Yüzakımız UĞUR MUMCU

[milo]

iyi niyetli bir yorumda bulunmak istiyorum.

İyiniyetli olduğunuza hiç mi hiç inanmıyorum.

[Harun Gür]

Sn. sdt23,

Sanırım sizin eliniz gitmeyecek o köşe yazısına, iyisi mi ben ekleyeyim.

MOSSAD ve Barzani

Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor.
Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir.
MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür.
Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi.
Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor.
CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.
MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor.
Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü‘nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış.
Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.
Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.

* * *

Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra, MOSSAD’ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sh.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel’in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak’tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.

1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması’ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından “Kürdistan Demokratik Partisi”ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.

Barzani’nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dışişleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.

MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor.

Nimrodi’nin üstlendiği görev ilginç:
Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynuyor. (sh. 328-329)
Kitapta, MOSSAD’dan Kürtler’e 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor. (sh.328)

* * *

70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?
Kitaba göre sürüyor.
“Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sh.521)
Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.
MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor.
Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor.
Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek...
Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...
İlgi belli...
İlişki de belli...
Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?
Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?

Uğur MUMCU, ( Cumhuriyet, 7 Ocak 1993)

[Gaye A.]

Bu forum, Engin Ardic'in yazdiklarini "yanlis anlamadan" okuyup degerlendirecek kapasitede egitimli uyelerden olusuyor Sayin Sd23..

Ardic'in sozculugunu ustlenmis gibisiniz..Siz hic zahmet etmeyiniz..Ardic'i aklamak icin amuda dahi kalksaniz, degisen bir sey olmaz.... Yazi sahibinin sesi..Ve ne yazik ki Turkiye Ardic'lari bol olan bir ulke...

[sdt23]

Üslup değil, içerik Sn. sdt...

Ancak hem üslup, hem de içerik size ehven geldiğinden siz gene, özür dileyerek, deyim yerindeyse "salağa yatmaya" meyillisiniz.

Buradaki yüzlerce mesajımdan göreceğiniz üzere, Engin Ardıç üslubu benim tasvip ettiğim ve kullandığım bir üslup değil.

Ben sadece Engin Ardıç'ın şüphelerini pek çok insan gibi paylaşıyorum.
Bu forumdaki itirazlar ise sadece üsluba oldu. Şüpheleri gidermeye yönelik tek satır göremedim.

İnternette araştırma konusunda maharetinizi bildiğimden, Uğur Mumcu'nun son köşe yazısını buraya alıntılarsanız, bazı şeylerin üzerinde demokratça tartışabiliriz diye düşünüyorum...

"Uğur Mumcu son yazısı yüzünden öldürüldü" demek çok basit olur.
Sabah gazete okunup ardından bombalı saldırı yapılmaz.

Ocak 1992 içinde hain saldırıdan 10-15 gün önce kontrgerilla üzerine yazdığı yazılarda daha kuvvetli ipuçları var.

[Harun Gür]

Ha bu arada neredeyse unutuyordum.
Bu forumda Nakşibendi'lere mesela Halidiye koluna da girelim mi , girmeyelim mi?

Ne alakası var demeyin, konumuz Uğur Mumcu'ydu demeyin...:o :o :o

[deniz02]

Ne alakası var demeyin, konumuz Uğur Mumcu'ydu demeyin...:o :o

Evet ne alakası var??

Bari bu forum anma forumu olarak kalsa idi

https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=19618
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=32803

Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda
Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana
Zalımlar pusudaydı, bedenim paramparça
Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana

Uğurlar olsun,
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun

Çevirdim anahtarı apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları saplandı ciğerime
Ucuz can pazarıydı, kan doldu gözlerime
İsimsiz korkuları katmadım yüreğime
Bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne

Uğurlar olsun,
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun...

Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız...

[Harun Gür]

Yıl 1992 değil, 1993...

Yazının tarihi 7 Ocak, suikast 24 Ocak. Yani dediğiniz gibi "sabah gazete okunup, ardından bombalı saldırı" yapılmamış.

Soner Yalçın'ın kitabının ismi gibi sahi "siz kimi kandırıyorsunuz!" ?

Ya da kandırabileceğinizi düşünüyorsunuz?:rolleyes:

[hukuk ve adalet]

Yüzakımız Uğur Mumcu 16. yılında anıldı.
Birçok yerde salonlar kalabılığa yeterli değildi. 70-80 yaşındakiler de ayakta izledi ve dinledi.
O'nun vizyonu bu günleri çizmişti ve yazmıştı.
Ben o salonlara giderken, " o ecelsiz bir ölüm yaşadı,oysa biz hergün yaşayarak öldürülüyor, 2 sapık itirafçı,şizofren psikopatla TSK ve yargıyı mahkum eden anlayışta işkenceye tabi tutuluyoruz, kim daha şanslı diye düşündüm.

Şayet siz de, bu Cumhuriyeti kuran Atatürk ve onun ilkelerine bağlı iseniz, şayet siz de atalarınızın döktüğü kandan kendizi sorumlu tutuyor iseniz, öldürülmediyseniz de ölüsünüz ya da tutuklusunuz.

Mumcu,Üçok,Hablemitoğlu,Kışlalı ve niceleri Cumhuriyet şehitleridir.Onlar gerçek vatanseverlerdi, biz de neferleriyiz.

[lemac]

Buradaki yüzlerce mesajımdan göreceğiniz üzere, Engin Ardıç üslubu benim tasvip ettiğim ve kullandığım bir üslup değil.

Belki üslubunu benimsemiyorsunuz ama yönteminiz aynı.. Siz de onun gibi omurgasızsınız..

Başbakanın dediği gibi "Bizim Türkçe'de çok güzel laflar var ama bize yakışmaz."

[sdt23]

Yıl 1992 değil, 1993...

Yazının tarihi 7 Ocak, suikast 24 Ocak. Yani dediğiniz gibi "sabah gazete okunup, ardından bombalı saldırı" yapılmamış.

Soner Yalçın'ın kitabının ismi gibi sahi "siz kimi kandırıyorsunuz!" ?

Ya da kandırabileceğinizi düşünüyorsunuz?:rolleyes:

Sayın Harun Gür,
Uğur Mumcu'nun öldürülmesine neden olan yazıyı hatırlattığınız için teşekkür ederim. Sehven Ocak 1992 yazmışım. 7 Ocak 1993 tarihli o yazıyı ve ertesi gün yazdığı Ültimatom başlıklı yazının hain saldırıya neden olduğunu düşünüyorum.

Yazdıklarınızdan sizin de bu yazının öldürülme sebebi olduğunu düşündüğünüzü çıkardım. Öyleyse aynı şeyi söylüyoruz zaten.

Uğur Mumcu, laikliğin en önemli savunucularındandı ama cinayeti planlayanlar "şeriatçılar" değildi. Aynen Danıştay saldırısında olduğu gibi.
Benim söylemek istediğim buydu.

Bu yazıyı okuyunca kimden şüphelenmemiz gerektiği açık. Hele bir gün sonra ültimatom yazısında bazı şeyleri açıklayacağını söyleyerek meydan okuduğunu ve İsrail büyükelçisiyle bir görüşme yaptığını da hesaba katarsak.