Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Sayın Derman bey
Ne iş yaparsınız, eğitiminiz nedir bilmem. Ama hukuki bir konuda hukukçularla tartışırken saygılı olun. demokrasi, vicdani muhakeme, bizde öyle sizde böyle vs. gibi hamaseti bir yana bırakın.
Birilerinin başkası ile yemek yemesi sakıncalı değilse, niçin ergenekon davasında falanca filancayla görüştü diye kıyamet kopuyor?
Neyse bunları bırakalım. Hukuk olarak konuşalım. Kanun demiyorum zira hukuki olmakla kanuni olmak farklı şeylerdir.
Demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ve kuvvetlerin bağımsızlığı ilkesi vardır. Bu ilkelerin varlığı demokrasinin de göstergesidir. hakim, yargıya aittir. Eskiden savcı da yargının bir parçasıyken ne yazık ki artık yürütmenin denetimindedir. Polis ise tamamen yürütmeye aittir. yani bunların görülen bir davada birarada olması hukuk sistemine aykırıdır.
Hukukçunun hezeyanı fikirlere ambargo koymak değildir. Fikirlere ambargo koyan zaten hukukçu değildir. Şimdi kendi kendinize düşünün. Salman Rüşti niye sokağa çıkamıyor? İranda, Arabistan'da, Malezyada fikirlerinizi açıklayabilir misiniz? uzağa gitmeyelim. Burada istediğiniz söylüyorsunuz. herhangi bir sizin görüşünüz doğrultusunda sitede evrim teorisi doğrudur diye forumda yazın bakalım ne olacak. Hadi onu bırakalım. Namaz üç vakit diye yazın da, kim kimin görüşüne ambargo koyuyor görürsünüz.
Buradahukuktan sözediyoruz. Sizin vicdani mahkemenizden değil. Sizin vicdeni mahkemelerinizde, pantolon giyen kadınların kırbaçlanması, parkta yanyana oturan gençlerin 40 kırbaçla cezalandırılması, ulema konsey kararlarına itiraz edenlerin idam edilmesi var.
Demek kimseyi muhakeme etmeden suçlu ilan etmezsiniz? ma husuli ilim ile değil de huzuri ilimle yaparsınız. Yani hukuk, felsefe, biyoloji, tıp gibi ilimleri değil de; Fıkıh, içtihat, icma, kıyasa göre karar verirsiniz.
belli zaten. Sivasta onlarca aydını yargılayarak yaktınız. Oruç tutmayan gençleri bıçakladınız, kısa etek giyen kızların bacaklarına asit attınız, daha sayayım isterseniz.
Bakın sayın Derman Bey. Şu anda hükümette sizin gibi düşünenlerin olması ve onların karralarının halk çoğunluğu olduğu ve bu nedenle demokratik olduğu kanısındaysanız yanılıyorsunuz. Zira demokrasi evrenseldir ve hükümetle, seçimle, çoğunlukla, meclisle falan ilgili değildir.
Şöyle örnek vereyim. Hırıstiyanların çoğunlukta olduğu bir ülkede mesela belçikada; Kanunla ya da halk oylamasıyla camilerin kapatılması ya da namaz kılınması yasaklansa, bu kanuni olur ama!!!!!! HUKUKİ OLMAZ. yani çoğunluğun benimsediği şey hukuki değildir. Sizin dediğiniz gibi olsun. Seçilmişlerin verdiği her karar hukuki midir? O zaman niye türban serbest olsun diye mücadele ediyor bu kadar insan. Seçilmişler, yasak demiş. Uyun o zaman.
Demogoji anlatan için güzeldir. hele kendisi de inanıyorsa daha güzeldir.
tekrar söylüyorum hukuk evrenseldir. Şimdi örneği ters çevirelim. Türban eylemi yapan bir gurubu dağıtan polis müdürü, savcısı ve hakimi aynı masada yemek yediğinde, ne yazacak malum gazeteler. Şimdiye kadar olmayanı yazdıkları ile belli.
Şimdi üyeliğiniz için bir şansınız var.Ben sizin görüşlerinize uygun bir siteye üye olacağım. orada sizn burada yazdığınız gibi karşıt görüş sunacağım.
Bana uygulanan işlem size de uygulanacaktır. Emin olabilirsiniz.
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Bir avukat üye doğruysa bu bir hukuki faciadır demiş... Ama hukuki facianın ne olduğunu tam belirtmemiş...
Aynı davanın hakim savcı ve polisinin iftar yemeğinde buluşup koklaşması mı?
Bu konuyu haber yapmak mı?
Yoksa bu haberi yapanlara soruşturma açılması mı ?
Bunlardan olsa olsa üçüncüsü hukuki facia olabilir. Soruşturmanın gerekçesi bile facianın boyutunu gösteriyor... ''Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıklamak, yayınlamak ve bu yolla kişileri hedef göstermek" Bu savcıyı hakimi tanımayan var mı? Kaldıki bu davanın sanıklarının ve sözde örgütüne hali hazırda ''terör örgürü'' denmenin yasak olduğunuda aynı mahkeme karar vermişken.... Evet üçüncü neden tam bir hukuk faciasıdır... Hele hele ortada fol yok yumurta yokken çankaya da oturan zat hakkında aleyhte karar verdi diye linç edileye çalışılan hakim varken... Hele hele danıştay üyelerinin her türlü adresini bile yayınlayarak ''işte onlar'' sürmanşetiyle çıkan vakit nakit akit ortadayken ve bu yüzden cinayet işlenmişken.. Hele hele çok daha önce yenmiş bir yemekten dolayı HSYK üyesi Ali Suat Ertosun olayı daha ortadayken...Evet bir hukuk faciası...
İkinci madde birinci maddeden dolayı çok ciddi ve üstünde düşünülmesi gereken bir haber niteliği taşımaktadır. HA HABER YANLIŞ GÖRÜNTÜLER FOTOMONTAJDIR ozaman oda aldatıcı haber olduğu için çok kötüdür. İlgilileri ve sorumluları cezalandırılmalıdır. Yoksa çok ciddi bir haberdir... Bir kızın türbanından bir mankenin donundan bir futbolcunun aşkından dahaciddi haber en azından haber...
Birinci madde ise yani hakim savcı ve polislerin (aynı davada çalışan) bir iftar yemeğinde bir araya gelmeleri ise bir hukuk faciası değildir. Rezalet te değildir tam anlamıyla KEPAZELİKTİR. Rezaletle kepazelik arasında ki fark kepazeliğin büyük rezalet anlamında olmasıdır yoksa ikiside arapçadır ve isimdir... Kepazelik olmasının yanı sıra büyük bir skandaldır da aslında...
Bu kadar hassas bir durumdan geçerken zaten ORTALIK TOZ DUMAN OLMUŞ REZALETİN BİNİ BİR PARAYKEN bu çok önemli mi diyebilirsiniz sadece ÖNEMLİDİR. Çünkü hukuk devletinin iflasa gittiğinin temel bir göstergesidir. Faşist bir polis devleti olma yönündeki temel bir karinedir...
Hele hele bu davada... suçlarının ne olduğunu bilmeden içerde yatan olmasa, tüm hukuk ihlal edilip önce tutuklanıp sonra suç isnadına çalışma olmasa, Kuddusi Okkır gibi savcı polis ihmalinden ölen birisi olmasa, AKP nin RTE nin ve çankayadaki 11.nin başı her sıkıştığında bir dalga geliyor olmasa, davanın hukuktan çok siyasi olduğu açık ve net ortada olmasa, yüzyılın dandik davası olarak tarihe geçer ve Aziz Nesin gibi birisi çıkar 50 roman yazardı... Ama bunlar ve daha saymadığım nice hukuksuzluk hakkaniyetsizlik ve insanlık suçu dolu bir dava bu dava... Suçlamaları ve olayları AKP mi Dİnci medya mı polis mi savcı mı geliştiriyor daha o bile belli değil... Big Brother tam karar verememiş aslında bir değişim istiyor amma.....Bu dava hukuk fakültelerinde 20 sene sonra inceleme konusu olacaktır... Hani bir olay anlatılıp A B C... diye şıklı olan sorular var ya öyle... CMUK a göre ihlaller İnsan Hakları İhlalleri Polis arama ihlalleri Zapt etme ihlalerini yazınız denecektir... Öğrencilerde Oha diyip yazamayıp ha bire çakacaktır... yazyaz bitmez... İşin bir diğer acı yönüde bu gümbürtüden bu davaya nasıl karıştırıldıkları anlaşılamayan gerçek suçlular da yırtacaktır...
İşte böyle karmakarışık saçmasapan bir davanın aktörleri bir araya gelip yemek yiyemez... Skandala yol açar... Nitekim açılmış ama mevcut hükümet sayesinde daha büyük skandallar peşpeşe geldiği için açılım saçılım dağıtım başlığı altında buda gümbürtüye gitmiştir (şimdilik) Daha fazla yazmaya da gerek yoktur.
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
İnanın; bu kadar uzun bir cevap verdiğiniz mesajla değerli zamanlarınızı meşgul ettiğim için mütessir oldum. Zatialinize mukabele de bulunmak ve, belki ön yargırlarınız, bir nebze olsun dağılır düşüncesi ile de, kısaca iletinizi kendi penceremden ele alıyorum:
Atatürk'ün ve Atatürkçülerin dinsiz olarak lanse edildiğini zan olarak nitelendiriyorsanız ya samimi değilsinizdir ya da çok safsınızdır. Bu zan değil, gerçeğin bizatihi kendisidir, tabii görmezden gelmeyenler için...
Bir komiteyi oluşturan bireylerin çoğunluğunun reyleri ile oluşan genel kanaati ile, o komitenin içinden birtek bireyin bile kullandığı rey; kendi kanaati olunca, komiteden bu çıktı demekle, o üye bunu düşündü demek arasında fark vardır. siz zanlara devam edin. Yetme di samimiyetsizlikle o da yetmedi saflıkla itham edin.=)
Pardon ama, sizin vicdani muhakemenizin bir hukuk devletinde yeri ve işlevi nedir? Sizin felsefeniz yasa hükmünde midir? Yargıçlar sizin felsefenize göre mi hüküm kurmaktadır? Ben konunun hukuki boyutunu tartışalım, vicdani boyutunu değil dedikçe siz konuyu hep aynı noktaya getiriyorsunuz.
Vicdani muhakememizi hukukun için sokmak için değil, önyargılı olduğunuz için size cevap olarak verdim. Düşüncem hukuku bağlamaz demek için de; vicdani muhakeme olarak ifade ettim. Anlamak istediğiniz gibi anlamaya devam ederek; "siz konuyu hep aynı noktaya getiriyorsunuz" deyip, halen ön yargılara devam ediyorsunuz. Böyle bir hataya düşmeminiz için; Özellikle hukuki davetinize icabet olan bölümü kalın başlıkla belirtim!
İletilerimi tekrar okuyun ve nerede, herkes benim penceremden baksın demişim ya da bunu ima etmişim söyleyin. Haberi alıntılayıp tartışmaya açmışken ve hiçbir yorum da yapmamışken, herkesi benim penceremden bakmak zorunda bıraktığımı nasıl iddia edersiniz Derman Bey?
"Tam da beklediğim bir tepkiydi, teşekkür ederim beni yanıltmadığınız için, sn derman" derken, bunun manası, ben şunu beklerdim, fakat bu geldi demekle; kendinizin düşündüğü gibi, katılımcıların da aynı düşünceleri beklemenin arasında bir bağ yok mu demek istiyorsunuz? size safsınız diyeceğim ama, saflığa kaftan biçen bir ustaya bu ünvanı layıksız bulurum!
Hukukçu olmadığınız için (Profilinizdeki bilgilere dayanarak yazıyorum.) bu paragrafınızı hoşgörü ile karşılıyor, bilgi sahibi olmadığınız bir konuda fikir sahibi olmamanızı tavsiye ediyorum.
İşletmeci yazıyor değil mi? =). Hoşgörünüz için teşekkür ederim, fikir satılmıyor ki alıpta sahibi olalım, fakat bilgi tüccarlarından bilgiyi alıp sahibi olabiliriz. Fikir düşünceye dayalı bir melekedir, aklı olan herkes te bulunur. Yok fikir yürütmeyin demek istiyorsanız, hay hay olur, siz yürütün bizde sizi izleyelim. Atatürk'te diyor ki; "Fikirler zor ve şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez" sizde fikir yürütmeye kota koyuyorsunuz, inginç!
Bu sonuçlara nereden, nasıl vardınız Allah aşkına? Burada Cumhuriyet gazetesi ya da odatv web sitesi hakkında tek bir yorum yapılmış mıdır? İsimlerinden dolayı değil, yaptıkları haberden dolayı aleyhlerinde soruşturma başlatılmış, biz de burada bu konunun hukuki boyutunu tartışmaya açtık. Basın özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğü gibi kavramlara kafa yormaya ne dersiniz?
Haberi isimleri zikredilen yayın kuruluşları yaptığı için yoruma eklenmiştir. Evet, basın özgürlüğü; medyaya herşey mubah. Milletin evine medya kamera koyar haber, vatandaş koyar suç, kılıfa bak!
Eğer, sallanan binaları iyice yıkılsın diye iteleme ithamınız şahsıma yönelikse, önce sitede yazdıklarımı okumanızı, sonra yorum yapmanızı salık veririm. Ayrıca, aynı davada görev alan yargı mensupları ve kolluk kuvvetlerinin, aynı masada yemek yemelerini (hele ki gündemi meşgul eden, herkesçe takip edilen bir davada) doğal kaşılıyor, bunu eleştirenleri de "aralarında husumet oluşmasını isteyenler" olarak nitelendiriyorsanız, yargının tarafsızlığı, bağımsızlığı gibi bazı hukuk ilkelerini de araştırmanızı tavsiye ederim.
Rica ederim, bu nasıl bir anlayış siz niye iteleyesiniz ki, iteleyenler belli zaten; Davası devam eden bir duruşma, Devlet projesi olan bir açılım ha bire itelenip duruyor. Bizde aynı şeylerden bahsetiğimiz için; (hele ki gündemi meşgul eden, herkesçe takip edilen bir davada) haber yapma adına şakır şakır resim çekip millete faş etmenin kime ne yararı dokunur diyoruz! Siz bize bağımsızlıktan tarafsızlıktan bahsediyorsunuz, biz de sizi, tarafsızlağa davet ediyoruz. Sizce ikisinin arasında bir çelişki yok mu?
Sanık olarak yargılandığınız bir ceza davasının soruşturma aşamasında çalışan, yani sizin ifadenizi alan, delilleri toplayan kolluk kuvvetleri ile Cumhuriyet savcısını, ve kovuşturma aşamasında davanız ile ilgili kararı verecek olan hakimi, aynı yemekte (İftar yemeği olmasa da olur, zira biz sizin gibi oraya takılmış değiliz.) samimi bir halde tasavvur edin. Yemekte dosyanız ile ilgili bir şey konuşulmamış dahi olsa, sizin aklınızda soru işaretleri oluşur mu oluşmaz mı? Oluşan bu soru işaretleri, yargıya karşı inanç ve güveninizi sarsar mı sarsmaz mı?
Masum olduğum her davada, benim Türk Adaletine, Onun savcı ve hakimlerini güvenim sonsuzdur. Özellikle belirtiyorum; (sakına gene hukuku bağlamaz demeyin.=) bizim anlayışımızda; kendilerini vekil olarak meclise gönderdiğimiz her vekilin, adımıza yaptığı her icraatta, sonuna kadar destekçi, aynı şekilde onların atamalarına da sanuna kadar saygı duymaktayız, biz güvenmediğimiz kişiye iş vermez, güvenip iş verdikten sonra da onu sınamayız!
Unutmadan gene bizce; Gecede kafasında kırk tilki dolaşıp, desise üzerine desise kurarak senaryolar hazırlayan akıllı çakalardan, asil Türk Milletini koyun sürüsü gibi görüp, devlet içinde devlet kuranlardan, Bu ülkenin müreffehine çetelerle takoz atanlardan; Gel dedim mi gelen, git dedim mi giden, içinde zerre miktarı fesatlık bulunmayan saf bir çocuk olmak ehvendir!
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bir avukat üye doğruysa bu bir hukuki faciadır demiş... Ama hukuki facianın ne olduğunu tam belirtmemiş...
Ben de diğer üstadlarımın görüşlerine katılıyorum her şeyden önce bu türden ilişkiler adalet duygusunu incitir. Dermen bey biraz fazla iyiniyetli yorumlamış malesef burası Türkiye bir adım atacağınız zaman kılı kırk yarmalsınız.
Üstatların yazdıklarını dikte etmeye hicap duyuyorum onların konuştuğu yerde bana önümden yemek düşer.
Olmamalı adaletin adil olduğuna dair kimse de bir şüphe kırıntısı kalmamalı...
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Derman Bey rumuzlu üyeden alıntı
İnanın; bu kadar uzun bir cevap verdiğiniz mesajla değerli zamanlarınızı meşgul ettiğim için mütessir oldum. Zatialinize mukabele de bulunmak ve, belki ön yargırlarınız, bir nebze olsun dağılır düşüncesi ile de, kısaca iletinizi kendi penceremden ele alıyorum:
...
Uzun uzun yazdım, olmamış, anlatamamışım meramımı. Madem öyle bir de kısaca yazayım...
Haberi okuyup da tepkinin, birlikte yenen yemeğe, aynı davada görev alan yargı mensupları ve kolluk kuvvetlerinin samimi görüntülerine değil de "iftar" yemeğine, yemeğe katılanların "oruç" tutmasına verildiğini ileri sürmek ya da ima etmek, sizin literatürünüzde nasıl tanımlanır bilmiyorum ama bizimkinde "önyargı" ve "konuyu çarpıtma" olarak tanımlanır. Hele hele, gazetenin adına bakıp da böyle bir yorumda bulunmak önyargının dik alasıdır.
O halde, önyargılı olduğumu iddia etmeden önce, siz kendi önyargılarınızdan kurtulunuz ve konuyu çarpıtmaktan vazgeçiniz...
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Uzun uzun yazdım, olmamış, anlatamamışım meramımı. Madem öyle bir de kısaca yazayım...
Haberi okuyup da tepkinin, birlikte yenen yemeğe, aynı davada görev alan yargı mensupları ve kolluk kuvvetlerinin samimi görüntülerine değil de "iftar" yemeğine, yemeğe katılanların "oruç" tutmasına verildiğini ileri sürmek ya da ima etmek, sizin literatürünüzde nasıl tanımlanır bilmiyorum ama bizimkinde "önyargı" ve "konuyu çarpıtma" olarak tanımlanır. Hele hele, gazetenin adına bakıp da böyle bir yorumda bulunmak önyargının dik alasıdır.
O halde, önyargılı olduğumu iddia etmeden önce, siz kendi önyargılarınızdan kurtulunuz ve konuyu çarpıtmaktan vazgeçiniz...
Rica ederim, erekinizi de düşüncelerinizi de çok güzel anlattınız, emeğiniz ve yazdığınız her kelime, tarafımızdan satır satır kayda değer bulunmakla beraber, kafamızda ki birçok soru işaretinin de açıklığa kavuşmasına vesile olmuştur. kıymetli fikirleriniz için teşekkür ederim.
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
İki ileri bir geri yorumları kaale almasak da, BU ÜLKEDE BİR ŞEYLER OLUYOR...
Siyaseten ne olduğunu zaman zaman bu forumlarda tartışıyoruz zaten de, hukuk, hukuk tekniği, yargılama esasları ileri mi gidiyor? Tornistan mı yaptı?
Öncelikle bir tesbiti yapmak zorundayız. Bu ülke hukuk alanında hiç bir zaman mükemmel olamadı. Hep eksikti, bütçesi eksikti, personeli eksikti, personelinin eğitimi eksikti, personelinin maaşı eksikti, Adliye Saray'ı denilenler aslında barakaydı, falan filan... Sonuç olarak toplumda adalet duygusu sağlanamıyor, parası olanın veya gücü elinde bulunduranın başına bir şey gelmeyeceği genel toplumsal kanı haline gelmişti... Bu değerlendirmeyi yapmadan konuya bodoslama dalmak haksızlık olur. Ama bu söylediğim olumsuz şartlara rağmen, hukuk insanlarının önemli bir kısmının yıllar yılı olumsuzlukları görmeyip, topluma adalet dağıtmaya çalışmalarını, dosya yükü altında ezilirken bile hukuku korumaya çalışmalarını takdirle karşılamayacak insanın , insan evladı olmadığını düşünüyorum.
Peki ya siyasiler, son zamanlarda neredeyse aynı olduklarından yasama ve yürütme... Sizler üstünüze düşeni yaptınız mı? TBMM'de kabul ettiğiniz yasaların toplumun adalet duygusuna hitap ettiğini düşünüyor musunuz? Kimi AB Uyum Yasaları'nı çıkarırken ülke ve toplum şartlarını dikkate aldınız mı? Hadi hepsini dikkate aldınız diyelim, bu Kanunların uygulanması konusunda hassasiyet gösterdiniz mi? Mesela AB zoruyla Türk Ceza Kanunu'na etkin Pişmanlık" ı eklediniz de, gereğini yerine getiriyor musunuz? Yoksa fiili durumda, toplumun genelinin tepkisini çeken ve Yüksek Yargı alanında olan konularda MOBİL MAHKEMELERLE "İÇTİHAT" yaratmak CMUK'un neresine tekabül eder? Gizlilik kararı alınmış soruşturmalardaki "GİZLİ BİLGİLER" neden önce medyada yer alır? Soruşturmaların özü ile ilgisiz özel hayat bilgileri neden topluma yandaş medyalar aracılığıyla servis edilir? Delil toplayan, toplanan delillerden iddia kuran ve iddiaları tartıp değerlendirenler neden aynı sofranın malı olur?
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Sayın Ragıp Atay
Windows duvarlarınızı (ön yargılarınızı) aşamayacağım zannım galip gelse de, her aklın hakim olduğu yerde, bir umut vardır düşüncesi ile mesajınızı irdeliyorum:
Av.Ragıp Atay rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Derman bey
Ne iş yaparsınız, eğitiminiz nedir bilmem. Ama hukuki bir konuda hukukçularla tartışırken saygılı olun. demokrasi, vicdani muhakeme, bizde öyle sizde böyle vs. gibi hamaseti bir yana bırakın.
• Hukuki konuda sizin tabirinizle, hukuktan bi-haber olarlarla tartışırken, kişillere çap ölçülerini ve eğitimlerini sormak yerine, mütehassısı olduğunuz; haklar bütünü bilgi birikimlerinizi, muhatablarınıza izah etme yönüne gidiniz ki; muhatabınız da hukukunu bilip, aynı eşit haklarla sizinle münazara etsin, hem hukuktan bahsedip hemde hukukçu olarak hukuka barikat kurmak olur mu? Postacının görevi mektup getirmektir, mektubu alanın okuma bilip-bilmemesi postacının insiyatifinde değildir. Unutmayın ki; tahsil ettiğiniz bütün kitaplar birer insan fikrinin eseridir. Bunların ilk başı hukuku kimseden tahsil etmediği halde, kendisinden sonrakilere hukuk dersi vermiştir!
Birilerinin başkası ile yemek yemesi sakıncalı değilse, niçin ergenekon davasında falanca filancayla görüştü diye kıyamet kopuyor?
Kıyamet koparanlara müracaat ediniz.
Neyse bunları bırakalım. Hukuk olarak konuşalım. Kanun demiyorum zira hukuki olmakla kanuni olmak farklı şeylerdir.
Demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ve kuvvetlerin bağımsızlığı ilkesi vardır. Bu ilkelerin varlığı demokrasinin de göstergesidir. hakim, yargıya aittir. Eskiden savcı da yargının bir parçasıyken ne yazık ki artık yürütmenin denetimindedir. Polis ise tamamen yürütmeye aittir. yani bunların görülen bir davada birarada olması hukuk sistemine aykırıdır.
• Hukuk; Canlı cansız her maddenin, madde olarak taşıdığı değerlerinin hakkını ele alıp, haklarını korumaya yönelik, değerler bütünüdür. Bu değerlerin sahiblerine dağılımına; Hak. Bu hakların sahiblerine iade edilmesi yöntemini ele almaya; Kanun. Hakların çiğnetilmeden sahiblerine eşit dağılımına da; Adalet denir. Hukuka dayalı olmayan kanun, kanuna dayalı olmayan dağılım, adaletsizliktir. -Derman Bey-
• Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Millet iradesine dayanmayan her yönetim diktatörlük, vekalet olmadan yürütülen vekillik hükümsüzdür. Savcının, adaletin bekası açısından yargıda kalması isabetli olabilirdi ama, böyle uygun görülmesine de saygı duymaktan başka birşey düşünülemez. Hukukun sistemine aykırı olan; görülen davayı yürütenlerin, insanlık münasebetleri değil, görülen davaya ait gizli planlar yapacak olmalarıdır. Savcının dava hakkında sağlıklı karar vermesi açısından, emrine verilen polisten tutanağa dayalı olarak değil, polisi yanına çağırarak, bir bilgisini talep etmeside mi, hukuk sistemine aykırıdır?
• Tedbir olumsuzluğa engel içindir, olumsuzluk tedbirsizlikten değildir. Kazayı ortadan kaldırmak için, hız sınırlaması getirilen bir yolda; Her 200 km ile hız yapan araç, hız sınırını ihlal edip, suç işlemiş olsa da, kaza yapmasının kesin olmadığı gibi; Her yavaş giden araçta, hız sınırı ihlali yapmadan kaza yapmaz demek cahilliktir. Yürütme sık sık bir araya gelirde, haşır neşir olursa, o zaman eski sistemdeki gibi polis savcının yardımcısı olur. Zaten böyle bir durum olmaması için sonradan polis savcının emrine verilmiştir.
Hukukçunun hezeyanı fikirlere ambargo koymak değildir. Fikirlere ambargo koyan zaten hukukçu değildir. Genel hukuk hakka amborga zaten koymaz, koyan hukuku bilmeyen hukukçudur.
• Bizde aynı şeylerden bahsettiğimiz için, hukukçu olarak üste de yazdıklarınızı bir okuyun, fikir insanın hukuku mudur, değil midir, bir bakın? ondan sonra da, kimin amborga koyduğunu görün. İnsanın haklarını bilen hukuk, hakkını savunmaktan aciz kalana, hukukçu vermiştir, hukukçu hakka ambargo koyarsa buna ne dememimiz gerekir?
Şimdi kendi kendinize düşünün. Salman Rüşti niye sokağa çıkamıyor? İranda, Arabistan'da, Malezyada fikirlerinizi açıklayabilir misiniz? uzağa gitmeyelim. Burada istediğiniz söylüyorsunuz. herhangi bir sizin görüşünüz doğrultusunda sitede evrim teorisi doğrudur diye forumda yazın bakalım ne olacak. Hadi onu bırakalım. Namaz üç vakit diye yazın da, kim kimin görüşüne ambargo koyuyor görürsünüz.
• Mesajlarımıza persenk yaptık; Bir hukukçunun, varsayımlara dayalı zanlarla, tecrübe ettik diyerek; herhangi bir konu hakkında karar mercisin de hüküm vermesinin yanlış olduğunu. O zaman siz kanunları okumadan; tecrübeleriniz, zannlarınız doğrultusunda hüküm vermeye devam edin. Kişinin tecrübe ve zanları ihtiyatlı olması açısından ölçüdür, sonucun her zaman tecrübe ve zan doğrultusunda çıkacağı ise meçhul!
Buradahukuktan sözediyoruz. Sizin vicdani mahkemenizden değil. Sizin vicdeni mahkemelerinizde, pantolon giyen kadınların kırbaçlanması, parkta yanyana oturan gençlerin 40 kırbaçla cezalandırılması, ulema konsey kararlarına itiraz edenlerin idam edilmesi var.
• Hele bunlar tam hukukçu hezeyanı. Bir başlığa konu olan metnin, muhteviyatı hakkında tam bilgiye vakıf olmadan, mesajların bir başından, birde sonundan göz ucuyla okuyup, mesajın muharririne ver yansın yaparak ortalığı velveye vermek tam bir karalama. Biz demişmiyiz ki; pantolan giyen kadınları kırbaçlayın, konsey karalarını takmayını sallandırın diye, bunlarla itham ettiğiniz isnadınızın mesnedini, sizden ibraz etmenizi istirham edebilirmiyim? Siz böyle devam ederseniz, bizde kendimizden şüphe etmeye başlayacığız.=)
Demek kimseyi muhakeme etmeden suçlu ilan etmezsiniz? ma husuli ilim ile değil de huzuri ilimle yaparsınız. Yani hukuk, felsefe, biyoloji, tıp gibi ilimleri değil de; Fıkıh, içtihat, icma, kıyasa göre karar verirsiniz.
belli zaten. Sivasta onlarca aydını yargılayarak yaktınız. Oruç tutmayan gençleri bıçakladınız, kısa etek giyen kızların bacaklarına asit attınız, daha sayayım isterseniz.
• İnanın sizin adınıza üzülüyorum, bunlar nasıl bir itham? sıkılmasanız bütün fail-i meçhulleri bile bize yükleyeceksiniz, bizi nasıl olsa çamur yağmuruna tutmuşsunuz önemli değil, bazı kendi üzerlerinizi kirletmeyiniz! Mesajınıza konu aldığınız vak'a-larla ve failleri ile; ne düşünce nede başka bir bağımız söz konusu değildir, bizi çok mahçup ediyorsunuz.
Bakın sayın Derman Bey. Şu anda hükümette sizin gibi düşünenlerin olması ve onların karralarının halk çoğunluğu olduğu ve bu nedenle demokratik olduğu kanısındaysanız yanılıyorsunuz. Zira demokrasi evrenseldir ve hükümetle, seçimle, çoğunlukla, meclisle falan ilgili değildir.
Şöyle örnek vereyim. Hırıstiyanların çoğunlukta olduğu bir ülkede mesela belçikada; Kanunla ya da halk oylamasıyla camilerin kapatılması ya da namaz kılınması yasaklansa, bu kanuni olur ama!!!!!! HUKUKİ OLMAZ. yani çoğunluğun benimsediği şey hukuki değildir. Sizin dediğiniz gibi olsun. Seçilmişlerin verdiği her karar hukuki midir? O zaman niye türban serbest olsun diye mücadele ediyor bu kadar insan. Seçilmişler, yasak demiş. Uyun o zaman.
Demogoji anlatan için güzeldir. hele kendisi de inanıyorsa daha güzeldir.
tekrar söylüyorum hukuk evrenseldir. Şimdi örneği ters çevirelim. Türban eylemi yapan bir gurubu dağıtan polis müdürü, savcısı ve hakimi aynı masada yemek yediğinde, ne yazacak malum gazeteler. Şimdiye kadar olmayanı yazdıkları ile belli.
Şimdi üyeliğiniz için bir şansınız var.Ben sizin görüşlerinize uygun bir siteye üye olacağım. orada sizn burada yazdığınız gibi karşıt görüş sunacağım.
Bana uygulanan işlem size de uygulanacaktır. Emin olabilirsiniz.
Ünlemleri nokta kontrollerinde ki reflektörler gibi dizmenize gerek yok, bizim için her yazınız dikkate alınmakta.
• Demokrasi halk egemenliğine dayanan, seçme hakkı verilmiş çoğunluğun reyi doğrultusun da, iş başına getirilmiş kişilere yönetimi teslim etmektir. Demokrasi yönetimi de, verildiği isimlere göre özgürlükçüsünden, sosyalına kadar ihtiyaç duyuldukça açılmaktır. Hukuk ta evrensel olduğundan yalnız hukuçular bilmeli, kişiler kendi haklarını savunamayıp, hukuklarını bilen avukat tutmalıdır, değil mi?=)
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Evet, hukuk herkese lazım diyerek konuya bir "açılım" getirmek istiyorum Sayın Gür, müsaadenizle...
Önce bir haber aktaralım;
"Adalet Bakanı Sadullah Ergin Kuzey Irak'tan giriş yapan PKK'lıların yargılanma süreci için birkez daha, "Hakimlerimizin kendi öz iradeleriyle yaptıkları yargılama faaliyetidir" dedi. Ergin, dosyanın içeriğini bilmeden yapılan değerlendirmelerin sağlıklı olmadığını söyledi.
Bakan Ergin, Hukuk ve Hayat Derneği ile Hukukçular Birliği Vakfınca Rixos Otel'de düzenlenen Yargı Reformu Stratejisi Değerlendirme Sempozyumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, yargı reformu kapsamında yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunun sık sık gündeme geldiğini belirtti.
Sempozyuma verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Ergin, bir gazetecinin, teslim olan terör örgütü üyelerinin Silopi'de sorgulanmasına ilişkin bir sorusu üzerine de "Bu konuda hem bölgedeki başsavcımız gerekli açıklamaları yaptı hem ben mecliste bir soru üzerine gerekli şeyleri söyledim. Uygulama, bölgede Diyarbakır Valiliğinin başsavcılıktan talebinin yerine getirilmesi olayıdır. Ceza Usul Yasası'nın 251. maddesinin verdiği yetkiyle yapılmış bir uygulamadır Diyarbakır Savcılığınca. Başsavcımız dün itibarıyla bu açıklamayı yapmış zaten. Onun dışında Diyarbakır'dan Silopi'ye gönderilmiş herhangi bir hakim söz konusu değil" dedi.
Sadullah Ergin, "Gene Ceza Usul Yasası'nın 252. maddesinde uygulama imkanı bulunan (c) fıkrasına dayalı olarak da Silopi Mahkemesi hakimi oradaki güvenlik birimlerinin talebi üzerine Silopi Gümrük Kapısı'na gelerek sorgu işlemini orada yapmıştır. Olay tamamen bundan ibarettir. Konuyla ilgili yapılan yargısal faaliyetler tamamen bölgedeki başsavcılığımızın kontrolünde ve hakimlerimizin kendi öz iradeleriyle yaptıkları yargılama faaliyetidir. Bunun dışındaki bilgiye dayanmayan birtakım doğrulanmamış haberlere dayanan yorumların doğru olmadığını başsavcımız da ifade etmiştir. Ben de dosyanın içerisini bilmeden yapılan bu değerlendirmelerin sağlıklı olmadığını ifade ediyorum" diye konuştu." (www.cnnturk.com sitesinden alıntıdır.)
Şimdi bu haberi asıl konumuzla birlikte değerlendirelim. Bakanın beyanatına göre, valilik (yani yürütme) ve güvenlik güçleri (yani yürütme) birtakım taleplerde bulunuyor, Cumhuriyet savcılarımız (yani yargının iddia makamı) her şeyi kontrollerine alıp talebi değerlendiriyor, sonra da kabul ediyor ve hakimlerimiz (yani yargının karar makamı) de aynı bölgede kendi öz iradeleriyle yargılama yapıyor.
Şimdi de, talepte bulunan valiyi, kolluk kuvvetlerini ve bu talepleri değerlendirip kamu adına karar makamından talepte bulunacak olan iddia makamı ile talepleri değerlendirip karar verecek olan karar makamını lütfen aynı karede, samimi bir şekilde yemek yerken tasavvur edin.
Baştan belirteyim niyetim kesinlikle birbirlerinden etkilendiklerini, birbirleri ile paralel hareket ettiklerini iddia etmek değildir, zira neler olduğunu henüz bilmemekteyiz, netleşene kadar da yorum yapmayı yanlış buluyorum.
Öyleyse konuyu neden açtım?
Birincisi, böylesine önemli soruşturma veya davalarda, birbirleri ile arz-talep-kabul-red bağı ile bağlı olanların (Yukarıdaki örneği de bu bağı somutlaştırmak için verdim.), bir arada samimi görünmelerinin doğru olmayacağını öngörmeleri gerektiğini; belki basiretsizlik, belki de iyi niyetle bir arada samimi pozlar vermelerinin, tepkilere neden olacağını öngörememelerini kabul edemediğimden dolayı da tepkilere tepki vermelerini anlamsız bulduğumu belirtmek istedim.
İkincisi, görüntünün akıllarda yaratacağı soru işaretlerini ve bu soru işaretlerinin Türk adaletine olan güveni ve inancı sarsacağını, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını tartışmaya açacağını, bunun da yargıya, dolayısı ile bir gün hepimize lazım olacak olan hukuka zarar vereceğini ortaya koymak istedim.
Cevap: İftar yemeği haberini yapan odatv hakkında soruşturma...
Derman Bey
Demogoji iyi gibi görünen bir hastalıktır. Hele ki yapan da inanıyorsa. Tartışmaya niyetim yok.
Yalnız demokrasi,halk, irade vs. Bunları yanyana dizmek haklı olmak değil. Hukuki olmak ile kanuni olmak, he ki meşru olmak farklı şeylerdir. Halkın çoğunluğuna sahip olanların yaptıkları da herzaman demokratik olmuyor.
Tek soru sordum. Bana yanıt vermenize gerek yok. Kendinize yanıtlayın.
Çoğunluk tarafından seçilmiş bir hükümet, namaz kılmayı yasaklarsa, demokratik olur mu?
Arkadaşlar merhaba. Dün İstanbul Emniyet Müdürlüğünden arandım , aramayı yapan polis arkadaş sosyal medya hesabımla ilgili bir soruşturma olduğunu ve...
Telefonla yanlış yere başka kişiyi rahatsız etmekten dolayı hakkımda dava açılsa idari olarak durumum ne olur? Ve ben bu arama işini üstüne basa basa...
Sayın meslektaşlarım, 16 yaşındaki bir kız zorla resmi nikahı olmayan kocasının yanıdan, babasının arkadaşı tarafından kaçırılıyor. 20 günün sonunda...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Not long ago played in casino13.org - everything is clear, without deception. Everything quick and easy. Has anyone tried it? Any...
Kişisel Verilerin Korunması...