+ Konuyu Yanıtla
1 den 5´e kadar toplam 5 ileti bulundu.

Konu: Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler

Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    NEVŞEHİR, Türkiye.
    İletiler
    129
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Question Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler

    Boşanma davalarında Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler
    Son zamanlarda boşanmaların arttığı ve boşanan eşlerin yoksulluk nafakası peşine düştüğü adeta nafaka ile hayatını idame ettirmeyi meslek haline getirmiş olması gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu konu toplumda emsaller teşkil ederek her geçen süre içerisinde katlanarak çoğalmakta olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Özellikle yabancı hukuklarda uygulamanın nasıl olduğunu internet sayesinde araştırmaya çalıştım. M.K.nun 175.m.sinin sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu düşüncesindeyim.Malumunuz olmakla birlikte MK nun 175.m.sini önce hatırlatmak isterim:
    4721 sayılı Kanun’un “MADDE 175 - Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
    Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki 20-30 Yaşındaki gayet sağlıklı ve çalışabilecek durumdaki hiçbir kadın/erkek boşanma yüzünden yoksulluğa düşmez düşemez.Bu yanlış olgu ve uygulamalar neticesinde bu durum toplumda meşruiyet kazanmasına zemin hazırlamıştır..Bu durum gerek Anayasanın 49.Maddesine gerekse insan haklarına aykırı bir durum olduğu açıkça görülmektedir diye düşünüyorum.Diğer taraftan Boşanmadan kaynaklanan bir nafaka alacağının varlığının belli koşullar altında nafaka borçlusunun veya nafaka alacaklısının yaşamı boyunca sanki mülkiyet hakkıymış gibi sürekli olması hak düşürücü süre ve zaman aşımı kavramlarının kabul edildiği bir hukuk sisteminde adalet duygusunu da zedelemektedir. Tarihin hiçbir döneminde hiç bir hukuk sistemi boşanan eşlerden biri yoksulluğa düşecek diye diğeri için ömür boyu sürebilecek yoksulluk nafakası yükümlülüğü öngörmemiştir. Dolayısı ile yoksulluk nafakasının süresiz uygulanmasının nedeni ahlaki ve sosyal gerçeklerle açıklanamaz. Anayasanın 2.Maddesine Bakalım;( Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir)Ne Güzel!!
    Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “sosyal hukuk devleti” vatandaşlarına asgari geçim düzeyi sağlamayı kendisine görev bilen ve bu yüzden devletin sosyal ve ekonomik yaşama aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir anlayışı ifade eder. Vatandaşların sosyal durumlarıyla ilgilenen sosyal hukuk devleti, insan onurunun korunmasını amaçlar ve bunun için sosyal adaleti ve refahı sağlamaya çalışır. Anayasa Mahkemesi’nin pek çok kararında vurguladığı gibi, sosyal devlet, sosyal adaletin, refahın ve güvenliğin gerçekleşmesini sağlayan devlettir.
    Pozitif ayrımcılığın aleni olarak yapıldığı hukuk sisteminide zedelemektedir. Nafaka yükümlüsü tekrardan evlenmiş ve çocukları olmuşsa onların hakları neden göz ardı edilmektedir Şöyle ’ki her artırılan nafaka bahse konu insanların ve nafaka yükümlüsünün yaşam standardının düşmesine sebebiyet vermektedir. Buda tekrardan kurulan aileyi temelden sarsarak yıkılmasına zemin hazırlamaktadır. Oysa Aile Toplumun temelini teşkil etmektedir.
    Yaptığım araştırmalar sonucunda bu hükümlerin İsviçre Medeni Kanunu’ndan ve Nafakaya dair uluslararası nitelikte sözleşmelerden iktibas edildiği kanaatine vardım. Örneğin İsviçre ve Amerika’daki eyaletlerin çoğunda boşanma davalarının %90'ının nafakaya karar verilmeden bitirildiğini, iki-üç yıl süren evliliklerin kısa süren evlilik sayıldığını ve nafaka kararı verilmediğini, süresiz nafakanın ancak evliliğin çok uzun sürmüş olması veya eşlerden birinin artık iş bulamayacak yaşta veya hasta olması gibi durumlarda verildiğini gördüm.
    Yani bu durumda İsviçre Medeni Kanunu’ndan ve Nafakaya dair uluslararası nitelikte sözleşmelerden resepsiyon olarak iktibas edildiği kanaatim ağır bastı ancak takdir edersiniz ki bizim uygulamamızda bir gariplik olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.
    Örnekle açıklamak gerekirse;
    Bizde evlilik bir ay bile sürmüş olsa boşanma olduğu takdirde süresiz nafaka takdir edilebiliyor. Nafaka alacaklısı eş her yıl nafaka artırım talebinde bulunabilmekte kaldı’ki nafaka alacaklısı zaman içerisinde iş bulabilmek ve tekrardan evlenmek adına hiçbir girişimde bulunmamış ve hatta lüzum görmeksizin nafaka peşine düşmüş, Nafaka yükümlüsü ona "geçimini sağlamak için çaba gösterdin mi? Diye sorulduğunda ve hatta yerel mahkeme tarafından Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinden istenilen ve hiçbir kayıdı’nın olmadığı salt belge ile belgelenmesine rağmen nafaka artırımı devam edebilmektedir.!?Oysa Anayasanın 49.ve MK.2.Maddeleri oldukça açık ve nettir.!! Anayasanın 49.Maddesini Hatırlayalım;”Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir” (Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.) MADDE 2.-( Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.) Hükmüne yer verilmişse de nafaka alacaklısının bu maddeyi ihlal etmesi yani nafaka alacaklısı çalışmak için hiçbir girişimde bulunmamış olması bir anlam ifade etmemektedir dolayısıyla da uygulamanın ne derece yanlışlık içerisinde olduğunun açık bir ifadesidir.. Anayasayı ihlal eden bir insan nafaka artırım talebi ile müracaat edebiliyor? Yorum sizin!! Böyle bir durumda eşitlik ilkesinden,İnsan Haklarından ve hakkaniyetten ve hatta sosyal devlet ilkesinden bahsetmek ne derece doğrudur.?
    Kira nafaka yükümlüsüne gider sayılırken banka kredisi ile aldığı evinin taksitleri neden gider sayılmıyor? Üstelik sen ev almışsın mali gücün artmış denilebilirken borç neden göz ardı ediliyor? Nafaka yükümlüsünün bankadan aldığı konut kredisini nafaka artışlarından, mahkeme masraflarından ve avukatlık ücretlerinden ötürü ödeyemeyip icra yolu ile satılarak nafaka yükümlüsünün mülk edinme hakkının elinden alınmasına ne demeli? MADDE 35- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Nafaka alacaklısı kadın aleni açıkça korunurken nafaka yükümlüsünün yanında yaşayan kadın neden korunmuyor? Kendimizi bir an nafaka yükümlüsü sayarak elimizi vicdanımıza koyup düşünelim? Bitmeyen bir borç, ölene kadar taksit!Bitirebilene aşk olsun Her yıl açılan artırım davaları ve buna bağlı pariental alienation adında bir psikolojik bunalım, mahkeme masrafları mahkeme boyunca biriken nafaka ödemeleri ile avukatlık ücretleri diğer yanda hak düşürücü süre ve zaman aşımı kavramlarının kabul edildiği bir hukuk sistemi !! ?
    Çoğunlukla nafaka artırım taleplerinin ihtiyacın ötesinde boşandığı eşten intikam almak için açıldığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Buna bağlantılı olarak nafaka yükümlüsünün evinde çıkan huzursuzluklar geçim sıkıntısı strese bağlı işteki verimsizlik, toplum ilişkilerinin düzensizliği ile bunalım sonucunda son zamanlardaki şiddet ve basına yansıyan konular vurdumduymazlığın birer göstergesi değimlidir sizce? O zaman diyorum ki çalışabilecek genç yaştaki bir insanının birden fazla yoksulluk nafakasının artırılmasını talep etmesi daha belirgin ifade etmek gerekirse nafaka alacaklısının avukat tutacak güce sahip olduğu halde “yoksulluk nafakası” talebiyle mahkemeye müracaat etmesi ne derece doğrudur.
    Çocuğun babayla olan ilişkisinin kesilmesi veya kesilmeye çalışılması çocuğa verilebilecek en büyük zarardır. Çocuk için baba ilk aşkıdır ve bundan mahrum etmek ilerde önlenmesi güç hatta imkânsız psikolojik rahatsızlıklara yol açtığı uzmanlarca vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra 9-10 yaşındaki bir çocuğun mahkemeye çağrılarak fikir alınması o yaştaki bir çocuğun mahkemeyle tanıştırılması çocuğun yüreğinde anlam veremediği bir kargaşaya çekilmesine zemin hazırlamayı nasıl bir insan haklarına bağlanabildiğini daha açık bir ifade ile babanın öz çocuğunu parayla görmeye çalışması yasanın açıklarla dolu olduğunu insanlar tarafından kendi doğrultularında kullanıldığının göstergesi değimlidir.. MK. nun 2.maddesine aykırı bir davranış olduğunu kabul etmemek mümkün mü? MADDE 2.-( Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.) Yasa maddesi görünüşte nafaka yükümlüsüne bazı şartların varlığı halinde bu mükellefiyetten kurtulma şansı veriyor görünmekte ise de aslında bu pek mümkün değildir. Özellikle nafaka yükümlüsü bordro karşılığı çalışan sabit gelirli kimse ise neredeyse bundan kaçınma ihtimali bulunmamaktadır.Diğer taraftan sabit geliri olmayan nafaka yükümlüsünden ise nafaka hemen hemen hiç alınamıyor..Burada kadın korunamıyor?Oysa kadından sorumlu bakanlık kurduk ya!! Hani insan hakları hani eşitlik ilkesi! Bunun yanında nafaka yükümlüsü nafaka ödememek için sabit gelirden vazgeçiyor diğer deyişle sigorta dışı çalışıyor birde yeşil kart adlımı ki rahatlıkla alabiliyor hal böyle olduğunda bundan devletin ilgili kademeleri de zarar görüyor. Kaldı ki boşanan eşin boşandığı eski eşini takip etmesi, onun gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığını, başkası ile nikâhsız yaşayıp yaşamadığını ayrı yerlerde yaşıyorlarsa bilmesi mümkün değildir.
    Sonuç ne oluyor? Boşanan eş boşandığı eşinin sosyal güvencesi olmaya devam etmiş oluyor. Nafaka yükümlüsü ikinci defa evlendiyse hem ailesinin hem de boşandığı eşinin geçimini sağlamaya çalışmış oluyor. Tabiî ki verimli bir çalışma olursa. Yani olan dürüst vatandaşa oluyor. Olan sabit gelirliye oluyor. Bu aşamada ne eşitlik ilkesi kalıyor nede sosyal devlet anlayışı nede insan hakları ne de hakkaniyet ilkesi.. Görülen o ki Yoksulluk nafakası ile ilgili maddeler ivedilikle günümüz şartlarına uyarlanmalı güncelleştirilmelidir... Kadından sorumlu bakanlık kuruyoruz ancak kadını ne kadar koruyabiliyoruz gerçeğine daha geniş pencereden bakmak gerekiyor. Nafaka yükümlüsüne bunu ödeyeceksin derken nasıl ödeyebileceği gerçeği nede daha objektif bakmak gerekiyor. Bir taraftan nafaka alacaklısı kadını korurken nafaka yükümlüsü ile yaşamaya çalışanında kadın diğerler ininde çocukları olduğunu unutmamak gerekiyor. MADDE 176 (Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.) Hükmüne yer verilmişse de; Telekom’un özelleşmesi ile başka kamu ve kurumlara atanan personelin maaşlarının dondurulduğu bilinmektedir. Ancak nafaka yükümlüsünün maaşının dondurulmuş olduğunu ve başkaca gelirinin olmadığını belgelediği halde nafaka artışının son 4 yılda 3 kez artırılarak devam ettiği görülmektedir. Diğer yandan ilk eşinden olma ve babası ile yaşamaktan başka çaresi olmayan “Reşit Olmayan Yetim bir çocuğun ”annesinden aldığı yetim aylığını şu veya bu nedenle mahkemeye malzeme yapmaya çalışması ve mahkemeninse bunu araştırması yasa koyucunun yasayı ülkenin sosyal ve kültürel yaşam biçimine uyarlamadığının göstergesi değimlidir.?Yukarıda da belirttiğim gibi uygulamada bir şeylerin ters gittiği açıkça görülmektedir.
    Kısacası sosyal devlet ilkesi, eşitlik ilkesi ve insan haklarını savunurken bu uygulamaların hem nafaka alacaklısını hem de nafaka yükümlüsünü ve birlikte yaşadıkları insanları ve hatta devletin çeşitli kademeleri ile toplumun sosyal ve kültürel yaşam biçimini de mağdur etmekte olduğunu toplumda emsaller teşkil ettiğini şiddet olaylarının çoğaldığını görmemezlikten gelmemek gerekmektedir. Vurgulayarak belirtmek gerekir ki,var olduğu toplumun sosyolojik koşullarının yasa yapım sürecinde yasa koyucuyu münhasıran belli yönde davranmaya zorladığı,sosyal bir gerçektir.Nitekim,eğer toplum denen sosyolojik olgunun,kültürel ve sosyal yaşam tarzına aykırı nitelikte icrai ve uygulanması yaptırıma bağlanmış kurallar yasa hükmü olarak kabul edilse, uygulanma imkanının güçleşmesi ve normların içselleştirilmesi engellenmiş olacaktır.Bugün,din sosyolojisi denen bir sosyal inceleme alanının olması bize dinin de yaşam biçimini etkileyen asli sosyal olgulardan biri olduğunu ortaya koyan bilimsel emaredir. Dolayısıyla,toplumun genel eğilimini yansıtan bir sosyal olgu olarak dinin,yasa yapım sürecini etkilemesi kaçınılmaz bir durumdur.,hukuki nitelikleri açısından birbirinden farklı olan resepsiyon ve kodifikasyon kurumları arasındaki anlamsal farklılığın göz ardı edildiğini maalesef ortaya koyuyor.
    Resepsiyon deyimi, bir ülkenin sosyal ve kültürel normlarına göre şekillenmiş yasal hükümlerin, kendi toplum yapısını göz ardı etmeden aynen alınması ve yasal zemine kavuşturulması demek iken,
    Kodifikasyon ise başka bir ülkenin kültürel normlarının etkili olduğu yasal hükümler ve kurumların, iktibas edilecek ülkenin sosyal ve kültürel yaşam biçimine uyarlanması şeklinde cereyan eden bir yasa yapım sürecini ifade ediyor. Olması gereken hukuk, yasa yapım sürecinde resepsiyon değil, kodifikasyon olgusunun hakim olmasını gerektiriyor. Yasaların büyük ölçüde ülkenin gelenek ve göreneklerinin hukuk çerçevesi altında yaptırıma bağlanan kurallar bütünü olarak tanımlanması mümkündür. Her ne kadar gelenek ve görenek ile yasal süreç arasındaki ilişki, mutlak olmasa da yasa koyucunun toplumsal normları süreçten dışlayarak yasa yapması sosyal gerçekliğe aykırı bir ifade olur. Şunu belirtmek isterim ki, yasa yapım sürecinde yasa koyucuları toplumsal nitelikte normlardan soyutlamak gerçekliğe aykırıdır, etkileşim mutlak nitelikte olmasa da uygulanabilir norm tesisinde etkin bir unsurdur. Ancak soyut açıdan yasa koyucunun bu kültürel normlarla çelişecek yasal tasarrufunda bulunması mümkündür. Nitekim münferit bazı vakalarda bize yasa koyucunun bu anlamda mutlak bağlı olmadığını gösteriyor..Olması gereken olgu,resepsiyon değil,kodifikasyon edilen yasal nitelikte kurumların ülkenin sosyal ve kültürel yaşam biçimine uyarlanmasıdır.Bu husustaki yanlış algı toplumsal anlamda meşruiyet kazanmış görünmektedir. Yürürlükteki normları göz önüne aldığımızda, toplumsal ve kültürel normlardan ve uygulanabilir olmaktan uzak yasal hükümler azımsanacak boyutta olmadığını görmek gerektiği düşüncesindeyim. Diğer taraftan takdir edersiniz ki hukuk normları adaleti tesis etmek açısından işlevsel uygulanmayınca bu soyut adalet fikri somutlaşmayınca hiçbir anlam ifade etmiyor.
    Ayrıca sistemin aktif süjelerinden biri olarak şunu göz ardı etmemek gerekir ki nihai adaleti tesis etmekle görevli hâkimlerimizin hukuk yargılamalarında normları kadın lehine yorumlama şeklinde tezahür eden yaklaşımı bir gerçektir. Hatta Kanada hâkimleri de mütemadi olarak bu tavrı gösterince yargılamalarda bu durumu pariental alienation adında bir psikolojik bunalımla yani literatüre geçmeye değer bir olgu olarak görülmüş ve hâkimlere yargılama cinsiyet eşitliğini bozmamaları telakki edilmişti. Bürokratik mekanizmaların ruhuna da işleyen bu durumun salt ülkemiz adalet mekanizmasına tahsis edilmemesini, karşılaştırmalı hukukta da oldukça geçerlilik ifade eden olumsuz bir durum olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler konulu yargıtay kararı ara
    Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    İZMİR
    İletiler
    20.775
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dİkkatlİce oku

    Haklısınız , dikkatli okumak gerek, uzun uzun yazmışsınız,
    gene uzun uzun yazılmış olup çoook dikkatli okunması gereken, 2004 yılında üye olan 9 yıllık bir üyemizin zaten biliyor olması gereken şöyle de bir konumuz var biryerlerde biliyormusunuz?

    https://www.hukuki.net/showthread.php...orum-Kurallari

    Forum Kuralları:
    Forumumuza Hukuki ve Bilimsel yazılar yazılabilir. Forumumuzda kanun, ahlak ve adaba aykırı yazılar yazmak, müstehcen Resimler eklemek ya da Link vermek kesinlikle yasaktır. Aksini yapanların derhal erişim yetkileri alınacaktır.

    Forumumuz üzerinden alınan herhangi bilgi veya dosyanın doğuracağı problemlerden kullanıcının kendisi mesuldür. Forumumuz bir bilgi paylaşım platformudur ve buradan edinilen bilgi veya dosyaları kullanmak özgürlüğü tamamen kullanıcıya aittir.

    Forum katılımcıları yeni bir Konu Başlığı açmadan önce o Konunun forumda mevcut olup olmadığını kontrol etmeliler. Bunun için forumun arama Özelliği kullanılabilir. Aynı isimli veya aynı tartışmaları içeren Konular açılamaz.

    Forumun resmi dili Türkçe'dir. İngilizce yazılacaksa İngilizce forum bölümü kullanılmalıdır.

    Kısa Mesaj Yolu ile Hukuki soru sorulamaz. Yorum ve sorularınızı yazacağınız yer sadece Forumlardır.

    Yöneticiler her yazılan mesajı göremeyebilirler. Yöneticilerden önce uygunsuz bir Mesajla karşılaştığınızda lütfen o bölümden sorumlu yöneticilere bildiriniz.

    Türkçe imla kurallarına uymayan, küçük harfle başlayan konu başlıkları ve cümleler silinecektir.

    Mesaj yazarken sadece büyük Harf kullanmak bağırmak ve sayısızlık anlamına geleceği için cümlenizin tamamını kesinlikle büyük harf kullanarak yazmayınız. Konu Başlıklarını Konunun içeriğini ifade eden, özetleyen şekilde seçmeniz gerekmektedir. Konu ile Alakalı olmayan Başlıklar silinebilir. Buna yapılan itirazlar gözönüne alınmayacaktır.


    Konunuza bir cevap verilmesi beklentisinde iseniz,
    daha kısa bir anlatım ve doğru şekilde bir başlıkla tekrar açmanızı öneriyorum.
    Yarın aynı saatte bu konu tarafımdan silinecektir.
    Bilginize

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2003
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    12.252
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dİkkatlİce oku

    Şansa bak en dikkatli yetkiliye mi denk gelir insan

    - - - Updated - - -

    Benim de başıma gelmişti o zamanlar daha editör değildim 700 lirasını iskiye kaptırmış zavallı bi hukukçuydum sadece gene bu Erdoğan bey konuyu anında görmüş veee uçurmuştu sonra bi şarkı yazmıştım ona ithafen "zalım oy gelin zalım zalım zaaalımm parayı iskiden kurtarınca unuttuydum bu şarkıyı.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jul 2001
    İletiler
    5.751
    Blog yazıları
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    17
    Dosya Yükleme
    53

    Tanımlı Cevap: Dİkkatlİce oku

    Konu başlığı Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler şeklinde değiştirildi. Engin bey kuralı öğrettiniz ama değişikliği yapmadınız
    Hukuki Net - Hukuk Arama Motoru - İyi günler Türkiye, her nerede uyuyor veya uyutuluyorsan!

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    NEVŞEHİR, Türkiye.
    İletiler
    129
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dİkkatlİce oku

    Sayın Beyler;
    Bilindiği üzere aynı konuyu defalarca burada yazdım ve hatta kopyala yapıştır yaptım Amacım saadece konuyu gündemde tutup insanların gerek olumlu gerekse olumsuz olasılıkları bilmeleri açısından vurgalamaya çalıştım.
    Elbette kurallara riayet etmek kişinin kendisine olan saygısıdır.
    Burada yazılıp çizilenler saadece burada kalmakta olduğunu gördüm bireyselde olsa yanlış olan bu uygulamalara hukuk çerçevesinde ve gerekli mercilere taşınması gerektiği düşüncesindeyim...
    Uyarınıza teşekkür eder Yaşamınızdan Sağlık Kazancınızdan Bereket Yuvanızdan Huzurun eksilmemesi dileklerimle esen kalın...

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. [Nafaka Davaları] Nafaka konusundaki çelişkiler
    Son zamanlarda boşanmaların arttığı ve boşanan eşlerin yoksulluk nafakası peşine düştüğü adeta nafaka ile hayatını idame ettirmeyi meslek haline...
    Yazan: rpanatli Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 11-08-2017, 11:44:57
  2. Medeni Kanun ve Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler
    3/12/2001 tarih ve 4722 sayılı “Türk Medenî Kanununun Yürürlüğe girmesinden sonra oluşan olumsuzlukları gerek basından gerekse sosyal medyadan...
    Yazan: rpanatli Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 18-05-2015, 05:14:22
  3. Yoksulluk nafakasındaki çelişki ve gerçekler
    Sayın Okurlar; ""Aşağıdaki metinde yer alan yazımın bazı bölümleri bu sitedeki arkadaşların yorumlarından alınti yapılarak metin içerisine...
    Yazan: rpanatli Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 27
    Son İleti: 04-01-2012, 11:13:43
  4. Yeni Hukuki Kaynak: Aile Hukuku - Yoksulluk Nafakası Koşulu - Yoksulluk Kavramı - Asgari Ücretle Çalışma
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Aile Hukuku • Yoksulluk Nafakasý...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 25-09-2009, 13:06:08
  5. Tedbir nafakasındaki adaletsizlik
    aslında kadın erkek eşitliği diye birşey yok bu ülkede hukuk da yok bunu 10 yıllık eşim ile boşanmaya karar verdikten sonra onu anlaşmaya beklerken...
    Yazan: alpiyunus Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 29-04-2005, 11:15:20

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.