57 Yıllık Arzuhalci Teknolojiye Karşı Savaşıyor

[Hakkarili Arzuhalci]

Edirne'de Babasından Öğrendiği Arzuhalcilik Mesleğini 57 Yıldır Sürdüren Hakkı Canfiliz, Teknolojinin Gelişmesiyle Birlikte İşlerinin de Bozulduğunu Söyledi.

Edirne'de babasından öğrendiği arzuhalcilik mesleğini 57 yıldır sürdüren Hakkı Canfiliz, teknolojinin gelişmesiyle birlikte işlerinin de bozulduğunu söyledi.
Hükümet Caddesi'nde bulunan küçücük yazıhanesinde 57 yıldır dilekçe yazarak geçimini sağlayan Hakkı Canfiliz, bilgisayarların yaygınlaşmasıyla birlikte işlerinin durduğunu söyledi. Yazıhanesinde elektrik dahi olmayan Canfiliz, babasından kalma mesleğini tüm imkansızlıklara rağmen sürdürmeye çalıştığı belirtti.

Canfiliz, "Şu anda 74 yaşındayım ve 57 yıldır baba mesleğimi sürdürüyorum. Teknolojinin ilerlemesi ve bilgisayarın çıkmasıyla birlikte işlemiz bozuldu. Bunun yanında resmi dairelerde matbu evrakların çıkması da işlerimizi etkiledi. Eskiden günde 40-50 adet dilekçe yazardık ve dilekçe yazdırmak isteyenler kuyruk oluştururdu. Şimdi günde birkaç tane ancak yazabiliyoruz. Büroya elektrik dahi bağlatmadım. Elektrikle bir işim yok, dilekçeleri daktiloyla yazıyorum elektrikle bir işim olmadığı için bugüne kadar elektrik bağlatmadım" dedi.

[Av.Engin Oğuz]

E artık emekli olup laptoplu genç arzuhalcilere yer açmanın zamanı gelmiş yani.

[Hakkarili Arzuhalci]

E artık emekli olup laptoplu genç arzuhalcilere yer açmanın zamanı gelmiş yani.

Belki haklısınız sayın Oğuz ama ne yapasınız ki, devletin verdiği üç kuruş emekli maaşı yetmeyince emekliliği hak etmemize rağmen hala çalışıp çabalamak zorundayız.

Genç olma ve arzuhalcilik. Bu iki kavram birbiriyle örtüşmüyor. Hiç bir genç bu işi yapmıyor, yapmak da istemiyor.

Okuma yazma oranımızın az olduğu Osmanlı döneminde ortaya çıkan ve kültürümüzün bir parçası, nice ünlü romancımızın romanında bir karakter haline gelen bu meslek yavaş yavaş teknolojiye yenik düşüp yok olacak besbelli. Belki de türümüzün son örnekleriyiz.

Laptoplu arzuhalci olur mu (seyyar çalışan)? Bilmem, ben şimdiye kadar da görmedim, belki vardır. Bilgisayarla tanışmamız zabıt katipliği meslek hayatımızın yaklaşık son on yılında oldu. Daha önce yaklaşık 20 yıl "takır" daktilo ile iş gördük.

Edirne'deki meslektaşın yine küçük de olsa bir dükkanı varmış, bizde o da yok. Karın, yağmurun altında mesleği icra etmeye çalışıyoruz işte. Biz de bu devirde hala "takır" daktilo ile çalışıyoruz. Laptop alıp koysak yazıcıyı çalıştırmak için yine elektrik lazım. Piyasadaki 120 liralık Çin malı jenerötörler hassas cihazları bozuyor diyorlar. İyi bir şey almaya kalksanız en az 1500 TL. Biz de ne yapalım eski sistem devam ediyoruz.

Zaten kazandığımız ne ki! Günde üç beş dilekçe ile ne olur ki! Her ne kadar avukatlık ile arzuhalcilik rakip meslekler olmasa da avukatlar zaman zaman gelip dava dilekçesi yazmamamızı istiyorlar, Avukatlık Kanunu'nu gerekçe gösteriyorlar. İşte bu keşmekeş içinde bu meslek şimdilik sürünerek devam edip gidiyor. Bakalım teknolojiye ne zaman yenik düşüp bitecek.

[esmerman]

E artık emekli olup laptoplu genç arzuhalcilere yer açmanın zamanı gelmiş yani.

Sayın oğuz Nasıl Alile Hekimliği varsa ,Aile Avukatlık sistemininde kurulması gerekir,hic olmassa sürümden kazanırsınız,yoksa bu şekil dilekce işi işte teknolejik sisteme gecti bu vatandaş bu sistemden kandi dilekcesini kendi yazacak,bu avukatlık ücretlerininde bir plan proje ile halkın yararlana bileceği seviyede tutulursa kuyruk bu sefer avukatlık büroları önünde olur.Yoksa müvekkile ayrı ücret yok davadan sonra ayrı ücret işi sakat vatandaşın gelir seviyesi cok düşük. artık meslek ticarete tam dönüşmüşki işiniz zor. zaten Ev eşyalarına hacizin kalması secimden önce cıkıcaktı velakin bu arada emekli maaşlarının haczi işlemi cıkarıldı,o kaldı yakında oda cıkarsa artık biliyorum sayın oğuz yeni meslehiniz ne olabilirki.

[Akademik Sultan]

Teknolojiye karşı savaş, baştan kaybedilmiş bir savaş değil midir? Zaten burada paylaşımda bulunmanız sizin teknolojiye uyum sağladığınızın bir göstergesi olarak görünüyor. Sadece bunu işinize transfer etmeniz gerekiyor sanırım.

Kolaylıklar diliyorum.

Saygılarımla..

[Av.Engin Oğuz]

Eski arzuhalcilerden de kimse kalmamış zaten. Mesleğin başlarında arzuhalciden çıkma dilekçelere imrenirdim. Ben de ilk dilekçelerimi daktiloda yazdım bir bilgisayar dünyanın parasıydı 4 sene taksit yapan yerler vardı kredi kartına. Pc kullanmayı biliyordum ama pc almak kolay değildi, ben de "bizim hiç pc miz olmadı anne" diyen küçük emrahtım
Haczettiğim bir pc ile başladım sonra ucuzladı zaten...
Teknolojiye savaş açılmaz nimetlerinden istifade edilir ancak. Ama yetişmek mümkün değil eskiden cep telefonunun tüm özelliklerini bilir ve kullanırdım şimdi bi türlü anlamıyorum örneğin wireless midir nedir kablosuz açıp bağlanmak ve daha bir sürü özellik. Şimdilik arama ve mesaj yazabiliyorum kamerayla resim çekip yollayabiliyorum filan... Bacak kadar çocuklar cepten msn e bağlanıyo kablosuz internette dolaşıyo mail atıyo oyun oynuyo maşaallah.
Mesleğe başlarken kimin adına olursa olsun telefon hattını bile haczedip kullanıma kapatabiliyorduk, mal beyanından hapis kararı çıkarabiliyorduk, ev eşyasını kolayca muhafazaya aldırıp satabiliyorduk. Şimdi haczedip satacak bişi kalmadı gibi sıfır buzdolabını çamaşır makinesini 2 sene taksitle satıyolar.
Bu işi bırakıp yeni meslek ararsam camcı olurum heralde ufak bir çırak alırım yanıma eline bir torba taş ben arkasından camla dolaşırım merhum Kemal Sunal filminde olduğu gibi

[Hakkarili Arzuhalci]

Mesleğin başlarında arzuhalciden çıkma dilekçelere imrenirdim.

Sayın Öğuz,
Bu konuya ilgi duyuyorsanız size Osmanlıca hukuk terimleri kullanılarak yazılmış "müzelik" birkaç örnek göndereyim.

[Av.Engin Oğuz]

Abi gerçekten öyle. O dilekçeleri bugünün avukatları zor yazar kendi adıma konuşacak olursam ben yazamam. Tabi benim dediğim 15 yıldan fazla bir zaman önceydi. Ben o kadar eski veya yaşlı sayılmam bu arada öğrencilik yıllarından bilirim arzuhalci amcaları adliye, tapu, belediye gibi kurumların önünde.
Abi dediğin dilekçelerden örnek görmek güzel olurdu ama nolur nolmaz üstümüzde yakalanır tarihi eser kaçakçısı filan sanırlar sonra tercüme ettirip çıkana kadar kulağını çınlatırız.