MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teşkilatlara gönderdiği genelge ile MHP’ye karşı, “hareket merkezinin AKP, kumanda odası Okyanus ötesinde” olan bir karalama kampanyası başlatıldığını belirterek, “Bugünden başlayarak tüm teşkilatlarımız ve mensuplarımız tam bir gönül seferberliği içinde tek başına iktidar hedefine odaklanacak; aramıza sokulmaya çalışılan fitne, nifak girişimlerine karşı uyanık olacaklardır” dedi.

ANKA

Ankara- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti teşkilatlarına gönderdiği 6 sayfalık bir genelge ile “ülkücülerin MHP’den kaydığı” iddialarına yanıt verdi. MHP’nin milletin Referandumla verdiği mesajı aldığını ve sonuçla ilgili kapsamlı bir analiz sürecini başlatarak, mesajlarını, düşüncelerini, beklentilerini ve nasıl bir Türkiye hedeflediğini millete daha iyi anlatabilmek amacıyla tüm karar mekanizmalarını harekete geçirdiğini belirten Bahçeli, “Unutmamak gerekir ki, büyük bir ittifakla çıkması arzulanan ve doğal olanı da bu olan Anayasa değişikliklerine muhalefet eden büyük bir toplumsal kitle de varlığını göstermiştir” dedi.

Referandum sürecinde, MHP’nin tüm teşkilatları ve mensuplarının üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirdiğini, ancak buna rağmen eksik kalınan, yetersiz olunan alanların kararlılıkla tespiti ve teşhisi için yoğun bir çalışma dönemine girildiğini vurgulayan Bahçeli, genel seçim hazırlıklarının da bir an önce tamamlanacağını kaydetti.

Referandumda, ‘hayır’ diyen vatandaşlara “şükranlarını” sunan, “evet” diyenlerin de kararlarının “kıymetli” olduğuna inandığını ifade eden Bahçeli, “Ne var ki saygı duymak durumunda olduğumuz bu kararla birlikte, ülkemiz için kaygılandığımız çok vahim bir sürecin kapıları ardına kadar açılmış, uzunca bir süreden beridir Türkiye’nin içine savrulduğu çok kaygan ve sisli bir süreç daha da tehlikeli bir boyut kazanmıştır” dedi.

Referandumun ardındaki ‘tehlikeler’ bakımından ‘Başkanlık sistemi’ne işaret eden Bahçeli şunları dedi:”Anlaşılmaktadır ki, parlamenter sistemle kafasındaki hedefe ulaşmada engeller gören bu zihniyet, tek adamlığa ve otoriter bir yönetime davetiye çıkarabilecek bir yönetim yapısını hayata geçirmenin yollarını aramaya şimdiden koyulmuştur. Referandum sonucunda ortaya çıkan ‘Evet’ ve ‘Hayır’ oylarının dağılımı basit bir oransal durumdan daha çok, ülkemizi baştan başa saran kutuplaşma tespitini teyit eden bir içeriğe de sahip olmuştur. Geniş bir toplumsal mutabakatı gerektiren Anayasa değişiklikleri, milletimizin önemli bir bölümü tarafından kabul görmemiş ve uygun bulunmamıştır. Türkiye, AKP’nin siyasi hesapları uğruna etnik taleplerdeki ısrar, ideolojik kaygılardaki süreklilik ve hayat tarzlarındaki farklılık ekseninde cephelere bölünmüş ve ne yazık ki çok riskli bir alana hızla girmiştir. Vatandaşlarımız tarafından içeriğinin ve hangi özellikleri ihtiva ettiğinin çok iyi bilinmediği Anayasa değişiklikleri, milletimizin birlikte yaşama hevesine ve kararlılığına zarar verecek ve kazanmışlık duygusuyla, kaybetme psikolojisi arasındaki gerilimi ister istemez arttıracaktır. Duygu ve gönüllerde biriken tahammülsüzlüklerin, vatandaşlarımız arasına örülmek istenen duvarların ve birliğimizi engelleyen girişimlerin Başbakan Erdoğan ve partisi tarafından uygulanan siyasi uygulamalarla her geçen gün kökleştiği gün gibi ortadadır.”

“Ülkücünün yeri de adresi de bellidir”

Referandum sürecinin adım adım ilerletilen ve iktidar partisi tarafından bilinçli bir siyasi stratejiyle toplumsallaştırılan “cepheleşme tehlikesini” derinleştirdiğini savunan Bahçeli, “Milletimiz ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tercihleri arasında taraf olmaya zorlanmış ve hatta daha ileri gidilerek, tehdit ve şantajlarla Referandum kararları etkilenmeye çalışılmıştır” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı devletin imkanlarını propaganda aracı olarak kullanmakla suçlayan Bahçeli, Erdoğan’ın 2. balkon konuşmasının da, Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi amacıyla teşekkür ettiği kesimlerle nasıl ‘işbirliği’ yaptığını ortaya koyduğunu belirtti.

Bahçeli, “Nitekim Okyanus ötesinden Avrupa Birliği’ne kadar minnet ve şükran duygularının yansıtılması, Anayasa değişikliklerine esasen kimlerin destek verdiğini göstermesi bakımından ibretlik bir vesika olmuştur. Ramazan ayının kutsiyetini istismar ederek, inancımızın gereği olan Oruç ibadetini siyasi çalışmalarına alet eden Başbakan ve partisi, her değeri tahrip etmekten ve kullanmaktan da geri durmamışlardır” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın ülkücülere yönelik, hamlelerinin de amacına ulaşamayacağını belirten Bahçeli, “Ülkücünün yeri de, adresi de bellidir ve burası da Cenab-ı Allah’ın izniyle sonsuza kadar Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, partimize gönül vermiş değerli arkadaşlarımızı kandırmak maksadıyla kalleşçe yaptığı siyasi propagandadan bir an önce vazgeçmesini şimdilik ihtaren bildirmek isterim. Aksi takdirde Milliyetçi Hareket Partisi’nin mahremiyetine girerek veya el uzatarak; davamıza yönelik tertibat içinde olmalarının, mensupları üzerinde tuzaklar kurmalarının, acı hatıralarımızı istismar ederek duygusal ifadeler marifetiyle siyasal çıkar sağlamalarının bedeli muhatapları için ağır olacaktır. Bu hususta öncelikle Başbakan Erdoğan olmak üzere, tüm AKP yöneticileri birinci dereceden sorumlu ve mesuldürler” dedi.

Maksat milliyetçi ülkücü camiayı ayrıştırmak

Parti yöneticilerine ve mensuplarına madde madde uyarılarda bulunan Bahçeli, MHP’ye karşı başlatılan karalama kampanyasının hareket merkezinin AKP, kumanda odasının da “Okyanus ötesinde” olduğunu belirterek, MHP’lileri “Türk milletinin idari ve yönetim şeklini değiştirmek için sabırsızlıkla bekleyen ve etnik kimliklerin Anayasa’da tanımlanması konusunda ellerini ovuşturanlar partimizi değersizleştirmek, küçültmek ve itibarsızlaştırmak için dört bir koldan harekete geçmişlerdir. Bu tehlikenin def edilmesi için tüm dava arkadaşlarımın tek başına iktidar hedefine kilitlenmesi artık tarihi bir zorunluluk ve 41 yıllık kutlu geçmişin yüklediği vazgeçilmez bir milli görevdir. Bugünden başlayarak tüm teşkilatlarımız ve mensuplarımız tam bir gönül seferberliği içinde tek başına iktidar hedefine odaklanacak; aramıza sokulmaya çalışılan fitne, nifak girişimlerine karşı uyanık olacaklardır” sözleri ile uyardı.

MHP’nin hiçbir siyasi partinin dayanağı, koltuk değneği ya da takipçisi olmadığını ve olamayacağını da belirten Bahçeli şunları dedi:”Özellikle Milliyetçi-Ülkücü camiaya yönelik kurgulanan ve çok merkezli yürütülen yeni bir tuzakla karşı karşıya bulunulmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkücüler arasına ekilmeye çalışılan fitne tohumlarının yeşermesi konusunda en başta iktidar partisi tarafından ısrarlı bir propaganda takip edilmektedir. Buradaki maksat, Türkiye’nin biricik teminatı ve son kalesi olan Milliyetçi-Ülkücü camiayı ayrıştırmak, zayıflatmak ve iç sorunlarına gömülmüş bir halde etkisiz hale getirmektir. Özellikle siyasi bölücülerin bile, Referandum sonrasında parti mensuplarına yönelik doğrudan mesajları bu tespitlerimizi doğrular niteliktedir. Amaç bellidir ve o da Türkiye’yi yıkmaya ve bölmeye çalışanlara karşı dimdik ayakta duran, sonu ne olursa olsun mücadelede kararlı olan Milliyetçi Hareket Partisi’ni içten dağıtmaktır. Bu nedenle, Türkiye’nin çok nazik bu döneminde; duygularımızı, anılarımızı, ülkülerimizi istismar ederek aramıza sızmaya çalışanlara özellikle dikkat edilecek; yönlendirmelere, tahriklere, ajitasyonlara, içten pazarlıklı ve art niyetli tavsiye ve temennilere karşı çok dikkatli olunacaktır.”

Tam yol ileri

MHP’de “sorun varmışçasına” haberler yapıldığı gerekçesiyle “yandaş medya” da tepki gösteren Bahçeli, “Milliyetçi Hareket için önümüzdeki seçimlerde baraj sorunu olduğu ihanet korosu tarafından seslendirilmektedir. Ancak bütün oyunlar nafiledir ve tüm çabalar beyhudedir. Milliyetçi Hareket Partisi güçlü teşkilat yapısı ve gönül veren milyonlarca mensubuyla birlikte hedeflediği iktidara her geçen gün biraz daha yaklaşmaktadır” dedi. MHP’ye yönelik söz konusu “tehlikeli propaganda”nın titizlikle takip edilerek, gerekli olduğu hallerde Genel Merkez bilgilendirilmesini isteyen Bahçeli, “Tüm teşkilat mensuplarımız Genel Merkez açıklamaları, çalışmaları, genelgeleri, duyuruları dışında hiç kimsenin ya da kesimin beyanlarına itibar etmeyecektir. Uydurulmuş anketlere inanılmayacak ve parti ve mensuplarımıza yönelik psikolojik operasyonlara karşı hazırlıklı olunacaktır. İlave olarak önümüzdeki süreçte tekrar artma tehlikesi olan terör olaylarına karşı dikkatli olunacak, özellikle Milliyetçi-Ülkücüleri tahrik ve provokasyonlarla olayların içine çekmeye çalışanlara fırsat verilmeyecek ve hiçbir kavganın tarafı olunmayacaktır” dedi.
Milliyetçi Hareket’in Türkiye’nin bugünkü sorunlarının aşılması, yılların biriktirdiği yolsuzluk, yoksulluk ve huzursuzluğun yok edilmesi için AKP iktidarıyla hesaplaşacağı günü sabırla beklediğini ifade eden Bahçeli, “Bu vesileyle tüm teşkilat yöneticilerimiz ve mensuplarımız inandığımız milli yolda ve ülkü davasında ‘Tam Yol İleri’ parolasıyla durmaksızın ilerleyeceklerdir” dedi.




Devlet Bahçeli: Kumanda okyanus ötesinde ile ilgili detaylı haber için Kaynak...