Yorumlar birbirinden değerli ancak konuya Sözleşme Hukuku çerçevesinden bakmakta fayda var.
Örneğin bir ev kiraladınız ve kira kontratı yaptınız. 2 yıl bu evde oturdunuz ve ev sahibinizle ibralaşarak sözleşmeyi sona erdirdiniz, evden taşındınız. Aradan 2yıl geçti yeni kiraladığınız evden de ayrıldınız ve tekrar daha önce kirada oturduğunuz eve yeni bir kira kontratı ile kiracı oldunuz.
Soru şu : Bu evde geçmiş dönemde yapmış olduğunuz ve ibralaştığınız kira sözleşmesi hükümlerinin yeniden muteber hale geldiğini iddia edebilir misiniz? Artık yeni bir kira kontratınız var.
Bunun aksinin düşünülmesi, bence Dimyat'a pirince gideyim derken, evdeki bulgurdan olmaya neden olabilir.Ölmüş bir sözleşmenin hükümleri, işverenin sizi yeniden işe almasıyla canlanacaksa ki bu hukuken mümkün değildir, işveren sizi yeniden işe alır mı?
Yargıtayımızın kararına elbette saygılıyım. Ancak sözleşme konusunda vermiş olduğunuz örneğe ben de yine iş hukukundan bir örnek vermek istiyorum.
bilindiği gibi iş yasası çalışanı biraz kollamak gayesine sahiptir.Kıdem tazminatı hesabında daha önce sözleşme tazminat gerektirecek şekilde sona ermiş ve çalışan tekrar kıdem tazminatı hak etmiş ise hesaplama ilk işe başlama tarihini baz alınarak yapılmaktadır.
Saygılarımla
''DAVA: Taraflar arasındaki, 1986-1990 yılları arasındaki hizmetinin yıllık izin süresinin hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonucunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü;
KARAR: Davacı işçi, işyerinde halen çalışmakta olduğunu ve yıllık izin sürelerinin hesabında aynı işverenin başka bir işyerinde 1986-1990 yılları arasında geçen hizmetlerinin de dikkate alınması gerektiğinin tespiti isteği ile bu davayı açmıştır. Davalı vekili, tespit davası açmakta hukuki menfaatin olmadığını ve 1990 yılında ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle önceki çalışmaların tasfiye edildiğini ve davacının işverini ibra ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair karar verilmiş, hükmü davalı taraf temyiz etmiştir.
Davacı işçinin işyerinde çalışması devam ettiğine göre, yıllık izne hak kazanma ve izin sürelerinin belirlenmesi yönünden tespit niteliğinde bu davayı açmada hukuki menfaati bulunmaktadır. Bu itibarla, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi yerindedir.
Öte yandan, davanın dayanağını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesinin ilk fıkrasında yer alan "Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır" şeklindeki kural oluşturur. Gerçekten işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin yıllık izin hesabı yönünden birleştirilmesi anılan Yasa'nın amir hükmüdür.
Benzer bir düzenleme de, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi hükmüne göre halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır. Anılan hükümde, "İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları sürelek göz önüne alınarak hesaplanır" şeklinde kurala yer verilmiştir. Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre, işçinin aralıklı çalışmalarında iş sözleşmesinin feshinin ardından, bir dönem için kıdem tazminatı ödenmiş olması halinde bahsi geçen çalışmaların tasfiye edilmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle tasfiye edilen sürelerin işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde daha sonra gerçekleşen hizmet süresine eklenmesi, mümkün görülmemektedir. Buna karşın, iş sözleşmesi feshedildiği halde tazminatları ödenerek tasfiye edilmeyen hizmetlerin sonraki çalışma süresine ekleneceği, Dairemizce kabul edilmektedir. Yine işverenin ilerde daha az kıdem tazminatı ödeneme şeklinde bir uygulama içine girmesi halinde, işçi aleyhine sonuçlar doğuran bu tutumu yasalar karşısında korunmamakta ve yapılan ödeme avans niteliğinde kabul edilmektedir.
Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken hizmet süresi yönünden varılan bu sonucun, yıllık izne hak kazanma noktasında da dikkate alınması yerinde olur. Gerçekten 1475 sayılı İş Kanunu'nun bahsi geçen hükümleri, birbirine oldukça yakından düzenlemeler içermektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olunursa, davacı işçi 1986-1990 yılları arasında aynı işverenin değişik bir işyerinde çalışmış ve iş sözleşmesinin işverence feshi üzerine ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş, işçinin imzasını taşıyan ibranamede, yıllık izinlerin de ödendiği belirtilmiştir. Anılan ibraname ile işveren ibra edilmiş, bir başka anlatımla 1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar, işçilik hakları ödenmek suretiyle tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğindedir. İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akdi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesi hükmünün, işçinin önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet süreleri bakımından bir anlamı bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece davanın reddi yerine yazılı şekilde tespit isteğinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir''
Merhaba,
Tamamen yabancı sermayeli bir firmada çalışmaktayım. Bu firmanın kendi içinde uyguladığı, iş kanunu ve uluslararası kurallarla çelişmeyen, bazı durumlarda yasada çalışanlar için asgari şartlarda belirlenen durumları çalışan lehine genişleten ve mevzuat uyum birimi tarafından her departmanı için ayrı belirlenmiş "Uygulama Talimatları" mevcuttur.
Ben bu firmada 2000-2004 yılları arasında çalıştım ve askerlik nedeniyle ayrılarak daha sonra 2007 yılında tekrar aynı firmaya döndüm. Tekrar işe girişimde yıllık izin haketmem için 1 tam yılı doldurmamı ve ardından 14 gün izne hak kazanacağımı belirttiler. Fakat iş kanunun ilgili maddesini (54.madde)kontrol ettiğimde bunun haksız olduğunu iddia etmeme rağmen konuyu daha sonra değerlendirmek üzere askıda bıraktık.
İşe başladıktan sonra baş kısımda belirttiğim uyguluma talimatını okuduğumda ise, kurum yıllık izin hak ediş kısmını daha da genişleterek, çalışanların yıllık izin hak edişleri hesaplanırken grubun tüm şirketlerindeki çalışma sürelerinin birleştirerek hesaplama yapılacağını belirtmiş.
Kendi içinde uygulama talimatlarına uyma zorunluluğu olan ve iş kanununun da desteklediği bu durumda yıllık izinimin hesaplanmasında önceki 4 senelik çalışmamın da katılması gerekmez mi? Kıdem olarak son giriş tarihim baz alınarak yıllık izin hakkımın ayrı değerlendirilmesi hak edebilir miyim?
Teşekkürler, iyi çalışmalar.
Evet, askerlik nedeniyle ayrılırken istifa ederek ayrıldım. Onların da konuyu dayandırmak istediği bu nokta fakat konuyla ilgili ne kanunda ne de talimatta yazılı bir belge yok?
Malesef ulaşamadım daha önceki başlığa. Ve bu sefer değinmek istediğim konu uygulama talimatı ve kurumun kendi talimatına aykırı davranıp davranamayacağı olduğu için yeni başlık açtım..
Malesef ulaşamadım daha önceki başlığa. Ve bu sefer değinmek istediğim konu uygulama talimatı ve kurumun kendi talimatına aykırı davranıp davranamayacağı olduğu için yeni başlık açtım..
Yıllık ücretli izne hak kazanma ve izni kullanma dönemi
MADDE 54. - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır.
Anladigim kadariyla soz konusu talimat is kanunundan farkli bir duzenleme getirmiyor..
Isyerinden kidem tazminati alarak,yani tum haklariniz odenerek ayrildiginizdan,ise yeni basladiginiz tarihten itibaren kidem hesabinizin yapilmasi gerektigi kanisidayim..
Fakat uygulama talimatı (keza kanun) birleştirilecek sürelerin kesintili ya da kesintisiz olması konusunda bir açıklama getirmemiş. Dolayısıyla çalışmanın kesintiye uğramış olması yorumdan ibaret değil midir? Kaldı ki kurumun talimatlarında bu durum tüm grup ülkelerindeki çalışmaları baz almaktadır. X ülkeden gelen bir çalışan bizim sistemimizde çalışacaksa normalde hiç bir hakkı yokken X ülke kıdeminin sayılmasıyla benim durumum arasında korelasyon yok mudur? Son olarak kıdem olarak yine 2007 tarihi alınsın, sadece yıllık izin için sıfırdan başlamasın yönünde talebim onlar açısında tutarlı olur mu?
Teşekkürler..
SAYIN BAYINDIR VERDİĞİNİZ YANIT İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. ÇALIŞTIĞIM İŞYERİNDE PUANTAJ UYGULAMASI TAM ANLAMIYLA SÖZ KONUSU DEĞİL AMA AYLIK BİLDİRGELERDE...
Merhaba 21 Yaşında bir gencim olayı basitçe anlatacağım 2024 Ocak gibi yani 2024'ün başında O Zamanlar yasak olmayan Discord uygulamasında tanıdığım...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Tck 245/1 Ceza siniri hakkinda
05-09-2025, 22:57:41 in Ceza Hukuku