MERHUM Türkan Saylan’la dünya görüşlerimiz farklıydı; ilişkilerimiz de çok yoğun değildi. Bu da normal; önemli olan, farklılıkları düşmanlık haline getirmemektir.
Çeşitli törenlerde karşılaştığımızda o nezaketini, ben saygımı hiç elden bırakmadık.
Kendisiyle son temasım dolaylı oldu. Güneydoğu’da kız çocuklarının okuması için kız okulları açmak gerektiğini savunan bir yazı yazacaktım; “ilericilik” adına buna karşı çıkanları eleştirecektim.
Türkan Hanım’ın da bu konuda fikirlerinin olduğunu biliyordum. Telefonla konuşmaya sağlığı el vermiyordu. Değerli Tijen Mergen’den rica ettim. Türkan Hanım’la görüşen Tijen Mergen, onun şu sözlerini aktardı:
- Taha Bey yatılı kız okulları açılmasını bizim desteklediğimizi yazabilir. Bu sosyal bir ihtiyaçtır. Eskiden beri bu fikirdeyiz.
Madem ihtiyaç; okullaşmayı hızlandırmak için yatısız kız okulları niye açılmasın? İstatiksel olarak kız öğrenci ortalamasının dikkat çekici derecede düşük olduğu yerlerde kız okulları açmanın doğru olacağını düşünüyorum.
Kızların eğitimi
Birçok kimse gibi benim için de Türkan Saylan’ın en saygıdeğer tarafı, kız çocuklarının eğitimi konusundaki büyük enerjisi ve başarısıdır.
Bu konuda “ayrımcı” bulduğum fikirlerini onaylamıyorum, fakat bugün eleştiri günü değil.
Sadece şunu belirtebilirim: “Sorunlu” sayılan toplumsal kesimleri dışlamanın değil, sisteme çekmenin daha doğru olacağına inanıyorum.
Her neyse... Türkan Hanım’ın öğrenci seçimindeki tutumu ne olursa olsun, şu anda ÇYDD 5500 öğrenciye burs vermektedir.
Binlerce kız çocuğu onun sayesinde “kocaya satılmak”tan, “töre” mağduru olmaktan kurtulmuşlar, kendi ayaklarının üzerinde yükselecekleri bir geleceğe yönelmişlerdir. Bu başlı başına büyük bir hizmettir.
Daha önemlisi, Saylan’ın bu başarısının Kemalist kesim icin “sivil” bir örnek oluşturmasıdır.
Sivil örnek
Kemalizmin tarihinde önemli olan her şey devlet eliyle yapılmıştır; köylü toplumunda anlaşılabilir bir şeydir bu... Fakat, ‘sakıncalı’ sayılan ne varsa devlet tarafından yasaklanması, ‘iyi’ sayılan ne varsa devlet tarafından yapılması ve yaptırılması düşüncesi kökleşmiştir.
Bu düşünce “genç subaylar, zinde kuvvetler” retoriğine kadar uzanır.
Türkan Saylan, ÇYDD ile Türkiye’ye ve bilhassa bu kesime bir “sivil inisiyatif” örneği oluşturdu.
Kızların eğitimi alanında sivil inisiyatif örneği ortaya koyan Türkan Saylan’la, darbeye karşı çıkacağı için belli bir kesim tarafından mitingde konuşturulmayan Türkan Saylan iki ayrı kişilik değil, aynı kişiliktir.
YÖK üyesiyken de kendi dünya görüşü yönünde çalıştı ama “tepeden inme” gözüken telkin ve tekliflere karşı çıktı. Bunu en iyi YÖK’te beraber çalıştığı Burhan Şenatalar ve Aysel Çelikel bilir.
ÇYDD’nin “Cenazesinin siyasi boyutu olmayacak” şeklindeki açıklaması da onun ‘sivil’ tavrının bir devamıdır.
Birçok konuda farklı düşündüğüm Türkan Saylan’ın, günümüzde Atatürkçülüğü bir devlet eylemi değil, sivil bir toplumsal hizmet anlayışı halinde örneklendirmesi fevkalade önemli bir dönüm noktasını ifade ediyor.
Saygı ve rahmetle anıyorum.
Son günlerde; 12. dalga dediler, Ergenekoncu dediler, PKK'ya yardım ediyor dediler!
Stressiz, huzur içerisinde geçirmesi gerektiği tedavi sürecini; -bugün biliyoruz ki son günlerini- cehenneme çevirdiler. Yoğun bakımda olması gerekirken iftiralar üzerine kameralar karşısına geçip açıklama yapmaya mecbur ettiler!
Bizler kimin ne olduğunun bilincindeyiz. Siz kabrinizde rahat uyuyun hocam.
Saylan'ın kurucusu olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin kız çoçuklarını okula göndermek için yürüttüğü Kardelenler Projesi'ne büyük destek veren Sezen Aksu, Türkan Hoca'ya bir mektupla veda etti. İşte Sezen Aksu'nun mektubu:
Bu gidişiniz insana elinde olmadan bir burukluk, bir öksüzlük duygusu yaşatıyor ama yine de biliyoruz ki kızlarımız bizimle beraberken yaptıklarınız sayesinde hiç de öksüz kalmadı aslında... Çünkü onlara açtığınız yol, ilahi bir şekilde şevkatle her zaman ileriyi işaret edecek.
Son sözlerinizde, ölüme hazır olduğunuzu söylemişsiniz. Siz sadece ölüme değil, her zaman herşeye hazır, farkında, hayatı olduğu gibi karşılayarak, onu değerli kılacak katma değerler üreterek yaşadınız.
Hocam, Siz sonsuz bir hizmet sorumluluğu ve aşkı ile çalışırken bir ucundan elinizden tutanlardan biri olmuş olabilmek, hayatın en değerli lütuflarından benim için.
Zamanın ve mekanın hiçbir önemi yok. Hiç umulmadık anlarda, hayatın herhangi bir köşesinden, hayırlı nefesinizi yüzümüzde hissedeceğimizden eminim.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ölümsüz önder Atatürk’ün belirlediği ilke ve inkılaplar doğrultusunda çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma hedefiyle Türk milletine emanet edildi.Türkan Saylan’ın mücadelesini verdiği şey,bu emanete bağlı kalarak çağdaş bir Türk toplumu yaratmaktı.Bunun yolununsa özellikle kız çocuklarının çağdaş akıl ve bilinçle eğitilmelerinden geçtiğinin farkındaydı ve bu emanette büyük bir sorumluluk üstlendi.
Bu hassasiyet ve sorumluluk duygusu için O’na Türk toplumu ve özellikle kız çocukları adına sonsuz teşekkür ediyorum.
Prof. Dr. Saylan'ın vefatına çok üzüldüm.Ülkemizden bir çınar daha yıkıldı ve gitti. Türkiye'de eğitim ve çağdaşlaşma mücadelesiyle bilinen hocamız Prof. Dr. Saylan'ın kaybına üzülürken,son zamanlarda hasta yatağında hocamıza yapılanları düşündükçe kahroluyorum.Bizler neden değerlerimize sahip çıkamıyoruz sorusunu üzüntüyle,kahırla kendi,kendime soruyorum. Değerli hocamızın kaybından dolayı büyük üzüntü duymama rağmen onun ülkemizde üstlendiği misyonu,yetiştirdiği çocukları ve eğitim seferberliğiyle okuttuğu kızlarını düşününce Hocamızın aslında hiç aramızdan ayrılmamış olduğunu biliyorum. Hocamızın aydınlık düşüncesi,saygın mücadelesi ve hasta yatağında son dönemlerinde kendisine yapılanlar! Acımız büyük ama Hocamıza yapılanları düşündükçe bu acı daha da büyüyor. Cumhuriyet değerleri, eğitim, aydınlanma ve çağdaşlaşma mücadelesi ve bunlara adanmış bir ömür. Prof.Dr. Türkan Saylan hocamızın örnek yaşamı toplumun her kesimine ders olmalıdır.Allah rahmet eğlesin. Hocam seni sevgiyle,saygıyla ve büyük bir özürle uğurluyoruz…..
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Saylan, bugün son yolculuğuna uğurlandı. Lütfi Kırdar'da başlayan vedalaşma, insan selinin yaşandığı Teşvikiye Camii'ndeki cenaze namazıyla devam etti. Saylan, onbinlerin katıldığı ve 2 saat süren yürüyüşün ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, son yolculuğuna uğurlandı.
İlk olarak Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda bir tören yapılırken, cenaze namazı Teşvikiye Camii'nde kılındı ve Saylan'ın naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Saylan'ın kabrinin yanında Türk bayrağı açılırken, mezarın başındaki ''19 Mayıs'ta bir Saylan öldü, binlerce bire bin veren Türkanlar vatanında doğacaktır'' yazılı pankart açıldı. Cenazenin defnedilmesi sırasında Saylan'ın ailesi, sevenleri ve bazı vatandaşların gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
ONBİNLER UĞURLADI
Onbinlerce kişi Prof. Saylan'ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Vefatının ardından Saylan'ın sevenleri sabah erken saatlerden itibaren İstanbul'a gelmeye başladı. Gelenlerin arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin şehir dışındaki şubelerinden üyeler de vardı.
Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'ndaki törene saatler kala salon tamamen doldu, salonun çevresinde de yüzlerce insan göze çarptı.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Uğur Dündar, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ve eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Orgeneral Tuncer Kılınç gibi isimler salona girdiğinde alkışlar yükseldi.
Saylan'ın cenazesi saat 14.00'te, Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'na alkışlar arasında getirildi. Türk bayrağına sarılı tabutun yanına, Saylan'ın bir resmi konulurken, çevresi de çiçeklerle süslendi. Salonda bulunanlardan birçok kişi gözyaşlarını tutamadı, salonda 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganları yükseldi.
Törenin açılış konuşmasını ÇYDD Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Kaya yaptı. Kaya'nın konuşmasında Atatürk ve Türkan Saylan'ın isimlerinin birlikte geçmesi alkışlarla karşılandı.
Açılış konuşmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Törene Saylan'ın hayatının kilometre taşlarını anlatan sinevizyon gösterisiyle devam edildi.
ÇELİKEL: ÇYDD ULUSAL MİRASIMIZDIR
ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı ve eski Adalet Bakanı Aysel Çelikel, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Sevgili dostum, idael arkadaşım Türkan Saylan’ın arkasından konuşmak zor. Hak etmediği, acımasızca suçlandığı anlayışın sürdürüldüğü, ona yapılan hukuksuzlukların ardından insanın kendini suçlu hissetmemesi çok zor.
Neler yaptı, ne ile suçlandı... Laiklik ve cumhuriyet kazanımlarının ortak paydamız olduğunu savunması... Bu mu darbecilik?
Kız çocuklarının çağdaş eğitime kavuşturulması... Bu mu darbecilik?
Ülkenin bölünmez bütünlüğünün savunulması... Bu mu darbecilik?
Demokrasi ve insanla haklarını savunmak... Bu mu darbecilik?
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının savunulması... Bu mu darbecilik?
Laik eğitim sitemini savunmak mı, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünü savunmak mı darbecilik?.. Eğer bütün bunlar darbecilikse, hepimiz darbeciyiz.
Türkan Saylan ender rastlanan bir kişiliğe sahip, bir cumhuriyet kadınıdır. Onunla birlikte çalışan herkes ondan çok şey öğrendi.
İnsan, toplum ve yurt sevgisi ile başardı. Çok çalışmak, hızlı çalışmak... Tüm zamanını insanlara hzmet ve yardım için çalışmak. Son ana kadar mücadele ve azimle yaşamak...
Sevgili Türkan Saylan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, millete mal olmuş, ulusal mirasımızıdır. Ülkemizin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceğiz. Söndürülmesine izin vermeyeceğiz.
Türkan Saylan’ı teşekkürlerimizle, alkışlarımızla, sevgilerimizle, ona yapılanlardan utanç duyarak ve özür dileyerek uğurluyoruz. Güler yüzüyle o, anılarımızdan, yüreklerimizden silinmeyecektir."
GENÇ KIZLARA MEKTUBU
Törende Türkan Saylan'ın genç kızlara yazdığı mektubu da okundu. Saylan mektubunda Türk kızlarına şöyle seslenmişti:
"Sen, sevgili kızım;
artık 'Neden kız doğmuşum?' demeyi bırak ve olabileceğinin en iyisi olmaya hedeflen.
Ailen seni iyiye, daha iyi bir yaşama yönlendirememişse, ananın yazgısı senin yazgın gibi yorumlanmışsa, karşına bir yönder olarak kesinlikle bir öğretmenin, çağdaş, yol gösterici, ufuk açıcı bir büyüğün çıkacaktır.
Onu yüreğinle ve aklınla dinle. İşte o, senin koşullarında iken kabuğunu bir şekilde kıran ve sonra da sizlerin yolunu açmayı öz görev bilen bir benzerinizdir. O bunu yapabilmiş, zincirlerini kırabilmişse; sevgili kızlar ne yapıp ne edip okumalısınız. Önce siz buna karar verin sonra bu hedef için savaşmaya başlayın. Bu yolu hazırlayınca neye yetenek ve olanağınız olduğunu araştırın."
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu törende yaptığı konuşmada, Saylan’ın insan hakları alanında yaptığı çalışmaları öne çıkaran bir konuşma yaptı:
“Sevgili Türkan Hanım; ben şimdi sizin insan hakları savunucusu özelliğiniz hakkında birkaç örnek vermek istiyorum. Çünkü sizin eğitim alanındaki çok yönlü çalışmalarınız topluma mal oldu. Ama insan hakları savunuculuğunuz öne çıkmadı. Bunu biraz anlatırsak, toplum önünde size yapılan saldırıları daha iyi anlayabiliriz.
Siz birçok insan hakları projesi geliştirdiniz. Emniyet mensuplarının insan hakları eğitimi projesi ve kahvehanede insan hakları eğitimi gibi özgün programlara imza attınız. Kamu görevlilerine verilen insan hakları eğitimine öncülük ettiniz.
İnsan hakları faaliyetleri, Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu’na taşıdığınız dönemde daha iyi ortaya çıktı. Bu kurulun en aktif, en müdahil, ilerletmek için en çok çalışan üyesi oldunuz. Kah bir doğu ilinde yurt açılışından geldiniz, kah kemoterapiden çıkıp geldiniz. Bütün kurul toplantılarında aramızda oldunuz. Ama bununla yetinmediniz, 'İnsan hakları kurulunda konu mankeni olmak istemiyoruz' dediniz. Görüşleriniz dikkate alınmayınca açıkça meydan okudunuz.
HASTA YATAĞINIZA ATA’DAN EL YAZMASI ANAYASA GETİRDİM
13 Nisan günü sizin hakkınız ağır bir biçimde ihlal edilince, 20 yıllık ajandalarınızı ben size getiremedim. Ama Atatürk’ün el yazması anayasa projesini, hasta yatağınıza getirdim, çünkü ona polis el koymuştu, çünkü onu siz istemiştiniz.
Sevgili Hocam, siz insan haklarının hukuk yoluyla ilerletilebileceğine içten inandınız. Hafta sonları üniversite öğrencileriyle hukuk toplantıları yaptınız. Hukuk toplumunu o kadar içselleştirdiniz ki bunu, hukukçulardan daha çok dile getirdiniz.
DİNCİ YOBAZLARIN, IRKÇI FAŞİSTLERİN KAMPANYALARININ NEDENİ..
Heklimlik formasyonunuzu, aydınlık kişiliğinizi ve sınır tanımayan yeteneğinizi demokratik ve laik Cumhuriyet için seferber ettiniz. Dinci yobazların, ırkçı faşistlerin çoktandır yürüttüğü iftira kampanyalarının nedeni budur. Keşke bunlar, devletin derin ve saydam gövdesi altında yürütülmüş olmasaydı. Nur içinde yatın Sevgili Hocam.”
ÇYDD'den burs alan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Pelin Bardakçı da yaptığı konuşmada, Türkan Saylan'ın inancı, kararlılığı ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile kendisi için her zaman örnek bir insan olduğunu belirtti.
Bardakçı, ''Öyle ki üniversiteyi kazandığım yıl onunla tanışmam yoluma kararlılıkla devam etmemi sağladı. Üniversite hayatım boyunca devam eden bu hırs yoluma ışık tutmuş daha iyi, daha özgür daha güzel şeylerin mümkün olabileceğini göstermiştir. Türkan hocama her zaman minnettar olacağım ve hatırası önünde içimde her zaman ondan bir parça taşıyacağıma, çalışkan, sorunlara çözüm getiren, daima ileriye bakan, ona layık bir insan olacağıma söz veriyorum'' diye konuştu.
Bursiyer Volkan Düzenli ise Türkan Saylan'ı kaybetmenin acısını yüreğinin derinliklerinde hissettiğini kaydetti. Türkan Saylan'ın sevenlerine iki büyük öğüt ve miras bıraktığını ifade eden Düzenli, ''Öğütlerden biri; 'dününü bilmeyen bugünü tayin edemez' sözünden yola çıkarak, tarihini dününü bilen gençler olmamızı, ikinci öğüdü ise; dünyaya yabancı kalmamak adına ğrenebildiğimiz kadar dil öğrenmemizdi. Türkan Hocamız bu iki temel öğüdünde, ancak ve ancak okuyarak ve çok çalışarak tutulabileceğini sözlerine eklerdi. Hocamızın mirası, yurdumuzda eğitim görmemiş kızlar ve erkekler bırakmaması, çağdaş topluma çağdaş insanlar yetiştirerek ulaşmaktır'' şeklinde konuştu.
Daha sonra cenaze törenine katılanlar, salonda Türk Bayrağı'na sarılı Saylan'ın tabutu üzerine özellikle çok sevdiği papatya ile diğer çiçeklerden bıraktılar.
Cenaze törenine, Türkan Saylan'ın oğlu Çınar Saylan ile torunları Timur ve Tamer Saylan'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ve Bihlun Tamaylıgil, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel Başkanı Mahsun Türker, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de aralarında bulunduğu, bazı parti, sivil toplum örgütü, sendika yöneticileri ile ÇYDD üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Lütfi Kırdar'daki tören, Saylan'ın naaşının önünden saygı yürüşüyle sona erdi.
Mezarlık görevlilerinden Halil D., duasını ettikten sonra, ÇYDD’nin, kızına da burs verdiğini söyledi. Prof. Saylan’ın ölümüne yürekten üzüldüğünü belirten Halil D., "Sabah kendisinin mezarını sulayıp dua ettim. Buradan her geçişimde de duamı edeceğim. Kızımı okutabilmek için derneğin büyük katkısı oldu. Ben de en azından manevi borcumu böyle ödeyeceğim" dedi.
Odatv'deki bir haber üzerine araştırdığım, Odatv'de özeti yer bulan, Konya'dan yayın yapan "Memleket" adlı internet sitesinde kendini milliyetçi muhafazakar olarak tanımlayan Mustafa YİĞİT adlı köşe yazarının yazısı...
Yazı üzerine site okuyucularından yazara bir sövülmediği kalmış, ancak yazarın, Tevfik Fikret'in dizelerinde yer alan "Hak bildiğin yolda yalnız yürüyeceksin." yürekliliğinde ve medeni cesaretinde olduğu anlaşılıyor.
Hayatımızda kimileri bizleri kutuplaştırmaya çalışsa da varolan grinin binbir tonundan biri olmayı başarabilen cesur yazarı yürekten kutluyorum. Okuyalım:
Türkan Saylan’a mektup…
21 Mayıs 2009 Perşembe
Gecikmiş bir mektup bu aslında…
Çok önceleri yazacaktım…
Ama bir türlü cesaretimi toparlayıp yazamadım…
Hakkında o kadar çok şey söylendi ve yazıldı ki, benim yazdıklarım hafif bile gelebilir diye düşünüyordum..
Ancak sanırım sırası geldi… Bu yazı, her şeyden önce ailemin ve benim sana vefa borcum… Ben seni herkesten farklı tanıdım Türkan teyze...
Gazetelerde yazılanlar, televizyonlarda konuşulanların çok dışında bir dünyada tanıdım seni…
Hayatımın en kritik döneminde tanıdım seni…
Senin hakkında yapılan ideolojik ve marjinal yorumların dışında biriydin… Sen laik medyanın da, anti laik medyanın da sunduğu Türkan Saylan imajının dışında biriydin benim için.
O yüzden senin hakkında yazılan ve çizilenlere hiç itibar etmedim ve müstehzi bir şekilde güldüm yalnızca…
Çünkü ben seni yazılanlardan ve çizilenlerden farklı tanıdım…
Evet…
Genç ve parasız, bütün imkansızlıkları iliklerine kadar yaşayan Anadolu çocukları ve gençleri için bu konuşulanların hepsinin dışındaydın…
Her şeyden önce sen, on binlerce genç ve çocuk için hayata tutunmak anlamını taşıyordun…
Okumak ve büyük adam olmak arzusundaki Anadolu çocuklarının bu amacına ulaşmasında çok mühim bir mihenk taşıydın…
Adını ilk kez lise son sınıfta duymuştum…
Yalnızca bağ-kur emekli aylığıyla geçinen aileme yük olmadan nasıl üniversiteyi okuyacağım diye kara kara düşündüğüm bir sırada dünyama girivermiştin.
Kardeşim TRT’de görmüştü ve sana bir mektup yazmıştı …
Yani bir mektupla başlamıştı tanışıklığımız…
Mektuba gecikmeden cevap vermiştin…
Bizleri tanımak istiyordun…
Babasız, on çocuklu bir ailenin hayata tutunma iradesinden çok etkilendiğini söylemiştin…
Zor durumdaki öğrencilere burs veren bir kuruluşun başındaydın.
İnsan hayatında önemli anlar vardır bunlardan birini de o gün yaşamıştım..
Mülkiyeyi kazanmıştım ve çok sevinmiştim, ama üniversiteyi kazanmak kadar önemli bir şey daha vardı ki, okul hayatım boyunca burs alacaktım, mektuba cevabında öyle söylüyordun…
Evet, bu tarihten sonra, milliyetçi muhafazakar biri olmama rağmen, yani ideolojik olarak hep farklı bir yerde durduğum halde, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bursunu okul bitene kadar almıştım..
Hiçbir baskı görmeden…
Hiçbir karşılık beklenmeden burs almıştım..
Burs aldığım için benden ne namaz kılmamı istemiştin, ne de bağış toplamamı..
Ne laiklik mitinglerine katılmamı istemiştin, ne de modern yaşam ayinlerine katılmamı… Evet, senin hakkında bilinmeyenlerden biri de buydu… Farklılıklara saygın vardı, nezaket sahibiydin… Yoksunluklar ve yoksulluklarla mücadele ediyordun… Hem de kendi çabaların ve imkanlarınla… Senin gibi gönüllü arkadaşlarınla… Bunu bizzat yaşayanlardan biri de bendim…
Okul sömestriydi sanıyorum…
Beni İstanbul’a davet etmiştin ve ilk kez İstanbul’a geliyordum…
İlk kez denizi görüyordum…
İlk kez Sultan Ahmet’i, Topkapı’yı, boğazı görüyordum… Ve İstanbul’daki ilk namazımı da Kandilli’de senin evinde kılmıştım… Senin ve benim dünya görüşüm üzerine çok uzun bir de sohbet yapmıştık…
Çok keyifli ve çok doyurucu bir sohbetti..
Benden yalnızca okumamı istiyordun…
Okumamı ve faydalı bir adam olmamı…
Sohbet sırasında gördüğüm şey, öyle bazılarının söylediği gibi senin oruçla ve namazla da bir sorunun yoktu…
Çünkü burs verdiğin, namaz kılan, oruç tutan kızlar vardı senin de okuduğun ve hayatının sonuna kadar destek verdiğin Kandilli Lisesinde…
Sen, cehalet ve sömürü düzenini geleneksellik ve töre adı altında sürdürenlerle mücadele ediyordun…
Özellikle de kız çocuklarının bundan bir an önce kurtarılması gerektiğini düşünüyordun… Bu yüzden de, dünyadaki doğru olan nadir feminist bir hareketin öncüsüydün…
Erkek karşıtlığı değil, ezilen kadının her platformda savunulmasını arzulayan bir anlayışa sahiptin…
Küçük kızlar, küçük yaşta hayatlarının baharında solmasın diye büyük bir çaba sarf ediyordun…
Bir ara, kadının mağduriyetinin devamını isteyen laik ve anti laikler, uzun yıllardır rantını yedikleri başörtü meselesi girdabına seni de çekip bu çabalarına gölge düşürmek istediler…
Ancak sen itibar etmedin… Çünkü senin kadınlar için yaptığının laiklik ya da laiklik karşıtlığıyla bir ilgisi yoktu.
O yüzden ne laiklik yanlıları ne de laiklik karşıtları seni doğru anlayabilmişti.. O yüzden “ne şeriat, ne darbe” dediğinde de anlaşılamadın…
****
Bir mektupla tanışmıştık ve yine bir mektupla vedalaşıyoruz Türkan teyze…
Ne tesadüftür ki, en çok sevdiğin ve hayatının büyük bir bölümünü uğruna harcadığın gençlerin bayramında toprağa veriliyorsun..
Hakkını helal et …
Varsa bizim hakkımız, helal olsun…
Allah mekanını cennet eylesin…
Oğullarına ve torunlarına sabır versin…
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
you could check here
04-07-2025, 21:47:25 in Bireysel İş Hukuku