commodore1tr;292162]Bu hoş olmayan rencide edici oğlancılık konusunu pas geçmek için öz bir laf ettiğime pişman etmeyin beni...
İşte tarihi ben böyle canlı bizzat yaşayandan dinlemeyi cok seviyorum.eeee commodore 1tr.demek bizzat oradaki kohuşta bulundun vaybe ,asırlarca zorolmuştur değilmi.:o
Be ey Türkçesi Ahlakı terbiyesi bozuk Allahın sersem ve de şapşal kulu ;
Bir hata yapıp seni insan yerine koyduk diye kendisini adamdan sayan gafil din bezirganı;
Kendi ahlaki ruhi insani pisliğini gittiği her yere girdiği her foruma bulaştıran yaratık ;
Hadi diyelim hiç bir halt bilmiyorsun, zaten yazılarını okuyunca bi haber yaşayan bir çakal olduğunu gördüğüm kişi bari okuduğunu anla... Amma diyorsanki anlamak için kafa kafa içinde beyin beyin içinde azıcık zeka lazım o da bende yok... Ne yapalım Allah ta seni böyle yaratmış... Kabul ederiz Herkezde beyin olmaz bazıları senin gibi bıngıldak taşır... oda sallandıkça dang dong ding diye ses çıkarır tıpkı senin çıkardığın gibi... Ama insan azıcıkta kendisini bilir bilir değil mi yahu.. bilir bilir... Bilir ve susar... En azından eskilerin deyimi için Ağır olda molla desinler diye... Ama sen molla ile mola arasında ki farkı bile bilemeyecek kadar zavallısın...
Girdiğin her yeri pislettiğin gibi bu forumuda kirlettin . Bu sana son yanıtım hak ettiğin gibi bir yanıt ... Sakın bir daha karşıma çıkma sakın... Kendisini bir şey sanan laf söylediğini sanan Türkçe özürlüsü.....
''İşte tarihi ben böyle canlı bizzat yaşayandan dinlemeyi cok seviyorum.eeee commodore 1tr.demek bizzat oradaki kohuşta bulundun vaybe ,asırlarca zorolmuştur değilmi.''
Demişsin ya bozuk Türkçenle yetersiz bilginle olmayan gramerinle... Aynı zamanda okuduğunuda anlamamışsın... Ben Padişahlardan bahsettim onların yaşamından davranışlarından... Ben o tarihi PADİŞAH OLARAK YAŞADIM senin o koğuşta yaşadığını biliyordum ama hiç ilgimi çekmedin... Çok kullanılmıştın ve tercihim değildin....
Hadi başka kapıya hadi... Bozma ağzımı din bezirganı umni yaratık...
Bu arada ağızlarda sakız olan "Osmanlı padişahları ne kadar Türk?" sorusuna
kısa bir cevap vereyim: Prens Charles ne kadar İngiliz ise o kadar.
"Ne mutlu Türk'üm diyene" düsturuna sahip çıkması gereken birinin yine hiç lüzumu yokken Canan Arıtman'laşıp Osmanlı padişahlarının etkin kökenini gündeme getirmesi nasıl bir tezattır.
Bu arada Mara Despina Rum değil, Sırp'tır. Sırp Kralının kızı olan Mara Despina II. Murad'ın eşlerinden biridir, ama Fatih'in annesi olduğu konusu tartışmalı.
Olsa da fark etmez.
Fatih İstanbul'u fethettiğinde ordusunda Sırp askerleri de vardı.
Bizans'ın ordusunda ise Karamanoğulları'ndan gelen askerler.
Çanakkale şehitliğinde yatan Rum, Ermeni, Museviler de bizdendir.
Bilmem anlatabildim mi?
Hah işte ''canımcım''geldik zurnanın zırt dediği bir yere...
Sadece internetten elde edilen bilgiler yetmiyor. Kısmen doğru olsabile gerçek sonuçları vermiyor...
Bu film Eurimages ve Kültür Bakanlığı işbirliği ile TTK ( Türk Tarih Kurumu) ile anlaşmalı olarak yapılmış ,tarihçilerin genel olarak anlaştıkları bir metin üzerinden hayata geçirilmiştir. Hazırlanan metni bir film senaryosuna dönüştürmek için Savaş Ay, Zuhal Olcay, Okan Bayülgen, Tuncel Kurtiz ve Haluk Bilginer birlikte çalışmış son olarak 78-92 moduna Mustafa Altıoklar noktayı koymuştur. Ha işin ilginci bazı tarihçiler kendi yazdıklarını sahnede görünce inkar etmişlerdir orası ayrı... IV.Murat ın cinsel tercihini bilemem tabiiki amma tarih te de film de de ''Musa'' aynen korunmuştur..
Şimdi ''canımcım'';
Prens Charles te beni hiç ilgilendirmiyor.. Tıpkı Yavuz Sultan Selim'in ilgilendirmediği gibi.... Amam sanırım bir konuda hemen hemen aynı şeyi derken kulakları yanlış göstermekten dolayı zıtlaşıyoruz... Yoksa sizin esmerman mı keserman mı ne olduğu belli olmayan tiple uzaktan yakından ilginiz yok.. İşte ayman gereken nokta burası... Bu tipin bilgisiz hakaretinde misin ? Yoksa ciddi tartışmada mısın ?
Prens Charles'in ülkesinde Madonna isimli tatlı kaçık bir gerçekten süper star ın klibi yayımlandı ''Like a Prayer'' Ha bu klip bizde de yayımlandı önemli değil... Önemli olan İngiltereydi... Yani senin Charles in ülkesi...
Madonna bu klipte Hristiyan peygamberini yani Hazreti İsa yı ''Zenci''yaptı... Yetmedi... Kilise de canladırdı bu zenci ''İsa'yı'' gene yetmedi KİLİSEDE SEVİŞTİ İSA'YLA... Papa Kardinal Rahip rahibe den başka kimsenin yaşamadığı Vatikan ayağa kalktı... Madonna'yı ''Aforoz'' etmekle tehtit ettiler ...''Ederseniz edin '' dedi... yemedi Vatikan... O kardinalleri şimdi hiç bir Hristiyan bile anımsamıyor ama Madonna hala bir numara...
Senin Charles'in ülkesinde bu şarkı ve bu klip 38 hafta liste başı kaldı... CD satışı rekor kırdı... İngiltere Hristiyandı yahu.... İsa hep beyaz resmedilirken üstelik... Daha garibi gerçekten ''Kutsal'' ''kutsama'' deyimlerinin olduğu bir din olan hristiyanlıkta... Hristiyanlıkta kutsal ve kutsama vardır ve en başta Meryem ve İsa Kutsaldır... Kiliseler Kutsal mekanlardır... Hristiyan peygamberini zenci yapacaksın , kilise de canlandıracaksın ve onunla sevişeceksin... ve bu klip rekor kıracak.... Hadi İslampaygamberi nin Asasından başka yerini göster imaj yarat bak neler oluyor... Onun için Prens Charles in İngiliz liği ile bizimkilerin Türklüğü aynı değildir.... Olamaz... Keşke olsa... Benim dediğim o be ''canımcım''....
'' Ne mutlu Türk'üm diyene'' ilkesinin size göre düsturuna sonuna kadar sahibim ''canımcığım'' Padişahların etnik kökenleri umrumda bile değil... Kendileri gibi... Anlaşamadığımız nokta işte tam burada... Ceddim dediğin kişileri anla diye yazdım onları ''canımcım'' yoksa umrumda bile değil ne oldukları... Ne yaptıklarıyla ilgiliyim dediğim gibi... Sen de buna biraz dikkat edersen çok farklı göreceksin hayatı... En azından ceddim demeyi bırakıp geçmişten gelen miras demeye başlayacaksın.. Emin ol bu az şey değildir ''canımcığım''
Bu kadar anlattıktan sonra son paragrafına eleştiri getirmem sizin zekanıza ve aklınıza esmerman mı nedir o kişi muamelesi yapmam olur ki bunu hakketmiyorsun ''canımcığım'..
İnsanların yaşayışlarına saygı göstermekten aciz bir güruhun yaptıklarını pişkinlikle savunabildiği günümüz Türkiye'sinde vuku bulan bu olayı da garipsemiyorum.
Topkapı Sarayı'nın dini bir merkezmişçesine gösterilmeye çalışılmasının amacı bellidir. Dini inancı kuvvetli insanları suistimal ederek bir takım amaçlar güden, insan görünümlü yaratıkların takiyyesini göremeyecek kadar cehalete bürünmüş insanlar yarattıkları için ayrıca başarıya da ulaşmışlardır bu insanlar kendi amaçları itibariyle.
Bu mahlukatlar günümüze dek insanımızın hakkını, hukukunu vesairesini savunmuşlar mıdır ki "din" diye ortaya çıkıyorlar bu şekilde? Tartışılması gereken asıl konudan saparak, kısırdöngüye dönüştürülmesi suretiyle kafa karışıklığı yaratılıp arada parsayı toplamayı hedefleyen bu insanların ekmeğine yağ sürmeyiniz. Ağızlarından dini düşürmeyen, "hoca efendi"lerinin sözünden çıkmayan biatçılar bunların farkına zaten varamazlar.
İnsanların yaşamına saygılı olan, "yakıp yıkmayı" aklından bile geçirmeyen, insan gibi yaşamayı beceren her birey eminim ki bu yobaz hamam böceklerinden daha çok cenneti hak eder. Bu da zaten "dinin toparlayıcılığından" ileri gelmiyor mu?
Dinin değiştirilmediğini iddia edenler, yüzyıllar içinde "Hadis-i Şerif" diye üretilen yalanları bile inkar etmeye korkarlar ve bu inançları onları bu çakalların kulu haline getirir. Bu düşünceyi aşmış insanlar ancak mantıklı yorum yapabilirler.
Günümüzde bu tartışmaların yapılması da normal. Neticede biz kendi 1789'umuzu yaşamadık. Atatürk'ün bize altın tepside verdiği bu değerler de bu nedenle bu insanlara fazla geldi...
Esmerman rumuzlu üye aleni hakaret, küfür,terbiyesizce hitap tarzları, site yönetmeliğini defaaten bozmak, ikaz edildiği halde ısrarla Türkçeyi yanlış kullanmak, tüm iletilerini büyük harfle yazmak, hiç bir gramer kuralına uymamak, kişilik haklarına alenen saldırı, forum düzenini bozmak v.s nedenleri ile tarafımdan siteden atılmıştır.
Tartışmaların mutlaka ve mutlaka saygı sınırı içerisinde kalması kişiselliğe döndürülmemesi ve çok az olsa bile bir bilimselliği gerçekliliği olmalıdır. smerman rumuzlu üyenin bu ve benzeri forumlarda sürekli dikkatimi çeken ve ha bire iletileri düzeltilerek ikaz edilen tutumu bu forumda KABUL EDİLEMEZ noktalara gelmiştir. Hiç bir temel mantık gerçeğe ve bilimsel veriye dayanmadan sadece hakaret ederek yazdığı yazılar silinmek zorunda kalmıştır.
Sayın Commodore1tr ;
Yokluğunuz hissediliyordu!! Oratam sakin kavgasız gürültüsüzdü. Gerçi bu forum başlığı pek ilerlemiyordu ama olsun . Dönüşünüzle kargaşa tekrar başladı. Bu bağlamda esmerman rumuzlu üyeye verdiğiniz ironik yanıt ''kısmi hakaret'' taşıyabileceği aşikardır. Her nekadar onun tahriki bile olsa uymamanız gerekiyordu. Sanki ona bile bile lades yaptınız. Bu konuda sizi ikaz ederim. Kaldı ki ne olduğunu nasıl bir kişilik yapısına sahip olduğunu en az benim kadar tahmin ettiğiniz esmerman rumuzlu üyeyle böyle saçma bir diyaloğa girmekte size hiç yakışmadı.
Konuyla direkt bir ilgisi yok aslında. Ancak bir ara ateist forumlara da yazardım.
Ateistlerin karakteristik özelliği tartışırken eleştirirken halk demeden millet demeden ata baba demeden kültürel, milli değerler demeden aşağılayıcı ve rencide edici bir uslup kullanmaları dikkatimi çekmiştir. Karşıdakini yaftalalayarak kendi görüşü sanki binlerce ispat yolu ile ispatlanmış kural kaide olmuş gibi kesin ifade tarzı kullanırlar. Bir iki cevap verdinizmi bu defa belden aşağı hakaret ve küfürler gelir arkasından.
Şimdi konuya kendi fikrimi katacak olursam;
Bir kere içki ve her türlü türevi insanlığın belasıdır. Reklamına bile izin verilmeyen bir meretin çağdaşlık sembolü gibi lanse edilmesi bana karez gibi geliyor.
Bir kesim için milli ve atadan gelen objelerin değerlerin bir önemi olmayabilir ama geniş bir kesim için bu geçerli değildir.
Topkapı sarayı kutsal emanetlerin sergilendiği ve kesintisiz kuran okunan bir yer bulunması nedeniyle inançlı kesim için bir ehemmiyet arz ediyor. Yoksa Topkapı sarayı değilde Dolmabahçe sarayı veya diğer saraylarda zil zurna sarhoş oluncaya dek içilmesi kimseyi rahatsız etmeyecektir.
Birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermedikçe Millet olamayacağız.
Ateistlerin karekteristik özelliklerini bilemiorum tabiiki. Ancak fiilen tanıdığım ateist arkadaşlarım ve bazı ateist sitelerinde gördüklerim sizinle ters düşüyor. Genelde bu tip konuları hiç konuşmayan kişilere ''birey ''diye saygı duyan kendilerine ''saldırı '' olmadıkça bu konuları umursamayan tiplerdir. Ama nedense ''bazıları'' onlarla uğraşıp onları ''cahil aymaz ikna edilmesi gereken'' kişiler olarak algılayarak üstlerine gidildiğinde kargaşa çıkar. Daha okumamış eğitimsiz bir ateist tanımadım ben. Ne ilginçtir ki eğitim düzeyleri toplumun genel eğitim düzeyinin çok üstündedir. İşin daha da garibi sadece islam yada hristiyan gibi tek dini değil tüm dinleri okumuşlardır. Ama inanmazlar... Kendileri bilir...
İçki konusuna gelince içkiyi herkim ki çağdaşlık simgesi olarak görüyor önde giden yobazdır o kişi bence. İçkiyi içip içmemek kişinin ''bireysel'' iradesidir. İç ya da içme diye baskı yapmaksa kişiliğe saldırıdır. Unutulmaması gereken temel içenede içmeyenede saygı göstermek gerekliliğidir. Hele hele islam dinin de Allah ile kul arasında peygamber dahil kimse yokken buna burnunu sokmak herhalde içmakten daha acı bir günahtır.... Reklamına izin verilmeyen pek mantıklı hukuki ve uygar olmamış... Çünkü islam ülkeleri hariç tüm ülkelerin tvlerinde ve dergilerinde bol bol reklamı vardır. Bizim tvlerde yasak olması bizim laikliğin neresinde durduğumuzu göstermekten öteye bir anlam taşımaz aslında. Sorun içkide değil içendedir... Ağzıyla içmesini bilemeyenlerin saçmalaması içkinin sorunu değildir. Emin olun ki o kişiler içki külli yasak bile olsa bir yolunu bulup saçmalarlar... Cami avlusunda içmek ne kadar yakışıksız ve saygısızsa, bir meyhanede de içki kafirliktir haramdır diye saldırmakta aynı derece de saygısıllık ve yakışıksızdır. İşte bunun ayrımını varana ve ikisinede eşit tepki gösterene çağdaş denir laik denir...
Gerçek anlamıyla islamda Kutsal mekan diye bir yer mahal yoktur. Kutsal eşya da yoktur. Örneğin camilerimiz kutsal mekan değildir. İbadethanedir. İbadethanelere gösterilmesi gereken saygı gösterilmelidir. Kaldı ki kutsama ve kutsallık eski ve yeni ahitte bulunan bir yahudi ve hristiyan geleneğidir. Kutsal topraklar, kutsama, vaftiz , gibi kavramlar bizim dinimizde yoktur... Halifeliğin Osmanlıya geçmesinden dolayı islam peygamberine ait olan eşyalar Osmanlıya geçmiştir. Hiç birisinin bir kutsallığı yoktur! Önemi vardır. Önemide tarihi değer taşımasının yanında ''islam peygamberine '' ait olmasıdır. Bundan dolayıda çok iyi korunmalı bakımı yapılmalı gelecek kuşaklara tarihi bir miras olarak bırakılmalıdır. İslam peygamberi kendi kutsallığını reddederken, bende Allahın bir kuluyum tek farkım elçi olmamdır derken nasıl oluyor da giydiği ''hırka'' kutsal oluyor!! Kutsal din felsefesinde geçtiğine göre anlamıda dinsel olarak ''tanrıya adnmış, tanrısal olan'' demektir. Bir hırkanın neresi tanrısal olabilir ? Dolayısı ile ''değerli'' ile ''kutsal'' ı karıştırmak gibi bir hastalığa sahibiz. ''Peygamberden kaldığı için çok önemli malzemelerdir eserlerdir'' onlar asla kutsal değil...
Kaldı ki Topkapı sarayında bu bir ilk değildir ki !! Her sene en az dört beş kere yapılan bir uygulamadır . Çokta zarif oluyor . Katılımcıların hiç birisinin de dine saygısızlık yaptıklarını düşünmüyorum. Kaldı ki onların dindarlığını hangi hakla test edip yargılıyoruz ki?Unutulmaması gerekn bir kavram da Tanrı ''cezalandırmak benim hakkımdır'' der. Bu hakka hangi kul sahip olabilir ? Ne hakla ? Bu hakka sahip olduğunu düşünen aslında kendisini Tanrı yerine koyduğunu anladığında çok geç olmuyor mu?
Saygı konusu ise çok derin bir muvzuu onu burada tartışmayalım ...
Benim merak ettiğim, sayın commodoretr1 İslamiyette kutsal eşya,yer vs yoktur diyor. Acaba bunu neye dayanarak söylüyorsunuz ?
Kutsal demek ne demek ?
Durkheim'a göre kutsallık :
kutsallık birey ya da toplum tarafından kendisine doğaüstü bir takım değerler atfedilmiş, aşırı derecede yüceltilmiş, bu nedenle de aşırı saygıyı hak etmiş, atfedilen değerlerin, yüceliğin ve saygının korunabilmesi, sürekliliğinin sağlanabilmesi için bir takım kurallar (normlar) ve bunlara bağlı yaptırımlarla çevrelenmiş şey/şeylere yüklenen niteliktir.
TDK'nın kendi sitesinde kutsallık şöyle tanımlanmış
1 . Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.
2 . Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes.
3 . Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen.
4 . felsefe Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan.
Bunun üzerine Kabe, Mekke, Medine, Mescid-i Aksa vs gibi yerlerin kutsal olduğu apaçık ortadadır. Şöyle ki bir Müslüman kişiye Kabe denildiğinde onda bir saygı oluşturuyor mu ? evet şahsen bende oluşturuyor.Hadi ben tek kişiyim ama en azından milyonlarca insanın ziyaret etmesi bunu kutsallaştırmaz mı ?Kaldı ki kutsal demek sadece Tanrı tarafından yollanan da demek değildir. Kabe Tanrı tarafından yollanmamıştır ama kutsal mekan sayılmıştır, ordaki yapıyı kastetmiyorum Kabe'nin olduğu araziyi kastediyorum.Bazıları çıkıp kardeşim toprak parçasından kutsallık mı olur diyebilir ama Dinlerin bir dogma olduğunu ve bunların kabulünün zoraki olamayacağını gayet tabii biliyorsunuzdur.Yanlış anlaşılmasın konsere karşı çıktığım ya da alperenlere arka çıktığım yok.Sadece konu tartışılırken ufak bir ayrıntı kafama takıldı onu açıyorum. Cevabımı sonlandırıyorum. Bazı Hadislerin uydurma olduklarını, sahte hadislerin piyasada olduğunu biliyoruz ondan "kutsal" kitaplardan olan Kuran'dan alıntı yapacağım
"Bir zamanlar Kâbe'nin yerini İbrahim'e şu şekilde hazırlamıştık: Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, orada (kıyama) duranlar, ruku edenler ve secdeye varanlar için EVİMİ tertemiz et." (Hac Suresi 26 ayet)
Yazdığınız şeylerin geneline katılıyorum.
Yanlız sistemiyle, idaresiyle gücüyle ve her şeyiyle 7 kıtaya zulmetmeden hükmetmiş süper güç olmasına rağmen sömürge edinmemiş atalarımıza reva gördüğünüz sözlere üzüldüm.
İddia ettiğiniz şeylerin tamamı iftiradır. Mülletimize ve tarihimize düşman mihrakların safsatalarını tarihimiz diye sunmak yanlıştır. Bu kabilden bir sürü kaynak verirsiniz şimdi zahmet etmeyin zahmet buyurursanız "Yalan söyleyen tarih utansın" kitabını okuyunuz.
O insanlar ki bugün sahip olduğumuz toprakların 30 misli toprağa sahip 7 kıtaya hakim süper güç olmasına karşın zulmetmemiş sömürge edinmemiş insanlardı.
20 yaşında tahta geçip ülke yöneten ülkeler fetheden insanları çirkin işlerle meşgul saymak haksızlıktır. Ayrıca şeriatle idare edildiğinden şikayet edilip şeriatın tiksindirdiği işlere dalmakla suçlamak hüsnü niyetsiz bir açıklama olacaktır. O devir ile bugünü karşılaştırdığımda ki gülmekten karşılaştıramam heralde, neyken ne hale geldik diye özetleyebilirim ancak başımı belaya sokmadan.
1789 lar, rönesans reformlar vs vs lerimiz olmadı bizim altın tepside başkalarına sunulanların en kıyağından yaşıyorduk belkide.
Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, dün Topkapı Sarayı’nda piyanist İdil Biret’e çiçek sunarak, 4 gün önceki konser sırasında yaşanan olaylarla ilgili özür diledi.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın odasında gerçekleşen bir saatlik görüşme sonrası konserin de yapıldığı Topkapı Sarayı’nın Birinci Avlusu’nda basının karşısına çıkıldı. Biret, "Kucağımdaki çiçekler bir özürdür. Gerginlik ortadan kalktı" dedi. Gürgür de yaşanan toplumsal gerginliği gidermek için bu adımı attıklarını belirterek "Diyalog kurmanın ne kadar kolay olduğunu göstermek için bu girişimi yaptık. Tepkimiz sanatçıya değil, organizasyon firmasının afişleme sistemi konseptinedir." dedi.
Sayın Commodore1tr'ı öfkeyi belagat sanatı olarak kullanmadığı ve ağzını bozmadığı zamanlarda keyifle okuyor ve söylediklerinin büyük kısmına katılıyorum:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
İçki konusuna gelince içkiyi herkim ki çağdaşlık simgesi olarak görüyor önde giden yobazdır o kişi bence. İçkiyi içip içmemek kişinin ''bireysel'' iradesidir. İç ya da içme diye baskı yapmaksa kişiliğe saldırıdır. Unutulmaması gereken temel içenede içmeyenede saygı göstermek gerekliliğidir. Hele hele islam dinin de Allah ile kul arasında peygamber dahil kimse yokken buna burnunu sokmak herhalde içmakten daha acı bir günahtır....
Son kelime mecazi olarak "yanlış/ayıp" vs. anlamında kullanıldıysa tamamına katılıyorum.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Reklamına izin verilmeyen pek mantıklı hukuki ve uygar olmamış... Çünkü islam ülkeleri hariç tüm ülkelerin tvlerinde ve dergilerinde bol bol reklamı vardır. Bizim tvlerde yasak olması bizim laikliğin neresinde durduğumuzu göstermekten öteye bir anlam taşımaz aslında.
İçki konusunun Türkiye'de laiklik açısından ele alınması büyük talihsizliktir.
Tüm batı ülkelerinde alkollü içkilerin satılması, içilmesi ve reklamı bazı kurallara bağlanmıştır. Bazı ülkelerde "bira ve şarap" diğer alkollü içkilerden ayrı kategoridedir.
Amerika'da ücretli yayın yapan kanallar dışında alkollü içki reklamı yapılmaz.
İçki içilecek satacak ve servis yapacak yerler ruhsatla belirlenir.
Bu yerlerin 21 yaş altındakilere içki sattığı veya servis yaptığı belirlenirse çok ağır cezalar uygulanır. Sadece satış ruhsatı olan yerin içki servisi yapması veya hiç ruhsatı olmayan bir yerin içki satması da yasaktır.
Geçenlerde Türkiye'deki bir olayda da alkollü içki satma ruhsatı olan büfenin önüne iki sandalye atıp içki servisi yapması üzerine tartışmalar olmuştu.
Sokakta, dükkanın önünde, deniz kenarında, motorlu taşıtlarda (tren, uçak ve gemi yolcuları hariç) içki içmek tüm batı ülkelerinde yasaktır. Ruhsatına uygun olarak satılan yerler dışında içki içilirse cezası da kesilir.
Alkollü içki, motorlu taşıtlarda ancak ağzı kapalı ve bagajda taşınabilir.
Arabanın ön veya arka koltuğunda ağzı kapalı bira kutusu bulunduramazsınız.
Veya yarısını içtiğiniz şarabı arabanızın bagajında bir yere götüremezsiniz.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sorun içkide değil içendedir... Ağzıyla içmesini bilemeyenlerin saçmalaması içkinin sorunu değildir. Emin olun ki o kişiler içki külli yasak bile olsa bir yolunu bulup saçmalarlar... Cami avlusunda içmek ne kadar yakışıksız ve saygısızsa, bir meyhanede de içki kafirliktir haramdır diye saldırmakta aynı derece de saygısıllık ve yakışıksızdır. İşte bunun ayrımını varana ve ikisinede eşit tepki gösterene çağdaş denir laik denir...
Katılıyorum.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Gerçek anlamıyla islamda Kutsal mekan diye bir yer mahal yoktur. Kutsal eşya da yoktur. Örneğin camilerimiz kutsal mekan değildir. İbadethanedir. İbadethanelere gösterilmesi gereken saygı gösterilmelidir. Kaldı ki kutsama ve kutsallık eski ve yeni ahitte bulunan bir yahudi ve hristiyan geleneğidir. Kutsal topraklar, kutsama, vaftiz , gibi kavramlar bizim dinimizde yoktur... Halifeliğin Osmanlıya geçmesinden dolayı islam peygamberine ait olan eşyalar Osmanlıya geçmiştir. Hiç birisinin bir kutsallığı yoktur! Önemi vardır. Önemide tarihi değer taşımasının yanında ''islam peygamberine '' ait olmasıdır. Bundan dolayıda çok iyi korunmalı bakımı yapılmalı gelecek kuşaklara tarihi bir miras olarak bırakılmalıdır. İslam peygamberi kendi kutsallığını reddederken, bende Allahın bir kuluyum tek farkım elçi olmamdır derken nasıl oluyor da giydiği ''hırka'' kutsal oluyor!! Kutsal din felsefesinde geçtiğine göre anlamıda dinsel olarak ''tanrıya adnmış, tanrısal olan'' demektir. Bir hırkanın neresi tanrısal olabilir ? Dolayısı ile ''değerli'' ile ''kutsal'' ı karıştırmak gibi bir hastalığa sahibiz. ''Peygamberden kaldığı için çok önemli malzemelerdir eserlerdir'' onlar asla kutsal değil...
Katılıyorum. Hatta bu satırları çerçeveletip asmak gerekir diyorum.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kaldı ki Topkapı sarayında bu bir ilk değildir ki !! Her sene en az dört beş kere yapılan bir uygulamadır . Çokta zarif oluyor . Katılımcıların hiç birisinin de dine saygısızlık yaptıklarını düşünmüyorum. Kaldı ki onların dindarlığını hangi hakla test edip yargılıyoruz ki?Unutulmaması gerekn bir kavram da Tanrı ''cezalandırmak benim hakkımdır'' der. Bu hakka hangi kul sahip olabilir ? Ne hakla ? Bu hakka sahip olduğunu düşünen aslında kendisini Tanrı yerine koyduğunu anladığında çok geç olmuyor mu?
Saygı konusu ise çok derin bir muvzuu onu burada tartışmayalım.
İçki servisinin ruhsata bağlı yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Özel mülkünüzde ruhsat olmadan içki servisi yapabilirsiniz.
Ruhsatlı mekanınızda müşterilerinize içki servisi yapabilirsiniz.
Toplu yerlerdeki içki servisi belli kurallar içinde yapılmalıdır.
Merhaba 21 Yaşında bir gencim olayı basitçe anlatacağım 2024 Ocak gibi yani 2024'ün başında O Zamanlar yasak olmayan Discord uygulamasında tanıdığım...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Tck 245/1 Ceza siniri hakkinda
05-09-2025, 22:57:41 in Ceza Hukuku