Avukatınız ile nasıl tanıştınız

[adlbelge]

Avukatım ile ilk olarak tahsilatlarda son 2-3 senedir sıkıntı yaşamamız üzerine geçen sene tanıştık.

[kadirmantaş]

tavsiye üzerine.

[mharisma]

Avukatım çocukluk arkadaşım

[Traffo]

Akrabamın tavsiyesi ile tanıştım. Vekaleti ve belgeleri verdikten sonra dava konusunda hiç tecrübesi olmadığını ve ders de çalışmadığını öğrendim. Ve ardından davaya verilen masrafın da yarısını davaya yatırmadığını, davayı vaktinde açmadığını, açtım diyerek doğruyu söylemediğini, daha sonra karşının avukatı ile işbirliği içinde olduğunu, davayı kaybetmek için uğraştığını gördüm ve bıraktırdım.. Bundan böyle davalarımı kendim kaybetmeye kararlıyım..


AVUKAT SEÇERKEN

Mezun olduğu üniversiteyi, bakacağı dava ile ilgili bilgisi, tecrübesi olup olmadığı, daha ilk gidişte dosyayı alıp okuması, araştırma yapacağını söylemesi, sizi dikkatli dinleyip dinlemediği, sizi satıp satmayacağı, dakik biri olup olmadığı, yalan söyleyip söylemediği, erişilebilirliği, okumayı sevip sevmediği, işi varsa aramaya dönüp dönmediği, kendini ifade becerisi çok önemlidir.

Aksi durumda; avukata ulaşamazsınız. Ücreti davaya başlarken alır. İlk oturumdan sonra azil ederseniz, ücreti de geri alamayabilirsiniz.

Davanızla ilgilenmezse sürekli hatırlatmak zorunda kalırsınız. Dilekçeleri, Cevap dilekçeleri etkisiz olabilir, davaya bahane ile gelmeyebilir, savunma için hazırlık, araştırma yapmaz, sürekli mazeret bildirir..

Elimde 1 adet dava nasıl kaybedilir dilekçesi de mevcut. Mahkemeye vermesine müsaade etmedim..

Davanızın konusu ile ilgili, avukata gitmeden evvel bilgi edinmeli emsal kararlar okumalısınız. Avukatınızı yetersiz bulduysanız dava seanslarına kendiniz de katılmalısınız. Dilekçeleri mahkemeye sunmadan okuyabilirsiniz. Bu bir iş ilişkisidir.

Çok iyi tanımıyorsanız (iyi tanımadığınız avukata asla vekalet vermemeniz iyi olur) vekalet verip, avukatınıza sınırsız güven duymak mecburiyetinde değilsiniz. Onun ne yapıp ettiğini uyaptan takip edebilir, kendisinden bilgi alabilmelisiniz. Sanal ortamda da oldukça fazla bilgi, kanun, karar var. Okumayı sevmelisiniz.

Avukatlık Kanununda oldukça sıkı ifadeler var ama bunların uygulanma problemi de vardır. Avukatın haksızlığını kanıtlayabilmek, çok bariz bir durum, kanıt yoksa, nerede ise imkansızdır. Bakmayın orada "iş özeni, dürüstlük, müvekkilin haklarını kendi hakkı gibi savunma" gibi kulağa hoş gelen cümleler olduğuna. Çoğu soyut ve ispatı zor durumlardır. Müvekkilin telefonuna aylarca cevap vermeyen avukatın haksız olduğunu ne şekilde kanıtlayabiliriz? Binlerce bahane bulunabilir bunu çürütmek için.

Yapabiliyorsanız davanızı kendiniz de açabilirsiniz. Avukat mecburi değildir. Dilekçe, kanıtların sunumu, dikkat etmeniz gereken durumlar vardır. Örneğin bilirkişi raporunun tebliğinden sonra 15 gün içinde itiraz gibi. Taraflı bir bilirkişi raporu var ise, siz de zamanında itiraz etmediyseniz, hakim de onu öylece kabul etti ise davanın üstüne bir bardak su içebilirsiniz.

Adliye maalesef vatandaşa yardımcı olmak yerine doğrudan "avukat yok mu?" sorusunu sorarak kendi işlerini kolaylaştırma peşindedir. Örneğin benim olduğum yerde bazı memurlar oyun oynarken, akrabası ile konuşurken dilekçeye bakmadan ne olduğunu sormuştur bana. Müzekkereye başka, zarfa başka dava tarihi yazıp davanın 6 ay ileri atılmasına neden olan hakim ve memura hiç bir şey yapamadık. Avukata mazeret yazıp kapattılar. Özür falan yok. Ve davaların uzamasının bir nedeni de adliyelerin hantallığıdır. Maalesef ne avukat ne de davacı davasına bakan bu ekibe gıkını çıkaramamaktadır.. Nedenini biliriz hepimiz. Keyiflerine kalmış iş.

Davalar maalesef çok uzun sürmektedir. Avukatla sorun yaşamanız büyük sıkıntı olur. O sebeple paranızla rezil olmamak için, olabildiğince dikkatli olmalısınız. Bunlara kendi öngörülerinizi de ilave etmelisiniz.

Her şeye rağmen, iyi insan olduktan sonra, iyi avukat olmuş insanlar vardır. İyi, vicdanlı, çalışkan, dakik Avukatlara rast gelesiniz!

- - - Güncellendi - - -

"Tavsiye edilen avukatları olaya yaklaşımları nedeni ile, tercih etmedim.
Birçok avukatla tabelası kanalı ile görüştüm, içlerinden şimdiki avukatım olan hanım kızımızı, olaya yaklaşımı, azimli ve güven veren tavırları, bir de çok genç olmasına rağmen, kendisine olan güveni nedeni ile tercih ettim"

Oldukça önemli..

[tahriperi]

çalıştığım şirkette bir çalışan şirketle davalık oldu.

dava dilekçesi bana geldi. dilekçeyi okudum baya güzel hazırlanmıştı.

daha sonra şirket bana pislik yaptı.

hemen o avukatı aradım böyle böyle.

sonra işe iade açtım o avukatla daha sonra işçi alacağı.

[admin]

Başlarken yazdıklarımın yalnızca size cevap olmadığını, sadece yazınızdan yola çıkarak insanlarımızın avukatlık mesleği hakkında yanlış bildiği bazı konularda görüşlerimi ve tavsiyelerimi paylaştığımı peşinen bildiririm. Yazdıklarınızın bir kısmı ise kesinlikle kabulümdür. Avukat dersini çalışmalı. Davayı süresinde, süre yoksa makul sürede açmalı ve geciktirmemeli. Davayı açmadıysa, henüz açmadım diyebilmeli. Karşı tarafın avukatı ile işbirliği içinde olduğu şüphesi ciddi bir itham olduğundan genelleme yapmanıza itiraz ediyorum. Davanızı avukatla yürütme zorunluluğu olmasa da kendi başınıza dava kaybedeceğinize avukatla kaybedin. Her davayı kazanan bir avukat dünyada bulunmadığı gibi böyle garanti verenlerden de uzak durmalısınız.Avukat seçerken, fakültesini ve tecrübesini yargılayabilecek bilgisi olan biri zaten avukata gerek duymaz. Önemli olan çat diye cevap veren avukat değil, konuyu ve dosyayı inceleyip gerekli hukuki argümanları da değerlendirerek beyanda bulunan avukat tercih edilmelidir. Avukatın sizi satıp satmayacağı cümlesi ise hiç doğru bir cümle değil. Genelleme yapılması da hatalı. Ben 35 yıllık avukatlık mesleğimde satanı görmedim ama siz şıp diye anlıyorsanız büyük yeteneksiniz Avukatların da hipokrat yemini ettiğini hatırlatmak isterim. Disiplin mevzuatı da avukatlara baro tarafından titizlikle uygulanır. Avukat, duruşmada olabilir, toplantı yapıyor olabilir ve hatta sizin için dilekçe bile yazıyor olabilir. Her an telefonu açamayabilir ama makul sürede geri dönüş yapmalıdır. Zira müvekkiline karşı güvenini sarsacak hareketlerden kaçınmalıdır. Teknoloji sayesinde kolay yolu mesajlaşmaktır...Avukata güven meselesine gelince, avukat ile müvekkil arasında mutlaka bir güven ilişkisi olmalıdır. Müvekkil avukata, avukat da müvekkile güvenmelidir. Bu karşılıklı güven sayesinde işler çabuk, kolay ve çok daha verimli yürür ve sonuçlanır. Müvekkiliyle uğraşmaktan, onu ikna etmeye çalışmaktan işin kendisine odaklanamayan çok avukat gördüm. Avukatın enerjisin ve moralini bozmanız en çok karşı tarafa yarar. Diğer taraftan da maalesef sizin gibi uykusuz kalmaya neden olur... Güven kesinlikle verim için şarttır. Size güvenen avukat işine dört elle sarılır. Siz de rahat bir nefes alırsınız... (Farkındaysanız yazınızın sonundaki paragrafta iki kere güven kelimesi geçmekte.)Tavsiye babında avukat tutmak zorunlu olmasa da yeni mezun bir avukatın bile vatandaştan çok daha iyi bileceğinden emin olun. Kendi başına dava açtığı için kaybeden veya sonradan avukata gidip de davayı doğru rotaya getirebilmek için nasıl uğraşlar vermek zorunda kalındığını bizzat bilirim. Aslında avukatlığı dava açma, duruşmaya girme gibi kısıtlı işlemler yapan biri olarak görürseniz yanılırsınız. Bir avukat tüm yasaları bilemez ama belirttiğiniz gibi araştırır. Aslında avukatın o konuda tecrübesini tartmaya çalışmak yerine stratejisini anlamaya çalışmak doğru seçim yöntemidir. Çünkü strateji herşeydir. Hukuk fakültelerinde asla kanun ezberletilmez. Hukuk mantığı (nosyonu) aşılanır.Kendi davanızla ilgili konuları incelemeniz avukata bir güvensizlik değil tam tersine ekip çalışması anlamında büyük bir rahatlık sağlar. Şahsen ben öyle müvekkilleri çok severim. Bilinçli müvekkil avukatı yormaz, bilakis hoşuna gider. Düşünsenize saatlerce bu şöyledir diye anlatmak zorunda kalmayan avukat, işe daha iyi odaklanır, şevkle işini yapar. Bu sitenin kuruluş amaçlarından biri de zaten budur. Farkındaysanız ekip (takım) çalışması dedim. Avukata yardımcı olmak şarttır. Al bu avukatlık ücretini ve davayı kazan demekle olmaz. Destek olunmalıdır. Gereksiz konularla da sıkılmaması gerektiğini, ücretini anlaştığınız şekilde ödemenizi, avukatı bir de böyle konularla uğraştırmamanızı, kendisini davaya odaklayabilmesi için çok önemli bir konudur.Adliye sorununa gelince; Evet kalemlerdeki memurlar ve hatta hakimler karşılarında avukat olmasını isterler. Peki neden? Kolay ve hızlı iletişim için. Bir vatandaş derdini 1 saatte anlatabiliyorsa bir hukukçu bunu 1 dakikada anlatabilir. Çünkü işin özünde neyin gerektiğini daha iyi bilir. Bu nedenle adliye çalışanları avukat olmasını tercih ederler sizin söylediğiniz gibi. Adliyedeki sorunlar maalesef palyatif çözümlerle (dava açarken tüm masrafların peşin alınması gibi) giderilmeye çalışılsa da bunun pratikte çok fazla yararı olmadığı da anlaşılmıştır. Tüm mesele hakime davayı çabuk bitir. Notunu kırarım ha... demekle çözülmüyor. Lüzumsuz ve arpalık memuriyetlere ödenen maaşlar yerine iş yüküne yeterli hakim ve memur atanmadığı sürece şikayetler devam edecektir. Bir hakim günde en fazla X (bana göre 20) duruşma yapabiliyorsa, onun ön hazırlığı da hesaplandığında iki katı dosya yüklüyorsan verdiği karardan hayır beklemek hayalcilik olur. Bir avukata derdinizi en az 1 saat anlatıyorsunuz ama hakim 5 dakikada nasıl kavrasın olayı?Avukatın adliye personeline gıkını çıkaramaması konusu ise şahsen çok önem verdiğim bir konudur. Kavga değil ama bir avukat hakime, savcıya ve memura gerekirse görevini hatırlatmak zorundadır. Yargının sac ayağının biri avukat ise avukat dik durmalı ve usül çerçevesinde gerekli müdahaleyi yapmalıdır (son zamanlarda iyice bozulan bir durum bu). Örneğin yanımda çalışan bir avukatın duruşmada hakimin karşısında öne eğilerek, boynu bükük durmasını yoğun bir şekilde eleştirmiştim. Bir hakim, avukatın üstü değildir. Hakim komutan, avukat er hiç değildir. Statüleri aynı, ama görevleri farklıdır. Kendi mesleğinin şerefini koruyamayan avukat da bana göre avukat değildir. Memur avukat istemem şahsen (ama siz biraz öyle mi istiyorsunuz gibi geldi bana).Son paragrafınıza gelince; Hanım kız meslektaşımıza selamlar olsun. Fakat kendine güven bir kriter değildir. Avukatın gücü sizin delillerinizin gücü kadardır Saygılarımla...

Akrabamın tavsiyesi ile tanıştım. Vekaleti ve belgeleri verdikten sonra dava konusunda hiç tecrübesi olmadığını ve ders de çalışmadığını öğrendim. Ve ardından davaya verilen masrafın da yarısını davaya yatırmadığını, davayı vaktinde açmadığını, açtım diyerek doğruyu söylemediğini, daha sonra karşının avukatı ile işbirliği içinde olduğunu, davayı kaybetmek için uğraştığını gördüm ve bıraktırdım.. Bundan böyle davalarımı kendim kaybetmeye kararlıyım..AVUKAT SEÇERKENMezun olduğu üniversiteyi, bakacağı dava ile ilgili bilgisi, tecrübesi olup olmadığı, daha ilk gidişte dosyayı alıp okuması, araştırma yapacağını söylemesi, sizi dikkatli dinleyip dinlemediği, sizi satıp satmayacağı, dakik biri olup olmadığı, yalan söyleyip söylemediği, erişilebilirliği, okumayı sevip sevmediği, işi varsa aramaya dönüp dönmediği, kendini ifade becerisi çok önemlidir. Aksi durumda; avukata ulaşamazsınız. Ücreti davaya başlarken alır. İlk oturumdan sonra azil ederseniz, ücreti de geri alamayabilirsiniz. Davanızla ilgilenmezse sürekli hatırlatmak zorunda kalırsınız. Dilekçeleri, Cevap dilekçeleri etkisiz olabilir, davaya bahane ile gelmeyebilir, savunma için hazırlık, araştırma yapmaz, sürekli mazeret bildirir.. Elimde 1 adet dava nasıl kaybedilir dilekçesi de mevcut. Mahkemeye vermesine müsaade etmedim.. Davanızın konusu ile ilgili, avukata gitmeden evvel bilgi edinmeli emsal kararlar okumalısınız. Avukatınızı yetersiz bulduysanız dava seanslarına kendiniz de katılmalısınız. Dilekçeleri mahkemeye sunmadan okuyabilirsiniz. Bu bir iş ilişkisidir. Çok iyi tanımıyorsanız (iyi tanımadığınız avukata asla vekalet vermemeniz iyi olur) vekalet verip, avukatınıza sınırsız güven duymak mecburiyetinde değilsiniz. Onun ne yapıp ettiğini uyaptan takip edebilir, kendisinden bilgi alabilmelisiniz. Sanal ortamda da oldukça fazla bilgi, kanun, karar var. Okumayı sevmelisiniz.Avukatlık Kanununda oldukça sıkı ifadeler var ama bunların uygulanma problemi de vardır. Avukatın haksızlığını kanıtlayabilmek, çok bariz bir durum, kanıt yoksa, nerede ise imkansızdır. Bakmayın orada "iş özeni, dürüstlük, müvekkilin haklarını kendi hakkı gibi savunma" gibi kulağa hoş gelen cümleler olduğuna. Çoğu soyut ve ispatı zor durumlardır. Müvekkilin telefonuna aylarca cevap vermeyen avukatın haksız olduğunu ne şekilde kanıtlayabiliriz? Binlerce bahane bulunabilir bunu çürütmek için.Yapabiliyorsanız davanızı kendiniz de açabilirsiniz. Avukat mecburi değildir. Dilekçe, kanıtların sunumu, dikkat etmeniz gereken durumlar vardır. Örneğin bilirkişi raporunun tebliğinden sonra 15 gün içinde itiraz gibi. Taraflı bir bilirkişi raporu var ise, siz de zamanında itiraz etmediyseniz, hakim de onu öylece kabul etti ise davanın üstüne bir bardak su içebilirsiniz. Adliye maalesef vatandaşa yardımcı olmak yerine doğrudan "avukat yok mu?" sorusunu sorarak kendi işlerini kolaylaştırma peşindedir. Örneğin benim olduğum yerde bazı memurlar oyun oynarken, akrabası ile konuşurken dilekçeye bakmadan ne olduğunu sormuştur bana. Müzekkereye başka, zarfa başka dava tarihi yazıp davanın 6 ay ileri atılmasına neden olan hakim ve memura hiç bir şey yapamadık. Avukata mazeret yazıp kapattılar. Özür falan yok. Ve davaların uzamasının bir nedeni de adliyelerin hantallığıdır. Maalesef ne avukat ne de davacı davasına bakan bu ekibe gıkını çıkaramamaktadır.. Nedenini biliriz hepimiz. Keyiflerine kalmış iş.Davalar maalesef çok uzun sürmektedir. Avukatla sorun yaşamanız büyük sıkıntı olur. O sebeple paranızla rezil olmamak için, olabildiğince dikkatli olmalısınız. Bunlara kendi öngörülerinizi de ilave etmelisiniz. Her şeye rağmen, iyi insan olduktan sonra, iyi avukat olmuş insanlar vardır. İyi, vicdanlı, çalışkan, dakik Avukatlara rast gelesiniz!"Tavsiye edilen avukatları olaya yaklaşımları nedeni ile, tercih etmedim.Birçok avukatla tabelası kanalı ile görüştüm, içlerinden şimdiki avukatım olan hanım kızımızı, olaya yaklaşımı, azimli ve güven veren tavırları, bir de çok genç olmasına rağmen, kendisine olan güveni nedeni ile tercih ettim"Oldukça önemli..

[Traffo]

İlginize ve ayrıntılı yazınıza teşekkür ederim. Ancak aynı fikirde olmadığımız bir konu var. Damdan düşmüş biri olarak yazdım bu yazıyı. Her meslekte olduğu gibi avukatlar içinde de mesleğin erbabı olmayanlar vardır. Amacım da aşırı genelleme yaparak bir meslek grubunu kötülemek değildir. Bunu da yazımın bitiminde açıkça ifade ettim. İşlerini layığı ile yapanlar, genellikle işlerini layığı ile yapmayanların yaptıklarını kestiremezler. Görülüyor ki, mesleğini layığı ile yapan birisiniz. Kapınıza gelenler rahat edebilirler.

"Ben 35 yıllık avukatlık mesleğimde satanı görmedim ama siz şıp diye anlıyorsanız büyük yeteneksiniz" böyle bir ifadem yok, iddiam da. Hakkında yeterince bilgi sahibi olunmadan vekalet verenler genellikle problem yaşarlar, demek istiyorum. İnsanlar bilgilensin istiyorum...

Davayı bıraktırdığım kişi asıl itiraz etmesi gereken ortadaki konular yerine laf salatası yapıyor dilekçede. Ödeme sorunu yok, bilgi, belge, ekip çalışmasında da sorun yok. Bilirkişiler taraflı rapor hazırlıyor UYAP'a düşüyor ve avukat telefonunu açmıyor. Gidip asil olarak itiraz edince bundan rahatsız oluyor, ona vekaletim olduğu için dilekçemin geçersiz olacağını söylüyor. Davayı kaybedeyim diye karşının işine yarayacak yalanlar söylememi istiyor. Fazlası da var. Bu bildiğiniz avukatlardan değil. Epey cesur.

35 yılda dava satan avukat görmemeniz büyük şans. Ben ise daha ilk avukatta buldum karayı. Çok daha şanslıyım! Neye, ne kadara satıldığını, hatır gönüle mi, nüfuza mı bilemiyorum ama davamın bir şeylere satıldığından eminim.

Maalesef yazdıklarımı, hatta fazlası yaşadım. Çünkü davalının benimle konuşması şöyle: Haksızım, ama göreceksin paramla ezeceğim seni" Ve davanın gidişatı onun istediği gibi. Bilirkişiler(mimar, mühendis, hesap uzmanı ve ilk görev yeri olan hakim de bunu onaylıyor, haksız olanı haklı buluyor )10 rakamının 5'te 4 çoğunluğunu 4 buluyorlar. Yerel mahkeme de komik bir hüküm kurarak, 4 rakamını onaylıyor. Ve bunun gibi onlarca yanlışlık normal görülüyor.

Umarım ki, üst mahkemede adil, dürüst hakimler vardır ve bu kararı bozarlar, ben de o kararı burada paylaşırım...

[admin]

Merhaba, sizin iletinizden ilham alsam da sadece size yanıt vermemiştim. Evet hukukta da mutlaka yanlışlar ve yanlışlıklar olacaktır tıplı tüm mesleklerde olduğu gibi. Önemli olan kasıt olup olmamasıdır. Bir hata bir kere oluyorsa yanlışlık, iki kere olursa tesadüf, üç kere olursa kural (kasıt) haline gelir Bir avukatın görevini savsaklaması veyahut belirttiğiniz gibi en hafif ifadeyle güven sarsıcı hareketleri nedeniyle bağlı bulunduğu baroya şikayet etme hakkı bulunduğunu da ziyaretçilerimiz için bir bilgi notu olarak eklemiş olayım.Mahkemenin ve Bilirkişinin 10 sayısının 4/5 ini hesaplayamaması berbat bir durum olsa da istinaf dilekçenizde belirttiğinize göre mutlaka düzeltilecektir. Hukuka ve hukukçuya güvenin demekten başka çarem olmadığını da belirtmek isterim.Saygılar.

[Traffo]

Şüphesiz. İlla ki birine güvenmek mecburiyetindeyiz. Sebahattin Eyyuboğlu'nun dediği gibi, köylünün biri size çürük yumurta zattı diye bütün köylüler kötü değildir. Avukatımı şikayet etmeyeceğim. Kendisine gereken açıklamayı kırmadan yaptım.. Kendisi bir inşaat işçisinin evladı. Genç daha. Belki ders çıkarır bundan ve işini daha özenli yapar. Hatasından dolayı birilerine şans verilmesi iki yönlüdür. Akıllı olanlar ders çıkarır doğruya yönelir, olmayanlar da devamında daha büyük hatalar yapıp, nasıl olsa bir şey olmuyor diye düşünerek başlarına bela alırlar. Bu genç arkadaşın tercihi ne olacak onu bilemiyorum. Teşekkür ederim. İyi insanlara rastlayın!