+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 29 ileti bulundu.

Konu: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde... Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.929
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    28 Şubat 2008

    Hadi ULUENGİN
    huluengin@hurriyet.com.tr

    Liberaller bölündü mü?


    AMAN efendim aman, hazretlerde bir sevinç ki, değme gitsin! Etekleri zil çalıyor.

    Neymiş, "liberaller" (!) bölünmüşmüş! "Türban sorunu"ndan (!) dolayı hem AKP'yle araları açılmışmış, hem de kendi bünyelerinde ayrışma gerçekleşmişmiş.

    Fesüphanallah!

    Taha Akyol çok net biçimde açıkladı ama, ben de yine terminolojiden başlayacağım.

    * * *

    YENİ Dünya İngilizcesinin dünya çapında sulta kurmuş olmasından olacak, zaten ileri geri kullanılan şu "liberal" deyimi Türkiye'de en çok "Amerikánvari" bir içerik taşıyor.

    Şöyle ki, siyasi lûgatin kökleşmiş olduğu Yaşlı Kıta'da "özgürlükçülük"; "hür düşünürlük", "demokratlık" diye sıfatlandırılan genel etik ve felsefi tutum, böyle bir kökten yoksun ABD'deki gibi bizim ülkemizde de "liberal" diye vaftiz ediliyor. Hoppala!

    Sanki bu sözcükle vasıflandırılan ülkemiz insanları New York "intelligentsia"sına mensup pembemtırak "solcular"dır da, East Village kahvelerinde çene yormaktadır.

    * * *

    OYSA, liberalizm kavramı esas olarak ekonomiktir. Kökenleri Adam Smith'e uzanan bu ideoloji devlet müdahalesini kesinkes reddeder. Serbest piyasayı mutlak şekilde savunur.

    Tamam, zaman içinde sivri yanları kısmen yontulmuş ve "sosyal liberalizm" denilen "ehli" bir varyant ortaya çıkmıştır ama yine de, doktrini daima o iktisadi öz belirler.

    İmdii, Keynesçi ekonomi politikalara yakın duran bu satırların yazarı dahil, ülkemizde sırtlarına aynı etiketin yapıştırıldığı pek çok insan yukarıdaki Smith'in "bırakınız yapsınlar" sloganını hiç benimsemediğine göre, bizler hangi akla hizmet "liberal" (!) addediliyoruz?

    * * *

    FAKAT, koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misáli, "liberal" sözcüğündeki "Amerikanvári" tanımı bile kabullendiğimi varsayalım.

    Böyle dahi olsa, "liberaller bölündü" diye zil takan zevát baltayı yine taşa vuruyor.

    Yine yanlış tahlillerden hareket ediyor ve yine yanlış sonuçlara varıyor.

    Hadi, daima "bir avuç" diye küçümsedikleri öz-gür-lük-çüler'in pire "ayrışması"nı şimdi neden deve yaptıklarını, o zevátın nicelik çokluğuna rağmen nitelik cüceliğine vereyim.

    Ancak, esas nokta şurada odaklanıyor:

    Atom çekirdeğinden bahsetmiyoruz, bütün olmayan bir şey bölünmez ve bölünemez!

    * * *

    ÖYLE, çünkü zaten köken itibariyle farklı ufuklardan inen o öz-gür-lük-çü-ler veya diğer tábirle "liberaller", hiçbir zaman yekpáre bir blok oluşturmadılar. Oluşturamazlar.

    Ez kázá oluşturdukları takdirde de, ne özgürlükçü, ne liberal tanımını hak ederler.

    Zira, "hür düşünce" insanlarını belirleyen hayati özellik onların b-i-r-e-y varlığıdır!

    Biat kültürlerine ve sürü organizmalarına uzak dururlar. Biraz da "ego"ları ağır basar.

    Ve o birey ki, liberalizmin felsefesinde de, siyasetinde de, ekonomisinde de temeldir!

    Dolayısıyla, aynı özgürlükçüler ancak demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, sivillik gibi genel ilkelerde birleşebilirler. Ortak paydalar gevşektir. Çatı ve amentü yoktur. Bu kadar.

    Ve yine dolayısıyla, "türban sorunu"nda da olduğu gibi, yukarıdaki ilkelere varmak ve onları savunmak konusunda tabii ki yöntem farklılıkları ortaya çıkar ve çıkacaktır.

    * * *

    KALDI ki, "ayrışma" ne ilktir, ne de son olacaktır. Kıyamet de kopmayacaktır.

    "Tezkere"de de aynı "bölünme" yaşanmıştır. Fakat o vakit kimse feryát etmemiştir.

    Evet evet, kendi sürü ideolojileri ve dogma kültürleriyle karıştırdıkları içindir ki, bugün "liberaller bölündü" diye sevinenler, özgürlükçülüğün de darbe yediğini sanıyorlar.

    Ama boşuna seviniyorlar, zira zaten özgürlükçüğün gücü "sürü bütünü" olmamaktır.



    Hukuki NET Güncel Haber

    AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde... konulu yargıtay kararı ara
    AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde... konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Yağdanlıklar...

    Ne kadar sevimli bunlar, ne kadar akıllı , ne kadar da çok şey biliyorlar ...
    Televizyon ekranları bunların, gazete köşelerinde bunlar...
    Vakıf üniversitelerinde bunlar!..
    Her taşın altından çıkıyorlar!..
    Yüzlerinde " liberal demokrat", "liberal devrimci" maskesi...
    Bir ayakları Brüksel , öteki ayakları Washington...
    Ara sıra Londra , Paris ve Berlin ...
    Hepsi birer yağdanlık!..
    Aslında " AKP'ye oy" verdiler, ama sağda solda "Birinci bölgede Ufuk Uras 'ı, ikinci bölgede Baskın Oran ' ı destekledik" diyorlar...
    Kısa adları "liboş" tur. İsterseniz "Soros Çocukları" diyebilirsiniz, sakıncası yok.
    Özellikle CNN , NTV, Samanyolu , Kanal 7 ekranlarında boy gösterip "dolar üzerinden" program başı mıngır alırlar...
    Yeni Şafak , Zaman, Star, Taraf, Sabah gazetelerinde yazarlar...
    Hürriyet ve Milliyet' e sızanlar da vardır...
    Aydın ve sanatçı dünyanın her yerinde muhaliftir, bunlar ise iktidar yalakası...
    Para orada!..
    "Sıkmabaş" için imza toplarlar, Brüksel' de, Berlin 'de, Londra' da yarım saatlik konuşma için 2 bin Avro alıp beş yıldızlı otellerde konaklarlar...
    Daha dün Prof. Dr. Atilla Yayla 'yı satan AKP'liler yağdanlıklarla, Feriye lokantasında oturup "sıkmabaşa özgürlük" konuşmaları yaptılar...
    AKP 'nin yalakası, satılmışlığın simgesidir bunlar...
    Hrant Dink cinayetinin arkasındaki "tarikatçı yapılanmayı" görmezler; Fethullahçıların ABD'nin maşası olduğunu düşünmezler...
    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr . Yücel Aşkın tutuklandığında , vankedisi gibi kuyruklarını altlarına alıp otururlar...
    Türkiye' nin yüz karası TCK'nin 301. maddesinin kaldırılmasını ister gibi görünseler de sıkmabaş uğruna seslerini çıkaramazlar...
    Çünkü, havuzları "tarikatçı medyanın" suyuyla dolar, dolarlar öyle alınır...
    Yazılarına çok özen gösterirler AKP'yi sözde eleştirirken:
    "Aman Tayyip Bey alınmasın!"
    ****
    Onlar "Milli Görüş Bahçesi" nin çocuklarıdır yaşları 60' a merdiven dayasa bile...
    YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan 'ın bazı rektörlere baskı yaptığını yazmaktan korkarlar...
    Zaman zaman tiyatro , konser, sinema salonlarında rastlarım onlara...
    Nedense Genco Erkal 'ın sahneye koyduğu oyunlara gitmezler...
    "Sıvas 93" onlar için yobazların değil, "derin devlet" in işidir...
    İnanırlar ve bazı safdilleri inandırırlar...
    Hrant Dink, Rahip Santoro, Necip Hablemitoğlu , Malatya katliamı AKP iktidarı döneminde gerçekleştiği halde "ampule" dokunmazlar...
    Ataol Behramoğlu 'ndan Özdemir İnce 'den, Ahmet Cemal 'den, Genco Erkal'dan, Tarık Akan 'dan Rutkay Aziz 'den, Arif Sağ 'dan nefret ederler...
    Sosyalistleri , yurtseverleri sevmezler...
    Onlar sahtekârların , yobazların, hokkabazların , Soros Vakfı'nın rüzgâr gülleridir...
    Sıvas acısını duymazlar!..
    Yobazlarla, faşistlerle "sıkmabaşa özgürlük" diye tepinirler...
    Toplumsal belleğimizin zayıf olduğunu bilirler, Marksist kökleri olduğu için de "laf cambazlığı" yaparlar...
    Toplumculuğu yaşam biçimi olarak seçen Genco Erkal'ın bugüne dek bir tek oyununu öven yazı yazmadılar...
    Eskiden politik tiyatroyu severlerdi, bugün nefret ederler...
    Güneydoğu ağa, şıh, şeyh, baskısını görmezler; Güneydoğu'ya sınıfsal ve ekonomik açıdan bakmazlar...
    Sermaye-emek çelişkisi onlara vız gelir tırıs gider...
    Davutpaşa' da katliamda ölen "sıkmabaşlı işçi kadınların" sigortasız, kaçak çalıştırıldığını konuşmazlar , yazmazlar.
    ****
    Utanmak ve sıkılmak yoktur onlarda...
    Çıkarları peşinde koşarlar!..
    Ben onlara oldum olası "liboş" deyip ikiye ayırırım:
    "Takkeli ve takkesiz!"
    Takkeli liboşları bilirim. Artık onlar iktidarda...
    Takkesizlere gelince!..
    Rüzgâr gülü oldukları için şimdilik AKP yalakalığı yapıyorlar; daha düne dek "faşistler" diye saldırdıkları Devlet Bahçeli ve arkadaşlarına hafiften yanaşıyorlar...
    Ne olur ne olmaz!..
    Bir bakarsınız üç-dört yıl sonra erken seçim yapılır, MHP, ABD desteğinde iktidar olur!..
    Yağdanlıkları ellerinde bekliyorlar...

    Hikmet ÇETİNKAYA / Cumhuriyet

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.929
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Eskiler, "üslubu beyan, aynıyla insan" demişler.. Yani "insanın üslubu onun karekterini yansıtır" anlamında bir söz.. Hikmet Çetinkaya isimli "arkadaşın" üslubu da ancak kendisine bu kadar yakışırdı.. Sağolasın Harun Gür. "Arkadaşı" daha yakından tanıdık sayenizde.. Yıllar önce bir açık oturumda uğradığı hezimetten anımsıyor gibiyim bu "arkadaşı"..

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Faşisttir o , faşist...:o

    Sn. Bilgili, üslup sorunlu liberallerden örnek vermek gerekirse bu forum en fazla ileti eklenen forum olur.

    Üslubun sert olduğunu kabul ediyorum ancak içerik hakkında birşeyler yazmamış olmanız da ziyadesi ile dikkatimi celbediyor.

    Düşünce beyan edenleri, o düşünceler işlerine gelmediğinde direkt ırkçı, Nazi artığı, Turancı, antidemokrat addeden arkadaşların yazıda genel bir profili çizilmeye çalışılmış. Ne yazık ki; liberal, 2.Cumhuriyetçi, demokrat, özgürlükçü makyajı, bu arkadaşların gerçek yüzlerini sıvayıp kapatmaya yetmiyor.

    Selamlar,

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Vatan gazetesinde Yiğit Bulut ilginç tesbitlerine devam ediyor. Tartışmaya değer tesbitler, bakalım liberal arkadaşlar bu tesbitlere ne diyecek?

    Liberalizm çöküyor... Yetişin!

    Başlık sığmadığı için yeniden atmak istiyorum; sadece sistem büzüşmüyor aslında aşırı liberal yapı da çöküyor... Oldukça iddialı bir cümle, birlikte sorguyalım... Bir kitaptan bir alıntı ile başlamak istiyorum; “...risk alma özgürlüğünün tanınmadığı, serbest girişimin desteklenmediği sistemler gelişemez. Sistemi geliştiren katılımcıların risk alma potansiyeli ve aldıkları riskler ile zorladıkları sınırlardır...”

    İlk okuyuşta cümle çok doğru. Doğru ama liberalizm kavramının özünü bulduğumuz ilk algılama sonrası aklıma şu soru da gelmiyor değil; risk alma seçeneğinin bireysel anlamda kapalı tutulduğu SSCB’de sistem nasıl oldu da ABD gibi aşırı liberal bir yapı ile belli bir noktaya kadar kırılmadan rekabet edebildi?

    Sevgili dostlar, yukarıdaki başlığı “konuyu derinden ele almak için biraz abartarak attım ve hemen arkasından ana soruyu sizlerle SSCB örneği ile paylaştım...”

    Liberalizm-risk alma-gelişme-çöküş kavramları arasında kareyi tamamladıktan sonra konuyu biraz daha açmak ve bugünün AB, ABD ve Türkiye modellerini sorgulayanlar için ikinci bir soru daha sormak istiyorum: Girişimin ve siyasi-ekonomik liberalizmin dünya üzerindeki en iyi modeli olan AB ülkelerinde vatandaşlar neden sokakları ateşe vererek sisteme baş kaldırıyor? AB modelinin özüne, Anayasa’ya “Hayır” diyerek neden dinamit koyuyorlar? “Hayır” denilen, daha özgür ve sınırsız bir hayat mı? Yoksa bu tepkinin sebebi “yeni dünya düzeni”ne göre kurulmamış halkına gerçek bir sosyal-ekonomik yaşam şansı tanıyan bir sistemin zorlamalar karşısında kendini koruma içgüdüsü mü?

    Bu soruların da cevabını tamamen çekimser kalarak sizlere bırakıyorum...

    Sonuç 1: Riski, sistemleri ve geleceği sorgularken kafam karıştı ve yukarıdaki çıkarımları sizlere aktardım. Bu noktada konuyu daha da açarak irdelemeniz için size bir tez ve hemen altında iki farklı görüş sunmak, sonrasında fikirlerinizi lütfen benimle paylaşın diyerek sizlere veda etmek istiyorum...

    Tez: Günümüzün zengin ülkeleri serbest piyasaya kararlı bir bağlılık göstererek, bireysel girişimi destekleyerek başarıya ulaşmışlardır...

    Destekleyen görüşler: ABD ve İngiltere serbest piyasaya tavizsiz bağlılıkları ile dünya lideri olmuşlardır. 19. Yüzyılda Fransa, İngiltere’ye karşı üstünlüğünü aşırı devlet müdahaleciliği yüzünden yitirmiştir. Serbest ticaret 1870-1913 arasında eşi görülmemiş bir büyüme yaratmış, 1. Dünya Savaşı ile son bulunca büyüme duraklamıştır. Gelişmekte olan ülkelerin en büyük sıkıntısı yerel makamların müdahale etme isteği ve yaptırımlarıdır. 1980’lerde bu ülkeleri saran krizler o politikaların sonucudur...

    Karşı görüşler: İngiltere ve ABD, kalkınma dönemlerinde serbestleşmeye değil tam tersine, aşırı düzenlemelere yer vermişlerdir. Örnek: 18. yüzyılda İngiltere, Hollanda ve Belçika’nın sanayideki üstünlüğüne meydan okumak için ithalatı kısıtlayıcı, ihracatı zorlayıcı önlemler almıştır. 19. yüzyılda özellikle 1945’lere kadar dünyanın en çok korunan ve en kapalı ekonomisi ABD ekonomisidir. ABD aynı zamanda bebek sanayileri koruma stratejisinin de anavatanıdır. Gelişmekte olan ülkelere gelince... Neredeyse tamamı 1980 öncesi korumacı dönemde daha başarılı olmuş, iddia edildiğinin tam aksine 1980 sonrası dayatılan neoliberal uygulamalarla devam eden bir kriz döngüsüne girmişlerdir...

    Sonuç 2: Tezi ve görüşleri sizlere aktardım. Sentez size ait. Ne dersiniz; “liberalizm mi gelişimi sağladı” yoksa “korumacı ekonomik yapılar” mı?

    Sonuç 3: “İkisi de sağlamadı” diyorsanız; bir de Türkiye gibi “ne yaptığını bilmeden, her şeyini satan ülkelerin” modelini inceleyin...

    Son söz: Benim görüşüm hangisinin “sağladığının” ötesinde “aşırı liberalizmin hatta liberalizmin” çöktüğü yönünde... Dünya yeni bir “sisteme doğru ilerliyor. Mutlaka yeni olan eskiden türeyecek ama şunu bilmekte yarar var ki; yeni ve yaşanmamış çok şey göreceğiz...”

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    İletiler
    43
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Liberaller AKP'yi bırakır mı?

    MUHAFAZAKÂR STV'de Hüseyin Gülerce'nin Pazar Sohbeti programını izliyorum. Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Gülerce'nin konukları Etyen Mahçupyan ve Ferhat Kentel; "liberal" sanılan iki aydın. 'Sanılan' diyorum, çünkü Mahçupyan da Kentel de "liberalizm"i benimsemiyor. Başörtüsü yasağına ve çağdaş demokrasiye aykırı tüm yasaklara karşı çıkıp 'resmi ideoloji'yi eleştirdikleri için 'liberal' sanılıyorlar.
    Sosyolog Ferhat Kentel konuşmasında liberalizm ile kapitalizm arasındaki ilişkileri sorgulayarak liberalizmi eleştirdi mesela. Kentel'e "özgürlükçü sol" demek mümkün.
    Mahçupyan da kitaplarında liberalizmi eleştiriyor; liberalizmin, insanı soyut "birey"e indirgeyip kişilik özelliklerine önem vermediğini iddia ediyor.
    Gerçek "liberalizm"i savunanlar, Liberal Düşünce Topluluğu çevresindeki aydın ve akademisyenlerdir.
    Murat Belge ve Ahmet İnsel gibi isimlere ancak "özgürlükçü sol" denilebilir. Mehmet Altan ise "İkinci Cumhuriyet"çidir.
    Bu aydınların ortak yanı, "liberal" değil, "demokrat" olmaktır.

    İki siyasi felsefe
    Bu tür aydınların muhafazakâr AKP'ye de, cumhuriyetçi CHP'ye de bakışlarına ışık tutacak bir analizi, cumhuriyetçi filozof Regis Debray yapmıştır. Fransız Debray'ye göre, cumhuriyetçilikte 'kamusallık' esastır, demokraside ise 'bireysellik' önceliklidir. Debray, başörtüsünden de örnek verir; mealen şöyle:
    "Sınıfa girerken başörtüsünü vestiyere bırakan kız, cumhuriyetçilere göre, alkışlanacak bir 'erdem' sergilemiştir. Demokratlara göre ise, bu kız baskı karşısında 'özgürlükler'inden birini bırakmaya zorlanmıştır."
    Gerçekten cumhuriyetçi gelenekte, devletin 'kamusal' felsefesine göre standart bir "vatandaş" oluşturulur. Rousseau'dan Türkân Saylan'a uzanan söylemde, "cumhuriyette asıl vatandaşlar" bu vatandaşlardır. Buna uymayan vatandaşlar "kamusal"ın dışında tutulur.
    Demokrat felsefede ise vatandaşlık ideolojik değil hukuki bir terimdir; "birey"ler eşit hak ve özgürlüklere sahiptir; başını örtse de örtmese de mesela...

    Boşanma olacak mı?
    Türkiye'deki tablo da bu analize uyuyor:

    Cumhuriyetçi kanatta CHP var, "asıl vatandaşlar" var, kurumlar var, 'üniversel' olamayan üniversite var, "kamu erki"ne sahip "devlet iktidarı" var. Söylemlerinde 1930'ların kavramları, korkuları özlemleri egemen.
    Öbür kanat daha geniş ve heterojen: "Faso fiso vatandaşlar" olarak görülen halk çoğunluğu burada. Liberal aydınlar, özgürlükçü sol aydınlar, muhafazakâr aydınlar var. Ortak söylemleri "devlet iktidarı"nın sınırlanması, "seçilmişler"in ve "özgürlükler"in etkinleştirilmesi, yani 'demokrasi'dir.
    Piyasa ekonomisi, dışa açılma, AB sürecinde gelişen hukuk anlayışı gibi etkenler "demokrat" kanadı güçlendiriyor; artık üniversite de eskisi kadar 'tek sesli' değil. Yargı bazen 'özgürlükçü' karar verebiliyor.
    Bu ikili tabloda 'liberaller' ya da 'demokratlar' AKP ile çatışabilir ama destek verecekleri başka parti şimdilik yok. CHP ancak 1970'lerdeki gibi "demokratik sol" bir yenilenme geçirirse bu aydınların bir kısmı için ilgi odağı olabilir ama CHP, aksine, gittikçe katılaşıyor.
    CHP'de "özgürlükçü sol" bir yenilenme olmadığı sürece, 'liberal' ya da 'demokrat' aydınlarla AKP'nin ilişkileri, 'boşanma'ya varmadan, 'çekişmeli evlilik' gibi sürecek galiba.

    Taha Akyol

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Vallahi bir yaşımıza daha girdik, Taha Akyol'un bize tattırdığı farklı lezzetler sayesinde...

    Bu tür aydınların muhafazakâr AKP'ye de, cumhuriyetçi CHP'ye de bakışlarına ışık tutacak bir analizi, cumhuriyetçi filozof Regis Debray yapmıştır. Fransız Debray'ye göre, cumhuriyetçilikte 'kamusallık' esastır, demokraside ise 'bireysellik' önceliklidir.
    Bir liberalin Regis Debray'den "Cumhuriyetçi filozof" diye bahsetmesi sanırım, koca makalede işine geldiğini düşündüğü bazı ifadeleri cımbızla çekerek de olsa Debray'de bulabilmesi ile mümkün. Debray'in hayatı , yaptıkları ettikleri, yazdıkları ve savunduğu fikirler karşısında, çok değil 10 sene önce bir başka liberal 2. Cumhuriyetçi de Debray'e hitaben özetle aynen şöyle diyordu:


    "Siz demokrasinin, daha doğrusu sizin ‘cumhuriyetçilik' kavramınızı aşan her demokrasinin dün yeminli düşmanıydınız. Bugün de öylesiniz...
    Ve, sizin ‘cumhuriyetçilik' anlayışınız Büyük Devrim'in topu topu 1793 ve 1794 yıllarına sınırlı Robespierre diktatoryasına tekabül ettiğinden de, tıpkı utangaç veya aleni yandaşı olduğunuz totaliter ülkeler, partiler ve liderler gibi, siz gayet doğal olarak Saddam'ın ve Miloseviç'in safındasınız.
    Bay Debray, siz ‘nasyonal cumhuriyetçi' teori üreten bir şarlatansınız. "
    Aydınlarımızın?!!! halktan, ülke gerçeklerinden, toplumsal dinamiklerden ve dolayısıyla milli özelliklerden kopuk, olayları ve kavramları illa ki yabancıların gözü ile tanımlama ve çözümleme ihtiyaç ve dolayısıyla aciziyetlerine ne güzel bir örnek...

    İran İslam Cumhuriyeti, Libya Halk Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya Federal Cumhuriyeti, Fransa (Cumhuriyeti), Türkiye Cumhuriyeti , hepsi cumhuriyet hangisi birbirinin aynı?

    İşimize geldiğinde Debray'ı "Cumhuriyetçi filozof" olarak tanımlayalım, işimize gelmeyince "nasyonel Cumhuriyetçi" olarak, bence farketmez, her iki haliyle de ne Debray ne de başka bir yabancı gözün tahlili Türkiye Cumhuriyeti'ni tek bir şablona oturtmaya yetmez.

    Taha Bey, Debray'in şu görüşleri için ne düşünür acaba?

    Kanaatin yasa hükmünde olduğu demokraside, değer verilen paradır. Kanaat meydana getiren araçlar gerçekten gitgide daha pahalı olmaktadır. Onda imge, kavramın ayağını kaydırmakta, sözel olan yazılı olana hakim olmaktadır. Bir demokrasinin seçim kampanyalarında afiş, adayın ucuza mal olan beyaz üzerine siyah yazılmış görüş ve düşüncelerini değil, pahalı olan renkli resimlerini sergiler. Bundan dolayı demokraside reklamcı politik sorumluya, yani kural olarak seçimden sonra hareketlerini basın-yayın vasıtalarının şantajına göre ayarlamak zorunda kalan kişiye emretmektedir. Politikacı demokraside politikasını bu politikalarla ilgili verilebilecek veya verilemeyecek olan imgelere göre düzenler. Bunun için o kararlarını her hafta kendisine, kendisinin ve başkalarının popülarite oranlarını gösteren kamuoyu adlı barometrenin derecelerine göre ayarlar: Bir televizyon kanalının yöneticisinin programındaki arzını, televizyon kamuoyu yoklamalarının sonuçlarının ortaya koyduğu talebe göre ayarlaması gibi!



    Debray Cumhuriyetçilik ile demokrasinin birbirinden farklı olduğunu belirtirken, bu iki kavramın birarada bulunmasını olumlu bir özellik olarak görmektedir. Demokrasi Cumhuriyetin artı değeridir. Demokrasisiz Cumhuriyete örnek Libya Halk Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti veya İran İslam Cumhuriyeti'dir. Demokrasi ise, Cumhuriyetin temel niteliklerinden birinin ancak laiklik olması halinde var olabilir. Laiklik uygulama olarak, toplumdan topluma farklı sosyal dinamikler ve tarihsel süreç nedeniyle değişim gösterebilir. Bizim aydın geçinenlerin Cumhuriyet ve demokrasiyi tamamen birbirine zıt ve çekişen kavramlar olarak görmesinin (daha doğrusu göstermeye çalışmasının) altında Cumhuriyetin laiklik ve ulus devlet niteliklerini çeşitli saiklerle içlerine bir türlü sindirememeleri yatmaktadır.

    Gerçek demokratlara kimsenin birşey dediği yoktur, zaten gerçek demokratlar hem laikliğin demokrasinin teminatı olduğunu hem de üst norm Cumhuriyetin zarar görmesi halinde , demokrasiyi yaşayacakları bir devletin var olamayacağını bilirler. Bu nedenle demokrasi sınırsız bir kavram değildir. Bireysel anlamda başkalarının özgürlüklerinin sınırına kadar uzayabilir, kamusal anlamda ise Cumhuriyetin temel niteliklerini zorlayabileceği sınıra kadar...

    Elmalar ile armutları karıştıracağınıza biraz kendiniz olun, biraz dürüst olun ve en önemlisi biraz Türk olmayı deneyin... (bunu yazanı hemen ırkçı diye yaftalamayın )

    Selamlar,
    Konu Harun Gür tarafından (11-03-2008 Saat 18:02:37 ) de değiştirilmiştir. Sebep: ekleme

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    İletiler
    43
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    [Aydınlarımızın?!!! halktan, ülke gerçeklerinden, toplumsal dinamiklerden ve dolayısıyla milli özelliklerden kopuk, olayları ve kavramları illa ki yabancıların gözü ile tanımlama ve çözümleme ihtiyaç ve dolayısıyla aciziyetlerine ne güzel bir örnek...

    Elmalar ile armutları karıştıracağınıza biraz kendiniz olun, biraz dürüst olun ve en önemlisi biraz Türk olmayı deneyin... (bunu yazanı hemen ırkçı diye yaftalamayın [/COLOR]
    Bunları yazarken üzerinde düşündüğünüze dair ciddi şüpheler taşımaktayım. Hiç değilse, yazdıktan sonra okumuş olabileceğinizi, o da olmadı, bundan sonra okumanızı ummaktayım.
    Halktan, ülke gerçeklerinden ve milli özelliklerden kopuk olmak mı dediniz? Nedendir bilinmez, bu tanım bana halkın partisi (üye ve yandaşı) olduğunu iddia eden kesimin pek acıklı bir tanımı gibi geliyor.:o
    Öyle bir kopukluktur ki bu, partisi olduğunu iddia ettiği halkla (Büyük harflerle de yazıyorum:HALK) arasındaki mesafe her geçen gün, bir daha kapanmamacasına açılmaktadır. Öyle bir kopukluktur ki, partisi olduğunu iddia ettiği bu halkı, kendisinden uzaklaştırmakla kalmadığı gibi, adaletin temsilcisi olduğunu iddia eden partilere bizzat kendi elleri ile yakınlaştırmaktadır.
    Halkın bu bizzat halktan kopuk partisi, halkı (milli, dini, kültürel tüm unsurlarıyla) ne zaman anlayacak ve ona yakınlaşacak??
    Eldeki lafın salata ihtiyacını çoktan aştığını anladığı zaman belki (sadece belki) anlamaya (sadece anlamaya) başlayacak.
    İşte belki (sadece) o zaman bu salata ustaları fildişi kulelerinden inip, önce halkla tanışacak!
    Bu halkın partisi, bu halkı anlamak, bu halka yaklaşmak (bütünleşmek çok ütopik olurdu) için ne yapıyor? Kilit soru bu. (anlayan olursa)
    Ne demiştiniz? Biraz dürüst olun mu? Bunu ayna karşısında tekrar etseniz, yüksek sesle???? Ondan sonra yanıtlasanız?? (Yanıtınızı burada yazmanızı beklemiyorum, malum, hayal neyse de, ütopik hayaller kurmamak lazım:o )

    Kilit soru ve bizzat konu başlığı ile ilgili yorumlarım ise daha sonra...

    Selamlar, saygılar..

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Alıntı matise rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bunları yazarken üzerinde düşündüğünüze dair ciddi şüpheler taşımaktayım. Hiç değilse, yazdıktan sonra okumuş olabileceğinizi, o da olmadı, bundan sonra okumanızı ummaktayım.
    Halktan, ülke gerçeklerinden ve milli özelliklerden kopuk olmak mı dediniz? Nedendir bilinmez, bu tanım bana halkın partisi (üye ve yandaşı) olduğunu iddia eden kesimin pek acıklı bir tanımı gibi geliyor.:o
    Öyle bir kopukluktur ki bu, partisi olduğunu iddia ettiği halkla (Büyük harflerle de yazıyorum:HALK) arasındaki mesafe her geçen gün, bir daha kapanmamacasına açılmaktadır. Öyle bir kopukluktur ki, partisi olduğunu iddia ettiği bu halkı, kendisinden uzaklaştırmakla kalmadığı gibi, adaletin temsilcisi olduğunu iddia eden partilere bizzat kendi elleri ile yakınlaştırmaktadır.
    Halkın bu bizzat halktan kopuk partisi, halkı (milli, dini, kültürel tüm unsurlarıyla) ne zaman anlayacak ve ona yakınlaşacak??
    Eldeki lafın salata ihtiyacını çoktan aştığını anladığı zaman belki (sadece belki) anlamaya (sadece anlamaya) başlayacak.
    İşte belki (sadece) o zaman bu salata ustaları fildişi kulelerinden inip, önce halkla tanışacak!
    Bu halkın partisi, bu halkı anlamak, bu halka yaklaşmak (bütünleşmek çok ütopik olurdu) için ne yapıyor? Kilit soru bu. (anlayan olursa)
    Ne demiştiniz? Biraz dürüst olun mu? Bunu ayna karşısında tekrar etseniz, yüksek sesle???? Ondan sonra yanıtlasanız?? (Yanıtınızı burada yazmanızı beklemiyorum, malum, hayal neyse de, ütopik hayaller kurmamak lazım:o )

    Kilit soru ve bizzat konu başlığı ile ilgili yorumlarım ise daha sonra...

    Selamlar, saygılar..

    Sn. matise,

    Ben Taha Akyol'un makalede öne sürdüğü fikirlere yanıt vermiştim, siz neden üzerinize alındınız merak ettim doğrusu... Ayrıca konu Debray'in düşüncelerinin çözümlemesi idi ama siz de Taha Bey gibi bir düşüncenin çözümlemesinden (burada çarpıtılmasından) yola çıkarak bir yerlere mesaj kaygısına düşmüşsünüz sanırım.Ama madem yanıtı siz üzerinize alındınız, ütopik hayallere?!! kapılmadan ve aynaya bakmaya gerek duymadan yanıt vereyim size...

    Cumhuriyet bir gecede kurulmadığı gibi, devrimleri de bir gecede gerçekleşip, yerleşmemiştir. Aksini düşünmek ütopik hayallere vehmetmek olurdu. Cumhuriyet; Tanzimatla başlayan bir sürecin en radikal adımıdır. Kuruluşuna kadar geçen sürecin olumsuzluklarından ders almış, kuru kuruya bir Batılılaşma hareketi olmamış, nevi şahsına münhasır , milli, tam bağımsızlık prensibini gözeten ancak bunu Dünya ile ilişki içinde olmamak olarak algılamayan, aksine yakın ilişki içinde olunmasını savunan ancak bu ilişkiyi onurlu temellere ve mütekabiliyet esasına oturtmayı esas alan bir devrimler manzumesidir. Bu devrimler gerçekleştirilirken metazori uygulamalar içerisinde de olunmuştur, bazı şekli sembollerin sinerjisinden de yararlanılmıştır. Bazılarının yaptığı gibi bir dönem Türk Musikisine yasağı çok sığ bir yorumla antidemokratlıkla özdeşleştirip müstehzi bir edayla karikatürize etmeye benzemez bu işler. Bugün liberal , demokrat?!!! , 2. Cumhuriyetçiler ABD ve AB fonlarından beslenip, fildişi kulelerde Cumhuriyeti rahatça eleştirebiliyorlarsa , bunda yine o Cumhuriyetin , devrimlerin payı vardır.

    Kurucu partinin rolüne gelirsek; feodaliteye, cemaatlere, tarikatlara geçit vermek, halkı cahil cühela bırakıp sadakaya muhtaç etmek, halkın Din duygularını sömürmek, ulus devleti küçümseyip (globalizm öyle emrediyor çünkü) ulus devleti savunanları faşist ilan etmek, ulusal onuru ayaklar altına almak, ulusal varlıkları birer birer elden çıkarmak, halktan kopukluk, ülke gerçeklerinden uzaklık ise bırakın o parti öyle kalsın, yeğdir. Eleştirmek gerekirse mükemmel midir belirttiğiniz parti? Haşa... Ama en azından tarih indinde hıyanet-i vatan ile yargılanmaz.

    Selamlar,
    Konu Harun Gür tarafından (11-03-2008 Saat 23:37:43 ) de değiştirilmiştir. Sebep: ekleme ve değiştirme

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    İletiler
    43
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AKP Destekçisi Liberaller Panik İçinde...

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Ben Taha Akyol'a yanıt vermiştim, siz neden üzerinize alındınız merak ettim doğrusu...

    Sayın Harun Gür,

    Taha Akyol bu sitenin bir üyesi olmadığı ve yanıtınızı görme olasılığı zayıf, yanıtlama olasılığı ise hiç olmadığı için, yazıyı aktaran kişi olarak üzerime alınmam en azından mantık dışı değil idi. Sanırım siz de en azından mantık kısmına katılırsınız.

    Üstelik bir önceki iletinizde yer alan, "Elmalar ile armutları karıştıracağınıza biraz kendiniz olun, biraz dürüst olun ve en önemlisi biraz Türk olmayı deneyin..." şeklindeki (maksadınızı aştığını düşündüğüm ve iyiniyetinize inanmak istediğim için) sözlerinizi üzerime alınmamak için epey çaba sarfettiğimi de ifade etmek isterim.

    Çok şey söylemiş, lafı epey dolandırmış ancak görünen o ki, kilit soruyu yanıtlamayı atlamışsınız. (Bilinçli bir tarz ama takdire şayan olduğunu söylemek mümkün değil)

    Cumhuriyeti ve cumhuriyet devrimlerini takdir etmek ise boynumuzun borcu….

    Lakin…..

    "Halktan kopuk olmamak ; feodaliteye, cemaatlere, tarikatlara geçit vermek, halkı cahil cühela bırakıp sadakaya muhtaç etmek, halkın Din duygularını sömürmek, ulus devleti küçümseyip (globalizm öyle emrediyor çünkü) ulus devleti savunanları faşist ilan etmek, ulusal onuru ayaklar altına almak, ulusal varlıkları birer birer elden çıkarmak ise bırakın o parti halktan kopuk kalsın, yeğdir."

    Sözlerinizi biraz şaşkınlık, biraz da tebessümle okudum ve ayna önerimi yineleme ihtiyacı duydum.

    Sizin aksinize, basit ve dolambaçsız cümleler kurarak size yanıt vermek isterim:
    Sırtınızı cumhuriyetin kurucularına dayamaktan bir an için vazgeçip, bugüne gelmeye ve halkı tarikatlerin (ve diğerlerinin) kucağına kimin attığını sorgulamaya ne dersiniz? Hadi daha hafifletelim soruyu, fildişi kulesinden inip de, en azından halkı bu odaklardan koruma ve kurtarma görevini üstlenmekten kim kaçınıyor size göre? Halkın partisi olmasın??? Bunun sebebi bizzat ve sadece halktan kopukluk olmasın??????

    Sizin için tatsız olacak belki ama kilit soruyu yineliyorum.

    Bu halkın partisi, bu halkı anlamak, bu halka yaklaşmak (bütünleşmek çok ütopik olurdu) için ne yapıyor?

    Korku ve paranoya yaymaya çalışmaktan başka tabi.:o

    Halkın partisi o dillerinden düşürmedikleri (laf salatasına doymadılar…) T.C. devrimlerini halka aşılayabilmek adına eğitim kurumları mı açıyor? Körpe beyinleri tarikatlere terketmemek için anaokulları mı kuruyor? Özel yurtları, dersaneleri, eğitim bursları mı var acaba halkın partisinin? O cahil cühela bırakıldığını (kim bırakıyorsa!) iddia ettikleri halkı eğitmek için ne yapıyor bu halkın partisi???? Her yere yayılan tarikat kurslarının yanıbaşına halk eğitim merkezleri mi açıyor? Köylere, kasabalara, gecekondu semtlerine mi iniyor? (Kömür dağıtmasa da olur) Ücretsiz yayınlar mı dağıtıyor? Kasasındaki paracıkları (hayrına değil, hiç olmazsa kendisine oy olarak dönsün diye) halka mı harcıyor?
    Aydınlanmayı bilseniz nasıl isterim halkın partisinin halk için neler yaptığı konusunda. :o

    Not:Aynaya bakmak iyidir, insanın kendisi ve kabullenmek istemediği gerçekler ile yüzleşmesini sağlar. Tabi biraz cesaret ister.:o

+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

liberalizm destekçileri

Forum

Benzer Konular :

  1. No panik, no heyecan!
    Son günlerde bir panik havası esiyor birilerinde... Yüzleri asıldı, dilleri damakları kurudu, elleri titriyor. O kadar öfkeliler ki; patlamak için...
    Yazan: yas2010 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 01-06-2010, 23:43:24
  2. Ağır Depresyon, panik atak ve askerlik sorunu
    Merhaba yaşım 20 şuan 2 yıllık bir universtede okuyorum fakat agır bir panik atak hastasıyım. Mesela kapalı yerlerde dahil zor kalabiliyorum (sınıfta...
    Yazan: erdemkara Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-09-2009, 14:26:17
  3. Haydi liberaller aşıya
    Kıymetli ve çok saygıdeğer liberal büyüklerim, Bugün kendimi çok kimliksiz hissettiğim bir gün oldu. Cahilim, üniversite 4'den sonra okuyamadım ,...
    Yazan: Harun Gür Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 33
    Son İleti: 13-10-2008, 18:06:26
  4. Panik Atak
    Panik Atağı Olan Kişiler Askerliğini Yapabiliyormu Yoksa çürükmü Sayılıyorlar?? Eğer çürük sayılmazlarsa askerde tedavilerine devam edebiliyorlarmı??
    Yazan: MİNOR Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 02-01-2008, 12:21:48
  5. Rapor, panik atak
    Benim abim 1 yıllık sözleşmeli sınıf öğretmeni ve şuanda askerde.Askerdeyken rahatsızlanıp askeri hastaneye sevk edilmiş ve burada panik atak teşhisi...
    Yazan: HOTBOYYY Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 13-08-2007, 20:10:47

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.