Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Allah kulları arasında ayrım yapar mı?
Anadilim Arapça olmadığına göre, doğumundan itibaren herhangi bir Arap, bu din işine neden benden bir adım önde başlıyor? "Bir gün herkes Arap olacak" mı demeli, "Arap olunmaz Arap doğulur" mu demeli?
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Bu forum döndü dolaştı gene ilgisiz yerlere geldi... Bu aslında kafamızın ne kadar karışık olduğunun bir göstergesi olduğu gibi kafayı karıştırmak isteyenlerin de olduğunun bir göstergesidir.
Forumun amacı ikinci sınıf bile olmayan kadının gelişimini haklarını eşitliğini vurgulamaktı doğal olarakta bir takım dini görüşlere ters düşeceği aşikardı. Forumun yazarı olarak konunun sadece bu alanda kalmasını isterdim ama ne cevşeni kaldı ne azanı ne başka bir şeyi... Neticede gördüğüm şudur ki dinimizden bihaberiz... Kulaktan dolma bilgilerle yada BİZE ÖĞRETİLMEK İSTENİLENLE yetinmişiz. Hatta çoğunluk dini işine geldiği gibi yorumlamış... Bu ne biçim iş diyince de dinsiz denmiş... Tıpkı bu forumda geldiğimiz noktada olduğu gibi... Zaten dini iyi bilsek suç cenneti bir ülkede yaşar mıyız? Yetim hakkını hevengiyle götüren dinci bir hükümet başta olur mu? Bu kadar çok tecavüz olur mu? Bu kadar çok ensest our mu? Git sor bu suçları işleyenlerin hepsi ''elhamdülillah müslüman....''
Bu forumda son bir kez ezana dönersek... Mavigece78 rumuzlu değerli üyenin yazılarına katılmak mümkün değil. Kur'an Ezan kargaşasında ki ezan ile Kur'an ın aynı olmadığını anlatmak bile olanaksız hale gelmiş...
Ezan hakkında ilk bilmemiz gereken EZAN ALLAHIN KELAMI DEĞİLDİR. Dolayısı ile hiç bir şekilde Kur'an ile örnekleme yapılamaz.. Kaldı ki Kur'an hakkında dediği ''burda zaten kimse kimseyi zorla arapça diye dayatma yapmıyor, istediğinniz yerden türkçe mealini alıp okuyabilirsiniz, ancak !! hiç bir türkçe meal ile kur'an ı anlayamazsınız, çünkü, kur'an tıpkı şifre gibidir, anlamları harflerde gizlidir, harflerin okunuşunda gizlidir, Kur'an arapça olarak inmiştir, tam olarak anlamak için arap olmak veya arapça bilmek de yeterli değildir,
Kur'an ı anlayabilmek için tam olarak yaşamak hissetmek gerekir, aksi halde tartışmak, saçma sapan konuşmaktan ileri olmayacaktır,'' sözcükler de aslında anlamsız ve saygısız...Yanlış anlaşılmasın saygısızlık bana yada site üyelerine değil... Hiç farkına varmadan bizzat Allah'a... Kur'an ın ruhu Allah'ın insanlara son bir peygamber göndererek yaptığı uyarı ve düzenlemedir. Ve arkadaşımızın dediğini doğru kabul edersek Allah bunu kimsenin anlayamayacağı bir şekilde yapmış... Anlayacağımız şekilde örneklersek 3 yaşında ki çocuğa anatomi sınavına sokmak gibi... Yahu daha yazmasını okumasını bilmiyor.... İşin aslı şudur ki Kur'an Cin Ali kitaplarından daha anlaşılabilir bir kelam içerir.... İçermelidir... Çünkü Allah göndermiş kullarını uyarmış düzeltmiş bir nevi talimat vermiştir... EEE kimse anlamıyor ne olacak ? Bu olamayacağına göre bu sözcükler dizini anlamsızdır... Kendimize sormamız gereken soru aslında şudur. Acaba Allah İslam Peygamberi olarak bir Eskimo ya da bir kızılderili ya da Yeni Gineli veya Norveçli gönderseydi Kur'an Arapça mı olacaktı yine ? Bu sorunun yanıtı evet ise mavigece78 in yazıları tamamen doğrudur. Ama aklı başında hiçbirkişi bu soruya evet diyemez... Yahu Kur'an ın indiği yer Arabistan... Halk arapça biliyor çoğu yazamıyor bile... Nece inecekti ? Flemenkçe inse islam peygamberi bile anlamayacaktı... Hiç olur mu böyle şey ... Ama islam genişledi yayıldı... Başka başka yerlerde başka başka dilleri konuşan renkleri kültürleri farklı insanlar islam olmaya başladı... Ve bu gelişme arapça olarak olmadı... 1050 yıllarında Uygur Türkçesiyle Göktürk Türkçesiyle Türklere anlatıldı... Türk inancı oldukça yakın bir inançtı buna rağmen çok kanlı bir geçiş oldu.... Bazılarının dediği gibi Türkler Öbek Öbek müslüman olmadı ama öbek öbek katledildi arp akıncılarca... Neyse konumuz bu değil...
Ezan İslamiyet doğduktan seneler sonra bir Çağrı ihtiyacı olarak ortaya çıkan bir olgudur. Yani Kur'an la ilgisi yoktur... yobaz sitelerde doğuşuyla ilgili olarak çok sık yazılan
''Abdullah bin Zeyd bir rüya gördü.
Rüyasında iki kişi gökten inip abdest aldılar. Biri ezan okudu ve kamet getirdi. Diğeri de, imam oldu. Namaz kıldılar. Ondan sonra da göğe yükselip gittiler.
Abdullah bin Zeyd ertesi sabah, peygamber efendimize rüyasını anlattı, cemaatı ile oturan Peygamberimiz buyurdu ki; O gördüğün melek ne dedi?
“O melek, iki elini kulağına koyup: “Allahu Ekber,Allahu Ekber,Allahu Ekber,Allahu Ekber
Eşhedü en la İlahe İllallah,Eşhedü en la İlahe İllallah,Eşhedü en ne Muhammenden
Resulullah eşhedü en ne Muhammenden Resulullah,Hayyealessalah. Hayyealelfelah,
Hayyealelfelah, Allahu Ekber, Alla hu Ekber La İlahe İllallah… diye tarif etti.
O sırada gelen Hz. Ömer de bir rüya gördüğünü söyleyip rüyasını anlatınca, onun da aynı sözleri tekrar ettiğini gördüler. Ashabdan birkaç kişi daha gelip, gördükleri rüyayı anlatınca, hepsinin aynı rüyayı gördükleri anlaşıldı.
Peygamber Efendimiz “ O ezan okuyan kardeşim Cebrail’dir. Namazın vakitlerini öğretti. Diğeri de, Mikail’dir,imam olup namaz kıldılar buyurdu. ''
safsatasıyla ilgisi yoktur. Bu tamamen uydurma ve kandırmacadır... Gerçek islamda bunu reddeder....
Ezan Medinede Bugün Mescid olan yerde islamların toplanması ve Hz. Hamza Hz.Ömer ve islam peygamberininde bulunduğu bir ortamda müslümanlara namaz vaktini nasıl duyursak konuşmasıyla ortaya çıkmıştır. İlk Öneri ''Çan çalmaktır'' ancak bu hristiyan diye kabul görmemiştir.. İkinci Öneri ''borzandır'' bu da ''yahudilere has'' olduğundan kabul görmemiştir. Üçüncü öneri ''davul çalmaktır'' (Belki de ramazan aylarında uyandırmak için bundan dolayı davul çalınır) Ancak bunada Hz. Hamza '' davul arap geleneği ama savaşı çağrıştırıyor'' diye karşı çıkmıştır...Ve en sonunda 'insan sesine'' karar vermişlerdir. İslam Peygamberide Bilal i ilk ezanı okumakla görevlendirmiştir... Açık ve net anlaşılan şudur ki... Ezan Kur'an kelamı değil Arap toplantısı sonucu alınan bir karardır. Kur'an la tek benzerliği ilk kabul edildiği yerin Araplarla dolu olan Arapça konuşulan bir yerde olmasından dolayı Arapça olmasıdır... O zaman için sadece araplarla sınırlı ufak bir din için çok iyi bir seçim olduğu kuşkusuzdur... Ancak günümüz islamında bu çok tartışılabilir...
Abbas Beyin demogojik yaklaşımı ile ''Diyarbakır'da Kürçe, Urfa'nın Akçakale ilçesinde Arapça, Çankaya'da öztürkçe, Konya'da Türkeç, Hatay'da hem Türkçe hem Arapçça okunması gerekmez mi?'' sorusu da yukarda ki gerçeği örtbas etme çabasıdır. İngiltere'de hangi dilde okunması gerektiğini sormuş... İlginç bir soru... Kendileride çok iyi bilir ki İngiltere dahil bir çok Avrupa ülkesinde özel günlerde yerel yönetimlerden izin alınmadıkça ezan okunmaz... yasaktır... İşin daha komiği dünyanın üçüncü büyük islam Nüfusunu barındıran Hindistan da üç bölge hariç ezan gene okunmaz.... Okunan yerde de Urdu ca okunur ki... Arapça değildir... Eğer konyada Türkeç çe konuşan ,Hatay da Arapça konuşan, Diyarbakırda Kürtçe konuşan, Çankayada Öztürkçe konuşan (Ne demekse!!) kişiler Türkçe anlamıyorsa ecet kendi dillerinde okunsun ezan... yeterki anlasınlar... Her türlü abuk açılıma destek veren sizler bu konuda neden bu kadar rijitsiniz ?
Kur'an a Allah kelamı kabul edildiğinden bir şey denemez. En azından İslamlar diyemez... Amma Ezanın Kur'an la ilgisi yoktur çağrıdır sadece namaza çağrı... Ve anladığım odur ki Medinede toplanan Araplar İnsan sesi olmasında karar vererek yanlış yapmışlardır. Her ne kadar ezan sesi bende de alışkanlık yapmışsa da bu gerçek değişmez... Dünyanın geoid olduğu gibi... Belkide bu yüzden Hristiyanlar yahudiler kavram kargaşası olmasın tartışma çıkmasın diye evrensel sesleri seçmişlerdir.. Lokal le sınırlı kalmak islama ayıptır ayıp...
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Türkiye'de dindarlık araştırması
“Türkiye'de Dindarlık: Uluslararası Bir Karşılaştırma” araştırmasının sonuçları açıklandı. İlginç sonuçlara ulaşılan araştırmanın en çarpıcı yanlarından biri, “devlet memuru kadınlar isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli” diyenlerin oranı 1999 yılında yüzde 74 iken, bu oranın bu yıl yüzde 69'a, “Üniversite öğrencisi kızların isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli” diyenlerin oranının da 1999 yılında yüzde 76 iken 2009'da yüzde 70'e indiği sonucu oldu.
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, 2008-2009 yıllarını kapsayan ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılarak, örnekleme yöntemiyle bin 453 denekle, 53 ilde gerçekleştirdikleri araştırmanın sonuçlarına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Çarkoğlu, ISSP'nin uluslararası konjonktürde dindarlığın araştırılması amacıyla 43 ülkede de aynı soruları yönettiğini kaydetti.
Araştırma yapılan birçok ülkedeki verilerin raporlanması sürecinin henüz tamamlanmadığını belirten Çarkoğlu, bu nedenle Türkiye'deki veri sonuçlarının ISSP'nin 1998 yılında aynı konuda yaptığı dünya sonuçlarıyla kıyaslamasının yapıldığını ifade etti.
Hazırlanan rapora göre, deneklerin yüzde 82'si “Allah var olduğu için hayatın anlamı olduğuna”, yüzde 28'i “hayatın akışını kendisinin değiştirebileceğine” inandığını bildirirken, yüzde 50'lik bir grup ise “hayatı değiştirebilmek için yapabileceğimiz çok az şey vardır” görüşüne katılıyor.
Çarkoğlu, bu sonucun kadercilik veya metafizik güçler tarafından belirlenen bir hayat algısının toplumda yaygın olarak paylaşıldığı izlenimini ortaya koyduğunu ifade etti.
ALLAH'A İNANÇ
Katılımcıların yüzde 95'i Allah'a olan inancını küçük yaşta edindiğini bildirdi. Allah'ın tasavvuru hakkındaki inanç incelemesinde ise “Allah tasavvurunun, baskıcı, cezalandıran, yargılayıcı ve otoriter bir babadan çok sevecen, destekleyen, esirgeyen, hayatı kolaylaştırmaya destek veren bir baba imajına daha yakın” değerlendirmesi öne çıktı.
Anket sorularını yanıtlayanlardan, “bilimin insanlığa yararlı olup olmadığı ve dine olan inancı aşındırıp aşındırmadığı”na ilişkin soruya da yüzde 50 oranında bir kesim bilimin yararlı olduğunu düşünüyor.
Bir diğer sonuca göre de katılımcıların yüzde 89'u “kendi inanışlarında olmayan dinlere saygı gösterilmesi” gerektiği görüşünde. Ancak, “Sizden farklı bir dine mensup olan veya hakkındaki görüşleri sizden farklı olan birisinin seçimlerde oy vermeyi düşündüğünüz siyasi partiden aday olmasını kabul eder miydiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 37'si, “kesinlikle kabul etmem”, yüzde 23'ü “kesinlikle kabul ederim” yanıtını verdi.
“Bu kişilerin kamuya açık toplantılar düzenleyerek görüşlerini açıklamalarına izin verilmeli mi?” şeklindeki soruya karşılık olarak da yüzde 36 “Hayır kesinlikle verilmemeli”, yüzde 11 oranınında da “Mutlaka verilmeli” yanıtı alındı.
CEMAATLERİN GÜCÜ
Prof. Dr. Çarkoğlu, bu cevapların, Türkiye'de farklı dinlere saygı gösterilmesi ifadesinin kabul edilmekle birlikte, uygulamada bu kişilerin kitap yazıp yayınlamalarına veya fikirlerini açıklamalarına sıcak bakılmadığı gibi bir durumu ortaya koyduğunu ifade etti.
Deneklerin yüzde 44'ü “cemaatlerin gücünün çok olduğu”, yüzde 28'i “olması gerektiği kadar olduğu” ve yüzde 18'i de “olması gerektiğinden az olduğu” görüşünü savunuyor.
Bu arada, “tek bir dinin gerçek olduğuna inananların oranı” araştırmada yüzde 57 olarak görülürken, deneklerin yüzde 34'ü “birçok dinde temel doğrular mevcuttur”, yüzde 6'lik bölüm ise “herhangi bir dinin öğretilerinde çok az gerçek payı vardır” görüşünde.
YATIR ZİYARETLERİ
Katılımcıların yüzde 41'i türbe, yatır gibi dinen kutsal kabul edilen yerleri yılda en az bir kere ziyaret ediyor, yüzde 36'lık bir kesim hayatı boyunca türbe veya yatır ziyareti yapmamış.
Araştırmaya katılanların yüzde 80'i dua ettiğini beyan ederken, dua etme nedenleri arasında yüzde 97 ile “felaketten korunmak” ön plana çıkıyor. Denekler bunun yanı sıra 'iyi bir eş bulup evlenmek”, “bir sınavda başarılı olmak” ve “taraftarı olduğu futbol takımının kazanması” gibi nedenlerle de dua ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 90'ı Müslümanlara hoşgörüyle yaklaşırken, bu oran Hristiyanlara karşı yüzde 29, Budistlere yüzde 18,7, Hindulara yüzde 19,4 ve Musevilere ise yüzde 21,9 düzeyinde. Prof. Dr. Çarkoğlu, “bu durumun Müslümanlar dışındaki dinlere ve inanmayanlara karşı karşı büyük bir olumsuz görüş ortamı bulunduğu sonucunu çıkarttığını, Türkiye'de sık sık ifade edilen din ve vicdan özgürlüğüne karşı saygı ve tarihten gelen dini hoşgörü savlarını doğrulamaktan uzak bir görüntü çizdiği” görüşünü aktardı.
Araştırmanın bir diğer sonucuna göre, katılımcıların yüzde 35'i nazara inanırken, yüzde 10'luk bir kesim ise faal, büyü, yıldızlarının konumunu gibi
şeylerin insanın geleceğini tayin ettiği görüşünde.
Katılımcılar, “Dini ilkelerinize uymayan bir kanunun Meclis tarafından kabul edilmesi durumunda nasıl davranırdınız?” şeklindeki soruya da yüzde 35 oranında “kesinlikle kendi dini ilkelerime uygun davranmaya devam ederim”, yüzde 32 oranında “muhtemelen kendi dini ilkelerime uygun davranmaya devam ederim”, yüzde 13 oranında ise “Kesinlikle kanuna uyarım” yanıtını verdiler.
TÜRBAN ARAŞTIRMA SONUÇLARI
Türban yasağına ilişkin olarak 1999-2009 yılı arasındaki görüşlere de yer verilen araştırma sonuç raporunda, “devlet memuru kadınlar isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli” diyenlerin oranı 1999 yılında yüzde 74 iken, bu oranın bu yıl yüzde 69'a gerilediğine yer verildi. Raporda, “Üniversite öğrencisi kızların isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli” diyenlerin oranının da 1999 yılında yüzde 76 iken 2009'da yüzde 70'e indiği ifade edildi.
'İnsanlar Müslümanlığın gereği olan ibadetlerini serbestçe yerine getirebiliyor mu?” şeklindeki soruya 1999 yılında 'evet' diyenlerin oranı yüzde 65'ten 2009 yılında yüzde 78'e çıkarken, 'Hayır' diyenlerin oranı ise yüzde 31'den yüzde 19'a geriledi.
“Türkiye'de dindar insanlara baskı yapılıyor mu?” sorusuna da 1999 yılında yüzde 50 'Hayır' diyenlerin oranı 2009 yılında yüzde 71'e, 'evet' diyenlerin oranı da yüzde 45'ten yüzde 24'e indi.
“Laik kesimden insanlar hayatlarını serbestçe yaşıyor mu?” sorusuna karşılık olarak da 2006 yılında yüzde 79 olan 'evet' oranı, 2009 yılında yüzde 86'ya çıkarken, “bugün Türkiye'de laik kesimden insanlara baskı yapılıyor mu?” sorusuna verilen yüzde 83 'Hayır' cevabı yüzde 87'e çıkarken, 'Evet' yanıtı da yüzde 8'den 9'a yükseldi.
Araştırma sonucuna göre, “dindar kesime yapılan baskılar” arasında “Türban dayatması” ve “ibadet özgürlüğünün engellenmesi” ön plana çıkarken, “laikler üzerindeki baskı” da ise “ibadet baskısı” ve “ifade özgürlüğünün engellenmesi” dikkat çekiyor.
Türkiye'de “şeriat düzeni” isteyenlerin oranı ise 1999 yılında yüzde 26'lar düzeyinde iken bugün bu oran yüzde 10'lara düştü.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Türkiye'deki verilerin Şili, İrlanda, Filipinler, Slovakya gibi Katolik ağırlıklı nüfusa sahip olan ülkeler ile Rusya, Güney Kıbrıs gibi Ortodoks, Hristiyan nüfusa sahip ülkelerle büyük benzerlik gösterdiğini kaydetti.
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Hakkında ihraç talebi bulunan Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran'ın istifasıyla AKP'nin Meclis'teki milletvekili sayısı 337'ye düştü. Bağımsız milletvekili sayısı ise 11 oldu.
Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran'ın istifasıyla Meclis'teki son sandalye dağılımı şöyle oldu:
AKP: 337
CHP: 97
MHP: 69
Barış ve Demokrasi Partisi: 20
Bağımsız milletvekili :11
DSP: 8
Demokrat Parti: 1
Türkiye Partisi 1
Toplam: 544
Eczacıların başına gelenleri biliyorsunuz. İlaçlar marketlerde satılacak. Hukukcular olarak bazı güruhu kızdırırsanız, barolar kapanacak, terziler avukatlık yapacak diye kanunda çıkartabilirler)))
“Helal ürün” sektörü böylesine hızla büyürken, “kadın”ı da ihmal edemezdi... Çünkü kadın, tüm dünyada üreticilerin en çok sevdiği “tüketici” tipiydi... Doğal olarak güzellik malzemelerine yöneldiler:
Giyimi unutmadılar elbette: Dünyanın ve Türkiye’nin en popüler mankenlerini kullanarak “tesettür modası” yarattılar...
Oyuncak sektörüne girdiler, Barbie bebek yerine dua okuyan türbanlı bebeği ürettiler:
“Sağ elini sık İhlas Suresi’ni, sol elini sık Sübhaneke’yi, göğsüne bastır Fatiha’yı, sol ayağını sık Türkçe ilahi okusun... Sağ ayağını sık dua etsin...”
***
Helal üniversiteleri, helal şarkıları, helal şiir kasetlerini, helal kitapları zaten biliyorsunuz:
Helal elektronikten ve helal bilgisayardan birkaç örnek de ben vereyim:
“Ev Tipi Küçük Boy Ezan Okuyan Dijital İmsakiye, Nurkart Sesli Risale-i Nur ve Kuran-ı Kerim Kartı, Charston Kia 100 (Sesli) Elektronik Kur’an-ı Kerim Öğretmeni, Kur’an MP4, nur kalem, Cep Nur Dijital Risale-i Nur Külliyatı...”
***
Alkollü bira reklamı yasaklanınca, alkolsüz birayı piyasa sürmüşlerdi.
Şimdi duyduk ki “helal şarap” da üretmişler...
Şarap eksik kalsaydı, öleceklerdi sanki!
***
Ve en sonunda devlet büyüğümüzün camiye yetişememesi üzerine dün 12.25’te okunması gereken ezan Eyüp Camii’nde 12.40’ta okundu...
Böylece “alternatif ezan” saatini bile buldular, ezanı 15 dakika geciktirdiler:
Bunun adı da, helal gecikme!
***
Hepsine eyvallah da...
Acaba “cennet”in de taklidini ya da sahtesini yapabilecekler mi?
“Helal ürün” sektörü böylesine hızla büyürken, “kadın”ı da ihmal edemezdi... Çünkü kadın, tüm dünyada üreticilerin en çok sevdiği “tüketici” tipiydi... Doğal olarak güzellik malzemelerine yöneldiler:
Giyimi unutmadılar elbette: Dünyanın ve Türkiye’nin en popüler mankenlerini kullanarak “tesettür modası” yarattılar...
Oyuncak sektörüne girdiler, Barbie bebek yerine dua okuyan türbanlı bebeği ürettiler:
“Sağ elini sık İhlas Suresi’ni, sol elini sık Sübhaneke’yi, göğsüne bastır Fatiha’yı, sol ayağını sık Türkçe ilahi okusun... Sağ ayağını sık dua etsin...”
***
Helal üniversiteleri, helal şarkıları, helal şiir kasetlerini, helal kitapları zaten biliyorsunuz:
Helal elektronikten ve helal bilgisayardan birkaç örnek de ben vereyim:
“Ev Tipi Küçük Boy Ezan Okuyan Dijital İmsakiye, Nurkart Sesli Risale-i Nur ve Kuran-ı Kerim Kartı, Charston Kia 100 (Sesli) Elektronik Kur’an-ı Kerim Öğretmeni, Kur’an MP4, nur kalem, Cep Nur Dijital Risale-i Nur Külliyatı...”
***
Alkollü bira reklamı yasaklanınca, alkolsüz birayı piyasa sürmüşlerdi.
Şimdi duyduk ki “helal şarap” da üretmişler...
Şarap eksik kalsaydı, öleceklerdi sanki!
***
Ve en sonunda devlet büyüğümüzün camiye yetişememesi üzerine dün 12.25’te okunması gereken ezan Eyüp Camii’nde 12.40’ta okundu...
Böylece “alternatif ezan” saatini bile buldular, ezanı 15 dakika geciktirdiler:
Bunun adı da, helal gecikme!
***
Hepsine eyvallah da...
Acaba “cennet”in de taklidini ya da sahtesini yapabilecekler mi?
13-02-2010 VATAN. G.Z.T Mustafa Mutlu
Ayıptır yahu! Belli hayatında hiç cuma namazı kılmamışsın bari iftira etmeden önce bir bak araştır. Cuma namazında bir dış ezan bir iç ezan okunur. Gazeteye haber olan işte o iç ezandır. (Ha bu arada iç ezan da dışarıdan duyulur. Sadece ismi iç ezan)
Helal ürünlere gelince; bu bir ticarettir. Yediğinin helal olup olmadığını bilmek isteyen tüketici varsa bunu bildiren üreticinin olması da garip gelmemelidir. Bunda rahatsız eden nedir? Almazsın helal olur biter. Kimse seni zorlamıyor ki.
Oyuncaklara bile kafayı takmışsın. Hani dindarlar gericiydi, teknolojiyi kullanmaya başladılar zoruna mı gitti? Ama tabi, başörtüyü takan hizmetçi olduğu müddetçe, sakalı bırakan kapıcı olduğu müddetçe sorun değil. Ama doktor olunca, avukat olunca durdurmak lazım değil mi. Haydi kızlar okula diye halktan paraları toplayıp sonra okula gelen kızları ama senin siyasi simgen var, ve bu simge benim siyasimi ifade etmiyor sen okuyamazsın diye okullara almazlar.
Çakma demokrat tavrıdır bu; benim gibi düşünüyorsan her şey serbest, ama farklı düşünüyorsan, farklı inanıyorsan, farklı yaşıyorsan yok arkadaş. Gücüm yetiyorsa darbe yaparım, olmadı tahkir ederim, o da çok sırıtıyorsa alay ederim.
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
henien rumuzlu üyeden alıntı
Ayıptır yahu! Belli hayatında hiç cuma namazı kılmamışsın bari iftira etmeden önce bir bak araştır. Cuma namazında bir dış ezan bir iç ezan okunur. Gazeteye haber olan işte o iç ezandır. (Ha bu arada iç ezan da dışarıdan duyulur. Sadece ismi iç ezan)
Helal ürünlere gelince; bu bir ticarettir. Yediğinin helal olup olmadığını bilmek isteyen tüketici varsa bunu bildiren üreticinin olması da garip gelmemelidir. Bunda rahatsız eden nedir? Almazsın helal olur biter. Kimse seni zorlamıyor ki.
Oyuncaklara bile kafayı takmışsın. Hani dindarlar gericiydi, teknolojiyi kullanmaya başladılar zoruna mı gitti? Ama tabi, başörtüyü takan hizmetçi olduğu müddetçe, sakalı bırakan kapıcı olduğu müddetçe sorun değil. Ama doktor olunca, avukat olunca durdurmak lazım değil mi. Haydi kızlar okula diye halktan paraları toplayıp sonra okula gelen kızları ama senin siyasi simgen var, ve bu simge benim siyasimi ifade etmiyor sen okuyamazsın diye okullara almazlar.
Çakma demokrat tavrıdır bu; benim gibi düşünüyorsan her şey serbest, ama farklı düşünüyorsan, farklı inanıyorsan, farklı yaşıyorsan yok arkadaş. Gücüm yetiyorsa darbe yaparım, olmadı tahkir ederim, o da çok sırıtıyorsa alay ederim.
Sayın henien yorumunuza tamamen katılmakla birlikte teşekkür ediyorum...
Sözün bitmesi gereken yer burası olmalı...
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Daha önce de yazdım yine yazayım.
Türban özgürlük değildir. Hem yasak hem özgürlük aynı anda olmaz. Bir yandan, başını örtmeyi mecbur tutacaksın zira bu size göre bir emirdir. Bir yandan da, bu yasağı özgürlük diye yutturacaksın Yok öyle.
Türbanın serbest olduğu tek müslüman çoğunluğa sahip ülke Türkiye'dir. hadi gidin bakalım Mısır'da, Arabistan'da, İran'da, Afganistan'da türban takın.
Takamazsınız zira çarşaf giymek zorundasınız.
Bu arada, sözü geçen ezanın iç ezan olduğunu nerden çıkardınız. Farzedelim ki iç ezandı. İç ezan ne zaman okunur. Vakit ezanı okunduktan sonra, 4 rekat sünnet kılınır ve ezan okunur. Hiç namaz kılmadığın belli. 4 rekat sünnet 15 dakika sürer mi? Öyle olsa ikindi vakti, cuma namazı bitmezdi.
,
turk turbanli hikaye,
türk türban bayan hikaye sekiz,
hayvan pornnsu,
https:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage53,
yunan pornnsu,
am sikken turbanll kadln,
cuce kiz pornnsu,
turk turbanli kadnlarla,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage11,
yandik biz pornnsu indir,
ilknur pronsu,
Nesrini pornnsu,
ALMAN PORNNSU INDIR,
asker pornnsu indir,
rus.pornnsu.indir,
hamile pornnsu,
turk turbsnll sm resim 17lik,
turbanll,
amerikan pornnsu,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage33,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage58
Bu iktidarın liderinin de yani RTE nin de mezun olduğu okulların zihniyetini işte böyle yansıtoyorlar. Amaçları bunu dimek bunu zorlamak sonra normal...
Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
İstinaf kararı hakkında
10-05-2025, 01:23:51 in Miras Hukuku