Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Konuyu düz bir mantıkla ve kendinize ait acaip bir saptrıma ile öyle bir izah etmeye kalkışmışsınız ki, sanki bizler Kurtuluş Savaşı hakkında bir şey bilmiyoruz, dış dünyadan kimlerin ne şekilde katkısı olduğundan habersiziz.
Taha Akyol'un yazdıkları doğrudur ve ilk defa yazılan şeyler değildir. Bir çok tarihçi tarafından da yazılan, kabul edilen ve bilinen şeylerdir. Cephede savaşmakla diplomasiyi tamamen birbirine karıştırmış durumdasınız.
Yunanlıların arkasında İngiliz desteği olduğunu bilmeyen mi var? Bunu inkar eden mi var? Ama Kurtuluş Savaşı sürecinde Mustafa Kemal'in bir İngiltere politikası yok mu? Bu konudaki diplomasiden soyut iddialar ileri sürüyorsunuz. Mustafa Kemal'in nasıl bir Sovyetler politikası varsa, bir de İngiltere politikası vardır. Sovyetlerle de hem yardım sağalamak ve hem de cepheyi genişletmemek için dostluk politikası izlemiş, ama mesclis gizli oturumunda (şimdi gizli oturuma karşı çıkanlar var) Sovyetlerin desteğindeki Türk komünisler hakkında ağır sözler söylemiştir.
Gerek ateş kes (Mudanya) ve gerekse daha sonraki (Lozan) anlaşmalarında diğer devletlerin de bulunmasının sebebine gelince... Siz de biliyorsunuz ki, Kurtuluş Savaşı Osmanlı'nın gerileme, çökme ve parçalanma sürecinin sonunda olan bir savaştır. Bir imparatorluk dağılmıştır ve bu sürecin sonunda bir çok ülke bu konuya müdahil olmuştur. Hatta son zamanlarda bazan gündeme getirilen bir konu var; "Lozan'ı ABD neden hala imzalamadı" diye.. Lozan Barışı'nın ABD ile ne ilgisi var denilebilir. Ama imparatorluğun tasfiye sürecine bir çok ülke müdahil olmuştur.
Atatürk'ün yer ve zamana göre, değişen koşullara göre birbirine yüzde yüz zıtmış gibi görünen konuşmaları var. Bunları sizler de biliyor olmalısınız. Bu nedenle de Atatürk'ün konuşmalarını değerlendirirken hangi tarihte hangi koşullarda söylendiğine bakmadan değerlendirmek yanlıştır, sözlerdeki çelişkiyi o zaman izah etmekte zorlanırsınız.
Bu nedenle de Atatürk'ün ağzından çıkmış her sözü bir dine iman edermiş gibi algılamanın sağlıklı bir algılama olmadığı kanısındayım.
Üstadım demogojide kendinide aştın...
Taha beyin yazısını okuyan bir kişi kurtuluş savaşında İngiltere ile de savaştığımızı asıl ağa babasının İngiltere olduğunu anlamaz; tam tersine Yunanlılarla savaşıp İngiltereye şirin gözükmeye çalıştığımızı algılar. Ve yazının amacıda odur.
Elbette diplomasi gereklidir diplomatik çözüm aleyhinize değilse her türlü savaştan çok daha iyidir. ATATÜRK'ün üstün bir diplomasi uyguladığıda bilinen bir gerçektir. Kurtuluş Savaşı bitip her türlü barış anlaşması imzalandıktan sonra elbetteki savaş şartları koşullarında konuşmalar sürtüşmeler didişmeler beklenemezdi. İstenilen koşulda anlaşma imzalandıktan sonra savaşın yaralarını süratle sarmak barış ortamını tesis etmek en önemli görevdi. Boğazlar sorununun da aşılmasından sonra Atatürk ün İngiltereyle yakın ilişki kurmasından doğal ne olabilir ki ? Uygar ve aydın bir insan o anla değil geleceği planlayabilen ona göre öngörümler yapan insandır. Atatürk ün 1930 lu yıllarda İngiltere ye ''vay siz Çanakkalede 58 bin askerimizi şehit ettiniz...'' diye kin tutması düşünülemezdi bile. Ülkeler böyle yönetilmez. Sanırım sizi şimdiki iktidar şaşırttı.
Dünyanın soykırımcı dediği adama ''müslüman soykırım işlemez'' diyebilecek kadar dinci olan iktidara baka baka Atatürk e hiç benzemeyen yönlerinin şaşkınlığı içinde gördüm sizi... Bugünkü iktidara göre Menemen olayını yani Kubilay Asteğmenin şehit edilmesi olayınıda ergenekon yapmış, emrinide ''ıslak''imza ile Allbay Dursun çiçek verdi... Ama gerçekler öyle değil ne yazıkki...
''Yunanlıların arkasında İngiliz desteği olduğunu bilmeyen mi var '' demişsiniz. Yok mu? Çanakkale savaşında Türkiye'nin başında Kenan Evren var diyen ve rütbesinide onbaşıya indiren bir çok kişi gördüm.... Çanakkale yi Karsın altında sanan bile tonla var... İşin garibi Ruslarla ABD arasında oldu diyende... Mısır piramitlerinin Türkiye'den çalındığı haberine ''tarihimize sahip çıkmalıyız'' diyen tarih öğretmenini gördüm ben... Kurtuluş Savaşının safhalarını bırakın tarihini bilmeyen bir çok üniversite öğrencisi biliyorum... Nutuğun ne anlattığını bilmeyen ise maalesef milyonlar var... Nutuk yerine deprem yönetmeliğini kabul edenlerde var maalesef... plakası da 0002....
Onun için ince diplomasiyi boş verip baştan gerçeği görmekte yarar var... BU ÜLKEYİ YOKTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VAR ETTİ.... HEMDE YEDİ DÜVELLE SAVAŞARAK...
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Meksika nerede bilir misiniz ? ABD nin altında Guantemala nın üstünde yada bakış açısına göre tersi yada yandan bakıyorsanız aynı boylamda neredeyse yanyana.. Neyse özetle buralardan çok uzakta hemde çok... Meksikayla ciddi bir ilişkimiz ticaretimiz var mı bilemem çokta ilgimi çeken konular değil açıkçası.. İlgimi durduk yere oraya giden RTE ye Meksika Cumhurbaşka'nının dediği sözlerdi... Yarım yamalak dinlemiş çok hoşuma gitmişti bir yerde de tam okuyunca ahanda dedim tam burasının maddesi...
Meksika Cumhurbaşkanı diyor ki karşılama töreninde :
'' İki ülke arasında diplomatik ilişkiler 1928 yılında başlamıştır . O dönemde benim ülkem, bugünkü çağdaş Meksika’nın temellerinin atıldığı bir devrim sürecini tamamlarken, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki genç Türkiye Cumhuriyeti de kendisine kimlik ve gelecek sağlayan çağdaş özelliklerle yeniden doğuyordu.”
RTE boş boş baktı tabiiki ilk olarak tek anladığı Mustafa kemal ATATÜRK olmuştur. tercüme yapılana kadar.. Ama o bir kaç saniyelik boş boş bakarkenki gözlerin anlattığı çok güzeldi...
''Atatürk’ten ne kadar kaçmaya çalışırlarsam çalışayım, O nu yok etmek için ne yaparsam yapayım Atatürk beni Meksika’da bile buluyor!”
Bu daha iyi günün RTE daha bunun ötesi var... Meksika'da yakalanmışsın çok mu?
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Sayın commodore sizin alıntıladığınız yazıdaki Av.Abbas Bilgili'nin yazdıkları ile ona verdiğiniz cevap arasında illiyet bağı göremedim. Atatürk'ün siyaset yaptığını söylüyorsanız zaten Abbas bey de aynı şeyi söylüyor.
Atatürk'ün "yurtta sulh, cihanda sulh" kısmındaki cihanda sözü boşuna söylenmemiştir. Savaşların sadece cephede kazanılmayacağını Atatürk de son derece iyi biliyordu.
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
admin rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore sizin alıntıladığınız yazıdaki Av.Abbas Bilgili'nin yazdıkları ile ona verdiğiniz cevap arasında illiyet bağı göremedim. Atatürk'ün siyaset yaptığını söylüyorsanız zaten Abbas bey de aynı şeyi söylüyor.
Atatürk'ün "yurtta sulh, cihanda sulh" kısmındaki cihanda sözü boşuna söylenmemiştir. Savaşların sadece cephede kazanılmayacağını Atatürk de son derece iyi biliyordu.
Sayın Abbas Bilgili'ye verdiğim yanıt üç üsteki yanıttır. Meksika yazısının onunla bir ilgisi bulunmamaktadır. Akıp giden zaman içerisinde beklemek yersizdir diye düşünüyorum.
Amma üç üsteki yazıyla ilgili ise yazdığınız Taha Akyol Un yazısına olan eleştirimdir. İlliyet i nasıl kuramadınız anlayamadım. Taha Akyol açık ve net KURTULUŞ SAVAŞININ YUNANA KARŞI YAPILDIĞINI BU ARADA İNGİLTERE Yİ KIZDIRMAMAYA ÖZEN GÖSTERİLDİĞİNİ belirtmiş.... Kuramadığınız illiyette ise ben KURTULUŞ SAVAŞININ AĞABABASININ İNGİLTERE OLDUĞUNU YUNAN IN BİR PİYON OLDUĞUNU DOLAYISI İLE İNGİLTEREYİ KIZDIRMAMA DİYE BİR DURUMUN OLAMAYACAĞINI ASIL SAVAŞIN ONLARLA OLDUĞUNU belirttim.
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Daha önceki bölümlerde, sayın commodore1tr ile konuyu tartışırken, Taha Akyol'un daha önce alıntıladığım yazısında, kurtuluş savaşında Yunanlıların arkasında İngilizlerin olduğu gereçeğini Taha Akyol'un gizlediği iddia edilmişti. Ben de Atatürk'ün bir İngiltere politikası olduğunu iddia etmiştim. Taha Akyol, sanki bizim tartışmamızı görmüş gibi, 15.01.2010 tarihli Milliyet'te "Göz görüyor, okumak gereksiz!" başlıklı yazısında İngilizlerin konu ile ilgisini yazmış. Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere, Taha Akyol'un milli mücadeleyi küçümsemek ve Yunanlıların arkasında İngilizlerin olduğunu gizlemek gibi bir niyetinin olmadığı çok açık.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Taha beyin yazısını okuyan bir kişi kurtuluş savaşında İngiltere ile de savaştığımızı asıl ağa babasının İngiltere olduğunu anlamaz; tam tersine Yunanlılarla savaşıp İngiltereye şirin gözükmeye çalıştığımızı algılar. Ve yazının amacıda odur.
15 Ocak Cuma 2010/MİLLİYET
TAHA AKYOL
Göz görüyor, okumak gereksiz!
gönder1912 ile 1922 arasında Türkiye’ye en büyük zararı İngiltere verdi. 1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edilince umuyorduk ki, parlamentarizmin beşiği İngiltere Türkiye’yi destekleyecek! Hayır, aksine, aleyhimize döndü!
İngiltere, demokrasi fikrinin Mısır ve Hindistan gibi Müslüman sömürgelere de yayılmasından korkmuştu...
Bir de, yükselen Almanya’ya karşı, Türk Boğazlarını vererek Rusya ile ittifak yapmıştı.
İttihatçıları Alman ittifakına, Türkiye’yi Birinci Dünya Savaşı’na iten, İngiltere’dir!
Çanakkale’de kiminle savaşmıştık?
Birinci Dünya Savaşı bittiğinde “En büyük ceza Türklere verilecek” diyerek Sevr projesini çizen de esasen İngiltere’nin Liberal Parti hükümetiydi. Doğu Akdeniz’deki İngiliz menfaatleri için Yunan ordularını Anadolu’ya gönderen de İngiltere’ydi...
Gözün gördüğü
Lozan’da İsmet Paşa’nın en çok vuruştuğu kimdi? İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon!
Bu yüzden Lozan görüşmeleri tıkanmış, Gazi Paşa yeni bir savaş için orduya “Hazır ol!” emri bile vermişti.
İngiltere’nin bütün siyaseti böyleyken ve barış görüşmeleri Lord Curzon yüzünden tıkanmışken, İsmet Paşa 4 Şubat 1923’te Lozan’dan Gazi’ye ve Rauf Bey’e gizli bir telgraf çekiyor:
- İngilizlerle münasebetlerde her yerde ılımlı olunmasını rica ederim!
Olaylara baktığımızda “gözümüzle gördüğümüz” gerçeklerdir bunlar.
“Gözümüzle görmediğimiz” neler olmuştu ki İsmet Paşa böyle yapmıştı?!
Kurtuluş Savaşı’ndan askeri zaferle çıkan Türkiye’nin İngiltere’yi masada geriletmek için daha sert bir diplomasi yürütmesi gerekmez miydi? İsmet Paşa İngilizlerle gizli bir anlaşma yapmış olmalıydı ki, savaş kazanmış Ankara’nın “ılımlı” olmasını istiyordu!..
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet değil mi bu?!
“Biz zaten hep savaş meydanlarında kazanıp böyle barış masalarında kaybederiz!”
Kitapların yazdığı
Halbuki tarih araştırmaları gösteriyor ki, İsmet Paşa doğru yapmıştır! Lozan’ın birinci döneminde görüşülen toprak sorunlarında asıl İngiltere ile çarpışmıştık, belli bir sonuca da varılmıştı. İkinci dönemde ise daha kritik olan kapitülasyonlar görüşülecek ve asıl kavga Fransa ile yaşanacaktı.
İsmet Paşa, kapitülasyonlar konusunda asıl Fransa’ya karşı İngiltere’yi yanına çekmek, en azından yumuşatmak istiyordu.
Öyle de olacaktı!
Evet, Gazi orduya “Hazır ol” emrini vermişti ama savaşı göze alamazdı. Karabekir Paşa’nın “Kurtuluş Savaşı döneminden daha zayıf durumdayız” dediği devreye giriyordu Türkiye!
1930’larda faşizm, ardından komünizm tehlikesi yükselince de İngiltere ile ittifak yapacaktık. Menderes döneminde NATO... Küreselleşme çağında ise bir ayağı Batı’da öbür ayağı her yerde bir politika...
Bütün bunları “Gözüm görüyor, daha neyi araştıracağım?” diyenler için yazıyorum: Kaba gözle kolayca görülen olayların ardındaki dinamikleri anlamak ancak okumayla, araştırmayla, bilgiyle, bunların kazandıracağı sezgi ve vizyonla mümkün olur!
Onun içindir ki siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, siyasi tarih disiplinleri vardır.
Dün de bugün de “Bunlar vatanı sattı, bakın şu olay...” diye başlayan “kaba göz” hükümleri boştur. İrtica paranoyası da bir “kaba göz” yanılgısıdır.
Sorunlar elbette vardır; sorunları da olası çözümleri de kavramanın yolu, araştırmaktır, araştırmacı bir zihne sahip olmaktır.
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Meksika nerede bilir misiniz ? ABD nin altında Guantemala nın üstünde yada bakış açısına göre tersi yada yandan bakıyorsanız aynı boylamda neredeyse yanyana.. Neyse özetle buralardan çok uzakta hemde çok... Meksikayla ciddi bir ilişkimiz ticaretimiz var mı bilemem çokta ilgimi çeken konular değil açıkçası.. İlgimi durduk yere oraya giden RTE ye Meksika Cumhurbaşka'nının dediği sözlerdi... Yarım yamalak dinlemiş çok hoşuma gitmişti bir yerde de tam okuyunca ahanda dedim tam burasının maddesi...
Meksika Cumhurbaşkanı diyor ki karşılama töreninde :
'' İki ülke arasında diplomatik ilişkiler 1928 yılında başlamıştır . O dönemde benim ülkem, bugünkü çağdaş Meksika’nın temellerinin atıldığı bir devrim sürecini tamamlarken, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki genç Türkiye Cumhuriyeti de kendisine kimlik ve gelecek sağlayan çağdaş özelliklerle yeniden doğuyordu.”
RTE boş boş baktı tabiiki ilk olarak tek anladığı Mustafa kemal ATATÜRK olmuştur. tercüme yapılana kadar.. Ama o bir kaç saniyelik boş boş bakarkenki gözlerin anlattığı çok güzeldi...
''Atatürk’ten ne kadar kaçmaya çalışırlarsam çalışayım, O nu yok etmek için ne yaparsam yapayım Atatürk beni Meksika’da bile buluyor!”
Bu daha iyi günün RTE daha bunun ötesi var... Meksika'da yakalanmışsın çok mu?
Çok güzel demişsiniz ama bugün aynı şey başkalarına da yapılıyor. Adını bile bilmediğimiz ülkelerde osmanlı padişahları adına hutbe okutuluyor.
Yabancı üniversitelerde adına kürsü açılanlar bile var. Lütfen bu insanlarada sahip çıkın.
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Abbas Bey ;
Taha beye o yazıdan sonra gelen yorumları okudunuz mu? Ben şahsım adına upuzun bir mail atarak yazdıklarının çok yanlış anlaşıldığını yanlış anlaşıldım diyecek duruma geleceğini söyleyerek buradaki tartışmanın dışında daha derin olarak bir mail attım. Sağolsunlar yanıt vermeye tenezzül ettiler. O ara anladım ki çok fazla eleştiriye maruz kalmış o yazı . Çünkü ''bazıları gibi küfür etmeden'' demesinden bunu anladım. Tabiiki ne olursa olsun küfür etmeyi adamlık sayan bir eğitim ve terbiyemiz yoktur amma yanlışa yanlış deme medeni cesaretimiz vardır. Kendileri atmış oldukları mailde bu hususu yazacağını belirtmişti öylede kalmıştı. Ben bir daha da dönüp takip etmedim zaman zaman yazılarına göz atarım hepsi budur. Sizin yazınızdan sevinerek öğrendim ki bu hatasını kısmi telafi etmiş. Zaten yılların yazarı da olmak kolay değil. Fikirlerine katılmasamda zaman zaman kendilerinin adam gibi adam olduğunu bilirim.
Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
Lozan görüşmelerinde Boğazlar sorunu tartışılırken bizim hallar Rusları bayağı endişelendirmiştir. Öyle ki anlaşmanın bu bölümüne, ki Rusların talebi kesinlikle bizlerin lehine iken, sert bir şekilde muhalefet eden Rus tarafından bir diplomat anlaşmadan bir kaç gün önce kaldığı otel odasında öldürülmüştür.
Burada hayal kırıklığına uğrayan Ruslarla ilişkiler, kendi tedrisatından yetişen Türklerin ülkelerindeki derin takibatı da eklenince bir türlü milli mücadele yıllarındaki samimiyete ulaşamamıştır. Mustafa Kemal, uzun süre muhattap olarak karşısında Stalin'i değil dğer alt düzeyde Rusları görmek durumunda kalmıştır.
Uzun süren bu endişeler, Mustafa Kemal'in kalkınma modeli olarak Rus Devriminin planlı ekonomisini tercihi ve bu uğurda yardım talebi ile 1930'larda son bulmuştur...
Nereye geleceğim:
Kimine göre hata kimine göre de doğru olarak görünen bir çok olaya zaman ve şartları giydirebilirsek gerçeklere ulaşabiliriz diye düşünüyorum.
1. Lozan görüşmeleri sırasında biz Türklerin savaş meydanlarından gayri ekonomik ve sosyal alanda yetişmiş değil yetişecek bir topluma ihtiyacımız vardır ve öncelik bu projededir. Bu nedenle tavizmiş gibi görünen bir çok durum aslında zaman ve şartlara göre GERÇEKtir.
2. Lozan görüşmelerinde Rusların bizlere inanması ancak bizdeki özgüvensizlik sorunu alınganlığından ortaya çıkan hayalkırıklığı ise hem onlar açısından hem de bizler açısından bir GERÇEKtir. Hiç kimse Rusları, üstelik kendi tedrisatından geçenlerin takip edildiği ve fişlendiği bu dönemdeki Lozan sonrası davranışları nedeniyle suçlayamaz.
Sonuçta bu savaş, dişimizle tırnağımızla ama ileri ama geri adımlarla ama hedeften asla şaşmaz bir inançla kazanılmıştır.
Mustafa Kemal adına yüzyıllar sonra bile hutbe okunmayacak olmasını bilmenin ayrıcalığını yaşayan bir ulus olmanın gururunu yaşayacağımız aşikardır. O'nun adının sonsuza dek anılacağı mabet TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİdir...
10 Kasım 2007 tarihinde Anıtkabir'de yapılacak olan törende, Atatürk' ümüzün mezarına Hukuki.Net Ankara üyeleri olarak bir karanfil bırakmak istemez...
Yazan: Adıkutlu Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.