Mehmet BAYDAR Bahadır DEMİR Daniş TUNALIGİL İsmail EREZ Talip YENER Oktar CİRİT Taha CARIM Necla KUNERALP Beşir BALCIOĞLU Ahmet BENLER Yılmaz ÇOLPAN Galip ÖZMEN Neslihan ÖZMEN Şarık ARIYAK Engin SEVER Reşat MORALI Tecelli ARI M.Savaş YERGÜZ Cemal ÖZEN Kemal ARIKAN Orhan GÜNDÜZ Erkut AKBAY Nadide AKBAY Atilla ALTIKAT Bora SÜELKAN Galip BALKAR Dursun AKSOY Cahide MIHÇIOĞLU Işık YÖNDER Erdoğan ÖZEN Evner ERGUN
Pabucumun aydını; üzerinden çok değil 30-35 sene geçmiş, kendi yaşam kesiti içerisinde meydana gelmiş, belki hatırlar diye yukarıda isimleri sayılan Dışişleri mensuplarımızın, eşlerinin, çocuklarının katledilişini, Orly’yi, Esenboğa’yı, Kapalıçarşı’yı hatırlamaz, derin bir hafıza kaybına uğramıştır...
“Hocalı” diyecek olsanız, ancak hacı hoca takımına kişisel ikbali için verdiği destek aklına gelir, usulca ellerini ovuşturur. Yüreği “karabağ”lanmıştır pabucumun aydınının...
25.05.1921 tarihli Meclis tutanakları gözünün önünde iken, Seydibeşir Usare Kampı’nda Ermeni kışkırtmaları sonucu İngilizlerce krizol banyosuna sokularak kör edilen binlerce askerimizi de görmez, Erzurum’un, Kayseri’nin, Yozgat’ın, Çorum’un, Van’ın, Adana’nın harabeye dönüşünü de. Koyu bir körlük içerisindedir pabucumun aydını.
Kıbrıs Türklerini, Iraklıları, Türkmenleri, Karabağ Azerilerini, Bosnalıları, Cezayirlileri, Laponları, Çingeneleri, Kızılderilileri, Güney Amerikalıları, Afrikalıları adam yerine koymaz. Çünkü onları “uygar Batı” katletmiştir. Uygar Batı’nın; elmasını, altınını, petrolünü, doğal kaynaklarını iliklerine kadar sömürdüğü ve sömürmekte olduğu Afrikanın bir deri bir kemik kalmış aç susuz çocuklarının gözlerinin içine hiç bir şey hissetmeden, rahatsızlık duymadan bakabilir. Uygar Batı’ya karşı çıkmak sözkonusu olduğunda pabuç pahalıdır pabucumun aydını için. Kendi halkına karşı çıktığında ise pahalı pabuçlar giymesi bir şekilde sağlanır.
Pabucumun aydınları içerisinde, zamanında gençlik ateşi ile Filistin Askeri Kamplarına koşmuş olanlar da vardır. Bugün ise Filistin Mülteci Kamplarında yaşanan dramlara çok uzaktırlar. Mutasyona uğramışlardır.
Pabucumun aydınına; özel üniversitelerde, medyada, finansörü Batılı vakıflarda, çeşitli sivil toplum örgütlerinde ve düşünce kuruluşlarında sıkça rastlarsınız. Ağzından, globalizm, yükselen değerler, liberalizm, demokrasi hiç düşmez. Kendisi ile aynı fikirde olmayanlar, faşist, ırkçı, cuntacı, darbeci, gericidir.
Pabucumun aydını “özür dilemeyi” iyi becerir. Aşağılık kompleksinin doğal bir sonucu olarak sürekli özür diler. Aynaya her baktığında Dünyada doldurduğu boşluk için birilerinden özür dilemek gelir içinden. Oysa dev aynasına bakmaktadır. Aslında hacimsizdir pabucumun aydını.
Pabucumun aydını bir de eğilip bükülmeyi, şekilden şekile girmeyi iyi becerir. Pabucumun aydınına pabucunuzu fırlatsanız bir türlü tutturamazsınız bu nedenle.
Bence hiç uğraşmayın, pabucumun aydınına değmez. Utanma sıkılması da yoktur, bir de boynunuza “Ortadoğulu, Arap” yaftası geçiverir , benden söylemesi...
Bence de bunlara Türk aydını demek yanlış olur. Özür dilemelerinin tek haklı yolu; kendilerini ermeni aydını görüp te ermeni davasına yeterince hizmet edemediklerinden olsa gerek.
Haberturk'te Balçiçek Pamir'e gönderdiği yazı ile "ÖZÜR DİLEMEME" nedenini bu kadar güzel ifade eden yazar ve bence gerçek aydın AYŞE KULİN'e saygılarımla...
"Benim özür dileme listemde, şartsız ve öncelikli olarak Hırant Dink’in ailesi ve cemaati, öldürülen papazların aileleri ve cemaatleri, töre cinayetine kurban edilen yüzlerce genç kadın, okuma hakkı ellerinden alınan on binlerce kız çocuğu, Sivas’da yakılan aydınlar, bir türlü ibadet haklarına kavuşamayan Aleviler, dillerini hâlâ serbestçe kullanamayan, kültürel haklarına sahip olamayan Kürtler, yerlerinden edilmiş Süryaniler, ayırımcılığa uğramış on binlerce vatandaşım, düşünce suçundan yıllarca hapis yatmış yazarım, çizerim, düşünürüm var. Bu yukarda saydığım suçların hepsi benim yaşam sürecimde işlendiği için, hepsinden ben de sorumluyum. Bu suçları işleyen ya da bu işleri düzeltemeyen hükümetlere benim yaşamım boyunca oy verildi. Vebali boynumdadır. Yukarda saydıklarımdan ve aceleden yazmayı unuttuğum daha nice suçtan sorumluyum. Utanç içindeyim.
Huzurlarında yerlere kapanarak özür diliyorum.
1915 Yılında benim annem dahi henüz doğmamıştı.
Olsun, Ermeniler’den yine özür dileyebilirim ama bir şartla:
Ermeniler de, 1960’lı yıllarda öldürmeye başladıkları Türk diplomatları, bu kişilerin ölen delikanlı oğulları, eşleri, gencecik şoförleri ve korumaları için
Ve
1915 olaylarında camilere doldurarak yaktıkları, kafalarını kestikleri Müslüman Türkler ve Kürtler için özür dilerlerse
Ve
Balkan Savaşı sonrasında, Balkanlarda katledilen yüz binlerce Osmanlı için Sırplar, Hırvatlar, Bulgarlar ve Yunanlılar;
Kafkaslardaki sürgün ve techirlerde mezalime maruz kalan, can veren Kafkasya halkı, Çerkesler ve Kırım Türkleri için de Ruslar özür dilerlerse, ben de Ermenilerden özür dilerim. Ben, Bosna’da katliama uğramış göçmen bir ailenin evladı olarak yüreğimde hiçbir halk için bir damla kin taşımadım ve özür talep etmedim, savaşın ve politikanın acımasız olduğunu hep bildim. Ermenilerden özür’ü ancak karşılıklı özürleşeceksek dilemeye hazırım. Çünkü, 1915 olayları, Amerika’nın Irak çıkartması değildir. 1915’de tek taraflı suç yoktur."
“İNGİLİZ MİLLETİNE KUVVETLİ SEVGİ VE HAYRANLIK DUYGULARIMI, BABAM ABDÜLMECİT’TEN MİRAS ALDIM. ERMENİLERİN ÖLDÜRÜLMELERİ.... KALBİMİ YARALAMIŞTIR. ADALET ÇOK GEÇMEDEN YERİNİ BULACAKTIR”
6. MEHMET(VAHDETTİN)
24 KASIM 1918
G. WARD PRİCE'A VERDİĞİ MÜLAKATTAN (THE DAİLY MAİL MUHABİRİ)
JESCHKE, İNGİLİZ BELGELERİ, S.4
///////////
Sevgili Harun Gür,
İttihatçıların o alçak kanadını, Perinçek ve uşakları gibi savunanlardan değilim ama insanın da bir dayanma sınırı olmalı bence...
Bu "aydın" müsveddeleri olsa olsa Vahdettin'in hareminden çıkan .içlerden gayri ne olabilir ki?
Sayın horasan;
kendisini aydın sananlara istediğiniz söyleyiniz ancak Vahdettin konusnda İngiliz gözlüğüyle bakıp karar vermenizi doğru bulmadığımı belirtmek isterim.
Bir de bu açıdan bakarmısınız. Kendisini aydın zanneden zavalıları aşağılamak için son Osmanlı padişahı ile ilgili hoş olmayan kelimeler kullanmak zorundamısınız. Neticede 600 yılı aşkın süredir bu topraklara hükmetmiş ve Türk milletini yönetmiş olan Osmanlı'nın iyisi de kötüsü de yapmış olduğunuz bu hakareti hak etmiyor. Eğer siz; atanız suppiluliuma nin sesini duymayı bekliyorsanız sizi anlayışla karşılayabilirim.
Bu çarşaf ve türbanlıların katılımını, açılım olarak algılatma gayretleriyle zavallı halkı bir yerlere sürüklemek isteyen bir zihniyetin tıpa tıp aynısı olan bir taktik olmasın?
Bu zihniyette olanlar ve kendinden menkul "aydın"lar için açılmış olan bu başlık sizin gibi "ağır" bir konuğun teştifiyle hakettiği ilgiyi göreceğine şimdiden bahse girerim...
Bak kardeşim,
Burada bir gazetecinin nakli var ve bu nakil nakledenin Vahdettin denen meczubu kendi gözleriyle görüşünü değil bizzat nakledilen olanın gözlerinden İngilizlerin nasıl göründüğünü yansıtır...
Türkçe ile değil de "Osmanlıca" ile yakından ilgili olduğundan anlama ve algılama sıkıntısı, pardon travması yaşaman gayet doğal...
Gelelim Mustafa Kemal'in Muhammed ile kıyaslanması endişesi yaşayan ve mal bulan mariplerin zafer nidalarıyla Mustafa Kemal'i insanlaştıran bir maden keşfiyle çığlıkları basan malum dergah arkadaşlarına...
Herşeyden önce değil bir onlarca telgraf vardır sultana ve istanbul hükümetine böyle ve bunların hiçbiri de ne saklanmış ne de tahrif edilerek yayınlanmıştır...
Belki konuyla yakın bir ilgi kuramaz ve kıvırdıkça kıvırırsın diye ilgili bölümü sen ve senin gibiler için vurgulayayım dedim...
"... Türkiye Devleti'nin ve Cumhuriyet rejimimizin çağdaş karakteriyle bağdaşmayan deyimler, inkılâp ve Cumhuriyet'in o gün için sakıncalı görmediği tavizlerdir..."
Unutmadan, Vahdettin için sarfettiğim "meczup" sözcüğü Mustafa Kemal'in küfürlerinin yanında iltifat kalır bay erdem53...
Karşında Hocaefendi hayranı ve malum zatın akrabası Ecevit'in fanatiği değil bizzat Mustafa Kemal fanatiği birinin olduğunu şimdiden hatırlatırım...
benim sizi biryere sürükleme gibi bir niyetim yok. Ama bakıyorumda siz zaten yuvarlanıp gitmişsiniz. Hatta uçmuşsunuz da denebilir.
horasan rumuzlu üyeden alıntı
Bu "aydın" müsveddeleri olsa olsa Vahdettin'in hareminden çıkan . içlerden gayri ne olabilir ki?
Ben sadece yukarıdaki sözlerinizdeki hakaretlerin hoş olmadığını belirtmek istedim.
Önce konuyu çarşafa türbana dolamışsınız, Türkçe ile Osmanlıca kıyaslamazsına sarmış ve Mustafa Kemal Atatürk'le Hz.Muhammed (s.a.S.) kıyaslamasına götürmüşsünüz.
Asıl siz bu konuyu nereye sürüklemeye çalışıyorsunuz.Ben size bu konuların hiç birinden bahsettim mi? Maksadınız ne? Zaten sözüm ona aydınlar, ortalığı yeterince karıştırıyorlar bir de siz zahmet çekmeyiniz.
Bunca şeyi nereden çıkardınız?Yok hocaymış yok Ecevit'miş. Bir de kendinizi Mustafa Kemal fanatiği diye adlandırıyorsunuz.. Alakası olmayan bir konudan sırf ortalığı karıştırmak için bu kadar uygunsuz şeyler çıkaracaksınız ondan sonrada ben Mustafa Kemal fanatiğiyim diyerek kendinizi kamufle edeceksiniz. O kadar ucuz değil. Siz kim Mustafa Kemal fanatiği olmak kim. Atatürk'ün Nutuk'unu önce siz bir okuma zahmetine katlanınız.
''Meczup'' sözcüğünü illede kullanmak istiyorsanız; iletimle iletiniz arasındaki alakayı idrak ettikten sonra kullanırsanız daha yerinde olur diye düşünüyorum.
Eğer tartışmaya çalıştığınız konularla ilgili fikirlerinizi yazmak istiyorsanız ilgili forumlarda yazmanız veya yeni konu açmanız mantıklı olacaktır.Bahsettiğiniz olaylar malesef bu konu ile alakalı değil.
Ne yalan söyleyeyim bay erdem53, ben sizi "ağır" bir üye zannetmiştim...
Konuyla direkt alakalı göndermelerin yapıldığı yanıtımı anlayamamanız veya alınganlıkla 'gökçekleşme'niz dün geceden sonra bu akşam da izleyenleri hayrete düşürmüştür...
Tarih'i geçtim geçmeye de sahi sizin Türkçe'niz nasıldı okulda bay erdem53?
Bu foruma ileti ekleyenler olarak çok farklı dünya görüşlerine sahip olsak da ortak bir noktada birleşebiliyoruz, aynı şeyleri düşünüp, hissedebiliyoruz gördüğünüz gibi...
Bu sözüm ola aydınlara karşı da düşünsel tepki adına birleşmemiz lazımken, bu ne yazık ki olamıyor. Konu farklı mecralara kayıyor.
Özür dileyenler internette 1 sitedeler, özür dilemeyenler, özür bekleyenler, özür dileme diyenler ise başka başka yerlerde, bölük pörçükler...
Düşüncelerimiz farklı olabilir, ancak bizler birbirimizden farklı değiliz, en azından akla kara kadar farklı değiliz.
Evet ben özür dileyenleri çok ağır eleştirdim, ancak (kasıtlı, kişisel çıkar uğruna, belli beklentiler nedeniyle özür dileyenlerdir onlar, bu yazı onlara atfedilmiştir) özür dileyenlerden herhangi birinin de başka herhangi bir konuda bizimle aynı düşüncede olması olasıdır.
Düşünceleri düşmanlık değil, zenginlik olarak görelim. Herkes aynı düşüncede olsaydı, mücadele olmazdı, hayatın anlamı kalmazdı.
Konumuz ÖZÜR DİLEYENLER… Ancak anlam veremediğim; bir üyenin konuyla alakasız olarak Osmanlı’yı kötülenmeye çalışması…
Kendisini Türk diyen birisinin bunu yapmasına anlam veremiyorum. Osmanlı’yı körü körüne savunalım demiyorum ancak ahlak sınırlarını zorlayıcı hakaretlerde bulunulmasına da karşı olduğumu belirtmek isterim.
Bir yabancıya atalarımızı anlatmak istesek Selçuklu’dan, Osmanlı’dan bahsederiz. Bazıları inkar etseler de biz Osmanlı’nın varisleriyiz. Bütün dünya da bunu böyle görmektedir. Öyle görmekte ki soykırım iddiaları dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın iddiaların muhatabı bizleriz.
Kaldı ki bahsedilen soykırımın 1915 yılında olduğu iddia edilmektedir. Yani Osmanlı döneminde…. Eğer kişi kendisini Osmanlı’nın varisi olarak görmüyorsa ve tarihçi de değilse soykırım iddialarına yaklaşımı farklı olması gerekirdi diye düşünüyorum. Osmanlı yaptıysa yaptı beni bağlamaz diyebilirdi.. Ama biz ne diyoruz; atalarımız soykırım yapmamıştır, tehcir esnasında karşılıklı olaylar olmuştur…….
Demek oluyor ki Osmanlı ile aramızda ister istemez bir bağ vardır. Bilindiği üzere Osmanlı’nın hataları olmuştur. Fakat İmparatorluğun içerisine düştüğü son durumun suçunu bir kişinin sırtına vurmanın da yanlış olacağı kanaatindeyim. Belli aşamalardan sonra çöküşün gerçekleştiği aşikardır. Kişilerin yapmış oldukları hataları söyleyebilir eleştirebilirsiniz ancak;
horasan rumuzlu üyeden alıntı
Bu "aydın" müsveddeleri olsa olsa Vahdettin'in hareminden çıkan .içlerden gayri ne olabilir ki?
bu şekilde bir cümle kurmayı da biraz haddi aşmak diye tabir ediyorum.
Osmanlı ailesi Türk soyundan gelmekte.Bu cümleyi kuran kişi de bazı yazılarında Türk olduğunu iddia etmektedir…………. Kısacası bu üslup bir TÜRK’e yakışmamaktadır.
Gelelim bizim karanlıkta kalmış aydınlarımıza…. Özür dileyenlere karşı birlik olma fikrinize katılıyorum. İnsanların bu kişilere karşı toplu bir tavır takınması lazım diyeceğim ama; bunlar yarın toplumun karşısına çıkıp özür dilediğimiz için Türk halkından da özür diliyoruz derler. Yani yüzlerine tükürseniz özür diliyorum diyerek diğer yanağını çevirecek türden insanlar.
Benim içimdense, bu sözde aydınlarla karşılaştığım yerde Irak’lı gazeteci gibi kafalarına pabuç fırlatmak geliyor. Tabii fırlatırken de seslenirim, sizin tabirinizi kullanarak ‘’pabucumun aydını’’ diye.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
İstinaf kararı hakkında
10-05-2025, 01:23:51 in Miras Hukuku