Sonra durduk yere eski Genel Kurmay başkanı olan zat ortaya çıkıyor . Hilmi Özkök ki en sevilmeyen Genel Kurmay Başkanı olarak tarihe geçmiş, TC nin o ana kadar 23 Genel Kurmay başkanı olmuş lakap takılmamış buna takılmış.... Hemde Asker olduğundan hoş olmayan lakap... Daha beteri ciddi fetocu olduğu RTE nin hocam dediği Tüm kuvvet komutanlarının ( Özellikle şimdiki Genel Kurmay ın ) papaz olduğu hükümetle ''şiir gibiyiz'' dediği kişi... İşte bu çıkıyor ''akil adam lazım'' diyor...Benim kafam gene karışıyor...
Burada sayın Özkök için kullandığınız üslup hiç de hoş değil.
İstiklal Savaşı kahramanları Org. İsmet İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak ve Kazım Orbay'ı saymazsanız Genelkurmay başkanlarımız arasında 1 numara Hilmi Özkök, 2 numara Yaşar Büyükanıt'tır.
Bunun sadece benim şahsi düşüncem olduğunu zannediyordum.
Bu kişiler hem demokratik kişilikleriyle hem de Harp Okulu'ndan beri askerlik hayatlarındaki başarılarıyla gerçekten övgüyü hak ediyorlar.
Ahmet Kenan EVREN Top.1938 - 50
Nurettin ERSİN P. 1937-88
Mustafa Necdet ÜRUĞ Top.1941-30
Necip TORUMTAY Top.1944 - 9
Doğan GÜREŞ P.1947 -Nk -2
İsmail Hakkı KARADAYI Top.1951 - 67
Hüseyin KIVRIKOĞLU Top.1955 - 3
Hilmi ÖZKÖK Top. 1959 - 1
Yaşar BÜYÜKANIT P.1961 - 2
Özkök'ü özgeçmişine "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre, Başbakana karşı sorumlu olan Orgeneral ÖZKÖK, barış zamanında Türk Silahlı Kuvvetleri Komutanı, savaş zamanında ise Cumhurbaşkanını temsilen, Türk Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı olarak görev yapar.'' cümlelerini koyduğu günden beri sevmiyor olabilirsiniz.
Ama görmek istemediğiniz şey o sözler Başbakan'ın "Genelkurmay bana bağlı" sözlerinden sonra tepki olarak konmuştur. Yasal çerçeve ile çizilen görevini yaparken düzeyli tepkilerini her alanda göstermiştir. Kavga etmeden Başbakan'ın bu sözlerine çok güzel bir cevap vermiştir.
Türkiye'nin bütün üst düzey yöneticileri keşke kişilik olarak sayın Özkök'e benzese.
"Türlü" yü bilir misiniz? Çeşidi de boldur ha, tek bir türlü yoktur. Sebzelisi, pırasalısı, fasülyelisi, kış türlüsü, yaz türlüsü, hatta tavuklusu...
Adı üstünde, "Türlü"nün içinde de çeşit boldur, artık hangisini yapmaya karar verirseniz.
Üç beş çakal, mafyatik ile generalleri aynı türlüye katmaya kalkan, Başyazarı veya Ankara temsilcisini kendi gazetelerini bombala(t)makla suçlayan, tabana vuran ekonomi mutfakta yangın çıkarır, esnafa kepenk kapatır, büyürken?!!! istihdam azaltır, başarıları?!!! ile ülke borcunu kabartırken, bunu dile getirenler propagandist olarak türlüye çeşit olurken, davası yerel mahkemede sonuçlanmış ve gerek kendi gerekse aile fertlerinin ifadelerinde din?!!! adına bu işlere soyunduklarını itiraf etmiş sanıklar bu türlüye diğerleri ile suç ortağı olarak katılır ve hatta daha ileri gidilir, Emniyet Müdürü olduğu şehirde haber timi kuran ve belli bir cemaate yakınlığı sicil dosyasına işlenmiş bir zatın kurduğu tim her nasılsa ondan habersiz Hırant Dink'i öldürür ve zanlılar da bu türlüye dahil edilirken, gelir kaynağını açıklayamayan bir gazete her gün doğru yanlış günlüklerden dem vurup yargısız infaz yapıp, ardından günlüklerin türlüye katılmadığı anlaşılırken vb.............................................
Değil o türlüyü yemek; o türlüyü yapan aşçıları ben mutfağımın önümden geçirmem, Özkök de doğru yapmış yemeklerini evden sefertası ile getirerek... Bir de global aşçılara ve yerli aşçı yamaklarına meze olmasa idi, bu konuda da kendi deyimiyle kasaptaki ete soğan doğramaya kalkmasaydı iyi olurdu.
Durun bakalım olmayan ete soğan doğrayanları tarih nasıl yargılayacak?!!!
Atatürk idolümüzdür, düşünceleri yol göstericimizdir. Mafya bozuntuları ile yanyana gelemeyeceği gibi, 12 Martçılarla, 12 Eylülcüler'le de yanyana gelemez. Ordu bizim ordumuzdur ve Atatürk 1238 ile sadece Harbiye'nin değil, bizlerin, tüm ulusun içerisindedir. Onu içimizden söküp atabilecek bir kuvvet olmadığı gibi buna teşebbüs edenleri de prezervatif markası bile olsalar tarih, gelecek ve bu toplum yargılayacaktır. CIA'nın, FBI'nın kanatları altına sığınarak bu işten yırtamazsınız.
1 numara bellidir de , onu yargılamaya kalkanların sıkleti ona uygun değildir. Bu bilindiği için suçluların telaşı ile erken davranılmış, cemaat liderinin lafı dinlenmemiş ve işaret ettiği zamanın geldiği sanılmıştır. Heyhat o zamanın gelmesine bu Dünyanın ömrü yetmez, her zaman yaptığınız gibi Kuran-ı Kerim'i bırakıp o ucube risalelerinizi hatmetmeye devam edin...
Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatime göre;
Hukukun üstünlüğünün yok olduğu bir ülkede, 80 000 hukukçunun varolduğu ancak Anayasa Mahkemesi başkanlığında hukukçu olmayan bir kişinin bulunduğu dönemde,
Hiçbir somut delile dayandırılamayan soyut Ergenekon soruşturmasının gölgesinde,bu ülkede Atatürk ilkelerine bağlı, Laik Cumhuriyeti ve demokrasiyi savunan her kişi, iddianamede adı geçmese de, gözaltına alınmasa da, tutuklanmasa da potansiyel suçlu olarak görülmektedir.
Sayın commodore1tr'ın net bir şekilde öğrendiklerini nereden öğrendiğini bulmaya çalıştım. Bulabildiğim tek yer Can Ataklı'nın bir yazısındaki tezviratlar ve buradan alıntı yapan ulusalcı siteler oldu.
Kendisinin daha derin kaynakları varsa bilemem.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sonra NET bir şekilde öğrendikki bu iki orgeneral aslında neredeyse çerez, 28 Haziran'da savcı 6 kişiyi hükümete soruyor hükümet enteresan bir şekilde olur ama Genel Kurmaya sormak lazım diyor, özellikle birisini, zaten 6. kişiyi sormaya gerek yok diyor o 6. kişi ATO başkanı; ATO başkanı sadece bilgi olarak gidiyor Genel Kurmay'a... Diğer 5 kişiyi gören Genel Kurmay muhtemel şaşırıyor. İki orgeneral iki tüm general bir de... Başbakan aranıyor emekli generaller hakkında izin verilebileceğini ancak çok ciddi kanıt yoksa TSK daki ciddi rahatsızlığın büyüyeceği bildiriliyor. Beşinci kişi ise veto yiyiyor!! Genel Kurmay soruyor neden !!! Genel Kurmaya bir yanıt gelebiliyor sadece bir faks ta ismi geçiyor diye !!!! Genel Kurmay açıkça ''hösttttt''' diyor o beşinci kişi 1 Temmuzda alınmıyor. O 5. kişi Ahmet necdet SEZER oluyor....
Sonra biz bir çok forumda demişiz ki bir takım paçavra gazetelere ve yazarlarına iddianamede olduğunu savbundukça onlar;
Darbe öyle olmaz, ayışığı ağustosta rapsodi gibi abuk sabuk isimler günlükler v.s olmaz olamaz.. Kısacası bilmediğimiz halde darbe iddialarının iddianamede olamayacağını söyledik. Bakınız diğer forumlar... Sonra iddianame de ortaya çıktı ki bunlar yok.... gerçektende belki en aklı başında yaklaşım bu ...
Sonra Askeri davcılığın duruma el koyduğu haberlerinde sadece )) işaretiyle yanıt verdik. Aklı selim kimsenin bu deli saçması işlerin askeri savcılıkla ilgisi olmadığını bilirdi savcılıkta bunu açıklamak zorunda kaldı.
Diyeceğim oki kapsamı ve içeriği yönünden tam bir deli saçmasına dönen ve maalesef dinci basın ve soros çocuklarınca TSK yı yıpratmak ve çamur at izi kalsın biçimine bürünen bu olay Türk yargı sistemine ders olarak okutulacak nitelik kazanmıştır.
Sayın başsavcının medyada yer alan asılsız ''haberlere'' üzüldüğünü belirtmesi ise komedinin bir parçasıdır. Savcılık üzülme makamı değil ''gereğini yapma ''makamıdır. Hani ne yapmıştır ? Kişilere atılı suç yokken bile yargısız infaz yapılmasına göz yuman bir savcılık olur mu? Yahu susun saçmalamayın kişileri karalamayın diyenlere bile saldırıya hoş görüyle bakılmış bakılmaya devam edilmektedir. Bu da bize daha doğrusu bana iddianamenin içi boş bir büyüklere masallar altında feto akp ve abd nin Türkiye ye attığı bir kazık olarak görünmesine yol açmaktadır ki aksine hiç bir bilgi ve belge görmedim.
Şimdi sayın Av. Abbas Bilgili aşağıdaki sorum size Avukat olduğunuza göre en iyi siz yanıtlarsınız lütfen bundada yana yattı çamura battı öküz içti dağa kaçtı türü yanıtlar vermeyin. Yanıtınız ya siyasi ya hukuki olsun ikisinede razıyım. Ben hukuktan anlamadığım için soruyorym size.... Sonra devam edeceğim ama aşağıdaki iletinin yanıtını bekliyorum...
1. 2455 sayfa tuttuğu söylenen iddianame hakkında kimsenin bir şey söylemesi şu aşamada mümkün değildir aslında. Ama artık hukuk devleti olmaktan çıkarak korku ve baskı rejimine doğru sürüklenen yurdumuzda bu soruşturmanın zanlıları hukukun bu altın kuralı hiçe sayılarak şimdiden şaibe altında bırakılmış mıdır ? Bırakılmamış mıdır ?
Gizli olması gereken bilgi ve belgeler ifade tutanakları dahil, polis ve yargıdan iktidar yanlısı medyaya sızdırılmış, bu medyanın büyük gayretiyle bu soruşturma yoluyla toplumda bilgi kirlenmesi yılgınlık ve korku yaratılmış mıdır ? yaratılmamış mıdır ?
Yukarıda ki iki maddeye istinaden şimdiye kadarki uygulama ile toplumu istikrarsızlaştırmak, yıldırmak, sindirmek, korkutmak, toplumu bölmek devletin saygınlığını tehtit edecek kadar gizli bilgileri etrafa sızdırmakla bizzat ergenekon soruşturması birinci derecede tehtit olmuş mudur ? Olmamış mıdır ?
2. Başsavcı Aykut Cengiz Engin şuçları sıralarken ''terör'' ''suç'' ve ''demokrasiye'' biraz özel tanımlamalar getirmesine karşık ( Ki burada tanımını yaptığı terör çok tehlikeli herkes terörist olabilir bir anda.) iki özel suçlamasıyla benim dikkatimi çekti...
A. Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti HÜKÜMETİNİ ortadan kaldırmak veya görevini yapmasına engel olmak
B. HÜKÜMETE karşı halkı isyana tahrik.
Şimdi bu iki maddeye terör tanımına bakarak
I) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile onu belli bir süre yönetmeye talip olan o anda başta olan İKTİDAR aynı şey midir ? Eğer öyleyse tüm muhalefet partilerini hükümete karşı olmak suçundan yardılayabilir miyiz ?
II) Başsavcının terör tanımını doğru kabul edersek Milli Nizam partisinden bugüne ve bugün özellikle AKP için açılan kapatma davasının nedenine bakacak olursak '' Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerini yok ederek, ılımlı islam ve peşinden şeriat devletine geçme amacı ve irticanın odağı olma'' suçlamasıyla bu parti kapatılırsa ve RTE nin ve hatta Abdullah Gül ün de içinde olduğu bazı partilerin ( Refah Fazilet v.s) aynı gerekçeyle kapatıldığını göz önüne alırsak ortaya nasıl bir durum çıkacak ? Yani başsavcıya göre bu kişilerin tamamıda terörist mi olacak ? Olmayacak mı?
III) Peki daha garibi Anayasa mahkemesi AKP yi kapatırsa bu durumda AKP nin devletin temel niteliklerine onları yok etmek üzere saldırdığı saptanmış olacak. O zaman bu hükümete karşı başsavcıya göre ''darbe'' girişiminde bulunmakla suçlanan insanlar bu eylemleri kapsamında ''devlete karşı terör örgütü kurmakla'' suçlanabilecekler mi?
Yani Anayasa mahkemesi'ne göre '' Türkiye Cumhuriyetinin en önemli temel niteliklerini değiştirmek, laikliğe karşı eylemlerin odağı olmak rejim değiştirmek isteyen'' bir hükümete karşı gelmiş olacak bu insanlar tam tersine o devleti yok edecek fiili darbeye karşı gelmiş karşı çıkmış karşı duruyor olmayacak mı?
Bu durumda hükümete karşı ciddi bir duruş yada ''darbe'' çalışmasının ''Türkiye Cumhuriyetini korumak '' için yapılmış gibi olmayacak mı?
Buyurun sayın avukat Abbas Bilgili yanıtlarınızı alayım.
Başsavcı iddianamesinde açıkça danıştay baskınının. bu davada olduğunu belirtti.
Bu bağlamdan hareket edersek çok yönlü ve bir çok savcı tarafından soruşturularak iddianamesi hazırlanan, bir ağırceza mahkemesince yargılanarak sonuca bağlanan ve onama için yargıtayda bekleyen bir dosyada kaldıki iki kez bunun ergenekonla ilgisi olmadığı bildirilmişken ilgisiz bir savcılıkça bu kararlar ve mahkeme yok sayılması hukuki midir ?
Eğer ortaya yeni şahit ve deliller çıktıysa bu yargılanmanın yenilenmesini gerektirmez mi? Bu konuda hukuki kurallar yok mudur ? Önüne gelen savcılık mahkeme kararını yok sayabilir mi?
Bu gerçekleşirse hapishanelerdeki tüm mahkumlar özellikle cinayet ten hükümlüler '' bizi ergenekon azmettirdi '' derse ne olacak? Tam da ilçe olarak denk düştüğünden Ümraniye sapığı ( Hani gencecik öğretmene tecavüz edip öldüren annesini öldü diye bırakan) ergenekon kapsamında değerlendirilemez mi?
Ergenekon'un büyüklüğünden dolayı bugüne kadar alınan tüm yargı kararlarının iptali gerekebilir mi ?
Bana, sorguya çeker gibi bir üslupla sorduğunuz sorulara geçemeden önce Atatürk'le ilgili bana atfettiğiniz gerçek dışı beyanlarınıza cevap vermem gerekir. Çünkü cevap hakkı doğuracak nitelikteki bu beyanlarınızı cevapsız bırakırsam okuyanlar sizin gerçekten hoş olmayan yargınızı gerçek zannedecek.
Size göre ben "Atatürk'ü unutturmak istiyorum" ve "Atatürk'e kızıyorum" öyle mi? Benim "bu işe Atatürk'ü bulaştırmayın" dememden siz bu sonucu çıkartıyoprsanız, sizin bu harika yargınıza hayran kalmamak mümkün değil.
Atatürk'ü unutturmak isteseydim, kütüphanemde 100'den fazla Atatürk'le ilgili kitabın işi olmazdı. Atatürk'ü unutturmak isteseydim, Atatürk'le ilgili bazı dergilerde makaleler yazmazdım. Atatürk'ü unutturma konusunda gösterdiğiniz adres (yani ben) yanlıştır. Kaldı ki; Atatürk'ü unutturmaya kimsenin gücü de yetmez.
Atatürk'e hiç kızmadım. Siz eleştirel bakışın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Atatürk dönemi ile ilgili, tek parti yönetimi ile ilgili eleştiriler Atatürk'e kızmak değildir. Cumhuriyet tarihinde diğer dönemleri nasıl eleştiriyorsak, Atatürk dönemini de eleştirebiliriz. Atatürk ve dönemi eleştirilemez diyorsanız ben buna katılamam. Bu temel hak özgürlüklerin, ifade özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelir.
Ben Atatürk'e değil, gerekli gereksiz her konuda Atatürk'ü öne sürerek, onu kullananlara, bu tutumları nedeniyle milleti Atatürk'ten soğutanlara kızıyorum. Daha dün akşam NTV'de ünlü heykeltraşlarımızdan Mehmet Aksoy (ki kendisini Atatürkçü olarak biliyorum), estetikten yoksun, sanat değeri olmayan bir sürü Atatürk heykelini her yere dikmenin Atatürk'e ve memlekete haksızlık olduğunu söylüyordu.. Tuvaletin önüne dahi Atatürk heykeli dikenlere kızıyordu. Atatürk'ü bu kadar ayağa düşürmeyin.
Daha önce de yazdım. Sinan Aygün'ün "Atatürk'ü sevidiğim için gözaltına alındım" şeklindeki sözleri bana çok itici geldi. Bu Atatürk'ün arkasına sığınmaktan başka bir şey değil. Suçsuzsan suçsuzluığunu söyle.. Atatürk'ü neden karıştırıyorsun?
Şu darbe günlükleri denen şeyler gerçek mi uydurmamı bilmiyorum. Ama şayet gerçek ise; bu günlükleri yazan da içinde ismi geçen darbe heveslisi aktörler de benim anladığım anlamda Atatürkçü değiller.. Onlar Atatürkçü ise ben değilim. Halkın oyu ile iktidara gelmiş olanları askeri darbe ile alaşağı etmek Atatürkçülük değildir. Atatürk, askerin politikaya bulaşmasına hiç taraftar olmamıştır. Bunun acı sonucunu daha Osmanlı döneminde Balkan savaşlarında görmüştür ve bunu zaman zaman dile getirmiştir. Cumhuriyet döneminde de askerin politikadan uzak durması konusunda titiz davranmıştır. Hatta kadınlara seçme seçilme hakkını bazı Avrupa ülkelerinden bile daha önce tanırken, askerlerin oy verme hakkını hiç gündeme getirmemiştir. 1961 yılına kadar bizde subaylar oy kullanma hakkına sahip değildi. Bu doğru bir hareket mi yanlış mı tartışılabilir, ama sebebi de askerin politikadan uzak durmasına dayanmaktadır.
Ergenekon konusunda bu aşamada yazmak istemediğimi daha önce belirtmiştim. Sadece şunu söyleyebilirim; bu konu AKP yandaşı medyanın abarttığı boyutta değil gibi görünüyor. Ama hiç bir şey yokmuş gibi davranan karşı cephenin tutumunu da yanlış buluyorum. Aslında her iki taraf da konuya objektif değil, ideolojik yaklaşıyorlar.. Bu konuda belki ileride daha fazla yazabilirim.
Şimdilik bu kadar.. Başka emriniz, pardon sorunuz var mı?
Su akar yolunu bulur derler. Ama bu operasyonun altında T.S.K.'yı zayıflatıp yıpratmak gibi bir amaç varsa ki, çok yakında anlaşılacak dediğiniz gibi. Öyle bir taşın altında kalacak olanlara şimdiden geçmiş olsun diyorum.
Yok, avrupadakilere benzer bir şekilde kontr-gerilla çökertiliyorsa zaten bu U.S.A.'nın işi olup bize laf düşmez.
Şimdilik yorum için erken. Son sözün söylenmesine çok bir zaman yok gibi görünüyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarihine ve şanına hürmeten bu işler bu şekilde olmamalıydı diye düşünüyorum. Dediğim gibi bu operasyon sonunda kamuoyu vicdanı rahatlamaz ise öyle bir taş büyüyecek ki.. bu taşın altında kalacakların vay haline.
.
Forumu araştırdım fakat bu konuya pek bilgiye rastlayamadım. Genelde savcılık gizli numarayı bulur ibaresi var. Ben o süreci sorguluyorum. Savcılığa...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Emlakçı dolandırıcılığı
22-06-2025, 11:35:41 in Gayrimenkul Hukuku