Anket Sonuçlarını Göster: Referandumdan hangi sonuç çıkar?
- Oylayanlar
- 20. Bu ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor.
-
Evet
9 45,00% -
Hayır
11 55,00%
Konu: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü - Referandum Süreci

-
11-09-2010, 00:57:26 #101
Kıdemli Üye
- Kayıt Tarihi
- Feb 2010
- Nerede
- kktc
- İletiler
- 672
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Cevap: Referandum Anketi
VATANDAŞI FİŞLENMEKTEN KURTARIYORUZ YALANI:
AKP, 31 Ağustus tarihli gazete ilanlarında 'fişlenme utancını bitirmek için' evet deyin diyor.
Vatandaşı fişlemenin bir devlet için utanç verici olduğunu yazan, muhalefet değil, 8 yıldır iktidarda olan bir Partidir.
Bu bir suçun itirafıdır. 8 yıldır iktidarda olan ve vatandaşın fişlenmesi eylemini 8 yıldır sürdüren bir iktidar. Üstelik 'ey vatandaş, sizi fişlemeye devam edeyimmi, ne diyonuz' diyecek kadar da pişkin.
'Vatandaşın izni olmadan kendi hakkında bilgi toplanmasına son vermek için evet' deyin diyor.
''Vatandaşın kendisi hakkındaki devlet tarafından tutulan bilgileri öğrenme, itiraz etme ve düzelttirme hakkı' olmalıymış.
'Toplanan vatandaş bilgilerinin nerede ve ne amaçla kullanıldığını sorgulama şansı olmalıymış'
Bu vaatlerde bulunanın, Anayasa değişikliği ile bu imkanları sağlayacağını söyleyenin, 8 yıldır ülkeyi korku imparatorluğuna çeviren AKP olduğunu bilmesek, koşarak boynuna sarılasınız gelir.
Buraya kadar okuduklarınızla, AKP hükümetinin, vatandaşın görüşü, duruşu ve yasal fiilleri nedeniyle korku cehennemi yaratılırcasına takip etmelerinden, akla gelmeyecek iftiralarla yıllarca hapislerde çürütülmesinden vaz mı geçiyorlar acaba diye umutlanasınız bile gelir.
Bir solukta, sevinerek okursunuz peşpeşe. Ama son cümleye geldiğinizde, bütün hevesinizin boşuna olduğunun itirafı vardır.
Bunca senelik kabusu yaşatanların tövbe ettiğini sanır ve okuduklarınızın da etkisinde kalırsanız, son cümlede yazanı atlamanız olasıdır.
Oysa bütün sır orada. Boşuna sevinmeyin.
Diyor ki, 'vatandaşın tüm kimlik ve nüfus bilgilerinin, başkalarının eline geçmeyecek şekilde korunması için evet'.
20. maddede yapılan değişiklik te zaten sadece bundan ibarettir.
Ama AKP zekası bu. Şeytana taş çıkartır ve buncacık içerikten yukarıdaki devasa umutlara kapılmanızı sağlayacak yalanlar ve çarpıtmalar üretmek becerisine sahiptirler.
Psikolojik savaş nedir diye soranlara, bu durum yeterince açıklayıcı olabilir.
AKP, 12 Eylül'ün bile beceremediği bir korku devleti yarattı.
Neler mi oldu.
Silivri zindanlarını, onbinlerce sayfayı bulan saçmalık ve iftiralarda dolu iddianameleri, geceleri insanları picamalarıyla palan pandıras alıp götürmeleri ve senelerce zindanlarda çürütmeleri, kendilerini eleştirmenin artık babayiğitlik gerektiren durum olmasını, milyınlarca insanın telefonlarının dinlenmesini, yatak odalarının kayda alınarak şantaj ve darbelerde kullanılmasını, artık 2 kişinin bile yanyana yürürken dinleniyor endişesi içinde olmasını yazmak gereksiz elbette.
Ama bütün bunları yaşayan ve değişikliğin sadece kimlik bilgileriyle alakalı olan cümlesinden bu kadar yalan üretilmesinden etkilenen yurttaşlarımız ne yazık ki hala mevcut.
--------------------------------------------------------------------------------
Mehmet Akkaya
Hukuki NET Güncel Haber
-
11-09-2010 00:57:26 # Nedir?Tavsiye Soru Cevap
- Kayıt Tarihi
- Bugün
- Nerede
- Avukat Dünyası
- İletiler
- Ne kadar?
-
11-09-2010, 01:49:49 #102
Yeni Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2010
- Nerede
- devrek
- İletiler
- 32
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Cevap: Referandum Anketi
bende evetciyim
-
11-09-2010, 02:06:55 #103
Kıdemli Üye
- Kayıt Tarihi
- Feb 2010
- Nerede
- kktc
- İletiler
- 672
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Cevap: Referandum Anketi
Altı yıl önce, 12.04.2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şunları yazmıştım. Bir bölümünü aşağıya yeniden alıyorum:
“Türkiye bugün büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Ama ulusal kesim ve geniş yığınlar henüz bu gerçeğin bilincinde değiller. Siyasal İslamcıların elinde sevgili yurdumuz bir ''kurtlar sofrasına'' dönüştürüldü.
Keskin dişli, yırtıcı tırnaklı kurtlar, kuzuları yiyerek yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir grup dinci, tarikatçı mutlu azınlık ''aksırıncaya, tıksırıncaya kadar'' işkembesini doldururken; milyonlarca insan yoksulluk, açlık sınırının altında çile dolduruyor. Ama toplum sessiz, ulusal güçler sessiz, ne yazık ki kuzuların sessizliği devam ediyor.
Aziz Nesin geçmişte şunları söylemişti: ‘... Şimdiye dek olduğu gibi, şimdi de haber veriyorum, önceleri yavaş yavaş, ağır ağır, adım adım kötülük uçurumuna doğru giderken, gittikçe hızlanarak, şimdi koşar adım gidiyoruz. Olacak toplumsal depremin uğultularını duymaktayım. Çevremizde aptal aptal suçlu aramayalım. Aynaya bakalım. Aynamız yoksa bir durgun suya bakalım. Orada suçluyu göreceğiz. İş işten geçtikten sonra 'Kendim ettim, kendim buldum' demenin hiçbir yararı yok...’ (Aziz Nesin, Bir Tutam Aydınlık)”
Yine Cumhuriyet’te yayınlanan “Siyasal İslamcı Faşizmin Ayak Sesleri…” başlıklı yazımda sessiz ve derinden gelen “şeriatçı tehlike”ye dikkat çekmiştim. Devrimci, demokrat arkadaşlarla soluğumuzun yettiği, sesimizin çıktığı kadar uyarı görevimizi yerine getirmeye çalışmıştık o yıllarda.
Çünkü 2003-2004’lerde siyasal İslam faşizmi henüz emekleme dönemindeydi. Bugün olduğu gibi Cumhuriyete, 1923 Devrimine cepheden saldıramıyordu. PKK ve APO’yla bu denli içli dışlı, can ciğer kuzu sarması değildi.
Recep Tayyip henüz BOP başkanlığına soyunmamıştı. PKK’lı belediye başkanları açıktan Türkiye Cumhuriyetine sövmüyordu, gözdağı vermeye kalkmıyordu. Her gün üç beş yiğidimizi terörist çetelere kurban etmiyorduk. Kimse kapı arkalarında bebek katilleri ile pazarlık yapmıyordu. Kimsenin yatak odası dinlenmiyordu. Kimse koluna yapışıp, ensesinden tutarak adi bir suçlu gibi generalleri sorguya götürmüyordu.
O yıllarda ılımlı İslam Ürkek, çekingen adımlarla, korkak davranışlarla yol alıyordu. Mezarlıktan geçerken kendisine cesaret vermek için ıslık çalıyordu. Arada bir de ”Beni izleyen var mı, engellenebilir miyim diye dönüp arkasına bakıyordu.
Daha çok takıyye yöntemi ile götürüyordu İşi. Cumhuriyet kurumlarına açıktan saldıramıyordu. Yani ne orduya ne yargıya kafa tutabiliyordu.
O zamanlar kamu malları, fabrikalar yeni yeni satılmaya başlanmıştı. Basın bu denli yalakalaşmamıştı henüz. Mütareke basını gibi hareket etmiyordu. Vakit erkenken İslamcı faşizmin önü kesilmeliydi. Olmadı.
O yıllardan bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Çok şey değişti. 2004’lerde eleştirisini yaptığımız, engellenmesini istediğimiz İslamcı hareket, şimdi bize tatlı bir nostalji gibi geliyor… Eğer karşı koymazsak, direnmezsek bu gidişle eski günleri mumla aramaya, geçmişe özlem duymaya devam edeceğiz.
Şöyle bir bakalım çevremize bugün. Yüzlerce TV ve gazetenin içerisinde halka, hakka, ulusa hizmet eden kaç gazete, kaç TV kaldı? Kaç gazete gerçekleri yazıyor, halkı uyutma yoluna gitmeden kaç TV doğruları söylüyor?
Ne yazık ki sayıları parmakla sayılacak kadar az: Ulusal Kanal, Başkent TV, Cem TV, Halk TV, ART.
Peki, bunların sahipleri kim? Doğu Perinçek, Mehmet Haberal, Mustafa Özbek, Tuncay Özkan. Tümü de içeride. Yıllardan beri sorgusuz sualsiz, kanıtsız belgesiz yatıyorlar. Peki, öteki TV sahiplerinden tutuklu tek kişi var mı? Hayır.
Bu görüntü, Recep Tayyip hükümetinin çok sözünü ettiği özgürlük, insan hakları, demokrasi anlayışı konusunda sanırım bize bir ipucu veriyor. Özellikle, AKP’yi tutmayan, desteklemeyen medya kuruluşlarına yaşam hakkı yok. Bir yayın organı, iktidara ufak tefek çıkışlar, göstermelik eleştiriler yapabilir ama asla sıkı muhalefet yapamaz, asla gerçekleri ortaya koyamaz... Yoksa Aydınlık Genel yayın yönetmeni Deniz Yıldırım’ın, Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya’nın başına gelenler onun da başına gelir, Silivri Zindanlarını boylar…
Yalakalar, liboşlar Mahmutpaşa satıcıları gibi “12 Eylül Anayasasına son vereceğiz, demokrasi geliyor!..” diye bas bas bağırsalar da gelinen nokta, yaşanan olaylar her hangi bir açıklama gerektirmeyecek kadar açık seçik ortada… Büyük usta Aziz Nesin’in deyişiyle “Kötülük uçurumu”na artık “koşar adımlarla” değil, yüz metre koşusuyla ilerliyoruz.
Seçim öncesinde karşıt görüşten partilere, kişilere yapılan uygulamalara, engellemelere bakarsak gerçeği gün gibi görürüz. AKP’nin paralı askerleri kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen kişilere demir çubuklarla kuduz köpekler gibi saldırıyor.17 yaşındaki çocuklar “HAYIR” tişörtü giydi diye emniyette sabahlara kadar sorguya çekiliyor. Tehditlerle, şantajlarla gözdağı verilerek korkutulmaya çalışılıyor.
Yani “perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.”
Bu anayasa taslağı referandumdan geçerse eğer “daha geniş kapsamlı bir anayasa değişikliği” kapıda beklemektedir. AKP’li Zafer Üskül bunun ipuçlarını daha önceden vermişti zaten, ne diyordu: “anayasanın başlangıç kısmında yer alan “Atatürk Milliyetçiliği”, ‘Atatürk ilke ve inkılâpları’ kaldırılmalıdır…”
Peki, ondan sonra ne olacak? Ondan sonra sıra, “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek” Anayasa maddelerinin değiştirilmesine gelecek… Neyi içeriyor o maddeler? Türkiye Cumhuriyetinin laik ve sosyal, demokratik bir hukuk devleti, şeklinin cumhuriyet olduğunu. Recep Tayyip’in emriyle Özbudun ve arkadaşları daha önceden bu maddeleri değiştirme konusunda çalışmalar yapmıştı zaten… Yani ikinci anayasa değişikliği hazır, bekliyor. İkinci Anayasa değişikliğini gerçekleştirip, son şeklini verdikten sonra artık BOP eşbaşkanının,“ılımlı İslam cumhuriyetini” ilan edip, Kürtlere özerklik vermesine her hangi bir engel kalmıyor.
Önümüzde büyük bir sınav var şimdi? Büyük bir mücadele var. Bakalım bu sınavdan kimler güçlenerek çıkacak? Atatürk, halk, ulus düşmanlar mı? Kemalistler mi? ABD, AB, PKK işbirlikçileri mi, gerçekten demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye’den yana olanlar mı? Biz yine de bu referandum öncesinde bir kez daha haykıralım:
Yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri!...
--------------------------------------------------------------------------------
ALİ ERALP
-
11-09-2010, 09:33:11 #104
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
GAZETELER YÜKSEK YARGININ PKK'YLA İŞBİRLİĞİNİ NASIL GÖRDÜ?
Vakit, Zaman, Star ve Bugün şok ses kaydına genişçe yer veren gazeteler oldu.
AKŞAM: Tek satır yok
BUGÜN: Manşetten ‘Öcalan'a çok ihtiyacımız var' başlığıyla gördü.
CUMHURİYET: Tek satır yok.
HABERTÜRK: Fatih Altaylı yönetimindeki gazete üç maymunları oynadı.
HÜRRİYET: Kartelin amiral gemisi, kirli işbirliğini görmeyen gazeteler arasında yer aldı.
MİLLİYET: Devrimci Karargah Örgütü davası sanığı Aylin Duruoğlu'nun sevgilisi Tayfun Devecioğlu'nun genel yayın yönetmenliğine getirildiği gazete ses kaydına sayfalarında yer vermedi.
RADİKAL: Tek satır yok.
SABAH: Sabah gazetesi de yoldaş medyaya uyarak ‘hayır' için PKK'yla yapılan işbirliğini görmezden geldi.
STAR: Sürmanşetten “Yargı hayır için Apo'ya sığındı” başlığıyla şok ses kaydını büyükçe gören gazetelerden oldu.
TARAF: PKK'yla yapılan işbirliğini görmezden geldi.
VAKİT: Sürmanşetten “Derin yargıya suçüstü” başlığıyla verdi.
VATAN: Tek satır yok.
YENİÇAĞ: Milliyetçi geçinen Yeniçağ gazetesinin terör örgütüyle yapılan işbirliğini görmezden gelmesi hayli dikkat çekti.
YENİ ŞAFAK: Birinci sayfadan “YARSAV Öcalan'a sarıldı” başlığıyla verdi.
ZAMAN: Manşetten “Yüksek yargıdan skandal itiraflar: Referandumda Öcalan'a çok ihtiyaç var, evet çıkarsa biteriz” başlığıyla ‘hayır' işbirliğine sayfalarında geniş yer ayıran gazetelerden oldu.
Yargı CHP li değilmiş,insanların bu söyleme neresi ile güldüğünü söylemeye gerek yok.Bakın yandaş medyaya.Kaleler yıkılacak.Baksanıza bu konu hakkında hayırcılardan yorum yok,bir sebep söyleyinde bizde bilelim.İnsanı kuyruğundan yakalarlar.Şuan yakalama safhası,sonra çevirme,sonra savurma aşaması olur.Acaba tespit edilenler binde biri varmıdır.Sizler kendinizi kandırmaya devam edin.
-
11-09-2010, 09:49:18 #105
Cevap: Referandum Anketi
Bidon yayını
Niğde TV'de bir muhabir var: Yakup Sağlam.
Yaptığı sokak röportajları internetteki video sitelerinde izlenme rekorları kırıyor.
Mesela şunu soruyor:
- Mustafa Kemal'in silah arkadaşı İsmet İnönü referandumda evet diyeceğini açıkladığı içinKemal Kılıçdaroğlutarafından CHP'den ihraç ediliyor, sizce bu demokratik bir hareket mi?
Buna vatandaşlar ciddi ciddi cevap veriyor.
Bir Allah'ın kulu, "Kardeşim İsmet İnönü uzun yıllar önce öldü. Böyle soru olur mu" demiyor.
Diyor belki de bu montajda ayıklanıyor.
Yine Yakup Yılmaz bir başka soruda üniversite öğrencilerine şöyle soruyor:
- Çevre Bakanlığı nesli tükenmekte olan dinozorları koruma altına aldı, sizce bu yeterli bir önlem mi?
Cevap veren üniversite öğrencileri pandalar gibi dinozor neslinin korunması gerektiği üzerinde duruyor, filan...
Soruya "Dinozorlar milyonlarca yıl önce yok oldu. Ne alaka" diye cevap verenler var mı, bilmiyoruz. Belli ki o cevaplar da "işe yaramadığı" için temizlenmiş.
Bir başka Yakup Yılmaz sorusu da şu:
- Almanya Cumhurbaşkanı Adolf Hitler, İsrail'e savaş açacağı yönünde açıklama yaptı, sizceTürkiyenasıl bir tavır sergilemeli?
**
Yakup Yılmaz, bir espri bulmuş ve bununla yürüyor. Kendi içinde mantığı da var.
İlginç olan, Star Haber'in son günlerde bu konuya yoğunlaşması ve üst üste Yakup Yılmaz'ın röportaj videolarını yayımlaması...
Olay basit değil. Ele alınış biçimi de hınzırca...
Bunu, Star Haber Direktörü Yılmaz Özdil'in konuyu Hürriyet'teki köşesine de taşımasından anlıyoruz.
Özdil, Yakup Yılmaz röportajlarını işlediği yazısına da şöyle başlık atmış:
- Obama eskiden Çayeli'ninAKPilçe başkanıymış!
Aslında espri yapmıyor.
Tezine malzeme bulmuş ve bunu akıllıca işliyor.
Türkiye'deki "bidon kafaları" yazıyor ve Star Haber'de bunları yayımlıyor.
"Çobanın oyu ile benimki bir mi" diyen kafa...
"Bu millet adam olmaz" diyen kafa...
"Göbeğini kaşıyan adam" kafası...
Bu tipler için... Seçimmiş, referandummuş hikâye... Çünkü böyle bir kültürden gelmiyorlar...
Bunlar... "Hayır" çıkarsa bozuntuya vermeden "halkçı" olurlar, "demokrasinin tokadı" yayını yaparlar... "Evet" çıkarsa Yakup Yılmaz röportajlarını vizyona sokup "Hitler'i, İsmet İnönü'yü bilmeyen dinozor halk kendini nasıl yönetecek" diye yaygara koparırlar...
Bu darbeciler için sandık formalite, bidon bakidir.
Kimi bulurlarsa ona geçiriyorlar.
Bir gün adam bulamayacak kendi kafalarına geçirecekler.
TARIK TOROS - BUGÜN
-
11-09-2010, 10:46:19 #106
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Yargının İKİ YÜZÜ
Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında açılan davaların acilen sonuçlanmasını isteyen yüksek yargı üyeleri, batık banka patronlarının davalarının zamanaşımından düşmesine seyirci kaldı.
Yüksek yargı üyeleri,Ergenekonsoruşturmasını yürüten hakim ve savcılarına şahin, batıkbankapatronlarını kurtaran hakim ve savcılara ise kuzular. Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında açılan davaların acilen sonuçlanmasını isteyen yüksek yargı üyeleri, batık banka patronlarının davalarının zamanaşımından düşmesine seyirci kaldı.
Erol Aksoy, Cavit Çağlar, Murat Demirel, Zafer Mutlu, Cem Uzan, Engin Civan gibi batıkçıların davaları zamanaşımından düşürüldü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Yargı kimsenin arka bahçesi olmayacaktır” diyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e, zamanaşımından davası düşen sanıkları hatırlatması, gözleri 7.5 senede sonuçlanmayan davaları akla getirdi.
Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında açılan davaların acilen sonuçlanmasını isteyen yüksek yargı üyeleri, batık banka patronlarının davalarının zamanaşımından düşmesine seyirci kalıyor.
ÇETE DAVALARININ HEMEN SONUÇLANMASINI İSTİYORLAR!
3 sene önce başlayan Ergenekon soruşturmasında haftanın 4 günü yapılan duruşmaları görmezden gelen yargı üyeleri; devleti trilyonlarca lira zarara uğratan banka patronlarının davalarını 7.5 sene içinde çözemeyen hakim ve savcıları hiç eleştirmedi!
Batık banka patronlarına açılan davalarda, delillere ulaşılamadı, bilirkişiler raporları aylarca süren zamanda hazırlandı, yargılanması süren batık bankacının dava dosyası ancak dava zamanaşımına uğradıktan sonra bulunabildi (!). Batık banka davalarına bakan ve zamanaşımına uğratmayan İstanbul 8.Ağır Ceza MahkemesiBaşkanı Mustafa Akın, HSYK tarafından görevinden alındı.
7.5 sene yargılanan ancak zamanaşımından kurtulan batık banka patronları şunlar:
BATIK BANKACI EROL AKSOY KURTARILDI
Devlete 1.9 milyar dolarlık borç takan batık banka patronlarından Erol Aksoy, zamanaşımıyla davası düşen kişilerden... İktisat Bankası'nın Çukurova Grubu'na satılması sırasında kredi müşterisi bazı firmaların “işlemleri kayıtdışı bırakarak ve gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen muhasebeleştirme” suçunu işledikleri iddiasıyla bankanın eski sahibi Erol Aksoy ve 5 banka yetkilisinin yargılandığı dava zamanaşımıyla ortadan kaldırıldı.
Erol Aksoy'un avukatlarının davayı sürüncemede bırakmak için yaptıkları reddi hakim talebi daha önce reddedilmiş ve sanıklar mahkûm olmuşlardı. Reddi hakim dilekçesinin reddinin yanlış olduğu yönündeki Yargıtay 7. Ceza Dairesi kararı ile Aksoy ve arkadaşları kurtulmuş oldu. Dosyanın zamanaşımına uğrayacağını göre göre verilen bozma kararı sayesinde Erol Aksoy 2.5 yıllık hapis cezasını yatmadı. Cumhuriyet Savcısı Selamettin Celep, sanıkların eylem tarihinin 31 Aralık 1999 olduğunu ifade ederek, davanın zamanaşımına uğradığını belirtti. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi de 17 Ekim 2007 tarihinde zamanaşımı iddiasını kanuna uygun kabul ederek, sanıklar hakkındaki davayı ortadan kaldırdı. Erol Aksoy, devlete borcu olmasına rağmen Bodrum'da tatilini yapıyor, sefa sürüyor.
CAVİT ÇAĞLAR VE OĞLU DA KURTARILDI
Cavit Çağlar ve oğlu Mustafa Çağlar, zamanaşımından kurtulan bankacılardan... Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Etibank Davası'nda işadamı Cavit Çağlar hakkındaki 3 yıl 1 ay 15 günlük, oğlu Mustafa Çağlar hakkındaki 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin hükmü bozarak, suç tarihlerinin 7 Ocak 1999 ve 3 Mart 1999 olduğuna dikkati çekerek, sanıkların lehine olan eski Türk Ceza Kanunu uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğuna hükmetti ve Cavit Çağlar ile Mustafa Çağlar hakkındaki davaların ortadan kaldırılmasına karar verdi.
MURAT DEMİREL'İN DOSYASI ZAMANAŞIMINDAN SONRA BULUNDU
Egebank'ın eski sahibi Murat Demirel'in “bankacılık kanununa muhalefet” ettiği için 1 yıl hapis ve 1 milyon 520 bin lira para cezasına çarptırıldığı dava dosyası ancak dava zamanaşımına uğradıktan sonra bulunabildi.
ZAFER MUTLU DA KURTULDU
Etibank'ın eski yöneticilerinden Zafer Mutlu'nun da aralarında bulunduğu bankanın 7 eski yöneticisi hakkında “Bankalar Kanunu'na muhalefet” suçundan açılan dava, zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırıldı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, hakim suç tarihleri olan 1999 ile 2001 yıllarından bu yana 7.5 yıldan fazla süre geçtiğini belirterek, zamanaşımı sebebiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verdi. Sanıklar bankayı hortumlamakla suçlanıyordu.
CEM UZAN DA ZAMANAŞIMINDAN YARARLANDI
Yurtdışında firarda olan Genç Parti (GP) Genel BaşkanıCem Uzanhakkında, Çukurova Elektrik A.Ş.'yi, 29 milyon dolar zarara uğrattığı gerekçesiyle 7.5 yıla kadar hapis cezası talebiyle açılan dava süresinde bitirilemeyince, ‘zamanaşımı' sebebiyle ortadan kaldırıldı. Uzan ile birlikte 5 şirket yöneticisi de ceza almaktan kurtuldu.
ENGİN CİVAN'IN DAVASI DA DÜŞTÜ
Emlak Bankası'nın eski Genel Müdürü Engin Civan'ın, Sultan Havayolları'na verilen bir krediye ilişkin firmanın mevduat hesabındaki blokeyi çözerek bankanın zarara uğramasına sebep olduğu iddiasıyla yargılandığı dava, zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle ortadan kaldırıldı. Civan hakkındaki iddianame, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 26 Ekim 1992 tarihinde hazırlanmıştı.
“KİM ZAMANAŞIMINDAN KURTARILMAYA VESİLE OLUYOR?”
Başbakan Erdoğan, “Yargı kimsenin arka bahçesi olmayacaktır” diyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e cevap vermişti. Erdoğan, “Yargıtay Başkanı'nın konuşmasını bir tehdit gibi mi algıladınız?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Tabii. Geleceğe yönelik böyle bir şey söylüyor. Şimdi zamanaşımından kurtulanlar var. Niye zamanaşımından kurtuluyorlar? Kim zamanaşımından kurtulmaya vesile oluyor? Niye zamanında bunları incelemiyorsunuz, niye süratle bunları bitirmiyorsunuz? Niye ağırlaştırıyorsunuz? Ağırlaştırma işini bitir.”
BATIKÇILARI MAHKÛM EDEN HAKİMİN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ!
7.5 sene sürede karar veren hakim ve savcıları görevden almayan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) banka davalarını büyük bir hızla karara bağlayan ve bankacılara ağır cezalar veren İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Akın'ın görev yerini değiştirmişti. Dinç Bilgin, Hayyam Garipoğlu, Ali Avni Balkaner, Mahmut Ceylan gibi birçok bankacıya ağır hapis ve para cezaları veren Akın, 2007 yılı başında görevinden alındı.
Akın görevde kaldığı 3 yıl içinde Etibank, Sümerbank, İmar Bankası, Adabank gibi birçok batık bankaya ilişkin davaları karara bağladı. Mustafa Akın, Kentbank ve İktisat Bankası davalarına bakıyordu. Mustafa Akın, görevden alındığı için Kentbank ve İktisat Bankası davalarını sonuçlandıramadı. Mustafa Süzer'in baş sanık olarak yargılandığı Kentbank davası hala devam ediyor.
VAKİT
-
11-09-2010, 12:35:17 #107
-
11-09-2010, 12:43:18 #108
-
11-09-2010, 13:03:33 #109
Yeni Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2010
- Nerede
- sürgünistan
- İletiler
- 23
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Cevap: Referandum Anketi
Yakın bir zaman da AKEPE İktidarı
AYASOFYAYI da ibadete açar.
SÜMELA,AKDAMAR ........açılmadı mı.
EVET diyelim.ÖZGÜRLEŞTİRELİM.
PATRİKHANEYE EKÜMENLİK ,AKEPEYİ RAHATSIZ etmeyeceği AÇIKLANDI.
PATRİKHANE VATİKAN gibi bağımsız olması da RAHATSIZ ETMEYECEK Mİ SENİ?
BİZANSIN BAYRAĞI KİN KAPISINDAN törenle çıkartıldığında ,O bayrak nereye asılacak?
EVET..........EVET.
ÖLÜYSEN DİRİL YİNE EVET DE..............
-
11-09-2010, 13:12:07 #110
Yeni Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2010
- Nerede
- devrek
- İletiler
- 32
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Cevap: Referandum Anketi
hemen de asagla ,bas harfleri büyük harflerle yazmadim diye ,yine yazmiyorum bilmedigimden degil ,istemedigim icin yazmadim ,bende senin kadar miliyetciyim ATATÜRK cügüm,ak partiyle de isim yok ama ,korkma evet oyu veremiycem almanyada yasadigim icin ve tr ye gidemiycem icin ama vere bilseydim evet derdim ,evet derdim diyede asaglamana gerek yok burda insanlari ,sen hayir cisin diye asagliyan oldumu seni,
ve ben burda uni yi de bitirdim inan harfleri nasil yazilcagini senden iyi biliyorum ,cünkü sikorta sirketim var ,ve hergün müsterileri kayitlamak icin kendim bile bilgisayarla office programiyla calisiyorum ,ve almanca ingilizceyi ana dilimgibi yazabiliyorum ,ama türkceyi biraz almancayla ve ingilizceyle karistirdigim icin biraz kötü yaziyorum ,simdi sen türkcemide asaglarsin ,almanyada dogdum almanyada yasamaktayim bu yüzden de türkcemde bagzi yazilarimda hata olabilir asaglamaman icin senden üzür dilerim simdiden
Bu sayfada bulunan kavramlar:
2010 halk oylamasında çıkan kararlar
Benzer Konular :
-
pazar günü işe gelmeme tutanağı
işyeri beni işten çıkarttı. bende haklarımı almak için iş mahkemesine başvurdum. işveren iş mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde 13 tane sıralı...Yazan: temhem1975 Forum: Bireysel İş HukukuYanıt: 26Son İleti: 11-02-2020, 11:25:25 -
Haftalık iznim pazar ve bayramda pazar günü
Merhaba, Benim haftalık iznim pazar günü, Kurban bayramı da pazar gününe denk geldi, İş kanununa göre haftalık iznimi haftaiçi bir güne veya başka...Yazan: edizcesur Forum: Diğer Hukuki SorularYanıt: 1Son İleti: 11-11-2011, 13:29:16 -
Pazar günü çalışmaları
yaklasık 2 sene bir firmada calıstım.bir muddet önce hiçbir gerekce gösterilmeden işten cıkarıldım.kıdem tazmınatım ve ihbar tazmınatım...Yazan: maydin1958 Forum: Bireysel İş HukukuYanıt: 2Son İleti: 31-01-2010, 20:07:46 -
Pazar günü iş akdi feshedilebilir mi?
Benim merak ettiğim başlıktada belirttiğim gibi pazar günü yani resmi olmayan br iş gününde iş akdim feshedilebilirmi? Çalıştığım firma raporlu...Yazan: zorg Forum: Bireysel İş HukukuYanıt: 16Son İleti: 22-01-2010, 17:54:54 -
Pazar günü mesaiye kalmasam?
Selamlar...İşverenin işçiden fazla çalışma yapacağına dair aldığı imza hafta sonu çalışmalarınıda kaplarmı acaba?Yani işçi imza atsada pazar günü...Yazan: bülent111 Forum: Bireysel İş HukukuYanıt: 3Son İleti: 21-04-2008, 00:02:39
Golden Tiger site online GoldenBilly casino Robocat site JustBit site online Legiano casino - - - Güncellendi - - - Ozwin app GoldenBilly...
Solidworks Lisanssiz kullanımi...