1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı ABD' ye rağmen yapılabildi, bir onur savaşıydı ve kazanıldı. Sonra ne oldu, masa başında kaybettik, Sorumlusu kim?
Haşhaş, ABD' ye rağmen ekilebildi, şimdi ise ne şeker pancarı ne tütün ne mısır ekilemiyor, sorumlusu kim?
Konu gayet açıkmış ya işte :o
RTE-ABD-AKP
Bunun dışına çıkılırsa o zaman aslında bunun AKP'nin değil her partinin sorunu olacağı görülecek..O nedenle amaç bağcıyı dövmek..
( Artık şu parti üyeliğiniz açıklayıp tescil ettirseniz herkes rahatlayacak:o)
ABD güdümündeki Türkiye'yi AKP ve RTE ile sınırlamak kanımca eksiktir. Bu politikaların kökeni daha eskilere uzanır. Maksat bağcıyı dövmekse AKP (RTE)'ye saldıralım, ama maksat üzüm yemekse saplantıyı bırakalım da daha geniş bakalım. Gözlük lazım mı?
(Sizi ise anlamakta gerçekten güçlük içindeyim, daha doğrusu kimliğiniz, kişiliğiniz ve geçmişinizle bağdaştıramıyor ve kabullenemiyorum affedin beni.)
Sayın Bilgili ve Öztürk;
Size kim ABD' ye bağımlı olmadığımızı söyledi de konu dışına çıkma gereği duydunuz? Ama anlaşılan 1996 yılındaki öngörünün gerçekleşmiş olması sizleri fazlasıyla rahatsız etmiş olacak ki, konuyu böylesine saptırma içine giriyorsunuz. Gözlük mü? teşekkürler ihtiyacım yok ama sizlere lazım olan herhalde biraz izan, biraz insaf biraz da vicdan.
Şu anda kim iktidar? AKP-RTE. Dolayısıyla eleştirilerin bunlara yönelmesinden daha doğal ne olabilir? Ve lütfen bir tek yazınızda bu iktidar aleyhinde bir CÜMLE sarf ediniz de dişimi kırayım. Hazımsızlık varsa Talcid öneririm:o
Dediğiniz gibi olsun, AKP iktidarına kadar her iktidar ABD'ye bağımlıydı, peki bu iktidar buna karşı koyacak gücü neden bulamadı? Kulağıma geliyor düşünceleriniz eee onlar da geçmiş iktidarların günahı, zavallı mazlum ve mağdur iktidar ne yapabilirdi ki? Mazlum ve mağdur ama ne yazık ki mağrur değil, işte mesele bu zaten.
Anlayamadığım bir şey daha var. Kürtler bu ülkede 3. sınıf insan muamelesi gördü diyebilen kişi, şimdi neden birden bire yeni haritadan ürkmeye başladı acaba? Biraz samimiyet ve dürüstlük istiyoruz, lütfen...
"Kuzey Irak ta, askerlerimizin başına çuval geçirmelerini ve Genel Kurmayı zor duruma düşürmelerini, Amerikalılara biz söyledik. " AKP yi kuranların ve kurduranların, özellikle Tayyip Erdoğan"ın özel bir önem verdiği danışmanlarından ve operatörlerinden biri ile yemekte karşılaştık. Tam bir panik havasındaydı. "Hayrola işleriniz iyi gitmiyor galiba!" dedim.
AKP"li Danışman: "Tezkere krizinde oldu ne olduysa, büyü o zaman bozuldu, beklediğimiz sonuç çıkmadı, sonrasını zaten biliyorsunuz."
A: "Katılmıyorum, Edelman"ın YSK ya ziyareti, Londra, Washington, New York, Dubai ve bazı şehirlerde daha AKP kurulmadan önce verilen sözler sonunuzu hazırladı. Devleti tanımadan, Anayasal organlardan ve milletten gerçek anlamda bir -olur- almadan küreyi yerinden oynatacak kararları alabileceğinizi sanmak çocukçaydı. Bu durum AKP"yi bitirdi."
AKP"li Danışman: "Hayır, bizi Özkök Paşa ve Paşalar bitirdi. Tezkere krizinde ne yapacağımızı bilemedik. Sorduk ne yapılmalı diye; "Iktidar sizsiniz, karar almak sizin işiniz, biz kararı uygularız" dediler."
AA: "Ama zaten siz orduya sormadan informel olarak her türlü garantiyi vermiştiniz. Asıl hata o değil mi?"
AKP"li Danışman: "Tamam her türlü garantiyi ve tavizi verdik ama ABD"nin Doğu ve Güneydoğu"ya tam yerleşeceğini bilmiyorduk. Yani, ABD ve Ingiltere Türkiye yi işgal edeceklerdi, paniğe kapıldık."
AA: "Ama ABD"lilere bu garantinin AKP"nin kurulması aşamasında verdiniz."
AKK"li Danışman: "Evet, çok yanlış yaptık."
AA: "Peki o halde Özkök Paşa"nın ve Paşaların suçu ne?"
AKP"li Danışman: "Onlar diyebilirlerdi ki; "Tezkerenin çıkmasına karşıyız." Ancak asker kararı bize bıraktı!"
AA:"Normal, demokrasilerde zaten böyle olmaz mı?"
AKP"li Danışman: "Tamam da, tezkerenin faturasını sonunda AKP"ye kesti ABD"liler. Asker, "tezkereye karşıyız" deseydi, parti ile ABD değil, ABD ile TSK karşı karşıya gelecekti, biz yırtacaktık!?"
AA: "Özkök Paşa ve Paşalar size tezkere çıkarmayın demedi mi?"
AKP"li Danışman: "Hayır demedi ama cesaret edemedik!"
AA:"ABD, Türk askerlerinin başına çuval geçirdi ama ceza olarak?!"
AKP"li Danışman: "Yahu o olayı hiç sorma. O Wolfowitz"in halt yemesi. Bizimkiler (AKPliler), "tezkerenin öcünü TSK"dan alalım" diye ona akıl vermiş!..."
AA: "Yoksa sizin danışman arkadaşlarınızdan biri ve Istanbul da iki işadamı Wolfowitz"e asıl suçlu AKP değil, TSK demiş olmasın?! Çünkü Amerika ya söz verdiği gibi AKP tezkereyi çıkaracaktı! TSK"yı cezalandırma teklifi, iki işadamı ve bir danışmandan gitmedi mi?"
AKP"li Danışman:"Çok büyük, çok fahiş bir hata yaptık zaten Wolfowitz Türk ordusunu bizimkilerin teklifi üzerine cezalandırmaya karar verdi."
AA: "Tek başına mı?"
AKP"li Danışman: "Yok canım, Tayyip Erdoğan ve Gül"le paylaşıldı, onlar da "olur" dediler."
AA:"Yani Wolfowitz in, ABD"nin bu çok bilmiş danışmanının ve Istanbul"daki iki işadamının: "Türk ordusunu cezalandırma önerisine" Tayyip Erdoğan ve Gül ya da Eş Genel Başkanlar "Evet" mi dedi?"
AKP"li Danışman: "Maalesef öyle!... Tayyip ile Gül'ün gezileri bu plana göre ayarlandı. O gün Tayyip Erdoğan Rize"de, Gül de Kayseri"de olacaktı. Çok ters bir şey olursa ikisi ABD"liler tarafından alınacaktı. Bu planı Wolfowitz hazırlamıştı."
AA: "Ne tür bir terslik bekliyordunuz? "
AKP"li Danışman: "Tayyip Erdoğan ve Gül"e yönelik askeri bir hareket olabilir diye düşündük."
AA: "Yani AKP üst yönetimi, AKP"nin yıldız danışmanı ve Istanbul"daki iki işadamı Türk askerlerinin başına çuval geçirileceğini biliyor muydu?"
AKP"li Danışman: "Evet tabi... Yanılmıyorsam bir de emekli bir Paşa biliyordu."
AA: "Hiçbir kimse çıkıp ta Tayyip ve Gül'e bunun sonuçlarının çok ağır olabileceğine ilişkin görüş bildirmedi mi?"
AKP"li Danışman: "Tezkerenin mecliste reddedilmesine çok kızmıştık. ABD Savunma Bakanı arkamızdaydı. Kendimizi çok güçlü hissediyorduk!"
AA: "Ordunun sessiz kalacağını mı düşündünüz?"
AKP"li Danışman: "Biz değil, Wolfowitz öyle düşündü. Türk askerlerinin başına çuval geçirilince, Genel Kurmay Başkanı Özkök ve diğer Kuvvet Komutanı Paşaların, o günkü Harekat"ın nöbetçisi Büyükanıt"ın isifa edip emekli olacaklarını öngörmüştük. Eğer o gün paşalar istifa etseydi, bizim Genel Kurmay Başkanımız hazırdı .''
Şimdi diyeceksiniz commodore1tr amma sallamış. Valla ben yazarın yalancısıyım. Buraya yazana kadar canım çıktı. Ama yazar ilginç. Kim mi ? Hangi kitap mı ?
Alıntı yaptığım kitap: AKP Intihara Gidiyor
Yazar: Ahmet AKGÜL
Basım: Istanbul 2007
Alıntı yapılan sayfalar: 278, 279
Peki Ahmet Akgül kim ?
1949 doğumlu, inşaat ustası ve marangoz derviş Hacı Behzat Efendinin oğlu. Küçük yaşlardan itibaren Ku'an-ı Kerimi, tecvidi, Osmanlıca mızraklı ilmihali ve diğer temel dini bilgileri Hacı Dursun Efendiden öğrenmiştir. Şu anda Medine"de hocalık yapan Hafız Mustafa Albayraktan Kuran dersleri almıştır. Gülüşkürde kaldığı 7 yıl boyunca bir nevi inziva hayatı yaşamış, Risale-i Nur üzerine o dönemler yoğunlaşmıştır. 1977 yılında hizmet ehli arkadaşlarının isteği ile Akıncılar teşkilatını yeniden kurmak üzere Elazıg"a taşınmıştır. 1995 RP Adana milletvekili adayı olarak seçimlere katılmış, iki sene sonra da emekliye ayrılmıştır. Araştırmacı Yazar, Düşünür ve Siyaset Bilimci Ahmet Akgül, Milli Görüşün temel taşlarından birisidir.
Peki kitabun değeri var mı ? Bence var içlerinden çıkmış birisinin 1600 sayfalık kitabı daha neler var neler okudukça önemli yerleri aktaracağım. Asıl önemi bu sayfalara yalanmalam gelmemiş olmasıdır.
Bir değerli Avukatın ( Ebru hanım ) ın düşüncesindeki hata bence şudur. Bilinen hiç bir TC hükümeti ( Ernakan hülümeti dahil. ) Türkiyeyi ABD ye satmaya eyaleti gibi görmeye yanaşmadı Bunlar ABD AB Ve Barzaninin söylemleri ile üniter yapıyı bozmaya çalışıyorlar hemde çok ilginçtir hiç inanmadıklarını bildiğim din silahı ile... Tehlike budur... Bakın İncirlik görüşmeleri ve uzatmaları hep meclise gelirdi bunlar onu bile kaçırmaya çalışıyor.
Bakınız ABD ile işbirliği yapabilirsiniz yapılmasıda lazım ama şartların sonuçların belli olduğu iki devlet gibi... Bir olayı hiç unutmuyorum unutulmasınıda istemiyorum. 1 Mart tezkeresinin konuşulduğu günlerdi. Kabulu yaklaşık 75 bin ABD askerinin Türkiye yi resmen işgali gibi kullanması karargah kurmasıydı. Anlaşma gereği Müttefik ülkeyle bu olabilirdi ama şu çok önemliydi. 1 Mart ile getirilmek istenen askerlerin durumu işte unutmadığım diyalog unutmamamız lazım gelen diyalog...
Bu tezkere ile 75 bine yakın ABD askerinin Türkiyede konuşlanması sağlanıyor sayın Erdoğan farkında mısınız ?
Evet Müttefik ve dost ülke....
Hükümranlık haklarımız...
Geçici olarak kendi bölgelerinde onlarda olacak
Sayın Erdoğan kendi bölgeleri dediğiniz Türkiye Cumhuriyetinin toprakları...
Müttefiklerimiz...
Peki sayın Erdoğan ne kadar süreli kalacak bu müttefik askerler....
İşte bu an Erdoğan ın yüzündeki o boş bakışı hayatım boyunca unutmayacağım... Başbakan olmaya hazırlanıyor kuklası Gül başbakan ama herkes biliyor ki başbakan Erdoğan... Ve bu efendi bu 75 bin yabancı askerin geleceği tarihi biliyor da ne zaman gideceklerini ne kadar izin verildiğini bilmiyor sanırsın ki temelli geldiler... Ve itiaraf ...
Bilmiyorum. Bana söylemediler....
İşte pes dediğim an bu andır benim. Bu an bu parti bozuntusunun çok zararlı olduğuna karar veröiştim. Geldiğimiz noktada yanılmışım. Bunlar çok zararlı değil Tehtidin ta kendisi....
Sayın Fırat;
Haklısınız, ABD'ye rağmen haşhaş ekildi.
Peki tezkere sadece CHP'nin oyları ile mi reddedildi? Yoksa AKP'liler de red yönünde oy verdi mi? ABD'ye rağmen reddedilen tezkere işinde AKP oyları olduğunu bütün dünya bilirken, bu insanları haksız yere suçlamak haksızlık değili mi?
Hep korkum şudur; bunları yazdığım için AKP savunucu gibi gösterilmek. Hiç ilgisi yok. AKP'nin gırtlağına kadar yolsuzluğa battığını söylersem, yine lehinde mi yazmış oluyorum. Bunlar samimi kanaatım. Bu yolsuzluklar AKP'nin başını çok ağrıtacak gibi görünüyor. Ben bunları niye savunuyum?. Sadece insaflı ve tarafsız yorum yapmaya çalışıyorum. Selamlar.
Aydınlık da 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip'i Erbakan'ın yerine hazırlıyor" kapak haberiyle ABD'nin Erdoğan'a verdiği görevi duyurmuştu.
Bu yazıyı okuyorum, ardından, Sn.Av.Abbas Bilgili'nin ve Sn.Av.Hanife Ebru Öztürk'ün yanıtlarını okuyorum.
Ben algılayamadım sanırım deyip, Sn.Av.Fırat Bayındır'ın alıntıladığı yazıyı yeniden okuyorum. Verilen yanıtları, yapılan yorumları (tepki demeliyim belki de) yeniden ve daha dikkatli okuyorum.
Şu sonuca varıyorum: Kimbilir belki de okuduğumu anlamıyorum??
Bende şöyle saçma bir çağrışım yapıyor çünkü:
"X kişi çalıştığı kurumu şu kadar dolandırmış."
"Ne var, yeni bir haber mi ki bu, etraf dolandırıcıdan geçilmiyor zaten"
Bugün bu ülkeyi yönetenlere yapılan tüm eleştiriler acaba neden böyle tepkilerle karşılanıyor??? Üstelik de, üstüne basa basa "ben AKP sempatizanı değilim" diyenler tarafından?
Düşünüyorum düşünüyorum ve samimiyetle ifade etmeliyim ki, bu açmaza hiçbir açıklama getiremiyorum.
Sesli düşünmeliyim belki de.
Kesinlikle sempatizanı olmamakla birlikte AKP'ye toz kondurmuyorum, ÇÜNKÜ
-AKP demokrasinin temel taşıdır, direğidir, vs vs (mesela?), AKP'nin sarsılması demokrasiyi tehlikeye sokar
-AKP'ye uzatılan diller, bende bir çeşit vurun kahpeye psikolojisi uyandırıyor, savunma ve koruyup kollama güdüsü uyandırıyor
-AKP mazlum ve masumdur ona uzanan eller kırılsın, uzatılan dilleri eşek arısı soksun
-AKP, adı gibi ak ve hatta apak bir partidir laf ettirmem
-Bu ülkede sempatimi kazanmaya değer hiçbir parti yoktur ve bunların içerisinde benim sempatimi değilse de, savunmamı hak eden tek parti AKP'dir
-Ben aslında bir AKP sempatizanıyım ama bunu gizlemez isem AKP savunuculuğum yeterli etkiyi uyandırmayabilir
?????
Peki tezkere sadece CHP'nin oyları ile mi reddedildi? Yoksa AKP'liler de red yönünde oy verdi mi? ABD'ye rağmen reddedilen tezkere işinde AKP oyları olduğunu bütün dünya bilirken, bu insanları haksız yere suçlamak haksızlık değili mi?
AKP'den ne anladığımıza bağlı olarak sorunun cevabı değişir. Burada AKP diye tanımlayıp eleştirdiklerimiz Milli Görüş içerisinden yenilikçi kanat olarak çıkıp ABD'ye yamananlar, dinle , imanla ilgisi olmayıp, dini imanı para olanlardır.
Necmeddin Hoca bunların üstadı idi. Hükümeti döneminde bazı icraatlerini kıyasıya eleştirdik ama Allahı var ona bile bu kadar yüklenmedik. Kabinesinin Maliye Bakanı kimdi hatırlayın, şimdi AKP'den yeniden aday bile olmadı, onurlu Bakan diye şehit eşi elini sıkabiliyor. Oysa o dönem 1 dk. karanlık eylemi ile ışıkları açıp kapatıyorduk. Hepsine miydi tepkimiz hayır temsil ettikleri zihniyete de değildi, uygulamalarına idi o tepki... İçlerinde hiç mi iyi insan yoktu , elbette vardı. İyi insan olmak fikirlerinin doğru veya yanlış olması değildir, o fikirleri çıkarsız, içten, samimi olarak savunmaktır. Öyle insanlar düşünceleri ile bizimle taban tabana zıt olabilirler ama onlara saygı duyarız. Gerçek demokratlık da budur, riya içerisinde olduğu her halinden belli kişilerin "demokrasi var memlekette fikirlere saygı duyulması lazım" kandırıkçılığı değildir demokratlık...
Ha keza Turhan Çömez, bunların en yakınında bulunup, Özel Kalem Müdürlüğünü yapıp partiden kopanlardan... Tabi bu örnekleri veriyorum diye bunların sütten çıkmış ak kaşık olduklarını, her dediklerinin doğru olduğunu savunmuyorum. Ama en azından başka hesapları yoksa, onurlu davranış sergilemişler demektir.
1 Mart tezkeresini reddeden 100 kişilik grup bunlar içerisinde yer alan başka partilerden (MHP, ANAP, SP) devşirmeler olmasın sakın...
Sayın kronikyorgun;
Kendi geliştirdiğiniz mantık cambazlığı ile bizi AKP'li yapmışsın. Bizi galiba gizli AKP'li zannediyorsunuz. Bu sitede değişik zamanlarda değişik vesilelerle siyasal geçmişim ve şu andaki siyasal çizgim hakkında açıklama yapmıştım. Sizin bizim için kendi kafanızda tasarladığınız kimlikle ilgim yok, ama sizi inandırmak zorunda da değilim. Ne düşündüğünüz umurumda değil. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Ama size göre siz beni benden iyi bilmiş görünüyorsunuz. Siz öyle düşünmeye devam edin. Selam ve saygılar.
Sayın Gür;
AKP içinde de iyi kişiler bulunduğunu belirtmeniz tam da benim istediğim ve beklediğim yanıttı. (Şimdi yine bize AKP'li diyecekler galiba). Ama dikkat edin, bu görüşünüz bile bazı kişilerce aforoz edilmenize neden olabilir. Çünkü, dünyayı "bizler" ve "onlar" olarak gören, "siyah" ve beyaz"dan başka renk tanımayanların görüşüne uygun değil bu düşünceniz. Ben hep şunu söylüyorum, bir grubu ya da kişiyi peşin hükümle mahkum etmek yanlıştır. Siyah ve beyzaın dışında da başka renkler vardır. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki, diğer partilerde de sizin kötülediğiniz AKP'lileri aratmayacak kişiler vardır. Ben böyle kişilerin kazığını yemiş bir adamım. Selamlar, saygılar.
Sayın kronikyorgun;
Kendi geliştirdiğiniz mantık cambazlığı ile bizi AKP'li yapmışsın. Bizi galiba gizli AKP'li zannediyorsunuz. Bu sitede değişik zamanlarda değişik vesilelerle siyasal geçmişim ve şu andaki siyasal çizgim hakkında açıklama yapmıştım. Sizin bizim için kendi kafanızda tasarladığınız kimlikle ilgim yok, ama sizi inandırmak zorunda da değilim. Ne düşündüğünüz umurumda değil. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Ama size göre siz beni benden iyi bilmiş görünüyorsunuz. Siz öyle düşünmeye devam edin. Selam ve saygılar.
Aslına bakarsanız AKPli olduğunuzu düşünmüyorum, ve hatta aklımdan dahi geçmedi ki AKPli olmanız bir ayıp-suç, vs de olmazdı.
Benim bu zavallı, basit mantığım (cambazlık becerim hiç olamadı maalesef) sadece AKP'ye yönelen her eleştiride, "Ama.." diye başlayan cümleler kurulmasını anlayamamanın acizliğini yaşıyor.
Bir başka forumda, acaba "pozitif ayrımcılık mıdır bunun adı" şeklinde bir tespitte bulunmuştum.
Siz benim anlayabileceğim şekilde -samimiyetle anla(ya)madığımı ifade ediyorum- "AKP şunu yaptı"ya neden her defasında "ama diğerleri de bunu yaptı" şeklinde yanıt verdiğinizi izah edebilir misiniz? Benim mantığım bunu çözmeye yeterli gelmiyor. İnanın yanıtı alabilirsem çok mutlu olacağım.
Benim bu zavallı, basit mantığım (cambazlık becerim hiç olamadı maalesef) sadece AKP'ye yönelen her eleştiride, "Ama.." diye başlayan cümleler kurulmasını anlayamamanın acizliğini yaşıyor.
....
Siz benim anlayabileceğim şekilde -samimiyetle anla(ya)madığımı ifade ediyorum- "AKP şunu yaptı"ya neden her defasında "ama diğerleri de bunu yaptı" şeklinde yanıt verdiğinizi izah edebilir misiniz?
Ben cevap vereyim Sayın kronikyorgun,
Biz hep kötülerin arasından en iyisini seçmek zorundayız çünkü... Kış günü turfanda domateslerin,çileklerin içinden en iyisini bulmaya çalıştığımız gibi, sigaranın en kalitelisini içmek istediğimiz gibi, benzinin kurşunsuz olanını kullandığımız gibi, hırsızın da en yararlısını, yiyenini ama aynı zamanda yapanını seçmek zorundayız. Bu mantığı ben de anla(ya)mıyorum. :rolleyes:
Hatırlarsınız umarım, ben kendisinden hiç hazetmememe rağmen RTÜK Başkanı'nın bazı doğru uygulamalarını da savunmuştum. Burada tekrar etmekte yarar var. Kişileri sırf isimleri ile veya savundukları düşüncelerle eleştirmiyorum/z. Herhangi bir adam şerefsizin önde gideni de olabilir ama durmuş saatin günde iki kere doğruyu göstermesi gibi arada bir doğru işler de yapabilir. Burada önemli olan o adamın yaptıklarında samimiyetidir. Doğru iş yaparsa (tabi durmuş saat misali değil) o iş için onu alkışlamayı da bilirim/z. Bunun örneklerine sitede rastlamışsınızdır. (öyle olduğunu düşünmeseniz/düşünmesem sizin, benim hala burada, bu sitede hem de yetkili vasfıyla ne işimiz olurdu?
Ama kendimizce doğruyu savunurken gaza gelip, yanlışları da doğru olarak görmeye başlamayalım lütfen... Şunlar şöyle ama bu da daha az böyle gibi bir söylem bizi doğruya götürmez, hem de savunduğumuzun yanlışları yanında doğruları bit gibi kalıyorsa...
İnterneti sörf ederken tam da üstüne geldi. Diğer forumda (AB forumu) Claudia Roth'un son incisinden bahsetmiştim. Yanıt Kadir Topbaş'tan gelmiş. Yani adam AKP'li Belediye Başkanı diye yanlış mı söylemiş? Ben de aynısını yazmıştım neredeyse.. Bu tabela kaldırılınca Asya Çin'e mi ötelenecek diye sormuştum.
"Şu anda da yüzümüz Brüksel’de, Avrupa Birliği’nde. En kötü zamanımızda bile bize ’Asya’nın hasta adamı’ denmedi. ’Avrupa’nın hasta adamı’ dendi. Biz Avrupalıyız. Bu şehrin bir güzelliği var. İki kıta üzerinde yerleşmiş bir şehirde yaşıyoruz. Gerçek olan bir şeyi ’Ne derler ki’ düşüncesiyle kaldıramayız. İstanbul’un, hem Asya ile hem Avrupa ile teması var. Asya ve Avrupa’nın başlangıç noktası da İstanbul’da. Güneş bu şehirde her sabah iki kıtaya birden doğuyor. Böyle bir güzelliği belki başka ifadelerle ortaya koyabiliriz." İstanbul Valisi Muammer Güler de konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Dünyanın hiçbir ülkesinde iki kıtayı birbirine bağlayan bir boğaz yok. Dolayısıyla ciddiye alınacak bir görüş değil" dedi.
4857 sayili İş kanun 2 maddesinin 6 ve 7 bendi üst işveren-alt işveren ilişkisini düzenlemektedir. Yaptığım iş üst işverenin esas işi ve bu işi yapan...
2002 yılında boşanan çiftin küçük kızının velayeti mahkeme kararı ile babaya verilmiştir. Anne ise haftasonları çocuğu görme hakkına sahiptir. Fakat...
Hayır öyle bir madde yoktu sadece işiniz gereği seyahat edebilir misiniz diye bir şey vardı. Bunu öne sürüyorlar bunu da işaretleyip işaretlemediğimi...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Hayır öyle bir madde yoktu sadece işiniz gereği seyahat edebilir misiniz diye bir şey vardı. Bunu öne sürüyorlar bunu da işaretleyip işaretlemediğimi...
Seyehat etme