2 sene önce açılmış bir konu. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, Gülle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazı kabul etti.
Sincan Ağır ceza Mahkemesi 8 yıl sonra Kayıp Trilyon Davası’nda yargılanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili kararını açıkladı. Mahkeme, Gül'ün evrakta sahtecilikten yargılanması gerektiğini belirtti.
"ANAYASA DEĞİŞTİRİLSİN"
Gül’den 6 yerde şüpheli olarak bahsedilen kararda, “Eğer cumhurbaşkanlarının yargılanmamasını istiyorsanız, Anayasa’da gerekli düzenlemeyi yapın” görüşü ortaya konuldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 8 yıl sonra gönderilen evraktaki kararda, Cumhurbaşkanı yasal imkansızlık nedeniyle yargılanamaz denilmişti.
Kayıp trilyon davasında Abdullah Gül hakkındaki evrak tertip edilerek milletvekili seçildiği için işleme konulmuyordu.
BAŞSAVCILIK TAKİPSİZLİK VERMİŞTİ
Abdullah Gül, 8 yıl boyunca yasama dokunulmazlığına sahipti. Ancak cumhurbaşkanı seçildikten sonra tartışmalar oldu. 'Cumhurbaşkanı Gül hakkındaki evrak ne olacak?' şeklinde tartışma oldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdullah Gül hakkında gönderilen dosya ile ilgili takipsizlik kararı verdi. Burada 'Cumhurbaşkanı Gül hakkında yasal imkansızlık nedeniyle kanıt ve unsurlar tartışılmaksızın soruşturma yapılamayacağına, bu nedenle soruşturmaya yer olmadığına' karar verdi.
"HERKES YARGILANMALI"
Bu karara itiraz edildi ve kesin kararı Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi verdi. Buna göre 'Abdullah Gül yargılanmalı' denildi. Kararda Gül'den 'şüpheli' olarak bahsedildi.
Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz tarafından kaleme alınan kararda şöyle denildi: "Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve yasalarında herkesin yargılanmasının kural olduğu, dokunulmazlığın ise bir istisna olup bu kişiler yasalarda tek tek belirlenmiş ve bunların dışında hiç kimseye yargılanmama zırhı tanınmamıştır.
Şüpheli Abdullah Gül ve arkadaşları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yapmış şüpheli Abdullah Gül’ün Fazilet Partisi Kayseri Milletvekili olması sebebiyle dosyası fezleke ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmiştir." denildi.
TÜRK: "FRANSA’DA DA BENZER BİR DURUM OLMUŞTU"
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını şöyle değerlendirdi:
“Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, Paris Belediye Başkanlığı sırasında adı yolsuzluklara karıştığı öne sürülmüştü. Fransa’da bu durumun ardından verilen kararda, Cumhurbaşkanı sürecinde yargılanamayacağı fakat zaman aşımı sürecinin de işlemeyeceği vurgulanmıştı.”
KOCASAKAL: "YARGILANMAMALI"
Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal ise kararı şöyle değerlendirdi:
"Burada mesele şurada çıkıyor. Anayasa’nın 105. maddesinin yorumu. Bu konuyla ilgili iki düşünce var. Birincisi, göreviyle ilgili olmayan kişisel suçlarından dolayı, ki buradaki fiil öyle bir fiil. Bu durumda ceza kanunları herkese eşit uygulanır. Dolayısıyla cumhurbaşkanı da kişisel suçlarından sorumludur ve yargılanır. Bir grup bu sonucu çıkarıyor.
Bir diğer grup, Anayasa’nın bu suskunluğunu Cumhurbaşkanı’na saygıdan olduğunu savunuyor.
Milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili hükümler tatbik olunarak yürütülür deniyor.
Ben Cumhurbaşkanı’nın kişisel bir suçtan dolayı, sıradan bir vatandaş gibi yargılanabileceğini düşünmüyorum. Milletvekilleri için öngörülen usulün geçerli olduğunu ve olması gerektiğini düşünüyorum açıkçası. Tabi ki aksi görüşte var."
Bu da benim yorumum:
Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
MADDE 105.– Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.
Anayasanın 105. maddesinde Cumhurbaşkanının görev suçları düzenlenmiştir.
Bu maddenin ilk fıkrasında cumhurbaşkanının Devlet Denetleme Kurulu üyelerini atamak gibi tek başına yaptığı işlemlerden hukuki ve cezai olarak sorumlu olduğu belirtilmiş,Bakanlar kurulu ya da bir bakanlıkla beraber yaptığı işlemlerde ise(Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ya da başbakanın isteği üzerine bakanların görevine son vermek)sorumluluğun başbakana ve ilgili bakana ait olduğu belirtilmiştir.
Maddenin son fıkrasında ise cumhurbaşkanının vatana ihanet suçundan dolayı yargılabilme şartı düzenlenmiştir.
Görev suçları açısından bu fıkra evleviyetle daha hafif suçları da kapsar(zimmet,görevi kötüye kullanma,irtkap gibi)ve görev suçu açısından en ağır suç vatana ihanet suçu olduğu için diğer bütün görev suçları açısından Cumhurbaşkanı yargılanamaz.Yani 1. fıkradak belirttiğim cezai takibata meclis tarafından suçlandırılarak dahi maruz bırakılamaz,yargılamaz.
Ancak Cumhurbaşkanın göreviyle ilgili olmayan suçlarda kanunlarda bir hüküm bulunmamaktadır.Cumhurbaşkanının milletvekilleri gibi cezai takibata uğramalarını durduran dokunulmazlığı yoktur.Cumhurbaşkanlığı göreviyle ilgili olmayan suçlardan dolayı yargılanabilir.
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
Anayası'nın 105. maddesi Gül'ün yargılanmasına engel değildir. Bu maddeyi "sadece vatana ihanetten yargılanabilir" şeklinde yorumlamak da mümkün değildir.
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
Cumhurbaşkanı'nın cezai sorumsuzluğu sadece görevi ile ilgili suçlar açısından söz konusudur.Bunun,yani görevi ile ilgili suçlar bakımından sorumsuzluğunun tek istisnası vatana ihanet teşkil eden suçlardır.
Görevi ile ilgili olmayan (kişisel) suçlardan dolayı ise her vatandaş gibi sorumludur çünkü Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın kişisel suçlardan dolayı sorumlu olmadığına dair bir hüküm yer almamaktadır.
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
Bu forumda 367 konusu tartışılırken, Cumhurbaşkanı'nın görevi öncesi işlediği iddia edilen kişisel suçlardan "görev süresi boyunca yargılanamayacağını, ancak görev süresi zarfında da zamanaşımının işlemeyeceğini" yazalı iki sene olmuş.
O zaman Abdullah Gül henüz Cumhurbaşkanı değildi...
Hukuk çoğu olayda bir yorum ve vicdani kanaat meselesidir. Bu tartışmanın üzerinden iki yıl geçtikten sonra Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanı'nın yargılanabileceği yönünde bir kararı çıktı. Sonuçta Adalet Bakanlığı'na "kanun yararına bozma" başvurusu neticesinde Bakanlığın olumlu görüşü ile konu Yargıtay'a gidebilir ve Yargıtay da bu konuda son sözü söyleyebilir.
Burada bize düşen Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına her yönü ile saygı duymaktır. Hele bazı medya organlarında dolaylı veya dolaysız olarak Mahkemeye çamur atmaya kalkmak en aşağılık, hukuku hiçe sayan bir anlayışın tezahürüdür. Bugün bazı medya organlarında; aynı Mahkemenin başta Başbakan ve Hükümet üyeleri lehine verdiği kararlar, bugünlerde kamuoyunu meşgul eden bir terör örgütü olduğu iddia edilen oluşumla ilişkilendirilen kişilerle ilgili vermiş olduğu aleyhte kararlara bakıldığında Mahkemenin taraflı olduğu iddiaları gerçekleri yansıtmadığı gibi, vicdan ve izan ile de bağdaşmamaktadır.
Hele "Nah yargılanır" başlıklı bugünkü köşe yazısı ile bir gazete köşesini işgal eden, her yazdığı ertesi gün öyle olmadığı için düzeltilen bir adamın;
"Cumhurbaşkanı isterse cinayet bile işleyebilir.
Çeker tabancasını kırk kişiyi vurur devirir, polisin gözünün önünden elini kolunu sallaya sallaya geçer gider. Kılına bile dokunamazsınız. Gözaltına alamazsınız, tutuklayamazsınız, yargılayamazsınız.
Çünkü "mutlak sorumsuzdur", vatana ihanet dışında."
gibi ipe sapa gelmez, hukuktan anlamaz, yalaka görüşlerine de itibar etmek imkansızdır.
Burada asıl sav kısaca; mevcut Anayasa'da Milletvekillerine sağlanan dokunulmazlığın (83. madde ve görev öncesi suçlarda 14. maddeye atıf), herhangi bir maddede Cumhurbaşkanı için yazılı olmadığıdır. Bu olmadığına göre milletvekilleri olası bir durumda Cumhurbaşkanı ile aynı suçları işlemiş olsalar dahi dokunulmazlık zırhı giyerek yargılanamazlarken, Cumhurbaşkanı'na dokunulabileceği ve yargılanabileceğidir.
"Ceza hukukunda kıyas olmaz."
Bu doğrudur ve bu nedenle Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı hukuk tekniği açısından oldukça sağlamdır.
Ceza hukukunda neden kıyas olmaz? Geçmişte kıyas örnekleri var mıdır?
Ceza hukukunda ve diğer bazı hukuk alanlarında kıyasın yasak edilmesinin nedeni, zanlı aleyhine işleyebilecek bir karşılaştırmanın yapılmasının önlenmesidir.
Anayasa Mahkemesi'nin; 1982 Anayasası yürürlükteyken ve önce böyle bir uygulama yokken, iptali istenen Kanunların yürütülmesini durdurması kararları da kıyas örneklerindendir.
Anayasanın 104. maddesi Cumhurbaşkanı'nın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti'nin birliğini temsil ettiğini söylemektedir.
Anayasa'nın 104. maddesi ile manevi sembolik, ancak içeriğinde yer alan birçok madde ile Devletin başı sıfatına istinaden bence gereksiz bir dolu yetki verilen Cumhurbaşkanlığı makamının, milletvekillerinden daha az, en azından Onlar kadar bile dokunulmazlığı olmadığını iddia etmek ve bunu yasada yazmadığına dayandırmak bence vicdani kanaate uygun olmayacaktır.
Re: Kanadoğlu : "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır."
Arkadaşlar öncelikle bir insanın hangi suçu işlediği iddia ediliyorsa ve kim olursa olsun yargılanıp suçsuz ise aklanması, suçlu ise de cezasını çekmesi gereklidir. Abdullah Gül artık milletvekili olmadığına göre ve aksine de bir yasa olmadığına göre reel olarak hemen yargılanmalıdır. Ama aleyhinde delil veya şahit yoksa da o makama leke sürülmemelidir. Gerçi lekelenmesi için çamur atmaya da gerek yok.Ama neticede bir vatandaş aksi ispat edilinceye kadar suçsuz sayılmalıdır. Demek ki hukuk ve adalet AKPlilere de lazımmış.
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
Sincan'da hakim yargıya sığındı.
Cumhurbakanı Gül'ün 'Kayıp Trilyon' davasında yargılanmasına karar veren hakim, basında çıkan 'Ergenekon bağlantılı' iddiaları üzerine suç duyurusunda bulundu.
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Bu forumda 367 konusu tartışılırken, Cumhurbaşkanı'nın görevi öncesi işlediği iddia edilen kişisel suçlardan "görev süresi boyunca yargılanamayacağını, ancak görev süresi zarfında da zamanaşımının işlemeyeceğini" yazalı iki sene olmuş.
O zaman Abdullah Gül henüz Cumhurbaşkanı değildi...
Hukuk çoğu olayda bir yorum ve vicdani kanaat meselesidir. Bu tartışmanın üzerinden iki yıl geçtikten sonra Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanı'nın yargılanabileceği yönünde bir kararı çıktı. Sonuçta Adalet Bakanlığı'na "kanun yararına bozma" başvurusu neticesinde Bakanlığın olumlu görüşü ile konu Yargıtay'a gidebilir ve Yargıtay da bu konuda son sözü söyleyebilir.
Burada bize düşen Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına her yönü ile saygı duymaktır. Hele bazı medya organlarında dolaylı veya dolaysız olarak Mahkemeye çamur atmaya kalkmak en aşağılık, hukuku hiçe sayan bir anlayışın tezahürüdür. Bugün bazı medya organlarında; aynı Mahkemenin başta Başbakan ve Hükümet üyeleri lehine verdiği kararlar, bugünlerde kamuoyunu meşgul eden bir terör örgütü olduğu iddia edilen oluşumla ilişkilendirilen kişilerle ilgili vermiş olduğu aleyhte kararlara bakıldığında Mahkemenin taraflı olduğu iddiaları gerçekleri yansıtmadığı gibi, vicdan ve izan ile de bağdaşmamaktadır.
Hele "Nah yargılanır" başlıklı bugünkü köşe yazısı ile bir gazete köşesini işgal eden, her yazdığı ertesi gün öyle olmadığı için düzeltilen bir adamın;
"Cumhurbaşkanı isterse cinayet bile işleyebilir.
Çeker tabancasını kırk kişiyi vurur devirir, polisin gözünün önünden elini kolunu sallaya sallaya geçer gider. Kılına bile dokunamazsınız. Gözaltına alamazsınız, tutuklayamazsınız, yargılayamazsınız.
Çünkü "mutlak sorumsuzdur", vatana ihanet dışında."
gibi ipe sapa gelmez, hukuktan anlamaz, yalaka görüşlerine de itibar etmek imkansızdır.
Burada asıl sav kısaca; mevcut Anayasa'da Milletvekillerine sağlanan dokunulmazlığın (83. madde ve görev öncesi suçlarda 14. maddeye atıf), herhangi bir maddede Cumhurbaşkanı için yazılı olmadığıdır. Bu olmadığına göre milletvekilleri olası bir durumda Cumhurbaşkanı ile aynı suçları işlemiş olsalar dahi dokunulmazlık zırhı giyerek yargılanamazlarken, Cumhurbaşkanı'na dokunulabileceği ve yargılanabileceğidir.
"Ceza hukukunda kıyas olmaz."
Bu doğrudur ve bu nedenle Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı hukuk tekniği açısından oldukça sağlamdır.
Ceza hukukunda neden kıyas olmaz? Geçmişte kıyas örnekleri var mıdır?
Ceza hukukunda ve diğer bazı hukuk alanlarında kıyasın yasak edilmesinin nedeni, zanlı aleyhine işleyebilecek bir karşılaştırmanın yapılmasının önlenmesidir.
Anayasa Mahkemesi'nin; 1982 Anayasası yürürlükteyken ve önce böyle bir uygulama yokken, iptali istenen Kanunların yürütülmesini durdurması kararları da kıyas örneklerindendir.
Anayasanın 104. maddesi Cumhurbaşkanı'nın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti'nin birliğini temsil ettiğini söylemektedir.
Anayasa'nın 104. maddesi ile manevi sembolik, ancak içeriğinde yer alan birçok madde ile Devletin başı sıfatına istinaden bence gereksiz bir dolu yetki verilen Cumhurbaşkanlığı makamının, milletvekillerinden daha az, en azından Onlar kadar bile dokunulmazlığı olmadığını iddia etmek ve bunu yasada yazmadığına dayandırmak bence vicdani kanaate uygun olmayacaktır.
Selamlar,
Selamlar...
Konu TCK'yı mı ilgilendiriyor CMK'yı mı Anayasayı mı? Ceza hukukunda kıyas olmazda CMK'da olabilir mi...Ancak böyle bir tartışma da bazı sorunlar ortaya çıkar.
Saçma bir yorumla 367 şartını çıkartmak gibi bir sorun. Seçilmek için 367 aranıyorsa toplantı için de bu kadar kişi gereklidir gibi bir yorum. Pekiyi mevcut anayasal hüküm karşısında tekrar tekrar yorum gerekli midir? Diğer usul meselelerine girmeden...
Re: Kanadoğlu: "Gül Cumhurbaşkanı Olursa Yargılanır"
karabekir rumuzlu üyeden alıntı
Pekiyi mevcut anayasal hüküm karşısında tekrar tekrar yorum gerekli midir? Diğer usul meselelerine girmeden...
Gereklidir.
Böyle tartışmalar yapılmazsa, bir köşe yazarının yazdığı gibi 105. maddeden aşağıdaki gibi akla zarar yorumlar çıkar:
"Cumhurbaşkanı isterse cinayet bile işleyebilir.
Çeker tabancasını kırk kişiyi vurur devirir, polisin gözünün önünden elini kolunu sallaya sallaya geçer gider. Kılına bile dokunamazsınız. Gözaltına alamazsınız, tutuklayamazsınız, yargılayamazsınız.
Çünkü "mutlak sorumsuzdur", vatana ihanet dışında."
Bu gibi konular 2+2=4 şeklinde tartışılmaz gerçeklikler olsaydı, Mahkemelere, Hakimlere, Savcılara, Avukatlara gerek olmazdı. Bu konular elbette tartışılacaktır ancak tartışan taraflar birbirlerini Ergenekonculukla, Dincilikle veya başka bir yafta ile suçlamadan aklıselimle konuya bakabilirlerse...
Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
óñêîğåíèå èíäåêñàöèè
31-10-2024, 23:11:20 in Aile Hukuku