Bir örnek olayda okuduğum süreci sizinle paylaşarak konunun uzmanlarından görüş almak isterim.
Çalışan; X firması ile iş görüşmesi yapmış, görüşmelerde uzlaşma sonucunda görevi kabul etmiştir. Firma yurtdışı bağlantılı olduğu için adaya '' - Şu anda bu pozisyon için onay aldık ancak bütçe kesinleştiği için resmi kadronuzu alamıyoruz; 8 aylık bir süre dışarıdan bir danışmanlık firması üzerinden bordolanmanız gerekecek. Paranızı onların banka hesabından almanız dışında X firmasının benzer görevlere sağladığı tüm haklardan yararlanacaksınız, 8 ay sonra yeni mali dönem başlıyor, o esnada zaten kadronuzda gelmiş olacak'' denmiştir.
Bu koşulların kabulu üzerine süreç başlamış ve gerçekten de sekiz ayın sonunda yeni bütçe hesaplanırken bahsi geçen kadro da bütçe kalemine dahil edilmiş, kişinin ssk kaydı fiilen zaten çalışmakta olduğu X şirketine geçirilmiştir. Kişinin ısrarlı talebi üzerine de ek bir madde konularak ''... kişinin tüm yasal hakları saklı kalmıştır, iş kanununun gerektirdiği tüm konular için hesaplama tarihi kişinin fiilen bu firmaya hizmet vermeye başladığı gün üzerinden esas alınacaktır...'' ibaresi eklenmiştir.
Geçen süre içinde çalışanın Genel Müdürü ile düştüğü anlaşmazlıklar sonucu kendisine yürüttüğü görevin ekonomik kriz sebebi ile fesh edildiğini açıklayan bir ihbar mektubu tebliğ edilmiştir. An itibariyle kişi ssk kaydı asıl işverene geçtiğinden beri 5 ay 28 gündür çalışmaktadır. İhbar süresi olarak ise firma kişiyi aynı gün işten çıkartmamış, fiilen X şirketine gelmesine gerek olmadığını ancak bir ay daha onu kadroda tutacaklarını,SSK primini ödeyeceklerini ve gelecek ay sonunda resmi işten çıkışını vereceklerini kendisine tebliğ etmişlerdir. Çalışan; X şirketinin bu tercihi doğrultusunda firmaya fiilen gelmemiş ancak gelecek ay sonunda gelerek işten ayrılma bildirgesini imzalamıştır ve hukuki bağları sona ermiştir.
Ancak bu dönem zarfında fesh edildiği belirtilen pozisyona dışarıdan yeni bir çalışan transfer edilmiştir. Eski çalışanın fiilen ayrılmasından 1 hafta sonra yeni kişi göreve başlamıştır. Hatta eski çalışan işten ayrılma işlemleri için ay sonunda geldiğinde kişi ile tanışmıştır.
Bu gelişmeler doğrultusunda eski çalışan firma aleyhine işe iade davası açmıştır.
Davanın geçerli olabilmesi için gerekli olan temel şartlardan:
1-Kişinin işyerinin genelini sevk ve idare eden bir görevde olmaması
2-Şirkette 30 ve üzeri çalışan olması
başlıkları sorunsuz bir şekilde kabul görmektedir.
Ancak son maddede kişinin altı ay ve üzeri çalışıyor olması başlığı tartışmalıdır.
X firması kişinin altı ayı tamamlamadığı gerekçesi ile davanın esastan reddini istemektedir.
Çalışan ise; firma ile ilk iş görüşmesini ve sonradan yapılan sözleşmedeki maddeyi belgeleyerek geçen süre zarfında fiilen bu firmaya hizmet ettiğini, yapılan sözleşmede yasal haklarının başlangıç tarihinin yönetim tarafından önceki dönem olarak imza altına alındığını; özetle 6 aydan çok daha uzun bir süre çalıştığını belirtmektedir.
Yüce mahkeme dava ile ilgili bilirkişi incelemesini uygun görmüştür.
Tamamlanan keşif sonrasında hazırlanan değerlendirme raporunda bir nokta ciddi bir soru işareti oluşturmaktadır.
Şöyle ki:
Bilirkişi raporunda kişinin çalışma tarihi 8 ay sonrasında kişinin firmaya asaleten geçtiği tarih başlangıç günüdür.
Ancak son gün olarak feshin kendisine bildirim tarihini değil işkur'a gönderilen işten ayrılma bildirgesinde esas olan tarihi değerlendirmeye almışlardır.
Bu sebeple kişi firmada altı ay yirmiki gün çalışmıştır denmekte ve az yukarıda bahsi açıklanmış tartışmaya değinilmeden zaten bu süreyi geçtiği öngörülmüştür.
Bu noktada ben yıllardır bu sürenin ihbar edildiği gün kronometrenin durduğu mantığı ile çalıştım.
Ancak bir bilirkişi heyetinin komple bunu gözden kaçıramayacağı düşüncesi ile aklıma eğer firma kişiye ihbarı ödemez de kullandırırsa -ki sonuçta bağı kesmemiş oluyorlar- o zaman süre hesabında bilirkişinin de değindiği gibi son gün mü esas alınır? sorusu gelmekte
Bunun son derece önemli bir detay olduğunu düşünmekteyim.
İş akdi fesih önellerine uyularak feshedilmişse, fesih, önel süresinin sonunda sonuç doğrur.
Sayın Temel,
Cevabınız için teşekkür ederim.
Ancak sizden naçizane ricam biraz daha detay verebilir misiniz? Çünkü cevabınızı maalesef ben tam kavrayamadım. Bahsiniz eğer ihbari ödeme olarak almamış, bunun yerine içerde kalarak kullanmış ve/veya kullandırılmış ise olayda adı geçen süre hesaplamasında ihbar sebebi ile kaldığı süre de dahil edilir mi?
Ancak sizden naçizane ricam biraz daha detay verebilir misiniz? Çünkü cevabınızı maalesef ben tam kavrayamadım. Bahsiniz eğer ihbari ödeme olarak almamış, bunun yerine içerde kalarak kullanmış ve/veya kullandırılmış ise olayda adı geçen süre hesaplamasında ihbar sebebi ile kaldığı süre de dahil edilir mi?
Teşekkürlerimle,
Evet..
İhbar önelleri peşin ödenerek iş akdi feshedilmişse fesih o tarihte sonuç doğurur.
Peşin ödenmeden ihbar öneli kullandırılarak feshedilmişse, iş akdi ihbar önelinin sonunda (mesela kişinin 1 yıllık çalışması var, önel 4 hafta, işçi 4 hafta çalıştıktan sonra,) feshedilmiş sayılır.
Aslında bu konuda pekçok Yargıtay kararı olması lazım. Aratırsanız ulaşabilirsiniz.
Teşekkür ederim. Uzun süredir yanlış bildiğim hatta danıştığım pekçok arkadaşımın da yanlış bildiği bir konu imiş bu.
Bu noktada son cümlenize istinaden kısa bir sorum olacak.
Yargıtay kararlarını aratırken kazancı vb... site ve programlar var. Ancak bunlar belli ücretlere sahipler ve zaman zaman kullandığım için bu üyeliğin maddi yönü efektif gelmiyor.
Uyap'ta yargıtaya bağlantı var ancak anahtar kelime seçemiyorsunuz ( daha doğrusu bu bir işe yaramıyor ) en iyi ihtimalle 9. HD'nin tüm kararlarını okumak kalıyor ki bu da aradığınızı bulmada manalı değil.
Önerebileceğiniz bir yöntem yada farklı bir kanal var mı yargıtay içtihatleri için?
İş kanununda aradığınız cevap mevcut.
''- Fesih bildirimine itiraz ve usulü
MADDE 20. - İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.''
Yani işe iade davası açılabilmesi için gereken kaçırılmaması gereken hak düşürücü süre feshin mektupla bildirildiği gün başlamıştır.
Teşekkür ederim. Uzun süredir yanlış bildiğim hatta danıştığım pekçok arkadaşımın da yanlış bildiği bir konu imiş bu.
Bu noktada son cümlenize istinaden kısa bir sorum olacak.
Yargıtay kararlarını aratırken kazancı vb... site ve programlar var. Ancak bunlar belli ücretlere sahipler ve zaman zaman kullandığım için bu üyeliğin maddi yönü efektif gelmiyor.
Uyap'ta yargıtaya bağlantı var ancak anahtar kelime seçemiyorsunuz ( daha doğrusu bu bir işe yaramıyor ) en iyi ihtimalle 9. HD'nin tüm kararlarını okumak kalıyor ki bu da aradığınızı bulmada manalı değil.
Önerebileceğiniz bir yöntem yada farklı bir kanal var mı yargıtay içtihatleri için?
Saygılarımla,
Sayın deutr, karar ararken sizden farklı olduğumu söyleyemem. Karar programım yok, bazen Kazancıdan ilgili kararın tarih ve numarasını bulduktan sonra arkadaşlarımdan rica ediyorum kararı çıkarmalarını.
Genellikle kitaplarımda ve netteki sitelerde arama yaparak buluyorum kararları.
Az önce sizin için karar ararken biraz kitap karıştırdım, biraz net taradım, ve bizim sitede yayımlanmış şu linkteki "istisnai" kararı buldum mesela. https://www.hukuki.net/ictihat/904473_9h.asp Size genel olarak fikir vereceğine inanıyorum.
İş kanununda aradığınız cevap mevcut.
''- Fesih bildirimine itiraz ve usulü
MADDE 20. - İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.''
Yani işe iade davası açılabilmesi için gereken kaçırılmaması gereken hak düşürücü süre feshin mektupla bildirildiği gün başlamıştır.
Erdoğan Bey,
İlginiz için teşekkür ederim. Dava açılabilmesi için geçerli takvim ihbarin kendisine bildirildiği gün başladığı sizin de belirttiğiniz gibi açık.
Benim takıldığım ve İlknur Hanım'ın destek olduğu konu; şirket, çalışanı ihbar mektubu sonrası ihbar öneli ödemek yerine yasal süresi boyunca kayıtlarında tuttuğunda kişinin firma için çalışma süresi otomatikman uzamış oluyor ve dolayısı ile altı aya 5 gün kalmışken, başka bir deyiş ile işe iade davası için esas şartlardan birinden mahrum olabilecekken işten ayrılma bildirgesi tarihi daha sonraya attığından süresi uzuyor ve altı ay sınırını geçebiliyor.
Dolayısı ile dava açım süresinde belirleyici etken ihbar tarihi; ancak altı aylık süre hesaplamasında esas olan bildirim tarihi olmayabiliyor. Benim gibi pekçok kişi altı aylık süre hesaplamasında da ihbar edilen günün belirleyici olduğunu düşüyordu. Önemli bir nokta olduğuna inanıyorum.
İşe iade davası açmak için süre ihbar tarihi ile başlıyor,ihbar edildiği tarihte ise 6 aylık süre dolmadığından işe iade davası açma hakkı bulunmuyor.
Bana göre açılacak işe iade davası kabul görmeyecekti zaten.
Dediğiniz gibi kilit bu sürenin hangi takvimlerle belirleyici olduğu.
Davayı açabilmek için sürenin ihbar ile başlayan 30 gün olduğu yasada açık.
Ancak dava esaslarından altı aylık kıdem konusunda durum iki yönden de bakıldığında farklı sonuçlar doğuruyor.
Kişiye süresel ihbar kullandırılmayıp derhal fesih yapılırsa ve bunun tabi sonucu olarak hakedişleri ödenip işten ayrılma bildirgesi hazırlanırsa; sorun yok zaten ssk giriş çıkışları belli olacak.
Fakat; eğer şirket süreyi kullandırırsa şirketin kendi rızası ile elemanı x süre için firmada tuttuğu, hizmet aldığı, çalıştırdığı da açık oluyor. Bu aşamada kişi bu sürede de hizmet verdiğine göre, o şirket için çalışıyor.
Bahsi geçen olayda kişinin firmada önceden de aynı görevi sürdürdüğü ancak işletmesel sebeplerle kadroda gösterilmediği, sonrasında hakları korunarak kadroya alındığı için az yukarıda bahsettiğimiz açıklamayı destekliyor. Lakin böyle bir vaka olmadığını ve sadece düz bir altı aylık süre hesabı yaptığımızı bile varsaysak eğer kanun altı ay çalışmak diyor ise ve resmi kayıtlara bakılıyorsa dava sürecinde kişi bu sürede firma çalışanı durumunda ( eğer firma bu süreci risk olarak görüyor ise derhal fesih ve ihbar öneli ödemeyi tercih etmeli )
Yorumda şu tek taraflı adaletsizlik yaşatmakta. Firma kişiye ihbar ettiği an süresi altı ay hesaplaması duruyor. Ama çalışan ihbar süresi bitmeden farklı bir iş bulsa bile gidemiyor. Yani içerde kalmayıp gitme tercihi kulanma o an firmada; işten ayrılması tabi bir mağduriyet, tercihlerinde dava süreci olursa altı aylık süreyi kullanamayacak olması ayrı bir mağduriyet, yeni işi kaçırması da sonuncusu...
Görüşleriniz benim için değerlidir, paylaşırsanız sevinirim.
Öncelikle Böyle faydalı bir site oluşturduğunuz için teşekkür ediyorum. Benim Sorum şu, Kardeşim Taşeron firmada tedaş adına fatura ödeme merkezinde...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku