N'olacak Bu CHP'nin Hali?

[Mehtap Deniz]

CHP'den Kürtçe hutbe açılımı
http://www.haber3.com/news_detail.php?id=457525&a=1

[Av.Abbas Bilgili]

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11236111.asp

[ayazoglum]

yolacaksın çalacaksın

deniz fenerinden sırça köşkler yapacaksın

torunlarımızın bile geleceğini satacaksın

herkese tepeden bakacaksın

nolyozz yaa diyenleri

mürrekep dökülmüş bi sepette tıkacaksın.

sonrada allahın arkasına saklanıp

herkesten fazla dindar olacaksın.

aha kanıma dokunanda bu ya!......

ayazoglum

[Mehtap Deniz]

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, müzisyen Fazıl Say'ın kendisine hitaben yazdığı mektuba yanıt verdi. Baykal, ''Fazıl Say gibi değerli bir sanatçının görüşlerine saygı duyar, değer veririz'' dedi.

Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11350291.asp?gid=233

[Mehtap Deniz]

Değişim şart

Türkiye’nin en köklü partisiyiz. En köklü parti Türkiye’nin her tarafındaki insanları kucaklamalı, onlarla çok iyi diyalog kurmalı. Değişimden bunu anlıyorum. Bunu sağlamalıyız ki önümüzdeki seçimlere çok daha güçlü katılabilelim.

Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11345254.asp?gid=233

[ayazoglum]

Değişim şart

Türkiye’nin en köklü partisiyiz. En köklü parti Türkiye’nin her tarafındaki insanları kucaklamalı, onlarla çok iyi diyalog kurmalı. Değişimden bunu anlıyorum. Bunu sağlamalıyız ki önümüzdeki seçimlere çok daha güçlü katılabilelim.

Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11345254.asp?gid=233

değişterlim derken değişmeye mi karar verdik
eeeeeeee!
biz bunu kırk yıldır söylüyorduk
dinleyenmi oldu!
''çağır gelsin....
gelmiyormu? o zaman sen git'' diye......!
yanlış hesap bağdattan döner......
iyi bari bizimkisi ankaradan dönecek
bunada şükür........
ayazoglum

[Mehtap Deniz]

CHP Güneydoğu'ya döndü

Parti Meclisi toplantısında 29 Mart yerel seçimleri değerlendirilirken, 'sil baştan anlayışı yerine çizgiden sapmadan değişim' vurgusunun yapıldığı; Güneydoğu'da oy alınamamasının nedenleri üzerinde durulacağı belirtildi.

Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/id/24955994/

[Mehtap Deniz]

Prof.Dr.Fuat Keyman: CHP ve MHP'nin Başarılı Olamamasının Ölçütlerinden Birisi İnternet Kullanımı ve Web ile İlişkisi:
http://turk.internet.com/haber/yazig...3?yaziid=23654

[ayazoglum]

Prof.Dr.Fuat Keyman: CHP ve MHP'nin Başarılı Olamamasının Ölçütlerinden Birisi İnternet Kullanımı ve Web ile İlişkisi:
http://turk.internet.com/haber/yazig...3?yaziid=23654

ÖZELEŞTİRİ!

yukarıdaki haberi okuyunca,sandım ki bu ülkede her evde bir bilgisayar var ve reşit olan herkes en azından lise mezunu.
araştırmalar gösteriyor ki. bi kere net kullanıcılarının çoğu çocuk yaşta gençler.
bizim gibi erişkinlerden kullanıcı sayısı ne kadar ki!
işte sen, ben, bizim kız, bizim oğlan..........

ben seçim sonuçlarına bir özeleştiriyle cevap vereyim mi?

sosyal demokratlarızdır biz
rahat yaşamayı çok severiz
çok konuşur çok biliriz...
biz genaraliz hepimiz.........
Ancaaak!
iş eyleme geldimi!
bi pundunu bulur yan çizeriz.

al sana seçim sonuçları.........
ayazoglum

[Harun Gür]

AKP ile artık yollarımız ayrılıyor

Geçen hafta bir konferans vermek üzere Ankara'da Bilkent Üniversitesi'ndeydim. Babamın evinde kalıyordum ve bir gece önce sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Anılarla dolu odaya çekildiğimde bir köşede gençliğimden kalan yüzlerce kitabın durmakta olduğunu gördüm. Kendimi tutabilmem imkansızdı tabii ki. İlk önce hepsi birer klasik hazine olan bilim kurgu kitaplarımı karıştırdım. Kayboldu zannettiklerim de oradaydı. Robert Heinlein'lar, Philip Dick'ler, Harlan Ellison'lar. Açık artırma yapacağız zengin olursun deseler artık ayrılamayacağım eski sevgililerime kavuşmuştum işte. Onları bavuluma doldurdum sonra 'ciddi' görünümlü, 'ciddi' başlıklı kitaplara geldi sıra. Bir zamanlar bende soğuk savaş döneminde İtalyan Komünist Partisi'nin kütüphanesinde bulunandan bile daha çok Marksizm üzerine kitap varmış. İtalyan Komünist Partisi dememin nedeni bendeki kitapların bazılarına Sovyetler Birliği'nde izin çıkmayabilirdi de ondan. Satır satır okumuşum bunları. Cümlelerin altını çize çize, bazı durumlarda da sadece çizmekle yetinmeyip paragrafın yanına 'NB' ('nota bene', dikkatle not et) notu da düşmüşüm. Bu sadece bir genlik ukalalığı tabii ki. O yıllarda Kapital'i bir de Almanca orijinalinden okumalıyım diyerek Almanca dersi almaya kalkışmama benzeyen bir gereksiz kişilik gösterisiydi o NB'ler de. Önem verdiğim bir hocamdan görüp kopya etmiş olmalıyım bu adeti. Sabaha kadar okudum okudum, uyku imkansızlaştı. Okudukça o yıllardaki heyecanlarımın aynısı yerleşti yüreğime. Bir zamanlar inanıyorduk geleceğin daha güzel olacağına ve dahası bunu bizzat bizler kuracaktık.

O dolduruşla geldim üniversiteye çıktım kürsüye, bir dejavu daha yaşadım kürsüde. Genç arkadaşlar durmadan neden yıllardır aynı şeyleri tartışıyoruz, aynı karşıtlıkları yaşayıp duruyoruz. Bu kısır döngüden bir çıkış noktası yok mu diye soruyorlardı. Olacak iş değil onlar henüz o yaşta Türkiye'den ümitlerini kesmeye başlamışlardı. Ben de onlara hala daha ümidin olduğunu anlattım.

BİR İKTİDAR PROJESİ OLARAK MARKSİZM ÖLMÜŞ OLABİLİRDİ AMA BİR MUHALEFET PROJESİ OLARAK MARKSİZM HALA DAHA CANLI VE ÇOK DİNAMİK.

Bizlerin reel-sosyalizm olarak adlandırdığımız Sovyet tipi iktidar yapılarının çökmesi aslında Batılı modern Marksistleri özgürleştirdi. Artık hiçbir iktidar projemiz yok ama muhalefet projeleri için sistemimiz de düşünce altyapımız da var. Marksizm bireye modern dünyanın tüm haksızlıkları, eşitsizlikleri ve baskıcı yapılarıyla mücadele etmenin ve modern dünyada daha özgür yapıların kurulması için yöntemi öğretebilir. Bu hayatı sınıf analizi yaparak daha güzel kavrayabiliriz. Dahası sınıf analizi yapılmadan ne olup bitiyor bunu anlamak da mümkün değildir. Türkiye'de insanları etnik yapılar doğrultusunda ve inanışlar açısından bölmek isteyenler var. Onlara karşı da en etkili mücadele sınıf mücadelesiyle olur. Kürt ve Türkler sınıf çıkarları doğrultusunda yan yana durabilseler bölgesel meseleler emin olun daha rahat çözülebilirdi. Keza sosyal güvenlik, işsizlik ve iş kazalarına karşı güvence gibi sınıfsal konularda birlikte mücadele edilebilse laik-dindar ayrımlarını daha rahat aşabiliriz.

Sınıf bilincini oluşturmak gerekiyor ama bu başka bir sınıfa düşmanlık içeren bir bilinç de olmamalı. Çünkü artık ortada bir iktidar projesi yok. Muhalefet projesinde de patronların da (İshak Alaton gibi) Marx'ı okuyup anlamalarının yararını savunacağız ve ortak yaşam biçimimizin (yani paylaşılan hayat değerleri olarak kültürümüzün, Raymond Williams) daha güzelleşebilmesinin, daha anlamlı olabilmesinin karşılıklı sınıfsal çıkarlarımızın daha dengede oluşabileceği bir ortam yaratılmasında yattığını göreceğiz.

Düşünce üretmek doğrudan doğruya bir eylemdir, hatta düşünce üretmenin sadece kendisi bile direkt bir siyasi eylemdir.
Bizi uzun zamandır laik-dindar, Kürt-Türk gibi çeşitli ikilemlerde tutsak tuttular, yaratıcı düşünebilmemizi engellediler. Artık yaratıcı düşünme hakkımızı, iktidar/güç sahiplerinin elinden almanın zamanı çoktan geldi.

Ben bu hakkımı Marksist gibi düşünmeye ve Türkiye'ye ve tabii ki kendime daha güzel bir gelecek hayal etme hakkımı tekrar kendi gündemime alarak kullanacağım.

Aslında hayatın her alanında (ailede, okulda, işyerinde her yerde) iktidarlara özgü güç ilişkilerinin ve güç hiyerarşilerinin bulunduğunu bilerek (Bu arada Michel Foucault'u da tekrar dikkatle okumanın yararı büyük) sadece yaratıcı düşünmekten ibaret olan eylemler yapacağım.

Aslında pratik bir siyasi eylem olarak düşünmenin bize entelektüel üstünlük sağladığını gördükçe, bize empoze edilmeye çalışılanlara müdahalelerimizi artıracağız.

İktidar projemiz artık olmadığından 'Ne olduğumuzla' değil ama muhalefet projemiz gayet tabii ki olduğundan 'ne olmadığımızla' ayrıştıracağız kendimizi.

AKP İLE YOLLARIMIZ ARTIK TAMAMEN AYRIŞIYOR, liberal olmayı sadece AKP'nin müsaade ettiği ve sadece AKP'nin ihtiyacı bulunan alanlarda liberal olmak olarak anlayanların elinden de onların uzun zamandır içini boşalttıkları düşünce özgürlüğü, haklar, Avrupa ideası gibi kavramları kurtaracağız ve anlamlı içerikler yükleyeceğiz bunlara. Aslında kendi başına anlamlı bir içeriği olabilecek liberal düşünceyi de AKP'nin yol arkadaşı olmak zorunluluğundan kurtaracağız. Gerçek liberal düşünceye de özgürlüğünü sağlayacağız.

Cumhuriyete inanç, Atatürk'ü anlamak ve laiklik gibi kavramları da CHP'nin tekelinden alacağız. ANCAK AKP İLE OLDUĞU GİBİ CHP İLE DE YOLLARIMIZ AYRIŞMIYOR AKSİNE YOLLARIMIZ BELKİ DE İLK KEZ BİRLEŞİYOR. CHP hayatın çeşitli alanlarında demokratikleşmeyi ve modenleşmeyi sağlayacak potansiyele sahiptir. CHP'de gerçek bir muhalefet projesi alanı var.

İktidar olarak ne yaparlar, iktidar oldukları takdirde bizim tavrımız ne olur şimdiden bilemiyorum. Her türlü iktidarı sorgulamamız ve kendi hayatımızı daha anlamlı kılmak için muhalif tavır koymamız sona ermeyeceğine (çünkü bu hayat hiçbir zaman tam da bizim istediğimiz kadar, o ideal düzeyde anlamlı olamayacağına) göre onların iktidarı/gücü nasıl kullandıklarına bakınca, zamanı geldiğinde karar veririz CHP'ye karşı nasıl tavır alacağımıza.

Serdar TURGUT / Akşam