+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 11 ileti bulundu.

Konu: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    Türk Edebiyatı'nın asırlık çınarı Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik.

    Başımız sağolsun...


    GERİ VERİN

    Peki alınız sizin
    Daha istemiyorum
    Bu el bu ayak
    Bu duyu bu düşünce
    Sizin
    Daha istemiyorum
    Dallarda göklerde sularda
    Açılarım bir denklemle uykusuz
    Belki anlarlar beni
    Sevindirirler umdururlar ama
    Sizin
    Daha istemiyorum

    Ta çocukluğumdan beri
    Yanım sıra yürüyen
    Sevince acıkınca
    Konuşunca yazınca duyduğum şey
    Sizin
    Daha istemiyorum

    Gece koyu karanlıklar büyür
    Alır tasalarımı yollarda
    Alır güzelliğimi dağlardan
    Peki sizin bu doldurduğum boşluk
    Sizin
    daha istemiyorum

    Hepsi taş toprak orman deniz
    Işıksızlığını yaşadığım varlık
    Yokluğunda ağrıdığım ölüler
    Hepsi hepsi
    Sizin
    Daha istemiyorum

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA



    Hukuki NET Güncel Haber

    Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik konulu yargıtay kararı ara
    Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    1914 yılında İstanbul’da doğdu.Kuleli Askeri Lisesi’ni (1933), Harp Okulu’nu (1935) bitirdi, piyade subaylığıyla doğu ve orta Anadolu’nun, Trakya’nın bir çok yerlerini dolaştı, orduda hizmeti on beş yılı doldurunca, önyüzbaşı iken askerlikten ayrıldı (1950), Çalışma Bakanlığı İş Müfettişi olarak İstanbul’da çalıştı (1952-1960), Aksaray’da Kitap Kitabevini açtı (Aralık 1959), yayımcılık yaptı, Türkçe adında bir de aylık dergi çıkardı (43 sayı,1960-1964), kitabevini kapattı (1970), şimdi yalnız şair.

    İlk yazısı (bir hikaye) ortaokul öğrencisiyken Yeni Adana gazetesinde bir yarışmada armağan kazanarak yayımlanmış (1927), sanat dergilerinde ilk kez, Kuleli Lisesi son sınıfta iken Yavaşlayan Ömür şiiriyle görünmüştü (İstanbul Dergisi 1933). Sonra Varlık dergisine şiirler vermeye başladı (Mayıs 1934).

    Harbiye’den subay çıktığı gün (30 Ağustos 1935) satışa çıkardığı ilk kitabı Havaya Çizilen Dünya’da ölçülü, uyaklı, aşık tarzı denemeleri de bulunuyordu. İkinci kitabının çıkmasıyla ( Çocuk ve Allah, 1940) kişiliği çevresinde en yetkili kalemlerin uyandırdıkları ilgi ve dikkati yıllar yılı eksiltmeden sürdürerek, Cumhuriyet devrinin en kuvvetli şairlerinden biri oldu.

    Şiirinde mağara devri adamlarından modern çağın insanına kadar, kişioğlunun iç ve dış dünyasını, yurt ve dünya insanını, çok yönlü davranış ve çatışmalarıyla işlediği, soyut-somut durumlar üzerinde derinleştiği, bunları yaparken de, arada söyleyiş sağlamlığını ihmal etse bile, kendine vergi hayaller, benzetmeler , semboller hazinesinden kuvvet aldığı görülür. 1970′de sayısı 34′ü bulmuş kitapları içinde Çocuk ve Allah, Daha, Çakırın Destanı, Toprak Ana, Aç Yazı, Asu, Türk Olmak, Haydi özellikle ön planda yer alır.

    ESERLERİ:

    ŞİİR:
    Havaya Çizilen Dünya (1935)
    Çocuk ve Allah (1940)
    Daha (1943)
    Çakırın Destanı (1945)
    Taş Devri (1945)
    Üç Şehitler Destanı (1949)
    Toprak Ana (1950)
    Aç Yazı (1951)
    İstiklal Savaşı- Samsun’dan Ankara’ya (1951)
    İstiklal Savaşı- İnönüler (1951)
    Sivaslı Karınca (1951)
    İstanbul-Fetih Destanı (1953)
    Anıtkabir (1953)
    Asu (1955)
    Delice Böcek (1957)
    Batı Acısı (1958)
    Mevlana’da Olmak (Gezi) (1958)
    Hoo’lar (1960)
    Özgürlük Alanı (1960)
    Cezayir Türküsü (Fransızca, İngilizce ve Arapça çevirileriyle birlikte, 1961)
    Aylam (1962)
    Türk Olmak (1963)
    Yedi Memetler (1964)
    Çanakkale Destanı (1965)
    Dışarıdan Gazel (1965)
    Kazmalama (1965)
    Yeryağ (1965)
    Vietnam Savaşımız (İngilizcesiyle, 1966)
    Kubilay Destanı (1968)
    Haydi (1968)
    19 Mayıs Destanı (1969)
    Vietnam Körü (destan-oyun) (1970)
    Hiroşima (Fransızca,İngilizce çevirileriyle, 1970)
    Malazgirt Ululaması (1971)
    Kınalı Kuzu Ağıdı (1972)
    Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973)
    Horoz (1977)
    Hollandalı Dörtlükler (1977)
    Çukurova Koçaklaması (1979)
    Nötron Bombası (1981)
    Yunus Emre’de Olmak (1981)
    Çıplak (1981)
    İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler (1985)
    Uzaklarda Giyinmek (1990)
    Dildeki Bilgisayar (1992)

    ÖDÜLLERİ

    1946 CHP Şiir Yarışması üçüncülüğü
    1956 Yeditepe Şiir Armağanı Asu kitabıyla
    1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Delice Böcek kitabıyla
    1966 Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Şiir Armağanı Delice Böcek ile
    1977 Sedat Simavi Vakfı Ödülü’nü Peride Celal ile bölüştü, Horoz şiir kitabıyla
    1967 International Poetry Forum (Uluslararası Şiir Forumu, Pittsburg
    Amerika) tarafından "En İyi Türk Şairi" seçildi
    1974 Struga (Yugoslavya) Şiir Festivalleri’nde Altın Çelenk ödülü

    Haber7

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik



    ÇOCUK KUŞ

    Bir kuştu,
    Allı allı bir kuş.
    Her tüyüne bir çiçek bağladılar
    Uçmadı o.
    Bir kuştu,
    Mavili mavili bir kuş.
    Her tüyüne bir boncuk bağladılar
    Uçmadı o.
    Bir kuştu,
    Yeşilli yeşilli bir kuş.
    Her tüyüne bir çocuk kurdelası bağladılar
    Uçtu o.

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

    ***

    Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun...

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    Geçtiğimiz günlerde İlhan Berk'i de kaybetmiştik. Kısa aralıklarla Türk Edebiyatında iki büyük kayıp. Mekanları cennet olsun.

    ASU
    Suçu büyüktü Âsû'nun göklerecek
    Taş atmıştı güneşe doğru
    Bilinmeyen türküsünde
    Bilinmeyen çağından

    Açtı uykusuzdu sayrıydı
    Dolmuştu şeytanların soluğu derisine
    Kötü bir ışık
    Ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların

    Sövmüş Tanrısına sövmüş
    Âsû Âsû
    Yakılacak yakılacak
    Âsû Âsû

    Doymuşlar bir ilk zaman içinde
    Ki sürer sıcaklığı karın karın
    Kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
    Doymuşlar yellerle yıldızla yalazla

    Var olmanın yeğnikliği alna çizilmiş
    Kötü ruhlar uyusun türlü boyalar içre
    Ve ta masallara uzanır
    Dudakların kızıl süsleri

    Agaç, davulların seslerinden
    Âsû Âsû
    Yeşiller allar sarılar
    Âsû Âsû

    Halay çeker korku
    Uzak kuşakların acısına karışık
    Yontulmuş taşlarda susar
    Güçsüz yumuşaklığı etin

    Büyünün kara kanını üfler boynuzlara
    Toprakta kök
    Açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
    Ve avın kurtuluşu işte

    Kişinin gücü Tanrının büyüklüğüne
    Âsû Âsû
    Yankılanır dağdan dağa insandan insana
    Âsû Âsû

    Devrilmiş gözleri ak
    Patlamış ürküden göğsü
    Bütün oba ateş bütün oba ölüm
    Bütün oba çırılçıplak

    Açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
    Düşer elleri
    Yaşaması parlamaz ama Âsû'nun
    Ölüsü parlar

    Aydınlık yitiverir yeryüzü yalnızlığından
    Âsû Âsû
    Seni senin karanlığın sever ancak
    Âsû Âsû

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI

    Yediyordu Elif kağnısını
    Kara geceden geceden
    Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
    Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
    İnliyordu dağın ardı yasla
    Herbir heceden heceden

    Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
    Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
    Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
    Nam salmıştı asker içinde
    Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
    Doğrulmuştu yola, önceden önceden

    Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
    Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
    Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
    Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra
    Gecenin ulu ağırlığına karşı,
    Hafiftiler, inceden inceden

    İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında
    Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
    Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
    Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
    Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
    Niceden niceden

    Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
    Nazar mı değdi göklerden, ne?
    Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez.
    Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır
    Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı
    Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden

    Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
    Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
    Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin
    Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım
    Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
    Düşerim gerilere iyceden iyceden

    Kocabaş yığıldı çamura
    Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
    Örtüldü gözleri örtüldü hep
    Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım
    Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik
    Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden
    .

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA




    Nur içinde yatsın...
    __________________

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    Hannover-Almanya
    İletiler
    405
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    Siirlerini zevkle okudugum, hatta Mustafa Kemal'in kagnisini lisedeyken ezberledigim ve gururla okudugum bir sairdir Fazil Hünsnü Daglarca. Herkesin basi sagolsun...

    En cok üzüldügüm bir diger nokta; Istiklal Savasi'ni ve o dönemleri anlatan sairlerin aramizdan birer birer ayrilmasi ve yerine yenilerinin gelmemesi...

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    Sevgili Dağlarca,

    Artık öyle bir noktaya geldik ki

    problem

    kağnı ve yükünü Elif gibi taşımak değil,

    problem

    yazık ki

    MUSTAFA KEMAL'in kağnısı ve MUSTAFA KEMAL'in mermileri...

    Değil ülkesinde

    herhangi bir ülkede MUSTAFA KEMAL ve mermileri problem oluyor ise

    MUSTAFA KEMAL'in ölmeyi emrettiği askerleri olarak PROBLEM olmak

    insanlık görevimizdir...

    IŞIKLAR İÇİNDE UYU CUMHURİYETİN AYDINI...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    MUSTAFA KEMAL'İN TOPRAĞI

    Duyuyor musunuz,
    Dönüştü Mustafa Kemal toprağa.
    Yeni bir aydınlık ta içeri
    Ulaştı ulaşacak
    Yaprağa.

    Ne güzel,
    Yer dibinden parlayan karaltı!
    Yeni bir düşüncenin,
    Yeni bir kurtuluşun
    Kocaman bilinçaltı.

    Ne güzel
    Şu tarla, şu yemyesil kır.
    Bütün görkemiyle
    Bir özgürlüktür bize,
    Bir atadır.

    Duyuyor muşunuz,
    Mustafa Kemal şimdi toprak.
    Yeryağı, boraksı, pamuğu, demiri, tütünü
    Ulusal derinliklerden
    Ayağa kaldıracak

    Fazıl Hüsnü Dağlarça.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.929
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    18 eKİM 2008 / SABAH

    Hasan Bülent Kahraman

    Fazıl Hüsnü Dağlarca Devi


    Bu başlığı yazdığım zaman aklıma bir anekdot geldi. Zamanın yenilikçi padişahı III. Selim ayrıntısını burada anlatmaya gerek olmayan bir nedenden ötürü ve yüceltmek maksadıyla Dede Efendi'yi
    "o musikimizin canavarıdır" diye tanımlayıp övünce büyük bestekarımız bundan alınmış. Acaba Dağlarca yaşasaydı ve benim kendisini "dev" diye nitelendirişimi okusaydı ne derdi?
    Onu bilemem ama bir dönemde büyük şairimiz Cemal Süreya kendini "şiir tankeri" olarak nitelendirmişti. Bundan rahatsız olduğunu sanmıyorum. Dağlarca modern Türk şiirinin en önemli kurucu unsurlarından birisiydi ve böyle değerlendirince Dağlarca'yı bu derecede öncü yapan unsurların neler olduğunu saptamak gerekiyor.

    Metafizik ve şiir
    Fazıl Hüsnü şiirin bir özel dil olduğunu çok erken bir tarihte kavramıştı. Onun ilk şiir kitabını yayınladığında 1935'te şiir henüz kendisiyle metafizik arasına bir duvar örmemişti. Tam tersine şiir henüz "hikmetli söz" söylemenin bir aracı olarak kabul ediliyordu ve özellikle Yahya Kemal-Necip Fazıl çizgisinde bu derinliğini korumaktaydı. Fazıl Hüsnü'nün sadece ilk kitabı bu çerçeve içinde yer almaz. İkinci kitabı ve bugün hala Türk şiirinin mihenk taşlarından birisi olan 1940 tarihli Çocuk ve Allah da bütün hacmi ve kanatlarıyla bu metafiziğe yaslanır.
    Fazıl Hüsnü o kitapla aynı yıllarda gelişen Garip akımının dışında kaldı. Dağlarca şiirin bir öte-dil gerçeği olduğunu fark etti ve kendi kozasını örüp kendi dünyasını kurdu. Şiir belki sözcüklerle yazılıyordu ama hem sözcüklerin şiir içinde üstlendiği anlam gündelik dilden farklıydı hem de yarattıkları bütün yeni bir dil meydana getirecekti ki, bu şiir diliydi.

    İmgeler düşünce ve şiir
    Dağlarca bu gerçeği saptadıktan sonra şiirinde neyi anlatırsa anlatsın onu imgelerle söylemesini bildi. Kurtuluş Savaşı'nı da, Vietnam'ı da, Cezayir'i de bu anlayışla dile getirdi, gündelik hayatın nesnelerini ve insanın gündelik gerçekliğini de. Bu bakımdan Türk şiirinde imgenin büyük savunucusu olmuş Attila İlhan'ın "önümde bir tek Fazıl Hüsnü" kaldı demesini yadırgamamak gerek. Hatta özel sohbetlerimizde üstelik de heyecanlanarak "Fazıl abi çok büyüktür" dediğini bugün gibi anımsıyorum. Bu özelliği nedeniyle onun şiiri bilgisayar çağıyla da ilgilenebildi çocuklar için binlerce yapıt da üretti.
    Fazıl Hüsnü kendi şiirine inanmış, onun çağcıllığını kavramıştı. O nedenle de belki yüz binlerce şiir yazdı. Yeryüzündeki her şey onun şiirinin bir parçasıydı. Onlar şiire gelmiyordu. Adeta o şiir gidip onlara konuyor ve elini değdiği her şeyi farklılaştırıyordu. Çünkü Dağlarca'nın şiiri aynı zamanda bir düşünce şiiriydi . Bu bakımdan kendisine en yakın ozan İlhan Berk'ti. Aralarındaki fark Berk'in şiirle düşünce arasında çok belirgin ve dışa vurulmuş bir ilişki kurmasına karşın Dağlarca'nın bunu kendiliğinden yapmasıydı. Bu bakımdan onun şiirinin sonuna/dibine varmak neredeyse olanaksızdır.

    Şiire adanmış bir ömür
    Bütün hayatını şiire adamış birisiydi. "Türk şiiri onun şiirini aştı mı" sorusunun yanıtı bende olumsuzdur. Tersine bence belli bir tarihten sonra Türk şiiri onun şiirini kavramadı, kavrayamadı. O büyüklük ona yaklaşmak isteyenlerin başını döndürüyor, cesaretini kırıyordu.
    Keşke onu daha önceleri ve geniş biçimde yabancı dillere çevirseydik. Dünyayı onun şiirinden mahrum bırakmak gibi bir suçumuz da var şimdi. Başka bir yerde de söyledim. "Türkçem benim ses bayrağım " diyordu. Türkçenin ses bayrağı da Fazıl Hüsnü'dür. Günlerdir onun o kapalı, soyut ama çok çağcıl şiirini okuyorum ve gerçekten Türkçenin belki de en "modern-çağdaş" sesi olarak kendimi ona veriyorum. Türkçe şiirin hikaye anlatmadığı halde nereye kadar derinleşebildiğini ve insancıllaşabildiğini itiraf edeyim ki bir kez daha hayretle görüyorum. Dağlarca okyanusunda Türkçenin sınırsızlaşabildiğini, kıyısızlaşabildiğini şaşarak izliyorum.
    Belki değil mutlaka Türkçeden daha büyüktü Fazıl Hüsnü, bunu anlıyorum!

    Yayın tarihi: 18 Ekim 2008, Cumartesi
    Web adresi: http://www.sabah.com.tr/2008/10/18//kahraman.html
    Tüm hakları saklıdır.
    Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybettik

    "Başbakan Çam Devirdi"
    20 Ekim 2008 Star Ana Haber
    "ANKARA'da Türk Dil Kurultayında konuşan Başbakan Dilimize ve gönlümüze kazandırdığı 100'e aşkın şiir kazandıran Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya ait sanat şiirini okumak istiyorum Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"(star Ana Haber)
    Ve Başbakan Faruk Nafiz Çamlıbel'e ait olan Sanat şiirini okur.

    SANAT

    Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
    Bizim diyarımızda binbir baharı saklar!
    Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
    İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.

    Sen kubbesinde ince bir mozayik arar da
    Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini,
    Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
    Bize heyecan verir bir parça yeşil çini...

    Sen raksına dalarken için titrer derinden
    Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin,
    Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
    Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.

    Fırtınayı andıran orkestra sesleri
    Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
    Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
    Bizde geçer en hazinli bir musiki yerine!

    Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
    Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
    Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
    Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...

    Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken
    Söylenmemiş bir masal gibi Anadolu'muz
    Arkadaş biz bu yolda türküler tuttururken
    Sana uğurlar olsun...ayrılıyor yolumuz!

    Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
    Acı ama gerçek Anadolunun Türk Dili Kurultayına katılanların hepsi Başbakanı ayakta alkışlarlar.

    19 Ekim 2008 Necati Doğru
    Güle Güle
    Şairimiz
    Sen yazardın biz okurduk. Güle güle şairimiz
    Tarih, ilkin trajedi sonra komedi olarak tecelli ediyorsa eğer, şaire kendi dilini ''ses bayrağı yapmaktan'' başka ne kalır?
    Bu yüzden olsa gerek sen; ''Türkçem benim ses bayrağım...'' diyordun
    Ölmek nedir?
    ''Doğmanın uzantısıdır'' derdin, ''Doğan öleçektir'' diye eklerdin ve işte şu, ''Ölü'' şiirini ançak sen yazardın:

    ''Hangi mahallede imam yok,
    Ben orada öleçeğim.
    Kimse görmesin ne kadar güzel,
    Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.
    Ölüler namına azade ve temiz,
    Mehcul denizlerde balık;
    Müslüman değil miyim, haşa,
    Fakat istemiyorum, kalabalık.
    Beyaz kefenler giydirmesinler,
    Sızlamasın karanlığım havada.
    Sallanmayayım,
    Ki bütün azalarım hülyada.
    Hüç bir dua yerine getirmez,
    Benim kainatlardan uzaklığımı,
    Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...'

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Yargıtaydan Fazıl Say kararı.
    Güzel bir gelişme; "...Yerel mahkeme Yargıtay'ın kararını kabul ederse, Fazıl Say hakkındaki suçlamadan beraat edecek..." ...
    Yazan: Fixit Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-10-2015, 09:36:02
  2. AB Kültür Büyükelçisi Fazıl Say
    Evet dünyaca ünlü 7 isimle birlikte Fazıl Say, AB Kültürbüyükelçisi seçildi. Sanıyorum ki Fazıl Say'ın sanatçı kimliğini, başarısını ve ülke...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 19
    Son İleti: 15-01-2008, 22:29:42
  3. Necip Fazıl'dan Güldeste...
    Ağlayan Çocuklar Kafesli evlerde ağlar çocuklar, Odalarda akşam olurken henüz. O zaman gözümün önünde parlar, Buruşuk buruşuk, ağlayan bir...
    Yazan: Hayri Buyruk Forum: Edebiyat ve Sohbet Köşesi
    Yanıt: 13
    Son İleti: 09-01-2008, 01:09:33
  4. Necip Fazıl'ın sahnelenen tiyatroları
    NECİP FAZIL’IN SAHNELENEN TİYATROLARI Sadık Yalsızuçanlar ‘Öntarafı açılır kapanır bir mikap (küp) içinde hayatı yakalamak...Kapana kıstırır...
    Yazan: mirzabeyoğlu Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 2
    Son İleti: 26-03-2007, 13:53:07
  5. Nazım Hikmet ve Necip Fazıl
    İki farklı dünyanın insanı olan bu büyük şairlerimiz hakkındaki ilginç bulduğum bir yazıyı dikkatlerinize sunuyorum. ...
    Yazan: Av.Abbas Bilgili Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 0
    Son İleti: 30-05-2006, 15:20:26

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.