+ Konuyu Yanıtla
2 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 36 ileti bulundu.

Konu: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

Onur Öymen nerede yanlış yaptı? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Nov 2009
    Nerede
    ankara
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Alıntı mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Ne oldu da Alevi'den çok Alevici kesildiler? Arslan Bulut
    Demek ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çözmeyi planlayanlar, bölücü tabanı genişletmek için Alevileri de kendi hedeflerine alet etmeye çalışıyor. İyi ama Dersim isyanını Kürt aşiretleri çıkarmıştı! Konu ile ilgili yorumlarda isyanın reisi Seyit Rıza’nın idam edilmeden önce “Kerbela evladıyız” dediği de sık vurgulanıyor ki Alevilerin vicdanı rahatsız olsun ve propagandalara destek versinler! Seyit Rıza Kürt idi. Bu duruma göre Hz. Ali de Arap değil Kürt oluyor! Seyit diye Hz. Ali soyuna denildiğine göre ikinci ihtimal Seyit Rıza’nın Arap olmasıdır ki bu da mümkün değil!
    Seyit Rıza, Tunceli’de devlet otoritesini kabul etmemiş, bağımsız bir devlet kurmak istediğini açıkça söylemişti. İngiltere’den de mektupla yardım istemişti! 30 bin silahlı adam ile devlete meydan okumuş, jandarmalara saldırarak, köprüleri yıkarak çatışmayı başlatmıştı.
    Devlet, bölgeye ancak 25 bin asker sevk edebilmişti. Olay basit bir aşiret isyanı değil, ciddi bir kalkışma idi. Onun için sertlikle bastırıldı. İsyancı aileleri ise sürgün edildi. İsyana kalkışan, sonucuna da katlanacaktı.
    Şimdi Cumhuriyet ile hesabı olanlar, Alevileri de kendi emellerine alet edebilmek için Dersim isyanını bir Alevi isyanı gibi göstermeye çabalıyor. Fotoğraf budur.
    YAZININ TAMAMI:http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_...p?hityaz=10896


    yalnız isyan bastırılmasaydı diyen yokzaten ama coluk cocuk kadın demeden herkesi öldürmüşlerse ( ki özellikle öldürmüşlerse diyorum öldürmüşlerdir demiyorum..) bu isyan bastırmadan ziyade katliamdır ve türkiye cumhuriyetinin bir kara lekesidir.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Onur Öymen nerede yanlış yaptı? konulu yargıtay kararı ara
    Onur Öymen nerede yanlış yaptı? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Dersim olayı ile ilgili Cumhuriyet arşivleri açık mıdır? Bu konuda Sovyet arşivlerinden yararlanan rahmetli A. T. Kışlalı kaliteli bir yazardı, ama keşke bu olayı sadece Sovyet arşivlerinden değil, daha detaylı araştırsaydı.

    Olay döneminde bir emniyet yetkilisi olan İhsan Sabri çağlayangil, anılarında mağaralara zehirli gaz verildiğinden bahsediyor.

    Bir başka kişi (Muhsin Batur) anılarında, hayatının o dönemini yazamayacağını belirtiyor.

    Devlet sadece isyancıları hedef aldıysa, bu operasyonda havadan bombalama olmuş mudur? Ölenler arasında çok sayıda çocuk ve kadın var mıdır?

    Hemen her aileden ölen ve sürgün edilen var mıdır?

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Jun 2007
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    2.042
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Dersim olayı ile ilgili Cumhuriyet arşivleri açık mıdır? Bu konuda Sovyet arşivlerinden yararlanan rahmetli A. T. Kışlalı kaliteli bir yazardı, ama keşke bu olayı sadece Sovyet arşivlerinden değil, daha detaylı araştırsaydı.

    Olay döneminde bir emniyet yetkilisi olan İhsan Sabri çağlayangil, anılarında mağaralara zehirli gaz verildiğinden bahsediyor.

    Bir başka kişi (Muhsin Batur) anılarında, hayatının o dönemini yazamayacağını belirtiyor.

    Devlet sadece isyancıları hedef aldıysa, bu operasyonda havadan bombalama olmuş mudur? Ölenler arasında çok sayıda çocuk ve kadın var mıdır?

    Hemen her aileden ölen ve sürgün edilen var mıdır?
    Diyelim ki var! Bütün bunların bugüne ne faydası var. Bu ve benzeri yaraları kaşımanın geleceğimize ne katkısı olabilir? Her ülke egemenliğini sağlamak için bu tür işler yapmamış mıdır? İtalya, İspanya, gibi birçok ülkede bu tür işler olmamış mıdır?

    Onur Öymen'in sözlerine katılıyorum. Hatta söylenmesi gereken daha çok şey olduğuna inanıyorum.

    Ve ben bu ülkenin on yıla kadar bölüneceğine inanıyorum. Hem de en az iki parçaya. Bölünmesin demekle bölünmeyi önleyemezsiniz. Bölünürse de bölünsün.

    Yıllardır, "Türk Kürt kardeştir" diye bağırıyoruz. Aklı başında hiçbir Kürt çıkıp ta demiyor ki: "Evet biz sizinle kardeşiz." O zaman bölünürsek bölünelim. Türkiye nin bölünüp bölünmemesi ne PKK nın ne DTP nin ne de devletin elindedir. Türkiye nin geleceği Kürt vatandaşlarımızın elindedir. DTP ve PKK yı dışlayıp Türklerle birlikte yaşama iradelerini ortaya koymaları gerekir. Yoksa Türkiye bölünür. Bölünürse de bölünür. Türkler bugünkünden daha az zengin daha az güçlü olmazlar. Kürtler mi ne yapar? O da kendilerinin öngörüsüne kalmış.

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye
    İletiler
    1.350
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Hemen her aileden ölen ve sürgün edilen var mıdır?
    Sadece bu soruya yaşanmış bir minik örnek vermek isterim.

    Evet, tüm yakınlarını savaşta ( Çanakkale savaşı dahil ) kaybeden bir ailenin öksüz ve yetim 22 çocuğu da sürgünden nasibini almış, itirazlar sonucunda son anda vazgeçilmiş ancak bakıcı konumundaki yakın ( kadın) akrabaları eşleriyle birlikte yok yere (Konya'ya) sürgün edilmişler... Geride kalan çocuklara da köylüler sahip çıkmış, Çingeneler vasıtasıyla haberleşen uzun süreli bir kopukluktan sonra geri dönüşler olmuş, fakat olmuşta olmuş...

    Nasıl da dile kolay geliyor öyle değil mi?

    İşte, herşeye rağmen, savaş sonrasında yaşatılan o artı acıların izi yüzlerinden okunabilen o 22 çocuk yüzbinler olup ülkesine , toprağına bağlı olarak hala yerleşik hayatlarını sürdürmektedirler...

    Hiçbir gücün onları yerlerinden ayırabileceklerini düşünmüyorum. Bir küçük kıvılcım o acıların tazelenmesine neden olur ki hiç de iyi sonuçlar doğurmaz!

    Durduk yere bu olayı gündeme taşımanın hiç mi hiç gereği yokken düşüncesizce gündeme taşıyanların halini de görmekteyiz, bu bile bir derstir!..

    Bu ülke insanı hakkıyla huzuru hak ediyor. Başkalarının hayatı, canı ve malı üzerinden siyaset kolay gibi geliyor ancak şu da unutulmamalıdır ki; Devlet'ler insanlar için vardır , insanlar Devlet için değil...

    Vatandaşın huzuru varsa Devlet zaten varlığını sürdürebilecektir.

    Aksini düşünenin ta kendisidir bölücü...

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Onur Öymen'in sözlerine tepkiler sürüyor...

    CHP Genel Başkanı Yardımcısı Onur Öymen'in TBMM'de Dersim olaylarıyla ilgili yaptığı konuşmaya tepkiler sürüyor.

    Malatya / Elazığ- Malatya'da, Soykan Parkı'nda toplanan, pankart ve dövizler taşıyan bazı sivil toplum örgütü ile siyasi parti temsilcileri, CHP aleyhine slogan atarak, Milli Egemenlik Caddesi'ndeki CHP İl Başkanlığı'na doğru yürümeye başladı. CHP İl Başkanlığı önüne gelen grup, burada yapılan açıklamanın ardından kapıya siyah çelenk bıraktı.

    Grup adına konuşan Malatya İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Murat Oral, CHP'nin geldiği gelenek ve şu anki tavırlarının kendilerini şaşırtmadığını söyledi. Toplam 22 sivil toplum örgütü ve siyasi partinin desteklediği protesto, çelengin bırakılmasının ardından olaysız sona erdi.

    Öte yandan, Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Temel Hak ve Özgürlükleri İzleme Komisyonu Başkanı Yasemin Hamamcı da düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, kamuoyundan ve Alevi yurttaşlardan gelen tepkilere rağmen Dersim olayları hakkındaki sözlerinin arkasında durduğu izlenimi vermesinin kendilerini derinden üzdüğünü ifade etti.

    Hamamcı, ''Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir denilerek bir hukuk devleti olduğumuz kabul edilmiştir. Bu sebeple, Dersim'de yaşananları haklı gören ve savunan zihniyetleri ve bunların başka olaylara örnek gösterilmesini kınıyoruz'' dedi.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=7&hn=95990

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye
    İletiler
    1.350
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    " Sürgün Doğu"

    Bir memur bir kabahat işlese faraza Batı taraflarında, ne yaparsınız?
    Onu hemen Doğuya sürersiniz.
    Niye Doğu?
    Çünkü orası mahrumiyet bölgesi.
    Memur mahrumiyet bölgesine gönderilerek cezalandırılır. Adam olsun, burnu sürtünsün, oh olsun diye!
    Öyle mi?
    Öyle!

    Peki! O halde çıksa biri dese ki:

    Sen oraların mahrumiyet bölgesi olduğunu bilirsin de a devlet, o mahrumiyetin göbeğinde yaşayanlardan nasıl sana vatandaşlık beklersin?
    Niye sana -mahrum olmayanlar gibi- vergi versin?
    Niye seni sevsin? Sen onu ne kadar sevdin ki?
    Niye senden çalmasın? O senin ondan çaldığını düşünüyor.
    Kanun önünde eşitse herkes madem, niye memur oralara sürülür, niye Doğu mahrumiyet ile anılır?
    Niye memurların oralara sürülmekten çekinir?

    Adı neden oraların 'Sürgün'dür?

    Adaletli bir devlet, sınırlarının kapsadığı her mezra ve şehirde devlet olması gerektiğini bilen devlettir. İstanbul'da iş yapan adamla, Hakkari'deki adamın karnı ayrı değildir.

    Ne demek mahrumiyet olarak oraların anılması?
    Ne demek sürgün?
    Niye mahrum bıraktın sen oraları?
    Önce mahrumiyeti gider ve Doğu ile arandaki mahremiyeti kaldır...

    Devlet o bölgelerde niye sevilmiyor? Öncesi de olan, 85 yıllık politikanın bir sonucu değil mi bu? Kafayı değiştirip gereğini yapmak lazım gelmez mi?

    Oralara yatırım yapmak ve medeniyet sunmaktan başka çözüm yok. Cehaleti izale ve insan gibi yaşama hakkı...

    Ve devlet özür dilemeli!

    85 yıllık ihmaldeki payından hariç, ordaki insanların kanını emen toprak ağalık düzenine son veremediği için, sefaleti yaşam tarzı olarak uygun gördüğü ve cahilliği engelleyemediği için... İnsana insan muamelesi yapamadığı için.

    Sopayla olmaz bu işler.
    İşe yaramaz.
    Hatta daha çok azdırtır.
    Gece teröristin baskısındaki vatandaşa gündüz de sen baskı uygularsan vitesten attırırsın insanını...

    Devlet gücünü şefkatten alır, istibdattan değil.

    Bir laf söylenirken nalına da mıhına da olacak.

    ...

    Birisininın Amcasının 2000. Kuşaktan Torunu yazmış bu yazıyı, ) öyle demiş yazar !

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye
    İletiler
    1.350
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Yavuz Semerci'den bir Dersim öyküsü!
    http://www.gazeteciler.com/yavuz-sem...-news8888.html

    "Size bir Dersim hikâyesi anlatayım

    YIL malum yıl.
    Herkesin unutmaya çalıştığı yıl.
    Ağlayacak anaların da öldürüldüğü yıl.
    Yani ağlayacak ana kalmadığından ağlama derdinin olmadığı ve kimsenin üzülmediği yıl...
    Hikâyemiz, o günlerde Dersim diye bilinen Tunceli’nin Hozat kazasının bir köyünün 1 kilometre ötesinde, biri ağanın konağı diğeri evi ve bir de taş ahırın olduğu mezrada geçer.
    Hava kurşun gibi ağırdır.
    Haberler iyi değildir. Ama bir umut var bu bölgede yaşayanlar için. Çünkü dağa çıkılmamış, askere karşı silah kuşanılmamış. Yani, devlet en fazla buralardan sürer bizi, demektedirler.
    Allah’ın bir günü.
    Sabahın köründe ve o lanet ayazında dağ taş asker dolar. Erkekler ile kadın ve çocuklar ayrılır.
    Çavuş, kadınlara karşı gayet kibardır.
    Hatta kendilerine çay yapılmasına izin verirler. Çay içilirken komutana bir emir gelir ve bir süre, “Bu emirden emin misiniz” sorusunun yanıtı beklenir. Emir doğrudur ve kesindir, tekrarlanır ve bir daha tekrarlatılmaması için uyarılır komutan.
    Askerler çaylarını bırakır, çatılmış tüfekler alınır, tüm kadın ve çocukların konağa girmesi istenir. İstenmez, emredilir.
    Az önce çay veren kadının yediği dipçik, yeteri kadar açıktır.
    Erkekler zaten yoktur. Ve kendilerinden birkaç saattir haber alınmamaktadır.
    Konağın şömineli odası 30, bilemediniz 40 kişi alır. Çoluk çocuk 100’e yakın insan eve zorla sokulur. Artık çocuklar ağlamaktadır. Odanın içinde herkes bağırmakta, kendilerini içeri iten askere lanetler yağdırmaktadır. Yaşlı ve bilge kadınlar, Hakk’a yürüme zamanının geldiğinin farkındadır.
    Hikâyemizin kahramanı, ağanın oğlu, o sırada anasının kucağında şöminenin dibinde muhtemelen ağlıyordu.
    Muhtemelen, çünkü hikâyenin bu kısmını sadece rüyalarında, o da hep değişik ve anlaşılmaz bir şekilde hatırlamaktadır.
    Daha sonra, yıllar geçtikten sonra anlar ki o rüyada ağlayan kadın kendi anasıdır ve ondan özür dilemektedir.
    Niye özür dilediğini önce anlamaz. Sonra “Ben seni koruyamadım, sen çocuklarını koru” dediğini anlar bir rüyasında...
    O gün, o lanet gün o odadakiler bilmez ki, kasabanın dibine kadar yürütülen erkekler dere kenarında kurşunlanmıştır. Ve elbette bilmezler ki, o gün binlerce insan sadece ve sadece Kürt-Alevi olduğu için öldürülecektir. Ve bilmezler ki, birkaç dakika içinde onların da sonu bellidir.

    Önce, tek odalı konağın ön yüze bakan 3 penceresi dipçiklerle kırıldı. Ve sustular. Sonra sadece mermi sesi vardı.
    Ve hemen ardından odaya birer ikişer atılan bombalar patladı. Birkaç dakika sonra içeri giren kimi asker, süngüleriyle yaşayan yoklaması yaptı. Muhtemelen emri uygulayan ama tek kurşun bile sıkmamış çavuşun bağıran sesi duyuldu:
    “Herkes odadan çıksın...” Kahramanımıza, anasını delip geçen üç kurşun isabet etti. Ama öldürücü değildi.

    4-5 saat önce, askerler henüz çay içerken, yaşlı bir kadının uyarmasıyla dağa kaçan 3-5 genç çocuk askerlerin gidişiyle konağa geri gelir. Birisi de hikâyemizin kahramanının kardeşidir. Katliamdan sadece üç kişi kurtulmuştur. Ağır yaralı kadına bir parça ekmek ve biraz da su bırakılır. Ve ardından dağa çıkılır. Katliamdan kurtulmayı başaranlarla birlikte dağlarda, mağaralarda hayvanlar gibi saklanarak birkaç hafta geçirilir.
    Kahramanımız yaralı ve çoğunlukla ağlamaktadır. “Dereye atalım” diyenler çıkar... Çünkü ağlayan çocuk nedeniyle askerler yerlerini tespit edebilir diye korkarlar. Bir keresinde ağabeyi, yıllar sonra ona, “Mağaranın yakınına askerler geldi. Sesin çıkmasın diye ağzını kapattım ve az daha seni kendi ellerimle boğuyordum” der. Ağa çocuğu olması ve ağabeyinin koruyuculuğu sayesinde öldürülmekten ikinci kez kurtulmuştur. Henüz 6 yaşındadır ve devletin af ilan etmesinin ardından sürgüne gönderildiği yerde hayatı değişecek ve Kürt olduğunu yıllar sonra öğrenecektir.
    Ama tercihini yapmıştır artık..."

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    Aug 2009
    İletiler
    18
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Topal osmanın hayatını okuyun lütfen...

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    Oct 2005
    Nerede
    Gavur İzmir
    İletiler
    249
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Alıntı çoban rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Merakla, "Acaba gençlerin yaptığı yanlış ne ola ki "diye okumaya başladım fakat,



    buraya kadar sürdü, ondan sonrasını okumaya bile gerek görmedim, çünkü Dersim için Tunceli demek bile tek başına büyük bir yanlıştır.

    O zaman İç Anadolu'ya da Ankara diyelim!..

    Su baştan bulanır !!!

    *

    Asıl bu kitap sözlü anlatımlarla örtüşebilen bir kitaptır.



    Hukukçu-yazar Hüseyin Aygün, 'Dersim 1938 ve Zorunlu İskân' adlı kitabında, 71 yıl sonra elde ettiği 1938 Dersim sürgünlerinin resmi belgelerini ilk defa yayınlıyor.

    Kitapta yer alan yüzlerce belge, ağırlıkla İskân Müdürü Dr. Reşad Tanyeri'nin resmi talimatları, sürgün listeleri, telgraflar, sürgün mektupları, hastalık ihbarnameleri, güvenlik, sağlık, nüfus, ölüm, ulaşım konularında gerçekleşmiş resmi yazışmalardan oluşuyor

    Aygün'ün bu çalışması, 'Dersim '38 Sürgünleri' üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma niteliğini taşıyor. Dersim 1938 trajedisini tüm çıplaklığı ile okurun ilgisine sunuyor.

    Kitaba yazdığı önsözde Doç. Dr Mesut Yeğen, 'Dersim'in önce Osmanlılaştırılması, ardından da Türkleştirilmesi yolundaki teşebbüsün yüzyıllık hikâyesini Osmanlının ve Cumhuriyetin Dersim raporları üzerinden veren Hüseyin Aygün'ün bu çalışması, bu hikâyenin son halkasını teşkil eden 1938 İsyanının ardından takip edilen devlet siyasetinin resmi dökümünü yapan kimi belgeleri de ilk kez bilgimize sunuyor. Devrin iskan müdürü Reşad Tanyeri'nin resmi yazışmalarından oluşan belgeler Dersim İsyanının karanlıkta kalmış bir yüzüne ışık tutuyor. Kitap boyunca konu edilen Dersim raporları ve son Dersim isyanının ardından gerçekleşen sürgünlere dair belgeler iki temel hususa işaret ediyor.

    İlk husus şu: 1937-8 Dersim İsyanı, Cumhuriyet dönemi Kürt ayaklanmaları içerisinde sivillere yönelik eziyetin ve kıyımın en şiddetlisine sahne olmuş gibidir. İsyan açıkça kışkırtılmış, ardından da isyancılarla beraber aileleri ve hatta isyana iştirak etmeyenler eziyete ve kıyıma maruz kalmıştır. Binlerce isyancı ve sivil vatandaş öldürülmüş, kalan on binlercesi sürgün edilmiştir. Zannımca, Dersim İsyanı esnasında gerçekleşen kıyımın hacmini en açık biçimde bir resmi belge gösteriyor. Genelkurmay Başkanlığı Harp Dairesince yayımlanan Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar adlı meşhur kitap (Reşat Hallı, 1972), Dersim İsyanı esnasında 17 günde yapılan tarama harekatında ölü ve diri 7954 kişinin ele geçirildiğini ve 1019 silahın toplandığını rapor etmektedir.

    Topu topu birkaç on bin kişinin yaşadığı bir havaliden 7954 kişinin ölü ve diri ele geçirilmiş olması kadar, ele geçirilen kişilerle yakalanan silahların sayısı arasındaki bariz örtüşmezlik, isyan esnasında vuku bulan eziyetin derecesi hakkında yeterince şey söylüyor olsa gerek. Raporların ve belgelerin işaret ettiği ikinci önemli husus da şu: Dersim (ve belki Kürt) meselesinin hallinde Osmanlı ve Cumhuriyet devirleri arasında bariz bir süreklilik mevcuttur. Dersim ıslahat raporları ve Tanyeri belgeleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri arasında mantık, terminoloji, enstrümanlar ve failler açısından açık bir devamlılığa işaret ediyor.' diyor.

    kitapyurdu.com

    *

    Onur Öymen yanlış yaptı, sözlerinin çarpıtıldığına da inanmıyorum. Teknoloji çağında yaşadığımızı unutmuş olmalılar. Nasıl oluyor da tekrar tekrar izlenen ses ve görüntülere yanlış anlaşıldı denilebiliyor anlamak mümkün değil. Meclis'te de anında gürültü kopmadı mı?! Masalaradan çıkan o sesler de alkış değildi herhalde...

    Aynı saftaki insanlar nasıl oluyor da birden bir başka safta bulabiliyor kendini?!

    Keşke de yanlış anlaşılma olsaydı; içeriden ve dışarıdan bizleri temsil etmiş ve etmekte olan birinin, bırakın o zaman ki katliamın masallarını, bu günün şartlarıyla neler yapabiliriz diye düşünmeksizin ileri sürdüğü çağ dışı örneklemeler abesle iştigaldir.

    Gençlerin her okuduğuna inandığını ileri sürmekte bir o kadar var.

    Sosyal olguları küt diye değiştirmek o kadar kolay değil, korku ve baskılar kısa süreli ancak o sürenin de bin katı kadar acı dolu geçici çözümler olabilir fakat kanser devam eder...

    Öncelikle isyan ettirilmeyecek...

    Kökten çözüm şart olduğu gibi bölünme korkusu da bir o kadar gecikmesine neden olmaktadır, ne yazık ki !!!

    Sayın çoban,tek bir cümle nedeniyle yazıyı okumaktan vazgeçtiyseniz okuma ve yorumlama anlayışınıza hayran olmamak elde değil.Dersim isyanını değerlendirirken,isyanın tekabül ettiği tarihi nazara alan bir aydını üstü kapalı olarak da olsa bilgisizlikle,cahillikle itham etmek anlaşılır değil.Uzun uzun Dersim tarihini yazdırmayın şimdi burada.Cumhuriyet dönemine bakın yeterli,isyanın çıktığı dönemlerde Dersim olarak bilinen coğrafi parçamız neresiymiş onu bir öğrenin hele.Dersim olarak bilinen ve il,ilçe olarak değiştirilen en sonunda da il olmasına karar verilen yerin adı da Tunceli olarak değiştirilmiş midir,değiştirilmemiş midir?(2884 sayılı özel kanunla) Ve halen Tunceli olarak bilinen yerin adı Dersim olarak değiştirilmek istenmekte midir,istenmemekte midir?E,o halde?..

    Önerdiğiniz kitap için teşekkürler,edinip de okumaya başlarsam sizin gibi önyargılı davranıp,okumaktan vazgeçmeyeceğime emin olabilirsiniz,farklı kaynaklardan bilgi edinip mantık süzgecimden geçirmeyi alışkanlık haline getirdim,size de tavsiye ederim.

    "Öncelikle isyan ettirilmeyecek..." demişsiniz.Birtakım menfaatleri zarar görüyor diye isyan edenler değil,menfaatlerine dokunarak isyan ettirenler kabahatli öyle mi?E o zaman ben de suç işleme özgürlüğü diye bir özgürlük atayım ortaya,TCK'ya karşı isyan edeyim.Kaldırsınlar kardeşim TCK'yı,isyan ettirmesinler diyeyim.Kim suçlu?Yasa koyucu mu,ben mi?

    Diyecek daha fazla bir şey bulamıyorum,yolunuz açık olsun...
    Konu arıza tarafından (22-11-2009 Saat 19:45:14 ) de değiştirilmiştir.

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    Oct 2005
    Nerede
    Gavur İzmir
    İletiler
    249
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Onur Öymen nerede yanlış yaptı?

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Dersim olayı ile ilgili Cumhuriyet arşivleri açık mıdır? Bu konuda Sovyet arşivlerinden yararlanan rahmetli A. T. Kışlalı kaliteli bir yazardı, ama keşke bu olayı sadece Sovyet arşivlerinden değil, daha detaylı araştırsaydı.

    Olay döneminde bir emniyet yetkilisi olan İhsan Sabri çağlayangil, anılarında mağaralara zehirli gaz verildiğinden bahsediyor.

    Bir başka kişi (Muhsin Batur) anılarında, hayatının o dönemini yazamayacağını belirtiyor.

    Devlet sadece isyancıları hedef aldıysa, bu operasyonda havadan bombalama olmuş mudur? Ölenler arasında çok sayıda çocuk ve kadın var mıdır?

    Hemen her aileden ölen ve sürgün edilen var mıdır?
    Siz bari yapmayın Abbas üstad.Bölgedeki sorunların aşılması için yıllardır hakim feodalitenin sona erdirilmesi gerekir diyenlerden biri de siz değil misiniz?Demek ki bölgede feodalitenin uzun yıllardır hüküm sürdüğü konusunda hemfikiriz.Peki bölgede feodal yapının önde gelenlerinin izni ve isteği olmadan kuş dahi uçmadığı konusunda hemfikir miyiz?Hemfikirsek -ki öyle olduğunu zannediyorum yazdıklarınızdan- isyanların ancak feodal yapının önde gelenlerince çıkartılabileceğinde de hemfikir olmamız gerekir.Öyle ya,garip halkın ne haddine isyan çıkarmak,olsa olsa maşa olurlar oradaki yapıya.Hele ki önde gelenlere karşı bir ayaklansınlar bakalım,acı bir gerçek ama analarından doğduklarına pişman olurlar mı olmazlar mı?

    Tüm bu tespitlerden sonra,isyanın masum halk tarafından değil,ağa babaları,aşiret resileri tarafından çıkarıldığı su götürmez.

    Gelelim isyanın bastırılmasına,Ahmet Taner Kışlalı isyanın çok kanlı bir biçimde bastırıldığını yazısında,

    "Son Dersim ayaklanmasının çok kanlı bir biçimde bastırıldığı doğrudur. Hareketi yöneten komutanın, bu nedenle görevden alındığı da bilinmektedir. Ama Dersim ayaklanması nedeni ile Atatürk’ü ve Kemalizmi suçlamaya çalışanların öncelikle şu soruyu yanıtlamaları gerekir:

    “Suçlamalar doğru ise Tunceli – yani Dersim – niçin yıllar boyu Atatürk’ün partisine oy vermiştir? Türkiye’de Kemalist partiye – ya da başka bir partiye – verilen oyların yüzde 70’leri aştığı başka bir il var mıdır?”

    diyerek belirtmiştir. Ama yazısı,isyanın bastırılması sırasında yaşanan olaylardan Atatürk'ü ve Kemalizmi sorumlu tutanlara cevap niteliğinde olduğu için bu hususta ayrıntıya girmemiştir.Bu yazıdan yazarın olayı detaylı araştırmadığı sonucuna nasıl vardınız hayret doğrusu...

+ Konuyu Yanıtla
2 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

dersimin corafisi

Forum

Benzer Konular :

  1. İftira ve onur zedeleme
    Merhabalar. Abim bi kuyumcuda tezgahtardı ramazan bayramında memlekete gitti bi hafta tabi dükkan bayram 2. gününden itibaren açık ve giderken...
    Yazan: orhanars Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 13-09-2011, 07:41:07
  2. İftira ve onur zedeleme
    Merhabalar. Abim bi kuyumcuda tezgahtardı ramazan bayramında memlekete gitti bi hafta tabi dükkan bayram 2. gününden itibaren açık ve giderken...
    Yazan: orhanars Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 0
    Son İleti: 11-09-2011, 15:42:52
  3. Hak nerede başlar nerede biter?
    Haksız yere iftiraya uğrayan bir insan, bunun sonucunda suçsuzluğunu ispat edemeyip haksız yere ceza almıssa, cezasıda onanmıssa başka yapacak...
    Yazan: İNCİDAL Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 30-04-2007, 12:11:59
  4. Onur kırıcı mesajlar
    Bundan 3 sene önce bir arkadaşımla aramız bozuldu. Artık benim için hayatımda onun gibi birisi yok. Fakat, bu 3 sene zarfında bazen onur kırıcı,...
    Yazan: agriman Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 26-12-2006, 01:04:59

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.