Sayın Mehmet Emin Sezen:Siz anlamış olmalısınız...Lütfen sayın Banu79;anılan kadın'nın isminin o olmadığını söyledi bede,isminin o yada bu olması bu sonuca mustehak olduğu anlamına gelmez anlamında bir cevap verdim.Sayın sezen
Sayın Banu79 öyle bir şey dememiş. Sayın Banu79 bir takım yobazlarca şehit edilen KUBİLAY asteğmenden bahsetti. Site de de bununla ilgili çok güzel bir forum var. Kubilay ismini hiç duymamış olmanız olayların neresinde durduğunuzun da göstergesi aslında.
Şalcı bacı yı da bir araştırın isterseniz. hangi şapkaymış bulursunuz.
Siz neden mesleğe takıldınız? Adbülmecid bey benim size verdiğim ismi okudunuzmu? Sizde onu okuyun dedim..
Sayın banu79Kesinlikle başkalarının hakkına ençok saygı gösterılmesi gereken bir yaşam biçimini sonunda kabul etmişim öyleki,dünyada beklediğim fazla birşey yok..."Yaş otuzbeş yolun yarısı eder" dedi C.S.T.Dedi ama malesef 37 yaşında öldü.düşüncem odur ki,bu tip insanlar ölmez sadece yer değiştirirler,ölmediklerini biz göremeyiz.Diğer konuya gelince o tip meseleler ülkemizde hep oluyor bunlar bir tip provakasyon,Sivas gibi Başbağlar gibi daha niceleri.Bunları organize edenlarde bellidir.Biz hiçbir şekilde suçsuz yere,eğer suçu varsa yargılanmadan öldürülmesini cinayet olarak kabul ederiz.Asla bu tip ölümlere katılmayız.abdulmecid
Siz neden mesleğe takıldınız? Adbülmecid bey benim size verdiğim ismi okudunuzmu? Sizde onu okuyun dedim..
Sayın banu79Ste yönetimi kendi görüşlerine aykırı yorum kabul etmiyor anlaşılan, birçok iletim ortalıktan kayb olduğu gibi,bize sıkı yönetim ,sansür gibi anlıyorum.Yanıt vermiştim,özetlersek;o bir provagasyondur onun gibi yüzlercesi binlercesi vardır,hiç birini insani bulmuyorum.İnsan doğuştan sahip olduğu yaşama hakkını kim ihlal ederse etsin isterse o kişi hangi dunya görüşüne sahip olursa olsun,bunu yapan babam olsa asla kabul edilemez.Ülkemizde öteden beri bir iki kutup provagasyonlara geliyor iyi tahlil etmek lazım geldiğini düşünüyorum.Sayın banu79;bu sorunuza ikinci cevabım hakaret etmediğimde görüldüğüne göre peki bana bu zülüm niye......Sayın Banu79
Onaylanmayan iletiniz olmadığı gibi, ortalığı provake (g ile yazılmaz) etmeye çalıştığınız iletileriniz bile bu forumlarda yayınlanmıştır.
Ancak belirtmek isterim ki; bu forumlar siz ve sizin gibilerin cahil cesaretinin, yalan ve dolanlarının afişe edildiği reklam panoları değildir.
İstiklal Mahkemeleri ile ilgili karga gülücükleriniz bitti ise size başka konularda da üfürme hakkı tanırız. Ancak üfürürken belgelere dayanınız.
Bir konunun altına belge adına belge olmayan, kaynak olarak eklediğiniz belgelerde yazdıklarınız ile her nasılsa bağdaşmayan, yazdıklarınıza dayanak olarak sayfa numarası verip o sayfada öyle bir bilgi yer almayan kaynakçalarınız samimiyetsizliğinizin göstergesidir.
Bu forumlarda bu kadar kaldıysanız bu demokratlığımızın da bir göstergesidir.
Ancak şansınızı fazla zorlamayın, bu forumlara yazacaksanız, gerçek belgelere dayanan dürüst bilgiler verin.
Bu size son uyarımızdır...
Konu Harun Gür tarafından (27-12-2008 Saat 09:48:48 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: düzeltme
İstiklal Mahkemeleri ile ilgili açıklamalarınızı ve bu mahkemelerin avukatlığını üslenmiş olmanızı tebessümle karşıladım.
Bu mahkemelerin sadece adının "mahkeme" olduğu kanaatindeyim. Bugünkü anlamdaki mahkemelerle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Bu mahkemelerin "dönemin koşulllari için gerekli olduğu" şeklindeki bir düşünceyi anlamak mümkündür. Sonuç olarak bu mahkemeler devrim mahkemesi olması nedeniyle hukukla ve kanunla bağlı olmalarını beklememek gerekir. Nitekim öyle de olmuştur. Her ne kadar kanunla kurulmuş da olsalar, çok da kanuna bağlı kaldıklarını sanmıyorum. Nitekim, bu mahkemelerde "yargıçlık" yapanlardan biri "arasıra kanunun üstüne çıkarız" demiştir. (Bak; Mete Tuncay'ın Aybars sh.95'ten yaptığı alıntı, Tunçay'ın "T.C.'nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931" adlı eseri, sh. 169 , Cem yayınevi 1992, 3. baskı). Bunun neresi adil yargılamadır?
Bu mahkeme üyelerinin TBMM'ye bağlı olduğunu ifade ederken, meclis tarafından seçildiklerini anlatmaya çalışmıştım. Meclisin üyeleri arasından ve Meclis tarafından yargıç seçilmesinin takdirini okuyanlara bırakmak gerekir. Nitekim daha önce de bir ara Başkomutana bağlı olarak faaliyet göstermişlerdir. Bu durum yargı bağımsızlığna ne kadar uygun?
Bu mahkemlerin uygulamaları Mecliste sık sık eleştiri konusu olmuştur. Bu uygulamalar arasında kaçakların yerine yakınlarını askere götürmek, yoksa köy ve mahallelerinden para cezası almak, kaçağın mal ve mülkünün yakılması veya el konulması gibi uygulamaları vardı. (Bak; Ahmet Demirel; Birinci Mecliste Muhalefet, sh. 370, İletişim Yayınları, 1. baskı, 1994). Bu uygulamlar sizin ölçülerinize göre demek ki adil yargılanma oluyor.
Bu mahkemeler; basını susturmak, muhalefeti tasfiye etmek, her gittiği yerde üç beş kişiyi cadde ve sokaklarda asarak halka korku salmak, devlet terörü estirmek gibi işlev görmüşlerdir. Böyle bir uygulama gerekli miydi? Bu da ayrı bir tartışma konuusu..
Bu mahkemeler, kendilerini o kadar kanunun üstünde görüyorlardı ki; 1926'da Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdiğinde; Adalet Bakanlığı bu mahkemeye bir yazı yazarak T. Ceza Kanunu'nun bu mahkemelerce de uygulanıp uygulanmayacağını sormak gereğini duymuştur. Adalet Bakanlığı böyle bir soruyu neden sorma gereği duyar? Yürürlüğe giren bir ceza yasasının ceza yargılaması yapan bu mahkemelerce uygulanmaması ne anlama gelir? Nitekim, bu yazıya cevap veren mahkeme, bu yasanın uygulanması halinde istiklal mahkemelerinin etkinliğinin azalacağını ve eğer bakanlık ısrar ederse sorumluluğun kendilerinde olmayacağını belirterek göz dağı vermişlerdir. (Bak; Mete Tuncay, age, sh. 170). Hem kanun çıkar hem de mahkeme kendisini kanunun üstünde görsün. Ne güzel değil mi?
Bu mahkemler üst düzey yöneticileri dahi korkutmuştur. Örneğin, Adana Valisi Hilmi (Uran), bu mahkemenin istediği iki tanığı ödenek yokluğu nedeniyle Ankara'ya göndermede gecikince İç İşleri Bakanlığı'nın devreye girmesi ile tutuksuz olarak Ankara'ya getirilmiş ve yargılanarak para cezasına çarptırılmıştır. (Tunçay, sh. 168).
Nitekim İzmir suikastı nedeniyle tutuklanan Kazım Karabekir'in serbest bırakılmsını sağlayan İsmet Paşa da mahkemenin gazabına uğramış ve paşa hizaya getirilmiştir. (Bak, Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri, sh. 214 vd. İş bankası kültür yayınları, 2007)
Kazım Karabekir'in mahkemedeki ifadesinden rahatsız olan Mustafa Kemal Paşa, böyle bir konuşmaya müsaade ettikleri için mahkeme kuruluna kızdı. Heyetin Çeşme'ye getirilmesini emretti. Balo bahanesi ile heyet Çeşme'ye getirildi. Paşa heyet üyelerini yan odada sert bir şekilde azarladı. Heyet, artık Baloda durmadı ve Paşa'nın da önünden geçip gitmeye cesaret edemediklerinen kimseye görünmeden pencereden atlamak suretiyle çıkıp İzmir'e gittiler (Mahmut Goloğlu, age. sh. 225,226)
Bu örnekler de mahkeme üyelerinin "bağımsızlığının (!)" iyi bir örneğidir. Bazılarına karşı oldukça zalim olan üylerin, bazılarına karşı da oldukça korkak oldukları da görülüyor.
Sizin ve sayın horasan'ın "oku" tavsiyesi üzerine kitaplığımdan Ergün Aybars'ın "İstiklal Mahkemeleri 1923 - 1927" isimli kitabı arayıp buldum ve 1982 yılında basılan bu kitabı o zaman altını çizerek okuduğumu gördüm. Sanıyorum siz o zamanlar kısa pantolonla dolaşıyordunuz.
Aybars'ın kitabı ulusalcı/Kemalist ağızla yazılmış olmasına karşın bazı gerçekleri de gizleyememiştir.
Bakın sizin tavsiye ettiğiniz bu kitapta neler yazıyor.
Adana'da rakı içmek, kumar oynamak, tehdit, zor kullanma, yaralama gibi suçlardan külhanbeyleri yargılnamıştır. Normal mahkemelerde görülmesi gereken bu suçlar için normal hukuk mahkemelerinde delil ve tanık bulunmadığı için İstiklal Mahkemelerine çıkartılmaları büyük bir korku içinde bulunmalarına neden oluyordu. Özetleyerek alıntıladığım bu husus Aybars'ın 314, 315. sayfalarında yer alıyor. Ne güzel değil mi? Normal mahkeme olsa delil, tanık aranacak.. Ama istiklal mahkemesinin saldığı korku yetiyor. Böyle olur bizde adil yargılanma dediğin?
Bu mahkemeler şapka nedeniyle büyük bir korku ve terör yaratmıştır. Zavallı insanlar, şapaka giymedikerli için yargılandıkarı zaman "şapkaları iyi olmadığı için terzilere geri verdiklerini, hükümete karşı gelmediklerini" söylemişlerdir. (Aybars, sh. 317).
İstiklal mahkemelerinin uygulamasından kemalist yazar Falih Rıfkı da rahatsız olmuş ve mahkeme başkanı Ali Bey'i Atatürk'e ve İsmet paşa'ya şikayet etmiştir. Aybars, bu durumu izah ederken, mahkemeleri de temize çıkarmak için; "yine de büyük ölçüde adil olmak için özen gösteriyorlardı" diyor. (Sh. 354). Faih Fıfkı, İzmir suikastı nedeniyle asılan Cavit Bey'in bu suikasta katılmadığı kanaatindedir (Aybars, sh. 384).
18 mart 1927'de Atatürk'ün sofrasına davet edilen Ali Fuat Paşa'ya Atatürk; "paşaları senin hatırın için affettirdim" dediği belirtiliyor. Aybars da bu ifadeyi samimi buluyor. (Aybars, sh. 387) ve aynen şöyle yazıyor; "paşaların beratlerinde Atatürk'ün etkisi olduğunu kabul etmek en gereçekçi bir yaklaşım olur". (Sh. 388). Bağımsız ve adil yargıyı görüyor musun?
Bu mahkemeleri tarih içinde yorumlamak gerekirken, bugün de bunlara ihtiyaç olduğunu söylemek çılgınlıktan başka bir şey değildir.
"Padişahın izni olmadan işgalcilere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca öldürmek, din gereği ve görevidir! Milliyetçileri öldürenler gazi sayılır, bu yolda ölenler şehit!"
Bu ve benzer bildirilerin zavallı ve bitkin Türk halkının başına gökten yağdığı bir ortamda, sizler İstiklal Mahkemelerini taaaa 2008 yılından işte böyle hoyratça eleştirirsiniz...
Tıpkı bizlerden neredeyse 200 yıl ileri gitmiş batı ile sözde ileri gittiğini zannederek ülkesini ve halkını 200 yıl öteden eleştiren ve aşağılayan TANZİMAT AYDINLARI gibi...
Horasan olarak size hiç bir kitap önermedim bay Bilgili... Ama kaynaklarınızı incelemeye bile gerek duymam... Çünkü özellikle Mete TUNÇAY, iyi bir akademisyen olmasına rağmen "mide" problemleri olan "hasta" bir insandır... Bu hazımsızlığı aşan rahatsızlığını şimdilerde NUTUK üzerinde yaptığı ve tamamlanmak üzere olan çalışması ile bir süre daha giderecektir diye düşünüyorum...
İstiklal Mahkemeleri elbette İstiklali büyük uğraşlarla elde eden İstiklalin simgesi MUSTAFA KEMAL'den etkilenecektir. Bu durumdan gocunmanızı hukuk boyutuna indirgemeye çalışıp komik hallara düşmenizi üyeler ibretle izlemektedirler...
Ayrıca yapılan maddi bir kaç hatayı da düzeltmek gerek diye düşünüyorum...
1. "Kazım Karabekir'in mahkemedeki ifadesinden rahatsız olan Mustafa Kemal Paşa, böyle bir konuşmaya müsaade ettikleri için mahkeme kuruluna kızdı."
diye bir alıntı taşımışsınız bay Bilgili. Bu hikaye öyle değil aslında şöyledir:
İstiklal Mahkemesi üyelerinin paşalara nazik ve aşırı saygılı davrandıklarını öğrenen Mustafa KEMAL çok sinirlenir... Bu durumdan habersiz Çeşme'de baloda bulunan İstiklal Mahkemesi üyeleri uyarılınca Mustafa KEMAL'e yakalanmadan salonu terketmek için pencereden atlayarak baloyu terkederler...
2. "İstiklal mahkemelerinin uygulamasından kemalist yazar Falih Rıfkı da rahatsız olmuş ve mahkeme başkanı Ali Bey'i Atatürk'e ve İsmet paşa'ya şikayet etmiştir. Aybars, bu durumu izah ederken, mahkemeleri de temize çıkarmak için; "yine de büyük ölçüde adil olmak için özen gösteriyorlardı" diyor. (Sh. 354). Faih Fıfkı, İzmir suikastı nedeniyle asılan Cavit Bey'in bu suikasta katılmadığı kanaatindedir (Aybars, sh. 384)."
Herşeyden önce kaynağınız SAKAT... Beni yakından takip ediyorsanız ki ettiğinize eminim, bu Falih'in Amerikan bayrağında yıldızını arayan bir dalkavuk olduğunu da daha önceden öğrenmiş bulunuyorsunuz... Cavit Bey olayına gelince aslında bu görüş aynı zamanda İNÖNÜ'nün de görüşüdür... Bu ikilinin Mustafa KEMAL'in ölümünden sonraki kader birlikteliğine tüm duyarlı ve dikkatli cumhuriyet çocukları tanıktır...
Olayın aslına gelecek olursak:
Cavit Bey, evinde bir çok toplantıyı icra etmiş ve yönetmiştir... Programı hazırlayanların elebaşlarındandır... Bütün bunlara rağmen eğer o paşa bozuntuları, hanedan yanaşmaları asılmıyor ve Cavit Bey asılıyor ise HAKLISINIZ bay Bilgili... Haklısınız çünkü Cavit Bey onların yanında melek kalır...
Kadere bak ki burada Mustafa KEMAL oldukça duygusal... Gençliğinin en zor günlerinde anasına ana, babasına da baba dediği Ali Fuat bu cenderenin içindedir...
Burada sorgulanması gereken Cavit Beyin masumluğundan çok Mustafa KEMAL'in çifte standartıdır...
Görüldüğü üzere özeleştiriye açığız bay Bilgili...
Her neyse hasta ve dalkavuklardan alıntılar yaparak iddialarınızı kanıtlamaya çalışırken aslında bizlerin işini kolaylaştırıyorsunuz... FARKINDA MISINIZ?
Abbas Üstad, kimsenin avukatlığını üstlenmiş değilim ancak senin gibi "anakroni" yapmayınca durum doğal olarak anlattıklarından daha farklı görünüyor.
Oturduğumuz yerden birşeyleri eleştirmek kolay. Kaldı ki eleştiri birkaç olumsuz örnekle veya olmayan hadiseleri var gibi göstererek işin çığırından çıkarılması ile birlikte gelince insan "yuh artık" diyor.
İstiklal Mahkemeleri olmasa idi, Sakarya Meydan Muharebesi dolayısıyla Milli Kurtuluş Savaşı kazanılabilir miydi?
İstiklal Mahkemeleri olmasa yurdun dört bir yanında çıkarılan isyanlar bastırılabilir miydi?
İstiklal Mahkemeleri olmasa idi, Devrimler yapılabilir miydi?
Ne yapalım şimdi?
Kurtuluş Savaşı'nı kazandığımız için özür dileyelim.
İsyanları bastırdığımız için özür dileyelim.
Şeyh Sait'ten özür dileyelim.
Doğuda İngiliz destekli Kürt-İslam Devleti kurdurmadığımız için özür dileyelim.
Atatürk'e suikast tasarlayanlardan özür dileyelim.
Devrimlere karşı çıkan dinci takımından özür dileyelim.
Yazında alıntı yaptığın Mahmut GOLOĞLU gibi, Demokrat Parti'den milletvekilliği yapmış ve Yassıada'da yargılanıp hem de hüküm giymiş Samet AĞAOĞLU, İstiklal Mahkemeleri için bak ne diyor:
“Kuvvetini yalnız Milli İradelerden alan üç adam yalnız başına, silahsız, dağdan dağa, köyden köye, istiklal ve milli şeref duygu ve idealinin kanlı ve merhametsiz kılıcını taşıyarak gafilleri, satılmışları temizlemek suretiyle zafer yolunu ordulara açacaktır.”
Gene Samet AĞAOĞLU “Kuvay-ı Milliye Ruhu” adlı kitabında sonuçta şu yargıya varıyor:
”İstiklal Mahkemeleri büyük Meclisin ağır bir seri yenilmelerden sonra zaferi sağlamak için aldığı tedbirler arasında milli bir şeref abidesi olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır."
Enver ŞAPOLYO, İstiklal Mahkemeleri’nin Türk Milli Mücadelesindeki önemini şu sözlerle değerlendiriyor:
“Eğer bu mahkemeler kurulmamış olsaydı, casuslar, gizli propagandacılar, davamızı içten çökerteceklerdi. Bu dehşet, memleketimizi yıkmak isteyen hainlere göz açtırmadı. Ecnebi casusları, padişahın adamları, cahil halkın isyanları, asker kaçakları, bu mahkemelerin süratle iş görmelerinden yıldılar. İşte bu hainlere gevşek davranılsa idi, bu mukaddes dava kazanılamazdı. İstiklal Mahkemelerinin Milli Mücadelede hizmetleri büyük olmuştur.”
Sen Abant Platformu eşbaşkanı Mete TUNÇAY'la devam et. Bugün Başbakan bir Mahkemeye müdahale etmeye kalkarsa başına ne gelirse, İsmet Paşa'nın da başına o gelmiştir. Bu, hizaya getirilmekse, çok iyi olmuş.
Türk Ceza Kanunu 1926'da yürürlüğe girmiştir. İstiklal Mahkemeleri de 1927'de tarihe karışmıştır. Mete TUNÇAY bunları bilmez mi, bilir ancak böyle yazarsa tarihten bihaber salak okur şöyle düşünür: "Vay bee, bu İstiklal Mahkemeleri ne imiş, çift başlı hukuku yıllar boyu sürdürmüş.."
Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi Kılıç Ali'nin akrabası yüzbaşıya aynı Mahkemenin verdiği görevden tart ve 15 yıl hapis cezası sence bir anlam ifade etmeyebilir ama benim için çok anlamlıdır.
Sonuç olarak "çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dilemeyiz."
"Bir zamanlar gelir, beni unutmak ve unutturmak isteyen gayretler belirebilir... Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar kuvvetlidir ki verimli neticeleri kalpleri doldurur
Türkiye Cumhuryieti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk Ata'nın 1937'de kaleme aldığı fikirleri onun ne kadar ileri görüşlü olduğunubugün bir kez daha ortaya çıkardı.Gazinin 71 yıl önceden bugünleri anlatan sözleri: İKİ MUSTAFA: İki Mustafa vardır Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir!
O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü ile uğraşan aydın ve savaşcı bir topluluktur.
Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gerken Mustafa Kemal odur! FİKİR: Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve beni yerenler çıkabilir.
Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir.
Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur. LAİKLİK: Artık Türkiye din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yükşektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerini başka taraflarda sahne arasınlar! Mazinin dalgınlıkları, paslı durgunlukları, Türkiye halkının dimağından silinmiş olduğunda şüphe ve tereddüte yer yoktur.
Eriştiğimiz mesut vaziyeten bir adım geriye gitmek, kimsenin söz konusu etmeye dahi yetkili kat'i bir hakikattir.
Bende istiklal mahkemelerinin adil mahmekemeler olduklarına inanmıyorum... Çok masum insan arada gitmiştir. Alternatif tarih nedense bu ülkede birilerini devamlı rahatsız ediyor.
merhabalar , arkadaşım mustafanın şöyle bir sorunu var: uzun bir flört döneminden sonra eşiyle evlendi, evlilikleri şöyle oldu.bu bayanın bazı yanlış...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Where is the management? It regards advertising on your platform. Appreciate it.
miras konusunda sorunlar Darp