Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sadivarol;
Ama siz AKP'li belediye başkanının yasakçılığını pek de yasakçılık olarak kabul etmiyorsunuz. Üstelik bizim bu belediye başkanına "yasakçı" dememiz size dokunmuş görünüyor.
sayın bilgili,
kendimi yanlış ifade etmişim herhalde. bu durumdan dolayı herkesden özür dilerim. yazdığım yazıdan alıntı ile devam edeyim.
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
gelelim akp'li başkanın tavrına, bu tip provakatif bir durum karşısında kontrolünü kaybederek, gereksiz yere provakatör olduğu belli olan o an için sözde bir yazar durumunda olan kişi ile tartışmaya başlıyor. yaptıkları söyledikleri yanlış ve gerkesiz. demokratlığa sığmayan bir davranış. eleştirilmeli.
alıntı yaptığım yazımda başkanın yaptıklarının yanlış olduğunu ve davranışa katılmadığımı belirtmiştim.
ancak yazımın hiç bir yerinde konuşma yapan yazarın konuşmasının kesilmesini, mikrofonunun kapatılmasını savunmadım , savunmuyorum.
benim düşüncem şu;
yazar konu kültür ve sanat olamsına rağmen siyasi konulara girip , istediği şekilde, ama saldırgan ama tehditkar konuşabilir. kimse bu konuşmayı engelleyemez. engellememeli...
benim şahsi fikrime göre yanlış yapan, doğru hareket etmeyen kişi zaten bulunduğu toplum içinde kendi kendine küçük düşmeye ve ayıplanmaya mahkumdur. cezayı zaten toplum kendi keser. onu ayıplar, eleştirir ve değersiz bulur. ama demokrat bir toplumda başkasının haklarını gasp etmedikçe herkes söylediklerinde yaptıklarında özgürdür.
o yazar hanıma bir konuşma hakkı verilmiştir. bu konuşmayı istediği şekilde yapmakta özgürdür.
ama kullandığı bu özgürlüğü eleştirmek ve ayıplamakda benim özgürlüğümdür.
işte söylemek istediğim de tam bu...
başkanın konuşmanın bitmesini beklemesi gerekiyordu. daha sonra mikrofona gelerek demokratik eleştiri hakkını kullnarak benim ilk mesajımda yazdığım konuşmayı yapması daha doğru olurdu.
gelelim eleştirilerime,
ben sadece başkanın yapığını eleştiren , o yazarın yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyemeyen, hatta doğru yapmıştır diyenleri eleştiriyorum. sizin bana atfettiğiniz gibi çifte standart yaptıklarını söylüyorum.
şimdi size soruyorum sayın bilgili,
1- ben konumun neresinde başkanı savunmuşum, yaptığının doğru olduğunu yazmışım ?
2- yazarın ifade özgürlüğünün yasaklanması hangi cümlerle savunmuşum ?
fazla politik olmak diye beni eleştirmişsiniz ama "kültür festivali de bal gibi politikadır" diyerek en büyük çifte standartı siz yapmışsınız.
açıkçası ben kültür festivallerinin "bal gibi politakadır" olduğunu ilk defa sizden duyuyorum. meğer ne kadar politik bir ülkede yaşadığımın farkında değilmişim.
eğer kültür'ün politika ile nasıl ilişkilendirdiğinizi , kültür festivallerinin nasıl bal gibi politika olduğunu açıklarsanız sevinirim.
eğer o kültür festivali bir politika gereği olsaydı, akp li bir başkan, gidipte kültür festivalinin organizasyonunu sol görüşlü olduğu herkesçe bilinen bir gruba vermezdi. bu konu ile ilgili başkanın açıklaması var. eğer okumadı iseniz size gerekli alıntılar ile bu açıklamayıda yazabilirim. başkan politika yapmak istese gider kendi görüşünden insanları oturturdu oraya.
yazarın demokratik haklarının engellenmesini savunmak için, kültür etkinliğini "bal gibi politika" diye nitelerseniz yanlış yaparsınız.
velev ki;
siz eğer hukuk konuşulan bir ortamda , magazin konularını anlatmaya başlayan ve her hangi bir şarkıcı hakkında ileri geri konuşan birini dinleseniz, ne yapacaksınız ?
onu haklı mı bulacaksınız ?
yoksa haksız mı?
onun konuşmasını engellemek elbette yanlıştır.
siz hukukçu olmanıza rağmen yazar-başkan ikilisinin olayında olduğu gibi hukuk kongresinde popçulara ağır eleştiriler getiren, onların şarkılarına aşağılık diyen birinin konuşmasını kestirmezsiniz herhalde ? ama eleştiririsiniz her halde ?
her halde diyorum, emin değilim çünkü... yazarın konuşmalarını eleştirmediğiniz onu haksız bulmadığınız için...
Hukuki NET Güncel Haber
Konu sadivarol tarafından (02-07-2008 Saat 12:37:55 ) de değiştirilmiştir.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
çilek rumuzlu üyeden alıntı
AKP iktidara gelene kadar her cuma günü camilerde karaçarşaflılar "tekbir" diye bağırırlar, türban yasağını protesto ederlerdi.
Daha sonra AKP geldi. Birden kesildi bu Cuma olayları. O günden bu günlere kadar da hiç olmadı. Oysa türban yasağı daha kısa zaman önce kaldırılmıştı. Neden o tarihe kadar Cuma protestoları olmadı?
Demek ki bunları organize eden iktidardaydı da ondan!!!
Buradaki bir yanlış algıyı düzeltmek için yazıyorum.
AKP seçmeni içinde başörtüsü yüzünden mağduriyet yaşayan büyük bir kitle olsa da, başörtüsü eylemleri AKP iktidarında da devam etti, ama basının ilgisi azaldı. Bir olay basın büyütürse gündem oluşturur, küçük görürse oluşturmaz.
Şöyle bir iddiada bulunsak (doğru demiyorum ama) daha inandırıcı olabilir:
"AKP basın üzerinde baskı kurdu, başörtüsü eylemleri haberlere çıkmaz oldu."
Google'da "başörtüsü eylemleri" dedim, karşıma çıkan linklerden biri şu:
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
bazı insanların çağdışı olduğunu savunuyoruz , din adına inanç adına yanlış davranışlar içinde olduğunu savunuyoruz , gerici olduklarını , çok hukukluluğu istediklerini söylüyoruz.
doğru... doğru söze yanlış mı diyeceğim. elbette hayır.
ama olaya biraz daha yukarıdan, tarafsız bakarsanız başka bir tespit yapmakda mümkün.
çağdaş adını verdiğimiz, laik devleti savunan , müspet ilimi çağre gören toplumlar... onlarında yanlışları eksikleri yokmu ?
1- sanayi devirmi ile başlayan , bugünlerde tavan yapan doğamızın katledilmesi
2- kapitalizim adı altında çok parası olanları daha da zengin yapan, düşük gelirli insanları daha da fakir yapan düzen
3- para uğruna her şeyi cinsel bir metea haline getirmek ve insanların zayıf noktası olan cinsiyet kavramı üzerinden menfaat sağlamak
gibi sayabileceğim başka olumsuzluklar...
bunlar çağdaş adını verdiğimiz toplumlarında en önemli sorunları değil mi ?
buradan şu sonuca gelmek istiyorum;
evet her kesimin kendine göre yanlışları ve eksiklikleri olabilir.
bunları tespit etmek ve yapıcı eleştiriler getirmek herkesin hem hakkı, hemde en önemli görevi. evrim , gelişme bu şekilde olur zaten...
ama maalesef bugün türkiyede islami kesim diye tabir edilen kesime karşı yapılan eleştiriler yapıcılık ve hakkaniyetten uzak bir şekilde olmaktadır.
bu eleştirilerin yapanların amacı nedir ?
türk toplumunu daha yaşanır ve ileri bir toplum haline getirmek mi ?
yoksa düşünce ve görüşlerini beğenmediğimiz insanları ötelemek , yok saymak ve toplumdan soyutlamak mı? onların bazı haklarını ellerinden almak mı?
bana göre şu anda yapılan , eleştiri adı altında bazılarını yok saymak ve onları toplumdan soyutlamak.
yani bağcıyı dövmek ile uğraşıyoruz , niye üzüm yemek hiç aklımıza gelmiyor.
dolayısı ile görüşlerini beğenmediğimiz o toplum ile nasıl bir arada yaşarız, onları nasıl daha çağdaş ve hurafelerden uzak , okumuş bir toplum haline getiririz , bunun üzerinde çalışmak gerekiyor.
benim bu konuda bazı tezlerim var. bu düşüncelerimi bir sonraki yazımda ele alacağım.
Konu sadivarol tarafından (02-07-2008 Saat 15:17:22 ) de değiştirilmiştir.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
bazı tespitler yapmadan önce , kendi profilim ile konuya başlamak istiyorum.
48 yaşında istanbul doğumlu ve erkeğim. ailem 3 kuşaktır istanbulda bulunuyor. ailemde hiç baş örtülü bayan yok. annem amerikan koleji mezunu sanat tarihi okumuş akademik bir insan. babamda avrupada yüksek öğrenim görmüş yine akdemik bir insan. bende makina mühendisiyim. istanbulda kendi firmam var. akp'nin muhafazakar ve islami tabanı ile görüşlerim uyuşmaz. kendimi tanımlamak gerekirse demokrat,liberal ve sosyalist bir görüşüm var.
kendi görüşümü en iyi ifade eden açıklama ise liberal tanımından geçiyor;
Liberaller ; farklı dilleri, dinleri, felsefeleri benimseyen, değişik insanî özelliklere sahip bireyleri ve insan topluluklarını hak ve özgürlük sahibi özneler olarak görürler. Farklılıkları çatışma ve birbirini yok etme gerekçesi olarak kullanmazlar. Herkesin barış içinde bir arada yaşamasının yol ve yöntemlerini araştırırlar.
bu görüşe demokratlık , sosyal adelet ve çalışan kesimlerin hakları başlıklarını da eklersek , benim hayat görüşümü yansıtmış oluruz.
belki yazdığım yazılar ile bu hayat görüşümü bağdaştıramıyabilirsiniz, ama bakın o liberal tanımından sonra sn. muhsin abay ne demiş; Ülkeyi Müslümanlara yaşanmaz kılmaya çalışan Lâikçiler, bu yüzden onları sevmezler. Halkımızın gerçek liberallere her zaman ihtiyacı var. http://www.tumgazeteler.com/?a=2584775
tabii ben bu görüşteki kadar katı düşünmüyorum. laikçilerin dini bütün insanlara yaşam hakkı bırakmadıkları gibi uç bir düşüncem yok. ama her şey beyaz veya siyah değil. gri yerlerde var. dolayısı ile bazı hak ihlalleri ve acımasız eleştiriler yapıldığı ve yok saymanın yaşandığı bir gerçek.
siz irticai kesimin bizim gibi liberal düşünceli insanları kullanarak şeriatı getirmeyi istediklerini düşünüyor olabilirsiniz. ama yanılıyorsunuz. bir hak verilmeden yargılama yapamazsınız. varsayımlar üzerinden onları suçlayamazsınız.
eğer yüksek öğrenimde herkese eşit yaklaşılıp türban serbest bırakılırsa ve bunun üzerine başı açık kesimler üzerinde belli baskılar oluşursa, başı açık olnaların en büyük savunucusu ben ve benim gibi liberaller olacaktır. ancak hakkı vermeden varsayım yürütmek ve yasak getirmek günümüzün toplum anlayışına ters düşmektedir. çağ dışılıktır.
Konu sadivarol tarafından (02-07-2008 Saat 15:19:56 ) de değiştirilmiştir.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Kentin en merkezi yeri Pirireis Mahallesi'nde 1967 yılında kurulan ve bazı eski bakanlar, siyasiler, emekli savcı, bürokrat ile mimar-mühendislerden oluşan 240 faal üyesi bulunan Mersin Mühendis-Mimar ve Teknikerler Derneği, 4 katlı Özel İdare Lojmanları binasının zemin katında yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteriyor.
AKP'nin 2002 seçimleriyle iktidara gelmesinden sonra lise felsefe öğretmenliğinden Valilik İl Dernekler Müdürlüğü’ne atanan Erol Özdemir, iddiaya göre kentteki diğer içkili yerlerde olduğu gibi Mühendis- Mimar ve Teknikerler Derneği Lokali'ne de ‘alkolsüz lokal’ dayatması yapmaya başladı. 13 Ağustos 2005’te derneğin tüm belgeleri incelemeye alındı ve gönderilen yazıda, lokal bahçesinde geç saatlere kadar içki içildiği belirtilip, bunun önlenmesi istendi. Bu önlenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağı belirtildi.
İl Dernekler Müdürü Erol Özdemir, 21 Şubat 2006’da polis eşliğinde lokali denetledi. Bu denetimde, o an lokalde bulunan 50 kişiden 12’sinin üye olmadığına ilişkin tutanak düzenlenip, 8 Mart 2006’da 5 gün süreyle kapatıldı. Uygulamayı protesto için açılan imza kampanyasında 200’ün üzerinde imza toplanıp, detaylı bir yazı içeren dilekçe, İçişleri Bakanlığı ile Mersin Valiliği’ne gönderildi. Dilekçede, keyfi tutum sergilendiği, gelişmelerin ‘alkolsüz lokal’ dayatması nedeniyle yaşandığı öne sürüldü.
Dernek Başkanı Fehmi Tosun, o dönemde makamında görüştükleri İl Dernekler Müdürü Erol Özdemir’in, “Alkolsüz lokal yönergesini örnek alın, hazırlayın” dediğini de öne sürdü. Alkollü içecek servisine devam edilen lokal, 28 Mart 2008’e kadar sık sık denetlendi. 2 kez daha 5’er gün süreyle çeşitli nedenlerle kapatma cezası verildi.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
alıntı yaptığım yazımda başkanın yaptıklarının yanlış olduğunu ve davranışa katılmadığımı belirtmiştim.
ancak yazımın hiç bir yerinde konuşma yapan yazarın konuşmasının kesilmesini, mikrofonunun kapatılmasını savunmadım , savunmuyorum. ..
Olayın videosunu hurriyetin internet sayfasından izledim. Başkanın yaptıgı ayıp ama bir kişi de çıkıp neden yazar haddini aşmış demiyor?
Kulaktan dolma bilgilerle nükleer enerji gibi bir konuyu kendince bağrış çığrış tartışmak, bir yazarın "haddine" mi? Başkanın yaptıgını onaylamıyorum ama bir yazarın bilgi sahibi olmadıgı konuda ileri geri konusması demokrasiyle, toleransla açıklanamaz. Yazar da, başkan da hatalıdır, tek taraflı bakmanın, kuru gürültünün anlamı yok.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
gelelim farklı yaşayan ve farklı inanan 2 toplumun aynı ortamda sorunsuz ve aynı haklara sahip olarak yaşamasına...
düşüncelerime tercüman olması sebebi ile biraz kendi yaşantımdan bahsetmek istiyorum;
ailem bana hiç bir dini bilgi öğretmedi , hiç camii ye götürmedi , evimizde oruç tutulmadı , orucun manevi ve fiziksel faydalrından bahsetmedi , zekat konusunda hiç konuşulmadı , sadece kurban kesitiğimizi hatırlıyorum (oda toplumun gözü önünde olduğu için zannediyorum). ayrıca kurbanın neden kesildiği ve ne amaçla dağıtıldığı hakkında hiç bir bilgi verilmedi.
okuldaki din derslerinde 2-3 dua öğrettiklerini hatırlıyorum.
eğer dedem olmasa idi, şu an aklımdaki 3-4 dua'yı hiç bilmeyecektim. cenazeler haricinde hiç camiye gitmiş olmayacaktım. onun bilgi dağarcığı sayesinde manevi konularda hiç bilgim olmayacaktı. benim elimden tutup camiye götürdüğünü, bana dua ezberlettiğini , çeşitli dini konularda akademik bilgiler verdiğini hatırlıyorum. nur içinde yat sevgili dedeciğim.
o zamanlar dedemin bu yaptıkları benim için bir şey ifade etmiyordu ama bugün o günlere ve bugün yaşananlara baktığım ve belli analizler yaptığım zaman , dedemin o zaman bana anlatıkları daha bir önem kazanıyor.
birlikte yaşadığım ortamda bulunan arkadaşlarımın ve ailelerininde benim yaşadığım hayattan çok daha farklı yaşamadıklarını biliyorum. yani dini bilgilerden uzak...
dolayısı ile bugüne kadar yaşadığım hayatı değerlendiğim zaman karşıma şöyle bir manzara çıkıyor;
laik cumhuriyet adına ve dindar insanların bazı çağdışı düşünceleri ve hurafelere inanmaları sebebi ile
toplumumuzu dini konulardan , gerçek dini eğitimden , islamın gerçek anlamından uzak tutmuşuz. laiklik dinsizliktir diyecek kadar uç bir insan değilim. böyle olmadığını gayet iyi biliyorum.
ama;
bazı korkularımız yüzünden bize islamın gerçek anlamı , dinimizin önem verdiği konular öğretilmedi. evet çağdaş , okumuş , elit bir topluluk yaratıldı. ama maneviyat ve dini konular eksik kaldı. bu iki önemli sac ayağını bir araya getirememişiz.
bu çağdaş , okumuş elit topluluk ne diyor? herkezin inancı kendine, sen benim inancımın nereden bileceksin? benim inançsız olduğumu nasıl anlayacaksın?
doğru...
ama inanç dediğiniz şey nedir? neye inanıyorsunuz? müslümanlığın gerekliliklerini yerine getirmek sizin inancınızın neresine düşüyor ?
diyebilirsiniz ki herkes kendi inancında özgürdür, müslümanlığı kendimize göre uygulamak ve yorumlamak bizim kendi özgür hakkımızdır .
evet buda doğru...
ama kendinizinden farklı görüdüğünüz insanlarda farklı inanıyor. onların sizi acımasızca eleştirdiğinde nasıl rahatsız oluyorsanız, onlarda siz eleştirince rahatsız oluyorlar.
bu eleştiriler olmalı ancak herkesin hakları ve özgürlüklerinide yaşamasına izin verilmeli.
gelelim benim çözümüme,
eğer bizim gibi çağdaş , okumuş elit bir toplum, çocukluktan itibaren çağdaş ve hurafelerden uzak gerçek bir dini eğitim almış olsaydı , bugün eleştirdiğimiz irticacı dediğimiz o toplum ile çok daha fazla ortak yanımız olurdu.
onlara yanlışlarını öğretmek , hurafe ve yanlış düşüncelerini düzeltmek çok daha kolay olurdu.
düşününki toplumundaki çağdaş kesim(laikçiler) dini konularda çok bilgili , kuranı nerdeyse ezbere biliyor , islamın gerçek manasını hurafelerden uzak bir şekilde kavramış. camiye gidiyor , ama çağdaş hukuka inanıyor , tek eşliliğe inanıyor, kadın haklarına inanıyor, şekilciliğe şiddetle karşı vs. vs..
karşılarında hurafelere inanan bugünkü kızdıkları eleştirdikleri insanlar var.
bu insanlar sizin bugünkü durumunuzdaki halinizlemi size inanıp daha çağdaş olur?
yoksa çocukluğundan itibaren gerçek din eğitimi almış , gerçek dini bilgilerle donatılmış çağdaş dini bütün bir insan olarak onların karşısına çıkarak mı ?
özetle demek istediğim şu;
biz çağdaş ve laik olarak tanımladığımız kesim, dini bilgilerden o kadar uzak yetişmişizki ; dini konuları ve din ile ilgili herşeyi o kızdığımız irticacı diye nitelediğimiz insanlara bırakmışsız.
ne adına ? şeriat düzeni gelmesin diye...
eğer biz dini konularda daha bilgili olsaydık, daha din ile iç içe yaşıyor olsaydık, savunduğumuz düşünceleri dinimiz ile birlikte yorumlayabiliyor olsaydık
bugün o irticacı dediğiniz insalar bize daha çok inanırlardı. bizim görüşlerimize daha çok değer verirlerdi. yanlışlarını daha kolay görürlerdi.
en azından ortak bir noktada buluşma şansımız olurdu.
bu kadar kutuplaşmaz, biribirimizi bu kadar acımasızca eleştirmezdik.
çağdaş bir din anlayışını toplumumuzda yerleştirmek için , önce dinimizi öğrenmemiz , dini eğitim almamız ve hayatımızda dinimize de yer vermemiz gerekiyor.
dini yok sayıp , herkesin inancı kendine düşüncesi ile bu kutuplaşma bitmez.
din ile çağdaşlığı aynı potada eritmemiz lazım.
eli kalem tutan belli bir düşüncesi olan herkesin bu ülkü adına çalışması ve çözüm üretmesi lazım. türkiye ve mutluluğumuz adına,
çok beğendiğim bir yazı ile sözlerimi bitiyorum;
http://www.stargazete.com/politika/t...yor-110721.htm
--------------------------- Türkiye rönesansını yaşıyor
Türk solunun önemli ismi Nabi Yağcı Cumhuriyet’in aydınlanmadan modern olduğunu söyledi. ‘Artık
bize ait düşünceler üretiyoruz’ diyen Yağcı ‘Farkında değiliz ama kendi rönesansımızı yaşıyoruz’ dedi
UZUN yıllar yurt dışında sürgün yaşayıp Turgut Özal döneminde Türkiye’ye dönebilen eski Türkiye Komünist Partisi’nin Genel Sekreteri Nabi Yağcı, ‘Kaygının önünde beğenelim beğenmeyelim AKP var. Bugün devlet solun üstüne gitmiyor’ dedi. Taraf Gazetesi yazarı Neşe Düzel’in sorularını yanıtlayan Yağcı, Türk soluna yüklendi. ‘Sol Türkiye’de demokratik, yapısal bir değişim istemeli’ diyen Yağcı, ‘Ama tabi yapısal ve demokratik değişim korkutucudur. AKP’li Dengir Fırat, ‘Devrimler, travmalar yaratır’ derken gerçeği söyledi. Türkiye şuanda bir Rönesans, bir devrim yaşıyor ve bu devrim de travmalar yaratıyor. Ve değişimden çok korkuluyor’ dedi.
SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER
YAĞCI sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bugün Türkiye’de müthiş sevindirici bir gelişme var. Şu anda tarihi süreçteyiz fakat farkında değiliz. Her şeyi öyle hızlı yaşıyoruz ki, içinden geçtiğimiz tarihi dönemin farkına varamıyoruz. Türkiye bugün gecikmiş Rönesans’ını yaşıyor. Gecikmiş diyorum çünkü Cumhuriyet, aydınlanması olmayan bir modernizmdir. Aydınlanması olmayan bir modernizm olamaz, zaten olmadığı için de Cumhuriyet sıkıntılar içinde bugün. Cumhuriyet aydınlanmadı ama modern oldu.’ Türkiye’nin artık kendi düşüncelerini kendisinin ürettiğini belirten Yağcı, ‘Oysa bugüne kadar biz düşünceyi hep ithal ettik. Şu anda müthiş bir düşünce potansiyeli var’ şeklinde konuştu
--------------------------------------------------------------
Konu sadivarol tarafından (02-07-2008 Saat 15:34:21 ) de değiştirilmiştir.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Konu durulsada ben kaldığım yerden devam etsem diye sessiz kaldım ama kesileceği yok. Ama okurken gülümsediğim '' yahu bunlarda hiç bir şey bilmiyor kulaktan dolma sallıyor ''dediğim bazı kişilere nezaket ve letafet adına bunu yazmazken bu kişilerden birisinin bunu bana yazmış olması beni bu sıcakta gülümsetmeye başardı .
Gerçekten yanıt vermeyecektim yada kısacık ''görüşlere saygılıyım ama bu başlıktada gördüğünüz gibi ''öykü'' tartışma değil'' notuyla geçiştirecektim. Ama gördümki iyi niyetle susma saçmalamalara engel olamıyor. Onun için son bir kez yanıt vermeyi düşündüm .
Ama baştan bir kaç deyim atasözü üzerinde duralım.
Allah adamı: Hile, kötü bilmeyen; hak yol üzerinde olan, Allah`a ibadette kus dini bütün kimse."Allah adamı olmalısın dünya da, hem de ahrette iyilik görebilesin."
Allah`a emanet: Herhangi bir şeyi Yüce Allah`ın korumasına ve esirgemesine terk etmek."Seni Allah`a emanet ederek gidiyorum oğlum."
Allah Allah!: Daha çok şaşkınlık ve hayret hâllerini anlatır."Allah Allah! Nasıl oldu bu iş, aklım almıyor?"
Allah aratmasın: Yakınılacak bir durumda, bir şeyin hiç bulunmaması hâlindeki sıkıntı anında "Allah daha kötüsünü göstermesin" anlamında kullanılır.
Allah aşkına: Yemin vermek veya yalvarmak için "Allah`ını seversen" anlamında şaşma, usanç bildirir."Allah aşkına şu işi bir daha yapma!"
Allah bilir: 1. Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez."Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."2. Bana öyle geliyor ki."Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
Allah`ın belâsı: Varlığı üzüntü veren, varlığından huzursuz olunan şey."Allah`ın belâsı adam yine çıktı ortaya."
Allah versin: 1. Dilenciyi savmak için "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir. 2. İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir."Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
Allah yarattı dememek: Kıyasıya dövmek, çok hırpalamak."Adamlar yabancıya bir giriştiler ki Allah yarattı demediler."
Allah "yürü ya kulum" demiş: Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir."Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
Birde önemli üçtane yazalım ayrı
Allah Utandırmasın : Yeni iş yeri açana söylenir. Umarım pişman olmazsın aAllah yardım etin i içerir
Allah 'ın sopası Yok :Mağdur eden bir kişinin başına hiç umulmadık bir iş geldiğinde söylenir.
Allah Şaşırtmasın :Yanlış yola sapmayasın. Aman ha !!!
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Bu deyimleri öylesine verdim. Bakan olur diye...
Sayın Erdem53 demiş ki
Bende Kuran'ı yorumluyorum ve başörtüsü örtünmek gerektiğine inanıyorum(tabii ki siyasi simge olarak görülmesine de şiddetle karşıyım).Benim gibi düşünen bir sürü de insan var.Peki neden saygı gösterilmiyor.Bu şekilde düşünen insanlar çoğunlukta da olsa azınlıkta da saygı duyulması gerekmez mi.
Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Sayın sadivarol da bunu çok beğenmiş ve oda
sizinle aynı görüşteyim sayın erdem 53.
elinize sağlık duygularıma düşüncelerime tercüman olmuşsunuz.
türbana eleştiri getirenlerin, sizin bu sorulara ne yanıt vereceklerini merakla bekliyorum.
demiş.
Böyle diyerek beni eleştirmişler saygılı olmamı istemişler ki en büyük saygıyı benim duymam kendilerinin hiç bir saygı kuralını tanımadan sadece kendilerine istemelerine rağmen.
Eğer bir gün bir ateist toplumun önüne çıkıp inananları rencide eder konuşma yapar hakaret eder kendi dediğinin kabulu için baskı yaparsa ona da ilk karşı çıkanlardan olurum. Tıpkı size olduğu gibi. Ama ateistler genelde tüm dinleri bilip sonra bir karara varmış ve sadece kendilerini bu kararla bağlamış insanlardır. Genelde konuşmazlar ve asla saygısızlık yapmazlar. Ama nedense onlara karşı her türlü abukluk fırsat bulunduğu an yapılır . Bu da ayrıdır.
Şimdi sizin yazınızdan asıl gizli düşüncenizi kalın olarak bir kez daha sizin ağzınızdan görelim.
Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Breh breh breh işte sizin gerçek yüzünüz.... Emin olun ki ben gene gülümseyerek saygı duyarım ama bunu İSLAM DİYE YUTTURMANIZA KENDİNİZİNDE İSLAM OLDUĞUNUZA İNANMAMI İKNANIZA KARŞI ÇIKARIM. Benim tüm yazılarımla sizin yazınızı gönderin bakalım fetva veren bir ülkeye ne oluyor. Anında KATLİ VACİP fetvasını yersiniz. Bana da 50 adet falaka sopası düşer. Kesin düşer. Çünkü ben onlarıda eleştiriyorum. Siz islam inancının temeline dinamit koyuyorsunuz. Eyyy beni islamı bilmemekle suçlayan yani din mensubu iyi oku :
İslam dini temelde iki temele dayanır. Bu diğer dinlerle olan farklılıklar haricindeki iki temeldir.
1. Allah a Peygamberlerine ve onların getirdiği kitaba inanmak
2. İslam peygamberinin ve kitabının son kitap ve peygamber olduğuna inanarak Allah ın tek olduğuna Hz. Muhammedin onun son ve İslam peygabberi olduğuna inanmaktır.
Zaten bu ikincisine Kelime i Şahadet denir ki İslam ın temelini oluşturur.
Dolayısıyla ben İSLAM ım diyen hiç bir kişi YENİ BİR DİN ORTAYA ÇIKTI diyemez. Bu Allah ı Peygamberi inkardır. Şirktir büyük günahtır. Ve sizler bunu bana İslam diye yutturmaya kalkarsanız tepki alırsınız.
Şimdi siz islamda asla olmayacağı belirtilen yeni bir din olduğunu ve benim ona saygı duymamı istiyorsuuz. Hay hay duyarım tabiiki ben abd deki bilmediğim garip tarikatlarada saygı duyuyorum. Neden sizlere duymayayım ? Ama sizlerde dürüst olun buna İSLAM demeyin . Değil bak kendinizde söylüyorsunuz !!
Kaldıki bana saygıdan söz eden kişi olarak benim cümlelerimi ''TAG'' layıp sonra altına başörtüsü diye devam etmeniz o alıntı içinde bir kere başörtüsü yazmazken bunu yapmanız en basit deyimi ile saygısızlıktır ayıptır.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Evet yeni bir din İslam bu diye dayatılmaya çalışılıyor işin özü bu aslında. CİA destekli Fethullah Gülen önderliğinde ve onun Tütkiyede ki çok bilinen işbirlikçileriyle yapılmak istenen aslında bu. Bunu ÖZGÜRLÜK diye savunurken Bu adamnın ve yandaşlarının İslam la ilgisi olmadığını amaç Türkiye nin parçalanması yolunda ilerlerken abd ve ab ye tampon olacak bir ILIMLI İSLAM MODELİ yaratılmak olduğunu ve tüm çalışmaların bu dayanak üzerinde gittiğini söylemek YASAKÇILIK OLUYOR. Aslında benim dediğimi diyebilmek çok daha zor bu ülkede ...
Salya sümük ağlayıp duran Feto'nun ''Türkiye özlemiyle tutuşuyorum memleketin her şehrinden toprak getirttim'' demesine karşık beş kez Green Card a başvurması ve referanslarınında ilginç olması yanı sıra red gerekçesi bile insanların gözünü açmaya yetmiyor. Ne kadar açık bir şekilde yazmış aslında Federal Savcı GreenCard isteminin reddinin gerekçesini..
Gülen cemaatinin, iş yapma biçimi şeffaf olmayan, okullar, gazete, üniversite, sendikalar ve televizyondan meydana gelen 25 milyar dolarlık güce sahip bir ekonomiye hükmettiğini belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:
“(...) Kullanılan paraların büyüklüğü nedeniyle Suudi Arabistan, İran ve Türk hükümetleriyle gizli anlaşma içinde olduğu iddiaları dile getirilmektedir.
CIA’in de bu projelere finansal ortaklık ettiği şüpheleri bulunmaktadır.”
“Kendisini akademisyenlerle çevreleyip para karşılığı görüşlerinin tartışıldığı konferanslarda konuşturuyor veya görüşlerini yazdırıyor!”
Biz bunu anlamıyor muyuz ?
Yani federal savcı diyor ki.
Bu adam bir takım kara işler içerisinde ve bu yüzden kara para deposu. Bu paranın gücüyle okullarında buna yönelik eğitim yapmaktadır. CİA buna göz yummuş ve bu kişiden yararlanmıştır. Ama Başka bir çıkar uğruna da abd yi satacağı karıştıracağı kesindir . Greencard alamaz... Ve alamıyor...
Bu kişinin ne yapmaya çalıştığını ise herkes biliyor. saklamaya gerek yok. Kıvırmayada gerek yok. Kendisini nerede gördüğünü bilmeyenler araştırıp öğrensizler bu kişiliğin ne olduğunu ki inananların bildiğini ve maalesef öyle kabul ettiğini görüyoruz.
Feto'nun islam diniyle ciddi bir ilgisinin olmadığı gün gibi ortada. Sadece kandırma amacı olarak kullanıyor. Yoksa en basit islam bilgisi dahi olan birisi ''dinler arası uzlaşma'' deyiminin İslam ın kabul etmeyeceği bir deyim olduğunu bilir. Ya İslamsındır yada değil. Ben şundan vaz geçeyim sen şunu yap deme hakkı yoktur kimsede... Bunu söylemek yasakçılıktır sizlere göre evet ben yasakçıyım. İslam dininin korunmasını düşünen bir yasakçı...
Genç kızlarımıza alenen '' Bir tarikat yada cemiyete girip başını örteceksin yoksa dinden çıkmış olursun '' baskısı yapmak özgürlükçülük değil mi? Yada RTE nin dediği gibi ''ikna yolları vardır' ı uygulamak özgürlükçülük ... Ne özgürlük ne özgürlük Faşizm derler buna siyasi terim kıtlığı çekmeyelim... Kaldıki aynı RTE kızlara okumaları için türbanlarını çıkarmaya ikna etmeye çalışanlara ateş püskürmüşken ... Örtmek için ikna özgürlük çıkartmak için ikna yasakçılık.. Seveyim sizin özgürlüğünüzü...
,
turk turbanli hikaye,
türk türban bayan hikaye sekiz,
hayvan pornnsu,
https:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage53,
yunan pornnsu,
am sikken turbanll kadln,
cuce kiz pornnsu,
turk turbanli kadnlarla,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage11,
yandik biz pornnsu indir,
ilknur pronsu,
Nesrini pornnsu,
ALMAN PORNNSU INDIR,
asker pornnsu indir,
rus.pornnsu.indir,
hamile pornnsu,
turk turbsnll sm resim 17lik,
turbanll,
amerikan pornnsu,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage33,
http:www.hukuki.netshowthread.php38469-Din-iman-Turban-Don-Kadin-ve-Kurufasulye-iste-AKP-iste-oykupage58
Bu iktidarın liderinin de yani RTE nin de mezun olduğu okulların zihniyetini işte böyle yansıtoyorlar. Amaçları bunu dimek bunu zorlamak sonra normal...
Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
İstinaf kararı hakkında
10-05-2025, 01:23:51 in Miras Hukuku