Bir generalin bomba atarak hakimleri eğitmesi

[Av.Abbas Bilgili]

Bu sitede hukuksal konular ve ülke sorunlarını tartışıyoruz. Bazı güncel konuları da hukuksal boyutundan dolayı özellikle tartışmaya açıyor ve hukukçuların ve hukukçu olmayanların görüşlerini öğrenerek ufkumuzu açmaya çalışıyoruz. Sanıyorum 10 gün kadar önce basında bir haber yer aldı. Bu haber hukuk ve hukukçular için oldukça önemliyidi... Acaba sitede bu konu tartışmaya açılır mı diye bekledim ve ses çıkmayınca ya da ben sitede bu konuda birşey bulamayınca konuyu gündeme getirmeyi uygun buldum..

Konu şuydu;

Güneydoğu'da görev yapmış olan (ve şu anda da bir siyasal partinin yönetiminde bulunan) Altay Tokat isimli bir general bir dergiye yapmış olduğu (ve daha sonra gazetelere intikal eden) açıklamasında şöyle diyordu;

"Güneydoğu'da görev yaparken bölgeye yeni gelen hakim ve memurların işlerini ciddiye alıp hizaya gelsinler diye evlerinin çevresinde üç beş bomba attırdım. Attırdım dediğim bombaların maksadı eğitimdir" .

Doğrusu bu generalin hakimleri eğitme anlayışı, böyle bir görevinin olup olmayışı, bu bombaların hukuktaki yeri beni bu konuyu tartışmaya açmaya sevketti. 06.08.2006 tarihli Radikal İki'de bu konuda "Hizaya Gel" başlıklı bir makale yazan bir yargıcın da Güneydoğu'da görev yaptığı dönmede bir çok yargıç ve savcının bu tür müdahalelerden dolayı sıkıntı çektiğini, hukuku uygulamak durumunda kaldıklarında "terör örgütü yanlısı" olarak algılandıklarını ve soruşturma geçirdiklerin okuyunca konu beni daha da ilgilendirdi.

Doğrusu meslektaşlarımın ve tüm site ziyaretçilerinin bu konudaki görüşlerini merak etmekteyim.

Selamlar.

[Av.Bahattin Yıldız]

Politikacıların Yargıya sürekli müdahale edildiğinden bahisle sürekli tepki gösterenlerin (bu tepkilerini bende destekliyorum) İtirafla, ikrarla ortaya çıkan 'Yargıya Bombayla Çekidüzen Verme' haberi karşısında suskunluklarını ne zaman bozacaklarını bende merak ediyorum. Danıştayın Sayın Başkan ve Üyelerinin, Yargıtay'ımızın...

Öncelikle Eski Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Sabih KANADOĞLU'nun, değerli derin sunumlarını içtenlikle merak ediyorum...

[Av.Ali Sinkay]

Gene bana bir yanlışa başka bir yanlışla cevap verme diyeceksiniz ama elimde değil, bir olayı değerlendirirken olayın mazlumlarının aslında mazlum olup olmadıklarını düşünmeye başlıyorum. Eklediğiniz olaya tek bir çerçeveden baktığımızda son derece üzücü. Ama bir de acaba neden buna ihtiyaç duyulmuş olabilir sorusuna muhtemel yanıtlar aranırken eleştirileri hukuk camiasına çevirmeden yapamayacağım

Olayı İki Taraflı değerlendirmek gerekli diye düşünüyorum. Generallerden biri hata yapmış olabilir. Ama iğneyi kendimize batırmadan çuvaldızı başkasına batırmak ne kadar doğru.

Hakimler ve savcılarımız bu görevleri nedeniyle diğer insanlara karşı aşağılayıcı bir tavır sergilemiyor mu.

Bir hakaret davasında hakimin müştekiye söyledikleri sanığın söylediklerinden çok daha ağırdı. Bu olaya şahidim.

Aşağıda Gazete alıntısı....

Kadın arkadaşının işleri için nüfuz kullanmaktan, ihalelere katılmamak için para istemeye ve trafikte adam dövmeye kadar hakkında çok sayıda soruşturma yürütülen Ankara Cumhuriyet Savcısı İbrahim Demircioğlu yine karakolluk oldu. Demircioğlu bu kez de, depozitosunu istediği için, kadın arkadaşı Nevin Karakütükün eski kiracısını dövdü.

ÇEŞİTLİ suçlamalardan dolayı hakkında pek çok soruşturma yürütülen Ankara Cumhuriyet Savcısı İbrahim Demircioğlu, bu kez de kadın arkadaşının eski kiracısını dövdüğü iddiasıyla karakolluk oldu.

Demircioğlu, uğradığı soruşturmalar nedeniyle, yer değiştirme cezasıyla Giresuna gönderilmişti. Ankarada son vukuatı 3 Ağustos Perşembe günü gerçekleşti. Demircioğlunun, sevgilisi eski hemşire Nevin Karakütükden 400 YTLlik depozitosunu isteyen eski kiracısı emekli işçi Enver Bozu (65) döverek hastanelik ettiği öne sürüldü. Demircioğlu hakkında şikayetçi olan Bozun karakoldaki ifadesine göre olay şöyle gelişti:

NE PARASI LAN

Boz, evden ayrılmasına rağmen ev sahibi Nevin Karakütüke verdiği depozitoyu bir türlü geri alamadı. Olay günü evin bahçesinde karşılaştığı Nevin Karakütük ve Demircioğlunun yanına giderek parasını istedi. Savcı, "Ne parası lan, karşımda ellerin belinde konuşma ben devletin savcısıyım adamı s.....m" diyerek Boza hakaret etti, yumruk attı. Aldığı yumruk darbesiyle kaşı patlayan Boz, komşularının evine giderek polisi aradı. Normalde bakanlık izni ile ifadesinin alınması gereken savcı Demircioğlu, hemen otomobiliyle karakola giderek saldırıya uğradığını söyledi ve Bozdan şikayetçi oldu. Boz ve Demircioğlu, Çiftlik Karakolunda ifade verdiler. Taraflar, birbirlerinden karşılıklı şikayetçi oldular. Boz, bir dilekçe ile şikayetini Hákimler Savcılar Yüksek Kuruluna da bildirdi.

DOSYASI KABARIK

İbrahim Demircioğlu hakkında, daha önce de başta kadın arkadaşının işlerini takipten hakkında birçok işlem yapılmıştı. Konya İcra Mahkemesinde görülmekte olan bir duruşmasında, görevli olmadığı halde salona izleyici olarak girdi. Duruşma sırasında aleyhte karar çıkınca mahkeme hákimine müdahale ederek tartışma çıkardı. Mahkeme hákimi bir tutanakla olayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bildirdi ve Demircioğlu hakkında soruşturma başlatıldı. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin yürüttüğü soruşturmada da hakkında önemli iddialar yer alıyor.

Kadın arkadaşıyla mezatta

Karıştığı olaylar nedeniyle hakkında soruşturmalar açılan Ankara Cumhuriyet Savcısı İbrahim Demircioğlu, kadın arkadaşı Nevin Karakütük ile sık sık haciz edilen malların satışının yapıldığı mezat salonunda görülüyor.

Yol ortasında durup trafik kavgası etmişti

CUMHURİYET Savcısı İbrahim Demircioğlunun adı daha önce de bir kavgaya karışmıştı. Aralık 2005te Ankaranın işlek caddelerinden birinde Demircioğlunun otomobiliyle, içinde Erdoğan Sallantıoğlu (52) ve oğlu Polat Sallantıoğlunun (25) bulunduğu otomobil çarpışma tehlikesi geçirmişti. Bunun üzerine iki taraf arasında yumruklaşma olmuştu. Baba-oğul olaydan sonra evlerine giderken Demircioğlu karakola gidip şikayetçi olmuştu. Demircioğlu, "Araçtan çıkar çıkmaz yaşlı olan kişi bana laf attı, bu arada genç olan da bana kafa attı. Cumhuriyet Savcısı olduğumu belirtmeme rağmen genç olan ne olursan ol diyerek bana küfür etti" demişti. Evlerinden alınıp karakola getirilen Polat Sallantıoğlu ise "Babam camı açtı, diğer araç şoförü (savcı) de açtı, neden hatalı çıkış yaptınız dediğimizde tahrik edici konuştu. Babama küfür etti, yumrukla vurdu, babam düştü. Sonra da ben savcıyım size göstereceğim diye bağırdı" diye ifade vermişti. Baba-oğul, Demircioğlunu yaralayıp hakaret ettikleri ve olay yerinden kaçtıkları gerekçesiyle tutuklanmışlar, haklarında görevli memura hakaret ve yaralama suçlarından 3.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

Hemşire hakkında 50den fazla soruşturma açılmış

ESKİ hemşire Nevin Karakütük, meslekten ihraç edildi. Ancak buna rağmen Ankarada özel bir poliklinikte çalışmasını sürdürdü. Hakkında "kürtaj yapmak, yalan beyanda bulunmak, görevli memura hakaret, vergi usul kanununa muhalefet etmek, kiradaki evin kilidini değiştirmek, kullanma süresi geçmiş ilaç ve enjektörleri iade etmemek, (il sağlık müdürlüğünde görevli iken), hakaret, iftira, sahtecilik" gibi suçlardan 50nin üzerinde soruşturma açılmış, ancak birçok soruşturmadan takipsizlik verilmiş. Karakütük, aralarında bazı hákim ve savcıların da bulunduğu, postacı, icra memuru, icra müdürü, zabıt katibi bilirkişi olmak üzere yaklaşık 30 kişi hakkında şikayet dilekçesi vermiş.

[Av.Bahattin Yıldız]

LİTERATÜRÜME YENİ BİR KAVRAM DAHA GİRDİ;

Bir konu nasıl dönüştürülür, bir alandan nasıl alınır ta öbür alana atılır...

Artık bunu yapan tanıdıklara kısaca;

ALİSİNKAYALAŞMA diyeceğim, olaya da ALİSİNKAYALAŞMA olgusu diyeceğim.

Teşekkürler Alisinkaya...

(Ülkede İyi bir politikacı olmak için en gerekli özellikleri barındırıyorsun... Politikacı olduğunda tüm gazeteciler bir olsa bile sonunda pes edeceklerdir, inanıyorum... )