Ortada bir yanlış anlaşılma var. Benim yanlış ifade etmemden kaynaklanıyor olabilir. Ben size siz ATATÜRK'ü sevmiyorsunuz yada karşısınız demedim. Orada yazdığım açık ve net aslında '' Bu işe ATATÜRK'ü niye karıştırıyorsunuz?'' sorunuza yanıttı. Çünkü bir takım medyanın ve bazı yazarların aslında açıkça ATATÜRK'e karşı oldukları onu yok etmeye çalıştıkları açık bir gerçekçilik söylemeye şuan açıkça cesaret edemeselerde tüm amaçlarının bu olduğu belli. ABD de kendi ılımlı islam politikasını uygulayabilmek için ATATÜRK'ü yok etmek zorunda. Tüm bu gerçeklik üzerine bu yazı yazılmıştır. Ancak size tepkimin nedenini soruyorsanız şudur. Her zamanki gibi bu karşı tarafa gık bile etmeden ''Ne diyorsunuz siz ?'' der gibi kısmi alaycı yazıma anında gereğinden fazla sert tepki göstermenizdir.
Benim paçavra olarak nitelediğim bir gazete ile onun yazarları ve dinci medyanın Atatürk'e alenen saldırılarına hiç tepki göstermeyişiniz ve buna tepki gösterene kızmanız anlaşılır gibi değil. ilk Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Fahri Başkanı Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun olduğu 50 önder kurucu üyesi bulunan 500 bini aşmış üyeye sahip ADD ne yapılan aşağılık saldırılara karşı tepkisiz kaldınız. Neler neler demediler dernek hakkında , Cumhuriyet mitinglerini yerden yere vurdular gene sesiniz çıkmadı. Oraya katılanları Ergenekoncu yaptılar ne olduğu hala bilinmeyen bir ''şey'' e ...
Elbette bende karşıyım yaptıkları her ahlaksızlığı ATATÜRK ile örtmeye çalışanlara, rant için ATATÜRK adını kullananlara bilmediği halde olur olmaz konuşanlara, örneğin geçen gün TV nin birinde üç Prof. ünvanlı bey konuşuyordu. Bende yarım kulak dinliyorum. Teki buyurduki
'' Nutuğu okuyanlar aslında bizzat o zaman genelar olan Atatürk'ün Çanakkale'de kararlarını yanlız almadığını görür, tali lider olduğunu kendisi de kabul ediyor ama şansı yıldızını parlattı...''
Diğer iki prof ta evet evet diye onayladılar. Tabiiki ben başladım saydırmaya... '' Atatürk Sofya'dan Çanakkale'ue gittiğinde binbaşıydı, Nutuğun neresinde yazar Çanakkale savaşı... Nutukta Çanakkale mi var dümbük.... '' ama gelin görün ki bunlar prof ve tv den seyreden bir çok kişi var.... Yarın öbür gün '' Bak Çanakkale'de Atatürk hiç bir şey yapmamış nutukta kendisi itiraf etmiş... '' diyen bir çok tip çıkarsa şaşırmamak lazım.....
Dolayısı ile Atatürk'ü her işe bulaştırmamak lazım Yüzde yüz doğru katılıyorum. Ama aynı şekilde birileri Atatürk'ü yanlış kullanıp saçmalıyorsa müdahale etmekte lazım. Tekine tamam ötekine olmaz demek. Pek demokratik ve özgürlükçü olmadığı kanaatindeyim.
Sayın Av. Abbas Bilgili ;
Size karşı asla sorguç edasıyla soru sormak gibi bir niyetim yok. Hukukçusunuz ya bilgi almaktı amaç. Sorularımda davaya yöneyik değil esasa yönelikti aslında. Neyse vermediğiniz yanıtlar için teşekkür ederim.
Bu konudaki kavga zaten AKP yandaşı medyanın olağan üstü abartması yargısız infaz yapması olur olmaz her şeyi buna bağlaması ile başladı. Yazılarımı dikkatle gözden geçirdim ve aslında bir savunma yapıp durduğumuzu gördüm. Abuk sabuk ithanlara yapmayın etmeyin durun demekten öteye bir şey dememişiz.
Elbette bende isterim özellikle Ümraniye ve Eskişehirde ki el bombalarının ne amaç taşıdığını öğrenmek, elbette bende isterim toplumsal düzeni bozacak bir yapılanma varsa bunların açığa çıkıp ceza almasını, elbette bende isterim daha çağdaş yaşamanın yolunun açılmasını ama maalesef gelinen nokta orası değil ki!!!!
İnanılmaz iftira ve karalama, muhteşem abartma ve hatta kendini bilmez bazıları tarafından ulusal değerlere sataşılma... Yani o zaman aklı başında herkesin yeter demesi gereken noktaya geliniyor...
Ne hakla bir takım medya bu soruşturmayı kullanarak toplumsal paranoya yaratabilir ? Ne hakla bu hükümeti eleştiren herkes darbeci ergenekoncu sayılabilir ? Eğer hükümeti eleştirenler ergenekoncu ise üfff hapishaneler yetmez. Ne hakla Cumhuriyet mitinglerine katılanlar tehtit edilir gibi yazılabilir ? Ne hakla yapılacak mitingle ilgili yalan yazılarak insanların sesi soluğu kesilmeye çalışılır ? Ne hakla gizli soruşturmayla ilgili yazılar yazılabilir ? Ne hakla insanlar sindirilir ? Ne hakla toplum böylesine bölünebilir ???
Gerizekalı bir yazar Onuncu yıl marşını bölücülük ve ergenekonculuk sayıyorsa artık susulabilir mi? Başka bir aklı evvel nükleer biyolojik kimyasal silah yapıyorlardı derse susulur mu? Yargısız infaz varsa susulur mu ? Ekonomiyi kötü göstereceklerdi !!! yazısına ne yaparsınız ? Ekonomi çok mu iyi ? Millet parayı topladı da ondan mı dükkanlar sapır sapır kapanıyor !!!!
Sorun soruşturmann başladığı yerden çok farklı yerlere geldi de ondan böyle oldu. AKP nin özellikle RTE nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesinden sonra hukuk hakkında dedikleri ile bu dava için dediklerinden bu hale geldi. Olmayan bir cesedin cinayet davasına döndü bu durum.
2000 Türkiyesi ile 2008 Türkiye si arasındaki korkunç ayrımın nedeni bizati akp ve Rte iken suçu başkalarına atmasından kaynaklandı bu sorun. Halkı din ile kandırırken sadaka toplumu yaparak ilginç te milyarderlerin çıkması bunun en güzel kanıtıdır. Ülke olarak fakirleşirken bazılarının milyarder olması toplumsal düzen bozulmasının en büyük kaynağıdır. Ülkenin tüm ana dinamikleriyle oynanmasının sorunucudur aslında Ergenekon sanki. Soros çocukları ve abd destekli feto ile akp kokmakta sanki buram buram.
Birkaç gün önce Genelkurmay bir açıklama yaptı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) “bilinçli” ve “planlı” saldırı düzeni içinde olan çevrelerden bahsederek, bağımsız yargı mekanizmalarını göreve çağırdı... Bazı yazar arkadaşlarımız da Genelkurmay’ın “kendi kendine kuruntuya” kapıldığını iddia eder nitelikte yazılar kaleme alarak, yaşananların “daha demokratik” bir toplumun gereği olduğunu belirtti... Bu tespitler sonrası soralım; TSK’ya kimler, neden saldırıyor ve “yıpratma kampanyası” yürütüyor?
Adım adım gidelim...
1- Bill Clinton Mayıs 1997’de “Yeni bir Yüzyıl için Ulusal Güvenlik Stratejisi” adı verilen belgeyi imzaladı. Belgenin özü “ABD çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin”, gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılınması üzerine bina edilmişti. Aynı belgede Türkiye ve bulunduğumuz bölge ile ilgili şu cümleler yar aldı; “...iki yüz milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, İran, Kuzey Irak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) dünyanın artan enerji talebini karşılamada önemli bir rol oynamaya adaydır... Kendi petrol kaynaklarımız tükeneceğinden bu bölgedeki kaynaklara ulaşmak, ABD’nin yaşamsal çıkarlarından biridir...”
2- Bölgedeki dinamiklerin ve ABD’nin tavrının değiştiğini düşünen Türk Genelkurmay’ı, 1997’de “Milli Askeri Strateji Konseptini (MASK)” değiştirdi ve “aktif güvenlik politikası, bölgenin bağımsızlığı, TSK’nın modernize edilerek bağımlı olduğu noktaların tespit ve iyileştirilmesi” gibi dinamiklere farklı bakmaya başladı. Bu değişim aslında “Ortadoğu’da yerleşme” derdini yavaş ortaya döken ABD’nin ne yapmak istediğini “ilk algılayan yapı” olma özelliğinden kaynaklanıyordu.
3- MASK’ın değişmesi ABD’yi herkesten fazla rahatsız etti. ABD, TSK’nın “bölgede barışçıl merkezli bir yapıya sıcak bakmasından ve kararların Brüksel veya Washington yerine Ankara’dan alınmasından” ciddi anlamda rahatsız olmuştu. Ayrıca MASK’ın ABD’ye danışmadan değiştirilmesi “eleştiriliyor” ve şu ifade kullanılıyordu; “...Türkiye’nin bölgede bağımsız bir güvenlik faktörü olarak güçlenmesi ve artan askeri gücü, bölgedeki istikrarsızlığı artırmaktadır...”
4- Aynı dönemde yazılan sorgulamaya yönelik ABD makamlarının raporlarında “Türkiye’nin 2015 yılına kadar alacağı tavrın ve ülke içindeki gelişmelerin” ABD’nin “ana çıkarlarının” bulunduğu Büyük Ortadoğu bölgesinde belirleyici olacağı belirtiliyordu...
5- Bütün bunlar olurken Türkiye 1999-2001 arasında tarihinin en büyük “finansal manipülasyonu” ile karşı karşıya kaldı. 57. Hükümet “pasifize” edilip Kemal Derviş’e teslim edilirken, koalisyon ortağı partiler siyasi dinamik içinde eridi. “Türkiye’nin değerlerinin tasfiye edilmesi süreci” başladı.
6- “TBMM’den geçmeyen tezkere” ve TSK’nın ABD’nin istekleri doğrultusunda “Büyük Ortadoğu projesine” (BOP) dahil edilememiş olması Okyanus ötesindekileri daha da kızdırdı. 2004 yılının Nisan ayında BOP’u anlatan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel “...Irak; Türkiye, Pakistan ve diğer İslam Cumhuriyetleri gibi bir İslam Cumhuriyeti olacak...” dedi.
7- Ortadoğu ve Orta Asya’da “kendi amaçları doğrultusunda” TSK’yı “tasarrufu” altına almak isteyen sadece ABD değildi... Avrupa Birliği (AB) de aynı amaçta birçok giriş yaptı ve maalesef kağıt üstünde bazı kazanımlar elde etti... Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül (bu arada hatırlatalım; bazı çevrelerin Cumhurbaşkanı adayı) 2005 yılında AB Savunma Bakanları Konseyi toplantısına katıldı ve “Türkiye’nin AB muharebe guruplarında” yer almasını öngören anlaşmayı imzaladı. Bu anlaşmaya göre; Türkiye, karar mekanizmalarında yer almayacak ama “AB’nin herhangi bir bölgedeki olaylara müdahale etmesini” sağlamak amacıyla oluşturulacak yapıya “güç” verecekti.
8- Türkiye’de “Ilımlı Din Devleti” kurmak isteyenler, Sorosçular, rejimle “düellosu” olanlar ve Devlet düşmanı eski “bazı fraksiyon mensupları” yukarıdaki dinamiklerle eşzamanlı harekete geçti ve TSK’ya “saldırı” da yerlerini aldı.
Son söz: Bugün Türkiye’de kim “Türkiye’yi kökünden değiştirmek-bölmek-kendine uydurmak” istiyorsa karşılarında tek ciddi engel var; TSK... Saldırmasınlar da ne yapsınlar! Not: TSK’ya en ağır “saldırıyı” yapan yayın organlarında ABD’deki “işini gücünü bırakıp” apar topar Türkye’ye gönderilen bir bayan çalışıyor. Bu ablanın derdi neydi sizce Washington’dan koşarak Türkiye’ye geldi ve en önemlisi bu ablanın Amerikalı eşi “ne iş” yapıyor!!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eleştirilmesine bu kadar sinirlenen ve en ufak eleştiriyi saldırı olarak gören Ergenekon taraftarları Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en tepe noktasına gelen şanlı şerefli bir genelkurmay başkanına neden saldırır? Sayın Hilmi Özkök hakkında eleştiri sınırlarını aşan, hakarete varan yorumlarda bulunur?
Hiç kimse Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırmadı, "Ergenekon"cuların Hilmi Özkök'e saldırdığı kadar ...
(Bunlar pek de yeni değil. Emin Çölaşan zamanında Bülent Ecevit ve Hilmi Özkök hakkında çok çirkin şeyler yazmıştı. Şimdi neler olduğu yeni yeni ortaya çıkıyor.)
Sayın sdt23;
Her önünüze geleni düşünce bildireni size katılmayanı ergenekon taraftarı diye suçlamaktan vazgeçin. Hukuken ne olduğu belli olmayan bir oluşum hakkında ona atfen birilerine laf söylemekten vaz geçin.
Sayın sdt23;
Her önünüze geleni düşünce bildireni size katılmayanı ergenekon taraftarı diye suçlamaktan vazgeçin. Hukuken ne olduğu belli olmayan bir oluşum hakkında ona atfen birilerine laf söylemekten vaz geçin.
Yine söylemek istediklerimi doğru ifade edememişim anlaşılan... ya da işin odağı kaymış. Benim bütün tepkim Sayın E.Org. Hilmi Özkök hakkında söylenen ve hakaret sınırlarını zorlayan şu sözlereydi:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sonra durduk yere eski Genel Kurmay başkanı olan zat ortaya çıkıyor . Hilmi Özkök ki en sevilmeyen Genel Kurmay Başkanı olarak tarihe geçmiş, TC nin o ana kadar 23 Genel Kurmay başkanı olmuş lakap takılmamış buna takılmış.... Hemde Asker olduğundan hoş olmayan lakap... Daha beteri ciddi fetocu olduğu RTE nin hocam dediği Tüm kuvvet komutanlarının ( Özellikle şimdiki Genel Kurmay ın ) papaz olduğu hükümetle ''şiir gibiyiz'' dediği kişi... İşte bu çıkıyor ''akil adam lazım'' diyor...
Bir yandan bir dava sürecini Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırı olarak yorumlamak öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en şanlı makamına yükselmiş bir orgenerale saldırmak bence çok tutarsız ve kabul edilemez bir davranış.
Sizin yazdığınızla sayın commodore1tr ın yazdığı arasında hiç bir ilgi yok. Commodore1tr bir çok yerde ''maalesef'' diyerek başlıyor, hem bu sözler basında çıkan bilinen ve maalesef kendisinin yalanlamadığı sözler. Sayın commodore1tr gene de içine yedirememiş lakapları yazmamış. İşin acısı kendisiyle ilgili çıkan olumsuz hiç bir haberi yalanlamadı sayın özkök tam tersine yangına körükle gider gibi bir ''sefer tası'' muhabbeti çıktı ona bile laf etmedi ki bu çok ama çok dikkat çekicidir. Bu aslında yemeğine zehir katılarak öldürüleceğinden korktuğu anlamına gelir ki öldürüleceği yer TSK ana karargahıdır!!!
Siz bunu yazmışsınız ama dikkat edin TSK yı çok derinden sarsacak bu olayı sayın commodore1tr pas geçmiş, TSK yı hiç bir şey bu kadar yıpratmaz, ne darbe düşündüğü iddia edilen iki paşa-, ne zimmet yapan. Bu direk TSK içinde sabotaj ve üst kademe hesaplaşması var demektirki TSK açısından en tehlikelisidir. Bunu çok iyi bilen sayın commodore1tr bu konuya dokunmamış bile sadece paşayla ilgili özellikle görsel basında çıkanları kullanmış ki ondan da rahatsızlık duyduğunu açık dille belirtmiş.
Siz ise varlığı yokluğu belli olmayan ve varsa da savcılık tarafından terörist örgüt diye anılan bir oluşumu savunmakla suçluyorsunuz insanları. Yazılanlara katılmadan çok dikkatlice okuduğumda size karşı olanların onları savunduğunu sanıyorsunuz ama gördüğüm kadarıyla karşı taraf dediğiniz taraf hükümet yanlısı medyanın akıl almaz saldırısını eleştiriyorlar.
Farkında mısınız bilmem ortada kabul edilen bir iddianame yok , mahkeme yok ama hepsi suçlu ilan edildi infaz başladı. Biraz ayıp olmuyor mu? Adalet herkes için lazımdır unutmayalım. Bu iddianameyi yazan savcı için bile lazım.
Bu ülkede birlik beraberlik adına sağlam kalabilmiş tek dayanak tek güç olan silahlı kuvvetler bilinçli bir kampanya ile hedef alınıyor. Bu coğrafyada caydırıcı başka kuvvet varmı? Dış ve iç mihrakların tüm planlarının önündeki tek engel Türk Silahlı kuvvetleridir.
Bunu anlamayacak hissetmeyecek kadar basiretimizin bağlanmış olabileceğine inanamıyorum. Bu büyük kuvvetin içinde de elbette yanlış insanlar olabilir ve olmasından daha doğal hiçbirşey yoktur. Çünkü insanlardan oluşur. İnsan denince elbette her olasılığı düşünmek gerekir. Bu yanlışları ayıklamak bunları tartışmak başka birşey ama ergenekon denen ve ne menem şey olduğunu iddia edenlerin bile henüz bilmediği, doğruluğu bile bilinmeyen bir konuyu bahane ederek durmadan bu güce saldırılıyor.
Öylesine sabırsızlar ki leş görmüş akbaba gibiler. Ama yanılıyorlar. Neler yaşadı bu güç unutuyorlar. Nelerin altından kalktı hatırlamıyorlar. Bu saldıranların, muhteşem ortak gücümüzün yani hepimizin ordusunun neler yapabileceğinden, bunlara asırlardır hazırlıklı olduğundan haberleri yok. Bu bahaneler ile Silahlı kuvvetlerimize dil uzatanları iki kere düşünmeye ve bu gücün Türkiye Cumhuriyetinin ortak gücü olduğunu ama asla düşman olmadığını ve olamayacağını unutmamaya davet ediyorum.
Siz sdt23 ergenekon un ne halt olduğunu nasıl anladınız ve herşeyi kendi kendinize yada yandaş ve tetikçilerin yayagarası ile çözdünüz de ergenekon taraftarlarından bahsedebiliyorsunuz? Ergenekon taraftarı ne demektir bir anlatsanız engin bilgilerinizden bizde yararlansak. Beşiktaşlı olmak çarşı gibi birşey mi? Ergenekon'un taraftarı olurmu? Madem bu bir terör örgütüdür. Hemde bildiğimiz terör örgütlerinden farklı çok teklikeli her taşın altından çıkan bir melanettir. Bunun taraftarıda bu örgüt militanı olur. Bildiğiniz taraftar varsa durmayın ihbar edin ki çorbada tuzunuz bulunsun. Bir elde siz verin. Böyle bilgi ve belgeleriniz varsa, Kimbilir gizli tanık mertebesine bile ulaşırsınız.
Duygularınız aklınızın önüne geçmesin. En azından biraz sabredin. Takke düşer kel görünür nasıl olsa. Her bahane ile akla ziyan garip şeyler yazıyorsunuz. Bunlar sizi bağlar ama ben yurdumu ordumu ve milletimi çok seviyorum. İçinde bulunan sizin gibilere rağmen bu sevgim hiç eksilmiyor. Milletimin başka rengisiniz diye düşünüyorum. Size sizin başkalarına olduğunuzdan daha hoş görülü bakıyorum.
Konu mkocagul tarafından (17-07-2008 Saat 22:28:00 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: cümle düzeltme.
Taraf'ın finansörü Fethullah!
DÜĞMEYE BASILDI, DÖRT KOLDAN PARA AKIYOR
Aydınlık, 13 Temmuz 2008
Taraf'ı çıkaran Alkım Gazetecilik, 1992'ye kadar küçük bir yayıneviyken ve batma noktasındayken birdenbire durumu düzeltti. Alkım Yayınevi'nin borçlarını Fethullah bağlantılı Albaraka Türk çekleriyle ödemesi yayıncıların dikkatini çekmişti. O tarihten sonra, birileri, Savaş ve Başar Arslan kardeşlere "yürü…" dedi. AKP iktidarıyla birlikte ise "kanatlandılar"! Arslan kardeşler, Brüksel'de büro açıp AB'yle de ilişkiye geçtiler…
Fethullahçı gladyo TSK'ya karşı Ergenekon operasyonunu başlatırken, Pentagon, Taraf için de düğmeye bastı.
Yasemin Çongar, Amerika'dan görevli olarak gönderildi. Burada, ABD İstanbul Başkonsolosluğu kolları sıvadı. "Vatanı bir kadın memesine satarım" sözüyle meşhur Ahmet Altan, 30 bin YTL maaşla gazetenin kuruluş görevini üstlenmesi için ikna edildi. Taraf yayına başladıktan sonra ayrılacağını söylemişti, ayrılmadı, genel yayın yönetmeni oldu.
Gazetenin sahibi, Alkım Gazetecilik adına Başar Arslan oldu. Ahmet Altan'ın belirttiğine göre Başar Arslan yayın çizginse hiç karışmadı, odasını bile Altan'a bırakıp gitti.
İLK DESTEK FETHULLAH CEMAATİNDEN
Ahmet Altan 10 Kasım 2007 tarihli Zaman gazetesinde yayımlanan röportajda, Taraf gazetesinin ilan gelirlerine dayanacağını söylemişti.
15 Kasım 2007 tarihinde yayına başlayan Taraf'taki ilanlara bakıyoruz, "Alkım Yayınları" dışında, 2008'e kadar ilk bir ayda "Kimse Yok mu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği" ağırlıkta.
Kimse Yok mu Derneği 2002 yılında Fethullah'ın Samanyolu Televizyonu bünyesinde "Kimse Yok mu?" programı ile başladı. AKP iktidarı Kimse Yok mu Derneği benzeri vakıf ve dernekler için gelir vergisi kanununu değiştirdi, bu derneklere yapılan bağışlar vergiden muaf tutuldu… "Kimse Yok mu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği", şimdi 5 kıtada faaliyet yürütüyor, katrilyonlara hükmediyor.
Uzmanlar, Fethullah cemaati üzerinden aktarılan paraların asıl kaynağının Amerika olduğunu, Soros'un açık toplum enstitüsünden geldiğini belirtiyorlar.
Devletin Halkbank ve Vakıfbank'ı ile Fethullah Gülen, daha ilk aydan Taraf'a ilan verenler arasındaydı!
TAYYİP'in TMSF'Sİ BASTI, DAĞITTI
Taraf'ın tanıtım ilanları da Fethullahçı Zaman gazetesi tarafından yayımlandı. Hem Zaman, hem Fethullah'ın diğer yayın organı Aksiyon, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar röportajlarıyla gazetenin tanıtımını yaptı. Taraf'ın iki de transferi var Zaman'dan. Biri, bildiğiniz Etyen Mahçupyan, öbürü Gülen bursuyla Amerika'da eğitim gören Leyla İpekçi.
Taraf, bir devlet kuruluşunun, TMSF'nin elindeki Sabah'ın baskı tesislerinde (Princity) basıldı, dağıtımını da TMSF'ye teslim edilen Merkez Dağıtım yaptı. Alkım'ların TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'le yakın ilişkisi olduğu belirtiliyor.
Sabah gazetesi tüm tesisleriyle birlikte Damat Bey'in Çalık Holdingine devredildikten sonra ise Taraf, yine aynı tesislerde basılıyor, yine Çalık Holding'in elindeki Turkuvaz Dağıtım tarafından dağıtımı yapılıyor.
Çalık dışındaki taliplilerin Sabah ihalesinden en ufak bir ses çıkarmadan çekilmesinde de Amerikan-İsrail diplomatlarının ya da istihbarat kuruluşlarının etkisi var mıdır, ne dersiniz?
ALTAN, "EGEMEN GÜÇ"TEN DAHA FAZLA DESTEK TALEP EDİYOR
"Eğer sizin sattığınız mal zararla satılıyorsa, bu zararı başka yerden karşılamak zorundasınız" demişti Ahmet Altan, Taraf gazetesi çıkmadan 5 gün önce. 10 Kasım 2007 tarihli Zaman'da yayımlanan röportajda Altan, sözlerini şöyle sürdürüyordu: "Bu da sizi bir yere karşı boynu eğik hale getirir. O yerin neresi olacağına siz kendiniz karar verirsiniz. Ya bir iktidardır, ya bir hükümettir, ya egemen bir güçtür, ya size ilan verecek olandır. Biz hiç kimseye karşı boynumuz eğik olsun istemiyoruz. 1 YTL'den satmamızın nedeni bu."
Ahmet Altan'ın anlattığına göre Fethullah cemaatinden gelen ilan paraları ile iktidarın baskı-dağıtım desteği, gazetenin 1 milyon liradan daha ucuza satılmasına olanak vermiyordu. Daha büyük paralar gerekiyordu.
Kendi deyimiyle "Vatan satıcısı" Altan, bağlı olduğu "egemen güç"ten daha fazla destek talep ediyordu.
O destek 4 ay içinde geldi. Taraf, 8 Mart 2008 tarihinden itibaren 40 kuruşa düşürüldü.
AYDA EN AZ 500 BİN DOLAR!
40 kuruşa gazete çıkarmak, ayda en az 500 bin dolar zarar demek. Yayın sektöründen işadamları, "Matbaanız ve dağıtım şirketiniz yoksa, zarar en az ayda 500 bin dolar olur" diyor.
Taraf, ilk 4 aylık yayın çizgisiyle bu parayı "hak etmişti"! Pentagon güdümlü Fethullahçı gladyo da daha çok satan bir "tetikçi gazete"ye ihtiyaç duyuyordu. Değişik gazetelerdeki bağlantı mekanizmaları artık temel operasyonlar için yeterli sonuç vermiyordu. ABD-İsrail bağlantılı Fethullah sermayesi daha aktif bir biçimde Taraf'a para akıtmalıydı.
4. ayında, Taraf gazetesine ve Alkım Yayınevi'ne "çok büyük para akışının başladığı" belirtiliyor.
Taraf odaklı para akışı ve karmaşık ilişkiler öyle boyutlara geldi ki, Aydınlık'ın edindiği bilgilere göre, 40 yaşında medya patronu olan Başar Arslan şu sıralar paniğe kapılmaya başladı.
21 MART OPERASYONUNDAN 13 GÜN ÖNCE
Taraf gazetesinin 40 kuruşa düşürüldüğü tarih 8 Mart.
Fethullahçı gladyonun üçüncü ve ilk geniş kapsamlı Ergenekon operasyonunun tarihi 21 Mart.
21 Mart'ta Türkiye, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'ten, Cumhuriyet, Aydınlık ve Ulusal Kanal Genel Yayın yönetmenlerine, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na varan geniş çaplı bir operasyonla sarsıldı.
İşte, Taraf o günler için çıkarılmıştı.
FETHULLAHÇI İSTİHBARATIN PSİKOLOJİK SAVAŞ BÜLTENİ
Taraf işin öylesine göbeğindeydi ki, sanık avukatlarına gösterilmeyen "belgeler" Fethullahçı gladyo tarafından Taraf'a servis ediliyordu. Bunların en çarpıcısı, baskından önce Alkım Yayınları'nın Ankara'daki bürosundan Taraf'a fakslandığı anlaşılan "Yargıtay Krokisi" belgesiydi…
Fethullah, Taraf'ı yalnız parayla değil, kirli haberlerle de besliyor.
Taraf, Fethullahçı istihbaratçıların servis ettiği haberlerle çıkıyor. Emniyet'te yuvalanmış F tipi istihbararatçıların basın bülteni gibi.
Ahmet Altan'ın medyayı peşlerinden sürükleme iddiasıyla, "Babıâli'nin kimyasını değiştireceğiz!" sözleri böylece anlam kazanıyordu.
Gazete hem F tipi istihbaratçıların yürüttüğü psikolojik savaşın aracı misyonunu yürütüyor, hem de haber kaynaklarının Genelkurmay'dan olduğu yalanını ortaya atıyor. Bu da tipik bir istihbaratçı numarası. Fethullahçı Gladyo'nun çok sık başvurduğu bir tertip.
HER GÜN SATIR SATIR ÇEVİRİSİ YAPILIP, AB'YE SUNULUYOR
Gazeteyi çıkaran Alkım Yayınevi'nin sahibi Savaş-Başer Arslan kardeşler, Brüksel'deki büroları kanalıyla Avrupa Birliği'yle de ilişkiye geçtiler.
Taraf gazetesi'nin satır satır çevirisi yapılıp her gün Avrupa Birliği'nin önüne konuluyor!
AB, gazetelere doğrudan hibe yapamıyor ama yayınevlerine yapabiliyor. Alkım Yayınevi'nin, Ahmet Altan'ın "İçimizdeki Bir Yer" adlı romanının, 2004'te AB parasıyla basıldığı belirtiliyor. 1 milyon adet basılıp maliyetinin 4'te biri fiyatına satılan Altan projesi, AB fonlarınca desteklendi. Gazete bayilerine kadar ulaştırılan kitap için bakkallara bile standlar yerleştirmişti. Ardından, Alkım yayınları Sabah Gazetesi'yle işbirliği yaparak Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Yüz Temel Eser'i basmıştı.
AB ile kurulan bu köklü ilişkilerin, bugün para kanallarının çeşitlenmesinde etkili olduğu belirtiliyor.
HARİRİ'DEN ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ'NE…
Haziran alından itibaren Taraf'ta yayımlanan ilanlar çoğaldı ve çeşitlendi: Uluslararası Af Örgütü, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Asya Finas… İsrail-MI6 bağlantılı Hariri'ye satılan Türk Telekom'un tam sayfa ilanları Taraf'ta dikkat çekici sıklıkta yayımlanıyor.
İlan, bir gazeteye para aktarmanın yasal ve gözle görülür yöntemi. Ama tek yöntem değil.
Bir bankacı, "Unutmayın Türkiye'de para giriş çıkışı çok kolaydır. Hiç bir denetim yok" diyor.
TARAF AKP'Yİ HİZAYA SOKUYOR
Taraf, Nisan-Mayıs aylarında yaptığı yayınlarda "Ergenekon Ordu'ya uzanmalı" kampanyası yürüttü. Bu yayınlar sırasında Taraf, Tayyip-Gül bölünmesinde açıkça Abdullah Gül yanlısı yayın yaptı. Zamanında Taraf'a destek veren Tayyip Erdoğan, bu kez Taraf gazetesinde "korkaklıkla" suçlandı…
Yasemin Çongar, 2 Haziran 2008 tarihli Aksiyon'da yayımlanan röportajında şöyle diyordu:
"Diyelim ki AK parti büyük bir pazarlık yaptı, Ergenekon'u güdük bıraktı, AB konusunda zaten durgun olan politikasını sürdürme sözü verdi, diyelim ki devletin antidemokratik alışkanlıklarını ve uygulamalarını sorgulamayacak noktaya geldi, o zaman kapatılmaz belki; ama AK Parti, AK Parti olmaktan çıkar. Bu toplum da önümüzdeki seçimde başka bir parti bulur kendine."
PSİKOLOJİK SAVAŞIN KARARGÂHI
Haziran'dan itibaren Taraf gazetesi, hemen her gün TSK'ya karşı bir yalan uydurup manşetine taşıdı. İşte birkaç manşet "haber":
- Genelkurmay'ın yeni kontrgerilla planı (2 Haziran).
- Asker- Rektör kumpası (8 Haziran).
- Yakında darbe olacak (10 Haziran).
- Genelkurmay'ın Türkiye'yi biçimlendirme planı (20 Haziran).
- Dağlıca baskını biliniyordu (25 Haziran).
ORG. BÜYÜKANIT: O GAZETEYİ FİNANSE EDEN KİM ONA BAKIN!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 20 Haziranda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı duvarına asılan Atatürk Rölyefi'nin açılış töreni sonrasında verilen resepsiyonda şunları söyledi; " O gazeteyi finanse eden kim, siz ona bakın; bakın sadece o gazetenin finansörü diyorum." Orgeneral Büyükanıt'ın "O gazete" dediği Taraf. Genelkurmay Başkanı, aynı resepsiyonda şunları da söyledi; "Dünyada bu kadar saldırıya uğrayan başka bir silahlı kuvvvetler var mı? Hele ki bu dönemde. Terörle mücadelede en başarılı olduğu bir sırada."
Gazete, 20 Haziran 2008 tarihli sayısında, Genelkurmay Karargahı'nda hazırlandığını iddia ettiği bir dökümanı manşet yapmıştı. İşte Org. Büyükanıt da "o gazetenin finansörü" nü bu son saldırıdan sonra gündeme getirdi. Aydınlık'a ulaşan bilgiye göre Genelkurmay Başkanı, bunları söylerken "finansörün" kim olduğunu da bilerek söylüyordu. Ama Taraf'ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Fethullahçı para kaynakları apaçık olduğu halde, bu sefer de Genelkurmay Başkanı'nı "bildiği para kaynağını açıklamaya" çağırdı. Gazetenin 22 Haziran 2008 tarihli manşeti de bu yöndeydi.
… VE 1 TEMMUZ
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli iki subayın, Org. Hurşit Tolon ve Org. Şener Eruygur'un tutuklanmasıyla sonuçlanan son operasyonla birlikte Taraf, adeta bayram ilan etti. 2 Temmuz günkü manşet şöyleydi: Cumhuriyet tarihide ilk defa/ Darbeci paşalar göz altında.
6 Temuz 2008 tarihli Taraf'ın manşeti şöyleydi: Yargılanacaklar! Aynı gün, Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen "Darbe günlükleri" Taraf gazetesince yeniden piyasaya sürüldü. Taraf bununla da kalmadı, bir darbe planı daha piyasaya sürdü.
Operasyon günü Taraf yine TSK'ya saldırı halindeydi. 1 Temmuz günü Taraf gazetesi, CİA'nın kontrolundaki Tuncay Güney'in ifadelerine dayanarak, Ordu'nun bölündüğünü öne süren bir manşetle çıkmıştı…
NEDEN TSK HEDEF?
Yasemin Çongar, Aksiyon'daki röportajında TSK'yı neden hedef aldıklarını anlattı. 1 Mart Tezkeresinin reddedilmesi Çongar'da, onların jargonuyla travma yaratmış anlaşılan. "Amerikan Merkezî Kuvvetler Komutanlığı askerleri gemide bekliyordu Türkiye üzerinden Irak'a geçmek için. Son anda savaş planları bozuldu" diyor Çongar, "Amerika'nın çıkarları Irak'ın bölünmemesinden yana. Yine o çıkarlar, Irak'ın bugünkü federal yapısını koruyarak Türkiye ile sağlam ilişkiler kurmasını gerektiriyor."
Ahmet Altan da Zaman'a konuşurken TSK'nın Kuzey Irak operasyonuna şiddetle karşı çıkıyor ve şöyle diyor:
"Bunun bedelini kim ödeyecek? Onlar mı, çocuklar mı?"
Yine Yasemin Çongar, "Genç Siviller"in düzenlediği bir panelde "Ergenekon sadece toplum düşmanı değil, dünya düşmanı bir örgüt" diyordu, "Türkiye'yi dünyadan koparmaya çalışıyor." Kimden? Çongar'ın yanıtı şöyle: "Başta Avrupa Birliği'nden, ABD'den ve diğer ülkelerden de."
TSK DÜŞMANLIĞI, TARAF İÇİNDE DE TARTIŞMA YARATTI
Taraf'ın yayınları gazetenin kadrosu içinde de tartışma yarattı. Mayıs ayı içinde bazı muhabirler gazeteden istifa etti. 27 Mayıs 2008 tarihli Gerçek Gündem internet sitesinde "Ahmet Altan'a istifa şoku" başlığıyla yer alan habere göre istifacılar arasında Alev Er de vardı:
"Taraf Gazetesi'nin yayın politikasına dayanamayan yedi kişi ilişiğini kesti. Taraf Gazetesi'nin Fethullah Gülen-Abdullah Gül hayranlığı çalışanlarını da bıktırdı. Gazetenin yedi çalışanı yönetime istifasını sundu. Gazetecilerin ayrılma gerekçesinin 'yayın politikası' olduğu öğrenildi…"
"Bize böyle bir gazete yapılacağı söylenmemişti" diyordu ayrılanlar. "Demokrat, sivil, özgürlükçü bir gazete yapılacaktı. Ancak 17 Mayıs günü Deniz Gezmiş hakkında (ırkçı-yabancı düşmanı) diye bir yazı basıldı. Herkesin kafası karıştı. Biz de bu tablo içinde görünmek istemedik." Bir başkası şöyle konuşuyordu: "Fethullah Gülen ve Abdullah Gül yanlısı gazete yapılıyor. Belgesiz bilgisiz bir şekilde TSK karşıtı haberler yer alıyor. Bunu anlatmaya çalıştık. Ama kimse dinlemedi."
Haziran başında ise bir kısım Alkım Kitabevi üyeleri "sola ve devrimci değerlere karşı kampanya başlattığı için" üyeliklerinden istifa ettiler. "Biz artık niyetin ne olduğunu anlamış bulunuyoruz" diyordu istifacılar, "Vakit, Yeni Şafak, Zaman gibi bir yayın olacaksa Taraf gazetesi, kimsenin tuttuğu yok. Ancak net olarak açıklasın, Truva atını kimse oynamasın!"
İSRAİL KONSOLOSLUĞU'NDAN TARAF'A ZİYARET
Yalnızca Amerikan Konsolosluğu değil Taraf için kollarını sıvayan.
Gerçek Gündem adlı internet gazetesi, 8 Temmuz günü Taraf Gazetesi'ni İsrail Konsolosluğu'nda görevli bir kadın ile bir erkeğin ziyaret ettiğini yazdı. Ziyaretçilere üç de koruma eşlik etmişti. Haberde şu satırlara yer verildi:
Taraf'ın İstanbul Kadıköy'deki bürosunu ziyaret eden İsrail konsolosluğu yetkilileri, binaya zırhlı bir araçla geldi. Taraf'taki gazetecilerin Gerçek Gündem'e verdiği bilgiye göre, İsrail yetkilileri önce Yasemin Çongar'la ardından ise Ahmet Altan'la görüştü. Ziyaretçiler, Altan ve Çongar, daha sonra hep birlikte yemeğe çıktılar.
Yasemin Çongar'ın başka görevleri de var
Taraf için ta Amerika'dan getirilen Yasemin Çongar, "Milliyet'in önerdiği tepe yöneticilik teklifini de bağımsız gazetecilik yapabilmek adına reddettiğini" anlattı orda burda. Ayrıca onun görevi gazetecilikle, hatta Taraf'la sınırlı değildi.
2 Haziran 2008 tarihli Aksiyon'da şöyle diyordu Çongar: "Batı artık Türkiye ile ilişkilerini tamamen devlet üzerinden değil, iş dünyası ve sivil toplum üzerinden de kurmaya başladı. Sadece İstanbul ve Ankara'yla değil, Anadolu ile de temas ediyorlar artık. Taraf için döndüğümden beri 7 ay içinde birkaç kez Güneydoğu'ya gittim, Orta Anadolu'yu 10 yıl aradan sonra gördüm…"
Çongar'la kol kola gördüğümüz isimlerin başında Yıldıray Oğur geliyor. Oğur, "Genç Siviller" adlı örgütün başkanı. Soros'tan besleniyor, Türkiye'de de "turuncu devrim" denemesine hazırlanıyorlar.
Adları daha yeni duyulmuştu ki, Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığına getirilir getirilmez Yıldıray Oğur'u köşkte konuk etti. Oğur, Genç Siviller'in simgesi olan kırmızı Convers marka ayakkabı hediye etti Cumhurbaşkanı'na; "asker postalını protesto" anlamı taşıyordu Gül'e verilen hediye.
Bu yapılanlar Cumhuriyet rejimi için darbe değil, katkıdır!!
Senarist savcı Öz biraz da bunları araştırsa, ne dersiniz?
Forumu araştırdım fakat bu konuya pek bilgiye rastlayamadım. Genelde savcılık gizli numarayı bulur ibaresi var. Ben o süreci sorguluyorum. Savcılığa...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
îçåìïèê ïğåïàğàò èíñòğóêöèÿ öåíà
22-06-2025, 03:06:13 in Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku