+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2012
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    51
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Post Görevinden çekilmiş sayma, üst makama itiraz, zımni red, YDD ve iptal davası, Karar Verilmesine Yer Olmadığı ?

    Konu saçmalık derecesinde karışık bir konu ve şu anda uygulamada yeri görülmeyen bir örnek dava konusu. Bu konu ileride çok kişiye güzel bir yol gösterecektir.

    İZAH:


    1) Usule ve Hukuka aykırı bir şekilde üst ceza olarak (sözde derslere girmeme nedeniyle) görevinden çekilmiş sayma cezası veriliyor. Aslında ortada verilmek istenmeyen bir ders de yok ve yazılı olarak bu durum da sabit.

    2) Konuda şikayetçi okul yöneticisi ve aynı zamanda okulun ilk derecede disiplin amiri olan kişi.

    3) Şikayet edilen yer Rektörlük (atamaya yetkili kişi ve aynı zamanda üst disiplin amiri.

    4) Soruşturma emrini veren Hukuk Müşavirliği ama rektör imzalamış( çünkü yazı hukuk müşavirliği alt ve üst anteti ve bilgilerini içeren bir kağıtta yazılı.

    5) Şikayetçi konumunda bulunan kişiler Sözde rektörün verdiği soruşturma emri ile okul disiplin Kurulunda aynı zamanda hukuka aykırı cezaya karar veren kişiler.

    Yine bu disiplin cezasına karar veren kişilerden birinin davacıya yapılan tehdit ve hakaretler hakkında bu hakareti tehditi yapan kişi ile de kuvvetli yakın ilişkisi saptanmış durumda.

    6) Sonrasında okul disiplin kurulunca alınan karar rektörlüğe gönderiliyor ve Rektörlük yine Hukuk müşavirliği antetli kağıt ekinde okul disiplin Kurulu kararı belgesini işlem sonucu olarak ceza alana gönderiyor. (Tebliğ Tarihi: 01/02/2013)

    7) Hukuk müşavirliği (avukat) davada yazılı olarak ilgili yazıları biz yazık rektör imzaladı diyor. Ancak üniversitelerde bu görev mevzuatla Genel Sekreterliğe verilmiş YÜKSEKÖĞRETİM ÜST KURULUŞLARI İLE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ İDARİ TEŞKİLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME madde 27/f

    Genel Sekreterlik:
    Madde 27 – 1. Genel Sekreterlik, bir Genel Sekreter ile en çok iki Genel Sekreter Yardımcısından ve bağlı birimlerden oluşur.
    2. Genel Sekreter,üniversite idari teşkilatının başıdır ve bu teşkilatın çalışmasından Rektöre karşı sorumludur.
    3. Genel Sekreter,üniversite idari teşkilatının başı olarak yapacağı görevler dışında,kendisi ve kendisine bağlı birimler aracılığı ile aşağıdaki görevleri yerine getirir.
    a) Üniversite idari teşkilatında bulunan birimlerin verimli,düzenli ve uyumlu şekilde çalışmasını sağlamak,
    b) Üniversite Senatosu ile Üniversite Yönetim Kurulunda oya katılmaksızın raportörlük görevi yapmak; bu kurullarda alınan kararların yazılması,korunması ve saklanmasını sağlamak,
    c) Üniversite Senatosu ile Üniversite Yönetim Kurulunun kararlarını üniversiteye bağlı birimlere iletmek,
    d) Üniversite idari teşkilatında görevlendirilecek personel hakkında rektöre öneride bulunmak,
    e) Basın ve halkla ilişkiler hizmetinin yürütülmesini sağlamak,
    f) Rektörlüğün yazışmalarını yürütmek,
    g) Rektörlüğün protokol,ziyaret ve tören işlerini düzenlemek,
    h) Rektör tarafından verilecek benzeri görevleri yapmak.


    Hukuk Müşavirliğinin ise YÜKSEKÖĞRETİM ÜST KURULUŞLARI İLE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ İDARİ TEŞKİLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME madde 35 e göre böyle bir görevi yok.


    Hukuk Müşavirliği
    Madde 35 – Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
    a) Üniversitenin öğrencileri,diğer kişi ve kurumlarla olan anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarında adli ve idari mercilerde üniversitenin haklarını savunmak,
    b) Üniversitenin tasarruflarının yürürlükteki kanunlara uygun olarak icrasında,idareye yardımcı olmak,
    c) Verilecek benzeri diğer görevleri yerine getirmek.



    Ayrıca Avukatlık Kanunu "Dosya Tutmak" alt başlıklı 52.madde avukatın hazırladığı her türlü belgeyi imzalaması gerektiğini yazıyor fakat yazıda avukat imzası yok.

    8)YÖK Disiplin Yönetmeliği kapsamında "İtiraz Süresi ve Yapılacak İşlem" alt başlığı altında yer alan

    "Madde 48 - Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
    İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.
    İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar.
    (Değişik fıkra:RG-10/12/1987-19660) Kaldırılan cezalar sicilden silinir"
    hükmü var.

    Bu hükme göre 7 gün içerisinde YÖK'e itiraz yapılıyor(İtiraz dilekçesinin postalandığı Tarih: 08/02/2013). Bu durumda itiraz edildiği için cezanın kesinleşmemesi ve kişinin itiraz sonucu gelinceye kadar maaşını alarak(idarenin sonuca göre cezaya ilişkin işlem tarihinden itibaren verilen parayı geri alma hakkı saklı kalmak kaydıyla) işine devam etmesi gerekir.

    Ancak bunun yerine kişiye verilen görevinden çekilmiş sayma cezası yazılı bildirimle ve maaşı geri alınarak vs. uygulanıyor.

    9) Yine Madde 48 e göre YÖK'ün 30 gün içerisinde karar vermesi gerekir ama YÖK otuz günde karar vermiyor.

    http://hm.ibu.edu.tr/dosyalar/sorusturma.htm#teblig adresinde yer alan bilgiye göre:

    "Danıştay 47 ve 48. maddelerdeki düzenlemenin yalnızca disiplin cezalarını kapsayan "özel" niteliğinden dolayı, 48. madde uyarınca yapılan itirazın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 11. maddesi kapsamında düşünülmesine ve bu itirazın gerek tabi olacağı süre, gerek dava süresine etkisi yönlerinden anılan Yasanın 11. maddesine göre değerlendirilmesine olanak bulunmadığı görüşündedir. Buna göre kendisine disiplin cezası aldığına ilişkin tebligat yapılan ilgilinin tebligat konusu işleme karşı doğrudan doğruya iptal davası açmayarak itiraz yoluna başvurması halinde 60 günlük dava süresi itirazının reddine ilişkin işlemin tebliğ tarihinden, itirazı cevap verilmemek suretiyle reddedilmişse 30 günlük cevap süresinin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. İtiraza konu işlemin tebliğ tarihi ile itiraz tarihi arasında geçen sürenin dava süresinin hesabında dikkate alınmasına, konunun "özel" hükümlerle düzenlenmiş olması nedeniyle, yasal olanak bulunmamaktadır.
    İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.
    İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar.Kaldırılan cezalar sicilden silinir.(madde 47,48)"


    10) Davacı YÖK'ün zamanında cevap vermemesi nedeniyle İdare mahkemesinde ileride açacağı maddi ve manevi tazminat davası haklarının saklı kalmasını belirterek öncelikle yürütmenin durdurulması ve İptal davası açıyor (İdare Mahkemesine Başvuru Tarihi: 24/04/2013)

    10)YÖK süre geçtikten sonra 04/05/2013 tarihinde esasa geçmeden usulde karar veriyor. Karar özetle şu şekilde: "04/05/2013 günlü toplantıda alınan kararla Görevinden Çekilmiş Sayma Cezasının Üniversite Disiplin Kurulunca verilmesi gerekirken okul disiplin kurulunca verilmesi yönetmelikle belirlenen usule aykırı olduğundan Üniversitenizce verilen cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir". (YÖK Karar Yazısı Üniversiteye Gönderilme Tarihi: 22/06/2013 Bu KİŞİYE ÖZEL Yazı itiraz edenin iletişim adresine değil üniversiteye gönderilmiş)

    Yine YÖK, ceza verilen ve işten çıkarılan kişinin itiraz dilekçesinde iletişim adresi yazılı olan kişinin iletişim adresine göndermesi gereken "KİŞİYE ÖZEL" cevabi yazıyı Üniversiteye gönderiyor(Tebligat ile ilgili mevzuata aykırı bir şekilde). (YÖK Karar Yazısı Üniversiteye Gönderilme Tarihi: 22/06/2013 Bu KİŞİYE ÖZEL Yazı itiraz edenin iletişim adresine değil üniversiteye gönderilmiş)

    Üniversite elinde tuttuğu bu yazıyı mahkemenin sorması üzerine apar topar ceza verilen kişinin adresine APS ile acele gönderiyor(YÖK Karar Yazısının davacıya tebligat şartlarına aykırı olarak yapılsa da üniversite tarafından üst yazı bile yazılmadan iletilme tarihi: 18/07/2013) ve ertesi günü mahkemeye cezalı davacının adresine tebligat yaptığını ve davaya cevap hakkını yazılı olarak bildiriyor.

    Ayrıca davalı rektörlük avukatı; davanın konusunun kalmadığını ve davanın iptalini istediğini, masrafların davacıya yükletilmesini, hala yaptıkları işlemlerde mevzuata aykırılık bulunmadığını ve herşeyin hukuki olduğunu yineleyerek belirtiyor.

    11) İdare Mahkemesi de YÖK tarafından cezanın kaldırıldığını ve KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞInı belirterek üniversite tarafından ne mahkemeye ne de davacıya verilmiş bir göreve başlama yazısı olmadığı halde üniversitenin sadece ve sadece işlemlerin yapıldığına dair beyanı üzerine resmi bir yazı olmadan karar veriyor.



    OLAYIN ÖZETİ:

    1) İdare hukukunda konuya ilişkin ilkeler işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi, hukuki güvenlik ilkesi, istikrar ilkesi

    2) Anayasa 125.madde ihlali

    3) YÖK Disiplin Yönetmeliğinde 48.maddede "İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar" ifadesi ve yasal olarak yönetmeliklerin kanunlara ve kanunların anayasaya yani üst normlara aykırı olmaması gerektiği. Ancak Danıştay kararlarında aksi hükümlerle hukuka aykırılık ortaya çıkarılması. Çünkü yönetmelik bir bakkal defteri değildir ve uyulması gereken kurallar bütünü içerir. Yönetmelikte olmayan bir süre durumunu hukuki olarak kabul etmek ne derece mümkündür?

    4) İptal davası, idarenin hukuka aykırı olan işleminin iptaline ve idarenin hukuka bağlı kalmasını sağlamaya yönelik bir davadır. İptal davasının amacı, idarenin hukuka aykırı kararlar almasını önlemesidir. Böylece hukuk kurallarına bağlılığını sağlamak ve hukuka aykırı olduğu tespit edilen idari işlemleri hukuk düzeninden kaldırmak (iptal etmek) suretiyle hukuk düzeninin korunması amaçlanmaktadır.

    Ancak bu davada kesin bir göreve başlama yazısı veya bir resmi yazı söz konusu olmadığı halde İdare Mahkemesi; YÖK tarafından cezanın kaldırıldığını ve KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞInı belirterek davayı sonuçlandırıyor.

    5) Soruşturma ve Ceza usule aykırı bir şekilde gerçekleşmiş YÖK'de çok geç olsa da verdiği kararda bunu belirtiyor.

    6) YÖK tarafından verilen karar CEZANIN GERİYE ALINMASI YÖNÜNDE DEĞİL, CEZANIN KALDIRILMASI YÖNÜNDE.

    7)YÖK tarafından verilen karar aylar sonra olduğu için olayda ZIMNİ RED var.

    8) Davada şikayetçi konumundakiler ve davacı ile husumetli kişiler ve aynı zamanda disiplin cezasını veren kişiler.



    CEVABI ARANAN SORULAR:

    1) İdare Mahkemesi tarafından verilen KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI şeklinde karar hukuksal olarak doğru mudur?

    Eğer doğru ise; aylardır daha itiraz sonucu bile YÖK'den gelmeden işten hukuka aykırı bir şekilde atılmış durumda ve aylardır maaş alamayan durumunda olan davacıya mahkeme tarafından bu şekilde verilmiş bir karar; maddi haklarını ve manevi tazminat hakkını gecikme faiziyle hukuka aykırı işlemin yapıldığı tarihten itibaren alma olanağı sağlayacak mıdır?

    2) Eğer doğru ise YÖK tarafından zımni red süresi geçtikten sonra da olsa verilmiş CEZANIN GERİYE ALINMASI YÖNÜNDE DEĞİL CEZANIN KALDIRILMASI YÖNÜNDE karar; aylardır daha itiraz sonucu bile YÖK'den gelmeden işten atılmış ve maaş alamayan durumunda olan davacıya maddi haklarını ve manevi tazminat hakkını gecikme faiziyle hukuka aykırı işlemin yapıldığı tarihten itibaren alma olanağı sağlayacak mıdır?

    3) YÖK tarafından verilen karar aylar sonra alındığı için bana göre aslında olayda ZIMNİ RED var. YÖK disiplin Yönetmeliğinde 48.maddede belirtilen 30 günlük süre esnek kabul edilirse o zaman ZIMNİ RED süresi hangi hukuk maddesine göre nasıl belirlenecektir?

    Bu konuda 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu Hükümleri de bulunmaktadır:

    Dava açma süresi:
    Madde 7 – 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare
    mahkemelerinde altmış
    ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

    2. Bu süreler;
    a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,....Tarihi izleyen günden başlar.



    İdari makamların sükutu:
    Madde 10 – 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari
    makamlara başvurabilirler.

    2. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış
    günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava
    açabilirler.
    Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı,isteminin reddi sayarak dava
    açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru
    tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin
    bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.

    Üst makamlara başvurma:
    Madde 11 – 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi
    veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde
    istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
    2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
    3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma
    tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

    İptal ve tam yargı davaları:
    Madde 12 – İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine
    doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak
    bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın
    tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası
    açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.


    4) Süreye ilişkin Bilgiler:

    Hukuka Aykırı İşlemin Kararının Davacıya Tebliği: 01/02/2013 (60 günlük Dava açma süresi başladı)

    YÖK'e itirazın Posta ile gönderildiği Tarih: 08/02/2013 (Süre durdu ve 60 günlük Dava açma süresinden 7 gün eksildi geriye 53 gün kaldı)

    İdare Mahkemesine Başvuru Tarihi: 24/04/2013 (YÖK Disiplin Yönetmeliği 48.maddede 30 gün demesine rağmen cevap gelmedi. Karar için 30 gün bekleme süresi kabul edilecek olur ise 53 günlük süreden 45 gün daha eksildi ve dava açabilmek için 60 günlük süreden 8 gün kaldı. dava açma süresi hak edilerek dava açma süresinde dava açıldı. Karar için 60 gün bekleme süresi kabul edilecek olur ise 53 günlük süreden 15 gün daha eksildi ve dava açabilmek için 60 günlük süreden 38 gün kaldı. Görüldüğü üzere her iki durumda da dava açma hakkı doğmuş durumda)

    YÖK Karar Verme Tarihi: Postaya verilme tarihi bulunmayan bir zarfla sanırım topluca üniversiteye gönderilen torba içerisinde Davacı için KİŞİYE ÖZEL zarf içerisindeki yazıda belirtilen karar tarihi 04/05/2013 (Yani YÖK'e itirazın Posta ile gönderildiği Tarih olan 08/02/2013 tarihinden tam 85 gün sonra. BU DURUMDA ZIMNİ RET HALA DOĞMAMIŞ MIDIR)

    YÖK Karar Yazısı Gönderme Tarihi: 22/06/2013 (YÖK davacı tarafından itiraz dilekçesi yönetmelikte yer alan 7 gün şartına uygun olarak 08/02/2013 günü YÖK'e postaya verildi. Bu durumda YÖK'e itiraz yapıldıktan tam 134 gün sonra YÖK karar yazısını göndermiş. Ancak davacının(itiraz edenin) YÖK'e itiraz dilekçesinde belirttiği iletişim adresine değil üniversite adresine göndermiş. Bu durumda tebligatın yasal olarak yapıldığını söylemek mümkün değildir. Ayrıca üniversitenin aylar önce işten çıkardığı bir kişiye de tebliğ yapmak için postayı kabul etmesi ve YÖK'e doğru adrese göndermesini istememesi de hukuksuzdur.BU DURUMDA ZIMNİ RET HALA DOĞMAMIŞ MIDIR)

    YÖK Karar Yazısının davacıya tebligat şartlarına aykırı olarak yapılsa da üniversite tarafından üst yazı bile yazılmadan iletilme tarihi: 18/07/2013 (Yani YÖK'e 08/02/2013 günlü itiraz dilekçesi ile 08/02/2013 günü postaya verilip itiraz edildikten tam 160 gün sonra. Ayrıca üniversitenin aylar önce işten çıkardığı ve bu nedenle mevcut durumda kurum çalışanı olmayan bir kişiye de tebliğ yapmak için postayı kabul etmesi ve YÖK'e doğru adrese göndermesini istememesi de hukuksuzdur. BU DURUMDA ZIMNİ RET HALA DOĞMAMIŞ MIDIR)

    Bu bilgiler ışığında tavsiyeleriniz var mıdır?

    Bu konularda alınmış kararlar var mıdır ve bu sayfada iletebilmeniz mümkün müdür?

    Bu konularda ek olarak destek olabileceğiniz bilgi takviyeniz var mıdır?

    Verilebilecek tüm destekler için teşekkür ederim.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Görevinden çekilmiş sayma, üst makama itiraz, zımni red, YDD ve iptal davası, Karar Verilmesine Yer Olmadığı ? konulu yargıtay kararı ara
    Görevinden çekilmiş sayma, üst makama itiraz, zımni red, YDD ve iptal davası, Karar Verilmesine Yer Olmadığı ? konulu hukuk haber
    Konu çayırkuşum tarafından (03-08-2013 Saat 12:45:54 ) de değiştirilmiştir. Sebep: İfade hatası

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2012
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    51
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Görevinden çekilmiş sayma, üst makama itiraz, zımni red, YDD ve iptal davası, Karar Verilmesine Yer Olmadığı ?

    Evet sayın arkadaşlar,

    Bu konuyu yazdığım günden beri tam 11 gün geçti.

    Bu konu yazıldığı günden bugüne 106 okunma sayısına ulaştı.

    Ancak bugüne kadar konuya ilişkin hiçbir yorum yapılmadı.

    Bu konuda yorum yapamamakta bence çok haklısınız.

    Hukuken bu konu olumsuzlukları yönünden çok tartışmalı bir konudur. Yine böyle bir sonuç ile ancak karşılaşılabilirse sanırım sadece Türk adalet siteminde karşılaşılaşılabilir. Çünkü bu ülkede adalet sistemi haklıyı haksızdan ayırt etme ve haklıya hakkını teslim etme üzerine kurulmamıştır. Bu ülkede adalet sistemi; kamu gücünü hukuksuz kullanan kamu organlarını ve kamu yöneticilerini hak arayan haklı ve bu konularda uyanık olan bireylerden koruma ve sindirme mantığı üzerine kuruludur. Tüm bunlara rağmen adalet sisteminin organlar içerisinde varlığı, bu durumda sadece birer göz boyamadan ibarettir.

    Bu ülkede avukatı ve/veya hakimi ve/veya savcıyı şikayet edebilirsiniz ancak bu da Adalet Bakanı iznine tabidir. Adalet Bakanı ise iktidar partilerinin bir elemanıdır ki zira o hukuka aykırı işlem tesis eden veya izin veren çoğu yöneticileri de onlar belirlerler. Bu nedenle şikayet etseniz dahi haklarında dava açma izni almanız kolay kolay mümkün değildir.

    Adalet sistemi içerisinde bulunanlar bu nedenle sürekli siyasi baskı altında kalırlar ve mecburen aksi durumda korunamayacaklarını bildiklerinden gücün yanında yer alırlar. Son olarak neden Danıştay Başkanı seçiminde kriz yaşandığı, Danıştay kararlarının neden Danıştay sayfasında yayınlanmasından vazgeçildiği(maddi olanağı olmayan kişiler böylece kararlara ulaşamaz ve haklarını savunamazlar. Güncel mahkeme kararlarından istifade edemezler), mahkeme harçlarının neden yükseltildiği, çalışanların dava açarken neden sendika hukuki desteğinden mahrum bırakıldığı, İdare Hukuku İlkelerinin neden zorlama açıklamalarla hakkını arayan haklı bireyler aleyhine göz ardı edildiği, 2577 sayılı İYUK kapsamında neden Yürütmenin Durdurulması Kararı verilmesinin ilgili madde değiştirilerek zorlaştırıldığı, Anayasa Mahkemesine Başvuru Hakkının AİHM başvuru sürecini sancıya sokmak için getirilmiş olma olasılığı, Haklı hakkını aradığı zaman aramasını önlemek için yönetmeliklerde yer alan haklı kişiler lehine süreye ilişkin hususların neden düzenleyici işlem sayılmaya çalışılarak göz ardı edildiği, Kamu İdarelerini zora sokacak maddelerin nasıl desteklenmeye çalışıldığı, sanırım konuyu daha anlaşılır yapmıştır.

    Bu ülkede kurum avukatlarının maaşları kurum adına ödendiğinden, üstlenmek zorunda kaldıkları bu davalarda bağımsız hareket etme ve adalet ile hakkaniyeti dikkate alarak karar verebilme yeteneklerinden uzaktırlar. Görevlerini inandıkları bildikleri doğrular için değil, emir kulu oldukları için yerine getirirler. Aynı zamanda gücü temsil edenleri korudukları için kendilerine zarar gelmeyeceğinin de bilincindedirler. Bu durumlar neticesinde davalar karşılıklı ilişkiler neticesinde sonuçlandırılmaya çalışılır. Haklı veya haksız olmanızın bir önemi yoktur. Önemli olan gücü temsil edenin yanında olup olmadığınızdır. Kurum avukatları olması gerektiği gibi kurum çalışanlarından haklı olanlara haklarını teslim etmezler. Kurum avukatları temsiliyet özlerinin dışına çıkarak sadece kurum yönetimini korurlar. Onur'un ayaklar altında süründüğü bir ortamda ekmek yedikleri koltuklarında onurlu duruş onlar için mecburen bir aptallıktır. Bu nedenle kurumla olan sorunlarınızda sakın ha sakın kurum avukatınıza danışmayın çünkü haklı davanızı daha en başından kaybedersiniz.

    Bu nedenle haklı yolda savaşırken birbirimize yakın geçmişe göre ne kadar daha çok ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim.

    Site editörleri bu konuda alınmış güncel kararları edindikleri zaman site üzerinden veya dosya yükleme siteleri üzerinden gruplandırılmış şekilde daha çok paylaşabilirler ise sanırım değişik konularda bilinçli olarak mazlum konumunda bırakılmış zulüm gören kişilere daha faydalı olacaktır.

    Konuya dönülecek olur ise; temelden bir hukuk eğitimine sahip olmasam da Burada NORMAL ŞARTLARDA hukuki mantık tamamen basittir.

    DÜŞÜNCEME GÖRE KURUM İTİRAZ EDİLEN BİR İŞLEMİ ANCAK İŞLEMİ İTİRAZ SONUCUNA KADAR FİİLEN GERÇEKLEŞTİRMEDİYSE(BU SÜRE İÇERİSİNDE RESMİ İŞLEMLER YAPILABİLİR ANCAK ÇALIŞANIN İŞİNE SON VERİLMEMELİDİR) HUKUKA AYKIRI İŞLEMİ İŞLEMİN GERÇEKLEŞTİĞİ ANDAN İTİBAREN GERİ ALABİLİR. İTİRAZA KARAR VERME SÜRESİ GEÇTİKTEN, KİŞİ İŞİNDEN ATILDIKTAN VE DAVA AÇILDIKTAN SONRA HUKUKA AYKIRI İŞLEMİ KURUM GERİ ALAMAZ VE SADECE İŞLEMİ O ANDAN SONRASI İÇİN KAMU ZARARINI ARTIRMAMAK ADINA KALDIRIR.

    7 gün içerisinde üst makama itiraz edersin. İtiraz idari yol kullanıldığı için işlemin uygulanmasını durdurur ve ceza verilen kişi yasal tüm haklarını almaya devam eder. Üst makam yönetmelikte kendine verilen süre içerisinde kararını açıklar. Karar cezanın uygun olduğu yönünde ise; bu durumu itiraz edene ve kuruma bildirir. Kurum cezayı uygular. Cezayı alan kişi kendini haklı görüyor ise İdare Mahkemesinde karara karşı dava açar. Ceza kaldırılmış ise usulde paralellik ilkesi gereği şeklinde cezayı kaldırır.

    Ceza alan kişi; üst makama itiraz ve itirazın sonuçlanması süresi içerisinde itirazına cevabı beklemeyip herhangi bir şekilde aynı zamanda mahkemede dava açmış durumda ise; yine üst makam süresinde kararı verip cezayı kaldırmış ise bu davaya KONUSU KALMADIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI KARARI verilerek dava konusu dosya kapatılır.

    ANCAK İTİRAZ SONUCU GELMEDEN KİŞİ GÖREVİNDEN ATILMIŞ İSE, KONU HAKKINDA itiraz sonucu bekleme süresi geçtikten sonra DAVA AÇILMIŞ VE KABUL EDİLMİŞ İSE;

    İtiraz sonucu için sonradan verilecek kurum içi cezanın kaldırılmasına yönelik üst makam kararı mahkemeyi bağlamaz ve sadece kurumu idari olarak bağlar(BU KARAR KURUM İÇİ GEÇERLİLİK TAŞIR). Kurum içi itirazda bu yönde bir sonuç; bu noktadan sonra verilmiş cezayı cezanın verildiği andan itibaren geri alma sayılmaz ve sadece itiraz sonucu cezanın kaldırılması kararı verildikten sonraki süreç için cezayı kaldırır.

    İdare Mahkemesinde dava; YDD talepli İptal davası olarak açılmış ise; kişi yeniden işe başladığı için YDD talebi reddedilmesi ve davanın esastan görüşülmeye devam etmesi gerekir.

    Esastan görüşülmeye devam edilmesi nedeni; kişi üst makama itiraz ettikten sonra gerçekte üst makam kararı gelinceye kadar uygulanmış olan cezanın ceza kaldırılıncaya kadar olan etkisini ortadan kaldırmak ve cezanın ilk uygulandığı andan itibaren etkisini ortadan kaldırmaktır(ÇÜNKÜ İŞLEMİN BU NOKTADAN SONRA ANCAK MAHKEME KARARI İLE GERİ ALINMASI GEREKİR). Burada diğer amaç davacının bu İPTAL DAVASI neticesinde tazminat hakkı doğma ihtimali olup olmadığını ortaya koymaktır.

    Bence mantık bunu gerektirir.

    Anlatımda ufak tefek kusurlarım olabilir. Aksini düşünen var ise düşüncesini dile getirebilir.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

olayda zımni ret hangi tarihte gerceklesmistir

üst makama itiraz dilekce ornegi

verilen cevaba üst makama itiraz dilekçe öeneğı

verilen cevaba karşi üst makama itiraz dilekçe örneğı

zımni ret kurali

zimnen red kararına itiraz

zimni red uzerine yazilacak dilekce ornegi

Forum

Benzer Konular :

  1. Karar iptal davası tanık dinlenmesi
    Merhaba Apartmanda olağan toplantı yapıldı, gündem yoktu, bir kaç genel hususla ilgili karar alındı, toplantı bitti. Toplantıda hazirun listesi ve...
    Yazan: baykm Forum: Kat Mülkiyeti Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 28-10-2018, 18:41:15
  2. Iptal davasinda verilen kismi karar verilmesine yer olmadiği kararinin temyizi konusu
    Tüm hukukçu arkadaşlara iyi akşamlar diliyorum. 2017 yılı içinde idareye karşı açmış olduğum dava konusunda ; Tüm sınavlarda başarılı olduğum ve...
    Yazan: telsiz09 Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 19-04-2018, 13:54:35
  3. Soruşturma izni verilmesine itiraz
    Memurlara soruşturma izni verilmesi 4483 sayılı Kanunda yazılı usullere tabidir. Buna dayanak olan kanun maddelerini aşağıda alıntıladım. Verilen...
    Yazan: Av.Yusuf Selçuk Ateşkan Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 8
    Son İleti: 26-05-2017, 11:23:41
  4. Beraat, davanın reddi, ceza verilmesine yer olmadığı, düşme gibi mahkeme kararları dava zamanaşımı süresinin işlemesini kesmez.
    Beraat, davanın reddi, ceza verilmesine yer olmadığı, düşme gibi mahkeme kararları dava zamanaşımı süresinin işlemesini kesmez. Ceza mahkemesinin...
    Yazan: kinstd Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 02-03-2017, 19:36:18
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Soruşturma izni verilmesine ilişkin işleme karşı itiraz davası
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Soruşturma izni verilmesine ilişkin...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 09-02-2007, 19:07:11

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.