Görüntülerdeki bilinç, eğitim, toplumsal kurallar... medeniyeti göremeyip, konuyu böyle basit bir noktaya taşıyanlara hayret ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Batının iki yüzü, çifte standardı ve bencil medeniliği hususunda söylenecek çok şey var ama görüntüden anlaşılabileceklerin dışına çok çıkmamak hayretinizi de arttırmak maksadıyla pas geçiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum son söz batının insanları kesinlikle bir robot bilinçsizliği içinde kurallara uyuyorlar, insani duygularla değil. Ambulansın içinde bir insan var hayatı kurtulacak diye düşündüklerinden değil emin olun. Ülkemizde kan akıtan terör örgütleri çok rahat bu ülkelerde üslenmiştir. Sayısız merkezleri şubeleri vardır, banka hesapları vardır. Ülkemizde katliam yapan terör elebaşları bu ülkelerde elini kolunu sallaya sallaya dolaşırlar. Türk adaletine teslim edilmezler. Batının işgal ettikleri ülkelerin halkına yaptıkları ilk iş uçkur çözmektir. Bize soykırım çamuru atarlar kendi yaptıklarından bi haber sanarlar herkesi.
Sallayın bakalım. Bir gün sizin de yardıma ihtiyacınız olur elbet.
Yok çiftesrtandartmış da, yok şöyleymiş de, yok güvercin almanmış da falan filan.
Zaten biz de bu siteyi kendi çıkarımız için devam ettiriyoruz. Vatandaşı düşündüğümüz yok.
Ülkemizde ambulansa yol açılıyormuş. Açılıyor elbet. Arkasından gidebilmek için.
Sığ düşünceleri bir yana bırakın. Ne avrupa iyi, ne doğu kötü.
Önemli olan yaşam biçimi ve kültürü. Eğer çocuklarımıza, kurallara uymayı öğretirsek, uygar oluruz. Yok avantacılığı öğretirsek, herşeye mazeret bulurlar.
Dün gece rüyamda “hızlı şöförün “taksisine bindim.
Yol boyunca anlattı durdu:
" Ağbi, Amaca ulaşmak için her yol mübah değil mi zaten.
Adam arabasına binmiş boşuna mı? Elbet bir amacı , ulaşmak istediği bir hedefi vardır.
Yaya’ya yol ver, ambulansa ,itfaiyeye yol ver .Eeeee biz nasıl gideceğiz,hedefe nasıl ulaşacağız ,bize kim yol verecek.
Sanki herkes yoldan yararlanmayı sürücü, yaya ve de şoför olarak yeterli ölçüde biliyor veya umursuyor da bu konularda ahkam kesiyor. Zaten her fırsatta polis ceza üstüne ceza kesiyor.
Abuk sabuk bir sürü kural.Yok orada durmak ,burada park yasak ,kırmızıda dur ,sarıda yavaşla.
Tüm bunlara uysa insan zaten amaca ulaşamaz.Hem Hız kesmek işin raconuna aykırı.Usta şöför hız kesmez.
Bunlar yetmez gibi bir de “psikoteknik rapor” çıktı ticari araç sürücülerinin başına.Yaw valla psikologlara yeni iş alanı açmaya çalışıyorlar gibi bir his var içimde.Geçen t.v de birini dinledim ; Temel bilişsel beceriler "dikkat, algı, bellek, izleme ve muhakeme" ve psikomotor beceriler ise "el-ayak-göz koordinasyonu, tepki zamanı, çevresel görüş, hız mesafe tahmini ve çarpışma zamanı tahmini" diye bir şeylerden bahsediyordu. Bu becerilere sahip olmak, kurallara uygun karar vererek ve doğru motor hareketleri yaparak kazalardan kaçınabilme ve araç kullanabilmenin ilk basamağıymış..” Gibisinden laflar ediyordu. Yani şimdi gel de çık işin içinden.İnsanda motor hareketi ne demek.Arabadaki motorun arızası ile başa çıkamayan esnaf,kendi motorunu nasıl tamir ettirecek.Masraf üstüne masraf.Gel de psikolojini bozma.
Yok efendim :” Avrupa ‘da psikoteknik değerlendirmenin kullanımına baktığımızda ;psikoteknik değerlendirmenin gelişmiş ülkelerde sürücülük becerilerinde yaşa bağlı zayıflamanın meydana gelmesi nedeniyle yaşlı sürücülere mecburi hale geldiği, yolcu ve eşya(emtia) taşımacılığı yapan profesyonel sürücülerin araç kullanma beceri düzeylerini bilgisayar destekli testlerle kanıtlanmak zorunda oldukları ve ceza puanını aşan sürücülerin psikoteknik değerlendirmeyi geçmek mecburiyetinde oldukları “ görülmekteymiş gibi bir sürü fasarya.Dedim ya psikologlar kendilerine iş arıyorlar zahir.
Bir de bazılarının dilinden düşmeyen trafik kültürü. Trafikle kültür ne alaka kardeşim ;
Trafik dediğin yasa.
Yasayı ihlah edersen,basarsın yaşa ,
polis keser ceza ,düşersin sen yasa .
Neymiş öyle yok trafikte yazılı olmayan kurallar da vardır.En önemli unsur insana saygıdır gibisinden laflar.Şimdi arabaya binmiş yolcunun işi en acale ,gidermiş gibi sanki ecele basıyoruz tabi gaza ,yolcuyu mağdur etmemek için. Yani o da insan sonuçta.Onun en acele işine yetişmesine yardımcı oluyoruz icabında.İşte insana saygı böyle olur. Diğer araçların,yayaların da aynı saygıyı göstermesi gerekmez mi .
Önemli mi canım “Trafik kazalarında her sene 5 bine yakın insanını kaybeden bir ülkede yaşıyor” olmamız.Kaza mı? Önlemimizi alıyoruz tabi ki. Her sabah evden çıkarken kaza yapmayıp eve sağ salim dönebilmemiz için bir tas su boca edilip dualar okunuyor arkamızdan.
Medeni ülkelerde yayaların ve yaşlı ve çocukların yola inmelerini kolaylaştırmak için, yol kotuna rahatça adım atılacak seviyelerde kaldırım bordür yükseklikleri ayarlanmaktaymış.Onlar robot tabi
Ancak belli bir mesafe atlamaya programlanmışlar. Gelsinlerde bizim yarım metreyi bulan bördürlerimizden insinler yola ,görelim bakalım medeniyet neymiş.Valla abim bizim yayaları psikoteknik testine tabi tutsalar beş basarlar A.B’deki yayalara.Atlama,zıplama gibi psikomotor beceriler "el-ayak-göz koordinasyonu bakımından.
Yok efendim Çağımızda ulusların medeniyetleri, trafik düzeyleriyle orantılıymış. Bir başka deyişle, günümüzde ulusların medeniyetleri, kaldırım taşlarının yüksekliği ile ölçülmekteymiş... Modern ve medeni bir ülke olma yolundaki çabaları engelleyen sorunların başında trafik olayı gelmekteymiş... miş miş.
Tüm bu mişler yetmez miş gibi :
‘Avrupa ülkelerinde insana saygının çok basit ama en çarpıcı göstergelerinden biri, yayalara tanınan haklarmış. Bir yaya kaldırımdan aşağı adımını attığı anda, sürücü frene basıp geçiş önceliğini insana veriyormuş. Yani akıl işi mi bu şimdi. Bizdeki gibi insanlar araçların geçmesini değil, araçlar, insanların geçmesini bekliyormuş(!) Sanki aracın içindeki insan değil.Hem de eğitim sonucu ,kapı gibi ehliyet almış sürücü oturuyor,araç içinde.Üstelik sınavdan geçip de almış sürücü belgesini.Yani adamların robot oldukları nasıl da belli.Sanki araçlar su ile çalışıyor.Ona yol ver ,diğerini bekle ,benzin yakıyor bu meret.Sahi canım onlarda benzin ucuz zaten.Neyse hiç olmazsa bu konuda hakkımızı yiyemezler.Çünkü Türkiye dünyanın en pahalı benzinini tüketiyor. İşte yeri gelince ipi göğüsleyip birinci olmayı da biliyoruz.Sadece AB ülkelerinin önünde olsak neyse ABD’yi bile sollamışız bu konuda .(Türkiye’de benzinin litresi 2 doların üstünde ,ABD’de 1 doların altında). Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en fazla vergi uygulayan ülke.
Üstelik ,ülkenizde trafik kargaşası var medeni değilsiniz diyenlerin bu kargaşada hiç mi payları yok.
Kendi öz kaynaklarımızla yolcu ve yük taşımacılığında faydalanabileceğimiz demiryolu ulaşımının yeterince desteklenmemesini fırsat bilip petrole dayalı karayolu taşımacılığı ülkemizde özendirip yönlendirenler bu Batı ülkeleri değil mi ! Gerçekten de dış ülkeler 1950’den beri kendi araçlarını satabilmek için tüm gelişmekte olan ülkelerde aynı siyaseti gütmektedir.Neyse Allah’tan “Hızlı Tren” projesi imdadımıza yetişti... "
Sohbetin koyu yerinde uyanıverdim birden.
Sabah olmuş işe yetişebilmek için trafiğe koyulma vakti gelmişti...
Daha tuvalete gitmeyi yıkanmayı bizden öğrenen insanlar bize medeniyeti öğretemez. Alafranga tuvaletleri kullanıyorlar hala peçete ile silip çıkıyorlar kıçlarını yıkamayı öğrensinler önce.
Gerçekten son derece komplekssiz ve medeni bir yorum olmuş.
Teknik bilgi vereyim: Ambulans yaklaşırken, bir sağ şeride geçerek aracınızın hızını oldukça düşürünüz. Düşürünüz ki önünüzde boşalan koridordan ambulans kolayca ilerleyebilsin.
Sn. Doktor Ambulansların içinde gerçekten hasta varmı yokmu anlayabileceğimiz bir açık yeri yoktur, her tarafı kapalı olunca "içinde hasta yoksa var ya..." kabilinden cümleler sarf etmek zorunda bırakıyor insanı.
2001 yılıydı.Bir Avrupa başkentinde,Türkiye’ye dönüş için Avrupa’nın sayılı havalimanlarından birine doğru yola çıktık.
Tali yollardan birinde,havalimanına giden otobanın girişinde ,bir polis tarafından içinde bulunduğumuz arac durdurularak otobana girişimiz engellendi.Beklemeye başladık.Bu arada uzunca bir konvoy oluştu arkamızda.Otoban bomboş,araçlar tali yollarda ,yolcular araçlarının içinde bekliyor.Millette çıt yok.
Bir süre sonra ,boş otobanda önden bir ambulans ,bir itfaiye aracı ve arkasından iki çekici araç , Havalimanı istikametine doğru önümüzden hızla geçtiler.
Uçağımızın kalkış saatinden 2 saat önce çıkmıştık yola ve önümüzde yaklaşık 25 km. vardı.
5 dakika sonra ambulans, arkasından itfaiye aracı boş otobanda geri dönüp önümüzden geçti.Hem de tek yön olan 3 şeritli otobanda ,gidiş istikametinin ters yönünde.
Onbeş dakika kadar burada bekledik.Bir heyecan sardı hepimizi.Acaba uçağa yetişebilecekmiyiz diye.Havalimanı gidiş yolu olduğu için belli ki tüm yolcuların acelesi vardı,fakat bir Allah’ın kulu arabasından inip polisle ‘ne oldu,niye bekliyoruz,uçağı kaçıracağız’ v.b gibisinden diyaloğa girmiyordu.Uluslararası havalimanına giden farklı kültürde insanlarla polis arasında hiç bir zorlama olmadan oluşuveren iletişim empati...Polisle ,sürücüler arasında orkestra şefi ve orkestra üyeleri uyumu,ahengi evrensel bir müzik ezgisi oluşturmuştu sanki.
...En son ,kaza yapan araçları yüklenmiş vaziyetteki çekiciler ters yönde geri dönüp önümüzden geçtikten sonra ,polis yolu açarak otobana giriş izni verdi.Anladık ki , otobanda kaza olmuş,polis kaza mahalline itfaiye ve ambulansın ulaşımını sağlamak için ,havalimanına giden otobanın belli bir kısmını trafiğe kapatmıştı.Tüm yol boyunca ,bütün tali çıkışların başında birer polis memurunun olduğunu gördük.Kazaya gerekli müdahale yapıldıktan sonra sırasıyla ,kontrollü olarak tali çıkışlara yol veriyorlardı. Belli ki tüm bu çalışmalar'merkezden' merkezden koordine ediliyordu.
Yola koyulup Havalimanına giderken gözlerimiz kaza mahallini aradı.Sadece itfaiye tarafından yeni yıkanıp temizlendiği belli olan bir yer ve yolun sağ tarafındaki emniyet şeridi üzerine taşınmış kazadan arta kalan birkaç parça eşyanın yanında duran bir polis aracı vardı.
2001 yılıydı.Bir Avrupa başkentinde,Türkiye’ye dönüş için Avrupa’nın sayılı havalimanlarından birine doğru yola çıktık.
Tali yollardan birinde,havalimanına giden otobanın girişinde ,bir polis tarafından içinde bulunduğumuz arac durdurularak otobana girişimiz engellendi.Beklemeye başladık.Bu arada uzunca bir konvoy oluştu arkamızda.Otoban bomboş,araçlar tali yollarda ,yolcular araçlarının içinde bekliyor.Millette çıt yok.
Bir süre sonra ,boş otobanda önden bir ambulans ,bir itfaiye aracı ve arkasından iki çekici araç , Havalimanı istikametine doğru önümüzden hızla geçtiler.
Uçağımızın kalkış saatinden 2 saat önce çıkmıştık yola ve önümüzde yaklaşık 25 km. vardı.
5 dakika sonra ambulans, arkasından itfaiye aracı boş otobanda geri dönüp önümüzden geçti.Hem de tek yön olan 3 şeritli otobanda ,gidiş istikametinin ters yönünde.
Onbeş dakika kadar burada bekledik.Bir heyecan sardı hepimizi.Acaba uçağa yetişebilecekmiyiz diye.Havalimanı gidiş yolu olduğu için belli ki tüm yolcuların acelesi vardı,fakat bir Allah’ın kulu arabasından inip polisle ‘ne oldu,niye bekliyoruz,uçağı kaçıracağız’ v.b gibisinden diyaloğa girmiyordu.Uluslararası havalimanına giden farklı kültürde insanlarla polis arasında hiç bir zorlama olmadan oluşuveren iletişim empati...Polisle ,sürücüler arasında orkestra şefi ve orkestra üyeleri uyumu,ahengi evrensel bir müzik ezgisi oluşturmuştu sanki.
...En son ,kaza yapan araçları yüklenmiş vaziyetteki çekiciler ters yönde geri dönüp önümüzden geçtikten sonra ,polis yolu açarak otobana giriş izni verdi.Anladık ki , otobanda kaza olmuş,polis kaza mahalline itfaiye ve ambulansın ulaşımını sağlamak için ,havalimanına giden otobanın belli bir kısmını trafiğe kapatmıştı.Tüm yol boyunca ,bütün tali çıkışların başında birer polis memurunun olduğunu gördük.Kazaya gerekli müdahale yapıldıktan sonra sırasıyla ,kontrollü olarak tali çıkışlara yol veriyorlardı. Belli ki tüm bu çalışmalar'merkezden' merkezden koordine ediliyordu.
Yola koyulup Havalimanına giderken gözlerimiz kaza mahallini aradı.Sadece itfaiye tarafından yeni yıkanıp temizlendiği belli olan bir yer ve yolun sağ tarafındaki emniyet şeridi üzerine taşınmış kazadan arta kalan birkaç parça eşyanın yanında duran bir polis aracı vardı.
Sayın Halit Hayri Eriş,
Elin robot beyinli gavurlarına övücü cümleler sarfetmeyin lütfen... Hem kendi kendinizi ele veriyorsunuz... Avrupa diyorsunuz...
Ambulansın arkasındaki camdan bölüme dikkatlice baksaydınız aslında içerde hasta masta değil bir devlet yetkilisi ya da işadamı oldugunu görürdünüz.
Sayın Halit Hayri Eriş,
Elin robot beyinli gavurlarına övücü cümleler sarfetmeyin lütfen... Hem kendi kendinizi ele veriyorsunuz... Avrupa diyorsunuz...
Ambulansın arkasındaki camdan bölüme dikkatlice baksaydınız aslında içerde hasta masta değil bir devlet yetkilisi ya da işadamı oldugunu görürdünüz.
Sayın Fischer
Acaba bu adamlar bizi saf gördü de , kandırıyorlar mı diye,bir ara ambulansın camından içeri bakmak , benim de aklımdan geçmedi değil.
Sonra , hani olmazya (!) ,gene de bir ihtimal ; ya içerde gerçekten hasta varsa ve adam benim cama vantuz gibi yapışmış burun ve dudaklarımı görüpte “ yandım anam,Azrail mi geldi”? diye feryadı basar da milleti başımıza toplarsa diye düşünüp işi fiiliyata dökmekten vazgeçtim.
Baksanıza elin adamının ,vatandaşının canı ne kadar kıymetli. 'Korkuttun' deyip içeri filan tıkmaya kalkıverirler .Sanki memlekettekilerin suyu çıkmış.Gitte elin gavurunun mapuslarında çürü ondan sonra. Sahi , başımıza böyle bir olay gelse ; "Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi olma özelliğiyle" Hukuki Net'ten yardım istesek,acaba yardım eli uzanır mı oralara.Bu soruyu kime sormalı?Sitemizde 'Uluslararası hukuk arenasında söz sahibi hukukçuları tanımaktan onur duyarız.
Bunlar işin mizah tarafı tabii.
Aslında milliyetçilik duygularım kabardı. Yüzümü cama dayayıp ,paranoya izlenimi yaratmak istemedim.
Adamlar bilmez ,sonra topyekün hepimizi herşeyden şüphelenen,röntgenci (!) tiplemesine sokuverirler mazallah.
Gerçi bu gavurlar,Azrail’i de bilmezler ya.
Onların Teolojilerinde ölüm,günah ve şeytanla irtibatlandırılmış.
Yani onların Angelojisinde Ölüm Meleği’nin tanımı farklı .
Sadece ,ambulans sürücüsünün yüzüne bakıp,ifadesini incelemekle yetindim:
“Acaba içine şeytan girmiş mi”? diye.
Konu Halit Hayri Eriş tarafından (05-02-2010 Saat 13:13:58 ) de değiştirilmiştir.
Hukuk medeniyeti hukuk kültürü ile ilgili bir konu. Bunu hukukçular çok iyi anlasalar da vatandaşlar hukuki medeniyet konusunu emin olun biliyorlar....
genelde bu olaylarda tck 226/3'ten yargılama kararı çıkıyor. sizin başınıza gelen olayın oluş şekli nasıl bu içerik nerede nasıl paylaşılmış/ncmec'e...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Anneye devredilen malın satışını...
16-06-2024, 01:15:37 in Miras Hukuku