oylama, sanık sandalyesine oturtulan partinin eylemlerinin odak olup olmadığı konusunda/sorununda olmak gerekirdi.

    Böyle yapılmadığı için, mahkeme başkanı, daha sonraki konularda/sorunlarda görüşmeye yasaya uygun olarak katılmamıştır. Bu yüzden mahkeme yasaya göre oluşmamış, toplanmamıştır.

    Kuşkusuz, oylama yasal görüşme ve oylama kurallarına uyularak yapılsaydı, büyük olasılıkla, bir yargıç dışında on yargıç odak olma konusunda/sorununda ‘evet’ diyeceklerdi.

    Daha sonra uygulanacak yaptırım, yani kapatma ya da devlet yardımını kesme yaptırımlarından hangisinin uygulanacağı konusu/sorunu görüşülmeli ve oylanmalı, bütün yargıçlar, başkan dahil bu konuda görüşlerini bildirmeli ve oylarını kullanmalıydılar. Bu konuda/sorunda başkan hiç oy kullanmamış; büyük olasılıkla görüşünü bildirmemiştir. Bir başka deyişle bu konuda/sorunda da mahkeme, yine yasaya göre oluşmamış; on üye ile karar vermiştir.

    Başkan bu konuda da görüşünü açıklamak zorundadır. Açıklasaydı belki de oylamanın yazgısı değişecekti.

    Kapatma yaptırımı gereken çoğunluğu sağlamadığı takdirde, yardımı kesme yaptırımının dozu görüşülmeli ve oylanmalıydı.

    Yine başkan dahil bütün yargıçlar bu konuda da/sorunda da görüşlerini açıklamalı ve oylarını kullanmalıydılar.

    Mahkeme, başkan yaptırım aşamasında oy kullan(a)madığı için, yasaya uygun biçimde toplanamamıştır.

    Bu nedenlerle başkanın ‘odak değildir’ oyu, özü/niteliği/mahiyeti başka oylara eklenemez. Çünkü, oyların toplanabilmesi için özlerinin/niteliklerinin/mahiyetlerinin özdeş olması kuralı çiğnenmiştir. Bir başka deyişle, yaptırım konusunda on yargıç oy kullandığı için, yargılanan parti yararına toplama kuralı da uygulanamaz.

    Bu kurala başvurulamayacağı için de on oyla ‘devlet yardımının yarısı kesilmiştir’ denilemez.

    Özetle oylamaya göre, devlet yardımının kesilmesi yaptırımı ancak dört oyla çıkmıştır.

    Bu durum karşısında hem mahkemenin yasal biçimde oluşması, hem de toplama kuralı çiğnendiği için oylama butlan (hiçlik) ile sakatlanmış; karar çıkmamıştır.

    C. Başsavcılığı, karara karşı olağanüstü yollara başvurmalı, bu önemli kararın hukuka uygun biçimde çıkmasını sağlamalıdır.

    Bu süreç işlemedikçe devlet yardımının kesilmesi yaptırımı uygulanamaz.


    Unutmayalım. Hukuk zar atmaz.

  7. #36
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    İletiler
    88
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Alıntı Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Ben dün akşam Cevizkabuğunu da seyrettim. Daha önce okuduğum tüm anayasa uzmanlarıda aynen sayın commodore1tr ın dediği yorumu yaptılar hukuki olarak.

    Ancak siyasiler ki sadece AKP tarafından bakanlar sayın padelt gibi düşünüyor genelde.

    Bu bağlamda sayın commodore1tr ın mı sayın padelt in mi daha hukuki yaklaştığı tartışma dahi götürmeyecek şekilde açıktır.

    Umuyorum ki siyasi kimliğiniz asla ve kata hukuki yaşamızında öne geçmez. Yoksa çok yazık hukuka
    Ben Akpli değilim, daha doğrusu bir hukukçu olarak siyasi parti tutmam, tarafsızlığından şüphe ettiğim ve kendisine bu konuda çokça eleştirilerde bulunduğum cevizoğlunun programlarınıda izlemem.Ancak ve ancak anayasaya göre konuşurum.Öncelikle bir ön bilgi vermek gerekirse mahkeme kararları bir bütündür parçalanamaz dolayısıyla mahkeme üyelerinin kararını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde Anayasa ve siyasi partiler kanunu derki kesin olarak odak olma hali varsa kapatın.Eğer kesin olarak odak olma hali vardıda anayasa mahkemesi üyeleri kapatmadıysa anayasa mahkemesi üyeleri açıkça suç işledi, yok eğer sayın sdt23'ün de ifade ettiği gibi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın mahkemeye sunduğu 400'ü aşkın delilden sadece 50 kadarının AYM tarafından delil olarak kabul edildiyse bu durum bizlere gösteriyorki mahkeme üyelerinin tamamında kesin kanaat oluşmamıştır.Ayrıca bu görüşlerimize ilaveten bir şey daha eklemek istiyorum, bazı arkadaşlar diyorki bu kararla odak olma hali tescillenmiştir bundan sonra aynı fiillerin olması halinde parti lapatılır oysaki bu kararı ceza hukuku açısından değerlendirdiğimizde iddianamede yer alan ve beraat eden fiillerden dolayı ikinci bir kez daha yargılama yapılamaz veya karardan sonra işlenen ve suçlamayı gerektiren fiillerle birlikte değerlendirilemeyeceği açıktır.Gel görki ortada anayasa mahkemesinin türban kararı ve yine sayın sdt23'ünde ifade ettiği gibi ''oylamalar sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılmaması yönünde karar çıktıktan sonra üyelerden Fulya Kantarcıoğlu'nun "Şimdi de kimlere siyasi yasak getirileceğini oylayalım." şeklindeki ifadesi anayasaya tamamen aykırı kararlar olduğundan bu mahkeme heyetinin ne yapacağı belli olmaz.Ancak demokrasilerde sebeplere takılmamak lazım bu karar sonucunda Türkiyenin önü açılmıştır, Akpyi değerlendirme yetkisi millete geçmiştir, umarım bundan sonra demokrasiye bu şekilde müdahaleler olmaz, ve türk hukuku dünya ile bütünleşir.

  8. #37
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Alıntı padelt rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    En azından mesajımı okumuşsunuz, çok büyük bir gelişme var sizde (Mesajları okuyarak cevaplamak açısından )...
    Umut fakirin ekmeğidir. Benim umudum yok ama genede umarım ki sizde okumaya başlarsınız günün birinde...

  9. #38
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Her ne kadar müthiş hukuk bilginiz olsada anayasa kanunlarını tam bilmediğiniz kanaatindeyim.

    AKP yatsın kalksın rahmetli Ecevit'e dua etsin bu gün bu parti kapatılmadıysa onun hükümeti zamanında ki değişiklik sayesinde olmuştur. Ancak şuda ortaya çıkmıştır ki yasama organımız YASAMAYI iyi yapamıyor. Çünkü bir kanunda bir değişiklik yapıldığı an ona bağlı fıkralarda da değişiklik yapılması gerekebilir. Nitekim bu karar bize bu kanundaki sakatlığı göstermiştir. Hiç okumadan sallayıp durduğunuz anayasanın 69. maddesi şöyledir.

    MADDE 69. – (Değişik: 23.7.1995-4121/7 md.) Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.

    Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.

    Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.

    Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.

    Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.

    Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.

    Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
    Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.

    Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.

    Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.

    (Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.

    Görüldüğü gibi 2001 yılında yapılan değişiklik ile odak olan parti kapatma yerine devlet yardımından yoksun bırakılabilmesine karar verebileceği hükmüne amir olmuştur. Ancak yoksun bırakma bile olsa esas koşul ODAK OLMAKTIR. Dolayısı ile 10 üyenin AKP nin LAİKLİK KARŞITI ODAK OLMASINDAN tereddütü yoktur. Sadece altısı kapatılsın dördü hazine yardımı kesilsin demiştir.

    Kanun koyucu burada ek yaparak kaptma yerine devlet yardımından mahrum bırakma kararını verirken alt maddedeki değişikliği unutarak asıl garabete imza atmıştır. Yani kanundaki çarpıklık anayasa mahkemesinden değil Kanun koyucudan gelmektedir. Çünkü kapatma yerine odak olma durumu olduysa devlet yardımını kesersin dedikten sonra alt madde de yer alan

    Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
    maddesini aynen muhafaza ederek hata yapmışlardır. Burada ki asıl cümle değişiklik sonunda

    '' Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına veya devlet yardımını kesilmesine beyan.....'' diye olması gerektiği mantık gereğidir.

    Kaldıki sayın Sami Selçuk beye göre burada ayrı birde oylama yapılmalıydı. O da ayrıca tartışılmalıdır.

    Özetle on üye AKP nin odak olduğu konusunda hemfikirdir.

  10. #39
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Mahkeme gerekçeli kararı ve nelerin konuşulduğu belli değildir. Ancak duyumlara göre konuşmalar yapılmaktadır ki buda pek hukuki değildir. Hele hele sadece bir paçavrada çıkan ''Fulya Kantarcıoğlu'nun "Şimdi de kimlere siyasi yasak getirileceğini oylayalım." sözcükleri adiliklerin de ötesindedir. Zaten bu paçavranın amacının yargıyı ve TSK yı yıpratmak olduğu açıktır. Onun için kaynaksız dayanaksız belgesiz sallamak bırakın paçavralarda kalsın.

    Aynı şekilde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesindeki delillerin hangilerinin kabul edildiğini de bilemeyiz. Her gazete on değişik delili yazıyor işin garibi hergün kendi kendilerinede bunları yenileyip arttırıyorlar. Bu hesapla bakarsak kesinlikle yanılacağımız gibi dörtyüz delil varsa ( siz dediniz diye diyorum) gazetelerimiz sayesinde bu 50-1000 arası değişmektedir. Kaldıki gen hukukun temel mantığı olarak iddianamedeki delillerin tamamı kabul edilecek diye bir kural yoktur. Van yüzüncü yüzyıl Üniversitesi davasında rektör aleyhine 300 e yakın delil vardı ama sonuç beraat çıktı. Sayın sdt23 bu konuda sessiz kalarak tarafsızlığına gölge düşürmeye devam etmektedir.

    Ancak kesin olan bir şey vardır ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu davasında haklı olduğu mahkemece teyit edilmiştir. Hemde acımasızca bir iç ve dış baskı hakaret tehtit varken...

    ''bu kararı ceza hukuku açısından değerlendirdiğimizde iddianamede yer alan ve beraat eden fiillerden dolayı ikinci bir kez daha yargılama yapılamaz veya karardan sonra işlenen ve suçlamayı gerektiren fiillerle birlikte değerlendirilemeyeceği açıktır.'' demiş büyük hukuk üstadı sayın padelt.

    Birincisi bu AYM sinde görülen dava ceza davası değildir. Kendine has özellikleri olan bir tespit davasıdır. Ceza davalarıyla tespit davalarını ayırmak gerekmektedir.

    İkincisi ortada bir beraat yoktur. Bir tespit vardır oda AKP nin LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI OLDUĞUDUR. İlle ceza diyorsunuz diye söylüyorum mahkum olmuş hüküm giymiştir. Cezası ertelenmiştir. Bir kez daha aynı suçtan mahkemeye gelirse bunun da cezasını çekecektir. HUKUK BÖYLE İŞLER.

    Üçüncüsü 14 Mart 2008'den başlamak üzere AKP nin sıfırdan dosyası başlamıştır. Bu tarihten itibaren yapacağı LAİKLİK KARŞITI EYLEMLER OLURSA Cumhuriyet Başsavcısı istediği an dava açabilir. ANAYASA mahkemeside bu eylemlerin LAİKLİĞE AYKIRI OLUP OLMADIĞINA BAKAR ve eğer laikliğe aykırı bulursa kapatma gelir bu film aynen böyle işler. Başkada hukuk yolu yoktur.

    Ve görülen o ki AKP pek akıllanmamış ve başta Meclis Başkanı olmak üzere bu hususta değişiklik yapmaya çalışıyorlar. Parti kapatmak için TBMM den izin alınsın formülü gündemde ve gene yargı diyor ki YAPMAYIN DENEMEYİN çünkü anayasaya aykırı... Ve eğer bunlar gene dinlemezse ki sanırım RTE kapanmak istiyordu ondan deneyebilir çünkü gidişat çok kötü mazlumu oynaması gerekir. Bu eylem ANAYASA mahkemesine gider iptal edilir ve Yargıtay C. Başsavcısı buna dayanarak dava açar AKP tarih olur.

    AKP anayasayla oynamayı dinle insanları kandırmayı bıraksın hizmet etsin hükümete düşen görev budur.

    Ve sayın sdt23 size yanıt vermek istemiyorum ben hiç ama lütfen biraz hukuki olun
    Yoksa 367 garabetinden kalma bir alışkanlıkla kendisini anayasa ve yasa koyucu olarak mı görüyor?
    Ne demektir ? Bu davadan da mı anlamadınız nitelikli çoğunluk ne demek ? 7 oy çıkarsa parti kapatılır çıkmazsa kapatılmaz çıkmadı bitti... 1. oylama için nitelikli çoğunluk isterim yani 367 var mıydı ? yoktu bitti... Budur. Nitelik iyidir... işine gelince beğenmek olmaz.

  11. #40
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ak Parti Davası Sona Erdi

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Hele hele sadece bir paçavrada çıkan ''Fulya Kantarcıoğlu'nun "Şimdi de kimlere siyasi yasak getirileceğini oylayalım." sözcükleri adiliklerin de ötesindedir.
    Beğenmediğimiz gazete paçavradır, ama ne idüğü belirsiz bir takım dedikodular gerçektir, öyle değil mi sayın commodore1tr? Bu haber birden fazla gazetede çıktı ve Fulya Kantarcıoğlu tarafından tekzip edilmedi. Sayın Levent Ersöz'ün yurda dönüşünü beklediğimiz gibi sayın Fulya Kantarcıoğlu'nun da tekzip etmesini bekleyelim en iyisi :o


    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Van yüzüncü yüzyıl Üniversitesi davasında rektör aleyhine 300 e yakın delil vardı ama sonuç beraat çıktı. Sayın sdt23 bu konuda sessiz kalarak tarafsızlığına gölge düşürmeye devam etmektedir.
    Yücel Aşkın davası sırasında siteye üye değildim Güncel tartışmalar konusunda yorum yapmaktayım. Güncel bir tartışma olduğu zaman o konuda da fikrimi beyan ederim.

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Ne demektir ? Bu davadan da mı anlamadınız nitelikli çoğunluk ne demek ? 7 oy çıkarsa parti kapatılır çıkmazsa kapatılmaz çıkmadı bitti... 1. oylama için nitelikli çoğunluk isterim yani 367 var mıydı ? yoktu bitti... Budur. Nitelik iyidir... işine gelince beğenmek olmaz.
    Yukarıdaki sözleri söyleyen kişinin aynı zamanda aşağıdaki sözleri söylemesi de enteresan. 367 ile ilgili maddeyi okuduğunuzda üçüncü ve dördüncü turlarda daha az karar yeter sayısı aranırken ilk iki turda daha çok toplantı yeter sayısı aranmasını hangi mantıkla açıklıyorsunuz?

    Aşağıda kendinizce mantık yürüterek kanunda olmayan bir cezanın olması gerektiğini söylüyorsunuz.
    367 konusunda ise hem kanunda olmayan bir konu söz konusu hem de mantığa ters bir durum.

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Kanun koyucu burada ek yaparak kaptma yerine devlet yardımından mahrum bırakma kararını verirken alt maddedeki değişikliği unutarak asıl garabete imza atmıştır. Yani kanundaki çarpıklık anayasa mahkemesinden değil Kanun koyucudan gelmektedir. Çünkü kapatma yerine odak olma durumu olduysa devlet yardımını kesersin dedikten sonra alt madde de yer alan

    "Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. "
    maddesini aynen muhafaza ederek hata yapmışlardır. Burada ki asıl cümle değişiklik sonunda

    '' Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına veya devlet yardımını kesilmesine beyan.....'' diye olması gerektiği mantık gereğidir.
    Konu sdt23 tarafından (03-08-2008 Saat 21:14:20 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla
4 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi sona erdi ve müteahhit inşaatı bitirmedi.
    Merhabalar, Kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığımız müteahhit inşaatı 18 ay geçmesine rağmen bitirmedi. Ne yazikki sözleşme de...
    Yazan: Seskan Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 14-07-2017, 15:47:42
  2. "Tanrı Hekim Dönemi Sona Erdi"
    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Hasta Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen hasta hakları kongresinde konuşan KTÜ Tıp...
    Yazan: çoban Forum: Sağlık ve Hastalıklar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 23-09-2010, 21:43:25
  3. Yeni Hukuki Kaynak: Tapu İptali Ve Tespit Davası - Vekalet Verenin Vefat Etmesi - Vekalet Sözleşmesinin Sona Erip Ermediğinin Tespiti
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : İlgili veri linki - Konu: Tapu İptali...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 01-08-2010, 12:06:43
  4. Telekom Grevi Sona Erdi
    Son dakika haberi olarak az önce verildi, taraflar uzlaşmaya varmış. Ayrıntılar için bizden ayrılmayın... ;)
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Toplu İş Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 01-12-2007, 13:23:18
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Hapis halinin sona ermesiyle vesayet kendiliğinden sona erer
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Hapis halinin sona ermesiyle vesayet...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 31-01-2007, 19:59:18

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.