Şu işi Atatürk'ün arkasına sığınmadan yapsanız olmuyor mu? Savunduğunuz bir düşünce varsa bunu Atatürk'ü kullanmadan savunamıyor musunuz? Atatürk'ü benimsemiş, sevmiş ama sizin "kerameti kendinden menkul" düşüncenize katılmayanlar ne olacak?
Atatürk'ün yakasını bırakın. Henüz ne olduğu belli olmayan, arkasından ciddi bir şey çıkıp çıkmayacağı henüz kesinleşmeyen tartışmalı (ve yargıya intikal etmiş bir konuda) Atatürk'ü öne sürmeniz anlaşılır şey değil.
Yani "Atatürk yaşasaydı, "Ergenekon"cu olurdu mu diyorsunuz?"
Bu bana bir başka vecizeyi hatırlattı: "Atatürk yaşasaydı, Refah Partili olurdu."
Atatürk'ün arkasına sığınan "Ergenekon"cuların Hz. Ali'ye karşı mızrakların ucuna Kuran yaprakları geçiren Muaviye ve Amr bin As'tan farkı yok maalesef.
Hz. Ali'nin Muaviye'ye dediğini söylemek lazım onlara: "Ben, senin ne olduğunu bilirim, maksadın Allah kitabına uymak değildir; fakat sana değil, Allah'ın kitabına onun hükmüne uyuyorum."
Diyorum ki: "Biz, senin ne olduğunu biliriz, maksadın Atatürk ilkelerine uymak değildir; fakat sana değil, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yoluna uyuyoruz."
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede kod numaraları verilmiş 20 gizli tanığın ifadeleri yer alacak. Tanık ifadelerinde somut olaylar ve yapılmak istenenler bulunuyor.
Bunlardan birisi de 2007 yılında yaşanan ulusalcı mitinglere ilişkin. Gizli tanığın Savcı Zekeriya Öz'e verdiği bilgiye göre ulusalcılar, Cumhuriyet mitingleri düzenlenirken darbe planı yapmış; ancak bekledikleri desteği bulamayınca vazgeçmiş. İşçi Partisi üyesi 'gizli tanığın' ifadesine göre, cuntacılar 2007 yılında 'kalpaklı-bereli' bir darbe planı yaptı. Ergenekoncular 27 Mayıs ihtilalinde harbiye öğrencilerinin Meclis'e yürümesini örnek aldı. Planlara son rötuş Karaköy'deki Türk Ortodoks Kilisesi'nde atıldı. Toplantıya, Ergenekon operasyonu nedeniyle tutuklanan birçok isim katıldı.
Gizli tanığın ifşaatları, ulusalcıların Cumhuriyet mitinglerine adam toplamak için neden bu kadar uğraş verdiğini de açıklıyor. Plana göre Ankara'da düzenlenen ulusalcı mitingde alana 10 bin kalpaklı ve 10 bin kırmızı bereli şahıs yerleştirilecekti. Berelilerden bazılarında uzun namlulu silahlar bulunacak ve verilecek işaretle bereler ve kalpaklar aynı anda takılacaktı. Mitinge katılan emekli askerler en ön safta yer alacak ve hepsinin başında da kalpak olacaktı. Kalabalık öndekilerin yönlendirmesiyle toplu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne doğru harekete geçecek ve Meclis işgal edilerek 'devrim' gerçekleştirilecekti. Tanık ifadesine göre Meclis Muhafız Birliği'ni de kalabalığın önünde bulunan üst rütbeli emekli askerler durduracak, yine kalabalığın içinde halen görevde olan personel de yer alacaktı.
İstiklal Mahkemeleri kurulacak
Bir başka iddia da, kargaşanın çıkması için 15 kişiye sahte polis kıyafeti giydirilerek kalabalığın üzerine ateş açtırılması. Böylece 'emniyet Atatürkçülerin üzerine ateş açtı' denilerek polise iftirada bulunulacaktı. Meclis işgali bazı TV kanallarından canlı yayınlanarak 'bu iş bitti' mesajı verilecekti.
Darbenin ardından Hıyanet-i Vataniye Kanunu yeniden hayata geçirilerek İstiklal Mahkemeleri'nin kurulması da planlanmıştı. Binlerce insan sorgusuz sualsiz bu mahkemeler aracılığıyla ortadan kaldırılacaktı. Listeler bile hazırlanmıştı. Hatırlanacağı gibi, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ, düzenlediği bir basın toplantısında ellerinde 13 bin 500 kişilik hain listesi olduğunu ve zamanı gelince
Sayın Bilgili'ye
Her kelimesine aynen katıldığım Sayın Commodore 1 TR nin yazısına Atatürk'ün arkasına sığınmak diyebilmişsiniz. Buna siz sığınmak mı diyorsunuz? Biz malumun ilanı diyoruz. Ayrıca neden bu kadar rahatsız oldunuz ki? Sizin ortaya atıp bir kenara çekildiğiniz konular için en azından ben de sizin gibi düşünüyorum.Ama rahatsız olmuyorum. sizin böyle düşünüyor olmanız sizi bağlıyor çünkü.
Meşhur bektaşi fıkrası vardır. Teşbihte hata olmaz derler bana bu konu ve tavrınız malesef bu fıkrayı anımsattı.
" Hoca camide vaaz vermektedir, Allah, ne yerdedir ne göktedir, Allah ne tutulur ne görülür ama şah damarınızdan daha yakındır. Dokunamazsınız ama hissedersiniz diye devam ederken bektaşi arkadan seslenmiş," Hoca hoca yok diyeceksin de dilin varmıyor galiba"
Malesef Commodore1 tr nin konusunda da asıl amacın ne olduğunu hepimiz anlıyoruz ama sizlerin bunu ifade etmeye dili varmıyor.
Ben önüme konan herşeye körü körüne inanmıyorum. Kendi aklımla sorguluyor ve orada muhakeme ediyorum önce. Sonra bir hükme varabiliyorum.
Saygılarımla.
Konu mkocagul tarafından (15-07-2008 Saat 13:34:46 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: Cümle hatası
Atatürk'le ilgili düşüncelerimi bu sitede yeri ve zamanı geldiğinde açıkladım. Konulara eleştirel bakan ve eleştirel düşünecinin toplumun ilerlemesinde önemli bir motivasyon olduğuna inanan biriyim.
Bugün Atatürk edebiyatı yapanların önemli bir kısmının bir aşiret zihniyeti olan "kayıtsız şartsız itaat" zihniyetinde olduğunu düşünüyorum. Bu zihniyet hastalığı aynen bir tarikata "kayıtsız şartsız itaat"ten bir farkı yoktur.
Atatürk'ü bu türden donmuş kalıplardan kurtarmak gerek. Her olur olmaz yerde ve her konuda Atatürk'ü öne sürmenin de çok sağlıklı bir zihin yapısı olduğunu düşünmüyorum.
Sinan Aygün de göz altına alındığında suçunun "Atatürk'ü sevmek" olduğunu söylemişti. Sinan Aygün'ün suçlu ya da suçsuz olduğu konusunda yorum yapmak istemiyorum. Zaten bu aşamada bu yorum doğru da olmaz. Ama Sinan Aygün'ün bu sözleri bana çok itici geldi. Ruhsatsız gecekondusu yıkılmasın diye duvarına Atatürk resmi ve bayrak asanlar da Atatürk'ü sevdiklerini "söylüyorlar." Kendisini terk eden sevgilisini öldüren maganda "çok seviyorum abi, onun için öldürdüm" diyor. Ergenekon davasında da sanıkların "Atatürk'ü çok seviyoruz, onun için tutuklandık" demeleri bana hiç mi hiç hoş gelmiyor. Atatürk'ü bu işe bulaştırmayın lütfen..
Şu işi Atatürk'ün arkasına sığınmadan yapsanız olmuyor mu? Savunduğunuz bir düşünce varsa bunu Atatürk'ü kullanmadan savunamıyor musunuz? Atatürk'ü benimsemiş, sevmiş ama sizin "kerameti kendinden menkul" düşüncenize katılmayanlar ne olacak?
Atatürk'ün yakasını bırakın. Henüz ne olduğu belli olmayan, arkasından ciddi bir şey çıkıp çıkmayacağı henüz kesinleşmeyen tartışmalı (ve yargıya intikal etmiş bir konuda) Atatürk'ü öne sürmeniz anlaşılır şey değil.
Atatürk'le ilgili düşüncelerimi bu sitede yeri ve zamanı geldiğinde açıkladım. Konulara eleştirel bakan ve eleştirel düşünecinin toplumun ilerlemesinde önemli bir motivasyon olduğuna inanan biriyim.
Bugün Atatürk edebiyatı yapanların önemli bir kısmının bir aşiret zihniyeti olan "kayıtsız şartsız itaat" zihniyetinde olduğunu düşünüyorum. Bu zihniyet hastalığı aynen bir tarikata "kayıtsız şartsız itaat"ten bir farkı yoktur.
Atatürk'ü bu türden donmuş kalıplardan kurtarmak gerek. Her olur olmaz yerde ve her konuda Atatürk'ü öne sürmenin de çok sağlıklı bir zihin yapısı olduğunu düşünmüyorum.
Sinan Aygün de göz altına alındığında suçunun "Atatürk'ü sevmek" olduğunu söylemişti. Sinan Aygün'ün suçlu ya da suçsuz olduğu konusunda yorum yapmak istemiyorum. Zaten bu aşamada bu yorum doğru da olmaz. Ama Sinan Aygün'ün bu sözleri bana çok itici geldi. Ruhsatsız gecekondusu yıkılmasın diye duvarına Atatürk resmi ve bayrak asanlar da Atatürk'ü sevdiklerini "söylüyorlar." Kendisini terk eden sevgilisini öldüren maganda "çok seviyorum abi, onun için öldürdüm" diyor. Ergenekon davasında da sanıkların "Atatürk'ü çok seviyoruz, onun için tutuklandık" demeleri bana hiç mi hiç hoş gelmiyor. Atatürk'ü bu işe bulaştırmayın lütfen..
Atatürk ü bu işe değil hiç bir işe bulaştırmayalım zaten. Unutalım gitsin. Anıtkabir alanıda çok güzel harika camii olur orayada camii yapalım Atatürk ün naaşını Vefat eden cumhurbaşkanlarının oraya taşıyalım. Zaten okullarda da Atatürk köşesini kaldırdık. On kasımda da ayakta dikilip durmanın anlamı da yok.. Hatta 10 kasım'ı Hayvanları sevme günü ilan eden şerefsizede alkış tutalım. Milletin vergisiyle yandaşlarına okul kitabı bastırıp rayicin iki katı kadar para ödeyelim, içinde mutlaka Atatürk e hakaret sıralayalım yakalanınca '' Aa hemen toplatıyoruz'' diyerek hem soygun hem şerefsizlik yapalım Çünkü gene rayicin iki katı fiyata düzelttirelim... Atatürk Cumhuriyetini molla hacı hoca şeyh tarikat cemaat özlemiyle yanan tiplere bırakalım. Her yer kara çarşaflı takkeli tip dolsun Ama biz Atatürk ü bırakalım... Bırakalım rahat rahat uyusun. Görüyorsa bu durumu Cennetten hüngür hüngür ağlasın.
Bakın ben size anlatayım neden Atatürk karıştı buraya. Biraz mizahi anlatayımda sinirim tepeme sıçramasın hemde gülümseyerek öğrenelim ....
Ben Atatürk'ün arkasına filan sığınmadım. Atatürk ü tarif edenlerin hislerine tercüman oldum.
Bakınız ben gene az gitmişim gerçi Habil ile Kabil in azmettiricisinin Sezar ı öldürtenin de ergenekon olduğunu söylemiştim amma olsun. Açıklama geldi ne dedi? Aslında Ergenekon 600 yıllık bir tarikat.... Vay anam dedim. Perinçekin 660 yaşlarında olduğunu bilmiyordum. Öğrenmiş oldum.
Sonra düşündüm emin olunuz aklıma sizde geldiniz. Abbas bey Atatürk e kızıyordu teee nerelere gidiyormuş dedim kaldım. Aklıma teee kısmı takıldı . Düşün düşün bulamadım. Aradığım 1408 lerde kimdi padişah ? İlk oradan başlıyor. Kendime tam kızarken aydım. Ben tarihi kısmen bilirim diye dolaşıyorum 1400 lü yılların başında kim olduğunu kestiremiyorum bile !!! Aydığım nokta ise yerimden hoplamama ve gülmeye başlamama neden oldu. Çünkü 1408 de Osmanlıda resmi bir padişah yoktu Fetret Devrinin tam ortası.... Vay vay vay dedim bu ergenekoncuları kimse kurtaramaz. Osmanlıda ki fetret devrinin de sorumlusu bunlar !!!! Yaşasın savcı yaşasın adalet dedim...
Bu arada baş savcının gözlerinede baktığımı söylemem lazım hem baktım hem dinledim. İnançsızlık sesine ve gözlerine yansımıştı savcının kendisi inanmıyor... Buna emin oldum. Zaten soruya yukarıda dediğimiz gibi diye bir cümleyle başlayınca ''konuştuğunun bile farkında değil sanki kağıt var...''dedim...
Aslında Abbas bey iddianameden sizede soru çıktı amma onu aşağıda soracağım size nasılsa yanıtını alamayacağım ama olsun ben sorayım... Tarihe notumu düşeyim.. Hukukçusunuz ya beni aydınlatırsınız umarım yada başka bir hukukçuyada razıyım... Ama bu sonra...
Amma saçma iddianame haa derken aklıma bazı olaylar geldi. Aslında paylaşılmaması gereken ama içimdede kalmaması gereken şeyler.
29 Haziranda Hazırlanan zarfların 1 Temmuzda yürürlüğe sokulmasının nedeni bile iğrençti ;tam Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcısı'nın sözlü açıklamayı yaptığı gün... Sonradan öğrendikki 28 Haziran daha rezalet. Çünkü hep düşünüp duruyordum bir orgeneral emekli dahi olsa Genel Kurmay dan habersiz gözaltına alınamaz hele hele bunlardan birisi Jandarma Genel Komutanlığı'na kadar yükseldiyse... Sonra NET bir şekilde öğrendikki bu iki orgeneral aslında neredeyse çerez, 28 Haziran'da savcı 6 kişiyi hükümete soruyor hükümet enteresan bir şekilde olur ama Genel Kurmaya sormak lazım diyor, özellikle birisini, zaten 6. kişiyi sormaya gerek yok diyor o 6. kişi ATO başkanı; ATO başkanı sadece bilgi olarak gidiyor Genel Kurmay'a... Diğer 5 kişiyi gören Genel Kurmay muhtemel şaşırıyor. İki orgeneral iki tüm general bir de... Başbakan aranıyor emekli generaller hakkında izin verilebileceğini ancak çok ciddi kanıt yoksa TSK daki ciddi rahatsızlığın büyüyeceği bildiriliyor. Beşinci kişi ise veto yiyiyor!! Genel Kurmay soruyor neden !!! Genel Kurmaya bir yanıt gelebiliyor sadece bir faks ta ismi geçiyor diye !!!! Genel Kurmay açıkça ''hösttttt''' diyor o beşinci kişi 1 Temmuzda alınmıyor. O 5. kişi Ahmet necdet SEZER oluyor....
Sayın Bilgili
Bu yazdıklarınıza itirazım yok. Sayın Sinan Aygün ün neden göz altına alındınız sorusuna cevaben verdiği " Atatürk ü sevmekten" cevabı banada fazlası ile yapay ve itici geldi. Bu konuya ve diğerlerine itirazım yok.
Ancak özellikle son gözaltı ve tutuklamaların nedense çok bilinen ve muhalif kanattan olması bende çok soru işareti yarattı. En çok ses getiren Cumhuriyet mitinglerinin düzenleyicisi yada ön ayak olanı Eruygur, Hükümeti en çok eleştiren ve bu eleştirileri halkaçok sempatik gelen Sinan Aygün, bilinen muhalif Cumhuriyet gazetesi yazarları, il il ilçe ilçe gezen konferanslar veren Hurşit Tolon gibi isimler bu şüpheyi doğurdu. BU insanlar suçlu yada suçusz diye hiçbir iddia veya karşı tezim yoktur. Yargı heşeyi ortaya koyduktan sonra elbette kendi vicdanımda bir kanı oluşacaktır. Kuddusi Okkır ve isnat edilen suç ta beni çok etkiledi. Bu adamın iddia edilen suçu maddi destek vermesi idi. Adam beş parasız öldü. Şimdi içim acıyor emin olun. Hukuk adına acıyor. Şuçlu ise bunu bilmeyi istiyor vicdanım. Ya da suçsuz diye devletin özür dilemesini bekliyor.
Atatürk adının yerli yersiz kullanılmasında sizinle hem fikirim ama tüm bu gözaltıların belli bir kesime yönelmesi de bende çok soru işareti yaratıyor. Dengir Mir Fırat ın söylemleri, bilinen diğer söylem ve fikirler ile herşeyi alt alta toplayınca kusura bakmayın ama asıl hedef Kemalist düşünce gibi geliyor bazen. Bu soru işaretlerini taşıyan insanlar hiçte az değil emin olun.
Bizim fabrikadaki işçilerin görüşüde tüm muhalifleri topluyorlar şeklinde mesela.
Diğer düşünce gurubuna dahil olanlarda bu düşüncedekilerin hepsini toplayacaklarmış diyor yine.
BU doğru bir düşünce değil belki ama insanlar bunu böyle algılıyor ise buna sebep olanların düşünmesi gerekir.
Demirel i hiç sevemedim ama "Keser döner sap döner " sözünü severim.
Adalet hepimize her zaman lazım derim.
Ondan sonra tam bir kurt dalaşı başlıyor. İşin kötüsü TC kurucu gücü ile irticanın karşı karşıya savaşı olduğu gün be gün çıkıyor. Hem irtica hem satılmış bazı tipler...
Sonra durduk yere eski Genel Kurmay başkanı olan zat ortaya çıkıyor . Hilmi Özkök ki en sevilmeyen Genel Kurmay Başkanı olarak tarihe geçmiş, TC nin o ana kadar 23 Genel Kurmay başkanı olmuş lakap takılmamış buna takılmış.... Hemde Asker olduğundan hoş olmayan lakap... Daha beteri ciddi fetocu olduğu RTE nin hocam dediği Tüm kuvvet komutanlarının ( Özellikle şimdiki Genel Kurmay ın ) papaz olduğu hükümetle ''şiir gibiyiz'' dediği kişi... İşte bu çıkıyor ''akil adam lazım'' diyor...Benim kafam gene karışıyor...
Çankaya'da oturanın akil adam olması lazım aslında da oda akil olmadığını düşündüğünden olsa gerek bu sözü ortaya atanı yemeğe çağırıyor. Yemekta balık ve kırmızı şarap sunuluyor. Aslında bu mevsim balıklarının şarabı beyazdır ama neyse ... teki içmez öteki anlamaz...
Sonra Genel Kurmay eski başkanı açıklama yaptı belki tek doğru sözünü etti uzun süredir '' akil adam ben değilim'' biliyorduk ta duymak iyi oldu. Sonra bir söz daha etti .
Kasaptaki ete soğan doğranmaz.... Dedim bu aç kaldı... Meğer söz buymuş...
Denizdeki balığa limon sıkılmaz
İpe un serilmez gibi bir şey
yani su koyverdi gitti....
Eski askerler anlamadı iyi ki bu baştayken savaş çıkmamış dedi...
Ve Gül akil toplantısını birisiyle daha yaptı Hakan Şükürle....
Ergenekonla ilgili olarak basında çıkan pek çok önemli haberi görmezden gelirken böyle bir haberi nereden duydunuz ve nasıl itibar edebiliyorsunuz?
Ayrıca sayın Ahmet Necdet Sezer hakkında göz altına alınma talebi olsa, (ki buna bile zerre ihtimal vermiyorum) neden Genelkurmaya sorulsun ki?
Bu iddianızı ispata çağırıyorum.
Benim "arama emri" yerine "tutuklama" dememden çok daha vahim bir durum.
Bu arada Levent Ersöz'ün 10 gün içinde yurda döneceği açıklamasının 3-4 temmuz gibi yapıldığını da öğrendim. Ben 22'sine kadar beklerim.
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
29 Haziranda Hazırlanan zarfların 1 Temmuzda yürürlüğe sokulmasının nedeni bile iğrençti ;tam Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcısı'nın sözlü açıklamayı yaptığı gün... Sonradan öğrendikki 28 Haziran daha rezalet. Çünkü hep düşünüp duruyordum bir orgeneral emekli dahi olsa Genel Kurmay dan habersiz gözaltına alınamaz hele hele bunlardan birisi Jandarma Genel Komutanlığı'na kadar yükseldiyse... Sonra NET bir şekilde öğrendikki bu iki orgeneral aslında neredeyse çerez, 28 Haziran'da savcı 6 kişiyi hükümete soruyor hükümet enteresan bir şekilde olur ama Genel Kurmaya sormak lazım diyor, özellikle birisini, zaten 6. kişiyi sormaya gerek yok diyor o 6. kişi ATO başkanı; ATO başkanı sadece bilgi olarak gidiyor Genel Kurmay'a... Diğer 5 kişiyi gören Genel Kurmay muhtemel şaşırıyor. İki orgeneral iki tüm general bir de... Başbakan aranıyor emekli generaller hakkında izin verilebileceğini ancak çok ciddi kanıt yoksa TSK daki ciddi rahatsızlığın büyüyeceği bildiriliyor. Beşinci kişi ise veto yiyiyor!! Genel Kurmay soruyor neden !!! Genel Kurmaya bir yanıt gelebiliyor sadece bir faks ta ismi geçiyor diye !!!! Genel Kurmay açıkça ''hösttttt''' diyor o beşinci kişi 1 Temmuzda alınmıyor. O 5. kişi Ahmet necdet SEZER oluyor....
Forumu araştırdım fakat bu konuya pek bilgiye rastlayamadım. Genelde savcılık gizli numarayı bulur ibaresi var. Ben o süreci sorguluyorum. Savcılığa...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
ïîäáîğêà çàéìîâ îò ıêñïåğòîâ...
22-06-2025, 15:14:04 in Aile Hukuku